Senaryo ve Yönetmen:Fikret Hakan
Görüntü Yönetmeni:Cengiz Batuhan
Yapım :Hakan Film/Fikret Hakan
Set: Baki Soğukpınar, Adnan Gün, Sesleri Alan: Necip
Sarıcıoğlu, Montaj Senkron: İsmail kalkan, Mevlut Koçak, Sabit Özergül, Renk
Uzmanı: Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, Negatif Montaj:
Mahmut Es-kici, Reji Asistanı: Ümit Efekan, Kamera Asistanı:
Erdoğan Ererez, Işık: Salim Togal,
Yeni Stüdyoda renklendirilmiştir
Oyuncular: Fikret Hakan, Hayati Hamzaoğlu, Meral Orhonsay, Tuncer Necmioğlu,
Dinçer Çekmez, Süha Doğan, Güzin Özipek, Sevda Aktolga, Süheyl Eğriboz, Ceyda
Çekmez, Turgut Savaş, İlknur Taçbaş, Hüsnü Gökçen, Fatma Belgen, Tahsin Koray,
Aliye Uzunatağan, Selma Türkdoğan, Perihan Ateş, Kenan Karagöz, Mehmet Yağmur,
Tevfik Şen, Yaşar Güçlü, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil,
Ahmet Karaca,
Konu: Film, Fişek Yunus adıyla bilinen, kiralık katil Yunus Okan’ın
suç çetelerine karşı açtığı savaşı anlatır. Geçmişte çeşitli siyasi hareketlere
katılan Yunus, sistemli bir işkenceden geçmiş fakat hayatta kalmayı
başarmıştır. Kaçakçılık yapan büyük bir çetenin tetikçiliğini yapmaktadır.
Üniversitede okuyan genç bir kadına âşıktır. Onunla mutlu bir hayat sürebilmek
için kiralık katilliği bırakır. Kendine verilen son işi yerine getirmez. Fakat
çete lideri, Yunus’a ders vermek için kardeşi Barbaros’u öldürür. Bu sırada
Hasan’ın karısı Melahat de, İsa ve adamları tarafından öldürülür. Bu iki ölüm,
Yunus ve Hasan’ı yan yana getirir. Yunus ve Hasan, son nefeslerine kadar
yakınlarını öldüren bu mafyayla mücadele edecektir. (Aslan Erdem)
* Bir kiralık katilin, bir "büyük patronu" çeşitli
serüvenlerden sonra yok etmesi... Biraz seks, biraz da ilericilik karıştırılmış
işin içine... Kiralık katilimiz, kendisini "bu hallere" getiren
düzene sövüp sayıyor arada, sonra da eline tabancayı alıp birilerini vurmaya
gidiyor ...
"Solcu" etiketiyle sunulmaya çalışan böyle filmlerden
Tanrı solu korusun... Fikret Hakan'ın yönetmen olarak derli-toplu, düzenli bir
anlatıma ulaştığını, ancak hikayenin yanlışlığı içinde bunun heba olduğunu
ekleyelim ... “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf,251 ”