Yönetmen: Lütfi Ömer Akad
Senaryo: Selim İleri (Graham Greene’in
“This for Hire” /Kiralık Silah adlı
romanından)
Foto Direktörü: Gani Turanlı
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman
Reji Asistanları: Erol Keskin, Nurettin Erişen, Kamera
Asistanı: Ferhat Bakır, Işık Şefi: Rıdvan Varol, Işık Ekibi: Ekrem
Çınaroğlu, Hüseyin Gönül, Montaj: Metin Miroğlu, Ar Direktör: Yılmaz
Topuz, Set Amiri: Nejat Buvan, Set Ekibi: İlhami Moloz, Ethem
Açıkgöz, Mustafa Kıtır, Renk Uzmanları: Turgut Ören, Zihniye Ören, Sesleri
Alan: Yorgo İlyadis, Prodüksiyon Müdürü: Avni Turan, (Ören Film
Stüdyosunda renklendirilmiş ve Süperfon Stüdyosu’nda seslendirilmiştir.)
Oyuncular:
Cüneyt Arkın, Ahmet Mekin, Şükran
Yamakoğlu, Yıldırım Önal, Süha Doğan, Osman Alyanak, Güzin Özipek, İsmail Hakkı
Şen, Kerem Yılmazer, Turgut Savaş, Mahmure Handan, Arif Eriş
,
KONU: Hapisten çıkan Ali, 3000 dolar ve
pasaport karşılığında, kirli işlerle uğraþan bir tefeciyi öldürüyor. Ancak,
aldığı dolarlar sahte çıkar. Tek amacı intikamdır. Kendisine bu oyunu
hazırlayanları arayıp bulması gerekmektedir. Bu arada istemeyerek ölümüne neden
olduğu bir yaşlı adamın kızından gereken yardımı bulacak, belirli bir duyguya
ve duruma dönüşme olanağını bulamayan bu ilişki, feleğin sillesini yemiş, ömrü
acılar, yalnızlıklar, nefretler içinde geçmiş bu taş yürekli katile güvenmeyi,
inanmayı ve sevmeyi öğretecektir. Türk Polisiye sinemasında Selim İleri'nin
senaryosu ve yönetmeni için, film oldukça başarılı.
ÖDÜL:
► 4. Adana Altın Koza Film
Festivali’nde (1972)
► “En başarılı 2. Film”
► Cüneyt Arkın “ en başarılı
oyunucu”
► Film, genel çizgileriyle
bu türün bilinen çıkış noktalarından yola çıkıyor, görüldüğü gibi. Ne var ki,
her şeyden önce, Akad’ın eline gerçekten”senaryo” denilebilecek bir kaynak
var...Bir edebiyatçının, genç kuşağın en başarılı öykücülerinden Selim
İleri’nin elinden çıkma. İlk senaryo çalışması olmasına rağmen, iyi kurulmuş,
diyalogları gerçek, durumları inandırıcı, bütünlüğü kusursuz...Geri zekalı
insanların, geri zekalı olduğunu farz ettikleri bir seyirci için
çiziştirdikleri karalamalardan değil...
Akad,
İleri’nin senaryosunu, olgun sağlam, özenli bir sinema diliyle anlatmış. Fazla
abartılmamış bir biçimcilik, filme sinema aşısından unutulmaz birkaç bölüm
sağlıyor. Yan kişiler,iyi çizilmiş, iyi belirmiş, iyi de oynanmış. Ali’nin
(biraz Jean Pierre Melville’nin “Kiralık Katil – Le Samoruai”deki Alain Delon’u
andıran) kişiliği de, gerek senaryonun sağlam çizgisi, gerekse Cüneyt Arkın’ın
oyunuyla netleşiyor iyice. Gani Turanlı’nın fotoğrafları, genellikle biraz
fazla beyaz, fazla soğuk gibi geldi bana. Ama aynı tonu bütün film boyunca
tutturduğuna göre. Bunun aranöış bir ton olduğu düşünülebilir. Kurgu ve dublaj
yanlışları önemli. Örneğin Şükran Yamakoğlu’nun hemen bütün yakın plan
konuşmaları, dublajın azizliğine uğramış. Bunların dışında, “Yaralı Kurt” genel
olarak belli bir sinema düzeyine ulaşmışl, baştan sona aksamayan, bir “Türk
kara filmi” türünü haberleyen ilgiye değer bir yapıt. Şimdiye dek benim
gördüğüm en iyi oyununu veren Cüneyt Arkın’ı kutlarken, Selim İleri’ye “Türk
sinemasına hoş geldin” demek isterim. Umulur ki bu, nbir zamanlar sinemayla
yakın ilişkiler kuran Orhan Kemal’lerin, Yaşar Kemal’lerin ve diğerlerinin
çoktandır boş bıraktıkları bir alanda yeniden olumlu bir işbirliğinin
başlangıcı olsun. (Atilla Dorsay, Cumhuriyet G. 25.10.1972)