Powered By Blogger

16 Kasım 2015 Pazartesi

FERHAD İLE ŞİRİN (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Nuri Akıncı
Kamera: Cezmi Ar
Yapım: Ömür Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Tunç Oral, Nuran Aksoy, Selma Akçin, Nevzat Kuğu


Konu: Bir aşk efsanesi. Ferhad İle Şirin:
Ferhad, nakkaşlık yapan, Şirin’e sevdalı yiğit bir delikanlıdır. Saraylar süsler, fırçasından dökülen zarafetin Şirin’e olan duygularının ifadesi olduğu söylenir. Amasya Sultanı Mehmene Banu’ya, kız kardeşi Şirin için, dünürcü gönderir Ferhat. Sultan; Şirin’i vermek istemediği için olmayacak bir iş ister delikanlıdan. “ Şehir'e suyu getir, Şirin'i vereyim” der, demesine de su, Şahinkayası denen uzak mı uzak bir yerdedir. Ferhad'ın gönlündeki Şirin aşkı bu zorluğu dinler mi? Alır külüngü eline, vurur kayaların böğrüne böğrüne. Kayalar yarılır, yol verir suya. Zaman geçtikçe açılan kayalardan gelen suyun sesi işitilir sanki şehirde Mehmene Banu, bakar ki kız kardeşi elden gidecek, sinsice planlar kurarak bir cadı buldurur, yollar Ferhat’a. Su kanallarını takip edip, külüngün sesini dinleyerek Ferhat’a ulaşır. Ferhat’ın dağları delen külüngünün sesi cadıyı korkutur korkutmasına da, acı acı güler sonra da. “Ne vurursan kayalara böyle hırsla, Şirin'in öldü. Bak sana helvasını getirdim” der. Ferhat bu sözlerle beyninden vurulmuşa döner. “Şirin yoksa dünyada yaşamak bana haramdır” der. Elindeki külüngü fırlatır havaya, külüng gelir başının üzerine bütün ağırlığıyla oturur. Ferhat'ın başı döner, dünyası yıkılmıştır zaten “ŞİRİN !” seslenişleri yankılanır kayalarda. Ferhad'ın öldüğünü duyan Şirin, koşar kayalıklara bakar ki Ferhad cansız yatıyor. Atar kendini kayalıklardan aşağıya. Cansız vücudu uzanır Ferhad'ın yanına. Su gelmiştir, akar bütün coşkusuyla, ama iki seven genç yoktur artık bu dünyada. İkisini de gömerler yan yana. Her mevsim iki mezarda da birer gül bitermiş, sevenlerin anısına, ama iki mezar arasında bir de kara çalı çıkarmış. iki sevgiliyi, iki gülü ayırmak için. ve ikisini konuşmak üzere baş başa bırakır. Ferhat Hüsrev’in dileğini yerine getirir ve Şirin’den ayrılır. Bu arada saray ve şehir su sıkıntısı çekmektedir. Su gelmesi dağın delinmesine bağlıdır. Daha önce bunu deneyenler, çöküntü altında kalarak can vermişlerdir. Ferhat bu iş için gönüllü olur. Kral Hüsrev Şirin ile Ferhad’ın birbirlerini sevdiğini anlamıştır. Onları birbirine kavuşturmaya karar verir. Ferhad bu arada dağda çalışmalara başlamıştır. Meryem’in yardımcısı olan Rahsane Ferhad’ı dağda bulur. Ona, umudunu tamamen kesmesi için Şirin’in öldüğünü söyler. Ferhad yürekten yıkılmıştır. Hırsla, acıyla ve sabırla sağı delmeye devam eder ama bir çöküntü ölmesine sebep olur. Şirin haberi alınca Ferhad’ı bulur, sevdiğinin acısına dayanamaz ve o da oracıka can verir. İki sevgilinin ruhları ölümsüzlük aleminde birleşecektir.

FEDAİLER (1966)

Senaryo ve Yönetmen:Kayahan Arıkan
Kamera:Sami Acun
Yapım:Olguner Film / Necati Olguner


Oyuncular: Salih Güney, Sevinç Pekin, Hayati Hamzaoğlu, Serap Olguner


Konu: Kıbrıs'ta çetecilerle mücadele eden mücahitlerin kahramanlık öyküsü.

FATİHİN FEDAİSİ (1966)

Yönetmen: Tunç Başaran
Senaryo:Safa Önal
Foto Direktörü:Orhan Kapkı
Yapım: Sine Film/Muzaffer Arslan Erman Film/Hürrem Erman


Reji Asistanı: Funda Öktem, Laboratuar Şefi: Hilmi Başcan, Montaj-Senkron: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Laboratuvar: Gani Maraşlıoğlu, Hayrettin Bulut, Erdoğan Dolapçı, Haydar Özdemir, Tahsin Demircan, Ziya Uçar, Işık Teknisyeni: Nuri Pözüt, Asım Artav, Set: Halis Özer, Recep Koçak, Salih Güner, Seslendiren: Yorgo İliadis, Asistanı: İlia İliadis, Ar Direktör: Semih Sezerli, Kostümler: Stavro Yuanidis, Dekoratör: Fethi Oğuz,
(Erman Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır).


Oyuncular: Kartal Tibet, Tijen Par, Sevda Ferdağ, Kenan Pars, Süleyman Turan (Fatih), Cahit Irgat, Ayfer Feray, Devlet Devrim, Mümtaz Ener, M. Ali Akpınar, Yavuz Karakaş, Feridun Çolgeçen. Zuhal Aktan, Zeki Alpan, Birsen Ayda, Aynur Aydan, Lale Belkıs, Sevgi Can, Oktar Durukan (Attila, Hun Kralı), Hüseyin Kutman, Moris, Behçet Nacar, Ahmet Danyal Topatan, Kayhan Yıldızoğlu, İhsan Yüce. Osman Türkoğlu, Ahmet Turgutlu, Faik Coşkun, Sami Hazinses, İlhan Hemşeri,


Konu: Sancakbeyi Murat'ın gizli bir görevle gittiği Bizans'taki kahramanlık öyküsü : Sultan Mehmet (Fatih) Osmanlı Devleti'nin geleceğini güvence almak için Sancakbeyi Murat'ı (Kartal Tibet) Bizans İmparatorluğu'na önemli bir görevle gönderir. Sancakbeyi Murat'ın üstesinden geleceği üç önemli görevi vardır: ilki Osmanlı tahtına göz diken Murat Han'ın kardeşi Orhan Çelebi ile Fatma Sultan'ın iznini bulup onları kaçıracak, ardından Bizans imparatoriçesi Theodora'nın d il ler e destan hazinesini ele geçirecek ve sonra da Ayasofya'da saklanan kutsal imparatorluk tacını elde ederek Bizans'ın manevi açıdan güçsüz düşmesine neden olacaktır. Sultan Mehmet "Ya ben Bizans'ı alacağım, ya da Bizans beni" diyerek Sancakbeyi Murat'a babadan kalma kılıcı verip onu Bizans' a gönderir. Bu arada Osmanlı'nın iyi niyet elçileri de diplomatik yoldan Bizans'la ilişki kurmak için Constantinapole'un yolunu tutarlar. Elçiler, Bizans imparatoru Constantin'e kenti savaşmadan teslim etmesini, teslim ettiği takdirde tüm özgürlüklerinin korunacağını ve boş yere insan ölmemesini tavsiye ederler. imparator ise Katoliklerle anlaşma yaparak küçük bir haçlı seferi düzenleyerek Osmanlı’ları yok edeceğinden söz eder. Ve bu buluşmadan hiçbir netice alınmaz. imparator Constantin'in Katoliklerle birleşip güçlenme isteği başta prenses Zori olmak üzere hiçbir Bizans üst düzey yetkilisinin işine gelmez. Bizans'ın bölüneceğinden kuşku duyarak imparatoru devirip yerine prenses Zori'yi getirmek isterler ve bunun için çalışmalara başlarlar.ancak beyi Murat, Sultan Mehmet'in verdiği görevleri yerine getirmeye başladığı sırada Osmanlı ordusu da İstanbul'un fethi için Edirne'de hazırlıklara başlar. İmparator Constantin elinde bulunan Murat'ın oğlu Orhan Çelebi'yi Sultan Mehmet'e karşı bir koz olarak kullarım ak ister ve onu ordu ve silah vererek "kardeşi kardeşe kırdırmak için" Osmanlı ile savaşmasını söyler. Ama Orhan Çelebi buna yanaşmaz. Constantin yeni entrikalar peşinde koşarken Edirne'de toplanan Osmanlı ordusu da Constantinapole'e doğru yola çıkar.

FAKİR VE MAĞRUR (1966)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran (*)
Kamera: Mustafa Yılmaz
Yapım: Kadri Film / Kadri Yurdatap


Yönetmen Yardımcısı: Tolgay Ziyal, Şeref Gedik, Laboratuvar: Mihail Skarpedis, Senkron: Özdemir Arıtan, Taner Oğuz,



Oyuncular: İzzet Günay (Osman), Selda Alkor (Gül), Kenan Pars (Ahmet), Figen Say (Jale) Kemal İnci (Hamdi), Nedret Güvenç (Ayten), Atıf Kaptan (Atıf), Ege Erkanat (Engin), Ertğrul Bilda (Ertuğrul), Lebibe Çakın (Ayten’in kayınvalidesi,), İlhan Hemşeri, Cüneyt Türel (Osman), Sevim Sevil, Muammer Gözalan (Ekrem), Ayşin Atav, Levent Adan

Konu: Milyoner babasının sevdiği adamdan ayırmak istediği bir kızla, zengin olan avukatın aşk öyküsü.

______________________________
(*)Amerikalı yönetmen: Vincent Sherman’ın yönettiği Richard Powell’in romanından, James Gunn’un senaryolaştırdığı Yaung Philadelphians “Genç Filedelfiyalı” (1959) filminden uyarlama. Fişlmde başlıca rolleri, Paul Newman, Barbara Rush, Alexis Smith oynamışlardır.

FAKİRİN MEMET (1966)

Yönetmen: Ferit Ceylan
Senaryo:Suha Doğan
Kamera:Fevzi Eryılmaz
Yapım:Kent Film / Ferit Ceylan


Oyuncular: Ahmet Mekin, Nurlan San, Baki Tamer, Süha Doğan, Mine Soley, Necati Er

FAKİR ÇOCUKLAR (1966)

Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo:Bülent Oran
Kamera:Cahit Engin
Yapım:Uğur Film/Memduh Ün, Kadri Film/Kadri Yurdatap


Oyuncular: Fatma Girik, Reha Yurdakul, Gürel Ünlüsoy, Cahit Irgat, Funda Postacı, Nilüfer Uygur, Erol Tezeren, Özkan Yılmaz, Mine Soley


Konu: Yusuf Vehbi'nin başrolünü oynadığı aynı isimli Mısır filminin yerli uyarlaması.


Memduh Ün Anlatıyor:
Kayıp filmlerimden biri bu. Negatifleri güya korundukları Belediye depolarının birinde yandı kül oldu çünkü. Bugün seyretmek olanaksız “Fakir Çocuklar”ı ve filmden fazla bir şey anımsamıyorum.


Yalnızca Mısırlı oyuncu Yusuf Vehbi'nin aynı adı taşıyan ve büyük hasılat yapan filminden Bülent Oran'ın bir uyarlaması olduğunu söyleyebilirim. 2008 yılı içinde kaybettiğimiz, dostum yapımcı Kadri Yurdatap'ın babası Selami Münir Yurdatap Arap kökenli, dünya iyisi bir insandı. Arapça bildiği için oynayan Mısır filmlerinin 15-20 sayfalık özetlerini hika-ye tadında yazardı. Yayınlanan bu hikayelerin epey okuru vardı bu yayınların. Bu film özetinden faydalandığımızı hatırlıyorum. Fakir Çocuklar adından da anlaşılacağıgibi bir melodramdı, fakat Mısır filmi gibi bir gişe getirisi olmadı, Bu da doğaldı. çünkü aceleyle çekmiştim, özenmeden. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor”, Kabalcı Yayınları, Ağustos 2009-İstanbul”

FAKİR BİR KIZ SEVDİM (1966)

Yönetmen: Sırrı Gültekin
Eser ve Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Nedim Akanlar
Yapım: Gültekin Film / Sırrı Gültekin


Kamera Asistanı: Ali Özügül, Müzik Direktörü: Metin Bükey, Laboratuvar: Cemil Orhon (Şef), Süleyman Koyuncu, Erol Yıldırım, Montaj: Ali Ün, Senkron: Cevat Sezer, Negatif Montaj: Oral Özütürk, Sesleri Alan: Makro Buduris, Prodüksiyon Amiri: Kayhan Berker, Işık: Ender Işık Servisi, Jenerik: Refik Onnubil, Prodüktör Asistanları: Kadir Çakar, İsmet Özçınar, Deniz Kaya, Telesine: Marg Video Stüdyoları: Temel Güner, Emin Zengel

Oyuncular: Cüneyt Arkın (Cüneyt), Gönül Yazar (Gönül), Münir Özkul (Kaptan), Semih Sezerli (Kaptanının yeğeni), Tanju Okan (şoför), Oya Tarı (Gigi), Feridun Çölgeçen (Ahmet Bakıroğlu, Kudret Şandra (terzi), Ahmet Turgutlu, (Sansar), Hüseyin Zan (Niyazi), Elif İraz, Nuri Tuğ, Fahri Ünsal, Kayhan Berker, Müşerref Çapın (Giginin annesi), Adnan Mersinli, Şarkılar: Gönül Yazar, Tanju Okan


Konu: Nişanlısı Gigi’nin “Hello, Joe!” diye seslendiği Cüneyt, yakışıklılığı ve varsıllığı ile yüksek sosyetede önemli bir kişi olabilecekken, aksine o çevreden ve ‘(sabah sabah) viski içmek, bezik oynamak, partilere katılmak’ gibi züppeliklerden hoşlanmaz. Çevresindekilerin sevgilerini sınamak için, babasının ‘büfe ve müzik getirteceği doğum günü partisinden’ önce kaymak tabakanın kuaför ve terzileri aracılığı ile ‘bir balon uçurur’; Bakır kralı Ahmet Bakıroğlu iflas etmiştir. Öngörüleceği gibi toplantıya (Gigi’nin, nişan yüzüğünü geri getiren hiz-metli dışında) kimse gelmez. Delikanlı işi daha da ileri götürür; ‘Bıktığı bu çevreden uzaklaşıp’, iflas söylentilerine karşın “Ben seni bırakmam, para da istemem” diyen şoförlerinin Haliç’teki gecekondu mahallesine, ‘hasretini çektiği insanların alemine’ [‘Sokak Kızı’ (1962) filmindeki Nihat’a benzer şekilde] yoksul biri gibi karışır. Babasına da “Sıkılıyorum. İzin verirseniz İtalya’ya kadar gideyim.
Roma’yı pek severim. Tam da opera mevsimi” diyerek, ortalarda görünmeyeceği günlerin gerekçesini hazırlar. Gerçek olmasını hep istediğimiz o mahallede Kaptan’la(yeğenleri) Gönül ve ona yan bakanı ‘ufalayan’ kıskanç abisiyle (Semih Sezerli ve Tanju Okan’ın filmdeki isimleri hiç söylenmiyor), Vefalı Niyazi ve Garson Sansar’la karşılaşıyor(uz). Onların zor ama umut dolu yaşamlarını ve Haliç’in artık olmayan görüntülerini çok sevdik.


Bir gece “Dokunma bana, dut oldum ben” diyen Kaptan’ın, üzerinde bir gemi dümeni olan evinin bahçesinde anlattıkları; “Abim kaptandı. Bu kulübe onun gemisinin kaptan köşkü. Böyle iki tane gemimiz vardı..Bütün emeli beni okutmak, mektepli bir kaptan yapmaktı. Sonra bir gün bir kazada gidiverdi. Hem de yengemle beraber..Ortakları katakulliyle gemilerin üstüne oturdular..‘Ulan etmeyin’ dedim ‘Abimin bari kaptan kulübesini olsun bana verin’ dedim. Nasılsa işte bunu bana verdiler. Ee, yaşım 13, şu gördüğün iki velet kaldı mı benim elime. Sonra gel de oku..Verdim kendimi onları büyütmeye. Çocuklar büyüdükten sonra geldim buraya yerleştim. Ya işte böyle, sözde kaptan olacaktık çımacı bile olamadık.”


Cüneyt, onların yaptığı her işi yapar; Sırt hamallığı, çarşıda portakal satışı, genç kıza çamaşır için su taşıma ve odun kırma. Akşamları Kumkapı’da Kör Samet’in Meyhanesi’nde beraber içerlerken acemice de olsa “Hieeyt” diye bağırmayı bile öğrenir. Bu sırada, şimdilerde hayal dahi edilemeyen ama o zamanlar en azından olmasını isteyebildiğimiz bir şey olur ; Farklı sınıflardan Gönül ve Cüneyt arasında, dillendirilmese de bir sevgi başlar. Sesi güzel ama genç kız, şarkıcılık için “Kolay değil iyi bir yere girmek. Ya önceden meşhur olacaksın yahut da patrona..anlarsın ya..” diyerek ‘Buğulu Gözler’deki (1970) Canan ve ‘Bir Demet Menekşe’deki (1973) Nesrin gibi Almanya’ya gitmek üzeredir.


Cüneyt, soyadının ve parasının yardımı ile ona bir gazinoda iş bulur. Kazandığı ün ve para, Gönül’de olumsuz bir değişiklik yapmaz. “Kolay evlenemem ben. Gönlüm sevmeli gönlüm. Yoksa, bakır kralının oğlu bile vız gelir bana.” Kendisine, şarkıcılıktayardım eden kişinin Cüneyt, onun da bakır kralının oğlu olduğunu anlayınca, incinip Almanya’ya gitmeye karar verir. Türk Hava Yolları’nın 012 sayılı uçağında, Hamburg’a gittiğine, gözyaşları içinde pişman olmuş


ken bir el, Cüneyt’in eli bir mendil uzatır. Ama, Gönül'ün yaşlı gözlerini mendil değil delikanlının dudakları kurutuyor. (Murat Çelenligil)

FABRİKANIN ŞOFÖRÜ/Kanlı Aşk (1966)

Yönetmen: Ümit Utku
Senaryo:Safa Önal
Kamera: Yılmaz Gürbüz
Müzik: Nuri Sesigüzel
Yapım: Kervan Film / Ümit Utku


Oyuncular: Nuri Sesigüzel, Fatma Girik, Necdet Tosun, Necdet Çağlar, Muazzez Arçay, Tevhid Bilge, Tansu Sayın, Osman Türkoğlu, Süheyl Eğriboz, Nuri Tuğ, Muzaffer Yenen. Teviik Soyurgal, Hüseyin Salıcı, Necati Dalgakıran, Yavuz Işık, Doğan Özinan, Gülten Ceylan, Mustafa Yavuz, Serkis Kiraz, Mehmet Büyükgüngör , Çocuk Oyuncu: Nilgün Utku


Konu: Ali (N. Sesigüzel) kendi köyünden Memiş ağanın (O. Türkoğlu) kızı Ayşe'ye (F. Girik) aşıktır. Fakat Memiş ağa kızını zengin birine vermek istemektedir. Hatta damat adayı da hazırdır. Ali bunu duyunca Ayşe'yi kaçırır ve evlenirler. Fakat Ayşe'nin ağabeyleri peşlerini bırakmazlar. Fakat aralarında çıkan çatışmada Ali iki kardeşi de vurur ve hapse girer. Ali hapisteyken bir kızı dünyaya gelir. Ali'nin uzun zaman yatacağı düşünürken çıkan afla serbest kalır. Memiş ağa küçük torunu Gül'ü (N. Utku) babasına düşman olarak yetiştirmektedir. Buna Ayşe'de engel alamamaktadır. Ali köye döndüğünde küçük kızını düşmanı olarak bulur. “Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”

EŞREFPAŞALI (1966)

Yönetmen:Erdoğan Tokatlı
Yönetmen Asistanı: Çetin İnanç,
Senaryo:Safa Önal
Kamera: Mustafa Yılmaz
Yapım:Dadaş Film/Kadir Keseme





Oyuncular: Yılmaz Güney (Kudret), Nebahat Çehre (Ayşe), Kadir Savun (Ayı), Aydemir Akbaş (Ayı’nın yavrusu), Feridun Çölgeçen (Ali Bey), Ergun Köknar, Senih Orkan (Amcaoğlu), Erol Günaydın (Mıstık), Tuncer Necmioğlu (Fakülteli), Ali Şen (Halil), Özdemir Ayhan (Hasan), Atilla Ergün (Arnavut Kamil), Renan Fosforoğlu (Remzi), Faruk Panter (Ali Bey’in adamı), Rıza Pekkutsal, Muadelet Tibet (Şerife Abla), Dündar Aydınlı (Kabadayı), Zeki Sezer (misafir), Hakkı Haktan (Brekçi), Hicri Yılmaz, Müşerref Çapın (Ali Bey’in karısı), Şenay Koncay, Ahmet Koç (Garson), Giray Alpan, Ekrem Gökkaya, Çetin Başaran, Sevinç Pekin, Giovannbi Scognamillo

Konu: Fakir mahallenin zengin işadamların-dan Ali Bey (Feridun Çölgeçen) yoksul halkın evlerine gözünü dikmiştir. Amacı, evleri yıkıp ucuz fiyatla kapatacağı arsalar üzerine, Amerikalılarla ortak bir turşu fabrikası kurmaktır. Mahalle halkına evlerini boşaltmaları için para dağıtır. Mahallenin iri kıyım ünlü kabadayısı Hasan'ı (Özdemir Aydın) arkasına almıştır. Ali Bey'in Paris'te yaşayan kızı Ayşe (Nebahai Cehre), babasını ziyarete gelir. Evler boşaltılacaktır. Üç yıl hapiste yatıp çıkan mahallenin delikanlılarından Kudret (Yılmaz Güney), arsaların yok pahasına ele geçirilmesine karşıdır. Ayşe'yle tanışıp babası Ali Bey'i arar. Mahalledeki kahveye uğrar. Kahvede kabadayı Hasan'ın özel bir koltuğu vardır. Bu koltuğa oturmaya kimse cesaret edemez. Oturan dayağı yer. Kahvedekiler Kudret'i uyarırlar. Delikanlı kulak asmaz, çevresindekilerin meraklı bakışları arasında koltuğa gömülüp bacak bacak üstüne atar. Haber üzerine Hasan çıkagelir. Herkes Kudret'in feci bir dayak yiyeceğini düşünürken, delikanlı dev yapılı kabadayıyı bir güzel döver, Kudret'in şöhreti tüm mahalleye yayılır.
Ali Bey, evleri boşaltmaları için mahalle halkına baskı yapar. Meydanda topladığı ev sahiplerine, fabrika kurulup hizmete girdiğinde herkesin iş sahibi olacağı sözünü verir. Evlerin yıkılacağı gün, Kudret, Ali Bey'in adamlarıyla kapışır. Polis gelip, kavgacılarıkarakola götürür ve ifadelerini alır. Uyanık işadamı mahalle sakinlerine boş kâğıtlara imza artırmıştır. Serbest bırakılan Kudret, ev sahiplerini uyarır. Ali Bey dolandırıcıdır.


Bu olaydan sonra Ali Bey'le Kudret arasında amansız bir savaş başlar. Adamı, kaba-dayı Hasan'a başvurup, işini bozan Kudret'in ortadan kaldırılmasını emreder. Ali Bey'in diğer iki adamı, Fakülteli (Tuncer Necmioglu) ile Amcaoğlu (Senih Orkan), halkı kendi yanlarına çekmek için çeşitli vaatlerde bulunurlar. Karşılarına çıkan Kudret, her ikisini de mahalle ortasında döver. Şikayet üzerine ne-zarete atılan Kudreti, Ali Bey'in kızı Ayşe kurtarır. Kefil olmuştur. Kızının da düşmanından çıkması Ali Beyi çıldırtır, kızıyla tartışır.


Kandırıldıklarının halâ farkında olmayan mahalleli, evlerinden taşınırlar. Davasında yalnız kalan Kudret, direnir, evini boşaltmaz. Gizlice Ayşe'yle buluşup dertleşir. Onu anlayan yalnızca Ayşe'dir. Hasan'dan sonra Kudret’i Amcaoğlu ile Fakülteli arar. Silahlanıp onu öldüreceklerdir. Mahalle ortasında kanlı bir çarpışma dönerken, Amcaoğlu onu sırlından vurur. Ayşe, polislerle birlikte olay yerine geldiğine Kudret de yaralı olarak yerde, annesi başındadır. Ali Bey, dolandırıcılık suçuyla 20 yıla mahkûm olur. Kudret, iyileşir. Mahalleli, boşalttıkları evlerine kavuşur. “Agah Özgüç”


► Filmin senaryosu, çekime başlanmadan önce Aydın Engin tarafından yazıldı. Ancak çekim sırasında senaryoya eklemeler ve çıkarmalar yapılarak değiştirildi. Erdoğan Tokatlı ile Yılmaz Güney, film selinde Eşrefpaşalı'nın senaryosunu ortaklaşa yeniden yazdılar (Erdoğan Tokatlı’yla 10 Şubat 2004 tarihli konuşmamızdan). Ayrıca filmin video kaseti, Almanya'da Ulus Video kuru


mu tarafından Kudret adıyla çıkarıldı. (Agah Özgüç)

EŞKIYA (1966)

Yönetmen:Hicri Akbaşlı
Senaryo:Veli Akbaşlı
Kemeraman: Mengü Yeğin
Müzik ve Türküler: Şükrü Osmanoğlu
Yapım: Altın Film / Uğur Terzioğlu 


Oyuncular: Sibel Göksel, Tanju Korel, Ali Cağaloğlu, Osman Tükoğlu
Konu: Dağa çıkıp, kocasını ve oğlunu öldü-ren adamdan intikam alan bir kadının öyküsü.

ERKEK VE DİŞİ (1966)

Yönetmen: Halit Refiğ
Hikaye  Halit Refiğ,
Diyalog Bülent Oran “Prosper Merimee’nin “Karmen” isimli romanından uyarlama”
Kamera: Mustafa Yılmaz
Yapım: Uğur Film / Memduh Ün


Prodüksiyon Amiri:
Melih Altınışık, Asistanları: Savaş Eşici, Sevil Urfalı, Erol Batıbeki, Sohban Koloğlu, Cemal Yılmaz, Müzik: Metin Bükey, Şarkılar: Sevim Şengül, Montaj: Özdemir Arıtan, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)


Oyuncular: Fikret Hakan (Burhan Özdemir), Selda Alkor (Sevtap), Reha Yurdakul (Komiser Mahmut), Kuzey Vargın (Recep), sevda Nur (Meral), Özkan Yılmaz , Saadet Eliaçık (Nurinisa Namlı), Haydar Karaer (Av. Ethem), Memduh Ün (Faik)


Konu: Bir esrar şebekesini ortaya çıkaran bir polis memuruyla iki güzel kızın macera öyküsü.

ERKEK SEVERSE (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Orhan Aksoy “Frank Yerby’nin “Gurur Şatosu” isimli romanından uyarlama ”
Kamera:Orhan Kapkı
Yapım:Orhan Film / Hayrettin Aksoy, Orhan Aksoy


Laboratuar: Hayati Akbulut, Erdoğan Dolapçı, Laboratuar Şefi: Hilmi Başcan, Gani Maraşlıoğlu, Ses Kayıt: İlia İliadis, İlia İliadis, (Erman Film Stüdyolarında hazırlanmıştır.)


Oyuncular: Ediz Hun (Ömer), Filiz Akın (Nilgün), Ajda Pekkan (Serap), Reha Yurdakul (Bülent), Gülseren Aksoy (Mine), Cahit Irgat (Cahit Irgat), Behçet Nacar (Fedai), Faik Coşkun, Hüseyin Zan, Faruk Panter, Hakkıı Kıvanç, Selahattin İçsel (Faik Baba), Kudret Karadağ (fedai), Haydar Karaer (fedai), Hüseyin Güler (fedai), Mehmet Büyükgüngör, Ahmet Turgutlun (Muhtar), Zeki Sezer,


Konu: Gözü yükseklerde olan bir gencin, bu uğurda sevdiği kızı terk ederek,zengin bir kızla evlenerek ticari hayatta hiç bir engel tanımadan yükselişinin aşk öyküsü.

ELİ MAŞALI (1966)

Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Hulki Saner
Kamera: Kriton İlyadis
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Saner Film / Hulki Saner


Oyuncular: Türkan Şoray, Ediz Hun, Reha Yurdakul, Leman Akçatepe, Yılmaz Köksal, Muammer Gözalan, Cevat Kurtuluş, Meral Kurtuluş, Doğan Tamer

Konu: Macera tutkunu bitirim bir kızın aşk komedi öyküsü

EL KIZI (1966)

Senaryo ve Yönetmen : Nejat Saydam (Orhan Kemal’in bir eserinden)
Kamera: Melih Sertesen
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu


Dekorlar: Fethi İnan, Bilal Uysal, Reji Asistanları: Zeki Dinçoy, Operatör Asistanı: Tosun Bayrı, Prodüksiyon Asistanı: İbrahim Sevin, Aksesuar: Nazım Akbulut, Işıklar: Fehmi Eryılmaz, Ahmet Ateş, Montaj: Özdemir Arıtan, Negatif Montaj: Ali Berkan, Senkron: Taner Oğuz, Arif Özalp, Laboratuvar: Recai Karataş, Tanas Petridis, Besteler ve Müzikleri İdare eden: İbrahim Özaral, Prodüksiyon Amiri: Melih Üstüngör, Sesleri Alan ve Müzik Aranjmanı: Tuncer Aydınoğlu, (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir. )


Oyuncular: Türkan Şoray (Nazan), Ekrem Bora Mazhar), Cahide Sonku (Saime), Çolpan İlhan (Nesrin), Suzan Avcı (Neriman), Tunç Oral (Haldun), Handan Adalı (Naciye), Taner Erhal, Hüseyin Zan (Sami), Feridun Çölgeçen, Erol Solak, İsmail Varol, Vahit Volkan, Nezihe Güler, Nevin Nuray, Küçük Yıldız: Taner Erhal, Misafir Aktör: Sadettin Erbil,


Konu: Kocasından ayrıldıktan sonra kötü yollara düşen bir kadınla yıllardan beri ayrı kaldığı oğlunun dramatik öyküsü.

14 Kasım 2015 Cumartesi

EFKARLIYIM ABİLER (1966)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım:Erler Film / Türker İnanoğlu


Kamera Asistanı:
Hüseyin Karındoyuran, Müzik: Metin Bükey, Işık Şefi: Mehmet Çakar, Şevket Yılmaz, Ses Kayıt: Marko Buduris, Negatif Montaj: Oral Öztürk, Mahmut Eskici, Laboratuvar: Cemil Orhon, Prodüksiyon Amiri: Sadri Karan


Oyuncular: Sadri Alışık (Gönlübol Arif), Filiz Akın (Fatoş), Hulusi Kentmen, Senih Orkan, Nubar Terziyan, Hakkı Haktan, Faik Coşkun, Bedri Çavuşoğlu, Ahmet Turgutlu


Konu: Gönlübol Arif (Sadri Alışık) adlı bir gariban sokaklarda arkadaşlarıyla birlikte sürdürdükleri nerede akşam orda sabah yaşantısıyla çok mutludur. Bir gün fabrika sahibi zengin bir işadamı olan amcası onu bu yaşamdan çekerek yanında bir işe başlatır. Arif bu yaşamı sevmez, sıkılır. Kısa süre sonra da arkadaşlarının yanına döner. Bir gece sokakta ağlayan bir genç kız görür. Adı Fatoş (Filiz Akın) olan ve gidecek yeri bulunmayan kıza sahiçıkar. Kendi evine götürür. Fatoş Arif’in evinin işlerine yardımcı olur. Giderek birbirlerine aşık olduklarını anlarlar. Evleneceklerdir. Bu nedenle Arif Fatoş için amcasının dediklerini yerine getirip fabrikasında çalışmaya razı olur. Amcası Fatoş’u yoksul olduğu için gelin olarak kabul etmez. Ertesi gün Arif eve döndüğünde Fatoş’u bulamaz. Çok aradığı halde ondan bir haber alamamıştır. Meral adında bir kadının kendisi hakkında bir kitap yazdığını duyar.


Kitabı alır, şaşırır. Çünkü içinde Fatoş ile aralarında geçen herşey yazılıdır. Fatoş’a ulaşmak amacıyla Meral’e gittiğinde ikisinin de aynı kişi olduğunu görür. Kitap yazmak için kılık ve isim değiştirerek aralarına girdiğini anlar ve kırılır. Meral (ya da Fatoş) pişmandır ve Arif’i gerçekten sevdiğini anlamıştır. Ama karşısına çıkma cesareti olmadığı için Arif’in amcasına açılır. Arif’in onu affetmesi için yardımını rica eder. Arif kendi sevgilisiymiş gibi kadın kılığına bürünür ve amcasıyla konuşup Meral’in pişman olduğunu öğrenir. İnanmaz ve kimliğini açıklayarak ikisini de kovar. Çünkü o Meral’i değil, Fatoş’u sevmiştir. Meral bunu anlar ve bir gece Fatoş gibi giyinip ona gider. Buzlar çözülür. İki sevgili hasretle kucaklaşırlar. Amcası da oradadır. Onları köşke götü-rür. Arif’i fabrikanın yöneticiliğine getirir ve arkadaşlarına da birer iş bulur. Gönlübol Arif ve Fatoş (Meral)’i uzun, mutlu, güzel bir yaşam beklemektedir