Yönetmen: Zafer Davutoğlu
Senaryo: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden
Işıklar: İlhan Aslım, Reji Asistanları: Uğur Duru, Özcan Arıtan, Sesleri Alan: Tuncer Necmioğlu, Fon Müzikleri: Fecri Ebcioğlu, Set Amir: Hasan Nurdan, Prodüksiyon Temsilcisi: Adnan İrkut,
(Kemal Film Platosunda çekilmiş, Acar Film stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)
Oyuncular: Fatma Girik (Güner Selma), Sadri Alışık (Osman), Muzaffer Tema (İlhan bey), Cahit Irgat, Senih Okran, Kadir Savun, Efkan Efekan (Cüneyt), Mürüvvet Sim, Senih Orkan (Dul Ali), Aziz Basmacı, Cahit Irgat, Muammer Gözalan, Hamdi Şarlıgil, Adil Güldürücü, Niyazi Vanlı, Ali Seyhan, Zati Özgüler, Haydar Karaer, Alp Aslan, Misafir Aktrist: Gülbin Eray,
Konu: İzmir'den İstanbul'a dönen Güner (Fatma Girik), 20 yıldır görmediği eski kocası Osman'a (Sadri Alışık) bir telgraf çeker ve kızı Selma’nın da (Fatma Girik) geldiğini, kendisini görmek istediğini bildirir. Severek evlendiği, ancak çeyiz parasını bile kumarda kaybettiği, kumarbazlıkla insanları soyduğu ve polisece yakalanıp damgalandığı için, Güner'in babası kızını alıp uzaklaştırmış, torunu Selma'yla birlikte İzmir'e götürmüştür. Bir daha da görüşmemişlerdir. Yıllar sonra gelen bu habele Osman yıkılır. Çünkü fakirliği yüzünden kendisini terk eden karısına "Osman Türker ithalat ve ihracat" firmasını kurarak artık zengin olduğunu söylemiştir.
Ancak Osman, hala fakirdir. Arkadaşları, aralarında para toplayarak ona giysiler alıp, Hilton'da bir oda tutarlar. En yakın arkadaşı Dut Ali de, özel şoförü olur. Osman ile kızı Selma, yılların özlemiyle sık sık buluşurlar. Selma, bu ayrılığın tüm suçunu annesine yüklemektedir. Annesinin evleneceği İlhan Bey'i (Muzaffer Tema) ise hiç sevmemektedir. Güner, kızının okul taksitini ödeyemediği için Osman’dan para ister. Zor durumda kalan Osman, Şadan'ın teklif ettiği hırsızlık işini kabul eder. Çaldığı paralan Güner'e verir. Osman yakalanır. Selma, babasının tüm yalanlarını öğrenir. Daha sonra temize çıkan Osman'la annesini barıştırır, kendisi de Cüneyt (Efgan Efekan) ile evlenir.
Not: Filmde Fatma Girik anne ve kız rolleri ile farklı iki karakteri canlandırmaktadır.
“Yaşa be Sadri Abi. Öyle sıkı bir hırsızmışsın ki daha film başlamadan Efgan’ı soydun.” Mart 1966’daki gösterimde bir seyirci bunları söyleyerek kahkahalara neden oluyor. Aslında ‘Hırsız’ adı filme pek uymamış. Osman ve Dut Ali, kasaları kendileri için değil başkası için açıyorlar… İzmir’den telgraf geldiğinde Osman durgunlaşır. Ali “Ne oldu yahu? Oynadığın at mı kaybetti” diyor... Olmayan Kolektif Şirketi’ni Postacı, Kahveci Hüseyin hatta Osman ‘Kollektif’ diye söylüyorlar. Bastırdığı kart bile öyle… Kahramanımız başlangıçta filinta gibi bir memur. Hangi kadına kıza baksaçarkın kayışı oynuyor yerinden’. Ceketin kolları parlamasın diye taktığı kolluklar harikaydı. Güner için söylediklerini ‘Sana Layık Değilim’de 1966) Türkan için tekrarlayacaktır;
“Güneş gibi gülüverdi Abi. Sonra ne yaptım ne ettim ben de bilmiyorum. İçimden hep böyle ağlamak geliyor, durup dururken gözlerim yaşarıyor.” İzmir’deki cezaevinden çıkışı gibi boşanması da ‘bir celsede’ olur. “Hayatta sevdiğini kaybetmek kumarda (para) kaybetmeye benzemiyor Abi. Fena şey mağlubiyet. Hele bir erkek için.”… Hilton’dan görüntüler için Kemal Film platosunda toplam 45 metre karelik üç tane panoramik resim kullanılmış. Maçka, Dolmabahçe ve Marmara görünüyor. 15 bin liralık (bu resimleri Necati İltaç 4 bin liraya çıkarmış… Evlenecekleri yer için Güner ‘burada’, İlhan ‘konsoloslukta’ diyor…
Selma, Orkestranın çaldığı parçayı beğenmeyip “Mıy, mıy, mıy, mıy. Ne oluyor böyle? Canlanın, canlanın” diye ‘La Bamba’yı ister. Oysa Fausto Papetti’den dinlediğimiz ‘Amore Scusami’ (Affet Sevgilim) (1964) (Pallavicini / Mescoli) de çok güzeldi… Osman 10 yıldır tövbeli. Ama Şadan (tam adı Şadan Tek), son bir soygun için adamını göndermiş. Var mı bu memlekette senin eline su dökecek kasa hırsızı” diyor…
Los Indios Tabajaras’ın ‘Maria Elena’ (1963/64) uzunçalarındaki ‘Ternura’ (Sevecenlik) (1958) (Lima) kullanıldığı sahnelere yakışmış… Selahi İçsel’e biraz para vererek girebildikleri Köşk’te telefon aramaları çok hoştu. Ali cüzdanını cebine koyarken nüfus cüzdanını düşürür. Sonradan Selma buna bakarken Senih Orkan’ın adı okunuyor. Baba adı Behçet, anne adı Cemile, doğum tarihi 8.6.1928…
Kahveci Aziz Basmacı’nın rol adında bir karışıklık olmuş. Filmin başında Hüseyin sonra Rıdvan Sert… Güner ve Selma’yı Alev Koral ve Jeyan Mahfi Ayral; Dut Ali’yi Sadettin Erbil; Kadir Savun’u Kemal Ergüvenç; Osman’ı Sadri Alışık; Cüneyt’i Fuat İşhan; Patronunu Ağâh Hün seslendirmiş…
Cüneyt, izin içi Patron’u ile konuşurken arkadan Silvana Panpani geçiyor… Oyuncular arasındaki Zati Özgüler, lodos nedeniyle ‘Yalova Kaymakamı’piyesine yetişemeyince yerine Orhan Kemal çıkmış… Güner, kimbilir kaç kez tekrarladığını sonda bir daha söylüyor; “İster serseri ister kral ol, dünyada tek sevdiğim erkek sendin sen kalacaksın Osman. Omuz omuza verip çalışacağız. Güveniyorum sana sevgilim. Göreceksin, başaracaksın.” (Murat Çelenligil, sinematürk Internet veri tabanı)
Senaryo: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden
Işıklar: İlhan Aslım, Reji Asistanları: Uğur Duru, Özcan Arıtan, Sesleri Alan: Tuncer Necmioğlu, Fon Müzikleri: Fecri Ebcioğlu, Set Amir: Hasan Nurdan, Prodüksiyon Temsilcisi: Adnan İrkut,
(Kemal Film Platosunda çekilmiş, Acar Film stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)
Oyuncular: Fatma Girik (Güner Selma), Sadri Alışık (Osman), Muzaffer Tema (İlhan bey), Cahit Irgat, Senih Okran, Kadir Savun, Efkan Efekan (Cüneyt), Mürüvvet Sim, Senih Orkan (Dul Ali), Aziz Basmacı, Cahit Irgat, Muammer Gözalan, Hamdi Şarlıgil, Adil Güldürücü, Niyazi Vanlı, Ali Seyhan, Zati Özgüler, Haydar Karaer, Alp Aslan, Misafir Aktrist: Gülbin Eray,
Konu: İzmir'den İstanbul'a dönen Güner (Fatma Girik), 20 yıldır görmediği eski kocası Osman'a (Sadri Alışık) bir telgraf çeker ve kızı Selma’nın da (Fatma Girik) geldiğini, kendisini görmek istediğini bildirir. Severek evlendiği, ancak çeyiz parasını bile kumarda kaybettiği, kumarbazlıkla insanları soyduğu ve polisece yakalanıp damgalandığı için, Güner'in babası kızını alıp uzaklaştırmış, torunu Selma'yla birlikte İzmir'e götürmüştür. Bir daha da görüşmemişlerdir. Yıllar sonra gelen bu habele Osman yıkılır. Çünkü fakirliği yüzünden kendisini terk eden karısına "Osman Türker ithalat ve ihracat" firmasını kurarak artık zengin olduğunu söylemiştir.
Ancak Osman, hala fakirdir. Arkadaşları, aralarında para toplayarak ona giysiler alıp, Hilton'da bir oda tutarlar. En yakın arkadaşı Dut Ali de, özel şoförü olur. Osman ile kızı Selma, yılların özlemiyle sık sık buluşurlar. Selma, bu ayrılığın tüm suçunu annesine yüklemektedir. Annesinin evleneceği İlhan Bey'i (Muzaffer Tema) ise hiç sevmemektedir. Güner, kızının okul taksitini ödeyemediği için Osman’dan para ister. Zor durumda kalan Osman, Şadan'ın teklif ettiği hırsızlık işini kabul eder. Çaldığı paralan Güner'e verir. Osman yakalanır. Selma, babasının tüm yalanlarını öğrenir. Daha sonra temize çıkan Osman'la annesini barıştırır, kendisi de Cüneyt (Efgan Efekan) ile evlenir.
Not: Filmde Fatma Girik anne ve kız rolleri ile farklı iki karakteri canlandırmaktadır.
“Yaşa be Sadri Abi. Öyle sıkı bir hırsızmışsın ki daha film başlamadan Efgan’ı soydun.” Mart 1966’daki gösterimde bir seyirci bunları söyleyerek kahkahalara neden oluyor. Aslında ‘Hırsız’ adı filme pek uymamış. Osman ve Dut Ali, kasaları kendileri için değil başkası için açıyorlar… İzmir’den telgraf geldiğinde Osman durgunlaşır. Ali “Ne oldu yahu? Oynadığın at mı kaybetti” diyor... Olmayan Kolektif Şirketi’ni Postacı, Kahveci Hüseyin hatta Osman ‘Kollektif’ diye söylüyorlar. Bastırdığı kart bile öyle… Kahramanımız başlangıçta filinta gibi bir memur. Hangi kadına kıza baksaçarkın kayışı oynuyor yerinden’. Ceketin kolları parlamasın diye taktığı kolluklar harikaydı. Güner için söylediklerini ‘Sana Layık Değilim’de 1966) Türkan için tekrarlayacaktır;
“Güneş gibi gülüverdi Abi. Sonra ne yaptım ne ettim ben de bilmiyorum. İçimden hep böyle ağlamak geliyor, durup dururken gözlerim yaşarıyor.” İzmir’deki cezaevinden çıkışı gibi boşanması da ‘bir celsede’ olur. “Hayatta sevdiğini kaybetmek kumarda (para) kaybetmeye benzemiyor Abi. Fena şey mağlubiyet. Hele bir erkek için.”… Hilton’dan görüntüler için Kemal Film platosunda toplam 45 metre karelik üç tane panoramik resim kullanılmış. Maçka, Dolmabahçe ve Marmara görünüyor. 15 bin liralık (bu resimleri Necati İltaç 4 bin liraya çıkarmış… Evlenecekleri yer için Güner ‘burada’, İlhan ‘konsoloslukta’ diyor…
Selma, Orkestranın çaldığı parçayı beğenmeyip “Mıy, mıy, mıy, mıy. Ne oluyor böyle? Canlanın, canlanın” diye ‘La Bamba’yı ister. Oysa Fausto Papetti’den dinlediğimiz ‘Amore Scusami’ (Affet Sevgilim) (1964) (Pallavicini / Mescoli) de çok güzeldi… Osman 10 yıldır tövbeli. Ama Şadan (tam adı Şadan Tek), son bir soygun için adamını göndermiş. Var mı bu memlekette senin eline su dökecek kasa hırsızı” diyor…
Los Indios Tabajaras’ın ‘Maria Elena’ (1963/64) uzunçalarındaki ‘Ternura’ (Sevecenlik) (1958) (Lima) kullanıldığı sahnelere yakışmış… Selahi İçsel’e biraz para vererek girebildikleri Köşk’te telefon aramaları çok hoştu. Ali cüzdanını cebine koyarken nüfus cüzdanını düşürür. Sonradan Selma buna bakarken Senih Orkan’ın adı okunuyor. Baba adı Behçet, anne adı Cemile, doğum tarihi 8.6.1928…
Kahveci Aziz Basmacı’nın rol adında bir karışıklık olmuş. Filmin başında Hüseyin sonra Rıdvan Sert… Güner ve Selma’yı Alev Koral ve Jeyan Mahfi Ayral; Dut Ali’yi Sadettin Erbil; Kadir Savun’u Kemal Ergüvenç; Osman’ı Sadri Alışık; Cüneyt’i Fuat İşhan; Patronunu Ağâh Hün seslendirmiş…
Cüneyt, izin içi Patron’u ile konuşurken arkadan Silvana Panpani geçiyor… Oyuncular arasındaki Zati Özgüler, lodos nedeniyle ‘Yalova Kaymakamı’piyesine yetişemeyince yerine Orhan Kemal çıkmış… Güner, kimbilir kaç kez tekrarladığını sonda bir daha söylüyor; “İster serseri ister kral ol, dünyada tek sevdiğim erkek sendin sen kalacaksın Osman. Omuz omuza verip çalışacağız. Güveniyorum sana sevgilim. Göreceksin, başaracaksın.” (Murat Çelenligil, sinematürk Internet veri tabanı)