Senaryo ve Yönetmen: Nuri Akıncı
Kamera: Cezmi Ar
Yapım: Ömür Film / Nuri Akıncı
Oyuncular: Tunç Oral, Nuran Aksoy, Selma Akçin, Nevzat Kuğu
Konu: Bir aşk efsanesi. Ferhad İle Şirin:
Ferhad, nakkaşlık yapan, Şirin’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır. Saraylar süsler, fırçasından dökülen zarafetin Şirin’e olan duygularının ifadesi olduğu söylenir. Amasya Sultanı Mehmene Banu’ya, kız kardeşi Şirin için, dünürcü gönderir Ferhat. Sultan; Şirin’i vermek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan. “ Şehir'e suyu getir, Şirin'i vereyim” der, demesine de su, Şahinkayası denen uzak mı uzak bir yerdedir. Ferhad'ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne. Kayalar yarılır, yol verir suya. Zaman geçtikçe açılan kayalardan gelen suyun sesi işitilir sanki şehirde Mehmene Banu, bakar ki kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat’a. Su kanallarını takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat’a ulaşır. Ferhat’ın dağları delen külüngünün sesi cadıyı korkutur korkutmasına da, acı acı güler sonra da. “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü. Bak sana helvasını getirdim” der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner. “Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır” der. Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur. Ferhat'ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten “ŞİRİN !” seslenişleri yankılanır kayalarda. Ferhad'ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar ki Ferhad cansız yatıyor. Atar kendini kayalıklardan aşağıya. Cansız vücudu uzanır Ferhad'ın yanına. Su gelmiştir, akar bütün coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada. İkisini de gömerler yan yana. Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, ama iki mezar arasında bir de kara çalı çıkarmış. iki sevgiliyi, iki gülü ayırmak için. ve ikisini konuşmak üzere baş başa bırakır. Ferhat Hüsrev’in dileğini yerine getirir ve Şirin’den ayrılır. Bu arada saray ve şehir su sıkıntısı çekmektedir. Su gelmesi dağın delinmesine bağlıdır. Daha önce bunu deneyenler, çöküntü altında kalarak can vermişlerdir. Ferhat bu iş için gönüllü olur. Kral Hüsrev Şirin ile Ferhad’ın birbirlerini sevdiğini anlamıştır. Onları birbirine kavuşturmaya karar verir. Ferhad bu arada dağda çalışmalara başlamıştır. Meryem’in yardımcısı olan Rahsane Ferhad’ı dağda bulur. Ona, umudunu tamamen kesmesi için Şirin’in öldüğünü söyler. Ferhad yürekten yıkılmıştır. Hırsla, acıyla ve sabırla sağı delmeye devam eder ama bir çöküntü ölmesine sebep olur. Şirin haberi alınca Ferhad’ı bulur, sevdiğinin acısına dayanamaz ve o da oracıka can verir. İki sevgilinin ruhları ölümsüzlük aleminde birleşecektir.
Kamera: Cezmi Ar
Yapım: Ömür Film / Nuri Akıncı
Oyuncular: Tunç Oral, Nuran Aksoy, Selma Akçin, Nevzat Kuğu
Konu: Bir aşk efsanesi. Ferhad İle Şirin:
Ferhad, nakkaşlık yapan, Şirin’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır. Saraylar süsler, fırçasından dökülen zarafetin Şirin’e olan duygularının ifadesi olduğu söylenir. Amasya Sultanı Mehmene Banu’ya, kız kardeşi Şirin için, dünürcü gönderir Ferhat. Sultan; Şirin’i vermek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan. “ Şehir'e suyu getir, Şirin'i vereyim” der, demesine de su, Şahinkayası denen uzak mı uzak bir yerdedir. Ferhad'ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne. Kayalar yarılır, yol verir suya. Zaman geçtikçe açılan kayalardan gelen suyun sesi işitilir sanki şehirde Mehmene Banu, bakar ki kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat’a. Su kanallarını takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat’a ulaşır. Ferhat’ın dağları delen külüngünün sesi cadıyı korkutur korkutmasına da, acı acı güler sonra da. “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü. Bak sana helvasını getirdim” der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner. “Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır” der. Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur. Ferhat'ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten “ŞİRİN !” seslenişleri yankılanır kayalarda. Ferhad'ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar ki Ferhad cansız yatıyor. Atar kendini kayalıklardan aşağıya. Cansız vücudu uzanır Ferhad'ın yanına. Su gelmiştir, akar bütün coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada. İkisini de gömerler yan yana. Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, ama iki mezar arasında bir de kara çalı çıkarmış. iki sevgiliyi, iki gülü ayırmak için. ve ikisini konuşmak üzere baş başa bırakır. Ferhat Hüsrev’in dileğini yerine getirir ve Şirin’den ayrılır. Bu arada saray ve şehir su sıkıntısı çekmektedir. Su gelmesi dağın delinmesine bağlıdır. Daha önce bunu deneyenler, çöküntü altında kalarak can vermişlerdir. Ferhat bu iş için gönüllü olur. Kral Hüsrev Şirin ile Ferhad’ın birbirlerini sevdiğini anlamıştır. Onları birbirine kavuşturmaya karar verir. Ferhad bu arada dağda çalışmalara başlamıştır. Meryem’in yardımcısı olan Rahsane Ferhad’ı dağda bulur. Ona, umudunu tamamen kesmesi için Şirin’in öldüğünü söyler. Ferhad yürekten yıkılmıştır. Hırsla, acıyla ve sabırla sağı delmeye devam eder ama bir çöküntü ölmesine sebep olur. Şirin haberi alınca Ferhad’ı bulur, sevdiğinin acısına dayanamaz ve o da oracıka can verir. İki sevgilinin ruhları ölümsüzlük aleminde birleşecektir.