Powered By Blogger

3 Kasım 2015 Salı

KASIMPAŞALI (1965)

"Korkunç Vurgun"

Yönetmen:
Nuri Akıncı
Senaryo: Aydın Engin
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Yapım: Televizyon Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Yılmaz Güney (Recep), Tijen, Par (Hülya), Selma Güneri (Ufaklık), Devlet Devrim (Deniz), Cahit Irgat (Kemal), Hüseyin Peyda, Mehmet Ali Akpınar (Süleyman), Nuri Ergün, Ali Şen (Yunus Bey), Mine Soley (Zennube), Mine Sun, Muharrem Gürses (Fahri Bey), Hasan Ceylan, Barbaros Erbes, Nezihe Güler, Ersun Kazançel, Çetin Başaran, Faruk Panter (Panter), Hülya Demirtay, Emin Demirtay, Zülfikar, Abdullah Ferah, Nevzat Kığı, Necip Tekçe, Kazım Kartal (Kâzım), Vahit Volkan, Cumali Pamuk, Şarkılar: Sunay Sun


Konu: Kasımpaşa'nın varoşlarında yaşayan Recep (Yılmaz Güney), işsiz güçsüz bir delikanlıdır. Serseri kılıklı, kasketini kaşlarını önüne yıkan Recep, mahallenin kızlarından Hülya'ya (Tijen Par) karşı boş değildir. Ne var ki mahallenin motosikletli gençlerine takılan zengin kızı Hülya, Recep'e yüz vermez. Onunla karşılaştığı yerde alay eder, küçümser.


Bir gün Hülya'nın bir grup motosikletli züppe arkadaşı, Recep'in yolunu keserler. Ona hakaretler yağdırarak çevresinde tur atarlar. Ona yalnızca, Hülya'nın kız kardeşi Deniz (Devlet Devrim) sahip çıkar. Recep Hülya'ya, Deniz de Recep'e âşıktır.Ama Recep, meyhanelerde, kahvelerde yalnızca Hülya'yı düşlenmektedir.


Yine bir gün Hülya'yı düşünürken kahveye, Kabakçı Süleyman (Mehmet Ali Akpınar) adlı kabadayı gelir. Adamları yanındadır. Tüm kahvedekiler ayağa kalkar. Recep ise hiç umursamaz. Kabakçı Süleyman fena bozulmuştur. Kahveciye, "Kim bu tıfıl?" diye sorar. Ve ertesi gün adamlarını göndererek gelip özür dilemesi için çağrıda bulunur. Recep, iki arkadaşını yanına alarak kumarhaneye gider. Ama özür dilemez. Kumar oynadıkları masayı üzerlerine devirerek boğuşurlar. Kumarhane, Süleyman ve adamlarının başlarına yıkılır. Olay semtte duyulunca Recep'in şöhreti tüm bölgeye yayılır.


Recep Kasımpaşa'da güçlenince, yasadışı işler yapanları, kumarhaneleri, randevu evlerini, "Mahalleye köprü yaptıracağız," esprisiyle haraca bağlar. Alnının teriyle namuslu yoldan kazananları ve garibanları asla rahatsız etmez. Kısa bir sürede zengin olup kılığını kıyafetini değiştiren Recep, artık kendisiyle alay edenlere hesap soracaktır. Motosikletli züppe gençleri kıstırıp döver. Buna en çok sevinen de, hayranı Deniz'dir.


Kumarhane gibi yasadışı yollardan para kazanan mekân sahiplerinden 'günah vergisi' adıyla avanta alan Recep, bölgede giderek büyüyen bir tehlike oluşturur. Tilki Selim (Nuri Ergün) gibi diğer mekân sahibi (Hüseyin Peyda) patronlar, Recep'e karşı birleşirler. Kabakçı Süleyman da yediği dayağın acısını çıkarmak için onlardan yanadır.


Şarkıcı Zennube (Mine Soley), Süleyman'ın yeni silahıdır. Tehditle onu Recep'in başına musallat eder. Ünlü kabadayı, ilk kez bir pavyonda gördüğü Zennube'nin bir yem olarak kullanıldığının farkındadır. Ve önceden tedbirini alarak, Zennube'nin davetini kabul edip evine gider. Gece yarısı Kabakçı Süleyman, adamlarıyla evi basar.Pusuya yatan Recep, silahını çekip kabadayıları masaya oturtur. Onları silah zoruyla sarhoş edinceye kadar içirir. Hepsi masada ya da yerlerde yatarak, sızmışlardır.


Bir zamanlar gönlünü kaptırdığı Hülya, ortaya çıkar. Vaktiyle yaptıklarından pişmandır. Recep'i sevdiğini anlar. Peşinde koşan Hülya'yla kısa süren bir gönül ilişkisi yaşar. Recep'in çok daha Önemli işleri vardır. Çevresinde Kıllı Nermin adıyla tanınan randevucu kadının evine yaşı küçük Romen kızı düşürülmüştür. Zorla erkeklere kiralanan küçük kızı (Selma Güneri) kurtarmak için kolları sıvar. Randevuevini basıp kızı alıp götürür. 'Garibim' adını taktığı küçük kızın yatacak yeri yoktur. Recep'in evinde kalır. Satıcılar kızı rahat bırakmazlar. Evi bulup onu kaçırdıkları sırada Recep yetişip, kızı ellerinden alır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


► Montaj Yılmaz Atadeniz tarafından yapıldı. Müziklerini Şükrü Osmanoğlu düzenledi. Filmdeki şarkıları Sunay Sun ile Mübeccel Çanakkaleli seslendirdi. Filmin jeneriğinde senaryo yazarı olarak Yaşar Akıncı ismi geçer. Oysa filmin senaryosu, o yıllarda Yılmaz Güney'in 'maaşlı senarist'i olarak çalışan gazeteci Aydın Engin tarafından yazılmıştır. Daha sonraki vizyonlarında korsan afiş bastırılarak, “Korkunç Vurgun “adıyla göste

rime sokuldu.

KARTALLARIN ÖCÜ /Severek Ölenler (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt
Müzik: Fecri Ebcioğlu
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden


Ses Mühendisi: Tuncer Aydınoğlu, Işık Şefi: İlhan Aslım, Kamera Asist.: Özer Korkmazlar, Dekor: Saim N. Bilge, Yönetmen Asist.: Fevzi Tatbak, Prodüksiyon Asist.: Cemil Paskap, Set Amiri: Hasan Nurdan, Prodüksiyon Amiri: Adnan İrkut, Ar Direktör: Yüksel Tanık, 

(Kemal Film Platosu'nda Çekilmiş, Acar Film Stüdyosunda seslendirilmiştir).

Oyuncular: İzzet Günay (Kemal), Fatma Girik (Güner), Süleyman Turan (Samim), Serpil Gül (Gül), Muzaffer Tema (Yzb. Turan), Kadir Savun (Kadir Başçavuş), Nubar Terziyan (Güner'in babası), Cahit lrgat, Mümtaz Ener, M. Ali Akpınar, Kazım Kartal, Muzaffer Yener, Faik Coşkun, Zeki Tüney, Erdoğan Seren.


Konu: Kemal (izzet Günay), Kadir Başçavuş (Kadir Savun) ve Samim (Süleyman Turan), asla dönüşü olmayan ve mutlak ölümle son bulacak bir vazife için Kıbrıs'a gönderileceklerdir. Ancak harekattan evvel, yakınlarını son olarak görebilmeleri için İstanbul'a gönderilirler. Buna en çok Samim sevinmiştir. Çünkü İstanbul'da çok sevdiği bir nişanlısı vardır. Ölmeden evvel onunla vakit geçirmek tek arzusudur. Oysa Samim’in nişanlısı Güner (Fatma Girik) de ölümcül bir hastalığın pençesindedir ve kendisinden gizlemesine rağmen bunu öğrenmiştir.


Şimdi Samim’in ne diyeceğini bilmez bir haldedir. Kemal'i kendine yakın bulur ve nişan yüzüğünü Samim'e iade etmesi için ona verir. Sebebini açıklayamayacağını, Samim'in kendisini affetmesini söyler. Fakat Kemal nişanlısını deli gibi seven arkadaşına yüzüğü veremez ve Güner'e iade eder. Birkaç hafta daha sabretmesini, sonra ne isterse yapabileceğini söyler. Bu arada Samim, harekatın başı olacağı için tekrar İzmir’e özel eğitime gönderilir. 


Güner'le görüşmesini sürdüren Kemal, onu bu ölümcül hastalığını öğrenir. Hastalığının tek mucizesi ise, gerçek mutluluğu yakalayabileceği bir aşk olacaktır. Fakat ne yazık ki, Samim'le olan ilişkisi, Güner'in hastalığının seyrini değiştirmemektedir. Onun bu durumunu öğrenen Kemal, kızı yalnız bırakmak istemez, görüşmelerini sıklaştırır. Ancak, onların bu yakınlaşmalarını yakından izleyen Kadir Başçavuş ve harekat komutanı Yüzbaşı Turan (Muzaffer Tema), Kemal'in en yakın arkadaşı Samim'e ihanet ettiğini düşünür. Güner'in amca kızı Gül (Serpil Gül), Kemal'e giderek Güner'in onu deli gibi sevdiğini, karşılık vermesini, belki onun hastalığına ilaç geleceğini söyler. Kemal, arkadaşına ihanet edemeyeceğini söyler. Gül'ün yalvarmaları karşısında kabul eder. Sonunda Kemal, Kadir Başçavuş'a açılır; önceleri Güner'e acıdığı için yakınlık gösterdiğini şimdi ise onu gerçekten sevdiğini söyler. Sonunda Güner'e evlenme teklifi yapar. Nihayet harekat vakti gelir. Samim, İzmir' den döner. Kemal’le Güner'in ilişkisini öğrenir. Artık eski dostu Kemal'e düşman kesilir. Küskün olsalar da yapmaları gereken bir görevleri vardır. Kıbrıs'a hareket ederier. Görevleri, düşman mevzilerine giderek askeri bilgi elde etmek ve radyo kanalıyla Türk tarafına bildirmektir. Ancak düşman radyo kanalıyla onların yerini çok kolay bulabilecek ve muhakkak öldüreceklerdir. Kemal, hareket etmeden evvel Güner'e bir mektup, bırakarak, ölüme gittiğini söylemiştir. Onlar yola çıktıktan sonra, gerçeği öğrenen Güner yatağa düşer. Yine hareket etmeden evvel Gül’de Samim'e bir mektup vermiştir. Ancak Samim, bu mektubu okumaz ama yanına alır.

Düşman mevzilerine girip, radyo kanalıyla gerekli bilgileri Türk birliklerine ilettikten sonra, düşman askerleri tarafından pusuya düşürülürler. Samim, pusudayken bu mektubu okur, gerçeği ablar. Kemal'le barışırlar. Çıkan çatışmadan sadece Kadir Başçavuş kurtulur. Döndüğünde, Güner'in mezarını ziyaret eder: "İkisi de seni severe' öldüler." der. “Gülşah Nezaket Maraşlı “ Osman Fahir Sedenle Türk Sinemasında Düet” syf, 179 (1929)

► Ankara. Hava Kuvvetleri Komutanlığı. Gizli bir görev, üç eski arkadaşı ; Ütğm. Kemal, Ütğm. Samim ve Bçvş. Kadir'i tekrar buluşturmuştur. "Bu kadar tesadüf olmaz canım. Kim derdi ki, bunca zaman sonra üçümüz aynı vazife başında bir araya geleceğiz."

Onlar mutlu bir şekilde şakalaşırken iki üst rütbeli subay odaya girer. Sert görünüşlü komutan büyük bir Kıbrıs haritası önünde şöyle konuşur ; "Bütün vazifenizin süresi iki saat. Bu müddet içinde, bize düşmanın ikmal yolları hakkında istediğimiz bilgiyi göndereceksiniz. Soydaşlarımızın geleceği ve kurtuluşu için gönderiyoruz sizi. Vazifeni-zin sonunda üçünüzü de mutlak bir ölüm bekliyor. Bu vazifeden dönmeniz imkansız. İki saat içinde yerinizi tespit edecekler. Gi-deceğiniz yer düşman hatlarının tam ortası. Etrafınızı çevirip sizi şehit etmeleri muhak-kak. Ancak bir mucize ile kurtulabilirsiniz. Bu hususta ne Mücahitlerin ne de bizlerin en ufak bir yardımını bile göremeyeceksiniz. Üç arkadaş, Yzb. Turan Özbek'in komutasın-da, görevleri ile ilgili bir kurs için İstanbul'a gelirler. Burada Samim'in nişanlısı Güner ile tanışırlar.
Denizciler için sözü edilen mucize, hasta olan genç kız için de gereklidir. Doktor, Güner'in babasına şunları söylüyor.
Sizi aldatmak istemem. Kızınız ölüme mah-kûm. Rahatsızlığı milyonda bir rastlanan bir olay Hadi bey. Kökü tamamıyla ruhi. Ama belki bir mucize olur. Şimdiye kadar bu tip hastalardan kurtulan 1-2 kişiye rastlandı. Hepsinde de aynı mucizeyi gördük. Yaşa-ma sevinci. Bilhassa aşk."Samim'in böyle bir 'aşk ve mucize' için yeter-siz kaldığını az çok sezeriz. Üstelik hem ba-basının ağırlaşan hastalığı hem de görev gereği İzmir'e gitmesi nedeniyle genç adam nişanlısı ile ilgilenemiyor bile. Öleceği için ondan uzaklaşması gerektiğini düşünen Güner, ‘Harlem Nocturne’ü (1961) (Hagen) dinlediğimiz bir akşam Kemal'e şöyle diyor 


"(Nişan yüzüğünü vererek) Bunu Samim'e iade etmenizi rica edeceğim. Böylesi bizim için daha iyi olacak. Biliyorum çok acı çekecek ama kısa bir süre sonra  beni anlayacak, affedecek." Kemal ise gizli görevlerinin sonuçlarını düşünerek "Birkaç hafta daha müsaade edin ona. Sonrasının hiç önemi yok" diye konuş-maktadır.


‘Sole Spento’ (1964) (Papetti/Cassano) melodisini dinlediğimiz deniz kıyısı. Genç kız, Kemal’in suya taş atarak oluşturduğu halkalar için şunları söylüyor;
“Tıpkı hatıralara benziyorlar. Oluştukları yerler o günkü yaşantılar. Sonra uzaklaştıkça, büyüdükçe kuvvetlerini kaybediyorlar. Başka ve daha kuvvetli bir akımın içinde kayboluyorlar. Tıpkı benimle Samim gibi. Bir zamanlar sevdiğimi zannetmiştim onu ama şimdi.. halkaları uzadı, eridi, kayboldu.”


Belgrat Ormanı, İstanbul tepeleri, ‘Summertime’ı (1936) (G. Gershwin / D. Hayward / I. Gershwin) dinlediğimiz gece kulübü.


Aralarında, engel olunamayan büyük bir aşk başlıyor. Mucize, Güner için gerçekleşir. Artık iyileşmekte. Bu arada İzmir'den dönen Samim durumu anlamıştır. Biraz gerginlik yaşansa da, Kıbrıs'taki görevlerinin önemi ve Güner'in akrabası Gül'ün Samim'e yazdığı açıklayıcı mektup ortada hiçbir kırgınlık bırakmaz.


Kıbrıs’a gidişlerini ‘Die Walküre’ Operasının (1856) (Richard Wagner) 3. perde, ilk sahne, başlangıç melodisiyle izleriz; ‘Ride of the Valkyries’.


Görevlerini başarı ile yerine getirirler. Ama, düşman o kadar kalabalık ki. Denizaltıya, bir tek Kadir Başçavuş, o da bir ayağını kaybettirecek yara ile dönebilir. Kemal'in, Kıbrıs'a giderken yazdığı veda mektubu da Güner'deki mucizenin sonu olmuştur.


Kemal’in Yzb. Turan’a söyledikleri ; “Yemin ederim ki hiçbir günahım yok.. Bir tarafta en iyi arkadaşım, bir tarafta bırakırsam öleceği muhakkak bir kız.” (Murat Çelenligil – Sinematurk Internet veri tabanı)

KART HOROZ (1965)

Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo:Sadık Şendil
Foto Direktörü: Orhan Kapkı
Yapım:Erman Film/Hürrem Erman


Montaj-Senkron: Turgut İnangiray, Yapım Sorumlusu: Sabri Srezer, Reji Asistanları: Yılmaz Korkut, Erdoğan Özkaya, Operatör Asistanı: Tangör Toydemir, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar Asistanları: Gani Maraşlıoğlu, Hayati Akbulut, Erdoğan Dolapçı, Işık Şefi: Rıdvan Varol, Sesleri Alan: Yorgo İlyadis, Set Amiri: Yılmaz Kanat, Set Yardımcıları: Tezcan Has, Necip Koçak, Prodüksiyon Amiri: Sabri Sezer, Prodüksiyon Asistanı: Abdullah Cürek,


Oyuncular: Vahi Öz (Horoz Kâmil), Ajda Pekkan (Hizmetçi Fatoş, Sevda Ferdağ (Dilber), Hulusi Kentmen (Ord. Prof. Hazım, Kazım, Lazım), Münir Özkul (Mıstık), Mürüvvet Sim (Makbule), Özdemir Han (Dr. Nihat), Osman Türkoğlu (Morg bekçisi), Aysel Gilda, Neriman Köksal (Misafir oyuncu), Talia Saltı


KONU: Yaşadığı köşkte hizmetçisinden, Dilber’e varıncaya kadar her güzel kadına dayanamayıp, yaşına rağmen onları taciz eden profesör lakaplı adamın komedi.

KARDEŞ BELASI (1965)

Yönetmen: Nuri Akıncı
Senaryo:Kayahan Arıkan
Foto Direktörü:Sami Acun
Yapım:Caka Film / Kayahan Arıkan


Oyuncular: Nebahat Çehre, Özkan Yılmaz, Samim Meriç, Selma Durmuş, Yavuz Karakaş, Ali Şen, Kadri Ögelman, Tuncer Necmioğlu


Konu: Eroin mafyasının ağına düşen kızla, onu kurtarmaya çalışan kardeşinin polisiye öyküsü.

KARA KEDİ (1965)

Yönetmen:Orhan Ateş
Senaryo:Yunus Yılmaz
Foto Direktörü:Kaya Ererez
Yapım:Ar Film


Oyuncular: Ekrem Bora, Neriman Ateş, Tunç Oral, Kenan Pars


Konu: Kocası öldürülen bir kadınla, kızını kadın tüccarlarının elinden kurtaran bir polisin macerası.

KANUNSUZLAR (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Burhan Bolan
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Bolan Film / Burhan Bolan


Oyuncular: Eşref Kolçak, Nilüfer Aydan, Sev-da Ferdağ, Hüseyin Baradan, Ali Şen, Erol Taş, Mine Sun


Konu: Arsalara el koymak isteyen bir çeteyşe mücadele eden adamın öyküsü

KANUN DER Kİ (1965)

Yönetmen: Kemal Kan
Senaryo: Vecdi Uygun Ziya Pişirici’nin bir eserinden
Kamera: Fevzi Eryılmaz
Yapım: Bosfor Film/Vural Erman


Kurgu: Diamendi Filmeridis, Yönetmen Yardımcısı: Ziya Pişirici, Kamera Asistanı: Nihat Çifteoğlu, Jenerik: Refik Onubil, Laboratuvar: Cemil Orhon, Erol Yıldırım, Muharrem Gündüz, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Dekor: Sohban Koloğlu, Ses Kayıt: Marko Buduris, Senkron: Oral Öztürk, Mahmut Eskici, Prodüksiyon Amiri, Şevki Tosunoğlu, Set Amiri: Metin Alper, Set Elemanları: Hüseyin Aytu, İsmail Paklı, Hüseyin Kâşif, Erol Tırt

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Çetin/Ali Cengiz), Nebahat Çehre (Selma), Hüseyin Baradan (Kenan), Muzaffer Nebioğlu (Necla), Özdemir Han (Ayyaş), Kâzım Kartal (Kenan), Ünal Gü-rel (Kernan’ın adamı), Natuk Baytan (Komiser), Ferah Nur (Leyla), Figen Han (Suzan), Muzaffer Yenen (Asım), Erdoğan Seren, Kudret Karadağ, Zeki Çan (Rahmi), Abdullah Ferah, Faruk Panter, Leyla Atakan, Ünal Solak


Konu: Öldürülen polisin kızıyla sevişip, beraberce eroin kaçakçılarıyla mücadele eden aşıkların öyküsü.

KANLI MEYDAN (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Süha Doğan
Kamera: Ali Uğur
Yapım: Günşıray Film / Orhan Günşıray


Oyuncular: Orhan Günşıray, Tamer Yiğit (Tamer), Selma Güneri (Selma), Sezer Sezin (Leman), Hüseyin Baradan, Tuncel Kurtiz, Hasan Ceylan, Necip Tekçe, Sami Tunç, Nusret Özkaya, Atilla Sarar


Konu: Öğretmenlik yapan bir genç kızla, çiftlik müdürünün aşk öyküsü.

KANLI KALE (1965)

Senaryo ve Yönetmen:  Yavuz Yalınkılıç
Operatör:Kaya Ererez
Yapım:Aksu Film / Engin Aksu


Oyuncular: Erol Taş, Yıldırım Gencer, Sunay Sun, Fahri Sadedil, Ersun Kazançel, Sevgi Damlı,


Konu: Dağa çıkan bir eşkıya ile onu yakalamakla görevli jandarma onbaşısının öyküsü

KANLI BUĞDAY (1965)

Yönetmen:Ferit Ceylan
Senaryo: İlhan Engin
Görüntü Yönetmeni: Dinçer Önal
Yapım: Kent Film / Ferit Ceylan


Oyuncular: Yılmaz Güney, Nurlan San, Atilla Ergün, Oktar Durukan, Atilla Dinçer, Hıfsı Özer


Konu: Bir kan davası nedeniyle kardeşi öldürülen köyün delikanlısı (Yılmaz Güney), intikam peşindedir. Kanlılarının babasını öldürüp hapse girer. Bir süre sonra af çıkar. Sabırsızlıkla özgürlüğüne kavuşacağı günü bekleyen delikanlı bir mektup alır. "Aftan yararlanıp sakın buraya gelme. Önce seni, sonra da oğlunu öldürecekler. Eğer gelirsen, bu kez ben seni öldürürüm," haberini veren mektubu, hapisteki delikanlının yengesi göndermiştir. Kocası öldürülünce, genç yaşta dul kalan kadın (Nurlan San), yıllarca süren bu kan davasından küçük oğlunu kurtarmak istemektedir. Kocası, dağa çıkan kan davalı dört kardeş tarafından öldürülmüştür.


Af kanunundan yararlanıp hapisten çıkan delikanlı kasabaya gelir. Kardeşinin dul karısı, onu kasaba meydanında silahıyla karşılar. Meydana toplanan kasaba halkı korku içindedir. Genç kadın silahını doğrultup tetiğe basar. Küçük oğlan çocuğu silahlı annesinin bacaklarına sarılır. Delikanlı yengesinin üzerine atılır. Silah patlar. Çocuk, "Amca, amca," diye ağlayarak, yere yıkılan delikanlının üzerine kapanır.


Delikanlı yaralı, yengesi pişmandır, ama bir kere olan olmuştur. Yine de genç kadın onu yalnız bırakmaz, evinde tedavi eder. Babaları öldürülen kan davalı dört kardeş, annesi buğday tarlasında çalışırken, pusu kurup oğlunu kaçırırlar. Delikanlı, kardeşlerin peşlerine düşer. Yalnız değildir. Beraberinde kasabadan tanıdığı altı arkadaşı da vardır.


Saklandıkları yeri bulan delikanlı, kardeşlerle kanlı bir çatışmaya girer. Çatışma sırasında dört kardeş birbirlerine girerler. Kardeşlerden biri çıldırarak kaçar. Çocuğu kurtarıp kasabaya dönen delikanlı, bir kahraman gibi karşılanır. Kasabayı kötü adamlardan kurtarmıştır. Köylüler, genç adamın kasabada kalmasını isterlerse de o, tekliflerini kabul etmez. "Ben belalı adamın biriyim," deyip kasabayı terk eder. “Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf,74”

KAN GÖVDEYİ GÖTÜRDÜ (1965)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo:Enis Olcayto
Kamera: Ali Yaver
Yapım: Metin Film / Işık Toroman


Oyuncular: Yılmaz Güney (Metin), Gülsüm Kamu (Türkan), Ergun Köknar (Cellat Nuri), Münir Özkul, Gülbin Eray (Birsen), Suzan Avcı, Asım Nipton (İrfan Usta), Selma Durmuş (Naciye), Münir Özkul, Ali Seyhan, Haydar Karaer, Çetin Başaran, Alp Arslan, Enver Dönmez, Hüseyin Zan, Ahmet Karaca, Kemal Kan, Mete Mert, Kemal Kan, Şarkılar: Sevim Şengül, Danslar: Tahiye Salem


Konu: Kabadayıların, sokak mafyasının birbirlerine pusu kurduğu kentte terör havası esmektedir. Çevrede dürbünlü adamlar dolaşır. Birbiri ardına cinayetler işlenir. Ve öldürülen adamların üzerinde, çevreye dehşet salan çetenin simgesi olarak maça Kızı iskambil kâğıtları çıkar. Polis takiptedir.Yurt dışına deterjan kutuları içinde beyaz zehir sevkiyatı yapan çete, eski sabıkalılardan milyoner Hayri Bora'yla işbirliği içindedir. Tüm çeteyi perde arkasından yönlendiren, telefonla emir veren büyük patronun baş adamı Cellat Nuri (Ergun Köknar), para trafiğini idare eder. Beyrut'a gönderilen malların karşılığı olan parayı teslim almak için Hayri Bora'nm yazıhanesine gelir. Bora, parayı vermek istemez, direnir önce, tehditler karşısında paniğe kapılıp para dolu çantayı teslim eder. Birkaç gün sonra da uzun namlulu bir silahla öldürülür.
Bu sıralarda kentte esrarengiz bir adam gelir. Kentin sokaklarında adres ararken, garip kılıklı, kendini zehir hafiye zannedip bu hayallerle yaşayan saf bir adamla (Münir Özkul) karşılaşır. Arkadaş olurlar.


Adı Metin (Yılmaz Güney) olan esrarengiz adam, emniyet teşkilatından görevli bir polistir. Bir süre önce istemeyerek eroin kaçakçılarının içine girip imalat işlerinde çalıştırılan İrfan Usta'nın (Asım Nipton) başı derttedir. Kanser hastası olan karısının ameliyat para-sını verip onu bu kirli işlere bulaştıran çete peşini bırakmaz. Yeni bir iş teklifi aldığında karşı çıkar. Kaçmak ister, ama kurtulamaz. Metin, bir gece İrfan'ı yarı baygın bir halde bulur. Bıçaklanmıştır, son nefesini verirken 'maça kızı' der ama sözlerini tamamlaya-maz.


Metin, sonradan adının 'Maça Kızı' olduğu-nu öğrendiği gece kulübüne gider. Kulüpte dans eden Gülsün Türkan'la (Gülsün Kamu) tanışır. Gülsün, aynı zamanda güzellik krali-çesidir ve Beyrut'ta bir yarışmaya katılacak-tır. Geceyi Gülsün'ün evinde geçiren Metin, bazı bilgiler elde eder. Cinayet kurbanların-dan Hayri Bora'nın tek va-risi, yeğeni Birsen'-dir (Gülbin Eray). Arkadaşı Deli Münir'le birlikte buzdolabı tamircisi kılığına girerek, Birsen'in Yeşilköy'deki villasına giderler. Belli etmeden amcasıyla ilgili bilgiler almaya çalışır.
Cellat Nuri de boş durmaz, Metin'le ilişkisi olan Gülsün'ü kaçırır. Metin, Gülsün'ün kaçı-rıldığı yeri ararken, bu arada Münir ortadan kaybolur. Münir'in sevgilisi Naciye'yi (Selma Durmuş) bulur ama ondan bir şey öğrene-mez. Araştırmasını sürdürür.


Polis emniyet müdüründen aldığı gizli talimatla kentin tüm giriş ve çıkışlarını kontrol altına alır. Metin'le de temas halindedir Cellat Nuri'nin adamlarından birini yakalayan Metin, gizlendikleri yeri öğrenir. Maltepe'deki metruk köşkü basar. Gülsün'le Münir'in iplerini çözüp onları kurtarır. Gülsün, sevgilisinin kollarına atılıp sarıldığı sıra kaçakçılardan birinin kurşunuyla vurulur. Köşkü saran polis, sağ kalan kaçakçıları yakalar.”

 Kan Gövdeyi Götürdü, devamı olan Kahreden Kurşunla birlikte aynı anda, aynı mekânlarda iç içe çekildi. Her iki filmin jeneriğinde adı geçen Selçuk Göksayar'ın, diyalog yazımıyla ilgisi yoktur. Gazeteci Enis Olcayto'nun yazdığı senaryonun diyalogların (bir bölümünü), çekimler sırasında Yılmaz Güney düzenlemiştir. Yapımcı Işık Toraman, daha sonraki yıllarda her iki filmi birleştirerek, Kan ve Kurşun gibi uydurma bir isimle yeniden piyasaya sürdü. Yılmaz Güney'in bu isimli bir filmi yoktur.

KAMYON FARESİ (1965)

Senaryo ve Yönetmen: Orhan Ateş
Operatör:Kaya Ererez
Yapım:Ar Film


Oyuncular: Ekrem Bora, Neriman Ateş, Kenan Pars, Tunç Oral, Feridun Çölgeçen, Nedret Güvenç


Konu: Biri genç diğeri orta yaşlı iki erkeğin arasında kalan bir genç kızın aşkı

KALBİMDEKİ SERSERİ (1965)

Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Suavi Sualp
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Yüksel Film / Erol Altınışık


Oyuncular: Tamer Yiğit, Nesrin Sipahi, Reha Yurdakul, Ali Şen, Nuri Altınok, Zuhal Tan, Sami Hazinses, Necdet Tosun


Konu: Trafik kazası sonucu sakat kalan bir şarkıcı kızı tedavi ettirmek hırsızlık yapan bir gencin öyküsü.

KAHREDEN KURŞUN (1965)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: Enis Olcayto
Kamera: Ali Yaver
Yapım: Metin Film / Işık Toraman


Oyuncular: Gülsün Kamu, Yılmaz Güney, Sevda Ferdağ, Suzan Avcı, Gülbin Eray, Münir Özkul, Ergun Köknar, Kemal Kan, Şarkılar: Sevim Şengül


Konu: Çevresi, Metin'i (Yılmaz Güney) işine son verilmiş bir lis olarak tanır. Oysa kaçaçılık masası teşkilatının bir oyunudur. Çapkın ve korkusuzbir gizli polis olan Metin, görevinin başındadır. Eroin kaçakçılığı yapan çetenin peşine düşen Metin, birden kendini çözülmesi güç ve karmaşık bir maceranın içinde bulur.

 Metin, şefinin emriyle Maça Kızı adlı gece kulübüne gider. Bir -re önce bu kulüpte dans çı kızlar-dan Gülsün, esrarengiz bir cinayete kurban gitmiştir. Metin, olaylarla ilgili olarak kulübün barın konuştuğu gazeteci Aydın'dan  (Kemal Kan) bilgi almaya çalışır. Metin,gece kulübünün gizli bir köşesinden Cellat Nuri rgun Köknar) ve adamları tarafından izlenmektedir. Çağrı üzerine telefon kabinine giden Aydın dönmeyince Metin, yerinden kalkar. Aydın, telefon kabini içinde göğsüne saplanan bir bıçakla öldürülmüştür. Metin, bu kez gece kulübünde şarkıcılık yapan Sevda'yı (Sevda Ferrdağ) izler. Sev-da Lübnan'a eroin sevkiyatı yapan çete tarafından kullanılmaktadır. Metin, şefinden yeni bir bilgi alır. Birkaç hafta önce eroin imalatı işinde kullanılan lrfan ustanın bir kızı var. Bu kızın kim olduğu, bazı bilgiler açısından gereklidir.

 Metin, bir gece, Maça Kızında görüp programı sırasında izlediği şarkıcı Sevda'nın evine gider. Onu konuşturmaya çalışır. Bu ilk görüşmede Sevda, Metin'e karşı ilgi duyar. Sevişirlerken kapı çalınır Metin, kaçar gibi yapıp saklanır. Eve gelen Cellat Nuri'dir. Aralarında geçen konuşmayı dinler. Cellat Nuri, ortalıkta görünmeyen, yalnızca telefonla talimat veren büyük patronun emrindedir. Işlerine burnunu sokan Metin'in ortadan kaldırılması için emir almıştır. Nuri adamlarını toplar.

Metin, bir takip sonucu pusuya düşürülüp kentin varoşların da bir fabrikaya götürülür. Mermer kesme makinesine bağlanır. Kurtuluş umudu kalmadığı bir sırada arkadaşı Münir (Münir Özkul ) yetişir. Kaçakçılara kurşun yağdırırken, Metin, vücudunu saran kayışlardan kurtulur ve kaçarlar. Çetenin tüm sırlarını bilenleri öldürmekle görevlendirilen Cellat Nuri'nin yeni avı Birsen'dir. (Gülbin Eray). Konuşmaması için Yeşilköy'deki villasına gidip Birsen’i yastıkla boğarak öldürür. Metin, yetiştiğinde Birsen'in cesediyle karşılaşır.


Kulüplerinde şarkıcılık yapan Sevda'nın Metin'le ilişkisi duyulunca yeni bir tuzak kurulur. Büyük patronun emriyle Sevda işinden alınır, yerine Suzi (Suzan Avcı) getirilir. Maça Kızı'nda dansözlük yapan Suzi, aynı zamanda patronun da metresidir. Metin'in güzel kadınlara karşı zaafını bilen patron, onu yem olarak kullanma emrini verir. Hızla gelişen olaylardan sonra Suzi de öldürülür.



Cellat Nuri'nin yeni planı, patronunu atlatıp paralarla kaçmaktır. Öteden beri gözü olduğu Sevda'yı silah zoruyla eroin deposuna götürür. Döverek birlikte Avrupa'ya kaçmaya zorlar. "Artık patron benim," der. Sevda direnir. Bu sırada asıl büyük patron ortaya çıkar. Elinde silahla deponun kapısındadır. Kara gözlüklü adam, gazeteci Aydın'ın ta kendisidir. Ve ölmemiştir... Cellat Nuri'nin üzerine kurşunları boşaltır. Polis çevreyi sardığında Münir de yanlarındadır. Patron para dolu çantayı alıp kaçmaya çalışırken Sevda'yı da birlikte sürükler. Patronun adamları polisle çatışırlarken Münir yaralanır. Metin yetiştiğinde arkadaşı ölmüştür. Patron, kendisini sahilde bekleyen motora doğru kaçarken, Metin'in kurşunlarıyla can verir. Sonra da olaylar birbiri ardına çözülür. Sevda, öldürülen İrfan ustanın kızıdır. Babasının intikamını almak için çetenin içine girdiğini Metin'e açıklar. Ama artık bu intikamı, gönül verdiği Metin, onun yerine almıştır ve bir dolu maceradan sonra birbirlerine kavuşmuşlardır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”

Not: Birbirlerinin devam olan Kan Gövdeyi Götürdü adlı filmle birlikte, aynı mekanlarda iç içe çekildi. (Agah Özgüç)


KADIN OKŞANMAK İSTER (1965)

Yönetmen : Hasan Kazankaya
Senaryo: Vecdi Uygun
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Yapım: Sarıkaya Film / Aziz Sarıkaya


Oyuncular: Orhan Günşiray, Semra Sar, Tülin Elgin, Gülsün Kamu, Nilgün Esen, Suha Doğan, Handan Adalı, Hüseyin Alp, Ülker Akman, Hasan Ceylan


Konu: Seyahat sırasında valizlerinin bir başkası ile krışması sonunda, yaşanan maceraları konu alan bir film.