Powered By Blogger

6 Ocak 2018 Cumartesi

KADER (1968)



Yönetmen: Süreyya Duru
Senaryo: Bülent Oran
 (Remzi Contürk’ün eserinden)
Kamera: Orhan Kapkı
Yapım: Duru Film/Naci Duru

Rejisör Asistanı: Bekir Demirkan, Ar Direktör: Halil Yalçın, Prodüksiyon Amiri: Burhan Yeşildam, Ses Mühendisleri: Vural Tekeli, Çetin İzbul, Laboratuar Şefi: Semih Pekgöz, Müzik: İsmet Nedim, Senkron-Montaj: Adrin Muradyan, Negatif Montaj-Laboratuar: Nazım Koca İmam, İbrahim Güzel, İsmail Güzel, Şükrü Güzel, (Ses Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Filiz Akın, Cüneyt Arkın, Burçin Oraloğlu, Yıldırım Gencer, Cahit Irgat, Talat Gözbak, Bilal İnci, Leman Öztürk (Ayşe Kadın), Sevgi Can (Ayça), Müjdat Gezen, Reşit Çıldam (Davut), Gürbüz Tanrıöver (Osman)

Konu: Küçük yaşta babası Yunus Karaveli ile denize açılan Polat, dünyanın tüm limanlarını dolaştıktan sonra bu kez arkadaşı Stefan'la, doğduğu topraklara dönmektedir. Çıkan fırtına nedeniyle kıyıdaki bir köşke sığınırlar. Büyük bir rastlantı sonucu, burası Pir Ömer'lerin evidir. Kaptan Stefan "Koyun ötesine gidecektik. Fırtınaya tutulduk. Bu tarafa sığındık. Korkunçtu fırtına" diye konuşurken, asıl fırtına Elif ile Polat'ın yüreklerinde kopuyordu. Biraz sonra Polat'ın amca oğulları gelince durum anlaşılır. Baba Pir Ömer "Dua edin, Karaveli de olsanız, şu altında misafirim sayılırsınız. Yoksa.." diyerek onları kovar.

'Düşmanlıktan da, kinden de üstün olan aşk'la yanıp tutuşan iki genç deniz kenarındaki ormandaki buluşmalarında hep bu zorluğa bir çözüm ararlar. "Kan davasının, hatta ardımızdaki mezarlarında ötesinde, çok ötesinde bir şey var.. Gözlerin Elif.. 15 yıldır denizdi sevgilim. Maceraya, kavgaya, serseriliğe aşıktım. Seni görene kadar öyleydi Elif. O gece gözlerin gözlerime deyince uyandım. İlk kere insan olduğumu hatırladım."

Ertesi sabah, ardında babasına yazdığı veda mektubu ve elinde, küçük bir bavul ile ahşap iskeleye gelen Elif, geminin gece yarısı demir aldığını öğrenir. "Kaçtın ha Polat. Bir anlık zevk için bir kızı ömür boyu mahvettin ha.. Hani ben limanlardaki eğlencelik kadınlardan değildim. Hani ilk aşkındım. Hani beni hayatın boyunca unutamazdın.."

[Dalgalar, rüzgâr ve deniz kuşları Elif'in yürekten taşan lanetlerini iletti mi bilinmez. Ama, kızcağız boğazı yanana, sesi kısılana.. kadar beddua edip durdu Polat'a. Polat'sa.. ateşler içinde kıvranarak Elif'ini sayıklamıştı günlerce. Sevgi dolu türküler, aşk masalları martı çığlıklarına karışmış ve büyük bir aşkın arasına engin denizler girmişti. Elif, eski Elif değildir artık. Pembe yüzünü felaketin sarılığı örtmüştü. Neşesizdi. Suskundu. Bir gün.. acıların en acısı oldu. Karnında Polat'ın çocuğu kıpırdamıştı. Kara kara üzereydi. Elem elem üstüne.. Günahını herkes öğrenecekti. Terk edildi zannetmenin ve dile düşürülmenin üzüntüsü ile birkaç ay sonra kendisini almaya gelen Polat'ı bıçakla yaralar. Bıçak yarası geçer ama kalp yarası geçmez."

Sonraki karşılaşmaları 18 yıl sonra olacaktır. Amca oğulları Karavelilerin Elif için laf dokundurmaları.. Çıkan çatışmada Durali'nin ölüp Pir Ömer'in ağır yaralanması.. Elif'in "Kim yaptı bunu baba?" sorusuna ölmeden önce verilen acımasız yanıt; "Polat." [Kan davası denen ilkel canavar bir Pir Ömer ve bir Karaveli'yi yuttuktan sonra uzun kış uykusuna yatacak ve Elif düzenini yeniden kurup oğlunu büyütürken yıllar geçecekti. Rivan'daki korkunç olaylardan sonra 7 yıl geçtiği zaman, denizin öteki yanında Kıbrıs Adası da giderek değişen bir dünyanın özgürlük haykırışlarıyla çalkalanıp hürriyetine kavuşmuştu.

(İngiliz bayrakları indirilip Kıbrıs bayrakları asılır.) Polat, herkes eğlenirken, böyle neşesini yitirmiş suskun durdukça, Stefan bu umutsuz aşkın Polat'ın içinde açacağı derin yaradan endişe duyuyordu. Tek çare onu Elif'in soluk hayalinden kurtarmak, evlendirmekti. Yeni bir yaşam başlıyordu Polat için. Ayça ile yeni bir düzen kuracak ve her şeyi unutacaktı.. Ancak karısı ne denli sokulursa sokulsun Polat'ın kalbindeki yara bir türlü soğumuyordu. Karşı sahilde ise serüvenci koca Polat'ın minik oğlu büyümüş, üniversiteli koskoca bir delikanlı olmuştu ; Yusuf.] İngilizlerin Ada'dan gitmesinden (acaba?) sonra, kovuldukları her yerde olduğu gibi, bu kez de Türklerle Rumlar ve Polat'la Stefan arasında gerginlik başlar.

“İşte bağımsızlık. İngilizleri kovduk, sonuç?” “Rumlar bize saldırır mı dersin, Polat Ağa?” “Zannetmem, cesaret edemezler.”
Ama saldırı, hem de Stefan tarafından yapılır. Bebek bekleyen karısı öldürülür. "Bana söğüş et ve tuzlu balık getir analık. Peksimet yap. Tuluma su doldur. Paslanmışız iyice.. Kavgaya girelim."Yusuf'sa bambaşka duygular içinde, 'dedesini öldüren' babası Polat'ı bulmak için Kıbrıs’a gider. Şiddetli bir çatışmada, Polat, Yusuf'un hayatını kurtarır.( Murat Çelenligil – Sinematürk Internet veri tabanı

KAÇAK (1968)



Senaryo ve Yönetmen: Ferit Ceylan
Kamera: Yılmaz Gürbüz
Yapım: Yeşim Film

Oyuncular: Yıldırım Gencer, Nuran Aksoy, Süha Doğan, Danyal Topatan, Mualla Sürer, Adnan Şenses

Konu: Suçsuzluğunu ispat etmek için hapisten kaçan bir gençle,ona yardım eden bir genç kızın aşk ve macera öyküsü.

KABADAYI (1968)



Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Foto Direktörü: Sedat Ülker
Yapım: Metro Film / Zeki Kafadar

Oyuncular: BuluT Aras, Pembe Mutlu, Nil Ünal, Merih Fırat, Sümer Tilmaç, İhsan Baysal, Ercan Yazgan, Hüseyin Zan, Yılmaz Kurt, Şehriban Emirli, Hikmet Taşdemir, Merih Fırat, Gül Eda, Küçük Yıldız: Uğur Yardım

► Su testisi suyolunda kırılır.” Sokakta gazete okuyan kişi Arap Kadir için bunları söylüyor… Recep, ilk çevrim olan ‘Kara Osman’da (1973) 5 kurşun sıkmıştı. Bu kez ‘ekonomi’ dönemine uygun olarak 3. Acil Servis’teki doktor bile gazetenin ‘ekonomi sayfası’nı okuyordu…Yine Recep, Kadir’in kurtulduğunu duyunca, sevgilisine “..Kurşun işlemiyor herife. Ama bu sefer Alman tankıyla vuracağım..Eğer yine olmazsa dinamit, bomba, füze, Bo Derek, Müjde Ar (ilk çevrimde Sophia Loren’di), Allah ne verdiyse” diyor. O yıllarda Barış Derneği davasından Sağmalcılar’da tutuklu olan Ali Sirmen’in bir anısı geliyor aklımıza; Gözleri görmeyen Necdet, Müjde Ar’ın gazetedeki resmiyle ilgili sorular soruyormuş…

Zerrin, ‘China’ isimli gazinoda Bergen’in sesiyle ‘Tövbe’yi (1985) söylüyor… Kadir’in hastanede olduğu haberi geldiğinde ‘Gloria’ (1979) (Bigazzi / Tozzi) melodisi var… Komiser Enver, Pavyon’a geldiğinde konuklar ‘Fascination’ (1932) (Marchetti) ile dans ediyorlardı. Sonrasında ‘The Terminator’ın (1984) Sarah’yı aradığı Disko sahnesindekine benzer bir durum var. Enver, çiftler arasında dolaşırken dans müziği yavaşça uzaklaşıp yerini gergin bir müziğe bırakır… İlk çevrimdeki Yılmaz Kurt, Osman Han ve Dündar Aydınlı burada da rol almışlar... Kadir, “Ne o, hain papaz”, “Nasılsın, hain papaz” gibi cümleleri çok kullanıyor… İlk çevrimde Ahmet Koç, Recep’ten Kadir’in ‘bilmediği’ yerini söylemek için üç sigara almıştı. Bu kez başka bir açıkgöz tüm paketi alıyor. ‘İşini bilme’ dönemi… Şevket Bey’in Kadir’le yaltaklanır gibi konuşması hoş olmamış… Kadir’i Esan Günay; Zerrin’i Alev Koral; Enver’i Erhan Yazıcıoğlu seslendirmiş… İhsan Baysal. Kartal Tibet’i özel şoförüyken 1969’da Yeşilçam’a geçiyor. Oyunculuğu, kişiliği ve fiziği ile çok başarılı olur… Ayşe’nin sözleri 80’lere çok uygun; “Biz hayvanları bile yaşatmaya çalışırken, siz durmadan adam öldürüyorsunuz.”…Şevket Bey’in Cemile ve Enver’e söyledikleri ise ömrün sonbaharına; “Geldiğinize çok sevindim çocuklar. Yalnızlığın ne (zor) olduğunu siz bilemezsiniz.” (Murat Çelenligil – sinematürk Internet veri tabanı)

İSTANBUL’U SEVMİYORUM “ACI YEMİN” (1968)



Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo : Bülent Oran
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: Duygu Film / Ülkü Erakalın

Oyuncular: Belgin Doruk, Murat Soydan, Tugay Toksöz, Nedret Güvenç, Sezer Güvenirgil, Mahmure Handan, Şakir Arseven, Kadriye Tuna

Konu: Ayaklara düşmüş şarkıcı bir kadınla kızının dramatik öyküsü

İSTANBUL’DA CÜMBÜŞ VAR (1968)



Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Sadık Şendil
Foto Direktörleri: Mustafa Yılmaz,
Mİke Rafaelyan
Filmi Takdim Eden: Münir Özkul
Yapım: Hisar Film / Özdemir Birsel

Prodüktör Amiri: Arif Eriş, Set İşçileri: Mustafa Buvan, Hüseyin Bayburt, Faik İçyılmaz, Ses Mühendisi: Lâmi Kâmil, Müzik Direktörü: Metin Bükey, Montaj—Senkron: A. Muradyan, Nergatif Montaj: Korhan
Ses Film stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Münir Özkul, Suna Pekuysal, Asım Nipton, Mualla Sürer, Laboratuar: Semih Peksöz, İbrahim Güzel,

Konu: İstanbul'a tatlı hayat yaşamaya gelen kayınpederle damadının güldürüsü.


Yerli ve yabancı Dans-saz-Caz ve Show yıldızlarının iştirakiyle hazırlanmış yılın en büyük eğlence ve kahkaha tufanı