Araştıran ve Derleyen: Yalçın ÖZGÜL 2024 Şubat ayı sonuna kadar Blog'a aktarılan film sayısı 7642 adet olmuştur. Film aktarımı devam ediyor.
15 Ağustos 2016 Pazartesi
DÜŞMAN AŞIKLAR (1967)
Yönetmen:Ertem Göreç
Senaryo:Safa Önal
Kamera:Orhan Kapkı
Yapım:Akün Film/İrfan Ünal
Kurgu: Ertem Göreç, Yönetmen Yardımcısı: Ümit Can, Kamera Asistanı: Suat Pekak, Negatif Kurgu: Sezai Elmaskaya, Laboratuvar: Hilmi Başcan, Prodüksiyon Amiri: İbrahim Seven, Set Amiri: Basri Büyükcan, Set: Erdil Demirbağ, Yusuf Küçükömer, Yılmaz Angün,
Oyuncular: Semiramis Pekkan (Gonca), İzzet Günay (Tüccar/Vedat), Senih Orkan (Necmi Aktaş), Kenan Pars (Kenan Pars), Suha Doğan (Samim Argın), Muzaffer Tema (Muzaffer Tema), Cahit Irgat (Dr.Ömer Osman), Devlet Devrim (İnci), Behçet Nacar (Cemil), Danyal Topatan (Ferit)
Konu: Sevgilisini öldüren bir Kadının dramatik öyküsü.
Senaryo:Safa Önal
Kamera:Orhan Kapkı
Yapım:Akün Film/İrfan Ünal
Kurgu: Ertem Göreç, Yönetmen Yardımcısı: Ümit Can, Kamera Asistanı: Suat Pekak, Negatif Kurgu: Sezai Elmaskaya, Laboratuvar: Hilmi Başcan, Prodüksiyon Amiri: İbrahim Seven, Set Amiri: Basri Büyükcan, Set: Erdil Demirbağ, Yusuf Küçükömer, Yılmaz Angün,
Oyuncular: Semiramis Pekkan (Gonca), İzzet Günay (Tüccar/Vedat), Senih Orkan (Necmi Aktaş), Kenan Pars (Kenan Pars), Suha Doğan (Samim Argın), Muzaffer Tema (Muzaffer Tema), Cahit Irgat (Dr.Ömer Osman), Devlet Devrim (İnci), Behçet Nacar (Cemil), Danyal Topatan (Ferit)
Konu: Sevgilisini öldüren bir Kadının dramatik öyküsü.
DOKUZUNCU HARİCİYE KOĞUŞU (1967)
Senaryo ve Yönetmen :Nejat Saydam
Eser:Peyami Safa
Kamera Melih Sertesen
Yapım :Acar Film / Murat Köseoğlu
Seslendiren ve Müzikleri İdare Eden: Tuncer Aydınoğlu, Reji Asistanı: Ergun Köknar, Skrip: Şener Şen, Prodüksiyıon Asistanı: Abdullah Pak, Operatör Asistanı: Tosun Bayrı, Acar Film Stüdyosunda Hazırlanmış ve seslendirmiştir
Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Muzaffer Tema, Aliye Rona, Renan Fosforoğlu, İbrahim Delideniz, Yavuz Selekman, İsmail Varol, Müşerref Çapın, Asım Nipton, Lamia Yal, Faruk Eker, Baykal Kenti Güngör Sinanoğlu, Savaş Tuga, İsmail Varol, Necabettin Yal, Çocuk Oyuncular: Ufuk Enünlü, Tuncay Toron,
Konu: Yazarın küçüklüğünden beri çektiği hastalık onu hastahanelerden tiksin-dirmiştir. Fakat durumu ciddiyetini korumaktadır. Annesi ile kenar mahallelerin birinde virane ahşap bir evde yaşamaktadır.
Bir gün ameliyat olması gerektiğini öğrenip hastahaneden döndüğünde evde annesini bulamaz ama odanın halinden annesinin şiddetli bir baş ağrısı geçirdiğini anlar. O sırada annesi gelir. Yazar ise annesini üzmemek için ona gerçekleri anlatmaz. Kendi doktoruna gidip ona gözükmesi gerektiğini söyler. Annesi yazarın Erenköy’e gideceğini öğrenince paşanın da onu merak ettiğini söyler. Ertesi gün yazar önce paşaya gider. Paşa ilk olarak sağlık durumunun nasıl olduğunu sorar yazar da kaçamak cevaplar vererek olayı geçiştirir. Daha sonra odaya Nüzhet gelir yazardan getirmesini istediği kitapları alır. Kızı gidince paşa yazara bir de doktor Ragıp Bey’ e görünmesini tavsiye eder. Paşanın uzaktan akrabası olan yazar küçük yaşlardan beri onunla konuşur, ona kitap okur. O akşam yine bir roman okumaktadır fakat paşa uyuyunca Nüzhet’ le birlikte bahçeye gider ve muhabbet ederler. Yazar on beş yaşında ve aralarında dört yaş olmasına rağmen Nüzhet’i sevmek-tedir. Ancak onun da aynı duyguları hissettiğinden emin olmaz. Bahçede konuşurken doktor Ragıp’ın Nüzhet’i istediğini duyunca önce üzülür ama Nüzhet oralı olmayınca, duyduğu şüpheye rağmen keyfi yerine gelir.Daha sonra Nüzhet annesinin isteği üzerine uyumaya gider ve yazar da kendine olan tüm güvenini kaybeder.
Hastalığı onu normal yaşından çok daha olgun davranmaya sevk etmiştir. Doktorun ikazlarına rağmen baston kullanmayan yazar o gece yatakta yorgun ve acı içinde kıvranmaktadır. Henüz uyumadan Nüzhet yazarın evine uğrar ve uyuyamadığını bahane ederek tekrar koyu bir muhabbete başlarlar. Ertesi gün yazar erkenden doktora gideceğinden Nüzhet onun uyumasını ister. Fakat yazar ona karşı olan zafiyetini daha fazla saklayamaz, onu kendisine çekip bir kere öper ve Nüzhet şaş-kınlık içerisinde koşarak eve gider.
Sabah olunca yazar Kadıköy’e gider ve paşanın istediği kitapları alır ve sonra da annesine bir ay içerisinde gelemeyeceğini yazar. Oradan da doktora gider fakat operatörün dersi olduğundan görüşemezler. Operatörle akşama görüşebilen yazar ondan baston kullanması ve iyi yemesi ve dinlenmesi konusunda uyarı alır. İşi bitip köşke dönen yazar içeriye girdiğinde kendisinden gizli bir şey konuşulduğunu anlar ve üzüntü içerisinde bahçeye oturmaya çıkar. Daha sonra Nüzhet gelir ve yazar içeri girdiğinde annesinin dolabın arkasında çıplak olduğunu söyleyerek Daha sonra Nüzhet annesinin isteği üzerine uyumaya gider ve yazar da kendine olan tüm güvenini kaybeder.
Hastalığı onu normal yaşından çok daha olgun davranmaya sevk etmiştir. Doktorun ikazlarına rağmen baston kullanmayan yazar o gece yatakta yorgun ve acı içinde kıvranmaktadır. Henüz uyumadan Nüzhet yazarın evine uğrar ve uyuyamadığını bahane ederek tekrar koyu bir muhabbete başlarlar. Ertesi gün yazar erkenden doktora gideceğinden Nüzhet onun uyumasını ister. Fakat yazar ona karşı olan zafiyetini daha fazla saklayamaz, onu kendisine çekip bir kere öper ve Nüzhet şaş-kınlık içerisinde koşarak eve gider.
Sabah olunca yazar Kadıköy’e gider ve paşanın istediği kitapları alır ve sonra da annesine bir ay içerisinde gelemeyeceğini yazar. Oradan da doktora gider fakat operatörün dersi olduğundan görüşemezler. Operatörle akşama görüşebilen yazar ondan baston kullanması ve iyi yemesi ve dinlenmesi konusunda uyarı alır. İşi bitip köşke dönen yazar içeriye girdiğinde kendisinden gizli bir şey konuşulduğunu anlar ve üzüntü içerisinde bahçeye oturmaya çıkar. Daha sonra Nüzhet gelir ve yazar içeri girdiğinde annesinin dolabın arkasında çıplak olduğunu söyleyerekonu rahatlatır. Fakat akşam Nurefşan ona gerçekleri yani Nüzhet ile doktor Ragıp’ın durumlarını konuştuklarını söyler. Yazar hayal kırıklığına uğrar ve Nüzhet’ in odasına konuşmaya girer. Nüzhet yine yazarı ikna eder. Daha son-ra ikisi de uyurlar.
Ertesi günü Nüzhet’le bahçede geçiren yazar Nüzhet’le cinsel yakınlaşmalara girer. O akşam doktor Ragıp yemeğe gelir ve yazar hiç oralı olmaz. Konukları gidince Paşa yazara doktor hakkında görüşlerini sorar o da Ragıp’ı Nüzhet’e yakıştıramadığını söyler bunu duyan yengesi de içinden yazara karşı kin tu-tar.
Bir gün yazar yengesinin Nüzhet’i mikroplara karşı uyardığını ve eşyalarımızı ayırdım dediğini duyar ve bunun üzerine evi terk etme kararı alır. Ancak annesinin de o gün paşalara geleceğini duyması kararını değiştirmesine neden olur
Hızla geçen günlerden sonra nihayet evine dönen yazarın ağrıları gün geçtikçe arttığından annesi onu fakülteye götürür. Operatör ona durumun ciddiyetini hatırlatır ve yerinden bile kıpırda-mamasını ister. Evi birden kalabalıklaşan yazarın yakınları onu teselli etmeye çalışır. Tekrar fakülteye gittiğinde operatör bacağın kesilmesi gerektiğini söyler fakat buna razı olmayan yazar birdenbayılıverir. Bundan etkilenen operatör kasaplardan farkı olmaları gerektiğini söyleyip yazara, üç aylık bir sürede bacağını kurtarmak için hastanede kalması gerektiğini söyler. Yazar bunu kabul etmek zorunda kalır ve Dokuzuncu Harici-ye Koğuşuna yatırılır. Burası ona hapishane gibi gelir ve ilk gecesi olaylı biter. Bu korkuya dayanamaz ve bütün gücüyle bağırıp çağırır. Zor geçen günlerin sonunda ameliyat günü gelir. Ameliyatı bitince yedinci pansumanda doktor bacağın kurtulduğunu ancak yer basamayacağını söyler.
Daha sonra da Nüzhet’ ten gelen karttan Paşanın hastalandığını Nüzhet’in de doktor Ragıp’ la nikahlanacağını öğrenir. Acılar içinde geçen günlerin sonunda annesi doktor Mithat ve arkadaşı onu hastaneden taburcu ettirirler. “www.edebiyatogretmeni.net ”
” Saydam psikolojik bir romanı olayları da değiştirerek sinemamız kalıplarına uydurur. 15 yaşında ki kahramanı Kartal Tibet'e (29 yaşında iken) oynatır, aşık olduğu kendisinden büyük akraba kızını ise 20 yaşındaki Hülya Koçyiğit'e. Aralarında bu kadar yaş farkı bulunan kahramanlarımız filmde aynı yaşta buluşturulurlar. Hastalıklı, ad bile konulmamış roman kahramanını filmde (artık adı vardır:
Burhan zaman zaman bacağında ağrılar hissetse de diğer kişilere üstünlük sağlayan biri yapar, çıkar. Fakat hastalığın altını çizmeyi de unutmaz. Romanda platonik kalan aşk filmde karşılık bulacak, fakat olanaksızlıkların getirdiği olaylar (Nüzhet'in bir doktorla evlenmesi, Burhan'ı tedavi eden kocasının, ameliyat masasında ki sayıklamalardan sonra karısından şüphelenmesi ve ameliyatı yapmayarak bacağın kesilmesine olanak hazırlaması ve karısı tarafından vurulması, bacağın kesilme ve Nüzhet'in asılma korkusu) aşıkları intihara sürükleyecektir (Burhan Nüzhet'i vurduktan sonra intihar eder). “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye)
Eser:Peyami Safa
Kamera Melih Sertesen
Yapım :Acar Film / Murat Köseoğlu
Seslendiren ve Müzikleri İdare Eden: Tuncer Aydınoğlu, Reji Asistanı: Ergun Köknar, Skrip: Şener Şen, Prodüksiyıon Asistanı: Abdullah Pak, Operatör Asistanı: Tosun Bayrı, Acar Film Stüdyosunda Hazırlanmış ve seslendirmiştir
Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Muzaffer Tema, Aliye Rona, Renan Fosforoğlu, İbrahim Delideniz, Yavuz Selekman, İsmail Varol, Müşerref Çapın, Asım Nipton, Lamia Yal, Faruk Eker, Baykal Kenti Güngör Sinanoğlu, Savaş Tuga, İsmail Varol, Necabettin Yal, Çocuk Oyuncular: Ufuk Enünlü, Tuncay Toron,
Konu: Yazarın küçüklüğünden beri çektiği hastalık onu hastahanelerden tiksin-dirmiştir. Fakat durumu ciddiyetini korumaktadır. Annesi ile kenar mahallelerin birinde virane ahşap bir evde yaşamaktadır.
Bir gün ameliyat olması gerektiğini öğrenip hastahaneden döndüğünde evde annesini bulamaz ama odanın halinden annesinin şiddetli bir baş ağrısı geçirdiğini anlar. O sırada annesi gelir. Yazar ise annesini üzmemek için ona gerçekleri anlatmaz. Kendi doktoruna gidip ona gözükmesi gerektiğini söyler. Annesi yazarın Erenköy’e gideceğini öğrenince paşanın da onu merak ettiğini söyler. Ertesi gün yazar önce paşaya gider. Paşa ilk olarak sağlık durumunun nasıl olduğunu sorar yazar da kaçamak cevaplar vererek olayı geçiştirir. Daha sonra odaya Nüzhet gelir yazardan getirmesini istediği kitapları alır. Kızı gidince paşa yazara bir de doktor Ragıp Bey’ e görünmesini tavsiye eder. Paşanın uzaktan akrabası olan yazar küçük yaşlardan beri onunla konuşur, ona kitap okur. O akşam yine bir roman okumaktadır fakat paşa uyuyunca Nüzhet’ le birlikte bahçeye gider ve muhabbet ederler. Yazar on beş yaşında ve aralarında dört yaş olmasına rağmen Nüzhet’i sevmek-tedir. Ancak onun da aynı duyguları hissettiğinden emin olmaz. Bahçede konuşurken doktor Ragıp’ın Nüzhet’i istediğini duyunca önce üzülür ama Nüzhet oralı olmayınca, duyduğu şüpheye rağmen keyfi yerine gelir.Daha sonra Nüzhet annesinin isteği üzerine uyumaya gider ve yazar da kendine olan tüm güvenini kaybeder.
Hastalığı onu normal yaşından çok daha olgun davranmaya sevk etmiştir. Doktorun ikazlarına rağmen baston kullanmayan yazar o gece yatakta yorgun ve acı içinde kıvranmaktadır. Henüz uyumadan Nüzhet yazarın evine uğrar ve uyuyamadığını bahane ederek tekrar koyu bir muhabbete başlarlar. Ertesi gün yazar erkenden doktora gideceğinden Nüzhet onun uyumasını ister. Fakat yazar ona karşı olan zafiyetini daha fazla saklayamaz, onu kendisine çekip bir kere öper ve Nüzhet şaş-kınlık içerisinde koşarak eve gider.
Sabah olunca yazar Kadıköy’e gider ve paşanın istediği kitapları alır ve sonra da annesine bir ay içerisinde gelemeyeceğini yazar. Oradan da doktora gider fakat operatörün dersi olduğundan görüşemezler. Operatörle akşama görüşebilen yazar ondan baston kullanması ve iyi yemesi ve dinlenmesi konusunda uyarı alır. İşi bitip köşke dönen yazar içeriye girdiğinde kendisinden gizli bir şey konuşulduğunu anlar ve üzüntü içerisinde bahçeye oturmaya çıkar. Daha sonra Nüzhet gelir ve yazar içeri girdiğinde annesinin dolabın arkasında çıplak olduğunu söyleyerek Daha sonra Nüzhet annesinin isteği üzerine uyumaya gider ve yazar da kendine olan tüm güvenini kaybeder.
Hastalığı onu normal yaşından çok daha olgun davranmaya sevk etmiştir. Doktorun ikazlarına rağmen baston kullanmayan yazar o gece yatakta yorgun ve acı içinde kıvranmaktadır. Henüz uyumadan Nüzhet yazarın evine uğrar ve uyuyamadığını bahane ederek tekrar koyu bir muhabbete başlarlar. Ertesi gün yazar erkenden doktora gideceğinden Nüzhet onun uyumasını ister. Fakat yazar ona karşı olan zafiyetini daha fazla saklayamaz, onu kendisine çekip bir kere öper ve Nüzhet şaş-kınlık içerisinde koşarak eve gider.
Sabah olunca yazar Kadıköy’e gider ve paşanın istediği kitapları alır ve sonra da annesine bir ay içerisinde gelemeyeceğini yazar. Oradan da doktora gider fakat operatörün dersi olduğundan görüşemezler. Operatörle akşama görüşebilen yazar ondan baston kullanması ve iyi yemesi ve dinlenmesi konusunda uyarı alır. İşi bitip köşke dönen yazar içeriye girdiğinde kendisinden gizli bir şey konuşulduğunu anlar ve üzüntü içerisinde bahçeye oturmaya çıkar. Daha sonra Nüzhet gelir ve yazar içeri girdiğinde annesinin dolabın arkasında çıplak olduğunu söyleyerekonu rahatlatır. Fakat akşam Nurefşan ona gerçekleri yani Nüzhet ile doktor Ragıp’ın durumlarını konuştuklarını söyler. Yazar hayal kırıklığına uğrar ve Nüzhet’ in odasına konuşmaya girer. Nüzhet yine yazarı ikna eder. Daha son-ra ikisi de uyurlar.
Ertesi günü Nüzhet’le bahçede geçiren yazar Nüzhet’le cinsel yakınlaşmalara girer. O akşam doktor Ragıp yemeğe gelir ve yazar hiç oralı olmaz. Konukları gidince Paşa yazara doktor hakkında görüşlerini sorar o da Ragıp’ı Nüzhet’e yakıştıramadığını söyler bunu duyan yengesi de içinden yazara karşı kin tu-tar.
Bir gün yazar yengesinin Nüzhet’i mikroplara karşı uyardığını ve eşyalarımızı ayırdım dediğini duyar ve bunun üzerine evi terk etme kararı alır. Ancak annesinin de o gün paşalara geleceğini duyması kararını değiştirmesine neden olur
Hızla geçen günlerden sonra nihayet evine dönen yazarın ağrıları gün geçtikçe arttığından annesi onu fakülteye götürür. Operatör ona durumun ciddiyetini hatırlatır ve yerinden bile kıpırda-mamasını ister. Evi birden kalabalıklaşan yazarın yakınları onu teselli etmeye çalışır. Tekrar fakülteye gittiğinde operatör bacağın kesilmesi gerektiğini söyler fakat buna razı olmayan yazar birdenbayılıverir. Bundan etkilenen operatör kasaplardan farkı olmaları gerektiğini söyleyip yazara, üç aylık bir sürede bacağını kurtarmak için hastanede kalması gerektiğini söyler. Yazar bunu kabul etmek zorunda kalır ve Dokuzuncu Harici-ye Koğuşuna yatırılır. Burası ona hapishane gibi gelir ve ilk gecesi olaylı biter. Bu korkuya dayanamaz ve bütün gücüyle bağırıp çağırır. Zor geçen günlerin sonunda ameliyat günü gelir. Ameliyatı bitince yedinci pansumanda doktor bacağın kurtulduğunu ancak yer basamayacağını söyler.
Daha sonra da Nüzhet’ ten gelen karttan Paşanın hastalandığını Nüzhet’in de doktor Ragıp’ la nikahlanacağını öğrenir. Acılar içinde geçen günlerin sonunda annesi doktor Mithat ve arkadaşı onu hastaneden taburcu ettirirler. “www.edebiyatogretmeni.net ”
” Saydam psikolojik bir romanı olayları da değiştirerek sinemamız kalıplarına uydurur. 15 yaşında ki kahramanı Kartal Tibet'e (29 yaşında iken) oynatır, aşık olduğu kendisinden büyük akraba kızını ise 20 yaşındaki Hülya Koçyiğit'e. Aralarında bu kadar yaş farkı bulunan kahramanlarımız filmde aynı yaşta buluşturulurlar. Hastalıklı, ad bile konulmamış roman kahramanını filmde (artık adı vardır:
Burhan zaman zaman bacağında ağrılar hissetse de diğer kişilere üstünlük sağlayan biri yapar, çıkar. Fakat hastalığın altını çizmeyi de unutmaz. Romanda platonik kalan aşk filmde karşılık bulacak, fakat olanaksızlıkların getirdiği olaylar (Nüzhet'in bir doktorla evlenmesi, Burhan'ı tedavi eden kocasının, ameliyat masasında ki sayıklamalardan sonra karısından şüphelenmesi ve ameliyatı yapmayarak bacağın kesilmesine olanak hazırlaması ve karısı tarafından vurulması, bacağın kesilme ve Nüzhet'in asılma korkusu) aşıkları intihara sürükleyecektir (Burhan Nüzhet'i vurduktan sonra intihar eder). “Orhan Ünser, “Kelimelerden Görüntüye)
DİŞİ KİLLİNG (1967)
Yönetmen:Aram Gülyüz
Senaryo:Erdoğan Tünaş
Kamera:Cengiz Batuhan
Yapım:Metro Film / Aram Gülyüz
Oyuncular: Tanju Gürsu, Gülgün Erdem (Dişi Killing), Gülten Ceylan, Birsen Ayda, Muzaffer Nebioğlu, Güzin Özipek, Hasan Ceylan, Hüseyin Zan,
Konu: Kocası tarafından sevgilisiyle basılıp, yüzüne kezzap atılan bir kadının intikam öyküsü.
Senaryo:Erdoğan Tünaş
Kamera:Cengiz Batuhan
Yapım:Metro Film / Aram Gülyüz
Oyuncular: Tanju Gürsu, Gülgün Erdem (Dişi Killing), Gülten Ceylan, Birsen Ayda, Muzaffer Nebioğlu, Güzin Özipek, Hasan Ceylan, Hüseyin Zan,
Konu: Kocası tarafından sevgilisiyle basılıp, yüzüne kezzap atılan bir kadının intikam öyküsü.
14 Ağustos 2016 Pazar
DEVLERİN İNTİKAMI (1967)
Yönetmen: Feyzi Tuna
Senaryo : Feyzi Tuna, Tarık Dursun Kakınç (*)
Foto Direktörü: Ali Yaver
Yapım:And Film / Turgut Demirağ
Oyuncular: Fikret Hakan, Tanju Gürsu, Erkut Taçkın, Zeynep Aksu, Tugay Toksöz, Erol Taş
Konu: Sevdiği kızın köyün ağasıyla zorla evlendirilmesi karşısında, düğün gecesi kaçıran sevgilinin maceralı öyküsü
________________________________________
(*) Amerikalı yazar Frank O’Rourke nin bir hikayesinden Richard Brooks’un senerayosunu yazdığı ve yönettiği 1966 yapımı ve başrollerini, Burt Lancester, Lee Marvin, Robert Ryan, Jack Palance ve Claudia Cardinale’nin oynadıkları “ Professionals” (Profesyoneller) filminden uyarlama.
Senaryo : Feyzi Tuna, Tarık Dursun Kakınç (*)
Foto Direktörü: Ali Yaver
Yapım:And Film / Turgut Demirağ
Oyuncular: Fikret Hakan, Tanju Gürsu, Erkut Taçkın, Zeynep Aksu, Tugay Toksöz, Erol Taş
Konu: Sevdiği kızın köyün ağasıyla zorla evlendirilmesi karşısında, düğün gecesi kaçıran sevgilinin maceralı öyküsü
________________________________________
(*) Amerikalı yazar Frank O’Rourke nin bir hikayesinden Richard Brooks’un senerayosunu yazdığı ve yönettiği 1966 yapımı ve başrollerini, Burt Lancester, Lee Marvin, Robert Ryan, Jack Palance ve Claudia Cardinale’nin oynadıkları “ Professionals” (Profesyoneller) filminden uyarlama.
DEMİR YUMRUKLU ÜÇLER (1967)
“Yalan Bazen Tatlıdır”
Yönetmen:Nişan Hançer
Senaryo:Safa Önal
Kamera:Mike Rafaelyan
Müzik:Rauf Tözüm
Yapım:Birsel Film / Özdemir Birsel
Oyuncular: Ekrem Bora, Esen Püsküllü, Kuzey Vargın, Neriman Köksal, Hüseyin Baradan, Süleyman Turan, Vahi Öz, Su-zan Avcı, Ali Şen, Yılmaz Gruda, Avni Dilligil, Sadettin Erbil, Sevim Sevil
Konu: Çevresine korku salan üç kaba-dayının macerası
Yönetmen:Nişan Hançer
Senaryo:Safa Önal
Kamera:Mike Rafaelyan
Müzik:Rauf Tözüm
Yapım:Birsel Film / Özdemir Birsel
Oyuncular: Ekrem Bora, Esen Püsküllü, Kuzey Vargın, Neriman Köksal, Hüseyin Baradan, Süleyman Turan, Vahi Öz, Su-zan Avcı, Ali Şen, Yılmaz Gruda, Avni Dilligil, Sadettin Erbil, Sevim Sevil
Konu: Çevresine korku salan üç kaba-dayının macerası
DEMİR KAPI (1967)
Yönetmen:T. Fikret Uçak
Senaryo:Yahya Benekay
Görüntü Yönetmeni:Özdemir Öğüt
Yapım:Dede Film / Mahmut Dedehayır
Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Salih Güney, Suphi Tekniker, Ali Şen, Nisa Serezli, Nedret Güvenç
Senaryo:Yahya Benekay
Görüntü Yönetmeni:Özdemir Öğüt
Yapım:Dede Film / Mahmut Dedehayır
Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Salih Güney, Suphi Tekniker, Ali Şen, Nisa Serezli, Nedret Güvenç
DELİ FİŞEK (1967)
Yönetmen:Aram Gülyüz
Senaryo:Erdoğan Tünaş
Kamera:Cengiz Batuhan
Yapım:Metro Film / Aram Gülyüz
Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Önder Somer, Erden Güvenç (Ses Mecması Kapak Yıldızı), Birsen Ayda, Nubar Terziyan, Güzin Özipek, Muzaffer Nebioğlu, Mürvet Sim, Hüseyin Zan, Tanju Gürsu, Vasfi Uçaroğlu, Gülgun Erdem
Konu: Cinayetin tek görgü tanığı bir kadının macera dolu öyküsü.
Senaryo:Erdoğan Tünaş
Kamera:Cengiz Batuhan
Yapım:Metro Film / Aram Gülyüz
Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Önder Somer, Erden Güvenç (Ses Mecması Kapak Yıldızı), Birsen Ayda, Nubar Terziyan, Güzin Özipek, Muzaffer Nebioğlu, Mürvet Sim, Hüseyin Zan, Tanju Gürsu, Vasfi Uçaroğlu, Gülgun Erdem
Konu: Cinayetin tek görgü tanığı bir kadının macera dolu öyküsü.
ÇİRKİN KRAL AFFETMEZ (1967)
Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo:Aydın Engin,
Kamera:Rafet Şiriner
Yapım:İrfan Film / İrfan Atasoy
Ender Işık Servisi: Mehmet Çakar, Müzik ve Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Negatif Montaj: Ender Teker, Montaj-Senkron: Mustafa Krent, Celal Keskin, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Hüseyin İnce, Şeref Mehtap, Fehmi Acar, (Lale Film Stüdyo-sunda Hazırlanmıştır)
Oyuncular: Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Yıldırım Gencer, Nuran Aksoy, Tuncer Necmioğlu, Mahmut Özbilgün, Remzi Heybet, Ferit Adalar, Doğan Şengölge, Tahsin Beyazyürek, Sekan Özden, Mete Mert, Dursun Sert, Attila Ünalan, Ali Özkon, Mehmet Karadeniz
Konu: Bir çeltik fabrikasının kasası soyulur. Soygun sırasında veznedarı ve bekçiyi öldürürler. Polis, soygun yerinde yaptığı inceleme sonucunda suç delili ola-rak bir kol düğmesi bulur. Tüm şüpheler fabrikanın müdürü Mustafa'nın (Tuncer Necmioğlu) üzerinde odaklaşır. Polis, Mustafa'nın evine ani bir baskın düzen-ler. Cinayet mahallinde bulunan kol düğmesinin diğer eşi, Mustafa'nın göm-leğindedir.
Mustafa, duruşmada suçsuzluğunu ispat etmeye çalışsa da sonuç değişmez. Fabrikanın sahibi, berberi, eczacısı, Mustafa'nın aleyhinde ifade verir. Mahke-mesi devam etmek üzere Mustafa hap-se girer.Ayşe (Nebahat Çehre), Mustafa'nın kız kardeşidir. Ona göre ağabeyi suçsuzdur, bir oyuna gelmiştir. Hapishaneye ziyarete gittiğinde, ağabeyi Ayşe'ye bir adres verir. Acele Yusuf Taci (Yılmaz Güney) adlı adamı bulup ondan yardım isteyecektir. Ayşe, uzun bir tren yolculuğundan sonra evi bulur. Bahçesinde mezarlar olan garip bir taş evdir burası. Çiçek sulayan Yusuf’a ağabeyinin zor durumda olduğunu söyleyip yardımını isler. Yusuf, önce karşı çıkar. Çünkü Mustafa kan düşmanıdır. Onu öldürmeye yemin etmiştir. Bahçesindeki me-zarlarda annesi, babası ve kardeşleri yatmaktadır. Ayşe'nin ısrarlarına dayanamayan Yusuf, yardım etmeye söz verir. Bu arada Mustafa'nın ölüm kararını da ertelemiş olur. Ancak onu kurtardıktan sonra öldürecektir.
Yusuf, Ayşe'yle birlikte Adana'ya doğru yola çıkar. Mustafa'yı ziyaret edip ge-rekli bilgileri alır. Fabrikatör Yıldırımın (Yıldırım Gencer) baskılarıyla yalancı şahitlik yapan berber ve eczacıyla görüşür. Ölüm korkusuyla her ikisi de sır vermez. Tüm bu gelişmeleri adanılan aracılığıyla izleyen Yıldırım, eczacıyla berberin öldürülme emrini çoktan vermiştir.
Mustafa'nın karısını (Nuray Aksoy) da ayarlayıp onunla dost hayatı yaşayan Yıldırım, Yusuf’u tuzağa düşürmek için bir oyun hazırlar. Bir kadın, Yusugf’a telefon edip randevu ister. Olaylarla ilgili bazı bilgiler verecektir. Kadının evinde buluşurlar. Bu bir tuzaktır. Kadında Yıldırım'ın kızı. Evde saklanan iki silahlı adam Yusuf’u kıskıvrak yakalarlar. Yusuf, düşmanı Yıldırım’ın karşısındadır. Elleri kolları bağlanmıştır. Ertesi gün ise Mustafa'nın duruşması vardır. Yusuf, çekelinin gizli bir yerinden güçlükle çıkardığı jileti kullanıp ipleri keser. Yan odada kumar oynayan Yıldırım'ın adamlarını atlatıp kaçmayı başarır. Arabasını deli gibi süren Yusuf, duruşmaya getirilen Mustafa'yı mahke-me kapısı önünden kaçırır.Olaylar hızla birbiri ardına gelişirken Yıldırım da adaml Mustafa'nın oğlunu ve kız kardeşini kaçırtmıştır. Fabrikanın gizli bir odasında ağızları bantlanmıştır. Yusuf, Mustafa'yla birlikte fabrikaya gelir. Silahlı çatışmanın bağladığı sırada, iz süren polis fabrikayı sarar. Yıldırım teslim olur ve suçunu itiraf eder, Yusuf’un sayesinde kendini temize çıkaran Mustafa'yı başka bir tehlike bek-lemektedir. Kan davalısı Yusuf’tan nasıl kurtulacaktır? Namlunun ağzındadır. Mustafa, bundan böyle yalnızca oğlu için yaşayacaktır. Ayşe aralarına girer. "Önce beni öldürün," der. Ve aralarındaki kan davasını dostlukla çözmeleri-ni önerir. Yusuf, yeminini bozar ve kurşunları çıkarıp silahını da barajın sularına fırlatır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”
Filmin senaryosunu Aydın Engin yazdı. Yılmaz Atadeniz'Ie Yılmaz Güney de çekim sırasında bazı eklemeler yaparak temel konuyu geliştirdiler. Filmin piyasa-ya çıkarılan VCD'sinde ise (ikinci yarıda) bazı sahnelerin tekrarları yer almaktadır. (Agah Özgüç)
Senaryo:Aydın Engin,
Kamera:Rafet Şiriner
Yapım:İrfan Film / İrfan Atasoy
Ender Işık Servisi: Mehmet Çakar, Müzik ve Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Negatif Montaj: Ender Teker, Montaj-Senkron: Mustafa Krent, Celal Keskin, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Hüseyin İnce, Şeref Mehtap, Fehmi Acar, (Lale Film Stüdyo-sunda Hazırlanmıştır)
Oyuncular: Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Yıldırım Gencer, Nuran Aksoy, Tuncer Necmioğlu, Mahmut Özbilgün, Remzi Heybet, Ferit Adalar, Doğan Şengölge, Tahsin Beyazyürek, Sekan Özden, Mete Mert, Dursun Sert, Attila Ünalan, Ali Özkon, Mehmet Karadeniz
Konu: Bir çeltik fabrikasının kasası soyulur. Soygun sırasında veznedarı ve bekçiyi öldürürler. Polis, soygun yerinde yaptığı inceleme sonucunda suç delili ola-rak bir kol düğmesi bulur. Tüm şüpheler fabrikanın müdürü Mustafa'nın (Tuncer Necmioğlu) üzerinde odaklaşır. Polis, Mustafa'nın evine ani bir baskın düzen-ler. Cinayet mahallinde bulunan kol düğmesinin diğer eşi, Mustafa'nın göm-leğindedir.
Mustafa, duruşmada suçsuzluğunu ispat etmeye çalışsa da sonuç değişmez. Fabrikanın sahibi, berberi, eczacısı, Mustafa'nın aleyhinde ifade verir. Mahke-mesi devam etmek üzere Mustafa hap-se girer.Ayşe (Nebahat Çehre), Mustafa'nın kız kardeşidir. Ona göre ağabeyi suçsuzdur, bir oyuna gelmiştir. Hapishaneye ziyarete gittiğinde, ağabeyi Ayşe'ye bir adres verir. Acele Yusuf Taci (Yılmaz Güney) adlı adamı bulup ondan yardım isteyecektir. Ayşe, uzun bir tren yolculuğundan sonra evi bulur. Bahçesinde mezarlar olan garip bir taş evdir burası. Çiçek sulayan Yusuf’a ağabeyinin zor durumda olduğunu söyleyip yardımını isler. Yusuf, önce karşı çıkar. Çünkü Mustafa kan düşmanıdır. Onu öldürmeye yemin etmiştir. Bahçesindeki me-zarlarda annesi, babası ve kardeşleri yatmaktadır. Ayşe'nin ısrarlarına dayanamayan Yusuf, yardım etmeye söz verir. Bu arada Mustafa'nın ölüm kararını da ertelemiş olur. Ancak onu kurtardıktan sonra öldürecektir.
Yusuf, Ayşe'yle birlikte Adana'ya doğru yola çıkar. Mustafa'yı ziyaret edip ge-rekli bilgileri alır. Fabrikatör Yıldırımın (Yıldırım Gencer) baskılarıyla yalancı şahitlik yapan berber ve eczacıyla görüşür. Ölüm korkusuyla her ikisi de sır vermez. Tüm bu gelişmeleri adanılan aracılığıyla izleyen Yıldırım, eczacıyla berberin öldürülme emrini çoktan vermiştir.
Mustafa'nın karısını (Nuray Aksoy) da ayarlayıp onunla dost hayatı yaşayan Yıldırım, Yusuf’u tuzağa düşürmek için bir oyun hazırlar. Bir kadın, Yusugf’a telefon edip randevu ister. Olaylarla ilgili bazı bilgiler verecektir. Kadının evinde buluşurlar. Bu bir tuzaktır. Kadında Yıldırım'ın kızı. Evde saklanan iki silahlı adam Yusuf’u kıskıvrak yakalarlar. Yusuf, düşmanı Yıldırım’ın karşısındadır. Elleri kolları bağlanmıştır. Ertesi gün ise Mustafa'nın duruşması vardır. Yusuf, çekelinin gizli bir yerinden güçlükle çıkardığı jileti kullanıp ipleri keser. Yan odada kumar oynayan Yıldırım'ın adamlarını atlatıp kaçmayı başarır. Arabasını deli gibi süren Yusuf, duruşmaya getirilen Mustafa'yı mahke-me kapısı önünden kaçırır.Olaylar hızla birbiri ardına gelişirken Yıldırım da adaml Mustafa'nın oğlunu ve kız kardeşini kaçırtmıştır. Fabrikanın gizli bir odasında ağızları bantlanmıştır. Yusuf, Mustafa'yla birlikte fabrikaya gelir. Silahlı çatışmanın bağladığı sırada, iz süren polis fabrikayı sarar. Yıldırım teslim olur ve suçunu itiraf eder, Yusuf’un sayesinde kendini temize çıkaran Mustafa'yı başka bir tehlike bek-lemektedir. Kan davalısı Yusuf’tan nasıl kurtulacaktır? Namlunun ağzındadır. Mustafa, bundan böyle yalnızca oğlu için yaşayacaktır. Ayşe aralarına girer. "Önce beni öldürün," der. Ve aralarındaki kan davasını dostlukla çözmeleri-ni önerir. Yusuf, yeminini bozar ve kurşunları çıkarıp silahını da barajın sularına fırlatır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”
Filmin senaryosunu Aydın Engin yazdı. Yılmaz Atadeniz'Ie Yılmaz Güney de çekim sırasında bazı eklemeler yaparak temel konuyu geliştirdiler. Filmin piyasa-ya çıkarılan VCD'sinde ise (ikinci yarıda) bazı sahnelerin tekrarları yer almaktadır. (Agah Özgüç)
ÇİFTE TABANCALI DAMAT (1967)
Yönetmen:O. Nuri Ergün
Senaryo :Safa Önal
Kamera:Kenan Kurt
Yapım :Akün Film / İrfan Ünal , Ünal Akçaoğlu
Prodüksiyon Amiri: İbrahim Seven, Prodüksiyon Asistanı: Server, Set Amiri: Basri Büyükcan, Set Ekiibi: Yusuf Küçük Öner, Yılmaz Erdil, Ar Direktör: Yüksel Tanık, Makyaj Direktörü: Zeki Alpan, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıkan, Senkron: Arif Özalp, Kemal Çokcan, Negatif Montaj: Ali Berkan, Osman Bilen, Laboratuvar: Recai Karataş, Işıklar Fehmi Eryılmaz, Kamera Asistanı: Salih Dikişçi,
Oynayanlar: Öztürk Serengil (Red Kit Ahmet), Münir Özkul (Frank Fuat), Zeynep Aksu, Kadir Savun (Toro Cafer), Vahi Öz (Para Babası), Nubar Terziyan (Toro’nun babası), Mürüvvet Sim (Dul Roza Hüsniye), Süha Doğan (Şerif) , Osman Alyanak, Gülgün Erdem, Necip Tekçe, Haydar Karaali, Haydar Karayer (Kovboy), Hasan Ceylan, Timuçin Caymaz, Selahi İçsel, Hamdi Baba Oktay, Mustafa Yavuz, Erten Üçgözen,
Konu: Hayal görüp kendini Red Kit sanan bir adamın komik öyküsü .
Senaryo :Safa Önal
Kamera:Kenan Kurt
Yapım :Akün Film / İrfan Ünal , Ünal Akçaoğlu
Prodüksiyon Amiri: İbrahim Seven, Prodüksiyon Asistanı: Server, Set Amiri: Basri Büyükcan, Set Ekiibi: Yusuf Küçük Öner, Yılmaz Erdil, Ar Direktör: Yüksel Tanık, Makyaj Direktörü: Zeki Alpan, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıkan, Senkron: Arif Özalp, Kemal Çokcan, Negatif Montaj: Ali Berkan, Osman Bilen, Laboratuvar: Recai Karataş, Işıklar Fehmi Eryılmaz, Kamera Asistanı: Salih Dikişçi,
Oynayanlar: Öztürk Serengil (Red Kit Ahmet), Münir Özkul (Frank Fuat), Zeynep Aksu, Kadir Savun (Toro Cafer), Vahi Öz (Para Babası), Nubar Terziyan (Toro’nun babası), Mürüvvet Sim (Dul Roza Hüsniye), Süha Doğan (Şerif) , Osman Alyanak, Gülgün Erdem, Necip Tekçe, Haydar Karaali, Haydar Karayer (Kovboy), Hasan Ceylan, Timuçin Caymaz, Selahi İçsel, Hamdi Baba Oktay, Mustafa Yavuz, Erten Üçgözen,
Konu: Hayal görüp kendini Red Kit sanan bir adamın komik öyküsü .
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)