Powered By Blogger

22 Ağustos 2016 Pazartesi

SERSERİ (1967)

Yönetmen: Osman Nuri Ergün
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Çetin Gürtop
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu


Oyuncular: Sadri Alışık, Sema Özcan, Senih Orkan, Feridun Çölgeçen, Süleyman Turan, Asuman Arsan, Sadri Karan, Lütfü Engin, Faik Coşkun, Erdoğan Seren, Çetin Başaran, Behçet Nacar


Konu: Hoyrat serseri Kazım, derbeder bir hayat sürmekte kulübesinde tek başına yaşamaktadır. Bir gün Zeynep gelir onunda insani duyguları açığa çıkar.Mahalle baskısı başlar karakola bile şikayet ederler nitekim Kazım dişlidir hepsini pataklar.

Doktora gider Zeynep'in ameliyatı için ama 15 bin lira lazımdır o da gidip bitirimhaneyi soyar lakin gerekli miktarı alır. Ameliyat ettirir yerine arkadaşını (S.TURAN) geçirir. Gözleri açılan Zeynep inanmaz sonrada her şeyi öğrenir. Ce-zaevine (Sultanahmet) gidip Kazım'ı bulur bekleyeceğini söyler.



 

SEFİLLER (1967)

Yönetmen:Zafer Davutoğlu
Senaryo Osman F. Seden Victor Hugo’nun aynı isimli romanından uyarlama.
Kamera:Necati İltaç, Kenan Kurt

Müzik: Tuncer Aydınoğlu
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden


Orkestra: Metin Bükey, Reji Asistanı: Fevzi Tatbak, Erden Kral, Ses: Tuncer Aydınoğlu, Set Ekibi: Recai Karataş, Sedat TUncel, Tanaş Petridis, Montaj-Senkron: Arif Özalp, Negatif Montaj, Ali S. Berkan, Işık: İlhan Aslım, Dekor: Saim N. Bilge, Set Asst.: Rıza Şenışık, Jenerik: Artun Yeres,


Oyuncular: Kartal Tibet (Kemal Ekici/Bekir Özmen/Enver Köksal), Filiz Akın (Tülin), İzzet Günay (Dr Nazım Ekinci), Sevda Ferdağ (Fatma), Kadir Savun (Em. Md.), Senih Orkan, Hüseyin Peyda (Bekir baba), Mümtaz Ener (Vali), Ali Seyhan (Ökkeş), Hasan Ceylan (Salih), Nubar Terziyan (Polis), Nedret Güvenç (Nazım’ın Annesi), Feridun Çölgeçen, Muammar Gözalan (Emniyet Müdürü), Nezihe Güler, Mehmet Ali Akpınar, Hakkı Kıvanç, Faik Coşkun, Ergül Buharalı, Hak-kı Haktan, Süheyl Eğriboz, Lütfü Engin, Mustafa Yavuz, Erdoğan Seren, Adnan İrkut, Saim Nahit Bilge, Zeki Tüney


Konu: Hapsten kaçıp zengin olan ve sonra da geçmişi ile hesaplaşan bir adamın öyküsü.


 Bizde Manakyan Efendi'den Sadi Tek'e kadar birçok tiyatro topluluğu tarafından Sefiller adıyla yıllardan beri oynanan Victor Hugo'nun tarihe mal olmuş ünlü yapıtından yapılan benzetme, sonunda Osman F. Seden'in el çabukluğu ile film haline getirildi. Yabancı yapıtlar nedense bizim bünyemize uyup uymayacağı tartışılmadan, hep kolayına kaçarak adapte edilmektedir. Sefiller'in temeli, Fransız ihtilali'nin üzerine oturtulması imkansızdır Seden yerli film seyircisine alışık olduğu gözyaşı bol acıklı melodram havasını dozunda verebilmek için akla gelmedik mizansenlere başvurmuş. Filme eklediği asılan suçsuz rolündeki Senih Orkan'a sık sık kamerasını çevirerek sehpalar kurdurmuş karşısın-da çırpınan oğlunun ve eşinin önünde boynuna ilmiği geçirtmiş, sallandırıp duruyor. Çocuğa öç yeminleri ettiriyor. Sonunda da filmi Amerikan polisiyelerine taş çıkartırcasına bir tempo ile tabancalı kurşunlu bir şekilde bitiriyor." (Turhan GÜRKAN, Cumhuriyet)



 

SAMANYOLU (1967)

Yönetmen: Orhan Aksoy
Senaryo:Ahmet Üstel, Orhan Aksoy “Kerime Nadir’in romanından”
Eser:Kerime Nadir
Foto Direktörü:İlhan Arakon
Yapım:Erman Film/Hürrem Erman,


Kostüm: Faize Sevim (Koçyiğit) Kurgu: Diamandi Filmeridis Ar Direktör: Fethi Oğuz, Reji Asistanları: Erdoğan Avcı, Gültekin Karakaya, Kameraman: Cengiz Tuna, Set Elemanları: Mustafa Buvan, Halis Özer, Işık Direktörü: Halit Aysan, Set Direktörü: Sonay Kanat, Seslendiren: Yorgo İlyadis, Montaj Senkron:Diamandi Filmeridis, Prodüksiyon Direktörü: Semih Sezerli, (Londra The Rank Stüdyolarında hazırlanmış, Erman Film Stüdyosu’nda seslendirilmiştir.)


Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Önder Somer, Nedret Güvenç, Mine Sun, Sevim Emre, Ömercik Uğur Kıvılcım, Dr. Arşavir Alyanak, Muammer Gözalan, Meral Kurtuluş, Güzin Ozan, Bilge Meltem


KONU: Nejat.. Annesi yıllar önce ölmüş. Yeniden evlenen babası pek ilgilenme-diği için yıllardır teyzesinin evinde. ‘Edebiyat merakı’ nedeniyle eğitimi yarım kalmış. Şiir yazıyor ve ut çalıyor. ‘Yıllardır gizli bir aşkla sevdiği’ Zülal de onu seviyor ama bu (şimdilik) ‘daha ziyade hayatta muvaffak olamamış bir akraba çocuğuna karşı beslenen acımaya benzer bir duygu’.
Zülal.. Annesi ve Dadısı ile yaşıyor. Koleji bitirmiş ve delikanlının terhis olduğu günün ertesinde diplomasını alıyor. ahşap iskelede Nejat’a “Dinlen tabii ama bu aylarca sürmesin” derken ne kadar kırıcıydı. İlginçtir, ‘okumamış’ Nejat sonradan romanları kapışılan bir yazar olacak ama Zülal’i bir işte çalışır-ken göremeyeceğiz. Üstelik gözü yükseklerde. Didar’a ‘aşık olacağı erkekte sosyal durum, servet, şahsiyet gibi şey-ler aradığını’ söylemişti.


İş bulma sıkıntısı içindeki Nejat bir okul arkadaşı ile karşılaşır; Namık. Çapkınlığı onu gördüğümüz ilk sahneden belliydi. Mühendislik eğitimini Amerika’da ta-mamlamış şimdi Ankara’da çalışıyor. ‘ona iş bulacağına söz verir. Bir gün Nejat, babasından (romanda, üvey annesi Nedime’den) bir mektup alıyor. Yaşlı adam hasta ve onu son bir kez görmek istiyormuş.
Cenazeden sonra Yalı’ya döndüğünde Namık’ın onu aradığını öğrenir. Zülal’in “Çok efendi, çok sempatik bir genç” sözleri yüreğine oturuyor.


O sırada arkadaşı, Nejat’a eniştesinin fabrikasında iş bulmuş. İşe alınmasını viski içip ‘ kutladıkları gazinoda Namık, Zülal’le evlenmek istediğini söylüyor. İş için yaptığı iyiliğin ‘bedeli’ de; Nejat bu konuda ona yardımcı olacak. Günler sonra Zülal’in nişanı. Didar ise sofrada bir eksik olup olmadığına bakıyor. O gece Zülal’e aşkını itiraf eder. Birkaç gün sonra ise bakmaya kıyama-dığı genç kızı önce 40 yıl geçse de güzelliğinden bir şey kaybetmeyecek şekilde öpüyor ardından (romanda bir, filmde iki) tokat atar. Kırgınlıklar, barışmalar. Zülal, Namık’la evlenip İzmir’e giderken Nejat’ın dudaklarında, üzüntüsünü gizlemeye çalışan ‘iğreti ve şaşkın bir gülümseyiş’. “Tanrının insanlara verdiği tahammül gücü meğer ne sonsuzmuş..Hayatın ‘Zülal’den ibaret olmadığına kendini inandırmaya başlıyor

6 yıl süren bir ayrılık. Zülal’in bir çocuğu olur; Erol. Nejat ise ünlü bir yazar. Namık, işleri (ve bitmeyen çapkınlıkları) nedeniyle ailesini İstanbul’a getirtir. Metreslerinden biri Nejat’ın üvey kardeşi Nebahat’mış. Kahramanımız bunu öğrenince kardeşinin payına iki, Namık’a bir tokat (ama Nejat buna yumruk diyor) düşer. Filmin sonunda onların sevgilerini anlayan Namık, Nejat’ı tabancayla yaralar. Sonra, filmde kendi şakağına bir kurşun sıkarak romanda ise yürek dur-ması sonucu ölür. (Murat Çelenligil “editör”– sinematürk veri tabanı)



 

RİNGO KAZIM (1967)

Yönetmen:Türker İnanoğlu
Senaryo:Safa Önal (*)
Operatör Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu


Operatör Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Reji Asistanı: Erdal Aksü, Fotoğraflar: Metin Öven, Işık Şefi: Mehmet Çakar, Şevket Yılmaz, Jenerik: Refik Onubil, Işık Şefi: Şevket Yılmaz, Ender Işık Servisi: Mehmet Çakar, Teknik Yönetmen: Mehmet Bozkuş, Prodüksiyon Amiri:Memduh Karakaş, Sesleri Alan Tuncer Aydınoğlu, ( Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır.) 


Oyuncular: Sadri Alışık, Selma Güneri, Vahi Öz, Sunay Sun, Hulusi Kentmen, Muallâ Sürer, Feridun Çölgeçen, Mehmet Ali Akpınar, Nevzat Okçugil, Necip Tekçe, Mustafa Dağhan, Melike Çilem, Ahmet Kostarika, Aynur Aydan, Kudret Şandra, Necdet Tosun


KONU: Ringo Kazım (Sadri Alışık) kimsesiz ve yoksul bir taksi şoförüdür. Para canlısı Şefkati’nin (Vahi Öz) arabasında çalışır. Bir gün Kazım’ın taksisine El Seyid adlı bir elmas kaçakçısı biner. Elması kaçıran El Seyid onu İstanbul’da başka birine verecektir. Peşinde Hasan (Feridun Çölgeçen) ve adamları vardır. El Seyid otelin önünde taksi parasını ödemeden iner. Bir süre bekleyen Ringo Kazım taksinin parasını alamadı-ğı için, haber verdiği Şefkati ile arkasın-dan gittiğinde El Seyid’i yaralanmış bulur. Hasan ve adamları elması ararken El Seyid gizlice taksiye saklanır. Ölmeden önce ikisine bir saat verir ve Hüsniye (Mualla Sürer) adlı bir kadına teslim etmelerini ister. El Seyid’den paralarını alamadıkları için ona kızgın olan Ringo Kazım ile Şefkati suçun üzerlerine kalmasından korkup cesedi yok etmeye çalışırlar. Ama beceriksizliklerinden cesedi yok edemeyip polise giden Kazım’la Şefkati tutuklanır, suçsuz oldukları için bırakılırlar. Polise anlatmayıp gizledikleri saati tarif edildiği gibi Hüsniye adlı kadına götürürler. Hüsniye El Seyid’in öldüğünü duyup saati almaz ve onu Tarabya’da Hallal’a (Necdet Tosun) vermelerini söyler. Konuşmayı duyan otel sahibi Hasan’a haber verir. Elmasın Kazım ve Şefkati’de olduğunu öğrenen Hasan barda çalışan Nurten ve Leyla (Selma Güneri) aracılığıyla elmasın yerini öğrenmek için ikisine tuzak kurdurur. İki kadın elmas hakkında hiçbir şey öğrenemez. Bu arada elması ele geçirmek isteyen başkaları da vardır. Onlar da elması almak için otele giderler. Gerçek elması çalıp yerine sahtesini koyacaklardır. Kazım ve Şefkati’yi şeref misafiri olarak pavyonda ağırlayan, Hasan ve adamlarını da oraya çağıran, ama sonra pişman olan Leyla iki kafadarı kaçırıp Hüsniye’nin köşküne götürür.


Kazım ve Şefkati sonunda elmasın saatin içinde olduğunu anlamışlardır. Leyla bu kez silah zoruyla saati ister, Ringo Kazım ise onu kandırıp kol saatini verir. Hallal Leyla’nın getirdiği saatin sahte olduğunu öğrenince küplere biner. Dolandırıldığını anlayan Leyla çok utanmıştır. Müşteri gibi Ringo Kazım’ın taksisine biner. Bu saf ve iyi yürekli taksi şoförüne büyük bir yakınlık duyar. Duyguları karşılıksız değildir. Kazım da genç kadını sevmiştir. Ve arabanın rotası yavaş yavaş nikah memurluğuna doğru yönelir…

__________________________________

(*) Vitorio Metz’in (1904-1984) kendi öyküsünden yazdığı senaryoyu 1964 yılın-da Lucia Fulci’nin (1927-1996) filme ak-tardığı “002 Agenti Segretissimi” isimli İtalyan filminden uyarlama. Bu filmde rol alan başlıca oyuncular: Franco Franchi (1922-1992), Ciccio Ingrassia (1922-2003) ve Carla Calo (1926)


RİNGO GESTAPO'YA KARŞI (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Cevat Okçugil
Operatör:Nejat Okçugil
Yapım:Luna Film / Sadettin Düzgün


Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Yılmaz Gün

düz, Selma Güneri, Sadettin Düzgün, Sunay un, Metin Turan, Tansu Sayın, Hakkı Özgezer, Ali Ekdal, Kudret Karadağ, Mustafa Dik

Konu: Almanya'dan Türkiye'ye kaçırılan altınların çevresinde gelişen bir maceranın öyküsü.

PRANGA MAHKUMU (1967)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo:Fuat Özlüer
Görüntü Yönetmeni:Çetin Gürtop
Müzik:Metin Bükey
Yapım:Erler Film / Türker İnanoğlu


Yönetmen Yardımcısı: Erdal Aksü, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Rauf Tözüm, Şarkılar: Sevim Şengül, Alaaddin Şensoy, Işık Şefi: Şevket Yılmaz, Sanat Yönetmeni: Sohban Koloğlu, Teknik Yönetmen: Mehmet Bozkuş, Sesleri Alan: Süperfon, Negatif Montaj: Erdoğan Kızıldağ, Kostüm: Niyazi Er, Makyaj: Zeki Alpan, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş
(Saner Film Stüdyolarında hazırlanmıştır)


Oyuncular: Cüneyt Arkın (Yüzbaşı Talât), Semiramis Pekkan (Cavidan), Mine Mutlu (Cemile), Önder Somer (Yüzbaşı Necip), Necabettin yal (Koca Osman), Mümtaz Ener (Kerimoğlu), Hulusi Kentmen (Mansur Paşa), Feridun Çölgeçen (Mülâzım İzzet), Dursune Şirin (Dadı), Ahmet Turgutlu (Çavuş), Mahmure Handan (Fatma Teyze), Necip Tekçe, Ali Seyhan, Behçet Nacar, Enver Dönmez, Adnan Mersinli, Faruk Panter, Arap Celal (Cellat), Lütfü Engin (Cellat),

KONU: Padişaha suikast girişimi sonrası Zaptiye nazırı Mansur Paşa (Hulusi Kentmen) emniyet önlemlerini artırır. Yaveri Yüzbaşı Talat (Cüneyt Arkın), diğer yaveri Yüzbaşı Necip’in (Önder Somer) teyze kızı Cemile’ye (Mine Mut-lu) aşıktır. Necip’in de genç kızda gönlü vardır ve saray hafiyesi Mülazım İzzet’le (Feridun Çölgeçen) birlikte Talat’a komplo hazırlar. Düzmece delillerle onu hain gibi gösterir. Talat hapse atılır. Cemile onu kurtarırsa Necip’le evleneceğini söyler. Necip kabul etmiş gibi görünüp Talat’ı tekrar hapse gönderir. Cemile zifaf gecesi intihar eder. Talat, kabadayı Koca Osman’la kaçarken vurulur. Talat, Osman’ın ölmeden önce verdiği yüzükle, Kerimoğlu adlı (Mümtaz Ener) kabadayının yanına gider. Başlarına geçerek “Kara Bela” çetesini kurar. Necip Mansur Paşa’nın kızı Cavidan’la (Semiramis Pekkan) nişanlanır. Talat çetesiyle baskın ve soygunlar yapar. Düzemece bir baskınla Cavidan’ı sözde (!) haydutlardan kurtarıp gönlünü çalar. Cavidan aşık olduğu Talat’a Necip’le evleneceğini ama istemediğini söyler. Talat onu kaçırır. Paşa kızını bulana ödül vaat eder. Kerimoğlu Cavidan’ı ikna edip konağa gönderir. Çünkü çete ve Talat’ın yaşamı tehlikededir. Talat konağa gider, yakalanır. Paşa, kızının geceyi Talat’la geçirdiğini duyunca apar topar Necip’le evlendirmek ister. Talat idam edilecektir. Çete zindanı basar, Talat’ı kurtarır. Konağa nikah hocası kılığında giden Talat öldürmeden önce Mülazım İzzet’den aldığı itiraf belgesini Paşa’ya sunar. Gerçeği anlayan Paşa kızıyla Talat’ın evlenmesine izin verir. İki aşık için mutluluk dolu günler başlar…


 

PAŞA KIZI (1967)

Yönetmen:Türker İnanoğlu
Senaryo:Fuat Özlüer
Kamera:Çetin Gürtop
Yapım:Erler Film / Türker İnanoğlu


Yönetmen Yardımcısı: Erdal Aksu, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Müzik: Metin Bükey, Şarkılar: Alaaddin Şensoy, Işık; Mehmet Çakar, Şevket Yılmaz, Teknik Yönetmen, Mehmet Bozkuş, Sesleri Alan: Marko Buduris, Negatif Montaj: Oral Öztürk, Mahmut Eskici, Laboratuvar: Cemil Orhon, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş, (Yıldız Stüdyolarında hazoırlanmıştır.)


Oyuncular: Kartal Tibet, Filiz Akın, Önder Somer, Avni Dilligil, Şaziye Moral, Gülbin Eray, Mehmet Ali Akpınar, Dursune ŞirinAhmet Kostarika, Refik Onubil, Çetin Dağdelen, Tevhit Soyulgal, Haydar Karael, Enver Dönmez, Necip Tekçe, Ali Seyhan, Renan Fosforoğlu, Mine Soley, Hüseyin Zan,


Konu: Eğlence ortamının yakışıklı udisi Selim (Kartal Tibet), Kerim Paşa’nın (Avni Dilligil) kızı Nilgün (Filiz Akın) ve yeğeni Pervin’e (Gülbin Eray) musiki dersi vermektedir. Pervin’in ilgisini hisseden Selim kendini çeker. Ağabeyi Necip’se (Önder Somer) Selim’den hoşlanmaz. Selim’le Nilgün birbirlerine aşık olur, ama ikisi de açılamaz. Mektuplaşırlar. Kerim Paşa kızını Necip’le evlendirmek ister. Nilgün itiraz ederse de paşanın kararı kesindir. Pervin’den kızının davranış nedenini öğrenmek isteyen Kerim Paşa, onun izlemesiyle Selim’le ilişkisini ve mektupları öğrenir. Selim’e kızından uzak durmasını söyler. İki sevgili kaçmaya karar verir. Selim girdiği konakta Necip’le karşılaşır ve kaçar. Paşa’nın emriyle arkasından giden Necip ve zaptiyeler Selim’in annesine işkence edip yaralarlar. Selim eve geldiğinde annesi bunu Necip’in yaptığını söyler ve ölür. Selim Necip’in tuzağından kurtulup, iki zaptiyeyi vurur ve dağa eşkıya dayısı Kanunsuz Bekir’in yanına gider. İntikam için yaman bir eşkıya olur. Artık haksız servetlerin düşmanı, zaptiyenin korkulu rüyasıdır. Dayısı ise Paşa’ya zarar vermek için düğün esnasında kızı Nilgün’ü kaçırır, genç kıza tecavüz etmek ister. Selim dayanamaz, Bekir’i öldürüp Nilgün’ü kurtarır ve eşkıya başı olur. Paşa’nın yanına gidip annesinin hesabını sorar. Paşa olaydan haberi olmadığını, araştıracağını söyler. Katilin Necip olduğunu öğrenir. Tam tutuklatacağı sırada Necip’in öldürmek istediği Kerim Paşa’yı Selim son anda kurtarır. İkisi birlikte Nilgün’ün yanına giderler. Biricik kızına kavuşan Paşa, Nilgün’le Selim’in evlenmelerine izin verir. İki genci mutlu bir yaşam beklemektedir…


 

PARMAKLIKLAR ARKASINDA (1967)

Yönetmen:Mehmet Bozkuş
Senaryo:Bülent Oran
Kamera:Çetin Gürtop
Yapım:Erler Film / Türker İnanoğlu


Yönetmen Yardımcısı: Erdal Aksu, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Fotoğraflar: Metin Öven, Işık Şefi: Mehmet Çakar, Şevket Yılmaz, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş,
(Acar Film stüdyosunda hazırlanmıştır).


Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Kartal Tibet, Tanju Gürsu, Birsen Ayda, Feridun Çölgeçen, Enver Dönmez, Mehmet Ali Akpınar


Konu: Fabrikada şoför olarak çalışan Ali (Kartal Tibet) ile fabrikada işçilik yapan Gül (Hülya Koçyiğit) birbirlerine aşık, ama parasızlık yüzünden evlenemeyen iki gençtir. Patronun yeğeni Turgut (Tanju Gürsu) Gül’e vurgundur. Onu sürekli taciz etmekte, öte yandan kendisi de kumar tutkusu ile borca batmış durumdadır. Bu halinden bıkan amcası para vermeyi kesince, Turgut borçlarını ödemek için fabrikayı soyma planı yapar. Suçu Ali’ye atıp, Gül’e de kavuşma amacındadır. Gül’ün nöbetçi olduğunu söyleyip Ali’nin fabrikaya gelmesini sağlar. Ali’nin konuştuğu bekçi öldürülür. Ali panikle kaçar, ama bekçi ölmeden önce Ali’yi gördüğünü söyler.


Ali tutuklanır. Turgut iyice Gül’ün üstüne gider. Karşılık alamaz ve onu tehdit eder. Gül komployu anlar, Ali’ye anlatır. Ali hapisten kaçar. Polis peşindedir. Yolda arabasına bindiği, aslında Turgut’un sevgilisi olan Jale (Birsen Ayda) onu evinde saklar. Turgut’tan söz etmez. Peşine düştüğü Turgut ve adamı Gül’ü kaçırır. Jale Turgut’un gizlendiği yeri Ali’ye söyler. Ali Turgut’un adamlarını öldürür ve Gül’ü kurtarır. Turgut ise kaçıp Avrupa’ya gidecektir. Ali ile birlikte pe-şinden giden Gül, bu arada polise de haber vermiştir. Sonunda Turgut adale-tin pençesine yakalanır. Turgut ile Gül içinse, güzel günler başlamıştır

 

ÖMRÜMCE AĞLADIM (1967)

Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo:Bülent Oran “Burhan Bolan’ın bir  hikayesinden”
Operatör:Orhan kapkı
Yapım:Sarıkaya Film/Aziz Sarıkaya


Prodüksiyon Amiri: Sadık Topaloğlu, Set Amiri: Naci Saraç, Reji Asistanı: Celal Ersöz, Operatör Asistanları: Suat Pekak, Tahir Söker, Işıklar: Atacan Boran, Montaj-Senkron: Şerif Gören, Seslendiren: Nevzat Pesen, (Süperfon Stüdyosunda seslendirilmiştir.)


Oyuncular: Ediz Hun (Murat), Sema Öz-can (Benli Melâhat - Leyla), Ayfer Feray Murat’ın annesi), Kuzey Vargın (Ekrem), Saltuk Kaplangı (Gül), Talia Saltı (Melâhat’ın komşusu), Faik Coşkun (Bakkal), Talia sdaltı, Naci Saraç, Faik Coşkun, Küçük Yıldızlar: Nihal Kaplangı (Gül), Canan Sarıkaya (Çiçek), Naci Saraç


Konu: "Şarkıcı Leyla intihar etmiştir komşuları ambulans çağırır, Leyla hayata dönmek istememektedir. Geçmişi hatırlar. Leyla şarkı söyler, Murat çapkın bir denizcidir. Leyla’yı masasına çağırır sohbet edip geç saatlere kadar dans ederler. Sarhoştur evlenme teklifi eder. Gazinonun sahibi Leyla’ya ilgi duymak-tadır. Murat’dan hayır gelmeyeceğini söyler. Ertesi gün Murat bara gelir gece parası kaybolmuştur. Parasını Leyla’nın aldığını söyler onu suçlar. Leyla ise asıl suçlunun kendisi olduğunu kalbini çaldığını söyler. Murat özür diler beraber gezerler. Leyla şehri terk ederek bu hayattan kurtulmak ister.Murat ile nikahlanırlar. Murat annesi ile tanıştırır. Annesi bu işe pek sevinmemiştir. Annesi nasıl tanıştıklarını sorar Leyla gerçeği söyler. Bir türlü anlaşamazlar. Murat, Leyla için sık, sık annesi ile karşı karşıya gelir. Murat’ın amcasının oğlu Ekrem gelir annesinden para ister. Ekrem onları tebrik ederek tanışırlar. Leyla hamiledir, müjdeli haber Murat ve annesine verir herkes sevinir. Anne artık Layla’ya daha iyi davranır. Murat seyahate çıkacaktır, Leyla bu durumdan çok korkar. Murat gider, sürekli mektuplaşırlar. Kızları Gül dünyaya gelir. Murat’ın annesi Ekrem ile plan yaparak Leyla’yı tuzağa düşürüp evden kovarlar. Leyla tekrar bara gelerek işe başlar. Aradan yıllar geçer Gül büyümüştür. Murat Gül’ü sevmez, Annesi Murat’ın durumuna çok üzülür ve yaptıkları hatayı açıklar. Murat tekrar Leyla’yı aramaya başlar bütün barları gezer sonunda bulur. Leyla kendisinin aradığı kişi olmadığını söyler ama Murat peşini bırakmaz. Onu eve götürür kızının odasına girer ağlar, çıkar ve tekrar ben Leyla değilim diyerek çıkar yolda Murat’ın annesi ile karşılaşır, anne ondan özür diler, Gül arkadan anne diyerek seslenir. Leyla Kızına ve Murat’a sarılır."


 

21 Ağustos 2016 Pazar

ÖMRE BEDEL KIZ (1967)

Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo: Sadık Şendil
Görüntü Yönetmeni: Kriton İlyadis
Müzik: Okan Dinçer
Şarkı: Erkut Taçkın
Yapım: Arzu Film / Nahit Ataman, Ertem Eğilmez


Oyuncular: Kartal Tibet, Fatma Girik, Erkut Taçkın, Semiramis Pekkan, ıhsan Yüce, Oya Peri, Birsen Ayda, Papatya Alkaya, Birsen Alkaya, Refik Kemal Arduman, Kayhan Yıldızoğlu, Nezihe Güler, Zeki Alpan, Zeki Sezer


Konu: Vedat (K.Tibet) ve Sedat (E.Taçkın) kardeşlerin sahibi olduğu şirkete bir gün Zeynep (F.Girik) adında bir sekreter alınır. Vedat aynı zamanda Sevgi (S.Pekkan) adında çok kıskanç bir kızla nişanlıdır. Sedat ise çapkındır. Vedat bir kredi işi için Ankara'ya gider-ken yanına Zeynep'i de alır. Zeynep sakar ve çok unutkandır. Ankara'da kalacakları yeri bile bulamazlar ve sonuçta parkta yatarlar. Sevgi ise kıskançlıktan ölmektedir. Ertesi gün Zeynep kalacak bir yer bulamayınca bir gazete ilanıyla iş bulur. Büyük bir köşkte hizmetçi olarak işe başlarlar. Bir gecelik kalacak yer için başlarına gelenler Vedat'ı çıldırtır. Köşke Vedat'ın şirketi için alacağı krediyi verecek olan bankanın genel müdürü akşam yemeğine gelince işler karışır. Aynı akşam eve Sevgi ve babası da davet edilmiştir. Gerçekler ortaya çıkınca kavgalar başlar. Vedat Sevgi'ye her şeyi anlatır ama inandıramaz. Fakat Zeynep'i de kovamaz. Çünkü onu sevmeye başlamıştır.



 

ÖLÜNCEYE KADAR (1967)

Yönetmen: Ertem Eğilmez
Senaryo:Bülent Oran
Görüntü Yönetmeni:Kenan Kurt

Yapım:Akün Film / İrfan Ünal/Recai Alçaoğlu

Laboratuvar: F. Hoşsöz, Sesleri Alan: Yorgo İliadis, Montaj-Senkron: Diamandi Filmeridis,(İpek Film Stüdyosu laboratuvarında yıkanmış ve hazırlanmıştır)


Oyuncular: Kartal Tibet (Kartal), Selda Alkor (Elvan), Tanju Gürsu (Yusuf), Semiramis Pekkan (Sevda), İlhan Hemşeri, Münir Özkul, Funda Postacı,


Konu: Kartal adlı genç delikanlı, en yakın arkadaşının kız kardeşini iğfal ettiğini öğrenince hesap sormaya gider. Arkadaşı da ondan kaçarken tren altında kalır ve ölür. Bütün bu olanlar Kartal’ın yaşamını tamamiyle değiştirir. Artık kaba, kimseyi dinlemeyen asi biri olmuştur. Misafir olduğu bir çiftliğin güzel kızı Kartal’a aşık olur fakat genç adamdan yüz bulamaz.


ÖLÜMSÜZ KADIN (1967)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Memduh Yükman, Kenan Kurt
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Melek Film/Şahan Haki


Oyuncular: Türkan Şoray, Ekrem Bora, Ayfer Feray, Nubar Terziyan, Şaziye Moral, Cevat Kurtuluş, Gülgün Erdem, Muammer Gözaydın, Nezihe Güler, Birol Işın


Konu: Gizli hastalığı nedeniyle ölümü bekleyen bir kadınla, onu deli gibi seven zengin bir işadamının dramatik öyküsü

ÖLÜM SAATİ (1967)

Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Safa Önal
Foto Direktörü :Nejat Okçugil
Yapım:Er Fil m / Berker İnanoğlu


Kurgu: İsak Dilmen, İsmail Gonca, Kamera Asistanı: M. Ali Özdemir, Set Fotoğrafları: Bedrettin Özel, Negatif Kurgu: Ender Teker, Jenerik Kurgu: Refik Onubil, Laboratuvar: Hüseyin İnci, İbrahim Üstüner, Kopya Baskı: Fehmi Acar, Şeref Mehtap, Işık Şefi: Aydın Yurteri, ses Kayıt: Necip Sarıcıoğlu, Senkron: Mustafa Kent, Prodüksiyon Amiri: Sadri Karan


Oyuncular: Ayhan Işık (Ahmet), Sevda Ferdağ (Gülay), Sevda Nur (Selma), Cahit Irgat, Kayhan Yıldızoğlu (Muammer Kurtalan), Süha Doğan (Orhan), Ali Ekdal (Fethi), Hasan Ceylan, Asım Nipton (Rıfat), Kadriye Tuna (Ayşe), Ali Seyhan (Necmi), Mustafa Yavuz (Cemil), Behçet Nacar, Lütfü Engin, Kudret Karadağ, Arap Celal,


Konu: Çevresinde dürüstlüğü ve mertliği ile tanınan şoför Ahmet (Ayhan Işık) annesinin tedavisi için arabasını satmak zorunda kalınca bir başkasının arasında gündelikçi olarak çalışmaya başlar. İşe çıktığı bir gün genç bir kız (Sevda Nur) arabasına binerek takip edildiğini söyleyip hızlı gitmesini söyler. Bir süre peşlerindeki bir arabanın kendilerini takip ettiklerini görürler ve uzun bir kovalayış başlar. Ahmet peşindeki arabalara iznini kaybettirip genç kızı bir otele bırakır ve evine gider.


Peşlerindeki adamlar ise silah zoruyla Ahmet'i tehdit edip genç kızı bıraktığı yeri kendilerine göstermesini ister ve Ahmet de çaresizlikten kızı bıraktığı yeri gösterir. Kızın babası yıllarca önce peşlerine düşen adamlarla banka soymuş sonra da parayı alıp kaçmıştır. Ama ortakları daha sonra iznini bulup öldür-müşler, ne var ki paranın yerini bulamamışlardır. Paranın yerini bilen tek kişi ise genç kızdır. Genç kız kaçmak isterken peşlerindeki adamlar onu öldürüp tüm suçu Ahmet'in üstüne atarlar. Kız ölmeden önce Ahmet'te bir madalyon verir ve bunu verdiği takdirde soygundaki tüm paraya sahip olacağını söyler. Ama kime nerede vereceğini söylemeden ölür. Bu kez Ahmet'in peşine hem paraya sahip olmak isteyen soyguncular hem de cinayet zanlısı olduğu için polisler takılır. Ahmet'in tek yardımcısı ise kendisine yardım eden bir gece kulübünde şarkıcılık ya-pan genç bir kadındır .


 

OYNA BEBEĞİM OYNA (1967)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo Çetin İnanç
Foto Direktörü: Ali Uğur
Yapım: Şahinler Film / Nami Dilmaz


Negatif Montaj: Adriane Muradyan, Laboratuvar Şefi: Semih Pekgöz, Asistanı: İbrahimGüzel, Sesleri Alan: Rauf Tözüm, Işık Mehmet Çakar (Ender Işık Şefi), Kamera Asistanı: Çıta İzzet, Prodüksiyon Asistanı: Kemal Tatlı, Asistan Rejisörler: Çetin İnanç, Kâmil Erşahin,
Ses Film Stüdyosunda hazırlanmıştır, Süperfon’da seslendirilmiştir


Oyuncular: Cüneyt Arkın, Birsen Menekşeli, Suzan Avcı, Sevinç Pekin, Reha Yurdakul, Hüseyin Zan, Asım Nipton, Muammer Gözalan, Abdullah Ataç, Enver Dönmez, Mete Mert, Selahattin İçsel


Konu: Türkiye’de bulunan çok zengin altın madenlerinin çıkarılmasını üzere gelen Amerikan ajanlarının silahlı çatışmalarını konu alan bir film


NOT: Filmin jeneriğinde yer alan isim “OYNA BEBEĞİM OYNA” olarak geçmektedir. Bazı kaynaklarda ve film afişlnde “Yüzbaşı Kemal” olarak adı geçen filmin yapımcısının Fer Film adına Fahriye Tamkan olduğu yazılmaktadır. Film arşivimde bulunan bu filmi seyrettiğim zaman ismin ve konunun Yüzbaşı Kemal ismi ile ilgili bir bağlantısının olmadığı görülmektedir. Filmin afişi değiştirilerek aynı film ikinci kez seyirci karşısına çıkarılmıştır.

  
 

OSMANLI KABADAYISI (1967)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Bülrent Oran
Görüntü Yönetmeni: Çetin Gürtop
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu,


Yönetmen Yardımcısı: Erdal Aksu, Kamera Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Işık: Mehmet Çakar, Şevket Yılmaz, Teknik Yönetmen: Mehmet Bozkuş, Sesleri Alan: Marko Buduris, Negatif Montaj: Oral Öztürk, Mahmut Eskisi, Laboratuvar: Cemil Orhon, Muharrem Gündüz, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karataş, (Yıldız Film Stüdyosunda hazırlanmıştır),


Oyuncular: Kartal Tibet, Selda Alkor, Turgut Özatay, Hulusi Kentmen, Yılmaz Köksal, Mine Soley, Özdemir Han, Dursune Şirin, Necip Tekçe, Hüseyin Zan, Ali Seyhan, Hakkı Haktan, Faik Coşkun, Selahattin İçsel, Enver Dönmez, Adnan Mersinli, Tarzan Çetin, Haydar Karael


Konu: Deli Murat (Kartal Tibet) devrin ünlü kabadayılarından biridir. İyilerin ve zayıfların dostu, kötülerin can düşmanıdır. Eşkıya Gavur Sabri (Turgut Özatay) zaptiye nazırı Haşmet Paşa’nın (Hulusi Kentmen) kızı Nazlı’nın (Selda Alkor) arabasının yolunu keser. Deli Murat ve adamı Murteza (Yılmaz Köksal) onları kurtarır. Nazlı, Murat’tan çok etkilenir. Deli Murat genç kızın, düşmanı Haşmet Paşa’nın kızı olduğunu bilmez. Haşmet Paşa ve zaptiyeleri Murat’ın peşindedir. Çatışmadan kaçan Murat, Haşmet Paşa’nın köşküne girip Nazlı’nın odasına gizlenir ve onun paşanın kızı olduğunu anlar. Nazlı, Murat’ın kaçmasını sağlar. Bu arada yakalanan eşkıya Gavur Sabri, suçunun affedilmesi karşılığı Murat’ı yakalayacağını söyler.


Önce Murteza’yı yakalatıp, tuzak kurarak Deli Murat’ın da yakalanmasını sağlar. Murat’ın idam fermanı çıkar. Nazlı ile dadısı onu kurtarırlar. Babasına da Murat’ın onu eşkıyadan kurtardığı için can borcunu ödediğini söyler. Paşa kızını zengin biri ile evlendirmek ister. Sabri kozunu paylaşmak üzere Murat’ı düelloya çağırır. Bunun bir komplo olduğunu duyan Nazlı haber uçurur. Oraya dilenci kılığında giden Murat’ı kimse tanımaz. Gavur Sabri’nin, zaptiyeleri öldürüp, suçu yıktığı Deli Murat için vur emri çıkar. Nikah günü imam kılığına giren Murat, Nazlı’yı kaçırır. Bu arada Sabri tuzak kurup Murat’ın ağzından yazdığı bir mektupla paşayı öldürmeyi ve suçu yine Murat’ın üstüne atmayı planlar. Böylelikle paşayı kaçırır. Nazlı bile buna inanır. Sabri’nin yerini bulan Deli Murat paşayı kurtarır. Haşmet Paşa kendisini affetmesini ister. En büyük dileği Murat’la Nazlı’yı evlendirmektir