Powered By Blogger

24 Ocak 2016 Pazar

AJAN Z-14 YOSMALAR ARASINDA (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Metin Yılmazbaş
Görüntü Yönetmeni: Fehmi Eryılmaz
Yapım:  Özaltın Film


Oyuncular: Figen Say, Kuzey Vargın, Güven Erte, Senih Okran, Sunay Sun, Baki Tamer, M. Ali Akpınar, Yavuz Karakaş, Faruk Panter


Konu: Bir ajanın güzel kadınlar arasında geçen erotik aşk ve macerası

AH BU KADINLAR (KADINLAR SEVERSE) (1967)

Yönetmen: Abdurrahman Palay, Kemal İnci
Senaryo: Şeref Gedik
Görüntü Yönetmeni: Yılmaz Akay, Sertaç Karan
Yapım: Kurt Film / Murat Akovalıgil


Oyuncular: Fikret Hakan, Hilal Esen, Vahi Öz, Ayda Can, Nurhan Nur, Hilal Esen, Papatya Aklaya, Ersun Kazançel, Gülgün Erdem, Ayda Can, Güzin Özipek, Bilal İnci, M. Ali Akpınar, Aysel Karagül, Yavuz Karakaş, Süheyl Eğriboz, Osman Karahan , Hüseyin Zan,


Konu: Evde kalmış iki kız kardeşin evlilik macerası.

AĞLAYAN KADIN (1967)

Yönetmen: Semih Evin, Osman F. Seden
Senaryo: Osman F. Seden (Halide Edip Adıvar’ın eserinden)
Görüntü Yönetmeni: Necati İltaç
Yapım: Sine Film / Muzaffer Aslan


Oyuncular: Türkan Şoray (Şükran-Leyla), İzzet Günay (Osman), Kuzey Vargın (Teoman), Neriman Köksal (Neriman Soydan), Kadir Savun (Kadir baba), Sevda Ferdağ, Muzaffer Tema (Hikmet), Salih Güney (Ali), Çolpan İlhan (Necla), Suzan Avcı (Tülin), Mualla Sürer (Zilli Mualla), Muammer Gözalan (Doktor), Mümtaz Ener (Necla’nın Babası), Süha Doğan (Şükran’ın babası), Hulusi Kentmen (Şevki), Asım Nipton (Doktor), Kemal Arduman (Komiser), Mehmet Ali Akpınar, Zeki Tüney, Niyazi Gökdere, Vasfi Uçaroğlu (Teoman’ın arkadaşı), Hakkı Haktan (Hamdi Çavuş), Hüseyin Güler (Sivil Polis), Cevat Kurtuluş (Sahte Nikah memuru), Selahattin İçsel (Ağır ceza üyesi), Mehmet Büyükgüngör (Savcı)


Konu: Bir bankada çalışan, annesinin randevu evi işlettiğini öğrenen bir kadın, bir armatörün oğlu olan zengin sevgilisinden ayrılmak zorunda kalır, cinayet işler, hapiste çocuğunu doğurur, yıllar geçer, kızı evlenir, kendisi de eski sevgilisine kavuşur.


► “Neymiş kabahatim, fakir olmam mı?” Şükran, çekilecek onca sıkıntının nedenini filmin en başında söylüyor… Adı önce ‘Sen Bir Meleksin’ olarak düşünülen filmin çekimi Şubat-Mart aylarında. Yapımcı Muzaffer Arslan, aynı zamanda, Şehir Tiyatrosu oyuncularından. Osman F. Seden ile Türkan Şoray arasında bir anlaşmazlık çıkınca filmi Semih Evin tamamlamış. Muzaffer Tema o günlerde baba olmanın heyecanını yaşıyor. Oğlu Alper, rol arkadaşı Vasfi Uçaroğlu gibi, vurmalı çalgılar ustası olacaktır… Şükran’ın sokağı. Bir kedi korkmadan dolaşıyor. Hiç araba yok. Ahşap evlerin pencere ve duvarlarından soba boruları çıkmış. Babasının ölümünden sonra genç kızın ne yaptığı nasıl okuyup iş bulduğu belli değil. Hapishaneden kaçtıktan sonraki yaklaşık 20 yıl neyle geçindiği de… Hikmet ona, annesi ile yaşadığı yerin adresini verir. Genç kız, belki heyecandan, kapıyı açan hanıma “Fikret Bey’i arıyordum” demişti… Neriman (tam adı Neriman Soydan); “Alnımda fahişe damgası, vicdanımda benim yüzümden intihar etmiş bir kocanın yükü, kahroluyorum.” Üstelik esrar eroin bağımlısı. Üzerindeki siyah kombinezonu ‘Yakut Gözlü Kedi’ (1966), kaldığı döner kütüphaneli odayı ‘Zehirli Hayat’ (1967) filmlerinden anımsıyoruz…Şükran annesiyle konuşurken bayılınca bebek beklediği anlaşılır. Doktor “Olur böyle şeyler. Hele bu gibi yerlerde… Yoksa gül koklayıp da mı hamile kaldın kız” diyor… Neriman, sırtına saplanan makasla ölmüştü. Oysa polisteki sorguda iki kez ‘kalbine saplanan makas’tan söz ediliyor… Kadınlar Koğuşu çok renkli. Leyla’nın bağırtısı için “Şarkı da olsa çekilmez” diyorlar. Mualla; “..Erkek milleti değil mi en iyisi kırmızı kulplu oturakta can versin inşallah. İnsana yüzükleri, bilezikleri verir karnını hüp dağları gibi şişirirler.” Mualla’nın adı, sonradan Bedia olarak geçiyor. Belki, Amerikan filmlerindekine benzer şekilde, bir davada ‘tanık koruma programına’ alınmıştır. Ama biraz ‘Ortadoğu usulü’ olmuş. Çünkü yeni adını herkes biliyor… Osman, filmin başında ‘şirketin hukuk müşaviri’, sonunda ‘ceza davası avukatı’. Evleri için Suat Sadıkoğlu’nun Ortaköy’deki Villası kullanılmış. Babası onu ‘ne idiği belirsiz, soyu sopu meçhul bir kızın kollarına atamazmış’. Delikanlının yanıtı; “Benim bildiğim bu gibi asalet ölçüleri ancak koşu atları için bahis konusu olur.” Genç kızın onu Rıhtımda karşılaması için İskenderiye’den yazdığı mektupta “Yarın, Ege Vapuruyla geliyorum” diyor. Mektubun İstanbul’a ulaşması için gerekli süre düşünüldüğünde ya birkaç gün önce yazmalıydı ya da ‘hareket ediyorum’ demeliydi… Filmde, 20 yılı vurgulamak için birkaç sahnede antika leylek telefon kullanılmış. Ama Neriman’ın ölümünü yazan Cumhuriyet Gazetesindeki bir başka haber bu etkiyi yok ediyor; “Stalin’in kızı Amerika’ya iltica etti (Mart 1967).”… Teoman Veziroğlu. “

AĞIR SUÇ (1967)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Fuat Özlüer
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu


Yön. Yrd: Hüseyin Karaoğlu, Kamera Ast: Hüseyin Karındoyuran, Işık Şefi: Ender Film, Mehmet Çakar, Şevket Yılmaz, Teknik Yönetmen: Mehmet Bozkuş, Sesleri Alan: Marko Buduris, Film Hazırlık Stüdyosu: Yıldız Stüdyoları, Negatif Montaj: Oral Özütürk, Mahmut Eskici, Laboratuvar: Cemil Orhon, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Erol Yıldırım, Muharrem Gündüz, Prodüksiyon Amiri: Sadri Karan, Prodüksiyon Ekibi: Mustafa Okan,


Oyuncular: Sadri Alışık, Sevda Ferdağ, Yusuf Sezgin, Çolpan İlhan, Atilla Ergün, Nevzat Okçugil, İlhan Hemşehri, Faik Coşkun, Selma Güneri


Konu: Şevket (Sadri Alışık) evli, başarılı bir avukattır. Eşi Meral (Çolpan İlhan) ve kızı Sevgi (Selma Güneri) ile mutlu bir yaşam sürmektedirler. Bu mutluluk Şevket’in güzel ve şuh müvekkili Leyla’ya (Sevda Ferdağ) tutulması ile gölgelenir. Şevket aşık olduğu Leyla’nın varlığını Meral’in öğrenmesi sonucu evi terk eder. Leyla onu içki ve esrara alıştırır. Meral eşinin eve dönmesi için elinden geleni yaparsa da Şevket eve dönmez. Bu arada parasının bittiğinin farkına varan Leyla, gerçek yüzünü gösterir ve ondan ayrılır. Şevket bir başkasıyla birlikte olduğunu öğrenince Leyla’yı öldürmek ister. muştur artık…


Yanlışlıkla Leyla’nın yeni sevgilisini öldüren Şevket on beş yıla mahkum olur. Bir hiç uğruna elindeki herşeyi, ailesini, işini, parasını ve onurunu yitirmiştir. Hapisteyken Meral ölmüş, kızı Sevgi ise bir aileye evlatlık verilmiştir. Yıllar geçip hapisten çıktığında Sevgi’yi bulur ama onun mutluluğu için kimliğini saklı tutar. Yine de onu izler. Bir gün karşılaştığı ve artık kadın satıcısı olan Leyla ona otelinde iş verir. Sevgi onu izleyen kişinin aslında babası olduğunu öğrenince onu aramaya başlar. Leyla’nın eline düşer. Şevket kızını otelde görünce her şeyi hatırlar ve çılgına dönüp Leyla’yı öldürür. Kızını kurtarmış, ama tutuklanmıştır. Mahkeme ağır tahrik kararıyla Şevket’i bırakır. Yaşlı adam ömrünün son günlerinde de olsa kızını ve kaybettiği mutluluğu bulur.

 

AĞA DÜŞEN KADIN (1967)

Yönetmen: Nazmi Özer
Senaryo: Aziz Sarıkaya
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Yapım: Sarıkaya Film / Aziz Sarıkaya


Oyuncular: Fatma Girik, Kuzey Vargın, Devlet Devrim, Nubar Terziyan, Yıldırım Gencer, Kenan Pars, Hasan Ceylan, Engin İnal, Sabahat IŞık, Mehmet Büyükgüngör, Süheyl Eğriboz, Güven Eroğlu, Oktay Yavuz


Konu: Küçük bir sahil kasabasında yaşayan balıkçı Rıza efendinin (N. Terziyan) Leyla (F. Girik) ve Kezban (D. Devrim) adında iki kızı vardır. Kezban uçarı ruhlu olmasına rağmen Leyla erkek gibi yetişmiş bir kızdır. Aynı mahallede yaşayan Ali (K. Vargın) adlı bir genç Leyla'yı sevmekte ama bunu açıklayamamaktadır. Günün birinde aynı semtten kanunsuz işler yaparak zengin olan Hasan (Y. Gencer) bir başka genç Leyla'yı görür ve aşık olur. Onu elde etmek için planlar yapmaya başlar. Ayrıca Hasan milyoner Kenan beyi (K. Pars) öldürdüğü için de aranmaktadır. Leyla bir anda Hasan'ın tuzağına düşmüştür. Tek kurtuluş ise hiç yüz vermediği Ali'dir. Fakat Ali, daha önce aşkına karşılık vermeyen Leyla'nın kendisini aIdattığını düşünmektedir. Fakat gelişen olaylar Kezban'ın da Ali'ye aşık olmasına neden olacak, Ali iki kardeşin arasında kalacaktır. “Burçak Evren “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”

AFFET BENİ (1967)

Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Nejat Okçugil
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu


Oyuncular: Filiz Akın, Ekrem Bora, Kuzey Vargın, Nilüfer Koçyiğit, Mine Sun, Muammer Gözalan, İlhan Hemşeri, Sabina, Nevzat Okçugil, İsmet Erden, Küçük Yıldızlar: Ufuk Enünlü ve Taner Erhal


Konu: Namus uğruna, bir ırz düşmanı olan sevgilisini öldüren bir annenin dramı.

ACI TÜRKÜ (1967)

Yönetmen: Abdurrahman Palay
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Nejat Okçugil
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu
.
Oyuncular: Nuri Sesigüzel, Figen Say, Turgut Özatay, Gülgün Erdem, Devlet Devrim, İclal Genç


Konu: Aileden kalma fabrikaya sahip olmak isteyen bir amcayla, birbirini seven iki gencin öyküsü

ACI GÜNLER (1967)

Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Safa Önal
Operatör: Ali Yaver
Yapım: Metin Film / M. Işık Toraman


Prodüksiyon: Selçuk Göksayar, Nuri Tuncel, Reji Asistanı: Volkan Kayhan, Kamera Asistanı: Erhan Canan, Set Amiri: Şükrü Kirişçi, Nejat Özemre, Işıklar: Haydar Aslan, Seslendiren: Yorgo İliadis, Asistan: İlia İliadis, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar: Hayati Akbulut, Erdoğan Dolapçı, Montaj-Senkron: Diamendi Filmeridis, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, (Erman Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır),


Oyuncular: Ayhan Işık (Turgut), Nilüfer Koçyiğit (Ceyhan), Sevinç Pekin, Atlan Günbay (İbrahim), Mümtaz Ener (Kemal), Suzan Avcı (Nilhayat), Süha Doğan (Ziya Akmen), Şaziye Moral (Turgut’un annesi), Cahit Irgat (Stavro), Talat Gözbak (Komiser), Hasan Ceylan (Necmi), Behçet Nacar (Cemil Gözükara), Ali Seyhan (Hasan), Enver Dönmez (Lütfü), T. Fikret Uçak, Orhan Çoban, Süheyl Eğriboz (Uşak)


Konu: “Ben.. Küçükpazarlı Turgut, ayıptır söylemesi Gölgesine Bastırmaz Turgut.”
Kendisini böyle tanımlayan kahramanımız, ortağı İbrahim ile kumarhane işleten ‘mert, gözü kara’ bir delikanlıdır. Annesine konuk olduğu bir gün, nefis birer bardak çay eşliğinde yaşlı kadının yakınmalarını dinler(iz).


Annes ; “Yüzüne hasret kaldım. Binde bir geliyor, bir dakika kalmadan gidiyorsun..Geceleri gözüme uyku girmiyor.”
Turgut; “Merak etme anacığım. Bir şey olmaz bana, evvel Allah.”
Annesi; “Baban da böyle söylerdi, dayın da. Biri ‘mapusta’ öldü, öbürünü de sokağa seriverdiler. Tam seni yaralarımın üstüne bastıracağımı sanırken…”
Birkaç sahne sonra, hastanenin Hariciye Servisi’nde yatan oğlunu, eli kolu kurabiye ve kolonya dolu görmeye gittiğinde, söylenmeye, kaldığı yerden devam ediyor ; “Bir kere gülmedim şu dünyada, bir kere yaşamadım. Sanki Allah bana kardeşi, kocayı, evladı yanayım diye vermiş.”


Turgut’u tanıdıkça, (kumar dışında) kanunsuz işlerle hiç ilgisi olmadığını anlıyor ve biraz olsun mutlu oluyoruz. Kumarhanede ‘işlerin aynalı’ olduğu bir gece İbrahim’in ‘silah ve mermi kaçakçılığı’ için “Bir seferin ucunda 50 bin papel var. Bir günlük iş, fena mı?” diyerek yaptığı ‘nabız yoklamasını’ geri çeviriyor; “İçerde yattığın seneleri unuttun galiba. Kes bu bahsi. Bir daha da ağzını ispirto ile yıka.”


Aynı gece, Hasan ve Necmi ‘gebe zarlarla’ hile yaparak olay çıkarıyorlar. Sonra da kumarhane için polise ‘gammazlık ederler’. Turgut, ‘sinirlerinin ilacı’ güzel şarkıcı Nilhayat’la beraberken, polis kumarhaneyi basıp zabıt tutar. ‘Bütün paralar ve keriz edevatına’ el konulur, dükkân da mühürlenir.


İki ortak, Kemal Bey’in Haliç, Cibali’deki Bakır Döküm Fabrikası’nda çalışan Hasan ve Necmi’den hesap sormaya gittiklerinde kavga çıkıyor. Polisin geldiğini gören İbrahim, yaralanan Turgut’u orada bırakıp kaçar. (İkisi arasında başlayan düşmanlık gittikçe artar ve Turgut’un annesinin kaçırmasına dek varır.) Hastaneye ‘geçmiş olsun’a gelen Müdür Ziya Bey, mahkemedeTurgut’a verilen 11 bin liralık para cezasının Kemal Bey tarafından ödendiğini söyler. “Kemal Bey bambaşka bir insandır. Doğruluk ve namustan başka hiçbir şeye kıymet vermez.” Turgut’un annesi (filmde adı geçmiyor) “Gördün mü ne insanlar varmış dünyada? Allah ne muradı varsa gönlüne göre versin. Var olsun” diye dualar etmektedir. (İlerde, bu kişiler nedeniyle kendisinin ve oğlunun başına gelecekleri bir bilse..) Kahramanımız, kendini biraz toparlayıp,


Kemal Bey; “Merak etme dolgun haftalık veririm çarçabuk ödersin.”


Turgut; “Yoo, o da olmaz işte. Hak ettiğimden fazlası gene haram sayılır. Senin anlayacağın kirli para olur gene.” şakağındaki yara bandı ile) teşekkür etmeye gittiğinde, Kemal Bey’in ‘annesiz büyüyen’ güzel kızı Ceyhan’ın doğum günü kutlanıyordu. “Bu 11 bin lirayı bir ay içinde ödeyeceğim” dediğinde Kemal Bey’den şu yanıtı alır “Senin paranı kabul etmem. Nasıl kazandığını biliyorum.. Gücenme.. Kumarla, haraçla kazanılmış paraya ben el sürmem.. Aklıma gelen bir çare var.. Gel benim yanımda çalış.” (Turgut, Kemal Bey’in ‘mermi ve silah kaçakçılığı’ yaptığını bilseydi, bu göz yaşartıcı konuşmaya çok gülerdi herhalde.) Ve filmin en çarpıcı konuşması. Sonuçta, [‘Kanlı Firar’daki (1960) Tahir’in de kaynakçı olarak çalıştığı] Haliç Antrepo’da 34 DV 597 plakalı Dodge kamyonun şofördür artık.Turgut tarafından 3 gün aranmayınca meraklanan Nilhayat, bu değişimin nedenini öğrenmek için tersaneye gelir. Konuşması sırasında Ceyhan’ı oralarda görünce, bir şeyler olduğunu anlar. “Kim bu kız? Ne işi var burda? Olan olmuş sana. Ama geçer, geçecek” deyip gidiyor. Ama, yalnızca tersaneden değil, Turgut’un yaşamından da çıkıyor. Ceyhan’ın sözleri ; “..Ne güzel yermiş burası. O hanım ‘şeyiniz’ miydi? – Olanları o da sezinlemiş- Kavga ettiniz galiba. Ayrıldınız mı?” Artık düzelen yaşamı ve genç kızın sevgisi ile her şey yolunda gibidir.. Şimdilik.


O günlerde, kaçakçılıkta kullanılan teknenin kaptanı Stavro ile Ziya Bey arasındaki bir konuşma Turgut’un başına olmadık işler açacaktır. “Kaçakçılık için bir adam lazım. Nasıl derler, yüreği altı okka çok erkek biri olsun. Hem de ne iş yaptığını bilmesin. Bilmezse korkmaz değil mi?” Ziya bey bir an düşünüyor; “Öyle biri var galiba.”


Turgut’un ‘faturasız fabrika malı’ zannettiği sandıklarda neler yok ki; Silahlar ve çeteye ‘kazık attığından şüphelenilen’ Hasan’ın cesedi. ‘Sevkıyat’ sırasında suçüstü yakalanır ve Ağır Ceza’da 21 yıl hapsi istenir. ( Murat Çelenligi – sinematürk veri tabanı)

 

23 Ocak 2016 Cumartesi

ZORLU DÜŞMAN (1966)

Yönetmen: Natuk Baytan
Senaryo: Yavuz Yalınkılıç , Bilge Olgaç,
Görüntü Yönetmeni Kaya Ererez
Yapım: Mors Film


Oyuncular: Yılmaz Duru, Gülbin Eray, Kuzey Vargın, Erol Taş, Baki Tamer


Konu: Kanun adamı ile kanun kaçağının dostlukla biten öyküsü

ZORBA (1966)

Yönetmen: Nişan Hançer
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Mustafa Yılmaz
Yapım: Birsel Film /  Özdemir Birsel


Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş, Kamera Asistanı: Cemal Yılmaz, Jenerik: Refik Onubil, Işıklar: Ender Işık Servisi (Aydın Yurteri), Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Senkron: Arif Özalp, Montaj: Ali Berkant, Laboratuvar: Recai Karataş, Vedat Tuncer,

Oyuncular: Kuzey Vargın, Tijen Par, Reha Yurdakul, Turgut Özatay, Hüseyin Peyda, Ali Şen, Mine Soley, Hasan Ceylan, Ali Seyhan, Hüseyin Salıcı, Mustafa Dağhan,


Konu: Kayıp olan babasını bulduktan sonra, polise gidip teslim olan bir kanun kaçağının öyküsü.

ZEHİRLİ KUCAK (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Abdurrahman Palay
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Pesen Film / Nevzat Pesen


Oyuncular: Selda Alkor, Tamer Yiğit, Tuncel Kurtiz, Çocuk Oyuncu: Parla Şenol (d:1956)

ZEHİRLİ HAYAT (1966)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Manasi Filmeridis
Yapım: Kare Film/Hayri Caner


Oyuncular: Ekrem Bora, Ajda Pekkan, Gürel Ünlüsoy, Gülbin Eray, Devlet Devrim, Hakkı Haktan


Konu: Sevdiği kadının üzerine patronunun kızıyla evlenmek zorunda kalan bir gencin öyküsü.

ZALOĞLU RÜSTEM (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Muharrem Gürses
Kamera: Fevzi Eryılmaz
Yapım: Atilla Film / Muharrem Gürses


Oyuncular: Atilla Gürses, Tijen Par, Erol Taş, Suzan Avcı


Konu: Bir efsanenin tarihsel öyküsü.


► İran ülkesinde bir çok padişahlıklar bulunuyordu. Bunlardan biri de kabil Padişahlığı idi ve başında da Zal adlı biri vardı. Kabil Padişahı Zal, Alp Er Tunga'nın elinde esir olan İran Hükümdarını kurtarmak için Turan ülkesine yürüdü. Alp Er Tunga' yı yendi ama hükümdarını kurtaramadı. Zaman geçti. İran ülkesine hükümdar olan Zev de öldü. Bunu fırsat bilen Alp Er Tunga İran' a bir da-ha savaş açtı.


O zamana kadar Zal da yaşlanmıştı. Kendi yerine, Alp Er Tunga' ya karşı oğlu Rüstemi yolladı. Halen Anadolu' da da Zaloğlu Rüstem adıyla meşhur olan halk kitaplarında Zaloğlu Rüstem adıyla meşhur olan halk kitaplarında Zaloğlu Rüstem ile Arap Üzengi cengi diye hikayeleri anlatılan bu ünlü İran kahramanı ile Alp Er Tunga arasında sayısız savaşlar oldu. Savaşların çoğunu Rüstem kazandı bir kısmını Alp Er Tunga kazandı.


Savaşlar devam ederken, İran'ın hükümdarı bulunan Keykavus, oğlu Siyavüş'u ve Zaloğlu Rüstem'i gücendirmişti. Şehzade Siyavüş kaçıp Alp Er Tunga' ya sığındı. Orada uzun zaman kaldı, hatta Türk yiğitlerin-den birinin kızıyla evlendi, Keyhüsrev adında da bir oğlu oldu.


Keyhüsrev büyüyünce, İranlılar onu kaçırıp hükümdar yaptılar. Keyhüsrev Zaloğlu Rüstem'i hoş tutup, gönlümü aldı ve Alp Er Tunga'nın üzerinde hoş tutup, gönlünü aldı ve Alp Er Tunga'nın üzerine gönderdi. Yine bir çok savaşlar oldu. Çoğunda Alp Er Tunga yenildi. Ve en sonunda Alp Er Tunga iyice yoruldu, ordusu dağıldı, askeri kalmadı. Tek başına dağlara çekildi. Orada, bir mağarada kendi halinde yaşadı. Fakat günün birinde izini keşfedip yerini buldular. Alp Er Tunga suya atlayıp kurtulmak istedi; fakat daha önce davranan İran askerleri tarafından öldürüldü.

 

ZALİMLER (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Yılmaz Duru
Kamera: Ali Uğur
Yapım: Dadaş Film / Kadir Kesemen


Oyuncular: Yılmaz Duru, Muhterem Nur, Tijen Par, Reha Yurdakul, Aliye Rona, Ali Şen, Aytaç Yörükaslan, Yavuz Cener, Ah-met Turgutlu

Konu: Bir İmam Hatip Okulu talebesiyle, küçük yaşlarda sözlendirilen yedi köylü ağa kızının kan davasına dönüşen aşklarının öyküsü


ÖDÜL:


 4. Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (25 Mayıs – 5 Haziran 1967)


► En Başarılı Film 

► Yılmaz Duru En Başarılı yönetmen

Jüri Üyeleri: N. Nazif Tepedelenlioğlu, Claude Mathiss Faruk Timurtaş, Aclan Sayılgan, Orhan Çağman, Ayfer Feray, Temiz Gürses, Hikmet Türkmen, Charles Courtnay, Muharrem Ergin, Orhon M. Arıburnu, Aram Gülyüz, Emine Işınsu, Orhon Batı, Tarık Buğra.

YUMRUKLARIN KANUNU (1966)

Yönetmen: Nişan Hançer
Senaryo: Suavi Sualp
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Sarıkaya Film / Aziz Sarıkaya


Oyuncular: İzzet Günay, Birsen Menekşeli, Sevim Emre, Yıldırım Gencer, Hasan Ceylan, Ersun Kazançel, Kemal Aydan, Sami Tunç, Dursun Sert