Powered By Blogger

29 Mart 2018 Perşembe

HALKALI ŞEKER (1975)




Senaryo ve Yönetmen:Feridun Kete
Kamera:Ertunç Şenkay
Yapım:Kımız Film / Feridun Kete

Oyuncular: Seher Şeniz, Salih Kırmızı, Nevin Nuray, Mehmet Bahadır, İhsan Gedik, Samuray

Konu: Para kazanmak için türlü oyunlara giren bir kadının öyküsü.

HALİME’NİN KIZLARI (1975)


Yönetmen:Çetin İnanç
Senaryo:Tamer Yiğit
Foto Direktörü: İzzet Akay
Yapım:Kadri Film/Kadri Yurdatap

Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Montaj Senkron: İsmail Kündem, Renk Uzmanı: Türker Vatan, laboratuar Şefi: Hikmet Kuyucu, Reji Asistanı: Oktar Durukan, Kamera Asistanı: Atilla Akarsu, Laboratuar: Hasan Örnek, İsmet Tomaçgil, Sabahattin Kaya, (Yeni Stüdyoda hazırlanmış ve seslendirilmiştir. )

Oyuncular: Tamer Yiğit, Ceyda Karahan, Aynur Akarsu, Oktar Durukan, Hikmet Taşdemir, Asuman Arsan, Meral Deniz, Tevhit Bilge, Coşkun Göğen, Ferhat Ünal, Hakkı Kıvanç, Haydar Karaer, Gülten Kaya, Kudret Karadağ, Cango Kemal,

Konu: Üç gangster arkadaşın aşık olduk-ları kızlarla mücadelenin öyküsü.

HABABAM TABURU (1975)


Yönetmen:Hulki Saner
Eser:Rıfat Ilgaz
Senaryo:Adnan Saner
Foto Direktörü:Rafet Şiriner
Yapım:Saner Film/Hulki Saner

Kamera Asistanı: Taci Saraç. Reji Asistanı: Engin Temizer, Prodüksyon Asistanı: Ergin Demirçubuk, Ar Direktör: Hasan Nurdan, Set Ekibi: Necati Bostancı, Çetin uzun, Nurettin Akgül, Cumali Cimgü, Işık Şefi: Mustafa Koçaslan, Asistanı: Enis, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, İsmail Kara-taş,   Özdemir Arıtan, Prodüksiyon Amiri: Şerif Ablak, (Acar Film Stüdyosu renkli laboratuarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir).

Oyuncular: Müjdat Gezen, Hulusi Kentmen, Figen Han, Şefik Döğen, Altan Günbay, Baykal Kent, Arap Celal, Hamit Has, Yaman Tüzcet

Konu: Temel Reis ve Tayfalar bir yük ge-misinde çalışmaktadırlar. Temel Reisi kızdırmak hoşlarına gider. Ona çeşitli oyunlar oynarlar. Temel konuşurken Sarhoş arkasına geçer ve teneke bağlar. Temel yürüdükçe tenekeler peşinden gider. Temel onları kovalamaya başlar
.
Temel Reis bu gemiye kadın giremez der. Tayfalarda kendi aralarında iddiaya girerler. Ve Bitirim kadın kılığına girer. Temel""i peşinden koşturur. Tayfaların kamarasına götürür. Kamarada sarıla-cakken Bitirim peruğunu çıkarır diğer Tayfalarda saklandıkları yerden çıkar-lar. Temel onları kovalamaya başlar. Tayfalar yolculuktan ve gidecekleri ülkenin sıkıcılığından sıkılarak Temel Reise oyun oynayıp dümene mıknatıs koyarak geminin yönünü değiştirirler. Gemi yol aldıktan sonra kara gözükür, Tayfalar Kazablanka’ya geldik diye sevinirler. Ama geldikleri yer darbeleriyle ünlü Umumba dır. Umumbaya gelirler. Yine darbe olmuştur. Gemilerine el konulur. Kendileri de asker olarak görev yapacaklardır. Temel reis Tayfaların ını esir alırlar, ederlerbaşına Onbaşı olarak verilir. Askerler talim yapar, Temel reis önde yürür, Tayfalar arkadan kaçıp bir ağacın altına otururlar diğer askerler talim yapar. Tayfalar Temel reise Tezahürat yaparlar. Temel gelir onları tekrar sıraya sokar. Askerler sıradayken mini etekli bir Hemşire gelir Binbaşıya kağıt imzalatır gider, askerler peşinden bakarlar. Tayflar tuvalet kuyruğundadırlar, sarhoş tuvalette içki içer diğerleri kapıda kıvranır. Uzun süre çıkamayınca, gider hortum bulur-lar, bu arada Sarhoş çıkar ve Temel tuvalete girer. Tayfalar hortumu tuvaletin üzerinden tutarak Temel’i ıslatırlar. Binbaşı ile Hemşirenin arasında bir ilişki vardır. Tayfalar onları takip eder. Sevişmeye başladıklarında, döşedikleri bir kablo düzeneği ile sevişme sesleri Hoparlöre verilir. Bütün alay dinler Generaluyanır kabloyu takip ederek onları yakarlar. Ve Binbaşıya bundan sonra imzaları ben atacağım der. Savaş başlar, Tayfalar, Temel reise kıymadıkları için onun yemeğine uyku ilacı koyarlar ve onun savaşa katılmasını engellerler. Tay-falar, Düşman birliklerinin KumandanBitirim onun kıyafetleri giyer, düşman askerlerini gruplar halinde pusu-ya düşürür ve arkadaşları etkisiz hale getirirler. Böylelikle savaşı kazanırlar, Madalya takarlar. General gemilerini iade eder. Temel reis ve Tayfalar yollarına devam eder.

HABABAM SINIFI SINIFTA KALDI (1975)


 (İNEK ŞABAN)

Yönetmen:Ertem Eğilmez
Senaryo:Sadık Şendil
Eser:Rıfat Ilgaz
Görüntü Yönetmeni:Kriton İlyadis
Müzik:Melih Kibar
Kurgu:İsmail Kalkan
Yapım:Arzu Film/Ertem Eğilmez

Sanat Yönetmeni: Hasan Nurdan, Yapım Yönetmeni: Yılmaz Kanat, Yapım Sorumlusu: Nezih Tunar, 1. Yönetmen Yardımcısı: Kartal Tibet, 2. Yön. Yrd.: Sami Güçlü, 3. Yön. Yrd.: Orhan Topçuoğlu, 4. Yön.Yrd.: Ergun Sözen, Kamera Asistanı: Güngör Özsoy, Fatih Baykul, Negatif Kurgu: Mahmut Eskici, Kâzım Çakırmanoğlu, Laboratuar Şefi: Ha-san Örnek, Laboratuar: Abdullah Akdeniz, Selâhattin kaya, İsmet Kars-lı, Renk Düzenleme: Türker Vatan, Işık Şefi: Yusuf Tümen, Işık Asistanı: Süleyman Çelik, Ses Kayıt: Necip Sarıcıoğlu, Senkron: Mevlût Koçak, Prodüksiyon Amiri: Naci Duru, Set Amiri: Halil Dede, Taci Erşan, Rauf Öztürk, Aziz Kıskanç, Selendirme Yönetmeni: Abdurrahman Palay

Oyuncular: Kemal Sunal (İnek şaban), Adile Naşit (Hafize Ana), Şener Şen (Body Ekrem), Münir Özkul (Kel Mahmut), Tarık Akan (damat Ferit), Semra Özdamar (Semra hoca), Ayşen Gruda (Ayşe), Sevda Aktolga (Sevda), Avni yalçın (Avni), Halit Akçatepe (Güdük nemci), Feridun Şavlı (Domdom), Ahmet Arıman (Hayta İsmail), Muharrem Gürses (Müdür), Teoman Ayık (Öğrenci), Filiz Bozkurt (Filiz), Sevtap Erdemli (Sevtap), Ergin Orbey (Hüseyin Şevki Topuz), Cem Gürtap (Tulum Hayri), Ertuğrul Bilda (Kül Yutmaz), Talat Dumanlı (Sıtkı Hoca), Hayri karabey (Rıza Hoca), Cengiz Nezir (Öğrenci), Bülent İğdiroğlu (kalem Şakir), Hakkı Karadayı (Veysel Efendi), Tayfun Akalın, Sıtkı Akçatepe (Paşa Nuri), Tay-fun Akalın, Kemal Ergüvenç (Kemal Hoca), Orhan Aydınbaş (Bakan), Selim Naşit, Ekrem Dümer, Tuncay Akça, Halil Dede, Aziz Kıskanç, Taci Erşan, Rauf Öztürk,

 Konu: Sahte diplomalarla Mahmut Hoca'yı kandıran "Hababam Sınıfı" yine sınıfta kalmıştır. Yaşları baya ilerleyen öğrencilerin arasındaki 25 yaşındaki Ferit, baba olmuş ve mecburen bebeği okula getirmiştir. Peki bu bebek bir lisede nasıl kalabilecektir?

* Ertem Eğilmez'in Rıfat Ilgaz'dan uyarladığı "Rababam Sınıfı’nın inanılmaz gişe başarısından sonra filmin bir devamının geleceği besbelliydi. Eğilmez, uzunca bir hazırlık döneminden sonra yeni "Hababam’ı ekranlara getiriyor~ 

Eğilmez, yeni filminde olayları, eski filmin bittiği yerden başlatıyor. Yaz geçmiş, yeni bir okul dönemi başlamıştır. Mahmut öğretmen (Münir Özkul) iyileşip hastaneden çıkar, okula döner ... Ancak hepsi de sınıfta kalmış olan tüm hababam kadrosu yine okuldadır ... Olaylar, Mahmut öğretmenin ilk filmindeki temel davranışları ile hababamcılar arasındaki çelişki ve yeni bazı öğelerin (genç ve güzel edebiyat öğretmeni, 'kasıntı' beden eğitimi hocası vs.) de katılmasıyla ilk filmdeki hava içinde sürüp gider.

Yeni "Hababam" için ilk film üstüne söylediklerimizden değişik bir şey söylemek zor ... O filmin kusurları da, erdem-leri de var, ikincisinde ... Bir seri "skeç"i birbirine bağlayarak sinemalaştırmakta Eğilmez yine belli bir ustalık gösteriyor. Tiplemesi son denli canlı ve başarılı. Ağırlığını yıldız oyuncularla, bir bölümü sinemamız için yeni değerler olabile-cek gençler arasında ustaca bölmesi, yenilerin özgün fiziğinden ve taze oyun güçlerinden yararlanmayı bilmesi, "durum komedisi" ile "tip kamedisi’ni bağdaştırması, filme zaman zaman (ve bu filmde ilkinden de daha güçlü bi-çimde) eğitim sistemimizi, özellikle pa-ralı özel okullar sorununu eleştiren bir toplumsal eleştiri boyutu katabilmiş olması, Eğilmez'in başarılı yanları ... Ayrıca filmin, sempatik ve sıcak boyutlara eriştiğini, içtenlikle güldürebilenbölümler taşıdığını ekleyelim ...

İlk "hababam"ın sinemamıza hemen ilk kez okulu, okul sorunlarını bir taşlama, bir güldürü görünümü altında bellli bir eleştiri dozu da taşıyarak getirmek özelliği, bu filmde de pekiştirilerek sürdürülüyor. Ama, Eğilmez'in filmi, diğer yandan da, yine sorunsuz ve sorumsuz, günümüzden ve çağımızdan kopuk, gelecek için umutlar vermeyen bir gençliği perdeye getirmeyi de sürdürüyor. Okul sıralarında gününü gün etmek, hocaları işletmek, dalga geçmekten başka hiçbir kaygısı yoka benzeyen bir gençlik... Ve onların karşısında yine soyut idealist, yine sağlam ve temelli bir eğitim ve düşünce sistemine hiç de bağlı gözükmeyen "iyilik timsali" Mahmut öğretmen... Sonunda suçu öğrencilerin ana-babalarına yükleyen, çocuklarının içinde bulunduğu durumdan ötürü onları suçlayan, ayrıca okulun da, kendisinin de yetersiz olabileceğini itiraf eden, böylece Türk eğitiminin çilekeş hocasını simgeleme boyutlarına ulaşan bir Mahmut hoca... Kuşkusuz, iyimser sonuna karşın, film bir sonu-ca bağlanmıyor... Ve Hababam sınıfları ve onların karşısında çaresiz Mahmut öğretmenlerle dolu bir eğitim düzeni içinde, Eğilmez, soruna gerçek ve sağlam bir sergileme ve çözüm getirmemiş olsa da Rıfat Ilgaz'ın acı ve karamsar mizahına bir ölçüde yaklaşıyor.

İlk filmden çok daha ölçülü ve başarılı bir oyun veren Münir Özkul'u kutlarken, sinemamıza bir seri ilginç genç yüz ka-zandıran Eğilmez'e de bravo... Özellikle ünlü üç Ahbap Çavuşlar (Marx kardeşler) dan dilsiz Harpo'ya şaşılacak denli benzeyen genç oyuncu, gelecek için büyük bir yetenek sanırım. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 194 ”

Ödül
13. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (18 – 26 Haziran 1976)
► Melih Kibar, “En başarılı Müzik”

Jüri Üyeleri: Prof. Dr. Alim Şerif Onaran, Atilla Dorsay, Kami Suveren, Ahmet Gönen, Suna Kan, Nuri Dağtekin, Mehmet Küçükince, Özer Kabaş.




HABABAM SINIFI (1975)


Yönetmen:Ertem Eğilmez
Senaryo:Umur Bugay,
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Yapım:Arzu Film/-Nahit Ataman

Eser: Rıfat Ilgaz, Sanat Yönetmeni: Hasan Nurdan, Müzik:Melih Kibar, Yapım Yönetmeni: Yılmaz Kanat, Yapım Sorumlusu: Nezih Tunar, 1. Yönetmen Yrd.: Sami Güçlü, 2. Yön. Yrd.: Ergun Sözen, 3. Yön. Yrd.: Orhan Topçuoğlu, Kamera Asistanı: Galip Kızılova, Negatif Kurgu: Mahmut Eskici, Laboratuar Şefi: Hasan Örnek, Laboratuar: İsmet Karslı, Abdullah Akdeniz, Selahattin Kaya, Renk Düzenleme: Türker Vatan, Işık Şefi: Yusuf Tümen, Ses Kayıt: Necip Sarıcıoğlu, Prodüksiyon Amiri: Naci Duru, Set Amiri: Ekrem Ülgey, Kurgu: İsmail kalkan, Set Ekibi: Halil Dede, Taci Erşan, Rauf Öztürk, Seslendirme Yönetmeni: Abdurrahman Palay,

Oyuncular: Kemal Sunal (İnek Şaban), Adile Naşit (Hafize Ana), Halit Akçatepe (Güdük Necmi), Taık Akan (Damat Ferit), Münir Ozkul (Kel Mahmut), Muharrem Gürses (Müdür), Feridun Şavlı (Domdom), Sıtkı Akçatepe (Paşa Nuri), Cem Gürdap (Tulum Hayri), Akil Öztuna (Akil Hoca), Kemal Ergüvenç (Kemal Hoca), Tuncay Akça (Bacaksız), Ayşen Gruda (Yarışma sunucusu), Ergin Orbey (Hüseyin Şevki Topuz), Ahmet Arıman (Hayta İsmail), Ertuğrul Bilda (Kül Yut-maz), Talat Dumanlı (Sıtkı Hoca), Hayri Karabey (Rıza Hoca), Cengiz Nezir (Bozum Cahit), Bülent İğdiroğlu (Kalem Şakir), Hakkı karadayı (Veysel Efendi), Ekrem Dümer (Doktor Bekir), Bilge Zobu (beden eğitimi öğr), Dilaver Gür, Faruk Savlı, Talat Gözbak, Selim Naşit, Ekrem Ülgey, Taci Erşan, Halil Dede, Tuncay Akça, Ali Eraslan

KONU: Filmde, Hababam Sınıfı ile okula gelen yeni müdür yardımcısı arasındaki mücadele anlatılır. Hababam Sınıfı, yıllardır sınıfı geçemeyen, yaşı büyük öğrencilerden oluşur. Bu öğrenciler okulun hiçbir kuralına uymazlar. Okula Kel Mahmut lakaplı yeni bir müdür yardımcısı gelir. Mahmut Hoca, okulda disiplini sağlamaya çalışır. Böylelikle öğrenciler ve Mahmut Hoca arasında bir mücadele başlar. (Yiğitalp Ertem)

► Ertem Eğilmez'in Rıfat Ilgaz'ın aynı adlı popüler yapıtlarından sinemaya aktardığı Hababam Sınıfı, Türk sinemasında hem tecimsel, hem de güldürü anlayışıaçısından bir dönüm noktası olur. Herkesin yaşamında var olan, ya da var olmuş olan okul sıralarının sınırsız özgürlüğünü -biraz abartılı da olsa- aktaran film, nos-taljik tatlar içermesinin yanı sıra, kalabalık oyuncu kadrosu ve güldürü ile dramı iç içe vermesiyle de Türk sinemasının başyapıtları değilse de, en popüler güldürü dizisini oluşturur.

Eğilmez bu seriden Hababam Sınıfı (1975), Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı (1975), Hababam Sınıfı Uyanıyor (1975), Hababam Sınıfı Tatilde (1977), Hababam Sınıfı Güle Güle (1981) filmlerini yapar. Daha sonra aynı tiplere ve esprilere dayanan seri başka yönetmen-ler tarafında da sürdürülür Son olarak 2005'te Arzu Film ekolünün temsilcilerin-den Kartal Tibet tarafından yapılan Hababam Sınıfı Askerde (2.5 milyon se-yirci) ile Hababam Sınıfı Merhaba (1.8 milyon seyirci) Türk sinemasının tüm zamanlarının en fazla seyirci toplayan ilk on filmi arasına girer.
Hababam Sınıfı serisinin genelde, birbir-lerine gevşek bir şekilde bağlı, skeç ve olaycıklarından ibaret bir düz çizgi izle-mesine karşılık büyük bir ilgi görmesi, durum komedisi  ile tip komedisini, güldürü ile ağlatıyı ya da espri ile duygusallığı birbirlerine koşut bir şekilde iç içe sunmasından gelir. Kalabalık ve ünlü oyuncular topluluğunun nostaljik tatları da beraberinde getiren çocuksu ve duygusal serüvenlerinin herkesin yaşamında yer edinen kimi anılarla örtüşmesi, bu serinin sevilmesinin ana nedenini oluşturur. Bu filmler tüm sevimliliğine ve ilgi görmesine karşılık, ne yazık ki Türkiye'nin bilinen ve var olan eğitim sistemine (özel okul gerçeğine, öğrenciöğretmen ilişkisine) radikal ve toplumsal bir eleştiri getirmediği gibi, gereğinden fazla abartılı anlatımıyla da bu olgunun acı ve karamsar mizahını pek inandırıcıve gerçek bir biçimde yansıtamaz.
Hababam Serisi, başta Kemal Sunal, Şener Şen, Münir Özkul, Adile Naşit, Halit Akçatepe gibi oyuncuların ününü pekiştirdiği gibi, daha sonraki yıllarda Melih Kibar'ın yaptığı müziği de bir ba-kıma mitleştirir.
www.europeanfilmfestival.com ”

► Piyasanın tam bir "bunalım" içinde olduğu, hiçbir filmin, hiçbir star oyuncunun sinemaları doldurmayı başaramadığı, filmeilerin kara kara düşünmekte olduğu, şirketlerin iflas, sinemaların kapanma söylentilerinin bir biri ardına yapıldığı bir dönemde, hem de mevsim sonuna rastlayan bir filmin Türk sine-masının şimdiye dek bildiği tüm hasılat rekorlarını altüst edişi, onbir sinemada ikinci haftaya girdikten sonra bunların üçünde, üçüncü haftasına gcçınesi… "Hababam Sınıfı" bu açılardan, kuşkusuz bir "ticari başarıdır ve yalnız şirketine değil, pıyasaya da moral aşısı yapan bir olay olarak, ele alınmağa değer …
"Hababam Sınıfı"nın yıllardır değişik şirketlerin raflarında tozlanan projesin yeniden ortaya çıkaran ve bir yandan, yıllar yılı senaryo (nedendir bilinmez) geri çevirmekte direnen sansüre diğer yandan da konuyu kendi olanaklarıyla çevirtmek isteyen TV'ye karşı verdiği savaşı kazanan yönetmen - yapıımcı Erteın Eğilmez, kabul etmek gerekir ki, Türk mizahının artık klasikleşmiş yapıtla-rından biri olan "Hababam Sınıfı"nın sinemalaştınlmasının getirdiği çeşitli güçlüklerin önemli bir bölümünü ustaca çözümlemiş. Eğilmez'in 'geçmiş filmlerinde de bildiğimiz hızlı, oynak anlatımı, kısıtlı "mekan" sorununun üste-sinden geliyor. Birbiri ardına gelişen "skeç"lerden oluşan filme, bunları birbi-rine akıllıca bağlanmış olması sayesinde bölük pörçüklükten kurtuluyor. Eitilmez'in tiplemesi de yerinde"Star" oyuncularla yeni tipler arasında kurduğu denge başarılı ...

Aslında Eğilmez'in bu başarısı, konunun kendi içinde taşıdığı olanakların yanında, pek önem taşımıyor. Şunu demek istiyorum: Film, ticari başarısını, Eğilmez'in yapabildiklerinden çok, konunun Türk toplumu ve Türk eğitim sistemi içindeki özel yerine ve geçerliğine borçlu ... "Hababam Sınıfı"nın tiplerini hangimiz okul sıralarında tanımadık, olaylarını hangimiz yaşamadık ki? (Burada özel bir parantez açarak ekleyeyim: bizim gibi, hem de "Mekteb-i Sultani" de leyli oku-muş olanlar için, bu kendi lise sıralarını yaşama, geçmişe dönme olayı, daha da geçerlidir).

Ancak, Eğilmez'in, okul sıralarından geçmiş veya okul sıralarında evladı, kardeşi, yakını olanların ilgi birikimi dolayısıyla hazır bir seyircisi olan filmi gerçekleştirirken gösterdiği iş bilirlik yanında, kuşkusuz eleştirilmesi gerekli olan çok yanı da var. Eğilmez, gerçi sinemanın getirdiği ola-nakları esere daha geniş boyutlar kat-mada başarıyla kullanıyor üzellikle, birkaç yıl önceki tiyatro sahnesine uygulanan "Hababam Sınıfı"nın sahnedeki çok sınırlı tiplemesi ve mekan kısıtlığı yanında, sinemanın ayan tajları söz götürmez bile. Ancak, Eğilmez'in tüm başarısı yüzeysel ve biçimsel kalıyor. Öze ilişkin hemen hiçbir çaba gözükmüyor. Öncelikle, Eğilmez tiplemelerde gösterdiği başarıyı çok sınırlı biçimde kullanıyor. Kahramanlarımızın yalnızca güldürü ögesini oluşturan "matrak" yanlarını görüyoruz. Bu görünüşün ardındaki gerçek kişilikler, ilk gençliğin sorunları, hoca işletmek, kopya çekmek, dalga geç-mek davranışlarının dışında kalan ve asıl kişiliği oluşturan tüm öğeler, ayrıntılar, Eğilmez'in filminde yok ... Bu kişilikler birer kalıp, birer gölge gibi kalıyor. Eğilmez'in çağdaş bir karagöz perdesi gibi saydığı ve o kalıplar içinde başarıyla yansıttığı, ama yaşamayan, derinliği, eti canı olmayan gölgeler... "Damat Ferit"in aile sorunlarının, evli olmasının, çocuğunun ortaya çıkması ise, bu derinlik boyutu yönünde bir çaba değil, yalnızca entrika gelişimi yönünde bir öge olarak kalı-or..

Aynı boyutsuzluk, özellikle filmin idealize kahramanı olan Mahmut öğretmen için de söylenebilir. Eğilmez, Mahmut öğretmeni (özellikle kendi eklediği finalle) filmin baş kişisi yapıyor. İyi, güzel ama Mahmut öğretmenin davranışları, soyut bir "iyilik" taşımaktan öteye gitmiyor. Mahmut öğretmen, okulda var olmayan disiplini kurmaya çalışıyor, gereğinde de cebinden para vererek, sertliğinin gerisinde öğrencilerini nasıl sevdiğini gösteriyor. Ama bu soyut insancıllık, öğrencileri gerçekten "iyi yol"a yöneltmek için yeterli mi? Mahmut öğretmenin hiçbir fikri yapısına, hiçbir yaşam felsefesine, (idealist çerçeve içinde bile olsa), hiçbir düşüncesine, görüşüne rastlamıyoruz filmde (veya senaryoda). Hiçbir düşün-ce, ilke, yaşam karşısında, hiçbir temel davranış biçimi önermiyor öğrencilerine Mahmut öğretmen ...

Yalnızca disipline uymayı ve "iyi" olmayı öneriyor. Yeterli mi, geçerli mi bu?
Zaten, Eğilmez'in genel olarak da, öyküyü bugüne getirmek, güncel, giderek çağdaş bir mesaj vermek için hiçbir çaba gösterdiği söylenemez. "Hababam Sınıfı"nın hoca işletmek ve gün geçirmekten başka bir şey düşünmeyen öğrencileri bugün hala aynen var mı? Toplumun her kesimindeki son 10,15 yıldaki bilinçlenmenin öğrenci kesimine de nasıl yansıdığını olaylardan, gazetelerden, TV'de gençlerin katıldığı forumlardan öğrenmeyen kaldı mı? Eğilmez, konuyu bugüne dek getirmede, yalnızca Boğaz Köprüsünün görüntüleri-ni, Euravision şarkılarını, Hümeyra'nın "Sessiz Gemi'sini kullanmış. Hata etmiş. Bu biçimsel bugüne getiriş, öze ilişkin, değişimleri de birlikte getirmeliydi çünkü. Yoksa "Hababam Sınıfı'nın yazıldığı yıllarda, toplumumuzun son yıllardaki değişiminin, bilinçlenmesinin gerisinde bırakmak çok daha iyi ve akıllıca olurdu.

İşte "Hababam Sınıfı"nın, birçok sorunu yenerek becerikli, işbilir sinemalaştırılması olayının ötesinde düşündürdükleri de bunlar... Eğilmez'in artık her kesin kabul ettiği sinema bilgisi ve becerisini, daha iyi düşünülmüş, daha çok sorumluluk taşıyan filmierde ortaya koymasını beklemek hakkımızdır ...”Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları”



HABABAM GİT HABABAM GEL (1975)


Yönetmen:Aram Gülyüz
Senaryo:Suavi Sualp
Görüntü Yönetmeni:Abdullah Gürek
Yapım:Elvan Film/Özdemir Birsel

Oyuncular: Mete İnselel, Şemsi İnkaya, Feri Cansel, Nur Ay, Şefik Döğen, Sezgin Sezer, Cevat Kurtuluş, Ekrem Gökkaya, Canan Candan, Aysun Uçar, Feridun Çölgeçen, Ahmet Kostarika (Turgutlu)

Konu: Film, Zeynep’e âşık olan Zülküf’ün başından geçen olayları anlatır. Zülküf, odasında soyunan Zeynep’i izlerken yakalanır. Zeynep’in ağabeyleri Osman ve Hasan, hapishaneden çıkmak üzeredir. Zülküf, Abdullahlar olarak anılan bu iki kardeşten korkup İstanbul’a kaçar. Tesadüfen Zeynep de İstanbul’a kaçmıştır. Hapishaneden çıkan Osman ve Hasan, Zeynep’in peşinden İstanbul’a gelir. Zülküf, kaçabilmek için estetik ameliyatla yüzünü değiştirir. Ameliyattan sonra yeni yüzünü gören herkes korkup kaçmaya başlar. Çünkü Zülküf’ün yeni yüzü, tıpatıp ünlü kabadayı Baba’ya benzemektedir. İkinci Baba’nın gelmesiyle birlikte her şey karışmaya başlar. Bir şeyler döndüğünü hisseden gerçek Baba da düşmanlarından ve polisten kaçmak için yüzünü değiştirir. Profesör’ün Baba’ya verdiği yeni yüz ise Zülküf’e benzemektedir. İşler içinden çıkılmaz bir hâle gelecektir. (Aslan Erdem)

GÜLER MİSİN AĞLAR MISIN (1975)


Yönetmen:Osman F. Seden
Senaryo:Ahmet Üstel
Kamera:Erdoğan Engin
Yapım:Erman Film/Hürrem Erman

Müzik: Cahit Berkay ve arkadaşları, Reji Asistanı: Arif Erkuş, Kamera Asistanı: Orhan Oğuz, Ar Direktör: Erdil Demirbağ, Teknik Ekip: Nejat Buvan, Mustafa Kıtır, Turan Durmuş, Işık Şefi: Halit Aysan, Prodüksiyon Amiri: Avni Turan, Asistan: Bilal Gülcan, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Asistanlar: Ender Teker, Erkan Esenboğa, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Laboratuar: Hasan Örnek, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tümaçgil, Montaj-Senkron: İsmail kalkan, Mevlüt Koçak, Sabit Özergül, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Kâzım Kurt, (Yeni Stüdyo renkli laboratuvarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir).

Oyuncular: Zeki Alasya, Metin Akpınar, Fatma Belgen, Kadir Savun, Neriman Köksal, Turgut Boralı, Ali Cağaloğlu, Ali Şen, Gönül Genç, Baki Tamer, Orhan Aydınbaş, Baki Tamer, Küçük İhsan Gedik, Ahmet Kostarika, Ahmet Kara-ca, Tevfik Şen, Güngör Ertür, Ali Demir, Yıldız: Gönül Genç,

Konu: Filmde, iki yakın arkadaşın çok sevdikleri Rasim Usta ve ailesi için yaptığı fedakârlıklar anlatır. Cemal Bey’in otelinde otel katibi olarak çalışan Metin ile inşaatta çalışan Zeki ayrılmaz iki dosttur. Cemal Bey daha çok kazanmak için mini golf tesisi kurmaya karar verir. Başına da Metin’i geçirmeyi düşünür. Aynı zamanda Metin, Rasim Usta’nın kızı Aysel’le evlenme plânları yapmaktadır. Tesisin yapılması için Rasim Usta’nın evinin yıkılması gerekir. Bunu duyan Zeki ve Metin her şeyi bırakarak Cemal Bey’e karşı çıkar. Zeki ve Metin, kasabadan ayrılmaya karar veren Rasim Usta ve ailesi için çare bulmaya çalışır. Bu sırada kasabaya gelen bir misafir her şeyi değiştirecektir. (Büşra Parça)




GÜLŞAH (1975)



Yönetmen:Orhan Aksoy
Senaryo:Ahmet Üstel
Görüntü Yönetmeni:Çetin Tunca
Yapım:Gülşah Film/Selim Soydan

Oyuncular : Gülşah Soydan, Hülya Koçyiğit, Cemil Şahbaz, Nil Burak, Münir Özkul, Neriman Köksal, Mürvet Sim, Sami Hazinses, Cevat Kurtuluş, İsmail Hakkı Şen

Konu Filmde, Gülşah’la dadıları arasındaki maceralar anlatılır. Annesiz büyüyen Gülşah, dedesinin ve evde çalışan uşakların da yardımıyla dadılarını evden kaçırır. Babası, Gülşah’a yeni dadı olarak Zeynep’i getirir. Zeynep, diğer dadıları kaçırtan şakaların tamamını atlatmanın bir yolunu bulur. Gülşah da zamanla Zeynep'i sevmeye başlar. Gülşah, Zeynep’in dadısı değil annesi olmasını ister. Bunun için dedesinden yardım talep eder. Babası ise anne adayı olarak bir başkasını tanıştırır. Gülşah’ın bu durum için de plânları vardır. (Suna Topkara)

GÖRDÜĞÜN YERDE VUR (1975)



Senaryo ve Yönetmen:Jerry Messon
Görüntü Yönetmeni:Muzaffer Turan
Yapım:İrfan Film/İrfan Atasoy, Türk-İtalyan Ortak Yapımı

Oyuncular: İrfan Atasoy, Beba Longar, Gordon Mitchell, Figen Han, Hakkı Koşar, Jean Pierre Blanchard, Michel Stoodard, Süleyman Turan, Altan Bozkurt, Birtane Güngör, Kenan Pars, Tarık Şimşek, Altan Günbay, Hüseyin Zan

Konu: Bir müzeyi soymak isteyen soyguncularla, bir gazeteci arasında geçen maceranın öyküsü.

GERDEK GECESİ (1975)


(KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE) 

Yönetmen:Oksal Pekmezoğlu
Senaryo:Yılmaz Tamtürk
Foto Direktörü:Kenan Kurt
Yapım:Saner Film / Hulki Saner

Oyuncular: Alev Sezer, Ceyda Karahan, Şeyda Senem, Viki Vanberk, Alev Altın, Tülin Kazan, Nilgün Ceylan, Yüksel Gözalan, Osman Alyanak, Nurtekin Odabaşı, Feridun Çölgeçen

Konu: Bir miras nedeniyle İstanbul'a gelen taşralı bir gencin kadınlarla ilişkilerinin öyküsü.

GENÇLiK KÖPRÜSÜ (1975)


"Yarın Elbet Bizimdir" 

Yönetmen:Salih Diriklik
Senaryo:Akın Gurup
Foto Direktörü:Tuncay Ural
Yapım:Elif Film / Yücel Çakmaklı

Set Teknisyeni: Bedri Uğur, Necmettin Çoban, Erdil Demirbağ, Prodüksiyon Yardımcısı: Ali İhsan Yurt, Işık: Enis Özaydın, Laboratuar Şefi: Özdemir Arıkan, Dublaj: Tuncer Aydınoğlu, Montaj Senkron: Arif Özalp,

Oyuncular: Necla Nazır, Itır Esen, Salih Kırmızı, Erdinç Gökçay, Leman Akçatepe, Güngör Ertür, İsmail Hakkı Şen, İlhan Hemşeri, Nubar Terziyan, Birtane Güngör, İlhan Kasap, Kenan Pars, Orhan Alkan, Lütfü Seyfullah, Göksel Kortay, Kamuran Usluer, Nuran Aksoy, İlhan Hemşeri, Çağlayan Şelalle, Mehmet Yıldızoğlu, Müşerref Çapın, Diler Darç, Firuzan Feyyaz, Feridun Çölgeçen, Ahmet Türk, Hüseyin Salıcı, Ahmet Zühtü Özgün, Süleyman Kahraman, Hanefi Akbıyık, Ali Namal, Cengiz Sönmez, Bülent Başıbüyük, Enver Töre, Osman Ertan, Murat Küçük, Hüseyin Koncagül, Tuncay Halıcıoğlu, Zafer Akbaş, Naci Aslan, Erhan Turgut, Emine Kaya, Ümit Aktop, Bülent Ark, Ertuğrul Özbizerdik, Turgut Atakan, Refik Özgen, Nilgün Gökçen, Gülseren Gökçen, Hülya Arı kovanlı, Küçük Sanatçılar: Hasan Fehmi Aykut, Yasemin Aslankaya,

Konu: Üniversiteye girememiş gençlerin öyküsü

GELİNİN ÖDÜ PATLADI (1975)


Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Nuri Kırgeç
Foto Direktörü:Nedim Akanlar,
Yapım: Asu Film / Tuncer Üçüncüoğlu

Işık Düzeni Ender Işık Servisi: Şef: Aydın Yurteri, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu, Montaj Senkron: İsmail kalkan, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Laboratuar: Hasan Örnek, Selâhattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, Prodüksiyon Müdürü: Mustafa Oğuz,
Yeni Stüdyoda hazırlanmış ve seslen-dirilmiştir.

Oyuncular: Arzu Okay, Pekcan Koşar, İsmail Hakkı Şen, Yaşar Güner, Kudret Şandra, Meral Deniz, Demircan Türkdoğan, Gülten Kaya, Gül Seren, Yasemin Esmrergül, Leyla Şahin, Samuray, Yüksel Üçgözen,

Konu: Gazeteye verdiği bir ilan sonucunda üç ayrı kimlik taşıyan bir adamla evlenen zengin bir kızın öyküsü.


GECE KUŞU ZEHRA (1975)


Yönetmen:Arşavir Alyanak
Senaryo:K. Alyanak
Kameraman: Abdullah Gürek
Yapım:Melek Film/Şahan Haki

Eser: M. Karataş, Yönetmen Asistanı: Arif Erkuş, Kamera Asistanı: Galip, Işık Şefi: Kahraman Kongor, Set Ekibi: Ömer Bubu, Hacı Kahraman, Günay Gün, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu; Bican Avşar, Montaj: Arif Özalp, Dublajı İdare Eden, Zafer Önen, Laboratuar Şefi: Recai Kara, Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu, (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Tarık Akan, Hale Soygazi, Münir Özkul, Süleyman Turan, Adile Naşit, Fatma Belgen, Nubar Terziyan, Zafer Önen, Hakkı Kıvanç, Hasan Demirkol, Kamer Sadık, Suat Karçal, Yaşar Şener, İhsan Gedik, Niyazi Gökdere, İbrahim Kurt,

Konu: Filmde, tatile giden Ferit ile orada tanıştığı Zehra’nın birbirilerine âşık olmaları konu edilir. Ferit piyangodan kazandığı para ile bir araba alır. Hemen arkadaşları Nejat ve Suzan ile birlikte tatile çıkar. Otele girerken karşılaştığı bir kadın, Ferit’i çok etkiler. Ardından bu kadını daha sık görmeye başlar. Sonunda bir akşam kumar masasında tanışırlar. Semra, Abdüllatif Kalkan isminde Adanalı bir tüccarla evlidir. Aynı gece Semra, Ferit’in odasına gelir. Fakat Semra, odaya Ferit’in sandığı gibi âşık olduğu için gelmemiştir. Ferit’in odadan ayrılığı bir anda, Semra Ferit’in tüm parasını çalar. Ferit, Semra’yı yakalayınca hikâyesini dinler. Asıl ismi Zehra olan bu kadın, kocası diye tanıttığı amcası ile hırsızlık yapmaktadır. Ancak Zehra ile Ferit’in arasında başlayan aşk ilişkisi, her şeyi değiştirecektir. (Aslan Erdem)

FISTIKLAR (1975)


Yönetmen:Osman Nuri Ergün,
Senaryo:Osman F. Seden,
Operatör:Tuncay Ural,
Yapım:Seden Film//Osman F. Seden

Oyuncular: Tamer Yiğit, Figen Han, Süleyman Turan, İlknur Taçbaş, Nur Soylu, Nur Ay, Nubar Terziyan, Gülten Kaya, Senar Seven,

Konu: Çok zengin bir dede, kız torununun evlenmek isteği adamla evlenmesine karşıdır. Bunun için bir vasiyet yazdırır ve evliliğin gerçekleşmesini engellemek İçin madde ekletir. Maddeye göre Torununun evlenebilmesi için baş-ka bir adamla evlenmesi ve o adamında ölmesi gerekmektedir. Seks canavarı lakaplı bir mahkum ise, hapiste asılmayı beklemektedir. Olaylar bu şekilde gelişir ve devam eder.

FIRTINA BEHÇET (1975)


Yönetmen:Yavuz Figenli,
Senaryo:Bülent Oran,
Foto Direktörü:Ali Yaver,
Yapım: Barlık Film//Necdet Barlık

Oyuncular: Behçet Nacar, Emel Özden, Turgut Özatay, Nur-Ay, Danyal Topatan, Tarık Şimşek, Yalar Güçlü, İhsan Gedik, Cenk Er, Yıldız Ege,

Konu: Film, Fırtına Behçet’in para uğruna kaçırılan bir çocuğu kurtarmasını konu edinir. Leylâ, kocasını öldürerek onun mirasına konmak istemektedir. Bir süredir ilaç adı altında ufak dozlarla kocasına zehir vermektedir. Etkisini göstermeye başlayan zehir, yaşlı adamı iyice ölüme yaklaştırır. Leylâ ve suç ortağı Kara Kâzım, zengin adamın bir mirasçısı daha olduğunu öğrenir. Yaşlı adam, mirasının büyük kısmını Murat’a bırakmıştır. Bu yüzden Kara Kâzım ve adamları Murat’ı kaçırır. Öz oğlu gibi sevdiği Murat’ın kaçırıldığını duyan Behçet, hemen harekete geçecektir. (Aslan Erdem)