Powered By Blogger

5 Ocak 2018 Cuma

DERTLİ GÖNLÜM (1968)




Senaryo ve Yönetmen: Bilge Olgaç Dostoyevski’nin “Beyaz Geceler”isimli romanından
Kamera: Mustafa Yılmaz
Müzik: Baki Çallıoğlu
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Sadri Alışık, Suna Keskin, Kadir İnanır, MeltemMete, Semih Sezerli, Kadir İnanır


 Beyaz Geceler Dostoyevski’nin en hafif, en saf, en lirik kitabıdır. Saflık kelimesiyle karmaşık ve karışık olmayan bir şeyi kastediyorum. Kitap sözü de okuyucuyu yanıltmasın: Dostoyevski Beyaz Geceler’i bir gazetede yayımlanacak basit ve çoşkulu bir hikâye olarak tasarlamıştı. Hikâye saflık ve yalınlığını, kahramanlarının hep aynı kumaştan ve renkten yapılmasından alır. Onlara, dile getirdikleri sözlere hemen inanırız. Bir şeye inanan, sonra aynı güçle tam tersine inanan tipik Dostoyevski kahramanları yok bu kitapta. Bu bakımdan Beyaz Geceler Dostoyevski’nin en özel, en ayrıksı kitabı. Burada bizi etkileyen şey kitabın ve kahramanlarının bu saflığından gelen hafiflik, bir çeşit çocuksu dürüstlük ve bizi yormayan melodramlardan alabileceğimiz bir mutluluk duygusu. (İletişim Yayınları)

DEREBEYİ (1968)



Yönetmen: Yavuz Figenli
Senaryo: Alaettin Perveroğlu
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Şafak Film / Alaettin Perveroğlu

Oyuncular: Tamer Yiğit, Zeynep Aksu, Baki Tamer, Aliye Rona,

Konu: İstiklal savaşı sırasında Anadolu'ya silah kaçıran bir avuç kahramanın öyküsü

DAĞLARI BEKLEYEN KIZ (1968)



Yönetmen: Süreyya Duru
Senaryo: Suavi Sualp (Esat Mahmut Karakurt'un aynı isimli romanından)
Kamera: Manasi Filmeridis
Yapım: Saner Film / Hulki Saner

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Murat Soydan, Yılmaz Köksal, Cahit Irgat, Kayhan Yıldızoğlu, Leman Öztürk, Seyfi Havaeri,

Konu: Karaköse vilayetinin bir kasabası ve bir askeri hava alanı. Nöbetçi baaşçavuş, Binbaşı İhsan’a göreve giden uçakların geri döndüğünü haber eder. Yalnız on uçak olan filo dokuz uçakla geri döner. Yzb. Nuri, Mülazım Celal Bey’in uçağının filodan ayrılıp intihar saldırısı yaptığını söylerler. Yzb. Nuri sözünü bitirmeden celal Beyin uçağı havada beliriverir. Mülazım Celal ağır yaralı olarak uçaktan çıkarılır ve gönül rahatlığı ile son sözlerini söyler. Etrafına toplanan subaylar arasından mülazım İsmail’e annesini ve kız kardeşini emanet edip, vefat eder.

Defin işlemleri sırasında filo geriye kalan dokuz uçağıyla yeni bir görev alır. Zor bir uçuştan sonra filo tekrar döner; ama mülazım Servet göğsünden yaralanmıştır. Bnb. İhsan yanına Yzb. Nuri ve Mülazım Adnan’I yanına alarak Mülazım Servet’i ziyarete gider. Servet yerli halktan Mahmut Efendinin elinde kalmaktadır ve evin kızı Nermin’e aşıktır Servet Adnan’a Nermin’den bahseder, isterse Mahmut Efendi’nin evinde kalabileceğini, ama Nermin’e yaralı olduğunu söylememesini telkin eder.

Mülazım Adnan bir askerin rehberliğinde Nermin’nin evine gider. Nermin Adnan’ın söylediklerine inanamaz, Servet’in görev sırasında şehit düştüğünü zanneder. 

Aradan üç hafta geçer Mülazım Servet iyileşir ve Nermin ile nişanlanır. İleriki günlerin birinde bir uçus sırasında servetin uçağı düşman makineli tüfekleri tarafından taranır, servet ağır yaralanır ve sonraki günlerde vefat eder.

Ağrı dağı eteklerinde konuşlanmış olan eşkiya sinsilesini imha etmek için bir bombardıman planlanır; ancak öncelikle bombardıman için gerekli istihbaratların toplanması gerekiyordur. Bu zor görev için en uygun kişi Mülayim Adnan seçilir. Bir sis bulutu arasında düz bir araziye iniş yapan uçaktan iner ve zor görevi için yola koyulur. 

Birkaç saatlik bir yürüyüşten sonra Adnan bir eşkiyaya rastlar ve şeyhin nerede olduğunu bir derdinin anlatacağını söyler. Bir hindik sezmiyen eşkiya Adnan doğruca eşkiyabaşının yanına götürür. Yolda Adnan tanıdık bir yüze rastlar, evet o yüz yıllar önce öldüğünü zannettikleri Ahmet Astsb’a aittir. Ahmet yıllar önce esir edilmiş fakat bir türlü kaçmayı başaramamıştır.

Bu süre zarfında düşman mühimmat ve silahların sayısın ezberlemiş ve çeşitli dokümanlar ele geçirmiştir. Adnan ve Ahmet bir plan yapı oradan kaçmak isterler. Ahmet mülazım Adnan’ın yanına gerekli evrak ve haritaları çaldıktan sonra ertesi gün gelecektir. Ancak bir kaç gün geçmesine rağmen Ahmet gelmez Adnan bu durumu tehlikeli görür ve kendisini almaya gelen uçağa binmek için yola koyulur. Kendisini almaya gelen uçağı gören eşkiyalar Adnan’a seslenmeye başlarlar.

Uçağa ateş etmek için mitralyözlerin başındaki eşkiyalar yardım isterler, bir an için Adnan şok olur ama sonradan farkına varır ki onu bir eşkiya sanmaktadırlar. Adnan beylik tabancasını çıkarır ve mitralyözün başında bulunan bir erkek eşkiyayı öldürür fakat mitralyözün başındaki diğer kadın eşkıyayı öldüremez.

Bir müddet sonra iki Türk subayı ve Şeyhin kızı olduğu sanılan bir kız farkında olmadan derin bir sohbete başlarlar. Adnan’a konuşlandıkları yerler ve silahları hakkında çok önemli bilgiler verir.

Ertesi sabah Adnan planladığı gibi düz araziye inen uçakla gideceğini şeyhin kızı Zeynep’e bildirir. Zeynep onun gitmesini istemediğini o giderse yapamayacağını söyler. Ardından Zeynep’Ie aramaya gelen eşkiyalar Adnan’I görür ve Zeynep ardından Adnan’ın bir casus bir Türk subayı olduğunu haykırmaya başlar.

Şakiler Ahmet başçavuşu karargâhtan evrak çalarken yakaladıklarını ve öldürdüklerini açıklarlar. Şimdi Ahmet’in neden gelmediği açığa kavuşur. Türk uçakları günlük bombardımanlarına başlarlar. Bu arada şakiler can telaşına düşerler, bu fırsatı değerlendiren Zeynep, Adnan’ın ellerini çözer. Ardından kamptan kaçmayı başarır. Ahmet Başçavuş ve Zeynep’ten elde ettiği çok önemli bilgilerle komutanlar tarafından bir harekat planı hazırlanır.

Şeyhin kampı yerle bir edilir ve bazı şakiler rehin alınır rehinler arasında Zeynep’te vardır. Yaralı olan Zeynep tedavi görmesi için hastahaneye kaldırılır. Zeynep bütün bu bilgileri vermesine rağmen bir haindir, üstelik Servet’in uçağını o düşürmüştür. Olup bitenleri hastahanede öğrenir ve çok üzülür.

Adnan’a Nermin ile konuşmak istediğini söyler. Nermin ertesi gün gelir ve Zeynep ona Servet’I kendisinin vurmadığını, onu yanlış değerlendirdiklerini söyler. Nermin ile beraber kucaklaşıp ağlarlar. Hain olarak görülse de verdiği harita ve bilgiler sayesinde kamp dağıtılmış ve artın yeni nişanlıların mutsuz olmasını engellemiştir. 

Adnan ile Zeynep Erzurum’a gitmeye kara verirler ancak iki süngülü asker onlara yaklaşır ve Zeynep’in tutuklanması için emir olduğunu söyler. Zeynep yargılanır; fakat savcı idam isteminde bulunur. Yargıç ise verdiği bilgilerin yararlılığı, yzb. Adnan’ı kurtarması ve pişmalığı nedeniyle beraatına karar verir.

ÇİNGENE GÜZELİ (1968)



Senaryo Ve Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Foto Direktörü: Mengü Yeğin
Yapım: Saner Film /Hulki Saner
.
Işık Şefi: Aydın Yurteri, Cengiz, Set Amiri: Mustafa Buvan, Yardımcıları: Cumali Cumgül, Yusuf Yıldırım, Reji Asistanı: Nurettin İrişen, Kamera Asistanı: Erhan Canan, Prodüksiyon Amiri: Şerif Ablak, Montaj ve Senkron: Aleko Alexandru, Negatif Montaj: Hikmet Kuyucu, Sesleri Alan: Rauf Tözüm,
(Saner Film stüdyosu renkli laboratuarında hazırlanmış, Süperfon stüdyosunda seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Uğur Güçlü, Sevda Ferdağ, Oya Peri, Reha Yurdakul, Kadir Savun, Renan Fosforoğlu, Zafer Karakaş, Süheyl Eğriboz, Hakkı Kıvanç, Küçük Yıldız: Zafer Karakuş

Konu: Bey hastadır Doktor sürekli yanındadır, Oğlu Murat’tan torunu Ahmet’i bulmasını ister. Beyin son arzusu torununu görmektir. Murat izini bulmuştur. Ahmet Teyzesi Leyla ile birlikte yaşamaktadır. Leyla gazinoda şarkı söyleyip cepçilik yapar Ahmet de darbuka çalmaktadır. Murat onu dinlemeye ve konuşmaya gelir. Leyla şarkı söylerken cüzdanını yürütür. Ertesi gün Murat Leyla’nın evine gider. Cüzdanı için gelmediğini Ahmet için geldiğinin ve babasının durumunu anlatır onları alır eve götürür. Bey bu defa da evlenmesini ister, Murat’ın sevgilisi yurt dışında olduğundan en uygun Leyla’yı geçici olarak nişanlısı diye babasına tanıştırır. Leyla Beyin durumuna acır ona güzel yemekler yapar, Bey kendine gelir ve iyileşir. Bey Murat’a gelinin arasının nasıl olduğunu biran evvel evlenip çocuk yapmalarını ister. Murat’ın sevgilisi Emel dönmüştür, Leyla’ya nişanlısı olduğunu söyler. Emel, Leyla’yı Hizmetçi zanneder onunla alay eder. Aralarında Murat için bir rekabet başlar. Bey bir parti verir, partide Emel ile Murat dans ederler. Leyla’nın gelip gelmeyeceğini sorar. Leyla şık bir kıyafetle merdivenlerden şarkı söyleyerek iner. Herkes hayranlıkla izler. Şarkı bittiğinde bütün erkekler onunla dans etmek için sıraya girer Murat onunla dans etmek ister fakat o istemez. Genç biri ile dans eder onu kıskanan Murat kavga eder. Murat, Leyla’yı sevdiğini söyler, Leyla da onu sevdiğini söyler sarılıp öpüşürler. Leyla çok mutludur. Leyla’nın patronu Yusuf onu aramaktadır Emel ile karşılaşır, Emel Leyla hakkında bilgi vermesi için Yusuf’a para verir ve onunla yatar. Bir oyun hazırlarlar, Yusuf gece Leyla’nın odasına girip ona saldırır, Emel Beye giderek Leyla’nın eve bir erkek aldığını söyler. Murat ile babası geldiklerinde Yusuf’u görürüler. Leyla durumu anlatır fakat inandıramaz ve Leyla evi terk eder. Ahmet Teyzesinin böyle bir kadın olmadığını dedesine anlatır ve okula giderken dışarıda Emel ile Yusuf’u konuşurlarken görür ve Emel’in para verdiğine şahit olur. Hemen gider durumu Murat’a ve Leyla’ya anlatır. Murat gazinoya Yusuf’un yanına gider. Yusuf ile Murat kavga ederler kavgaya Yusuf’un adamları da karışır. Leyla da gelir kavga sonunda Leyla ile Murat galip gelir ve beraber eve giderler."