Yönetmen:Türker İnanoğlu
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Çetin Gürtop
Müzik: Sezen Cumhur Önal
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu
Yönetmen Yard: Hüseyin Karaoğlu, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Ses Kayıt: Marko Buduris, Sanat Yönetmeni: İsmail Konca, Teknik Direktör: Mehmet Bozkuş, Yapım Sorumlusu: Sadri karan,
Oyuncular: Cüneyt Arkın (Sedat Akman), Selda Alkor (Semra), Önder Somer, Özdemir Han (Turgut Ak), Meral Sayın Ekrem), Avni Dilligil (Av. Kemal), İclal Genç (Sedat’ın annesi), Necdet Tosun (Faik Efendi), Bedri Çavuşoğlu (Ağır Ceza üyesi), Zeki Sezer (Polis), Süheyl Eğriboz (Garson), Cemal Ertokuş
Konu: Fırtınalı bir gecede Avukat Kemal’in gösterişli konağı. Şiddetli yağmur ve gök gürültüsüyle uyanan Semra, pencereden baktığında bir gencin evi seyrettiğini fark eder. Köşkün tonton kâhyası Faik Efendi "Yolcunun biriydi herhalde. Haydi git yat küçükhanım. Mübarek, öyle bir hava ki beni bile korkuttu" diyor. Güzel Semra, filmin sonunda, şimdi onu korkutan bu gencin kollarına, yağmur ve fırtınaya aldırış etmeden koşacağını nereden bilsin. Ertesi gün, Semra'yı çocukluğundan beri seven komşuları Tarık’ı görüyoruz. "Hiç değilse bir nişan yapalım.." şeklindeki evlenme isteği, her zamanki gibi, "Seni bir kardeş, bir arkadaş gibi görüyorum" diye yanıtlanır ve konu bir gece önce köşkü seyreden genç adama gelir. Tarık "O yağmurda, o havada.." diyerek pek inanmasa da bahçede dolaşırlarken aynı kişiyi aynı yerde görürler. Bu gizemli genç, Sedat'tır ; "Yeni taşındım bu semte. Geziyordum da. Köşk de eski ve güzel bir yapı. Birkaç gün sonra, bir 'rastlantı' sonucu tekrar karşılaşma. Semra'nın araba ile dolaşma önerisiyle başlayan arkadaşlıkları, delikanlıya tasarladığı intikam planını gerçekleştirme olanağı sağlar. Ama birbirlerine aşık olmaları bunu anlamsızlaştıracaktır.
Semra ; "Annemi hayal meyal hatırlıyorum. Tanıyanlar ona benzediğimi söylerler.. Ben küçükken ölmüş. Babam da bir daha ev-lenmemiş.. Bütün sevgisini bana vermiş. Koleji bitirdim geçen yıl.. Çalışmak istiyorum ama babam bırakmıyor.."
Genç kız, sevgisinden söz edince "Kim bu aramıza giren bahtiyar adam..Tanışalım öyleyse. Bir gün gelsin konuşalım" diyen babası, Sedat'ı görünce ne yapacağını şaşırıyor. Buluşmayı kısa keser. Kızını bırakması için önce 50 bin sonra 60 bin lira önerir. Şimdilik tam olarak çözümleyemesek de, birbirlerini önceden tanıdıkları belli. "Para ile nasıl ölçebilirsin? Dünyanın bütün serveti yeter mi? Olanları unutalım. Ben hazırım, Semra için." Ancak, Kemal Bey, bu barışma fırsatını düşüncesizce harcayıp üzücü olaylara neden olacaktır.
Delikanlı, ilerde pişman olacağı yöntemle genç kızı evine götürüp ona sahip olur.
Aşağılayıcı bir konuşma yapar; "Hiç sevmedim seni. Bütün istediğim buydu. Bir gece için benim olacaktın ve oldun.. ‘Meşhur ve maruf’ Avukat Kemal Bey’in kızı.. metresim olacak. Beni yakanları ben de yakmaya karar verdim. Kusura bakma kurunun yanında yaş da yanar..
Bu günü hazırlayan nedenler 10 yıl önce başladı. Fakir bir şofördüm İçim umutla doluydu. Evde bakacak yaşlı bir anam vardı.. Daha iyi bir istikbal için gece gündüz çalışıyordum.. Bir gece duraktan iki müşteri aldım."
Sonradan adlarının Turgut ve Ekrem olduğunu öğreneceğimiz kişiler Sedat'a beklemesini söyleyip bir kuyumcu dükkânını soyarlar, Bekçinin açtığı ateş sonucu Ekrem ölür. Turgut ise Sedat'ı silah zoruyla oradan uzaklaştırır. Ancak güvenlik görevlisi taksinin plaka numarasını almış.
Annesi, ‘nesi varsa satarak’ Avukat Kemal’in savunma için istediği 6 bin lirayı bir araya getiriyor. Kemal Bey, Sedat'la hapishanede "Turgut ve ölen Ekrem zengin çocuklarıymış..
Evleriyle araları açıkmış.. Korkma kurtaracağım seni.. Gene geleceğim" demişti ama onu mahkemede karşı tarafın avukatı olarak göreceğiz. Çünkü bu arada Turgut onu ziyaret edip "Onlar 6 bin mi verdiler? Ben 60 bin veriyorum.. '60 bin' Kemal Bey, tamam mı?" diyerek 'etkili' bir konuşma yapar. Sedat 10, Turgut 3 yıla mahkûm olur. 19 yaşında girdiği 'kilitli karanlık'ta çile çekerken, sefalet içinde ölen annesi kimsesizler mezarlığına gömülüyor. Hapisten çıkınca Turgut'un ‘S Kulüp’ isimli pavyonuna ve avukatın paralarına el koyar.
Ancak bu onu mutlu etmiyor. Çünkü Kemal Bey bir yürek inmesi sonucu ölmüş ve sevdiği kız barlarda şarkı söylemeye başlamış. "Seni çok derinden yaraladığımı biliyorum Semra. Çektiğim acılarla gözlerim kararmış, öç almaktan başka bir şey düşünemez olmuştum. Seni seviyorum. Sahip olduklarımı elde etmek için seni feda etmiştim. Şimdi seni kazanmak için ne istersen yapmaya hazırım."
Her şeyini Semra'ya bırakıp gider. Ama, aralarındaki sevgi.. Uzaklıkları aşan sevgi.. Film başladığı gibi fırtınalı bir gecede sonlanır ; Tek fark iki sevgilinin, yağmur çamur demeden birbirlerine koşması. (Murat Çelenligil)