Yönetmen:Osman F. Seden
Senaryo:Erdoğan Tünaş
Kameraman:Erdoğan Engin
Müzikler:Orhan Gencebay
Yapım:Erman Film/Hürrem Erman
Prodüksiyon Amiri: Avni Turan, Asistanı: Bilal Gülcan, Astt,
Direktör: Erdil Demirbağ, Teknik Eklip: Nejat Doğan, Mustafa Kıtır,
Turan Durmuş, Işık Şefi: İlhan Aslım, Reji Asistanı: Arif Erkuş,
Kamera Asistanı: Orhan Oğuz, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Sesleri
Alan: Necip Sarıcaoğlu, Asistanlar: Ender Teker, Erkan Esenboğa, Laboratuar:
Hasan Örnek, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, Montaj
/Senkron: İsmail Kalkan, Mevlut Koçak, Sabit Özergü, Negatif Kurgu:
Mahmut Eskici, Kazım Kurt (Yeni Stüdyo Renkli Laboratuarlarında ha-zırlanmış ve
seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Orhan Gencebay, Müjde Ar, Kadir Savun, Yaşar Yağmur, Osman
Alyanak, Ali Cağaloğlu, Leman Akçatepe, Madelet Tibet, Baki Tamer, Filiz
Alyanak, Gülten Ceylan, İhsan Gedik, Hikmet Taşdemir, Feridun Çölgeçen, Ferit
Kâhyaoğlu, Mehmet Özüm, Ziya Kılıçaslan, Ahmet Karaca, İbrahim Uğurlu, Güngör
Ertur, İhsan Bayraktar, Yusuf Çetin, Yetenekli Köpek: Saks,
KONU: Orhan yetim büyümüş, küçük yaşta kaybetmiştir babasını. Kendi
sine kol kanat geren kasabanın eşrafından Şakir Bey olmuştur. yetiştirip meslek
sahibi yapmıştır, Annesini, kız kardeşini gözetmiştir üstelik Sahici bir baba
olmuştur kısacası. Bu zengin ve güçlü adamın oğlu, baba parasıyla sorumsuz bir
ya-şam sürdürüp içkici, hapçı, şehvetten kuduran arkadaşlarıyla
motosikletlerine atlayıp dolaşır, tatlı yaşamın örneklerini sergilerler küçük
kasabada. Paraya tav olan kızları iğfal eder, yollarda hız rekorları kırarken
sık sık da kaza yaparlar. Şakir Bey'in zeytinliklerinde Seher yaşar yaşlı
babasıyla. Orada çalışır öteki işçi kızlarla birlikte. Gösterişsiz ve yoksul
yaşamı güler yüzle omuzlamıştır. Zengin oğlu ve arkadaşlarının zeytinliklere
geldiği bir gün oğlanın dikkatini çeker Seher. Zengin çocuğunun içtikçe gözü
döner. Orhan'ın motoruna arkadaşlarıyla tek başlarına bindikleri bir gün kötü
bir rastlantı eseri kız orada olunca yılışır Seher'e Terslenince tecavüze
kalkışır. Orhan engellemeye kalkışır, kalleşlerden biri kafasına odunla vurup
bayıltır kahramanımızı Zengin çocuğu zorla emeline ulaşır. Sonrası tatsızdır, Seher'in ağlayıp
sızlamaları babasının durumu öğrenmesine yol açacak, adam eline tüfeğini alıp
beyinin evine namusunu temizlemeye gidecektir. Daha kötü olan Şakir Bey'in
içine düştüğü hazin vaziyettir. Milletvekilliğine oynayan Şakir Bey böyle bir
skandalın öğrenildiği andan itibaren seçim öncesi hiçbir şansının
kalmayacağını bilir. Böylece öfkeden ve çaresizlikten kudurur.
Çözüm basittir. Bir babayiğit çıkacak, kirletilen kızı alacaktır.
Ama bu oğlu olmayacaktır. Çünkü "bir bey oğlu işçi parçasıyla
evlenmemelidir" diye düşünmektedir. Evliliği başka bir oğul
üstlenecektir. Yıllar boyu baktığı, kolladığı, oğuldan daha yakın gördüğü
Orhan üstlenecektir. Motorcu itiraz etse de Şakir Bey ikna edecektir onu. Bu
sahte bir evlilik olacak ve sadece altı ay sürecektir. Bu süre içinde her şey
yatışacak, unutulacak, Orhan altı ay sonra hür kalarak, annesinin özenle
seçtiği kızla evlenebilecektir.
Orhan'ın yaşamı değişir böylece. Beklenen olay gerçekleşir. Anne
kendi istediği tertemiz kızının yerine bir eğlence artığının alınmasına karşı
çıkarak evi terk eder, kızını da yanına alır üstelik. Mahalleli selamı sabahı
keser, sözlüsü alaycı sözlerle bunaltır onu. Kasabanın çakalları kızın yaşadığı
kötü deneyimi en ağır, en bayağı küfür ve sataşmalarla hatırlatır. Yaşamı zehir
ederler motorcuya Orhan'ın bu zor günlerde yanında yalnızca Kadir Usta
kalmıştır.
Seher'in yaşantısı Orhan'dan da berbattır aslında. Öncelikle evde
ikinci sınıf vatandaştır, bir sığıntıdır, bütün gün yal-nızdır. Yanında
yetenekli köpek Saks olmasa duvarlarla konuşacak durumdadır. Çarşıda pazarda
erkekler açıkça bıyık bururlar yüzüne, bize de yok mu diye sırnaşırlar.Orhan el
sürmez Seher'edüzmece evliliğin altı ay süreceğini anlatır. Acıklısı Seher'in
kendi durumunu, perişanlığını olumlaması, Orhan'a ve ötekilere hak vermesidir.
Evet her şeyini kaybetmiştir Seher bekaretiyle birlikte.,
Seher'in içi ne kadar yumuşarsa yumuşasın hiçbir şey
değişmeyecektir. O kirletilmiştir, hayata devam etmek için içinde tek bir istek
bulamaz. Zeytinlikler, işçi kızlarla geçirilen yorucu ama mutlu çalışma günleri
geride kalmıştır. Eline aldığı bir ekmek bıçağıyla kanını akıtacak ve dertli
bir varoluşu noktalayacaktır. Ancak Seher yetenekli köpek Saks'ı unutmuştur.
Yetenekli köpek Saks bu kanlı girişimin hemen ardından motorcu Orhan'ı bulacak,
eve getirmeyi başaracaktır. Düzmece kocasının hastaneye taşıdığı genç kadın
kurtulacaktır.İyileşme sürecinde hem Kadir hem de Orhan kasabalıyla
hesaplaşacak, masum kıza yaptıkları kötülükleri kasa-balının suratlarına
vuracaktır. Kasabalıların yürekleri güneş görmüş kar gibi yumuşayacak, çamura
dönüşmeden tertemiz eriyecektir. Evet, bir kez daha kan akmıştır, ama akan kan
geçmişe sünger çekmiş derin yaraları tamir etmiştir. Hastane çıkışı çiftin
yaşantısına sihirli bir el değmiştir sanki. Her şey bir yumuşaklık kazanmıştır.
Yaşam sanki bir yavaş çekim içinde gerçekleşmektedir. Mahalleli eşraftan bıyık
buranlara kadar yaşlı gön altındaki her şey onlara kucak açmış, şirin bir uyuma
girmiştir kahramanlarımızla. Su gibi akan yumuşaklık içinde Orhan kıza
babasının getirdiği çeyiz sandığını açabileceğini bile söyler. Düzmece evlilik
böylece sahici evliliğe dönüşmüştür. Kadir Ustayla birlikte tam bir aile
görünümü sergilemeye başlarlar hatta. Orhan'ın eski sözlüsü bile kıskançlık
nöbetlerini atlatmış gözükür. Bu arada zengin çocuğu yine serseri
arkadaşlarıyla içerken Seher'e dair hayaller kurar.
Hayal kurmakla yetinmeyeceği açıktır. Kızı ayartmak için
mahallenin kocakarılarından biriyle incik boncuk, bilezik, hatta para yollar,
ama nafile. Altı ay biter ve Orhan gidip seçimi kazanan milletvekili Şakir
Bey'le hesap keser. Seher'derı ayrılmayacağını sert ve kesin bir dille söyler
Orhan, o babalık yapmışsa kendisi de şu pislik oğlanı defalarca belalardan
kurtarmış, en son skandalı temizlemiş, ödemiştir borcunu.Alacak verecek kalmadı
diyerek ferahlamış bir gönülle ayrılır kodamanın yanından. Ancak zengin çocuğu
dayanamaz, Seher'in evini hem de güpegündüz basar, Saks o anda mahalleliyi
haberdar eder, eve koşan ahali kudurmuş oğlanı tekme sille pataklar, kovalar
olay yerinden.
Orhan yeni tecavüz girişimini duyunca tepki vermez, olan biteni
sakince düşünür. Ama çok olmuştur bu piç kutusu, haddini aşmıştır. Seher'Ie
karşılaştıklarında akşam vakti sahile inmesini ister. Ona bir hediye
verecektir.
Buluşma yerine giden Seher'i ummadığı büyük bir sürpriz
eklemektedir. Orhan motoruyla yavaş yavaş suları yara yara gelirken direğinde
görürüz bu şirin hedi-yeyi.. Zengin piçinin cesedi asılıdır tek nenin
direğinde. Rüzgârın tatlı tatlı esişiyle bir sağa bir sola sallanmaktadır.
Çerçeveyi süsleyen bu güzel görüntüye bakan Seher'in içi erir, çünkü kanı
akmış, kirlenmiş, ama kocası da bu hainin kanını akıtmış, temiz-lemiştir
namusunu. (Vadullah Taş)
* Batsın Bu Dünya"da Orhan Gencebay altı şarkı söyler.
Gerçekte bu tür filmlerde tema şarkı sözü üzerine kurulur. Filmin senaristi
Erdoğan Tünaş, arabesk filmlerin üretim mantığını şöyle yorumlar:
"Oyuncuyu verdiklerinde ısmarlama elbise dikiyoruz terzi
gibi. Şu adama şu ölçülerde elbise dik diyorlar. Ölçü, 5 şarkı söyleyecek,
adamımız şudur. Biz de ona göre elbise dikiyoruz." Osman Seden ise bunu
şöyle açıklıyor: "O günlerde en çok kimin kaseti satıyorsa onun filmini
çekiyoruz. Söylenecek şarkı ve şarkıcı belirleniyor. Filmin 20 dakikalık
bölümünü şarkılar alıyor. Bize geriye 70 dakika kalıyor." Fakat bu film,
bittikten sonra mahkemelik olur.
"Batsın Bu Dünya"nın özellikle çok güzel bir hikayeden
kaynaklanan başarısı, daha sonra bu hikayenin Vedat Türkali'nin senaryosundan
"apartma" olduğu iddiası ve bu iddianın, Türkali tarafından açılan
bir davanın kazanılmasıyla doğrulanması olayı karşısında, kuşkusuz biraz
gölgelendi.
Usta'nın, bundan evvelki bahislerde geçtiği üzere hatıralarında
naklettiği, haklı olup da kaybetmiş olduğu dava, işte bu davadır. Hatırlanacağı
gibi Seden, genç bir sinemacı iken film yapım hakkı Hürrem Erman'ın olduğu
halde türlü desiselerle İngiliz Kemal'in filmini yapmış, Erman Film kendisini
mahkemeye verdiğinde -avukat olmasının avantajı ile - kendini haklı
çıkartabilecek delilleri derleyerek önlemini almış ve haksız olduğu halde haklı
çıkmıştı. Yıllar sonra -dilerseniz kaderin bir cilvesi deyin siz buna- Hürrem
Erman'a yapılan bu haksızlığın alJo sı böylece çıkmış oluyordu. (Gençlik işte!)
“Gülşah Nezaket Maraşlı a.g.e.syf: 203