Yönetmen:Memduh Ün
Senaryo: Safa Önal “İngiliz romancı James Hadley Chase’nin (1906-1985) bir eserinden uyarlama”
Kamera: Mustafa Yılmaz
Müzik:Fecri Ebcioğlu
Yapım:Uğur Film / Memduh Ün (Turhan Ün),
Kurgu: Ali Berkan, Reji Yardımcıları: Şengül Gök, Tunç Başaran, Işık Şefi: Erol Batıbeki, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu,
(Acar Film Stüd-yolarında hazırlanmıştır)
Oyuncular: Fatma Girik (Semra), Ayhan Işık (Selim), Elif Türkan (Leyla), Önder Somer (Burhan), Reha Yurdakul (Rüstem), Hayati Hamzaoğlu (Vehbi), Atıf Tuna, Hasan Ceylan ((Rıfat), Ahmet Turgutlu (Garson), Orhan Çoban, Müfit İlkiz, Asım Nipton (Doktor), Nubar Kamçılı (Komiser), Hüseyin Zan, Necip Tekçe, Haydar Karaer (Manyak Nuri), Mehmet Ali Akpınar
Konu: Selim (A. lşık), Rüstem'in (R.Yurdakul) barında çalışan üniversite terk bir gençtir. Bir gece bara öldürülmek korkusuyla dolu Leyla (E. Türkan) adında bir kadın gelir. Leyla, sabıkalı sevgilisi Vehbi (H. Hamzaoğlu) tarafından öldürülmek istenmektedir. Selim, Rüstem'in tüm itirazlarına rağmen onun hayatını kurtarır. Leyla uyuşturucu müptelası bir kadındır ve sürekli paraya ihtiyacı vardır. Bir gece Selim'e barın kasasını soymasını söyler. Selim buna karşı çıkınca onun tabancasıyla bir polisin ölümüne sebep olur ve kaçar. Polis tüm aramalarına rağmen ne tabancayı ne de Leyla'yı bulabilir. Olay öylece kapanır. Aradan 6 yıl geçer. Murat terk ettiği üniversiteye geri dönmüş ve mimar olarak mezun olmuş-tur, Arkadaşı Burhan (Ö. Somer) ile ortaklaşa bir mimarlık bürosu açmış ve bir tesadüfle tanıştığı Burhan'ın kız kardeşi Semra (F. Girik) ile evlenmiştir. Selim'in mutlu günleri Leyla'nın yeniden ortaya çıkmasıyla sonaerer. Çünkü Leyla'nın elinde işlenen cinayetin Selim'e ait olan ve üzerinde onun parmak izlerinin yer aldığı tabanca vardır. Leyla Selim'den zorla para sızdırmaya baş-lar. Her seferinde daha fazlasını istemektedir. Selim kansıyla beğendikleri evi almaktan vazgeçer bu yüzden. Küçük kızları bir kazada ağır yaralanır ve büyük bir ameliyata gerek vardır. Bu durumlar Leyla'nın umurunda değildir. Selim'de artık bıkmıştır ve bu işe son vermek için silahına sarılacaktır. “Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”
Memduh Ün Anlatıyor:
“Ayhan Işık o yıllarda seçtiği firmalara yirmişer günlük süreli iki tarih verirdi. Uğur Film olarak biz iki filmimizi çekip bitirmiştik kendisiyle. O günlerde polisiye roman yazan James Hadley Chase'in bir kitabını okuduğumda tam Ayhan'lık diye düşünmüştüm. Eren Han'da aşağı katında, Nusret İkbal'in şirketi Beya Film bulunuyordu. Onlara Kırk Çanaklar’ı çekmiştim, aramız iyiydi.
Nusret beye gidip, “Lütfi Akad'ın size çektiği Üç Tekerlekli Bisiklet yarım kalmış durumda, aradan da iki sene geçti nerdeyse. Lütfi de filmden soğudu, bitirmek istemiyor dedim” . Kitabı verdim kendisine. Ayhan'la bir film yapma hakkınız var. Ben on altı günde bu filmi çeker, geriye kalan döngünde de Lütfi izin verirse, yarım kalan Üç Tekerlekli Bisiklet'i bitiririm diye de ekledim Film Uğur Filmin alacak,” İzmir bölgesi işletmesini de Nusret beye bırakacaktım. Nusret İkbal kabul etti. Lütfi de kabul etti.
“Kanun Karşısında” Filminde kötü kadın rolünü Gönül Yazar oynasın istiyordu Nusret lkbal. Ben de kabul etmiştim. Ilk gün Sıraselviler'de Klüp I2'de çalıştık, Gönül'ün sütyenli bir sahnesini çektik, Sete ünlü şovmen Orhan Boran da gelmişti. Gönül o günlerde Orhan Boran'la çıkıyordu. Ertesi sabah Gönül hanım bu filmde oynamayacak diye bir telefon geldi. Nusret Ikbal'le birlikte kalktık Orhan'ın Yeniköy'deki evine gittik. Ben oynamasını istemiyorum diye kestirdi attı Orhan. Yapacak bir şey yoktu, kös kös çıktık evden. Nusret lkbal kimi istiyorsan al oynat dedi bu kez.
Aklıma Elif Türkan geldi. Ölüm Peşimizde filminin İzmir'deki galasına gitmiştim birkaç yıl önce. Filmin bitiminde sinemadan ayrılırken, bir kız gelmiş arkamdan seslenmişti. Ben Devlet Tiyatrosu oyuncularından Elir Türkan demişti. Çok güzel bir kızdı. Sizinle tanışmak istedim demişti. Biraz konuşmuştuk. Birden aklıma gelmişti Elir Türkan. gözleri muthişti çünkü. Telefon ettim filmdeki rolü kabul etti. Ama İstanbul'a geldiğinde biraz düş kırıklığına uğradım. Çünkü çok kilo kaybetmişti. Elif Türkan'ın Ayhan'la sevişme sahnelerinde kamera bacaklara doğru indiğinde Gönül Yazar'ın bacaklarını kullanmıştım. Ilk günkü çekimlerden almıştım bu planı.
“Kanun Karşısında” filmine çok hazırlıksız girmiştim. Senaryo çok acele yazılmış, ben de çok süratli çekmek zorunda kalmıştım. Şimdi filmi seyrettiğim zaman orta bölümün çok uzun olduğunu görüyorum. Bugün kurgulasam o kısmın üçte ikisini atardım, film sarkmış çünkü. Kanun Karşısında'nın ticari başarısı iyiydi, 8-8,5 civarında oldu.
Elif Türkan'ın ilk filmiydi bu. Sinemadan çıktığım zaman, arkamdan koşup da seslenmesinin nedeni, filmde oynamak isteğiydi kuşkusuz. Ona telefon açtığımda da para falan konuşmamış hemen gelmişti. Ama filmde çok başarılı olmasına karşın filmcilerin pek dikkatini çekmedi nedense. Çünkü bundan sonra başka bir filmde oynadığını hatırlamıyorum. Hem iyi bir oyuncu, hem de zeki bir kızdı, uyumlu çalışmıştık. Her şeyi kolay algılıyordu. Birkaç gün çalıştıktan sonra oyununa müdahale etmek gereğini bile duymamıştım. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor”, Kabalcı yayınları, Ağustos 2009, İstanbul
Senaryo: Safa Önal “İngiliz romancı James Hadley Chase’nin (1906-1985) bir eserinden uyarlama”
Kamera: Mustafa Yılmaz
Müzik:Fecri Ebcioğlu
Yapım:Uğur Film / Memduh Ün (Turhan Ün),
Kurgu: Ali Berkan, Reji Yardımcıları: Şengül Gök, Tunç Başaran, Işık Şefi: Erol Batıbeki, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu,
(Acar Film Stüd-yolarında hazırlanmıştır)
Oyuncular: Fatma Girik (Semra), Ayhan Işık (Selim), Elif Türkan (Leyla), Önder Somer (Burhan), Reha Yurdakul (Rüstem), Hayati Hamzaoğlu (Vehbi), Atıf Tuna, Hasan Ceylan ((Rıfat), Ahmet Turgutlu (Garson), Orhan Çoban, Müfit İlkiz, Asım Nipton (Doktor), Nubar Kamçılı (Komiser), Hüseyin Zan, Necip Tekçe, Haydar Karaer (Manyak Nuri), Mehmet Ali Akpınar
Konu: Selim (A. lşık), Rüstem'in (R.Yurdakul) barında çalışan üniversite terk bir gençtir. Bir gece bara öldürülmek korkusuyla dolu Leyla (E. Türkan) adında bir kadın gelir. Leyla, sabıkalı sevgilisi Vehbi (H. Hamzaoğlu) tarafından öldürülmek istenmektedir. Selim, Rüstem'in tüm itirazlarına rağmen onun hayatını kurtarır. Leyla uyuşturucu müptelası bir kadındır ve sürekli paraya ihtiyacı vardır. Bir gece Selim'e barın kasasını soymasını söyler. Selim buna karşı çıkınca onun tabancasıyla bir polisin ölümüne sebep olur ve kaçar. Polis tüm aramalarına rağmen ne tabancayı ne de Leyla'yı bulabilir. Olay öylece kapanır. Aradan 6 yıl geçer. Murat terk ettiği üniversiteye geri dönmüş ve mimar olarak mezun olmuş-tur, Arkadaşı Burhan (Ö. Somer) ile ortaklaşa bir mimarlık bürosu açmış ve bir tesadüfle tanıştığı Burhan'ın kız kardeşi Semra (F. Girik) ile evlenmiştir. Selim'in mutlu günleri Leyla'nın yeniden ortaya çıkmasıyla sonaerer. Çünkü Leyla'nın elinde işlenen cinayetin Selim'e ait olan ve üzerinde onun parmak izlerinin yer aldığı tabanca vardır. Leyla Selim'den zorla para sızdırmaya baş-lar. Her seferinde daha fazlasını istemektedir. Selim kansıyla beğendikleri evi almaktan vazgeçer bu yüzden. Küçük kızları bir kazada ağır yaralanır ve büyük bir ameliyata gerek vardır. Bu durumlar Leyla'nın umurunda değildir. Selim'de artık bıkmıştır ve bu işe son vermek için silahına sarılacaktır. “Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”
Memduh Ün Anlatıyor:
“Ayhan Işık o yıllarda seçtiği firmalara yirmişer günlük süreli iki tarih verirdi. Uğur Film olarak biz iki filmimizi çekip bitirmiştik kendisiyle. O günlerde polisiye roman yazan James Hadley Chase'in bir kitabını okuduğumda tam Ayhan'lık diye düşünmüştüm. Eren Han'da aşağı katında, Nusret İkbal'in şirketi Beya Film bulunuyordu. Onlara Kırk Çanaklar’ı çekmiştim, aramız iyiydi.
Nusret beye gidip, “Lütfi Akad'ın size çektiği Üç Tekerlekli Bisiklet yarım kalmış durumda, aradan da iki sene geçti nerdeyse. Lütfi de filmden soğudu, bitirmek istemiyor dedim” . Kitabı verdim kendisine. Ayhan'la bir film yapma hakkınız var. Ben on altı günde bu filmi çeker, geriye kalan döngünde de Lütfi izin verirse, yarım kalan Üç Tekerlekli Bisiklet'i bitiririm diye de ekledim Film Uğur Filmin alacak,” İzmir bölgesi işletmesini de Nusret beye bırakacaktım. Nusret İkbal kabul etti. Lütfi de kabul etti.
“Kanun Karşısında” Filminde kötü kadın rolünü Gönül Yazar oynasın istiyordu Nusret lkbal. Ben de kabul etmiştim. Ilk gün Sıraselviler'de Klüp I2'de çalıştık, Gönül'ün sütyenli bir sahnesini çektik, Sete ünlü şovmen Orhan Boran da gelmişti. Gönül o günlerde Orhan Boran'la çıkıyordu. Ertesi sabah Gönül hanım bu filmde oynamayacak diye bir telefon geldi. Nusret Ikbal'le birlikte kalktık Orhan'ın Yeniköy'deki evine gittik. Ben oynamasını istemiyorum diye kestirdi attı Orhan. Yapacak bir şey yoktu, kös kös çıktık evden. Nusret lkbal kimi istiyorsan al oynat dedi bu kez.
Aklıma Elif Türkan geldi. Ölüm Peşimizde filminin İzmir'deki galasına gitmiştim birkaç yıl önce. Filmin bitiminde sinemadan ayrılırken, bir kız gelmiş arkamdan seslenmişti. Ben Devlet Tiyatrosu oyuncularından Elir Türkan demişti. Çok güzel bir kızdı. Sizinle tanışmak istedim demişti. Biraz konuşmuştuk. Birden aklıma gelmişti Elir Türkan. gözleri muthişti çünkü. Telefon ettim filmdeki rolü kabul etti. Ama İstanbul'a geldiğinde biraz düş kırıklığına uğradım. Çünkü çok kilo kaybetmişti. Elif Türkan'ın Ayhan'la sevişme sahnelerinde kamera bacaklara doğru indiğinde Gönül Yazar'ın bacaklarını kullanmıştım. Ilk günkü çekimlerden almıştım bu planı.
“Kanun Karşısında” filmine çok hazırlıksız girmiştim. Senaryo çok acele yazılmış, ben de çok süratli çekmek zorunda kalmıştım. Şimdi filmi seyrettiğim zaman orta bölümün çok uzun olduğunu görüyorum. Bugün kurgulasam o kısmın üçte ikisini atardım, film sarkmış çünkü. Kanun Karşısında'nın ticari başarısı iyiydi, 8-8,5 civarında oldu.
Elif Türkan'ın ilk filmiydi bu. Sinemadan çıktığım zaman, arkamdan koşup da seslenmesinin nedeni, filmde oynamak isteğiydi kuşkusuz. Ona telefon açtığımda da para falan konuşmamış hemen gelmişti. Ama filmde çok başarılı olmasına karşın filmcilerin pek dikkatini çekmedi nedense. Çünkü bundan sonra başka bir filmde oynadığını hatırlamıyorum. Hem iyi bir oyuncu, hem de zeki bir kızdı, uyumlu çalışmıştık. Her şeyi kolay algılıyordu. Birkaç gün çalıştıktan sonra oyununa müdahale etmek gereğini bile duymamıştım. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor”, Kabalcı yayınları, Ağustos 2009, İstanbul