Yönetmen: Yılmaz Güney
Senaryo: Aydın Engin
Kamera: Gani Turanlı
Yapım: Güney Film / Yılmaz
Güney
Oyuncular:
Yılmaz Güney, Orhan Günşıray, Erol Taş,
Bülent Ufuk, Sami Tunç, Yonca Koray, Dilek Akçan, Piraye Uzun, Oktay yavuz,
Mehmet Yağmur, Doğan Tamer, Nizam Ergüden, Süheyl Eğriboz, Abdülkadir Pal,
Selahattin Kaygusuz, Nermin Kuran
Konu: Azılı bir katil olan Doktor (Yılmaz
Güney) hapisten kaçar. Bi r ormanda sevişen bir çiftin arabasını silah zoruyla
alıp yoluna devam eder. Yolunun üzerindeki bir benzin istasyonunda benzin alırken
polisler Doktor'dan şüphelenirler, o da gaza basıp kaçar. Peşine düşen
polisleri de atlatır ve arkadaşlarından Sami'yi (Sami Tunç) bularak saklanması
için yardım ister. Sami doktoru kırsal bir bölgede, terk edilmiş ve merdivenle
inilen bir eve saklar.
Ünlü
kabadayılardan Mirza (Erol Taş) yedi yıllık mahkûmiyetinden sonra tahliye
edilmiştir. Polis şefi Bülent (Bülent Ufuk), eski polis arkadaşlarından Kadir'i
(Orhan Günşiray) Mirzanın çıkışıyla ilgili olarak uyarır. Mirza’nın Kadir’le
eski bir hesabı vardır. Mirza'yı yakalayıp hapis cezası almasını sağlayan
Kadir'dir ve Mirza’nın bunu unutmayacağını ikisi de bilmektedirler.
Mirza,
karısı, kız kardeşi Yonca (Yonca Koray) ve küçük kızıyla (Dilek Akçan) yaşayan
Kadir’den intikam almak için hazırlanır. Polis Şefi Bülent'in uyarılara kulak
asmadan, bir gece adamlarını gönderir ve Kadir'in evinin önünde silahlar
patlar. Mirza'nın amacı Kadir'e gözdağı vermektir. Bülent, Kadir ve Mirza'yı
bir araya getirir. Mirza görüntüde barışmıştır ancak niyeti hiç de öyle değildir.
Kadir'in kız kardeşi Yonca
bisikletiyle bakkaldan eve dönerken kaçırılır. Genç kızın gözleri bağlanır,
ağzı bantlanır ve Doktorun saklandığı taş binaya getirilir. Doktora teslim
edilen kız bir süre sonra öldürülecektir, Doktorun işi budur, öldürmek. Doktor,
Yonca'nın iplerini çözer. Ona bir arkadaşı gibi davranır, neden kaçırıldığım
sorar. Yonca bildiği kadarıyla anlatır, ağabeyinin kim olduğunu söyleyince de
Doktor, yıllar öncesine döner. Çünkü kızın ağabeyi Kadiri tanımaktadır.
Şöyle ki: Bir gün Doktor bir
barda otururken bir grup serserinin bir adama saldırdıklarını görür. Önce
olayları ses çıkarmadan izler. Sonra tek başına aslanlar gibi dövüşen, ancak
ister istemez zor durumda kalan adamın yanında kavgaya dahil olur ve
saldırganları birlikte haklarlar. Böylelikle Kadir ve Doktor tanışmış olurlar.
Bu olaydan bir süre sonra, Doktor'u bir kır gazinosunda gören düşmanı silahını
çeker ve gizlendiği yerden Doktor'a ateş etmek üzere nişan alır. Tam ateş
edecekken bir kurşunla olduğu yere yığılır. Ateş eden Kadir’den başkası
değildir. Böylece ödeşmişlerdir.
Kadir bu
olanları hatırlamıştır. Bu sırada Mirza’nın adamlarından emir gelir, Yonca
öldürülecektir. Mezar kazılır, doktor gözleri bağlı olarak karşısına getirilen
kıza ateş eder. Yonca aşılan çukura düşer. Doktor çukuru kapatmaya başlarken
adamlar da gönül rahatlığıyla ayrılırlar mekândan. Adamlar gidince Doktor kızı
çukurdan çıkarır. Doktor kızı vurmamıştır, önceden anlaştıkları bir oyunu
oynamışlardır Doktor kızın ortalıklarda görünmemesi için Yonca'yı binanın gizli
bir yerinde saklar. Mirza’nın adamları bu kez Kadir’in evine bir baskın
düzenleyerek küçük kızını kaçırırlar Kadir de karısıyla birlikte ellerindedir.
Küçük kız Doktora teslim edilir aynı amaçla. Küçük kızın hiçbir şeyden haberi
yoktur. Doktorla oynarlar, şakalaşırlar, bu süreçte aralarında sıcak bir
dostluk ilişkisi gelişir. Ama küçük kız bir süre sonra babasını, annesini,
Yoncayı ve oyuncak bebeklerini ister, bu nedenle de sürekli ağlamaktadır.
Mirza: adamlarıyla birlikte küçük kızı Doktordan teslim almaya gelir. Onu
babasına ve annesine götüreceklerdir. Doktor kuşkuludur, rahatsızdır, onlarla
birlikte gitmek ister. Mirza ve adamları kızı alıp giderlerken, Doktor da
Yoncayı saklandığı yerden çıkarıp serbest bırakır. Hemen polise gitmesini
söyler ve yoldan bir araba çevirip Mirza'yı izlemeye başlar. Doktor, küçük kızı
götürdükleri ormanlık alandaki metruk binaya ulaşır. Tavan arasından içeri
girdiğinde korkunç bir manzarayla karşılaşmıştır. Tavana bağlanmış kalın ipin
ilmiği küçük kızın boynuna geçirilmiş durumdadır. Babası Kadir de küçük kızının
asılarak boğulmasını önlemek için koşarak kızım omuzlarına almıştır. Bir köşede
elleri ve ayaklan bağlı olan karısı sürekli cinsel tacizle karşı karşıyadır,
Mirza ise elindeki silahla Kadir'in dizlerine ateş eder. Dizlerinden yaralanan
Kadir, ayakta durmaya mecburdur ve çok acı çekmektedir. Çünkü dizlerinin
üzerine çökerse omuzlarındaki küçük kızı asılıp boğulacak ve ölecektir.
Dizlerinden kurşunu yiyince son çare olarak kızını elleriyle tutmuş ve onu
havaya kaldırırken, kendisi de dayanamayarak çökmüştür. İçeri giren Doktor
elindeki satırı tavana doğru fırlatır. Satır kızın bağlı olduğu ipi kesince
baba Kadir ve Küçük kızı yere yuvarlanırlar. Mirzanın adamlarıyla Doktor kanlı
bir çatışmaya girerler. Mirza bir fırsatını bulup küçük kızı alıp kaçar. Doktor
peşindedir. Ormanda karşı karşıya geldiklerinde Doktor gizlice çıkardığı
sustalıyı fırlatır Mirza’yı öldürür. “Agah Özgüç “Bütün Filmleriye
Yılmaz