Powered By Blogger

14 Ağustos 2016 Pazar

CİCİ GELİN (1967)

Yönetmen:Osman Nuri Ergün
Senaryo:Bülent Oran
Kamera:Orhan Kapkı
Yapım:Akün Film / İŞfan Ünal,ü Recai Akçaoğlu


Kamera Asistanı: Suat Pekak, Reji Asistanları: Ümit Can, Nurettin İrişen, (E.DE.KA. Işık Servisi), Set Amiri: Basri Büyükcan, Set Ekibi: Yılmaz Argün, Erdil Demirbağ, Yusuf Küçüköner, Işık Demirbağ, Prodüksiyon Amili: İbrahim Seven, Dekorlar: Yüksel Tanık, Montaj: Ali Rıza Yılmaz, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Senkron: Diyamendi Filmeridis, Laboratuvar: Hilmi Başcan,


Oyuncular: Cüneyt Arkın, Filiz Akın, Öztürk Serengil, Suzan Avcı, Suha Doğan, Nubar Terziyan, Hasan Ceylan, Mürüvvet Sim, Asuman Arsan, Derya Tanyeli, Faik Coşkun, Timuçin Caymaz, Bahri Özkan, Memduh Ünsal, Eşref Vural, Zeki Alpan, Ali Seyhan, Hakkı Haktan, Hüseyin Zan, Ergun Gürsesli, Lütfi Ergün, Mustafa Yavuz,


Konu: Filiz (Filiz Akın) ile Orhan (Cüneyt Arkın) yeni evlenen bir çifttir. Orhan iç güveyliği kabul etmediği için ayrı bir ev ister ve Filiz de eşinin gelirine göre ucuz kiralık bir ev bularak içini de bit pazarından döşer. Edebiyat öğretmenliği yapan Orhan bir gün, kendisine öğle yemeği getiren eşine, bir öğrencisiyle öpüşürken yakalanır. Filiz bu duruma katla-namayıp hemen evi terk eder. Eşi çok seven Orhan durumu kurtarmak için üç kağıtçı arkadaşı Tayfur'a (Öztürk Serengil) danışır ve ondan aldığı bir planla karısını yeniden elde etmeye çalışır.

Palana göre Orhan gizli serviste çalışan bir casustur ve bu nedenle de kadın casuslarla öpüşmek zorundadır. Kostümcü Niyazi'den bir silahla sahte bir kimlik alarak eşini ikna etmek için eve gider ve sonunda başarır. Filiz eşinin casus olmasından son derece mutludur. Çünkü bütün sırları bilir. Ama bir gün eve Milli istihbarat Teşkilatından Hulusi Çelik (Nubar Terziyan) gelince her şey ortaya çıkar gibi olur. Milli istihbarat üç kağıtçı sahte casusların peşindedir. Ama beklenmedik olaylar hem Filiz'i, hem de Orhan'ı gerçek bir casusların arasına sokmakta gecikmez. Oyun, artık gerçek olmuştur.
 

CANGO KORKUSUZ ADAM (1967)

Yönetmen: A. Remzi Jöntürk
Senaryo:Eşref Ekicigil
Kameraman:Kaya Ererez

Yapım:Artist Fim/Recep Ekicigil, Vasil Anas

Sesleri Alan: Rauf Tözüm, Negatif Montaj: Hikmet Kuyucu, Montaj ve Senkron: Şerif Gören, Laboratuvar: Cavit Korkmaz, Abdullah Akdeniz, Yaşar Gök, Prodüksiyon Amiri: Emir Şahmirazoğlu, Set Amiri: Süheyl Eğriboz, Sait Korur, Reji Asistanları: Ata Bekir, Şükrü Üstün, Kamera Asistanları: Fikret Temizer, Hüseyin Çakıroğlu,


Oyuncular: Figen Say (Rozita), Tunç Oral, Yılmaz Köksal (İlaç satıcısı), Oktar Durukan (Killing), Meral Küçükerol (Barmen), Yavuz Selekman (şerif), Yavuz Karakaş (kumarbaz), Muzaffer Civan (Gringo), Levent Kıral, Reşit Çıldam (tek kollu), Süheyl Eğriboz, Baykal Alp, Kayhan Yıldızoğlu, Şükrü Üstün, Ali Ekdal


Konu: Halk düşmanlarına savaş açan bir kovboyun öyküsü

13 Ağustos 2016 Cumartesi

BÜYÜK KİN (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Tunç Başaran
Kamera:Kriton İlyadis
Yapım:Arzu Film / Ertem Eğilmez


Kurgu: Diamendi Filmeridis, Yönetmen Yardımcısı: Tolgay Ziyal, Kamera Asistanı: Abdullah Gürek, Tekin Çakmakçı, Negatif Kurgu: Sezai Elmaskaya, Laboratuar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar: Gani Maraşlıoğlu, Hayati Akbulut, Erdoğan Dolapçı, Işık Şefi: Hüseyin Özşahin, Işık: Himmet Toksöz, Prodüksiyon Amiri: Vecdi Benderli, Set Amiri: Yılmaz Kanat, Necip Koçak, Gürcan Ateş , (Erman Film Stüdyosunda hazırlanmıştır).


Oyuncular: Ayhan Işık (Ömer) Yıldırım Gencer (Naci), Nejat Çetinok (Ömer’in Oğlu), Funda Postacı (Gelin), Ayton Sert (Sapık), Necati Er (Şükrü), Rejha Yurdakul (Naci’nin babası), Selahattin İçsel (Ömer’in babası), Nezihi Güler (Ömer’in annesi),

Konu: Eve döndüğünde bütün yakınlarını ölmüş bulan ayhanın hayattaki tek gayesi intikamdır kendisine yardım edebilecekse bu katliamdan sağ kurtulan bir çocuktur

BÜYÜK CELLATLAR/Belalılar (1967)

Yönetmen: Yılmaz Duru
Senaryo:Türkan Duru
Kameraman Rafet Şiriner
Müzik Direktörü: Yılmaz Duru
Yapım:Şafak Film / Alaettin Perveroğlu


Negatif Montaj: Oral Öztürk, Senkron: Cevat Sezer, Süleyman Karakaya, Mahmut Erkici, Laboratuar: Cemil Orhon, Erol Yıldırım, Ertunç Şenkay, Süleyman Koyuncu, Bedirhan Koç, Sesleri Alan: Marko Buduris, Prodüksiyon Amiri: Erkan Abacı, Işık: Mehmet Çakar,
Yıldız Film Stüdyosunda hazırlanmıştır


Oyuncular: Yılmaz Güney, Nilüfer Koçyiğit, Tunç Oral, Naci Erhun, Feridun Çölgeçen, İlhan Hemşeri, İsmet Ertem, Hakkı Kıvanç, Yaşar Şener, Erdoğan Seren, Vasfi Uçaroğlu,

Konu: Şamil (Yılmaz Güney), hayatı boyunca insanlardan kötülük görmüş bir delikanlıdır. Genç yaşında, düşman işgali altında bulunan bir Türk kasaba-sından kaçan Şamil, gördügü işkenceleri, çektiği eziyetleri unutamaz. Genç adam, insanlara kötülük yapanlar ortadan kaldırmak üzere bir cinayet şebekesi kurar. Hedefi yalnızca kötülerdir. Masumlara kesinlikle dokunmaz.


Şamil, elli bin lira karşılığında kötü ve topluma zararlı insanları temizlemeye başlar. Eğer öldürülmesi istenen adam, yaptığı soruşturma sonucunda temiz ve iyi yürekli çıkarsa, bu iş için aldığı parayı iade eder. Öldürmekten de vazgeçer.
Günün birinde, Şamil'in örgütlediği cinayet şebekesine Cengiz (Tunç Oral) adlı yeni bir genç katılır. Yakışıklı bir genç olan Cengiz, Şamil'in kızı Lale’yle (Nilüfer Koçyigit) ilişki kurar. Ama Cengiz, Şamil'i Lale'nin amcası olarak tanımaktadır. Bir gün Cengiz'le Şamil tartışır. Cengiz, Şamil’i kötü bir adam olmakla suçlar. Aslında o da öldürülmesi gereken ve topluma zararlı adamlardan biridir. Şamil, Cengiz'in korkusuzca dile getirdiği bu düşüncesine katılır.


Şamil, bir süre sonra adamlarına kendisinin öldürülmesi için emir verir. Ancak genç adam, kendi kendine verdiği bu ölüm cezasından kurtulmak için, sürekli kılık ve tip değiştirir. Saçlarını sarıya boyar... Ölmemek için öldürmeye devam eder. Cinayetlerine ortak ettiği şirketin adamları peşindedir. Şamil, kısa bir süre içinde hepsini tek tek temizler.


Kızı Lale, babasının kirli işler çevirdiğini çok geç öğrenir. Önce babasını suçlar, sonra da polise ihbar eder.Şamil, bir baskın sonucu, saklandığı deniz fenerinde kıstırılır. Polislerin 'teslim ol çağrısına silahla karşılık verir. Hayatta tek sevdiği varlık olan kızını fenerln altında polislerle görünce, ilk kez tüm yaptıklarına pişman olur.


Yine de teslim olmayı kendine yediremez. Gizlendiği fenerin tepesinden kızına haykırarak şöyle der:


"Seninle ideallerimiz ayrnı, fakat yollarımız ayrı. Aslında ikisi de insanlık içindi. Sen haklı çıktın sonunda. Benimki belki çılgınlıktı.Bütün iyileri seven babanı unutma." Bu arada Şamil, fenerin penceresinden dışarı çıkarken bir polis kurşunuyla vurulur. Genç adam, boşlukta döne döne aşağı düşer ve ölür. (Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 181)



BOZKURTLARIN İNTİKAMI (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Cavit Yürüklü
Kamera:Cahit Engin
Yapım:Müfit-Cavit Film / Müfit İlkiz, Cavit Yörüklü


Oyuncular: Fikret Hakan, Figen Say, Sevda Nur, Güven Erte, Özkan Yılmaz, Cenk Er, Ferda Ferdağ, Atıf Kaptan, M. Ali Akpınar

BOZKURTLAR GELİYOR (*) (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Cavit Yürüklü
Kamera:Cahit Engin
Yapım:Müfit-Cavit Film / Müfit İlkiz, Cavit Yörüklü


Oyuncular: Fikret Hakan, Figen Say, Oya Peri, Güven Erte, Özkan Yılmaz, Cenk Er, Ferda Ferdağ, Atıf Kaptan, Güzin Özipek, Necati Er, M. Ali Akpınar, Nuri Kırgeç

Konu: 4. asırda geçen Yiğitoğlan' ın kahramanlık ve aşk öyküsü.

____________________________________________________

(*) Hun Ülkesinin kuzeyinde So adı verilen bir ülke vardı. Burada, Hunlarla aynı soydan olan Gök Türkler otururdu. Bir gün Göktürkler Ülkesinden ayrıldılar. Bu sırada başlarında Kağan Pu adlı bir yiğit vardı. Kağan Pu'nun on altı kardeşi bulunuyordu. On altı kardeşten birinin annesi bir kurttu. Annesi Göktürklerce en kutsal yaratıklardan biri olarak bilinen ve böyle kabul edilen bir kurt olduğu için delikanlı, rüzgârlara ve yağmura söz geçirir, bu iki kuvveti buyruğu altında tutardı.Bununla beraber, So Ülkesindeki yurtlarından ayrılan Göktürkler düşmanlarının baskınına uğradılar.Bu baskında düşmanlar bütün Gök Türkler'i yok ettikleri gibi on altı kardeşten sadece birisi kurtulabildi. Kurtulan delikanlı annesi kurt olan idi. Bu delikanlının da, birisi yaz diğeri de kış ilâhının kızı olan iki karısı vardı. Baskından sonra her ikisinden ikişer oğlu oldu. Zamanla kalabalıklaşıp çoğalan halk, çocuklardan en büyüğünü kendilerine Hakan seçtiler; o zamanki adı Göktürk dilinde değildi. Hakan seçilir seçilmez Göktürkçe olmayan bu adını bıraktı ve Türk adını aldı.Ondan sonra Türk on kadınla evlendi, birçok çocukları oldu. İçlerinden Asena adını taşıyan biri hakanlık tahtına geçince boyun adı da Aşina oldu.

Bozkurt Destanı'nda da belirtildiği gibi, Türkler Tengri'nin göndermiş olduğu bir dişi bozkurt ile ilk Türk'ün soyundan geldiklerine inanıyorlardı.Bozkurt'un Türklerin ulusal sembolü ol-masının bir nedeni de Bozkurt'un her zaman özgür olmasıdır. Türkler özgürlüğe çok önem verdikleri için, kendilerini Bozkurt ile özleştirmişlerdir.


Türklerin tarihte Bozkurt'u her zaman kutsal saydıklarını görebiliyoruz. Zira Kök Türklerin bayrağı mavi rengin (mavi, Kök Tengri'yi temsil etmektedir) üzerinde Bozkurt başıydı. Ayrıca, bugünkü Türk Dünyası'ndaki bazı özerk cumhuriyetler de bayraklarında Bozkurt'u kullanmaktadırlar.
Bozkurt, bugün Türk milliyetçiliğinin sembolüdür.


Bozkurt Destanı ve Ergenekon Destanı, Büyük Türk Destanı'nın bir parçasıdır ve Göktürkler çağını konu alır. Ergenekon Destanı, Bozkurt Destanı'nın ana çizgileri üzerine kurulmuş olup, bu destanın serbestçe genişletilmiş biçimidir diyebiliriz. Daha doğrusu Bozkurt Destanı ile kaynağını belirleyen Türk soyu, Ergenekon Destanı ile de gelişip güçlenmesini, yayılış ve büyüyüş dönemlerini anlatmıştır. Çin tarihlerinin de yazmış olduğu Bozkurt Destanı'nın bittiği yerde, Ergenekon Destanı başlar. Bozkurt Destanı'nın devamı, Ergenekon Destanı'dır


 

BOMBA KEMAL /İNSAFSIZ (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Nazif Kurthan
Kamera:Yılmaz Gürbüz
Yapım:Kervan Film / Ümit Utku


Oyuncular: Yılmaz Güney, Figen Say, Tuncer Necmioğlu, Kayhan Yıldızoğlu, Asım Nipton, Faik Coşkun, Mehmet Kemal


Konu: Kemin kabadayılarından Kemal (Yılmaz Güney), bir süreden beri nikâhsız yaşadığı kadınını, kucağında üç aylık çocuğuyla bırakarak ortadan kaybolur. Yeraltı mafyasının hesabına çalışıp çeşitli cinayetlere adı karışan Kemal, bir süre sonra tutuklanır. Hapse girer. Üç aylık çocuğuyla ortalarda kalan: baba evine de dönemeyen genç kadın ise, Kemal'in düşmanlarından korkarak kaçmakla ve sürekli yer değiştirmekledir. Kemal adım verdiği çocuğuyla kaçak bir hayat süren kadın, geçirdiği bir bunalım sonucu intihara teşebbüs eder. Ama son anda, eski bir sabıkalı tarafından ölümden kurtarılır. 


Fıstıkçılık yaparak hayatım kazanmaya çalışan eski sabıkalı (Tuncer Necmioğlu), geçmişteki bir olayda yediği kurşunlarla sakat kalıp erkekliğini yitirmiştir.


Fıstıkçı, hayatını kurtardığı kadına (Figen Say) zamanla ilgi duymaya başlar. Birlikte kendilerine yeni bil hayal kuracaklardır. Mutludurlar. Fıstıkçı, Kemal'i öz oğlu gibi sever ve ona babasızlığını unutturmaya çalışır. Küçük Kemal büyümüş, yedi yaşına girmiştir.

Karanlık güçlerin 'insafsız' adıyla tanıdığı baba Kemal, yıllar sonra hapisten çıkar. Nikâhsız karısını arar ve bulur. Eski günleri hatırlayarak tartışırlar. Bu sırada çevreye dehşet saçan yeni bir mafya çetesi ortaya çıkar. Tehdit yoluyla herkesten haraç isteyen çete, tüm bu olaylarda insafsız Kemal'in adını kullanmaktadır. Haraç vermemek için direnen fıstıkçıyı da öldürürler. Küçük Kemal çok üzgündür. Kendisini büyüten fıstıkçıyı baba olarak tanımakta ve onu çok sevmektedir. Olaydan sonra Küçük Kemal, kalleşçe öldü-rülen üvey babasının öcünü almak için yemin eder.


Uzaktan tüm bu gelişmeleri gizlice izleyen insafsız Kemal ise zor durumdadır. 'Arkadaşım' diye hitap ettiği oğluna gerçek babasının kendisi olduğunu söylemeye cesaret edemez. Suçluluk duygusu içindedir. Küçük Kemal, fıstıkçının katili sandığı gerçek babası insafsız'dan öcünü almak için silahlanır. Baba Kemal, yıllardır gizlediği gerçekle birlikte, alıp başını uzaklara gider. Küçük Kemal bu ailevi sırrı hiçbir zaman öğrenemeyecek, baba Kemal de oğlunun acılarıyla yapayalnız kalacaktır.



BİZANSI TİTRETEN YİĞİT (1967)

 Senaryo ve Yönetmen: Muharrem Gürses
Eser: Selami Münir Yurdatap
Operatör: Sami Acun
Yapım: Attila Film / Muharrem Gürses


Oyuncular: Attila Güres, Müjgan Ağralı, Ali Şen, Danyal Topatan, Hulusi Kentmen, Senih Orkan, Cahide Sonku, Aynur Atdan, Mustafa Alev, Baki Tamer, Giray Alpan,


Konu: Bir maceranın peşinden bizansa gelen bizansı titreten bir yiğitin hikayesi.




 

 

BİTİRİMSİN ABi (1967)

Yönetmen Osman Nuri Ergün
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Çetin Gürtop
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu


Oyuncular: Sadri Alışık (Kâzım), Sema Özcan (Zeynep), Senih Orkan (Manav), Feridun Çölgeçen (Konsolos), Süleyman Turan: Kâzım’ın arkadaşı), Asuman Arsan (Leyla)


Konu: Görmeyen ama hayata olumlu bakan Zeynep ile insanlardan nefret eden balıkçı Kazım' ın öyküsü.

BİR ŞOFÖRÜN GİZLİ DEFTERİ (1967)

Senaryo ve Yönetmen:A. Remzi Jöntürk
Kamera:Mahmut Demir
Yapım:Duru Film / Süreyya Duru


Prodüksiyon Amiri: Yılmaz Kuzgun, Yardımcısı: Turhan Emli, Rejisör Asistanları: Mehmet A. Cöntürk, Gülten Kartakaya, Nureddin İrişen, Kameraman Yardımcısı: Güngör Tetiker, Set: Çetin Dağdelen, Hasan Budur, Baki Soğukpınar, Kahraman Kongur, Senkron: Rauf Tözüm Işık: Aslan Yıldız,
(Ses Film Stüdyosunda yapılmıştır)


Oyuncular: Cüneyt Arkın, Sema Özcan, Mine Sun, Toron Karacaoğlu, Leman Öztürk, Reşit Çıldam, Turgut Savaş, Necdet Çağlar, Ayton Sert, Necip Tekçe, Ersun Kazançel, Haluk Orçun, Kayhan Yıldızoğlu, Diclehan Baban, Muadelet Tibet, Muazzez Doğan, Nuri Genç,


Konu: Şoför Ali, mahalle komşusu paşa kızı Çileri sever, Paşa kızı Çiler ise evlilik yolu ile zengin çevreye girmek ister, bu yüzden kötü yola düşer ve Ali tarafından kurtarılır. Fakat peşini bırakmayan yeni çevresinde ki kişiler tarafından vurulur.


► “Bir yığın adama laf anlat, bir yığın sarhoşun kahrını çek. Gece şoförlüğü bu işte..” ‘Şoför milletinden Ali bunlar söylüyor…İlk çevrim (1958) ve romandan değişik şekilde burada babası yok. Jenerik ve afişte ‘şöför’ yazılmış. Ama ‘Lütfen Şoförle Konuşmayınız’ yazısı kurallara uygun. Yönetmenin soyadı ‘Cöntürk’ olmuş…Önceki çevrim ve kitapta ‘merhum’ olarak geçen ama önemli bir kişilik olan Kâmil burada yok ve annesinin adı başlangıçta Sabriye sonra Saime olarak geçiyor…Çiler’in babası da bu kez asker değil kuş meraklısıı bir emekli.

Çiler, köpeği ile arabaya bindiğinde dinlediğimiz ‘La Nozzo di Figaro’ (1786) (Mozart); Temiz’in düğünündeki tango ‘Bir Melek Gibi Masum Yüzün’ (Fehmi Ege) ; Çiler, Lulu Pavyon’da Fabrikatör Şahabettin Bey’le otururken duyulan ‘Fascination’ (1932) (Marchetti) ; Ali, arkadaşı Tarzan’a düğün davetiyesini verirken güvercinleri uçuran ‘Manha de Carnaval’ (1959) (Bonfa/Maria) da çok güzeldi… Müzeyyen Senar’ın sesinden ‘Farfara’ ve ‘Hancı’yı dinliyoruz. Çiler de Pavyonda ‘Ayrılanlar İçin’i (1967) (Selçuk / Oğuzcan) söylüyor…‘Pink Panther’ melodisinin bir özelliği var ; Orijinal filminin dışında kullanıldığı hiçbir yere yakışmıyor…‘Sabahsız Geceler’deki (1968) Güzin Özel, bu kez Çiler’in hizmetçisi…Pire, Çiler’in kaçırıldığı araba için 58 ‘şevrole’ demişti. Babacan ise 56 Buick diyor…Silvana Panpani’nin bir elinde kova varken ‘Farfara’ şarkısı ile yaptığı dans görülmeye değer…Almanya’daki sokak kadını “Alles geld. Para, l’argent, money” dediğinde Ali onu tersliyor. Keşke Cüneyt Arkın da 80’ler ve 2000’lerdeki o reklam filmleri için aynı şeyi yapabilseydi… Haluk; “Kadınlarla ve kuşlarla uğraşmak çok zor. Ya kaçıyorlar yada ansızın ölüyorlar.” ( Murat Çelenligil – sinematürk Internet veri tabanı)

 

BİR KATİL SEVDİM (1967)

Yönetmen:Ülkü Erakalın
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Orhan Kapkı
Yapım: Sarıkaya Film / Aziz Sarıkaya


Oyuncular: Devlet Devrim, Kuzey Vargın, Yıldırım Gencer, Hulusi Kentmen, Feridun Çölgeçen, Devlet Devrim, Hasan Ceylan, Necdet Yakın, Sami Tunç,

Konu: Bir savcı kızıyla bir katilin aşk öyküsü.

BİR DAĞ MASALI (1967)

Senaryo ve Yönetmen Turgut N. Demirağ
(Reşat Nuri Güntekin’in aynı isimli romanından)

Görüntü Yönetmeni Gani Turanlı
Müzik Metin Bükey Ve Orkestrası
Yapım And Film / Turgut Demirağ


Reji Asistanı: Yaşar Şener, Kamera Asistanı: Erdoğan Avcı, Şef Işıkçı: Mazhar Eröz, Senkron: Şerif Gören, Prodüksiyon Amiri: Sabri Arslanlı, Çocuk Korosu Söz ve Müzik: Münir Ceyhan ve orkestrası, 

(And Film Stüdyosunda çevrilmiş Sinefon Stüdyosunda seslendirilmiştir. Renkli kopyalar Belçıka’da Dassonville laboratuarlarında hazırlanmıştır.

Oyuncular: Türkan Şoray (Lale), Murat Soydan (Murat), Kuzey Vargın (Ekrem), Ali Şen (Şükrü Efendi), Mualla Sürer (Müfettiş Nuriye Hanım), Erol Tezeren (Ömer), Mümtaz Ener (Lale'nin Dayısı), Sunay Sun (Sunay), Yavuz Karakaş (Memduh), Muammer Gözalan, Emrullah Çapa, Kadriye Tuna (Nesrin), Sami Hazinses (Sıçan Ali), Turgut Baydar (Ömer'in Kardeşi), Yaşar Şener (Adnan), Haydar Karaer (Astsubay), Ahmet Turgutlu (Kamil), Selahattin İçsel (İmam), Hikmet Gül (Deli), Sıdıka Duruer (Davetli), Oktay Yavuz (Davetli), Turgut Baydar


Konu: Lale, nişanlısı Ekrem ile mutlu bir yaşam sürmektedir. Bir gün nişanlısının kendisini aldattığını öğrenir. Bu duruma kızan Lale okulunu bırakıp Anadolu’ya öğretmen olarak gider. Gittiği köyde Murat adlı bir doktorla arkadaş olur. Bu arkadaşlık masum bir aşka dönüşecektir.


BİR ANNENİN GÖZYAŞLARI (1967)

netmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Cahit Engin
Yapım: Gültekin Film / Sırrı Gültekin


Oyuncular: Selda Alkor, Tanju Gürsu, Suzan Avcı, Hüseyin Peyda, Atlan Erbulak, Özdemir Han, Füsun Erbulak, Hüseyin Baradan, Küçük Yıldız: Funda Gelişen


Konu: Zengin bir ailenin kızıyla evlenen, ancakbu evliliğe mani olmak isteyen ve yuvalarını yıkmaya çalışan kişilerin verdikleri uğraş.

BIRAKIN YAŞAYALIM (1967)

Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo:Safa Önal
Kamera:Cahit Engin
Yapım: Gültekin Film / Sırrı Gültekin


Oyuncular: Selda Alkor, Tanju Gürsu, Kuzey Vargın, Hüseyin Baradan, Suzan Avcı, Mine Soley, Atlan Erbulak, Hüseyin Peyda, Özdemir Han, Tanju Okan


Konu: Bir iftira yüzünden hapse düşen bir gencin direniş öyküsü

25 Ocak 2016 Pazartesi

501 NUMARALI HÜCRE “İKİNCİ DEVRE” (1967)

Yönetmen: Nusret Eraslan
Senaryo: Mehmet Altunbay
Kamera: Gani Turanlı
Yapım: Kafkas Film

Oyuncular: Cüneyt Gökçer, Ayten Gökçer, Şahap Akalın, Semih Sergen, Tekin Akmansoy, Atıf Kaptan, İlyas Avcı, Gülsen Alnıaçık, Semih Sergen, Coşkun Kara, Muammer Esi

Konu: Mehmet Altunbay Sovyet Sosyalist Komünist rejiminde dönemin Hava Harp Okulu komutanı iken, bir Azeri Turk subayının bu mertebeye gelmesini hazmedemeyen KGB nin sudan bahanelerle idam ferması çıkartmasının akabinde kendisi ile birlikte olan iki hürriyet mücahidi arkadaşı ile birlikte kaçarak, kendisini anavatanı Türkiye’ye, özgürlüğün kucağına atmasını konu alan bir filmdir. Ordu Foto film merkezi tarafından çekilen film her ne kadar oyuncular profesyonel olsa dahi yönetmenin zayıflığı neticesi istenilen performansa ulaşmadı. Ama 1968 yılında muhteşem bir GALA olmuştu. (Bilgi sayın Oktay Altunbay'dan) “Sinematürk İnternet Sitesi”