Powered By Blogger

14 Ağustos 2016 Pazar

DEMİR BİLEK (1967)

Yönetmen:Aram Gülyüz
Senaryo:Safa Önal
Kamera:Cengiz Batuhan
Yapım:Metro Film / Aram Gülyüz


Oyuncular: Ayhan Işık, Figen Say, Önder Somer, Aysel Tanju, Birsen Ayda, Oktar Durukan, Muzaffer Nebioğlu, Mine Soley


Konu: Bir cinayeti aydınlatmak için çeşitli kılıklara giren bir polisin öyküsü

DELİ FİŞEK (1967)

Yönetmen:Aram Gülyüz
Senaryo:Erdoğan Tünaş
Kamera:Cengiz Batuhan
Yapım:Metro Film / Aram Gülyüz


Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Önder Somer, Erden Güvenç (Ses Mecması Kapak Yıldızı), Birsen Ayda, Nubar Terziyan, Güzin Özipek, Muzaffer Nebioğlu, Mürvet Sim, Hüseyin Zan, Tanju Gürsu, Vasfi Uçaroğlu, Gülgun Erdem


Konu: Cinayetin tek görgü tanığı bir kadının macera dolu öyküsü.

ÇİRKİN KRAL AFFETMEZ (1967)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo:Aydın Engin,
Kamera:Rafet Şiriner
Yapım:İrfan Film / İrfan Atasoy


Ender Işık Servisi: Mehmet Çakar, Müzik ve Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Negatif Montaj: Ender Teker, Montaj-Senkron: Mustafa Krent, Celal Keskin, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Hüseyin İnce, Şeref Mehtap, Fehmi Acar, (Lale Film Stüdyo-sunda Hazırlanmıştır)

Oyuncular: Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Yıldırım Gencer, Nuran Aksoy, Tuncer Necmioğlu, Mahmut Özbilgün, Remzi Heybet, Ferit Adalar, Doğan Şengölge, Tahsin Beyazyürek, Sekan Özden, Mete Mert, Dursun Sert, Attila Ünalan, Ali Özkon, Mehmet Karadeniz


Konu: Bir çeltik fabrikasının kasası soyulur. Soygun sırasında veznedarı ve bekçiyi öldürürler. Polis, soygun yerinde yaptığı inceleme sonucunda suç delili ola-rak bir kol düğmesi bulur. Tüm şüpheler fabrikanın müdürü Mustafa'nın (Tuncer Necmioğlu) üzerinde odaklaşır. Polis, Mustafa'nın evine ani bir baskın düzen-ler. Cinayet mahallinde bulunan kol düğmesinin diğer eşi, Mustafa'nın göm-leğindedir.


Mustafa, duruşmada suçsuzluğunu ispat etmeye çalışsa da sonuç değişmez. Fabrikanın sahibi, berberi, eczacısı, Mustafa'nın aleyhinde ifade verir. Mahke-mesi devam etmek üzere Mustafa hap-se girer.Ayşe (Nebahat Çehre), Mustafa'nın kız kardeşidir. Ona göre ağabeyi suçsuzdur, bir oyuna gelmiştir. Hapishaneye ziyarete gittiğinde, ağabeyi Ayşe'ye bir adres verir. Acele Yusuf Taci (Yılmaz Güney) adlı adamı bulup ondan yardım isteyecektir. Ayşe, uzun bir tren yolculuğundan sonra evi bulur. Bahçesinde mezarlar olan garip bir taş evdir burası. Çiçek sulayan Yusuf’a ağabeyinin zor durumda olduğunu söyleyip yardımını isler. Yusuf, önce karşı çıkar. Çünkü Mustafa kan düşmanıdır. Onu öldürmeye yemin etmiştir. Bahçesindeki me-zarlarda annesi, babası ve kardeşleri yatmaktadır. Ayşe'nin ısrarlarına dayanamayan Yusuf, yardım etmeye söz verir. Bu arada Mustafa'nın ölüm kararını da ertelemiş olur. Ancak onu kurtardıktan sonra öldürecektir.


Yusuf, Ayşe'yle birlikte Adana'ya doğru yola çıkar. Mustafa'yı ziyaret edip ge-rekli bilgileri alır. Fabrikatör Yıldırımın (Yıldırım Gencer) baskılarıyla yalancı şahitlik yapan berber ve eczacıyla görüşür. Ölüm korkusuyla her ikisi de sır vermez. Tüm bu gelişmeleri adanılan aracılığıyla izleyen Yıldırım, eczacıyla berberin öldürülme emrini çoktan vermiştir.


Mustafa'nın karısını (Nuray Aksoy) da ayarlayıp onunla dost hayatı yaşayan Yıldırım, Yusuf’u tuzağa düşürmek için bir oyun hazırlar. Bir kadın, Yusugf’a telefon edip randevu ister. Olaylarla ilgili bazı bilgiler verecektir. Kadının evinde buluşurlar. Bu bir tuzaktır. Kadında Yıldırım'ın kızı. Evde saklanan iki silahlı adam Yusuf’u kıskıvrak yakalarlar. Yusuf, düşmanı Yıldırım’ın karşısındadır. Elleri kolları bağlanmıştır. Ertesi gün ise Mustafa'nın duruşması vardır. Yusuf, çekelinin gizli bir yerinden güçlükle çıkardığı jileti kullanıp ipleri keser. Yan odada kumar oynayan Yıldırım'ın adamlarını atlatıp kaçmayı başarır. Arabasını deli gibi süren Yusuf, duruşmaya getirilen Mustafa'yı mahke-me kapısı önünden kaçırır.Olaylar hızla birbiri ardına gelişirken Yıldırım da adaml Mustafa'nın oğlunu ve kız kardeşini kaçırtmıştır. Fabrikanın gizli bir odasında ağızları bantlanmıştır. Yusuf, Mustafa'yla birlikte fabrikaya gelir. Silahlı çatışmanın bağladığı sırada, iz süren polis fabrikayı sarar. Yıldırım teslim olur ve suçunu itiraf eder, Yusuf’un sayesinde kendini temize çıkaran Mustafa'yı başka bir tehlike bek-lemektedir. Kan davalısı Yusuf’tan nasıl kurtulacaktır? Namlunun ağzındadır. Mustafa, bundan böyle yalnızca oğlu için yaşayacaktır. Ayşe aralarına girer. "Önce beni öldürün," der. Ve aralarındaki kan davasını dostlukla çözmeleri-ni önerir. Yusuf, yeminini bozar ve kurşunları çıkarıp silahını da barajın sularına fırlatır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


Filmin senaryosunu Aydın Engin yazdı. Yılmaz Atadeniz'Ie Yılmaz Güney de çekim sırasında bazı eklemeler yaparak temel konuyu geliştirdiler. Filmin piyasa-ya çıkarılan VCD'sinde ise (ikinci yarıda) bazı sahnelerin tekrarları yer almaktadır. (Agah Özgüç)



ÇİFTE TABANCALI DAMAT (1967)

Yönetmen:O. Nuri Ergün
Senaryo :Safa Önal
Kamera:Kenan Kurt
Yapım :Akün Film / İrfan Ünal , Ünal Akçaoğlu


Prodüksiyon Amiri: İbrahim Seven, Prodüksiyon Asistanı: Server, Set Amiri: Basri Büyükcan, Set Ekiibi: Yusuf Küçük Öner, Yılmaz Erdil, Ar Direktör: Yüksel Tanık, Makyaj Direktörü: Zeki Alpan, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıkan, Senkron: Arif Özalp, Kemal Çokcan, Negatif Montaj: Ali Berkan, Osman Bilen, Laboratuvar: Recai Karataş, Işıklar Fehmi Eryılmaz, Kamera Asistanı: Salih Dikişçi,


Oynayanlar: Öztürk Serengil (Red Kit Ahmet), Münir Özkul (Frank Fuat), Zeynep Aksu, Kadir Savun (Toro Cafer), Vahi Öz (Para Babası), Nubar Terziyan (Toro’nun babası), Mürüvvet Sim (Dul Roza Hüsniye), Süha Doğan (Şerif) , Osman Alyanak, Gülgün Erdem, Necip Tekçe, Haydar Karaali, Haydar Karayer (Kovboy), Hasan Ceylan, Timuçin Caymaz, Selahi İçsel, Hamdi Baba Oktay, Mustafa Yavuz, Erten Üçgözen,


Konu: Hayal görüp kendini Red Kit sanan bir adamın komik öyküsü .

ÇILDIRTAN DUDAKLAR (1967)

Yönetmen:Dr. Arşavir Alyanak
Senaryo:Ahmet Üstel
Kamera:Manasi Filmeridis
Yapım:Pesen Film / Nevzat Pesen


Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Ekrem Bora, Sevda Ferdağ, Gürel Ünlüsoy, Memduh Ünsal


Konu: Üne kavuşmuş bir bestekarla son-radan kartdeş oldukları anlaşılan iki kızın aş öyküsü.

.ÇILDIRTAN ARZU “Adem İle Havva” (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Nejat Saydam
Kamera:Melih Sertesen
Yapım:Acar Film / Murat Köseoğlu


Oyuncular: Fikret Hakan (Adem Kaptan), Sevda Ferdağ (Deniz), Tanju Gürsu (Kâmil), Salih Güney (Hasan), Turgut Özatay (Rüstem), Baki Tamer (Kumandan), Suzan Avcı (Gül), Devlet Devrim (Nilgün), Atilla Ergun (Osman), Tamju Şarman, İsmail Varol (Kâzım), Nahide Kasay (Zeynep), Alp Aslan (Ali), Muammer Gözalan (Tahir), Handan Adalı (Neriman), İlhan Hemşeri, Ergun Köknar

Konu: Adı önce ‘Âdem ile Havva’ olarak düşünülen filmin tanıtım yazısında cennetten kovulmayla ilgili bir tavan resmi (1510) (Michelangelo) var.


[“Âdem için bir dünya yaratıldı//Ve Havva ile temeli atıldı//…//Sonradan yalan eklendi adına//Doyum olmadı yalanın tadına//**//Evvela Havva de-nedi sözünü//İnanmamak o gün doğ-du kadına//**//O günden beri söz er-keğin oldu//Bütün kâinata insanlar doldu.”]

Bayanlarla ilgili bu sert sözlerden sonra Âdem’i tanıyoruz. Saçları kırlaşmış, öfkesi burnunda bir Kaptan. Daha görüntüye ilk geldiğinde Şirket Müdürü’nün odasını altüst ediyordu. Gemi kazasında kusurlu bulunduğu için ‘Milletlerarası Denizcilik Teşkilatı’nın kararıyla artık kaptanlık yapamayacakmış. “Yaparım lan, kimse kaptanlığımı elimden alamaz” diye yırtınıyor ama yolun sonuna geldiği belli. Denizci giysilerini filmin büyük kısmında, yüzerken bile üzerinde taşıyacaktır.


‘İkizler’ dediği oğulları Hasan ve Kâmil. ‘Leyleğin yuvadan attığı yavrular’. Karısının doğum sırasında ölmesini onlardan biliyor. Bir arkadaşının dağ köyündeki çiftliğinde senelerdir dünyadan habersiz büyümüş gösterişli iki delikanlı. Habil ve Kâbil gibi, Hasan ne kadar yaşatmak isterse Kâmil o kadar öldürüyor. Âdem kararını vermiş yeni bir başlangıç yapacaklar. Birinin üzüntüsü başkası için kurtuluş olabiliyor. ‘O kaza, o uğursuz kaza’ olmasaydı genç-ler ‘ömürleri boyunca Allah’ın dağında hayvanlar gibi yaşayacaklardı’.


Yiyecek almak için Dereköy’e indiğinde köylüler birini dövüyorlardı. Dünya güzeli Döne. Açlıkla bir tavuk çalmış. “Peki, niçin açsın?” Yanıt çok çaresiz; “Bu köyde herkes bana düşman. Anam ‘kötü’ oldu. Babam da onu vurdu, mapusta. Bana ‘kötünün kızı’ diye bir lokma ekmek veren yok. Hırsızlık yapmasam açlıktan gebereceğim.


” Önce genç kızın adını Deniz olarak değiştirir. Evlenirler.‘İkizler’ zaten ‘ilk kez gördükleri deniz’ nedeniyle şaşkınken şimdi bir de ‘üveyana Deniz’ var. Çiftlikte biri topal biri kör üç beş köylü karısından başka kimseyi görmemişler. Artık aralarında hır gür eksik olmaz. Âdem, bir kavga sırasında Kâmil’i biraz fazla okşayınca, jandarma kumandanının yanına, kasabaya gitmek zorunda kalırlar. Burada baba ve iki oğlu farklı şeyler yaşıyor. Kâmil, Lunapark’taki Gül’ün eline düşer. Zaten ‘kötü’ydü, burada öğrenmediği fenalık kalmaz. Hasan, Armatör Tahir Bey’in kızı Nilgün ile beraber olur.


Filmin ‘şeytan’ı Rüstem, Deniz’i gördüğünde arkadaşları Osman ve Ali ile sahilde çay içiyorlardı. Dudaklarından “Vay, vay, vay, bu ne? Allah’ım bu ne? Ulan Osman, ben bu kıza sahip olamazsam kendimi yiyip bitiririm be”
Bu sırada Âdem’in ‘Cennet Sahili’ için para bulması gerekir. Kaptanlıktan kal-ma birkaç ıvır zıvır’ı Rehinci Kazım’a vermeye gittiklerinde kasa açık ve para doluydu. “Al ordan, para al. Bu kadar çok paranın içinden senin aldığın parayı kim anlayacak.” Deniz’in söylediklerini yapınca hapishanenin yolu görünür.


[Korumasız kalan genç kıza Zeynep Teyze sahip çıkıyor(!). “Benim evim fakir fukara yuvasıdır. Kocanın evi gibi yer, içer, yatarsın.” Deniz, çorbasına konan uyku ilacıyla uyutulacak ‘şeytan’ da emeline ulaşacak. Neyse ki, çok hoş bir şekilde, üç arkadaş birbirlerini uyutunca plan gerçekleşmiyor. Meyhanedeki garson Orhan Çoban şaşkınlık içinde; “Bu akşam da önüne gelen uyuyor.”
Asıl kötülük ailenin içinden gelir. Kâmil iyice dağıtmış. Artık gündüz de içiyor. Bu sahnede filmin sürprizi ile karşılaşıyoruz. Nejat Saydam, işlerden yakınan Lunapark müdürü Ahmet rolünde. Seyirci, Gül’den bıkmış, ‘yenilik ve körpe güzel-ler istiyormuş’. Kâmil’in aklına Deniz gelir. Kaçırıp, “Atlas Okyanusu’nda Yakalanan Denizkızı” diye çadır tiyatrosunda şarkı söyletirler. Onu kurtarmak için çıkan kavgada Kâmil ölür. Hasan tutuklanır. 450. maddeden ipe gitmek üzere. ‘(Murat Çelenligil – sinematürk veri ta-banı)

 

ÇELİK BİLEK (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Çetin İnanç
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Atadeniz Film / Yılmaz Atadeniz


Oyuncular: Yıldırım Gencer, Hülya Darcan, Hayati Hamzaoğlu, Cahit Irgat, Senih Orkan, Hüseyin Baradan, Atilla Ergün, Doğan Dolay, İlhan Hemşeri, Mete Mert, Erol Günaydın


Konu: çiftliği zorla ele geçirmek isteyen bir zalime karşı, tutulan bir kovboyun çifliğin güzel kızıyla olan macera, aşk öyküsü. spagetti western türünün bir uyarlaması..

ÇAKIRCALI EFE KAMALI ZEYBEĞE KARŞI (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Nuri Akıncı
Kamera:Cezmi Ar
Yapım:Ömür Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Tanju Korel, Tijen Par, Danyal Topatan, Feridun Çölgeçen, Refik Kemal Arduman, Memduh Ünsal, Hayri Karakaş, Abdullah Ferah, Türkan San, Meltem Mete, Mustafa Alev, Nev-zat Kığ, Oktay Gürsel

CİCİ GELİN (1967)

Yönetmen:Osman Nuri Ergün
Senaryo:Bülent Oran
Kamera:Orhan Kapkı
Yapım:Akün Film / İŞfan Ünal,ü Recai Akçaoğlu


Kamera Asistanı: Suat Pekak, Reji Asistanları: Ümit Can, Nurettin İrişen, (E.DE.KA. Işık Servisi), Set Amiri: Basri Büyükcan, Set Ekibi: Yılmaz Argün, Erdil Demirbağ, Yusuf Küçüköner, Işık Demirbağ, Prodüksiyon Amili: İbrahim Seven, Dekorlar: Yüksel Tanık, Montaj: Ali Rıza Yılmaz, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Senkron: Diyamendi Filmeridis, Laboratuvar: Hilmi Başcan,


Oyuncular: Cüneyt Arkın, Filiz Akın, Öztürk Serengil, Suzan Avcı, Suha Doğan, Nubar Terziyan, Hasan Ceylan, Mürüvvet Sim, Asuman Arsan, Derya Tanyeli, Faik Coşkun, Timuçin Caymaz, Bahri Özkan, Memduh Ünsal, Eşref Vural, Zeki Alpan, Ali Seyhan, Hakkı Haktan, Hüseyin Zan, Ergun Gürsesli, Lütfi Ergün, Mustafa Yavuz,


Konu: Filiz (Filiz Akın) ile Orhan (Cüneyt Arkın) yeni evlenen bir çifttir. Orhan iç güveyliği kabul etmediği için ayrı bir ev ister ve Filiz de eşinin gelirine göre ucuz kiralık bir ev bularak içini de bit pazarından döşer. Edebiyat öğretmenliği yapan Orhan bir gün, kendisine öğle yemeği getiren eşine, bir öğrencisiyle öpüşürken yakalanır. Filiz bu duruma katla-namayıp hemen evi terk eder. Eşi çok seven Orhan durumu kurtarmak için üç kağıtçı arkadaşı Tayfur'a (Öztürk Serengil) danışır ve ondan aldığı bir planla karısını yeniden elde etmeye çalışır.

Palana göre Orhan gizli serviste çalışan bir casustur ve bu nedenle de kadın casuslarla öpüşmek zorundadır. Kostümcü Niyazi'den bir silahla sahte bir kimlik alarak eşini ikna etmek için eve gider ve sonunda başarır. Filiz eşinin casus olmasından son derece mutludur. Çünkü bütün sırları bilir. Ama bir gün eve Milli istihbarat Teşkilatından Hulusi Çelik (Nubar Terziyan) gelince her şey ortaya çıkar gibi olur. Milli istihbarat üç kağıtçı sahte casusların peşindedir. Ama beklenmedik olaylar hem Filiz'i, hem de Orhan'ı gerçek bir casusların arasına sokmakta gecikmez. Oyun, artık gerçek olmuştur.
 

CANGO KORKUSUZ ADAM (1967)

Yönetmen: A. Remzi Jöntürk
Senaryo:Eşref Ekicigil
Kameraman:Kaya Ererez

Yapım:Artist Fim/Recep Ekicigil, Vasil Anas

Sesleri Alan: Rauf Tözüm, Negatif Montaj: Hikmet Kuyucu, Montaj ve Senkron: Şerif Gören, Laboratuvar: Cavit Korkmaz, Abdullah Akdeniz, Yaşar Gök, Prodüksiyon Amiri: Emir Şahmirazoğlu, Set Amiri: Süheyl Eğriboz, Sait Korur, Reji Asistanları: Ata Bekir, Şükrü Üstün, Kamera Asistanları: Fikret Temizer, Hüseyin Çakıroğlu,


Oyuncular: Figen Say (Rozita), Tunç Oral, Yılmaz Köksal (İlaç satıcısı), Oktar Durukan (Killing), Meral Küçükerol (Barmen), Yavuz Selekman (şerif), Yavuz Karakaş (kumarbaz), Muzaffer Civan (Gringo), Levent Kıral, Reşit Çıldam (tek kollu), Süheyl Eğriboz, Baykal Alp, Kayhan Yıldızoğlu, Şükrü Üstün, Ali Ekdal


Konu: Halk düşmanlarına savaş açan bir kovboyun öyküsü

13 Ağustos 2016 Cumartesi

BÜYÜK KİN (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Tunç Başaran
Kamera:Kriton İlyadis
Yapım:Arzu Film / Ertem Eğilmez


Kurgu: Diamendi Filmeridis, Yönetmen Yardımcısı: Tolgay Ziyal, Kamera Asistanı: Abdullah Gürek, Tekin Çakmakçı, Negatif Kurgu: Sezai Elmaskaya, Laboratuar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar: Gani Maraşlıoğlu, Hayati Akbulut, Erdoğan Dolapçı, Işık Şefi: Hüseyin Özşahin, Işık: Himmet Toksöz, Prodüksiyon Amiri: Vecdi Benderli, Set Amiri: Yılmaz Kanat, Necip Koçak, Gürcan Ateş , (Erman Film Stüdyosunda hazırlanmıştır).


Oyuncular: Ayhan Işık (Ömer) Yıldırım Gencer (Naci), Nejat Çetinok (Ömer’in Oğlu), Funda Postacı (Gelin), Ayton Sert (Sapık), Necati Er (Şükrü), Rejha Yurdakul (Naci’nin babası), Selahattin İçsel (Ömer’in babası), Nezihi Güler (Ömer’in annesi),

Konu: Eve döndüğünde bütün yakınlarını ölmüş bulan ayhanın hayattaki tek gayesi intikamdır kendisine yardım edebilecekse bu katliamdan sağ kurtulan bir çocuktur

BÜYÜK CELLATLAR/Belalılar (1967)

Yönetmen: Yılmaz Duru
Senaryo:Türkan Duru
Kameraman Rafet Şiriner
Müzik Direktörü: Yılmaz Duru
Yapım:Şafak Film / Alaettin Perveroğlu


Negatif Montaj: Oral Öztürk, Senkron: Cevat Sezer, Süleyman Karakaya, Mahmut Erkici, Laboratuar: Cemil Orhon, Erol Yıldırım, Ertunç Şenkay, Süleyman Koyuncu, Bedirhan Koç, Sesleri Alan: Marko Buduris, Prodüksiyon Amiri: Erkan Abacı, Işık: Mehmet Çakar,
Yıldız Film Stüdyosunda hazırlanmıştır


Oyuncular: Yılmaz Güney, Nilüfer Koçyiğit, Tunç Oral, Naci Erhun, Feridun Çölgeçen, İlhan Hemşeri, İsmet Ertem, Hakkı Kıvanç, Yaşar Şener, Erdoğan Seren, Vasfi Uçaroğlu,

Konu: Şamil (Yılmaz Güney), hayatı boyunca insanlardan kötülük görmüş bir delikanlıdır. Genç yaşında, düşman işgali altında bulunan bir Türk kasaba-sından kaçan Şamil, gördügü işkenceleri, çektiği eziyetleri unutamaz. Genç adam, insanlara kötülük yapanlar ortadan kaldırmak üzere bir cinayet şebekesi kurar. Hedefi yalnızca kötülerdir. Masumlara kesinlikle dokunmaz.


Şamil, elli bin lira karşılığında kötü ve topluma zararlı insanları temizlemeye başlar. Eğer öldürülmesi istenen adam, yaptığı soruşturma sonucunda temiz ve iyi yürekli çıkarsa, bu iş için aldığı parayı iade eder. Öldürmekten de vazgeçer.
Günün birinde, Şamil'in örgütlediği cinayet şebekesine Cengiz (Tunç Oral) adlı yeni bir genç katılır. Yakışıklı bir genç olan Cengiz, Şamil'in kızı Lale’yle (Nilüfer Koçyigit) ilişki kurar. Ama Cengiz, Şamil'i Lale'nin amcası olarak tanımaktadır. Bir gün Cengiz'le Şamil tartışır. Cengiz, Şamil’i kötü bir adam olmakla suçlar. Aslında o da öldürülmesi gereken ve topluma zararlı adamlardan biridir. Şamil, Cengiz'in korkusuzca dile getirdiği bu düşüncesine katılır.


Şamil, bir süre sonra adamlarına kendisinin öldürülmesi için emir verir. Ancak genç adam, kendi kendine verdiği bu ölüm cezasından kurtulmak için, sürekli kılık ve tip değiştirir. Saçlarını sarıya boyar... Ölmemek için öldürmeye devam eder. Cinayetlerine ortak ettiği şirketin adamları peşindedir. Şamil, kısa bir süre içinde hepsini tek tek temizler.


Kızı Lale, babasının kirli işler çevirdiğini çok geç öğrenir. Önce babasını suçlar, sonra da polise ihbar eder.Şamil, bir baskın sonucu, saklandığı deniz fenerinde kıstırılır. Polislerin 'teslim ol çağrısına silahla karşılık verir. Hayatta tek sevdiği varlık olan kızını fenerln altında polislerle görünce, ilk kez tüm yaptıklarına pişman olur.


Yine de teslim olmayı kendine yediremez. Gizlendiği fenerin tepesinden kızına haykırarak şöyle der:


"Seninle ideallerimiz ayrnı, fakat yollarımız ayrı. Aslında ikisi de insanlık içindi. Sen haklı çıktın sonunda. Benimki belki çılgınlıktı.Bütün iyileri seven babanı unutma." Bu arada Şamil, fenerin penceresinden dışarı çıkarken bir polis kurşunuyla vurulur. Genç adam, boşlukta döne döne aşağı düşer ve ölür. (Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 181)



BOZKURTLARIN İNTİKAMI (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Cavit Yürüklü
Kamera:Cahit Engin
Yapım:Müfit-Cavit Film / Müfit İlkiz, Cavit Yörüklü


Oyuncular: Fikret Hakan, Figen Say, Sevda Nur, Güven Erte, Özkan Yılmaz, Cenk Er, Ferda Ferdağ, Atıf Kaptan, M. Ali Akpınar

BOZKURTLAR GELİYOR (*) (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Cavit Yürüklü
Kamera:Cahit Engin
Yapım:Müfit-Cavit Film / Müfit İlkiz, Cavit Yörüklü


Oyuncular: Fikret Hakan, Figen Say, Oya Peri, Güven Erte, Özkan Yılmaz, Cenk Er, Ferda Ferdağ, Atıf Kaptan, Güzin Özipek, Necati Er, M. Ali Akpınar, Nuri Kırgeç

Konu: 4. asırda geçen Yiğitoğlan' ın kahramanlık ve aşk öyküsü.

____________________________________________________

(*) Hun Ülkesinin kuzeyinde So adı verilen bir ülke vardı. Burada, Hunlarla aynı soydan olan Gök Türkler otururdu. Bir gün Göktürkler Ülkesinden ayrıldılar. Bu sırada başlarında Kağan Pu adlı bir yiğit vardı. Kağan Pu'nun on altı kardeşi bulunuyordu. On altı kardeşten birinin annesi bir kurttu. Annesi Göktürklerce en kutsal yaratıklardan biri olarak bilinen ve böyle kabul edilen bir kurt olduğu için delikanlı, rüzgârlara ve yağmura söz geçirir, bu iki kuvveti buyruğu altında tutardı.Bununla beraber, So Ülkesindeki yurtlarından ayrılan Göktürkler düşmanlarının baskınına uğradılar.Bu baskında düşmanlar bütün Gök Türkler'i yok ettikleri gibi on altı kardeşten sadece birisi kurtulabildi. Kurtulan delikanlı annesi kurt olan idi. Bu delikanlının da, birisi yaz diğeri de kış ilâhının kızı olan iki karısı vardı. Baskından sonra her ikisinden ikişer oğlu oldu. Zamanla kalabalıklaşıp çoğalan halk, çocuklardan en büyüğünü kendilerine Hakan seçtiler; o zamanki adı Göktürk dilinde değildi. Hakan seçilir seçilmez Göktürkçe olmayan bu adını bıraktı ve Türk adını aldı.Ondan sonra Türk on kadınla evlendi, birçok çocukları oldu. İçlerinden Asena adını taşıyan biri hakanlık tahtına geçince boyun adı da Aşina oldu.

Bozkurt Destanı'nda da belirtildiği gibi, Türkler Tengri'nin göndermiş olduğu bir dişi bozkurt ile ilk Türk'ün soyundan geldiklerine inanıyorlardı.Bozkurt'un Türklerin ulusal sembolü ol-masının bir nedeni de Bozkurt'un her zaman özgür olmasıdır. Türkler özgürlüğe çok önem verdikleri için, kendilerini Bozkurt ile özleştirmişlerdir.


Türklerin tarihte Bozkurt'u her zaman kutsal saydıklarını görebiliyoruz. Zira Kök Türklerin bayrağı mavi rengin (mavi, Kök Tengri'yi temsil etmektedir) üzerinde Bozkurt başıydı. Ayrıca, bugünkü Türk Dünyası'ndaki bazı özerk cumhuriyetler de bayraklarında Bozkurt'u kullanmaktadırlar.
Bozkurt, bugün Türk milliyetçiliğinin sembolüdür.


Bozkurt Destanı ve Ergenekon Destanı, Büyük Türk Destanı'nın bir parçasıdır ve Göktürkler çağını konu alır. Ergenekon Destanı, Bozkurt Destanı'nın ana çizgileri üzerine kurulmuş olup, bu destanın serbestçe genişletilmiş biçimidir diyebiliriz. Daha doğrusu Bozkurt Destanı ile kaynağını belirleyen Türk soyu, Ergenekon Destanı ile de gelişip güçlenmesini, yayılış ve büyüyüş dönemlerini anlatmıştır. Çin tarihlerinin de yazmış olduğu Bozkurt Destanı'nın bittiği yerde, Ergenekon Destanı başlar. Bozkurt Destanı'nın devamı, Ergenekon Destanı'dır


 

BOMBA KEMAL /İNSAFSIZ (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Nazif Kurthan
Kamera:Yılmaz Gürbüz
Yapım:Kervan Film / Ümit Utku


Oyuncular: Yılmaz Güney, Figen Say, Tuncer Necmioğlu, Kayhan Yıldızoğlu, Asım Nipton, Faik Coşkun, Mehmet Kemal


Konu: Kemin kabadayılarından Kemal (Yılmaz Güney), bir süreden beri nikâhsız yaşadığı kadınını, kucağında üç aylık çocuğuyla bırakarak ortadan kaybolur. Yeraltı mafyasının hesabına çalışıp çeşitli cinayetlere adı karışan Kemal, bir süre sonra tutuklanır. Hapse girer. Üç aylık çocuğuyla ortalarda kalan: baba evine de dönemeyen genç kadın ise, Kemal'in düşmanlarından korkarak kaçmakla ve sürekli yer değiştirmekledir. Kemal adım verdiği çocuğuyla kaçak bir hayat süren kadın, geçirdiği bir bunalım sonucu intihara teşebbüs eder. Ama son anda, eski bir sabıkalı tarafından ölümden kurtarılır. 


Fıstıkçılık yaparak hayatım kazanmaya çalışan eski sabıkalı (Tuncer Necmioğlu), geçmişteki bir olayda yediği kurşunlarla sakat kalıp erkekliğini yitirmiştir.


Fıstıkçı, hayatını kurtardığı kadına (Figen Say) zamanla ilgi duymaya başlar. Birlikte kendilerine yeni bil hayal kuracaklardır. Mutludurlar. Fıstıkçı, Kemal'i öz oğlu gibi sever ve ona babasızlığını unutturmaya çalışır. Küçük Kemal büyümüş, yedi yaşına girmiştir.

Karanlık güçlerin 'insafsız' adıyla tanıdığı baba Kemal, yıllar sonra hapisten çıkar. Nikâhsız karısını arar ve bulur. Eski günleri hatırlayarak tartışırlar. Bu sırada çevreye dehşet saçan yeni bir mafya çetesi ortaya çıkar. Tehdit yoluyla herkesten haraç isteyen çete, tüm bu olaylarda insafsız Kemal'in adını kullanmaktadır. Haraç vermemek için direnen fıstıkçıyı da öldürürler. Küçük Kemal çok üzgündür. Kendisini büyüten fıstıkçıyı baba olarak tanımakta ve onu çok sevmektedir. Olaydan sonra Küçük Kemal, kalleşçe öldü-rülen üvey babasının öcünü almak için yemin eder.


Uzaktan tüm bu gelişmeleri gizlice izleyen insafsız Kemal ise zor durumdadır. 'Arkadaşım' diye hitap ettiği oğluna gerçek babasının kendisi olduğunu söylemeye cesaret edemez. Suçluluk duygusu içindedir. Küçük Kemal, fıstıkçının katili sandığı gerçek babası insafsız'dan öcünü almak için silahlanır. Baba Kemal, yıllardır gizlediği gerçekle birlikte, alıp başını uzaklara gider. Küçük Kemal bu ailevi sırrı hiçbir zaman öğrenemeyecek, baba Kemal de oğlunun acılarıyla yapayalnız kalacaktır.