Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo: Oğuz Özdeş (Kendi yazdığı aynı isimli romanından)
Kamera: Mustafa Yılmaz
Yapım: And Film/Turgut Demirağ
Oyuncular: Orhan Günşıray (Yzb.Tarık), Pervin Par (Kezban), Tülin Elgin (Suzanne), Reha Yurdakul (Bnb. Faruk), Senih Orkan (Boris), Nebahat Çehre (Suna), Birsen Menekşeli (Aysel), Hasan Ceylan (Mihail), Feridun Çölgeçen (Dupont), Diclehan Baban (Eleni), Tuncer Necmioğlu, Memduh Ün (Jak), Hüseyin Güler (Yunan Sb.), Araksi Hebo), Mahmure Handan , Gülgün Erdem, (Sekreter), Savaş Tuğ (Akrobat)
Konu: Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunan istihbarat teşkilatına girmek için görevlendirilen yüzbaşı Tarık’ın serüveni, herhangi bir yerde herhangi bir zaman geçebilecek bir casusluk öyküsünden öteye geçmez, Kurtuluş savaşı sırasında geçen, filmlerimize konu olmuş bir çok casusuluk öyküleri gibi hiçbiri kendine özgü olmayan serüvenler, Kurtuluş savaşı fonuna otortulur. “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye””
Memduh Ün Anlatıyor:
“….Yazıharıem Ağacami'nin arkasında, Eren Han'daydı. Bir gün yazıhanesiyle karşı karşıya olduğumuz And Filme, Turgut Demirağ'ı ziyaret ettiğimde, bir kitap verdi bana, okumamı istedi. Oğuz Özdeş'in, Dağ Başını Duman Almış adlı bir romanıydı; oğlu Muhteşem okumuş, çok beğenmişti. Muhteşem o günlerde her halde 12 yaşlarındaydı. Demirağ kitabı okumamıştı, ama oğlunun zevkine güveniyordu. Kitabı okuduğumda çok şaşırdım, çünkü saçma sapan bir şeydi. Bundan kesin film olmaz, hadi yaptık diyelim, pahalıya çıkar, ticari şansı da yok dedim kendisine. Öyküyü düzeltmek olası değildi. Ama Demirağ takımştı kafaya, oğlunu mutlu etmek istiyordu belki de. Ben bunun filminin yapılmasını istiyorum dedi, kestirdi attı.
Turgut Demirağ'la ortaktık İzmir bölgesi işletmemde, bu filmin yönetiminden de para alacaktım. Sonunda peki dedim. Senaryoyu Oğuz Özdeş yazdı. Demirağ da üzerinde biraz kalem oynadı. Çekerken ben de kalem oynatmış olmalıyım. Bu abuk sabuk öyküyü düzeltmeye benim ne aldım, ne zekam, ne sinemacılığım, ne tecrübem yetmezdi kuşkusuz.
Filmi, meslek namusumca elimden geldiği kadar iyi çekmeye çalıştım. Demirağ izlediğinde filmi beğenmiştı. Beyoğlu, Atlas sinemasına koydu gösterim için. Atlas sineması pek yerli film oynamazdı. Kırık Çanaklar ve Ölüm Peşimizde gösterime sundukları iki ender Türk filmiydi. İşi doğal olarak kötü oldu, 5-6 arası iş yaptı. Türkiye genelinde de aynı düzeyi tutturdu.
Antalya'da uzun süre hava muhalefetine Uğradığımız için 30 gün civarında bitirmiştim filmi. Sabah işe çıkıyorduk hava pırıl pırıl, saat 11'e doğru kara bulutlar basıyor, yağmur başlıyordu. Bu nedenle film oldukça pahalıya çıktı.
Romanın yazarı Oğuz Özdeş benim arkadaşımdı. Yedek subaydayken aynı sınıftaydık, iyi bir iletişim vardı aramızda. Senaryosuna özellikle gerilim türüne yakın önerilerde bulundum. Senih Orkan küçük kızı kovalarken, takibin uzaması çok başarılıydı. Kızı hemen yakalasa, tadı kaçardı sahnenin. Oysa kız saklandığında seyirci acaba kötü adam yakalayacak mı diye meraklanıyordu. Sonunda bulup bıçakladığında biraz düş kırıklığı yaratıyorsa da. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor”, Kabalcı yayınlerı Ağustos 2009, İstanbul ”
Senaryo: Oğuz Özdeş (Kendi yazdığı aynı isimli romanından)
Kamera: Mustafa Yılmaz
Yapım: And Film/Turgut Demirağ
Oyuncular: Orhan Günşıray (Yzb.Tarık), Pervin Par (Kezban), Tülin Elgin (Suzanne), Reha Yurdakul (Bnb. Faruk), Senih Orkan (Boris), Nebahat Çehre (Suna), Birsen Menekşeli (Aysel), Hasan Ceylan (Mihail), Feridun Çölgeçen (Dupont), Diclehan Baban (Eleni), Tuncer Necmioğlu, Memduh Ün (Jak), Hüseyin Güler (Yunan Sb.), Araksi Hebo), Mahmure Handan , Gülgün Erdem, (Sekreter), Savaş Tuğ (Akrobat)
Konu: Kurtuluş Savaşı yıllarında Yunan istihbarat teşkilatına girmek için görevlendirilen yüzbaşı Tarık’ın serüveni, herhangi bir yerde herhangi bir zaman geçebilecek bir casusluk öyküsünden öteye geçmez, Kurtuluş savaşı sırasında geçen, filmlerimize konu olmuş bir çok casusuluk öyküleri gibi hiçbiri kendine özgü olmayan serüvenler, Kurtuluş savaşı fonuna otortulur. “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye””
Memduh Ün Anlatıyor:
“….Yazıharıem Ağacami'nin arkasında, Eren Han'daydı. Bir gün yazıhanesiyle karşı karşıya olduğumuz And Filme, Turgut Demirağ'ı ziyaret ettiğimde, bir kitap verdi bana, okumamı istedi. Oğuz Özdeş'in, Dağ Başını Duman Almış adlı bir romanıydı; oğlu Muhteşem okumuş, çok beğenmişti. Muhteşem o günlerde her halde 12 yaşlarındaydı. Demirağ kitabı okumamıştı, ama oğlunun zevkine güveniyordu. Kitabı okuduğumda çok şaşırdım, çünkü saçma sapan bir şeydi. Bundan kesin film olmaz, hadi yaptık diyelim, pahalıya çıkar, ticari şansı da yok dedim kendisine. Öyküyü düzeltmek olası değildi. Ama Demirağ takımştı kafaya, oğlunu mutlu etmek istiyordu belki de. Ben bunun filminin yapılmasını istiyorum dedi, kestirdi attı.
Turgut Demirağ'la ortaktık İzmir bölgesi işletmemde, bu filmin yönetiminden de para alacaktım. Sonunda peki dedim. Senaryoyu Oğuz Özdeş yazdı. Demirağ da üzerinde biraz kalem oynadı. Çekerken ben de kalem oynatmış olmalıyım. Bu abuk sabuk öyküyü düzeltmeye benim ne aldım, ne zekam, ne sinemacılığım, ne tecrübem yetmezdi kuşkusuz.
Filmi, meslek namusumca elimden geldiği kadar iyi çekmeye çalıştım. Demirağ izlediğinde filmi beğenmiştı. Beyoğlu, Atlas sinemasına koydu gösterim için. Atlas sineması pek yerli film oynamazdı. Kırık Çanaklar ve Ölüm Peşimizde gösterime sundukları iki ender Türk filmiydi. İşi doğal olarak kötü oldu, 5-6 arası iş yaptı. Türkiye genelinde de aynı düzeyi tutturdu.
Antalya'da uzun süre hava muhalefetine Uğradığımız için 30 gün civarında bitirmiştim filmi. Sabah işe çıkıyorduk hava pırıl pırıl, saat 11'e doğru kara bulutlar basıyor, yağmur başlıyordu. Bu nedenle film oldukça pahalıya çıktı.
Romanın yazarı Oğuz Özdeş benim arkadaşımdı. Yedek subaydayken aynı sınıftaydık, iyi bir iletişim vardı aramızda. Senaryosuna özellikle gerilim türüne yakın önerilerde bulundum. Senih Orkan küçük kızı kovalarken, takibin uzaması çok başarılıydı. Kızı hemen yakalasa, tadı kaçardı sahnenin. Oysa kız saklandığında seyirci acaba kötü adam yakalayacak mı diye meraklanıyordu. Sonunda bulup bıçakladığında biraz düş kırıklığı yaratıyorsa da. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor”, Kabalcı yayınlerı Ağustos 2009, İstanbul ”