Powered By Blogger

3 Kasım 2015 Salı

KIRIK HAYATLAR (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Halit Refiğ (Halit Ziya Uşaklıgil’in bir eserinden)
Kamera: Şevket Korkmaz
Fon Müziği: P.I.Tchaıkovsky, senfoni no 6 Minör “Patetik”
Yapım: Uğur Film /Memduh Ün


Laboratuar: Mihail Skarpedis, Baskı: Reca Karataş, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, (Acar Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır.)


Oyuncular: Belgin Doruk, Cüneyt Arkın, Nebahat Çehre, Önder Somer, Birsen Menekşeli, Hulusi Kentmen, Devlet Devrim, Meral Sayın, Nurlan San, Memduh Ün, Handan Adalı


Konu: Evli bir doktor, evlilik dışı bir ilişki kurar ancak çocuğunun da hastalanmasıyla, herşeye rağmen kendisini bekleyen karısına ve çocuklarına geri döner. "FiImde kocasın-dan başka hiçbir sosyal güvenliği olmayan, sürekli terkedilmek korkuşu içinde yaşayan iki çocuklu bir, kadının aile düzenini ayakta tutabilmek için her şeyi kabullenişinin dramı işlenir, Kırık Hayatlar'ın yan hikayelerinde, evliliğin değişik çevrelerdeki çeşitli örnekleri görülür; doktorun evine çocuğuyla sığınan ve sonunda çilesine katlanmak zorunluluğunu anlayan şoför karısı, kocası tarafından aldatılan ve intihar eden genç kadın çeşitli serüvenler geçirdikten sonra dul bir kadınla evlenen ve bu evlilikte gerçek mutluluğu bulan, doktorun uçarı arkadaşı. Sonuçta "kadınlar ihanete, ilgisizliğe uğrasalar da taviz vermek zorunda kalarak düzenin devam etmesine yardımcı olurlar

Ödül:


 Gaziantep Film Şenliği’nde “En başarılı film”


► Refiğ romanın yazıldığı 1900 yılından, çekildiği 1965 yılına aktarırken ana karakterler, ana münasebetler ve dramatik yapıda fazla değişiklik yapmadığını; çünkü bu süre içerisinde Türkiye'de siyasal ve sosyal yapıda bir değişiklikler (1908 Hürriyet ilanı, 1923 Cumhuriyet ilanı, 1945 Dernokrasiye geçiş, 1960 27 Mayıs devrimi) olmasına rağmen ekonomik yapıya bağlı, birey dramında hiçbir değişiklik olmadığını belirtiyor, Buradaki gerçek dramda, ihanet eden hasta çocuğunu ihmal ederek ölümüne neden olan erkeğin (doktor) dramı değil, aile düzenini ayakta tutabilmek icin direnen, her şeyi kabullenen, isyanına rağmen ödün vererek affeden kadının dramı olmaktadır. “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye”. Syf, 170 ”

KIRBAÇ YARASI (1965)

Yönetmen:Kemal Kan
Senaryo: Berkhan İnal
Kamera: Fethi Mürenler
Yapım: Ozon Film / Necil ozon


Oyuncular: Ahmet Mekin, Semra Sar, Neri-man Ateş, Muzaffer Tema, Necdet Çağlar, Atıf Kaptan, Faik Coşkun, Özdemir Han, Danyal Topatan, Kazım Kartal, Adnan Mersinli, Harika Çocuk: Tanju Çöğen, Küçük Yıldız: Nur Erkut


Konu: Babalarından kalan çiftliği paylaşamayan iki kardeşin sürtüşmeleri.

KIBRIS VOLKANI (1965)

 “Şahlanan mücahitlerin destanı”

Yönetmen:Ural Ozon
Senaryo: Berkhan İnal
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: İzmir Efes Film / Ural Ozon


Oyuncular: Alev Tolga, Ayşen Ay, Cengiz Batuhan, Erdoğan Erez, Muhterem Gençer, Ahmet Ural, Hamdi Özdemir, Cahit Gürkan, Osman Kıran, Güngör Esen Cengiz


Konu: Kıbrıs’ta çocukları rum çeteleri tarafından kaçırılan bir babanın dramatik yaşantısı

KELOĞLAN (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Yalınkılıç
Foto Direktörü:Dinçer Önal
Yapım:Sev-ar Film / Yavuz Yalınkılıç
(Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)


Prodüksiyon Amiri: Ömer Karakış, Reji Asistanları: Sinan Aybars, Tolgay Ziyal, Kamera Asistanı: Mustafa Kuzu, Set Amiri: Emin Saygılı, Sesleri Çeken: Tuncer Aydınoğlu, Sesleri İdare Eden: Orhan Aykanat, Senkron: Taner Oğuz, Negatif Montaj: Ali Berkan, Laboratuvar: Mihal Skarpetis, Recai Karataş, Müzik Cuma Pamu, Türküler: Bahriye Kocadağ, Kostüm ve Dekor: Niyazi Er,


Oyuncular: Öztürk Serengil, Suzan Avcı, Ersun Kazançel, Ali Seyhan, Nusret Özkaya, Şükrü Sülek, Karga Kemal, Gülgün Erdem, Şükrü Rodop, Şahap Işık, İclâl Genç, Nuri Genç, Sabahat Işık, Nabi Atay, Yaşar Kireç, Kemal Karga, Hasan Kartal, Tevfik Soyurgal, Sema Yaprak, Nadide Başoğlu, Nusret Özkaya,


Konu: Ateşkerim hızlı bir eşkiyadır, Viranşehir'i haraca bağlamıştır, sevgilisi ise Gülnaz'dır. İkiz gibi benzeri Keloğlan çıkar gelir; Birbirlerinden habersizdirler, köylüler, zaptiye hatta Gülnaz bile karıştırır! Sonunda sahte kahraman Keloğlan eşkiyayı yener.

KELEPÇELİ BİLEKLER (1965)

Yönetmen: Yücel Hekimoğlu
Senaryo: Nazif Kurthan
Operatör:Dinçer Önal, Yılmaz Gürbüz
Yapım: Çark Film / Yücel Hekimoğlu


Montaj: Özdemir Arıtan, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Reji Asistanı: Erkan Işıklar, Kamera Asistanı: Mehmet Ererez, Işıklar: Ömer Ekmekçi, Lütfi Keten, Prodüksiyon Amiri: Suat Bahadır, 

(Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Tülin Elgin, Salih Güney, Handan Adalı, Hakkı Haktan, Faik Coşkun, Levent Kıral, Nusret Ataer, Tansu Sayın, Zeki Tüney, Fahri Sadedil, Süheyl Eğriboz,


Konu: Kalp hastası olan annesinin ameliyat parasını elde edebilmek için çeşitli maceralara atılan bir gencin hikayesi.

KASIMPAŞALI RECEP (1965)

Yönetmen:Nuri Akıncı
Senaryo:Yaşar Akıncı
Kameraman:Cezmi Ar
Yapım:Nevzat Kığı


Müzik: Şükrü Osmanoğlu, Şarkılar: Şükrü Osmanoğlu, Sunay Sun, Münbeccel Çanakkaleli, Laboratuvar: Cemil Orhon, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Erol Yıldırım, Işık Direktörü: Ekrem Köksalan, Reji Asistanları: Alpay Ziyal, Azize Ar, Kamera Asistanı: Sami Acun, Foto: Güngör Tetiker, Montaj: Yılmaz Atadeniz, Digital Onarım: Gökay Doğunal, Stüdyo Digital Kültür


Oyuncular: Ylmaz Güney (Recep), Selma Güneri (Ufaklık), Tijen Par (Hülya), Devlet Devrim (Zeynep), Mine Sun (Nur), Faruk Panter (Panter), Mine Soley, Cahit İrgat (Kemal), Hüseyin Peyda, Ali Şen (Yunus), Mehmet Ali Akpınar (Kabakçı Süleyman), Kadri Ögelman, Nuri Ergün (Nuri), Nusret Özkaya (Camgöz), Abdullah Ferah (Durdu), Nezihe Güler, Necip Tekçe, Barbaros Erbes, Ersun Kazançel (Gündüz), Hülya Demirtay, Danyal Topatan, Hasan Ceylan, Muharrem Gürses (Fahri), Vahit Volkan (Hergeleci), Çetin Başaran (Herkül), Osman Türkoğlu (Tahir), Zülfikarv Divani (Zülfikar), Hüseyin Zan, Niyazi Vanlı (Kadir), Kâzım Kartal (Kadir’in adamı)


Konu: Yıllardır Amerika'da yaşayan eski ünlü kabadayılardan Kemal (Cahit İrgat), İstanbul'a döner. Kemal, İstanbul'un ileri ge-len kabadayıları ve kumarhane patronları tarafından havaalanında karşılanır. Polis müdürü, bu eski azılı kabadayıyı karşılıklı görüşmek üzere emniyete davet eder. Emniyet yetkilileri kentte huzuru bozmama-sı, olay çıkarmaması için kulağını bükerler. Oysa Kemal, İstanbul'a yıllardır izini kaybettiği oğlunu bulmak için dönmüştür.
Kemal oğlunu ararken, eski dostları İstanbul'u haraca kesip yeni türeyen bir kabadayıdan söz ederler. Adı Recep'tir (Yılmaz Güney) genç kabadayının. Recep, bir gün haraç almak için kumarhaneye gelir. Kemal'le karşılaşır. Eski kabadayı, delikanlıya nasihat edip, bu işlerde daha çok genç\olduğunu söyler. "Dikkatli olmazsan harcanıp gidersin," der.


Recep, eski düşmanlarından Kabakçı Süleyman'ı (M. Ali Akpınar) unutmamıştır. Süleyman, analığının evinde adamlarıyla birlikte kız oynatırken baskın yapar. Her tarafı dağıtıp evin altını üstüne getirir. Kemal, hasretiyle yandığı oğlunu ararken gerçeği öğrenir. Recep, Kemal'in öz oğludur. Kemal şaşkındır, ne yapacağını bilemez.


Recep, bu durumdan habersiz, Kemal'e haber gönderip, "Bu kentte ikimiz fazlayız. Birimizin ölmesi şart," der. Karşılıklı vuruşacaklardır. Düello edecekleri yeri saptayıp randevu mahallinde buluşmak üzere sözleşirler. Recep, randevu yerine saatinden önce gelir. Silahımdaki kurşunları çıkarır, sonra da mezarını kazmaya başlar. Garip bir duygu içindedir ve kendini öldürtecektir. Sevdiği kız Hülya (Tijen Par), olayı haber alınca vuruşmayı engellemek için bir arkadaşıyla birlikte gelir. Ama Recep kararlıdır, vazgeçmez.


Recep ile Kemal şahitlerin huzurunda vuruşmak için yerlerini alırlar. Recep, kurşunları olmayan silahıyla atış pozisyonuna geçmek isterken, Kemal daha önce davranıp onu elinden yaralar. Babası olduğu için onu öldürmek istemez. Olay yerine polisler gelir. Kemal oğluna, Recep de babasına sarılır. Yıllar sonra gerçek ortaya çıkmıştır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


 Filmin senaryosunu, Yılmaz Güney'in denetiminde Aydın Engin yazdı. Anadolu işletmecileriyle Yılmaz Güney, filmin anlaşması yapan yapımcı yönetmen Nuri Akıncı, borçlu durumda kalınca, “Kasımpaşalı” adıyla çektiği senaryo genişletilerek bir ikinci film daha oluşturuldu. Bu ikinci filmin tüm ara ve ek sahneleri ile finalini Yılmaz Atadeniz çekti. Birinci filmden kalan fazla sahneler, yeni çekilen sahneler ve yeni finalle birleştirilerek, bir devam filmi olarak Kasımpaşalı Recep, adıyla vizyona girdi.

KASIMPAŞALI (1965)

"Korkunç Vurgun"

Yönetmen:
Nuri Akıncı
Senaryo: Aydın Engin
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Yapım: Televizyon Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Yılmaz Güney (Recep), Tijen, Par (Hülya), Selma Güneri (Ufaklık), Devlet Devrim (Deniz), Cahit Irgat (Kemal), Hüseyin Peyda, Mehmet Ali Akpınar (Süleyman), Nuri Ergün, Ali Şen (Yunus Bey), Mine Soley (Zennube), Mine Sun, Muharrem Gürses (Fahri Bey), Hasan Ceylan, Barbaros Erbes, Nezihe Güler, Ersun Kazançel, Çetin Başaran, Faruk Panter (Panter), Hülya Demirtay, Emin Demirtay, Zülfikar, Abdullah Ferah, Nevzat Kığı, Necip Tekçe, Kazım Kartal (Kâzım), Vahit Volkan, Cumali Pamuk, Şarkılar: Sunay Sun


Konu: Kasımpaşa'nın varoşlarında yaşayan Recep (Yılmaz Güney), işsiz güçsüz bir delikanlıdır. Serseri kılıklı, kasketini kaşlarını önüne yıkan Recep, mahallenin kızlarından Hülya'ya (Tijen Par) karşı boş değildir. Ne var ki mahallenin motosikletli gençlerine takılan zengin kızı Hülya, Recep'e yüz vermez. Onunla karşılaştığı yerde alay eder, küçümser.


Bir gün Hülya'nın bir grup motosikletli züppe arkadaşı, Recep'in yolunu keserler. Ona hakaretler yağdırarak çevresinde tur atarlar. Ona yalnızca, Hülya'nın kız kardeşi Deniz (Devlet Devrim) sahip çıkar. Recep Hülya'ya, Deniz de Recep'e âşıktır.Ama Recep, meyhanelerde, kahvelerde yalnızca Hülya'yı düşlenmektedir.


Yine bir gün Hülya'yı düşünürken kahveye, Kabakçı Süleyman (Mehmet Ali Akpınar) adlı kabadayı gelir. Adamları yanındadır. Tüm kahvedekiler ayağa kalkar. Recep ise hiç umursamaz. Kabakçı Süleyman fena bozulmuştur. Kahveciye, "Kim bu tıfıl?" diye sorar. Ve ertesi gün adamlarını göndererek gelip özür dilemesi için çağrıda bulunur. Recep, iki arkadaşını yanına alarak kumarhaneye gider. Ama özür dilemez. Kumar oynadıkları masayı üzerlerine devirerek boğuşurlar. Kumarhane, Süleyman ve adamlarının başlarına yıkılır. Olay semtte duyulunca Recep'in şöhreti tüm bölgeye yayılır.


Recep Kasımpaşa'da güçlenince, yasadışı işler yapanları, kumarhaneleri, randevu evlerini, "Mahalleye köprü yaptıracağız," esprisiyle haraca bağlar. Alnının teriyle namuslu yoldan kazananları ve garibanları asla rahatsız etmez. Kısa bir sürede zengin olup kılığını kıyafetini değiştiren Recep, artık kendisiyle alay edenlere hesap soracaktır. Motosikletli züppe gençleri kıstırıp döver. Buna en çok sevinen de, hayranı Deniz'dir.


Kumarhane gibi yasadışı yollardan para kazanan mekân sahiplerinden 'günah vergisi' adıyla avanta alan Recep, bölgede giderek büyüyen bir tehlike oluşturur. Tilki Selim (Nuri Ergün) gibi diğer mekân sahibi (Hüseyin Peyda) patronlar, Recep'e karşı birleşirler. Kabakçı Süleyman da yediği dayağın acısını çıkarmak için onlardan yanadır.


Şarkıcı Zennube (Mine Soley), Süleyman'ın yeni silahıdır. Tehditle onu Recep'in başına musallat eder. Ünlü kabadayı, ilk kez bir pavyonda gördüğü Zennube'nin bir yem olarak kullanıldığının farkındadır. Ve önceden tedbirini alarak, Zennube'nin davetini kabul edip evine gider. Gece yarısı Kabakçı Süleyman, adamlarıyla evi basar.Pusuya yatan Recep, silahını çekip kabadayıları masaya oturtur. Onları silah zoruyla sarhoş edinceye kadar içirir. Hepsi masada ya da yerlerde yatarak, sızmışlardır.


Bir zamanlar gönlünü kaptırdığı Hülya, ortaya çıkar. Vaktiyle yaptıklarından pişmandır. Recep'i sevdiğini anlar. Peşinde koşan Hülya'yla kısa süren bir gönül ilişkisi yaşar. Recep'in çok daha Önemli işleri vardır. Çevresinde Kıllı Nermin adıyla tanınan randevucu kadının evine yaşı küçük Romen kızı düşürülmüştür. Zorla erkeklere kiralanan küçük kızı (Selma Güneri) kurtarmak için kolları sıvar. Randevuevini basıp kızı alıp götürür. 'Garibim' adını taktığı küçük kızın yatacak yeri yoktur. Recep'in evinde kalır. Satıcılar kızı rahat bırakmazlar. Evi bulup onu kaçırdıkları sırada Recep yetişip, kızı ellerinden alır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


► Montaj Yılmaz Atadeniz tarafından yapıldı. Müziklerini Şükrü Osmanoğlu düzenledi. Filmdeki şarkıları Sunay Sun ile Mübeccel Çanakkaleli seslendirdi. Filmin jeneriğinde senaryo yazarı olarak Yaşar Akıncı ismi geçer. Oysa filmin senaryosu, o yıllarda Yılmaz Güney'in 'maaşlı senarist'i olarak çalışan gazeteci Aydın Engin tarafından yazılmıştır. Daha sonraki vizyonlarında korsan afiş bastırılarak, “Korkunç Vurgun “adıyla göste

rime sokuldu.

KARTALLARIN ÖCÜ /Severek Ölenler (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt
Müzik: Fecri Ebcioğlu
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden


Ses Mühendisi: Tuncer Aydınoğlu, Işık Şefi: İlhan Aslım, Kamera Asist.: Özer Korkmazlar, Dekor: Saim N. Bilge, Yönetmen Asist.: Fevzi Tatbak, Prodüksiyon Asist.: Cemil Paskap, Set Amiri: Hasan Nurdan, Prodüksiyon Amiri: Adnan İrkut, Ar Direktör: Yüksel Tanık, 

(Kemal Film Platosu'nda Çekilmiş, Acar Film Stüdyosunda seslendirilmiştir).

Oyuncular: İzzet Günay (Kemal), Fatma Girik (Güner), Süleyman Turan (Samim), Serpil Gül (Gül), Muzaffer Tema (Yzb. Turan), Kadir Savun (Kadir Başçavuş), Nubar Terziyan (Güner'in babası), Cahit lrgat, Mümtaz Ener, M. Ali Akpınar, Kazım Kartal, Muzaffer Yener, Faik Coşkun, Zeki Tüney, Erdoğan Seren.


Konu: Kemal (izzet Günay), Kadir Başçavuş (Kadir Savun) ve Samim (Süleyman Turan), asla dönüşü olmayan ve mutlak ölümle son bulacak bir vazife için Kıbrıs'a gönderileceklerdir. Ancak harekattan evvel, yakınlarını son olarak görebilmeleri için İstanbul'a gönderilirler. Buna en çok Samim sevinmiştir. Çünkü İstanbul'da çok sevdiği bir nişanlısı vardır. Ölmeden evvel onunla vakit geçirmek tek arzusudur. Oysa Samim’in nişanlısı Güner (Fatma Girik) de ölümcül bir hastalığın pençesindedir ve kendisinden gizlemesine rağmen bunu öğrenmiştir.


Şimdi Samim’in ne diyeceğini bilmez bir haldedir. Kemal'i kendine yakın bulur ve nişan yüzüğünü Samim'e iade etmesi için ona verir. Sebebini açıklayamayacağını, Samim'in kendisini affetmesini söyler. Fakat Kemal nişanlısını deli gibi seven arkadaşına yüzüğü veremez ve Güner'e iade eder. Birkaç hafta daha sabretmesini, sonra ne isterse yapabileceğini söyler. Bu arada Samim, harekatın başı olacağı için tekrar İzmir’e özel eğitime gönderilir. 


Güner'le görüşmesini sürdüren Kemal, onu bu ölümcül hastalığını öğrenir. Hastalığının tek mucizesi ise, gerçek mutluluğu yakalayabileceği bir aşk olacaktır. Fakat ne yazık ki, Samim'le olan ilişkisi, Güner'in hastalığının seyrini değiştirmemektedir. Onun bu durumunu öğrenen Kemal, kızı yalnız bırakmak istemez, görüşmelerini sıklaştırır. Ancak, onların bu yakınlaşmalarını yakından izleyen Kadir Başçavuş ve harekat komutanı Yüzbaşı Turan (Muzaffer Tema), Kemal'in en yakın arkadaşı Samim'e ihanet ettiğini düşünür. Güner'in amca kızı Gül (Serpil Gül), Kemal'e giderek Güner'in onu deli gibi sevdiğini, karşılık vermesini, belki onun hastalığına ilaç geleceğini söyler. Kemal, arkadaşına ihanet edemeyeceğini söyler. Gül'ün yalvarmaları karşısında kabul eder. Sonunda Kemal, Kadir Başçavuş'a açılır; önceleri Güner'e acıdığı için yakınlık gösterdiğini şimdi ise onu gerçekten sevdiğini söyler. Sonunda Güner'e evlenme teklifi yapar. Nihayet harekat vakti gelir. Samim, İzmir' den döner. Kemal’le Güner'in ilişkisini öğrenir. Artık eski dostu Kemal'e düşman kesilir. Küskün olsalar da yapmaları gereken bir görevleri vardır. Kıbrıs'a hareket ederier. Görevleri, düşman mevzilerine giderek askeri bilgi elde etmek ve radyo kanalıyla Türk tarafına bildirmektir. Ancak düşman radyo kanalıyla onların yerini çok kolay bulabilecek ve muhakkak öldüreceklerdir. Kemal, hareket etmeden evvel Güner'e bir mektup, bırakarak, ölüme gittiğini söylemiştir. Onlar yola çıktıktan sonra, gerçeği öğrenen Güner yatağa düşer. Yine hareket etmeden evvel Gül’de Samim'e bir mektup vermiştir. Ancak Samim, bu mektubu okumaz ama yanına alır.

Düşman mevzilerine girip, radyo kanalıyla gerekli bilgileri Türk birliklerine ilettikten sonra, düşman askerleri tarafından pusuya düşürülürler. Samim, pusudayken bu mektubu okur, gerçeği ablar. Kemal'le barışırlar. Çıkan çatışmadan sadece Kadir Başçavuş kurtulur. Döndüğünde, Güner'in mezarını ziyaret eder: "İkisi de seni severe' öldüler." der. “Gülşah Nezaket Maraşlı “ Osman Fahir Sedenle Türk Sinemasında Düet” syf, 179 (1929)

► Ankara. Hava Kuvvetleri Komutanlığı. Gizli bir görev, üç eski arkadaşı ; Ütğm. Kemal, Ütğm. Samim ve Bçvş. Kadir'i tekrar buluşturmuştur. "Bu kadar tesadüf olmaz canım. Kim derdi ki, bunca zaman sonra üçümüz aynı vazife başında bir araya geleceğiz."

Onlar mutlu bir şekilde şakalaşırken iki üst rütbeli subay odaya girer. Sert görünüşlü komutan büyük bir Kıbrıs haritası önünde şöyle konuşur ; "Bütün vazifenizin süresi iki saat. Bu müddet içinde, bize düşmanın ikmal yolları hakkında istediğimiz bilgiyi göndereceksiniz. Soydaşlarımızın geleceği ve kurtuluşu için gönderiyoruz sizi. Vazifeni-zin sonunda üçünüzü de mutlak bir ölüm bekliyor. Bu vazifeden dönmeniz imkansız. İki saat içinde yerinizi tespit edecekler. Gi-deceğiniz yer düşman hatlarının tam ortası. Etrafınızı çevirip sizi şehit etmeleri muhak-kak. Ancak bir mucize ile kurtulabilirsiniz. Bu hususta ne Mücahitlerin ne de bizlerin en ufak bir yardımını bile göremeyeceksiniz. Üç arkadaş, Yzb. Turan Özbek'in komutasın-da, görevleri ile ilgili bir kurs için İstanbul'a gelirler. Burada Samim'in nişanlısı Güner ile tanışırlar.
Denizciler için sözü edilen mucize, hasta olan genç kız için de gereklidir. Doktor, Güner'in babasına şunları söylüyor.
Sizi aldatmak istemem. Kızınız ölüme mah-kûm. Rahatsızlığı milyonda bir rastlanan bir olay Hadi bey. Kökü tamamıyla ruhi. Ama belki bir mucize olur. Şimdiye kadar bu tip hastalardan kurtulan 1-2 kişiye rastlandı. Hepsinde de aynı mucizeyi gördük. Yaşa-ma sevinci. Bilhassa aşk."Samim'in böyle bir 'aşk ve mucize' için yeter-siz kaldığını az çok sezeriz. Üstelik hem ba-basının ağırlaşan hastalığı hem de görev gereği İzmir'e gitmesi nedeniyle genç adam nişanlısı ile ilgilenemiyor bile. Öleceği için ondan uzaklaşması gerektiğini düşünen Güner, ‘Harlem Nocturne’ü (1961) (Hagen) dinlediğimiz bir akşam Kemal'e şöyle diyor 


"(Nişan yüzüğünü vererek) Bunu Samim'e iade etmenizi rica edeceğim. Böylesi bizim için daha iyi olacak. Biliyorum çok acı çekecek ama kısa bir süre sonra  beni anlayacak, affedecek." Kemal ise gizli görevlerinin sonuçlarını düşünerek "Birkaç hafta daha müsaade edin ona. Sonrasının hiç önemi yok" diye konuş-maktadır.


‘Sole Spento’ (1964) (Papetti/Cassano) melodisini dinlediğimiz deniz kıyısı. Genç kız, Kemal’in suya taş atarak oluşturduğu halkalar için şunları söylüyor;
“Tıpkı hatıralara benziyorlar. Oluştukları yerler o günkü yaşantılar. Sonra uzaklaştıkça, büyüdükçe kuvvetlerini kaybediyorlar. Başka ve daha kuvvetli bir akımın içinde kayboluyorlar. Tıpkı benimle Samim gibi. Bir zamanlar sevdiğimi zannetmiştim onu ama şimdi.. halkaları uzadı, eridi, kayboldu.”


Belgrat Ormanı, İstanbul tepeleri, ‘Summertime’ı (1936) (G. Gershwin / D. Hayward / I. Gershwin) dinlediğimiz gece kulübü.


Aralarında, engel olunamayan büyük bir aşk başlıyor. Mucize, Güner için gerçekleşir. Artık iyileşmekte. Bu arada İzmir'den dönen Samim durumu anlamıştır. Biraz gerginlik yaşansa da, Kıbrıs'taki görevlerinin önemi ve Güner'in akrabası Gül'ün Samim'e yazdığı açıklayıcı mektup ortada hiçbir kırgınlık bırakmaz.


Kıbrıs’a gidişlerini ‘Die Walküre’ Operasının (1856) (Richard Wagner) 3. perde, ilk sahne, başlangıç melodisiyle izleriz; ‘Ride of the Valkyries’.


Görevlerini başarı ile yerine getirirler. Ama, düşman o kadar kalabalık ki. Denizaltıya, bir tek Kadir Başçavuş, o da bir ayağını kaybettirecek yara ile dönebilir. Kemal'in, Kıbrıs'a giderken yazdığı veda mektubu da Güner'deki mucizenin sonu olmuştur.


Kemal’in Yzb. Turan’a söyledikleri ; “Yemin ederim ki hiçbir günahım yok.. Bir tarafta en iyi arkadaşım, bir tarafta bırakırsam öleceği muhakkak bir kız.” (Murat Çelenligil – Sinematurk Internet veri tabanı)

KART HOROZ (1965)

Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo:Sadık Şendil
Foto Direktörü: Orhan Kapkı
Yapım:Erman Film/Hürrem Erman


Montaj-Senkron: Turgut İnangiray, Yapım Sorumlusu: Sabri Srezer, Reji Asistanları: Yılmaz Korkut, Erdoğan Özkaya, Operatör Asistanı: Tangör Toydemir, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar Asistanları: Gani Maraşlıoğlu, Hayati Akbulut, Erdoğan Dolapçı, Işık Şefi: Rıdvan Varol, Sesleri Alan: Yorgo İlyadis, Set Amiri: Yılmaz Kanat, Set Yardımcıları: Tezcan Has, Necip Koçak, Prodüksiyon Amiri: Sabri Sezer, Prodüksiyon Asistanı: Abdullah Cürek,


Oyuncular: Vahi Öz (Horoz Kâmil), Ajda Pekkan (Hizmetçi Fatoş, Sevda Ferdağ (Dilber), Hulusi Kentmen (Ord. Prof. Hazım, Kazım, Lazım), Münir Özkul (Mıstık), Mürüvvet Sim (Makbule), Özdemir Han (Dr. Nihat), Osman Türkoğlu (Morg bekçisi), Aysel Gilda, Neriman Köksal (Misafir oyuncu), Talia Saltı


KONU: Yaşadığı köşkte hizmetçisinden, Dilber’e varıncaya kadar her güzel kadına dayanamayıp, yaşına rağmen onları taciz eden profesör lakaplı adamın komedi.

KARDEŞ BELASI (1965)

Yönetmen: Nuri Akıncı
Senaryo:Kayahan Arıkan
Foto Direktörü:Sami Acun
Yapım:Caka Film / Kayahan Arıkan


Oyuncular: Nebahat Çehre, Özkan Yılmaz, Samim Meriç, Selma Durmuş, Yavuz Karakaş, Ali Şen, Kadri Ögelman, Tuncer Necmioğlu


Konu: Eroin mafyasının ağına düşen kızla, onu kurtarmaya çalışan kardeşinin polisiye öyküsü.

KARA KEDİ (1965)

Yönetmen:Orhan Ateş
Senaryo:Yunus Yılmaz
Foto Direktörü:Kaya Ererez
Yapım:Ar Film


Oyuncular: Ekrem Bora, Neriman Ateş, Tunç Oral, Kenan Pars


Konu: Kocası öldürülen bir kadınla, kızını kadın tüccarlarının elinden kurtaran bir polisin macerası.

KANUNSUZLAR (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Burhan Bolan
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Bolan Film / Burhan Bolan


Oyuncular: Eşref Kolçak, Nilüfer Aydan, Sev-da Ferdağ, Hüseyin Baradan, Ali Şen, Erol Taş, Mine Sun


Konu: Arsalara el koymak isteyen bir çeteyşe mücadele eden adamın öyküsü

KANUN DER Kİ (1965)

Yönetmen: Kemal Kan
Senaryo: Vecdi Uygun Ziya Pişirici’nin bir eserinden
Kamera: Fevzi Eryılmaz
Yapım: Bosfor Film/Vural Erman


Kurgu: Diamendi Filmeridis, Yönetmen Yardımcısı: Ziya Pişirici, Kamera Asistanı: Nihat Çifteoğlu, Jenerik: Refik Onubil, Laboratuvar: Cemil Orhon, Erol Yıldırım, Muharrem Gündüz, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Dekor: Sohban Koloğlu, Ses Kayıt: Marko Buduris, Senkron: Oral Öztürk, Mahmut Eskici, Prodüksiyon Amiri, Şevki Tosunoğlu, Set Amiri: Metin Alper, Set Elemanları: Hüseyin Aytu, İsmail Paklı, Hüseyin Kâşif, Erol Tırt

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Çetin/Ali Cengiz), Nebahat Çehre (Selma), Hüseyin Baradan (Kenan), Muzaffer Nebioğlu (Necla), Özdemir Han (Ayyaş), Kâzım Kartal (Kenan), Ünal Gü-rel (Kernan’ın adamı), Natuk Baytan (Komiser), Ferah Nur (Leyla), Figen Han (Suzan), Muzaffer Yenen (Asım), Erdoğan Seren, Kudret Karadağ, Zeki Çan (Rahmi), Abdullah Ferah, Faruk Panter, Leyla Atakan, Ünal Solak


Konu: Öldürülen polisin kızıyla sevişip, beraberce eroin kaçakçılarıyla mücadele eden aşıkların öyküsü.

KANLI MEYDAN (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Süha Doğan
Kamera: Ali Uğur
Yapım: Günşıray Film / Orhan Günşıray


Oyuncular: Orhan Günşıray, Tamer Yiğit (Tamer), Selma Güneri (Selma), Sezer Sezin (Leman), Hüseyin Baradan, Tuncel Kurtiz, Hasan Ceylan, Necip Tekçe, Sami Tunç, Nusret Özkaya, Atilla Sarar


Konu: Öğretmenlik yapan bir genç kızla, çiftlik müdürünün aşk öyküsü.

KANLI KALE (1965)

Senaryo ve Yönetmen:  Yavuz Yalınkılıç
Operatör:Kaya Ererez
Yapım:Aksu Film / Engin Aksu


Oyuncular: Erol Taş, Yıldırım Gencer, Sunay Sun, Fahri Sadedil, Ersun Kazançel, Sevgi Damlı,


Konu: Dağa çıkan bir eşkıya ile onu yakalamakla görevli jandarma onbaşısının öyküsü