Powered By Blogger

29 Mart 2018 Perşembe

HABABAM SINIFI (1975)


Yönetmen:Ertem Eğilmez
Senaryo:Umur Bugay,
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Yapım:Arzu Film/-Nahit Ataman

Eser: Rıfat Ilgaz, Sanat Yönetmeni: Hasan Nurdan, Müzik:Melih Kibar, Yapım Yönetmeni: Yılmaz Kanat, Yapım Sorumlusu: Nezih Tunar, 1. Yönetmen Yrd.: Sami Güçlü, 2. Yön. Yrd.: Ergun Sözen, 3. Yön. Yrd.: Orhan Topçuoğlu, Kamera Asistanı: Galip Kızılova, Negatif Kurgu: Mahmut Eskici, Laboratuar Şefi: Hasan Örnek, Laboratuar: İsmet Karslı, Abdullah Akdeniz, Selahattin Kaya, Renk Düzenleme: Türker Vatan, Işık Şefi: Yusuf Tümen, Ses Kayıt: Necip Sarıcıoğlu, Prodüksiyon Amiri: Naci Duru, Set Amiri: Ekrem Ülgey, Kurgu: İsmail kalkan, Set Ekibi: Halil Dede, Taci Erşan, Rauf Öztürk, Seslendirme Yönetmeni: Abdurrahman Palay,

Oyuncular: Kemal Sunal (İnek Şaban), Adile Naşit (Hafize Ana), Halit Akçatepe (Güdük Necmi), Taık Akan (Damat Ferit), Münir Ozkul (Kel Mahmut), Muharrem Gürses (Müdür), Feridun Şavlı (Domdom), Sıtkı Akçatepe (Paşa Nuri), Cem Gürdap (Tulum Hayri), Akil Öztuna (Akil Hoca), Kemal Ergüvenç (Kemal Hoca), Tuncay Akça (Bacaksız), Ayşen Gruda (Yarışma sunucusu), Ergin Orbey (Hüseyin Şevki Topuz), Ahmet Arıman (Hayta İsmail), Ertuğrul Bilda (Kül Yut-maz), Talat Dumanlı (Sıtkı Hoca), Hayri Karabey (Rıza Hoca), Cengiz Nezir (Bozum Cahit), Bülent İğdiroğlu (Kalem Şakir), Hakkı karadayı (Veysel Efendi), Ekrem Dümer (Doktor Bekir), Bilge Zobu (beden eğitimi öğr), Dilaver Gür, Faruk Savlı, Talat Gözbak, Selim Naşit, Ekrem Ülgey, Taci Erşan, Halil Dede, Tuncay Akça, Ali Eraslan

KONU: Filmde, Hababam Sınıfı ile okula gelen yeni müdür yardımcısı arasındaki mücadele anlatılır. Hababam Sınıfı, yıllardır sınıfı geçemeyen, yaşı büyük öğrencilerden oluşur. Bu öğrenciler okulun hiçbir kuralına uymazlar. Okula Kel Mahmut lakaplı yeni bir müdür yardımcısı gelir. Mahmut Hoca, okulda disiplini sağlamaya çalışır. Böylelikle öğrenciler ve Mahmut Hoca arasında bir mücadele başlar. (Yiğitalp Ertem)

► Ertem Eğilmez'in Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı popüler yapıtlarından sinemaya aktardığı Hababam Sınıfı, Türk sinemasında hem tecimsel, hem de güldürü anlayışıaçısından bir dönüm noktası olur. Herkesin yaşamında var olan, ya da var olmuş olan okul sıralarının sınırsız özgürlüğünü -biraz abartılı da olsa- aktaran film, nos-taljik tatlar içermesinin yanı sıra, kalabalık oyuncu kadrosu ve güldürü ile dramı iç içe vermesiyle de Türk sinemasının başyapıtları değilse de, en popüler güldürü dizisini oluşturur.

Eğilmez bu seriden Hababam Sınıfı (1975), Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1975), Hababam Sınıfı Uyanıyor (1975), Hababam Sınıfı Tatilde (1977), Hababam Sınıfı Güle Güle (1981) filmlerini yapar. Daha sonra aynı tiplere ve esprilere dayanan seri başka yönetmen-ler tarafında da sürdürülür Son olarak 2005'te Arzu Film ekolünün temsilcilerin-den Kartal Tibet tarafından yapılan Hababam Sınıfı Askerde (2.5 milyon se-yirci) ile Hababam Sınıfı Merhaba (1.8 milyon seyirci) Türk sinemasının tüm zamanlarının en fazla seyirci toplayan ilk on filmi arasına girer.
Hababam Sınıfı serisinin genelde, birbir-lerine gevşek bir şekilde bağlı, skeç ve olaycıklarından ibaret bir düz çizgi izle-mesine karşılık büyük bir ilgi görmesi, durum komedisi  ile tip komedisini, güldürü ile ağlatıyı ya da espri ile duygusallığı birbirlerine koşut bir şekilde iç içe sunmasından gelir. Kalabalık ve ünlü oyuncular topluluğunun nostaljik tatları da beraberinde getiren çocuksu ve duygusal serüvenlerinin herkesin yaşamında yer edinen kimi anılarla örtüşmesi, bu serinin sevilmesinin ana nedenini oluşturur. Bu filmler tüm sevimliliğine ve ilgi görmesine karşılık, ne yazık ki Türkiye'nin bilinen ve var olan eğitim sistemine (özel okul gerçeğine, öğrenciöğretmen ilişkisine) radikal ve toplumsal bir eleştiri getirmediği gibi, gereğinden fazla abartılı anlatımıyla da bu olgunun acı ve karamsar mizahını pek inandırıcıve gerçek bir biçimde yansıtamaz.
Hababam Serisi, başta Kemal Sunal, Şener Şen, Münir Özkul, Adile Naşit, Halit Akçatepe gibi oyuncuların ününü pekiştirdiği gibi, daha sonraki yıllarda Melih Kibar'ın yaptığı müziği de bir ba-kıma mitleştirir.
www.europeanfilmfestival.com ”

► Piyasanın tam bir "bunalım" içinde olduğu, hiçbir filmin, hiçbir star oyuncunun sinemaları doldurmayı başaramadığı, filmeilerin kara kara düşünmekte olduğu, şirketlerin iflas, sinemaların kapanma söylentilerinin bir biri ardına yapıldığı bir dönemde, hem de mevsim sonuna rastlayan bir filmin Türk sine-masının şimdiye dek bildiği tüm hasılat rekorlarını altüst edişi, onbir sinemada ikinci haftaya girdikten sonra bunların üçünde, üçüncü haftasına gcçınesi… "Hababam Sınıfı" bu açılardan, kuşkusuz bir "ticari başarıdır ve yalnız şirketine değil, pıyasaya da moral aşısı yapan bir olay olarak, ele alınmağa değer …
"Hababam Sınıfı"nın yıllardır değişik şirketlerin raflarında tozlanan projesin yeniden ortaya çıkaran ve bir yandan, yıllar yılı senaryo (nedendir bilinmez) geri çevirmekte direnen sansüre diğer yandan da konuyu kendi olanaklarıyla çevirtmek isteyen TV'ye karşı verdiği savaşı kazanan yönetmen - yapıımcı Erteın Eğilmez, kabul etmek gerekir ki, Türk mizahının artık klasikleşmiş yapıtla-rından biri olan "Hababam Sınıfı"nın sinemalaştınlmasının getirdiği çeşitli güçlüklerin önemli bir bölümünü ustaca çözümlemiş. Eğilmez'in 'geçmiş filmlerinde de bildiğimiz hızlı, oynak anlatımı, kısıtlı "mekan" sorununun üste-sinden geliyor. Birbiri ardına gelişen "skeç"lerden oluşan filme, bunları birbi-rine akıllıca bağlanmış olması sayesinde bölük pörçüklükten kurtuluyor. Eitilmez'in tiplemesi de yerinde"Star" oyuncularla yeni tipler arasında kurduğu denge başarılı ...

Aslında Eğilmez'in bu başarısı, konunun kendi içinde taşıdığı olanakların yanında, pek önem taşımıyor. Şunu demek istiyorum: Film, ticari başarısını, Eğilmez'in yapabildiklerinden çok, konunun Türk toplumu ve Türk eğitim sistemi içindeki özel yerine ve geçerliğine borçlu ... "Hababam Sınıfı"nın tiplerini hangimiz okul sıralarında tanımadık, olaylarını hangimiz yaşamadık ki? (Burada özel bir parantez açarak ekleyeyim: bizim gibi, hem de "Mekteb-i Sultani" de leyli oku-muş olanlar için, bu kendi lise sıralarını yaşama, geçmişe dönme olayı, daha da geçerlidir).

Ancak, Eğilmez'in, okul sıralarından geçmiş veya okul sıralarında evladı, kardeşi, yakını olanların ilgi birikimi dolayısıyla hazır bir seyircisi olan filmi gerçekleştirirken gösterdiği iş bilirlik yanında, kuşkusuz eleştirilmesi gerekli olan çok yanı da var. Eğilmez, gerçi sinemanın getirdiği ola-nakları esere daha geniş boyutlar kat-mada başarıyla kullanıyor üzellikle, birkaç yıl önceki tiyatro sahnesine uygulanan "Hababam Sınıfı"nın sahnedeki çok sınırlı tiplemesi ve mekan kısıtlığı yanında, sinemanın ayan tajları söz götürmez bile. Ancak, Eğilmez'in tüm başarısı yüzeysel ve biçimsel kalıyor. Öze ilişkin hemen hiçbir çaba gözükmüyor. Öncelikle, Eğilmez tiplemelerde gösterdiği başarıyı çok sınırlı biçimde kullanıyor. Kahramanlarımızın yalnızca güldürü ögesini oluşturan "matrak" yanlarını görüyoruz. Bu görünüşün ardındaki gerçek kişilikler, ilk gençliğin sorunları, hoca işletmek, kopya çekmek, dalga geç-mek davranışlarının dışında kalan ve asıl kişiliği oluşturan tüm öğeler, ayrıntılar, Eğilmez'in filminde yok ... Bu kişilikler birer kalıp, birer gölge gibi kalıyor. Eğilmez'in çağdaş bir karagöz perdesi gibi saydığı ve o kalıplar içinde başarıyla yansıttığı, ama yaşamayan, derinliği, eti canı olmayan gölgeler... "Damat Ferit"in aile sorunlarının, evli olmasının, çocuğunun ortaya çıkması ise, bu derinlik boyutu yönünde bir çaba değil, yalnızca entrika gelişimi yönünde bir öge olarak kalı-or..

Aynı boyutsuzluk, özellikle filmin idealize kahramanı olan Mahmut öğretmen için de söylenebilir. Eğilmez, Mahmut öğretmeni (özellikle kendi eklediği finalle) filmin baş kişisi yapıyor. İyi, güzel ama Mahmut öğretmenin davranışları, soyut bir "iyilik" taşımaktan öteye gitmiyor. Mahmut öğretmen, okulda var olmayan disiplini kurmaya çalışıyor, gereğinde de cebinden para vererek, sertliğinin gerisinde öğrencilerini nasıl sevdiğini gösteriyor. Ama bu soyut insancıllık, öğrencileri gerçekten "iyi yol"a yöneltmek için yeterli mi? Mahmut öğretmenin hiçbir fikri yapısına, hiçbir yaşam felsefesine, (idealist çerçeve içinde bile olsa), hiçbir düşüncesine, görüşüne rastlamıyoruz filmde (veya senaryoda). Hiçbir düşün-ce, ilke, yaşam karşısında, hiçbir temel davranış biçimi önermiyor öğrencilerine Mahmut öğretmen ...

Yalnızca disipline uymayı ve "iyi" olmayı öneriyor. Yeterli mi, geçerli mi bu?
Zaten, Eğilmez'in genel olarak da, öyküyü bugüne getirmek, güncel, giderek çağdaş bir mesaj vermek için hiçbir çaba gösterdiği söylenemez. "Hababam Sınıfı"nın hoca işletmek ve gün geçirmekten başka bir şey düşünmeyen öğrencileri bugün hala aynen var mı? Toplumun her kesimindeki son 10,15 yıldaki bilinçlenmenin öğrenci kesimine de nasıl yansıdığını olaylardan, gazetelerden, TV'de gençlerin katıldığı forumlardan öğrenmeyen kaldı mı? Eğilmez, konuyu bugüne dek getirmede, yalnızca Boğaz Köprüsünün görüntüleri-ni, Euravision şarkılarını, Hümeyra'nın "Sessiz Gemi'sini kullanmış. Hata etmiş. Bu biçimsel bugüne getiriş, öze ilişkin, değişimleri de birlikte getirmeliydi çünkü. Yoksa "Hababam Sınıfı'nın yazıldığı yıllarda, toplumumuzun son yıllardaki değişiminin, bilinçlenmesinin gerisinde bırakmak çok daha iyi ve akıllıca olurdu.

İşte "Hababam Sınıfı"nın, birçok sorunu yenerek becerikli, işbilir sinemalaştırılması olayının ötesinde düşündürdükleri de bunlar... Eğilmez'in artık her kesin kabul ettiği sinema bilgisi ve becerisini, daha iyi düşünülmüş, daha çok sorumluluk taşıyan filmierde ortaya koymasını beklemek hakkımızdır ...”Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları”



HABABAM GİT HABABAM GEL (1975)


Yönetmen:Aram Gülyüz
Senaryo:Suavi Sualp
Görüntü Yönetmeni:Abdullah Gürek
Yapım:Elvan Film/Özdemir Birsel

Oyuncular: Mete İnselel, Şemsi İnkaya, Feri Cansel, Nur Ay, Şefik Döğen, Sezgin Sezer, Cevat Kurtuluş, Ekrem Gökkaya, Canan Candan, Aysun Uçar, Feridun Çölgeçen, Ahmet Kostarika (Turgutlu)

Konu: Film, Zeynep’e âşık olan Zülküf’ün başından geçen olayları anlatır. Zülküf, odasında soyunan Zeynep’i izlerken yakalanır. Zeynep’in ağabeyleri Osman ve Hasan, hapishaneden çıkmak üzeredir. Zülküf, Abdullahlar olarak anılan bu iki kardeşten korkup İstanbul’a kaçar. Tesadüfen Zeynep de İstanbul’a kaçmıştır. Hapishaneden çıkan Osman ve Hasan, Zeynep’in peşinden İstanbul’a gelir. Zülküf, kaçabilmek için estetik ameliyatla yüzünü değiştirir. Ameliyattan sonra yeni yüzünü gören herkes korkup kaçmaya başlar. Çünkü Zülküf’ün yeni yüzü, tıpatıp ünlü kabadayı Baba’ya benzemektedir. İkinci Baba’nın gelmesiyle birlikte her şey karışmaya başlar. Bir şeyler döndüğünü hisseden gerçek Baba da düşmanlarından ve polisten kaçmak için yüzünü değiştirir. Profesör’ün Baba’ya verdiği yeni yüz ise Zülküf’e benzemektedir. İşler içinden çıkılmaz bir hâle gelecektir. (Aslan Erdem)

GÜLER MİSİN AĞLAR MISIN (1975)


Yönetmen:Osman F. Seden
Senaryo:Ahmet Üstel
Kamera:Erdoğan Engin
Yapım:Erman Film/Hürrem Erman

Müzik: Cahit Berkay ve arkadaşları, Reji Asistanı: Arif Erkuş, Kamera Asistanı: Orhan Oğuz, Ar Direktör: Erdil Demirbağ, Teknik Ekip: Nejat Buvan, Mustafa Kıtır, Turan Durmuş, Işık Şefi: Halit Aysan, Prodüksiyon Amiri: Avni Turan, Asistan: Bilal Gülcan, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Asistanlar: Ender Teker, Erkan Esenboğa, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tümaçgil, Montaj-Senkron: İsmail kalkan, Mevlüt Koçak, Sabit Özergül, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Kâzım Kurt, (Yeni Stüdyo renkli laboratuvarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir).

Oyuncular: Zeki Alasya, Metin Akpınar, Fatma Belgen, Kadir Savun, Neriman Köksal, Turgut Boralı, Ali Cağaloğlu, Ali Şen, Gönül Genç, Baki Tamer, Orhan Aydınbaş, Baki Tamer, Küçük İhsan Gedik, Ahmet Kostarika, Ahmet Kara-ca, Tevfik Şen, Güngör Ertür, Ali Demir, Yıldız: Gönül Genç,

Konu: Filmde, iki yakın arkadaşın çok sevdikleri Rasim Usta ve ailesi için yaptığı fedakârlıklar anlatır. Cemal Bey’in otelinde otel katibi olarak çalışan Metin ile inşaatta çalışan Zeki ayrılmaz iki dosttur. Cemal Bey daha çok kazanmak için mini golf tesisi kurmaya karar verir. Başına da Metin’i geçirmeyi düşünür. Aynı zamanda Metin, Rasim Usta’nın kızı Aysel’le evlenme plânları yapmaktadır. Tesisin yapılması için Rasim Usta’nın evinin yıkılması gerekir. Bunu duyan Zeki ve Metin her şeyi bırakarak Cemal Bey’e karşı çıkar. Zeki ve Metin, kasabadan ayrılmaya karar veren Rasim Usta ve ailesi için çare bulmaya çalışır. Bu sırada kasabaya gelen bir misafir her şeyi değiştirecektir. (Büşra Parça)




GÜLŞAH (1975)



Yönetmen:Orhan Aksoy
Senaryo:Ahmet Üstel
Görüntü Yönetmeni:Çetin Tunca
Yapım:Gülşah Film/Selim Soydan

Oyuncular : Gülşah Soydan, Hülya Koçyiğit, Cemil Şahbaz, Nil Burak, Münir Özkul, Neriman Köksal, Mürvet Sim, Sami Hazinses, Cevat Kurtuluş, İsmail Hakkı Şen

Konu Filmde, Gülşah’la dadıları arasındaki maceralar anlatılır. Annesiz büyüyen Gülşah, dedesinin ve evde çalışan uşakların da yardımıyla dadılarını evden kaçırır. Babası, Gülşah’a yeni dadı olarak Zeynep’i getirir. Zeynep, diğer dadıları kaçırtan şakaların tamamını atlatmanın bir yolunu bulur. Gülşah da zamanla Zeynep'i sevmeye başlar. Gülşah, Zeynep’in dadısı değil annesi olmasını ister. Bunun için dedesinden yardım talep eder. Babası ise anne adayı olarak bir başkasını tanıştırır. Gülşah’ın bu durum için de plânları vardır. (Suna Topkara)

GÖRDÜĞÜN YERDE VUR (1975)



Senaryo ve Yönetmen:Jerry Messon
Görüntü Yönetmeni:Muzaffer Turan
Yapım:İrfan Film/İrfan Atasoy, Türk-İtalyan Ortak Yapımı

Oyuncular: İrfan Atasoy, Beba Longar, Gordon Mitchell, Figen Han, Hakkı Koşar, Jean Pierre Blanchard, Michel Stoodard, Süleyman Turan, Altan Bozkurt, Birtane Güngör, Kenan Pars, Tarık Şimşek, Altan Günbay, Hüseyin Zan

Konu: Bir müzeyi soymak isteyen soyguncularla, bir gazeteci arasında geçen maceranın öyküsü.

GERDEK GECESİ (1975)


(KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE) 

Yönetmen:Oksal Pekmezoğlu
Senaryo:Yılmaz Tamtürk
Foto Direktörü:Kenan Kurt
Yapım:Saner Film / Hulki Saner

Oyuncular: Alev Sezer, Ceyda Karahan, Şeyda Senem, Viki Vanberk, Alev Altın, Tülin Kazan, Nilgün Ceylan, Yüksel Gözalan, Osman Alyanak, Nurtekin Odabaşı, Feridun Çölgeçen

Konu: Bir miras nedeniyle İstanbul'a gelen taşralı bir gencin kadınlarla ilişkilerinin öyküsü.

GENÇLiK KÖPRÜSÜ (1975)


"Yarın Elbet Bizimdir" 

Yönetmen:Salih Diriklik
Senaryo:Akın Gurup
Foto Direktörü:Tuncay Ural
Yapım:Elif Film / Yücel Çakmaklı

Set Teknisyeni: Bedri Uğur, Necmettin Çoban, Erdil Demirbağ, Prodüksiyon Yardımcısı: Ali İhsan Yurt, Işık: Enis Özaydın, Laboratuar Şefi: Özdemir Arıkan, Dublaj: Tuncer Aydınoğlu, Montaj Senkron: Arif Özalp,

Oyuncular: Necla Nazır, Itır Esen, Salih Kırmızı, Erdinç Gökçay, Leman Akçatepe, Güngör Ertür, İsmail Hakkı Şen, İlhan Hemşeri, Nubar Terziyan, Birtane Güngör, İlhan Kasap, Kenan Pars, Orhan Alkan, Lütfü Seyfullah, Göksel Kortay, Kamuran Usluer, Nuran Aksoy, İlhan Hemşeri, Çağlayan Şelalle, Mehmet Yıldızoğlu, Müşerref Çapın, Diler Darç, Firuzan Feyyaz, Feridun Çölgeçen, Ahmet Türk, Hüseyin Salıcı, Ahmet Zühtü Özgün, Süleyman Kahraman, Hanefi Akbıyık, Ali Namal, Cengiz Sönmez, Bülent Başıbüyük, Enver Töre, Osman Ertan, Murat Küçük, Hüseyin Koncagül, Tuncay Halıcıoğlu, Zafer Akbaş, Naci Aslan, Erhan Turgut, Emine Kaya, Ümit Aktop, Bülent Ark, Ertuğrul Özbizerdik, Turgut Atakan, Refik Özgen, Nilgün Gökçen, Gülseren Gökçen, Hülya Arı kovanlı, Küçük Sanatçılar: Hasan Fehmi Aykut, Yasemin Aslankaya,

Konu: Üniversiteye girememiş gençlerin öyküsü

GELİNİN ÖDÜ PATLADI (1975)


Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Nuri Kırgeç
Foto Direktörü:Nedim Akanlar,
Yapım: Asu Film / Tuncer Üçüncüoğlu

Işık Düzeni Ender Işık Servisi: Şef: Aydın Yurteri, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu, Montaj Senkron: İsmail kalkan, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Laboratuar: Hasan Örnek, Selâhattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, Prodüksiyon Müdürü: Mustafa Oğuz,
Yeni Stüdyoda hazırlanmış ve seslen-dirilmiştir.

Oyuncular: Arzu Okay, Pekcan Koşar, İsmail Hakkı Şen, Yaşar Güner, Kudret Şandra, Meral Deniz, Demircan Türkdoğan, Gülten Kaya, Gül Seren, Yasemin Esmrergül, Leyla Şahin, Samuray, Yüksel Üçgözen,

Konu: Gazeteye verdiği bir ilan sonucunda üç ayrı kimlik taşıyan bir adamla evlenen zengin bir kızın öyküsü.


GECE KUŞU ZEHRA (1975)


Yönetmen:Arşavir Alyanak
Senaryo:K. Alyanak
Kameraman: Abdullah Gürek
Yapım:Melek Film/Şahan Haki

Eser: M. Karataş, Yönetmen Asistanı: Arif Erkuş, Kamera Asistanı: Galip, Işık Şefi: Kahraman Kongor, Set Ekibi: Ömer Bubu, Hacı Kahraman, Günay Gün, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu; Bican Avşar, Montaj: Arif Özalp, Dublajı İdare Eden, Zafer Önen, Laboratuar Şefi: Recai Kara, Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu, (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Tarık Akan, Hale Soygazi, Münir Özkul, Süleyman Turan, Adile Naşit, Fatma Belgen, Nubar Terziyan, Zafer Önen, Hakkı Kıvanç, Hasan Demirkol, Kamer Sadık, Suat Karçal, Yaşar Şener, İhsan Gedik, Niyazi Gökdere, İbrahim Kurt,

Konu: Filmde, tatile giden Ferit ile orada tanıştığı Zehra’nın birbirilerine âşık olmaları konu edilir. Ferit piyangodan kazandığı para ile bir araba alır. Hemen arkadaşları Nejat ve Suzan ile birlikte tatile çıkar. Otele girerken karşılaştığı bir kadın, Ferit’i çok etkiler. Ardından bu kadını daha sık görmeye başlar. Sonunda bir akşam kumar masasında tanışırlar. Semra, Abdüllatif Kalkan isminde Adanalı bir tüccarla evlidir. Aynı gece Semra, Ferit’in odasına gelir. Fakat Semra, odaya Ferit’in sandığı gibi âşık olduğu için gelmemiştir. Ferit’in odadan ayrılığı bir anda, Semra Ferit’in tüm parasını çalar. Ferit, Semra’yı yakalayınca hikâyesini dinler. Asıl ismi Zehra olan bu kadın, kocası diye tanıttığı amcası ile hırsızlık yapmaktadır. Ancak Zehra ile Ferit’in arasında başlayan aşk ilişkisi, her şeyi değiştirecektir. (Aslan Erdem)

FISTIKLAR (1975)


Yönetmen:Osman Nuri Ergün,
Senaryo:Osman F. Seden,
Operatör:Tuncay Ural,
Yapım:Seden Film//Osman F. Seden

Oyuncular: Tamer Yiğit, Figen Han, Süleyman Turan, İlknur Taçbaş, Nur Soylu, Nur Ay, Nubar Terziyan, Gülten Kaya, Senar Seven,

Konu: Çok zengin bir dede, kız torununun evlenmek isteği adamla evlenmesine karşıdır. Bunun için bir vasiyet yazdırır ve evliliğin gerçekleşmesini engellemek İçin madde ekletir. Maddeye göre Torununun evlenebilmesi için baş-ka bir adamla evlenmesi ve o adamında ölmesi gerekmektedir. Seks canavarı lakaplı bir mahkum ise, hapiste asılmayı beklemektedir. Olaylar bu şekilde gelişir ve devam eder.

FIRTINA BEHÇET (1975)


Yönetmen:Yavuz Figenli,
Senaryo:Bülent Oran,
Foto Direktörü:Ali Yaver,
Yapım: Barlık Film//Necdet Barlık

Oyuncular: Behçet Nacar, Emel Özden, Turgut Özatay, Nur-Ay, Danyal Topatan, Tarık Şimşek, Yalar Güçlü, İhsan Gedik, Cenk Er, Yıldız Ege,

Konu: Film, Fırtına Behçet’in para uğruna kaçırılan bir çocuğu kurtarmasını konu edinir. Leylâ, kocasını öldürerek onun mirasına konmak istemektedir. Bir süredir ilaç adı altında ufak dozlarla kocasına zehir vermektedir. Etkisini göstermeye başlayan zehir, yaşlı adamı iyice ölüme yaklaştırır. Leylâ ve suç ortağı Kara Kâzım, zengin adamın bir mirasçısı daha olduğunu öğrenir. Yaşlı adam, mirasının büyük kısmını Murat’a bırakmıştır. Bu yüzden Kara Kâzım ve adamları Murat’ı kaçırır. Öz oğlu gibi sevdiği Murat’ın kaçırıldığını duyan Behçet, hemen harekete geçecektir. (Aslan Erdem)


GARİBAN ŞAKİR (1975)


 Yönetmen; Necat Okçugil
Senaryo: Hasip Yenik
Kamera: Tuncay Ural
Yapım: Okçugil Film/Necat Okçugil

Reji SAsistanı: Vasıf Okçugil, Kamera Asistanı: Mehmet Gün, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Kazım Çakırmanoğlu, Montaj Senkron: İs-mail Kalkan, Mevlut Koçak, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuar: Hasan Örnek, İsmet Karslı, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, Selâhattin Kaya, Prodüksiyon Müdürü: Nihat Cerit,
Yeni Stüdyo Renkli Film laboratuarlarında renklendirilmiş ve seslendirilmiştir

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Aysun Güven, Ayşen Gruda, Ceyhan Cem, Mürvet Sim, Nevzat Okçugil, İhsan Baysal, Sami Hazinses, Orhan Elmas, Yüksel Gözen, Ehat Alinçe, Nilgün Ceylan, Alpay İzer, Renan Fosforoğlu, Nezihe Güler, Nermin Hoşsöz, İlknur Günxdem, Nihat Cerit, Ali Demir, Yılmaz Kurt, Muzaffer Yenen, Yusuf Çağatay, Celal Yonat, İnsan Özenç, Zülfikar Öner,

 Konu: Evde kalmış yaşı geçkin kızını evlendirmek isteyen annenin ve kızını istemeye gelen taliplerinin arasında geçen komedi.


EVDE KALMIŞ KIZLAR (1975)


Yönetmen: Uğur Duru
Foto Yönetmeni:Abdullah Gürek
Yapım: Uğur Duru/Duru Film

Makyaj: Ehat Alinçe, Eşya: Tuncay Erenay, Set: Yaşar Davutoğlu, Dursun Ayyıldız, Abdullah Kıvırcık, Laboratuar Şefi: Sabahattin Hoşsöz, Senkron: Bayram Türkkan, Montaj: Mehmet Özdemir, Negatif Montaj: Mustafa Karataş, Sesleri Alan: Feridun Kınay, Şakir Özkan, Teknik Direktör: Cemil Orhon, Prodüksiyon Sorumlusu: Kadri Topçu, Yönetmen Yardımcıları: Erkan Işıklar, Kamera Yardımcıları: Galip Kızılkaya,
İpek Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Macit Flordun, Abdullah Şahin, Aytaç Sarman, Canan Perver, Kadir Savun, Sırfrı Elitaş, Aysun Güven, Yaşar Güner, Meral Deniz, Müşerref Çapın, Renan Fosforoğlu, Ersun Kazançel, Seyhan Gümüş, Gülten Kaya, Arap Celal, Reşit Çıldam

Konu: Film, kızlarıyla başı belada olan bir babanın hikâyesini anlatır. Kadir Bey, devlet memurluğundan emeklidir. Hepsi bekâr olan kızlarıyla başı beladadır. Bir gün İstanbul’da iş bulamayan Turgut, arkadaşı Süleyman’ın yanına kasabaya gelir. Kasabaya yerleşir. Perihan ile birbirlerini görür görmez âşık olurlar. Perihan’la birlikte diğer kızlar da kendilerine birer kısmet bulacaktır. (Aslan Erdem)

EVCİLİK OYUNU (1975)


Yönetmen:Orhan Aksoy
Senaryo:Safa Önal
Foto Direktörü:Cahit Engin
Yapım:Erler Film/Türker İnanoğlu

Yönetmen Yardımcısı: Cevat Şahiner, Müzik: Bora Ayanoğlu, Kamera Asistanı: Ali Güven, Işık Şefi: Aydın Yurteri, Işıklar: Ender Işık Servisi, Teknik Direktör: Metin Miroğlu, Dublaj Yönetmeni: Kemal Bilici, Ses Mühendisi: Tuncer Aydınoğlu, Montaj Asistanı: İhsan Üçü Tepe, Laboratuvar: Recai Karataş, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş, Prodüksiyon Ekibi: Necati Şimşek, Mehmet İnci, Ercan Akyıldırım, İbrahim Göçmen, (Acar Film Stüdyosunda Hazırlanmış ve seslendirilmiştir).

Oyuncular: Gülşen Bubikoğlu (Nazlı), Tarık Akan (Adnan), Hulusi Kentmen (Mümtaz), Mürüvvet Sim (Mürüvvet), Mümtaz Ener (Rıfkı), Sami Hazinses (Sami), Cevat Kurtuluş (Cevat), Ekrem Dümer: Kuyumcu), Kayhan Yıldızoğlu, Haluk Orçun, Günfer Feray (Hizmetçi), Renan Fosforoğlu, Hülya Tuğlu (Esin), Rıza Tüzün, Necdet Yakın, Turgut Boralı, Hakkı Kıvanç (Mahkum), Mustafa Ya-vuz, Ceylan, Baki Tamer, İbrahim Kurt, İhsan Gedik, Süheyl Eğriboz, Muzaffer Yenen, Reşit Çıldam, Ali Demir, Zülfikar Öner

Konu: Aslında doğuştan beşikkertmesi nişanlı olan, ama birbirlerini hiç tanımayan iki gencin öyküsü. Nazlı zengin işadamı Mümtaz’ın kızıdır. Adnan ise Mümtaz’ın eski arkadaşı Rıfkı’nın oğlu. Mümtaz kızının Adnan’la evlenmesini ister. Nazlı karşı çıkar. Adnan’ın ailesini aşağılar ve evi terk eder. Adnan da Nazlı’yı istemez ama tavrından dolayı oyun oynamaya karar verip izini bulur. Kendini otelde tekne sahibi olarak tanıtır. Nazlı da turist rolü oynar. Polisten kaçan Adnan Nazlı’nın odasına sığınır. Nazlı ses çıkarmamasına karşılık Adnan’a otuz günlük düzmece bir evlilik teklif eder. Adnan bu evlilik karşılığı para alacaktır. Anlaşma olunca Nazlı babasına evlendiğini ve eşiyle birlikte eve geleceğini haber verir. Adnan yol boyunca ve evde görgüsüzmüş gibi davranır. Babası damadı onuruna bir tanıtma partisi verdiğinde Adnan’ın akra-baları da gelmiştir. Özellikle halası Nazlı’nın babası ile samimi olur. Nazlı’nın arkadaşı Esin de Adnan’la sohbeti koyulaştırınca, Nazlı bu evlilikten pişman olur. Bu arada Adnan’ın babası gelir. Konuşmalarına kulak misafiri olan Nazlı, kim olduğunu anladığı Adnan’a oyun oynamaya karar verir. Adnan’la Nazlı hırsızlık amacıyla bir köşke girip polise yakalanır. Aslında polisler Nazlı’nın arkadaşlarıdır. Oyun biter, her şey ortaya çıkar. Bir süre ayrılırlarsa da, bu süreçte birbirlerini sevdiklerini anladıklarından, yeniden ve bu kez sonsuza dek birleşirler…

ERKEK KAZIM (1975)


Senaryo ve Yönetmen:Tanju Gürsu
Kamera:Sertaç Karan
Yapım:Gürsu Film/Tanju Gürsu

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Aynur Akarsu, Dolgan Sezer, Samuray, Alev Altın, Betül Aşçıoğlu, Yüksel Gözen, Erdinç Akbaş, Ali Demir

► Eski hoparlörden bir kült plak çalmaktadır "Boş ver, boş ver arkadaş" Film be-yaz badanalı duvarda (perde) başlar... Jenerik akmakta.. Erkek Kazım. Konu Jerry Lewis'in eski bir filminden arak, kimya laboratuvarında bir kaza oluyor, bütün dünyadaki erkekler iktidarsız kalıyor, bundan etkilenmeyen tek kişi Kazım. (Aydemir Akbaş) Bütün kadınlar peşine düşüyor. Aslında konu matrak! Fakat banal espriler bayıyor da bayıyor... Kazım kadınlardan illallah diyar, yüksekçe bir yerden bağırıyor "Söyleyin kadınlar ne lazım!" Kadınlar hep bir ağızdan cevap veriyorlar "Sen lazımsın Kazım!" Başka bir sahnede kadınlar manav kuyruğundalar.

 Erkeksizlikten hıyara, patlıcana talep artmış, karaborsa olmuş. (Anladın mı?) Zeka dolu espriler... Aydemir Akbaş "Eğer astronot olsam ilk işim dünyanın üstüne sıçmak olurdu" diyor, bunu yapıyordu. Tek başına değil, suç ortakları vardı. İlk Erkek Kazım filminde Ali Poyrazoğlu oynuyor, Aydemir Akbaş küçük bir rolde tek bir lafı var, "konuşma ulan" diyor sık sık. Film Adana'da oynuyor, seyirci her "konuşma ulan"dan sonra kahkahayı basıyor. Sinemadan çıkan seyirci/er "konuşma ulan" diye bağırıyr yollarda, slogan oluyor "konuşma ulan". Adanalı işletmeciler farkına varıyor bunun, hemen İstanbullu yapımcılara Aydemir Akbaşlı film sipariş ediyorlar... İşte böyle bütün çarpıklığına rağmen, kadınlar konusunda başarılı, bir umut veriyor şehrin Kazım'larına ...”Osman Cavcı “Yanlış Anlaşılmış Filmler”