Powered By Blogger

2 Nisan 2018 Pazartesi

BULUNMAZ UŞAK (1976)



Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Mustafa Yılmaz, Muzaffer Turan,Salih Dikişçi
Yapım: Kadri Film/Kadri Yurdatap

Işık Şefi: Erol Batıbeki, Reji Asistanı: Ümit Efekan, Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Montaj, Senkron: Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Kâzım Çakırman, Laboratuvar: Hasan Örnek, Abdullah Akdeniz, İsmet Karslı, İsmet Tomaçgil, Özkan Sevinç, Prodüksiyon Amiri: İsmet Demirkol, Set Elemanları: Aziz Kıskanç, Selim Acar, (Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Ali Poyrazoğlu, Burçin Doğu, Mine Çelik, Turgut Boralı, Mürvet Sim, Ali Şen, Oya Başar, Asuman Arsan, Defne Toptepe, Hayri Caner, Cevat Kurtuluş, Ahmet Kostarika, Handan Adalı, Yüksel Gözen, Alpay İzer, Ayten Erman, Ekrem Dümer, Erdinç Akbaş, Mine Çelik (Kelebek Kraliçesi)

Konu: Köşkün sahibi karı-kocanın çıktıkları seyahatten faydalanan uşağın, köşkün sahibi gibi görünerek türlü maceralara girişi konu edilmekte.





BU NASIL DÜNYA (1976)


Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Sadık Şendil
Foto Direktörü: Kaya Ererez
Yapım: Gültekin Film/Sırrı Gültekin

Oyuncular: Aytaç Arman, Meral Ohonsay, Semih Sezerli, Uğur Kıvılcım, Atıf Kaptan, Ali Şen, Muzaffer Nebioğlu, Diler Saraç, Tanju Okay, Küçük Yıldız: Elif Ererez

BU KUTU BAŞKA KUTU (1976)


Senaryo ve yönetmen Yücel Uçanoğlu
Kamera Ali Yaver (İpek Film Stüdyosunda hazırlanmıştır.

Oyuncular: Mete İnselel, Gönül Hancı, Turgut Özatay, Nur Ay, Nevin Nuray, Sevda Seren, Emel Aydan, Renan Fosforoğlu, Güzin Özipek, Gülten Kaya

BODRUM HAKİMİ (1976)


”ASLA VE DAİMA”

Yönetmen: Türkan Şoray
Senaryo: Safa Önal (Erdoğan Tokmakçıoğlu’nun “aynı isimli romanından)
Kameraman: Çetin Tunca
Müzik: Cahit Berkay
Yapım: Akün Film/İrfan Ünal

Oyuncular: Türkan Şoray (Nevin), Kadir İnanır (Ömer), Mahmut Hekimoğlu (Ali Rıza), Kadir Savun (Aziz), Nubar Terziyan (Tevfik Efendi), Yıldırım Gencer (Yzb. Bülent), Tarık Şimşek (Osman), Yavuz Selekman (Ömer Bey’in adamı), Muammer Gözalan (Belediye Reisi), İbrahim Uğurlu (sanık), Yüksel Gözen (Kâhya), Zeki Sezer (Mal Müdürü), Hakkı Kıvanç Yılmaz Kurt (Mahkum), Yaşar Şener (Katip), Yusuf Çağatay (mahkum), İlhan Hemşeri (savcı), Mustafa Yavuz (gardiyan), Cevdet Balıkçı, İhsan Baysal, Perihan Ateş (dans eden kadın), Nilgün Ceylan

Konu: Bodrum'a hakim olarak atanan ve görevini dürüstlükle uygulamaya çalışan genç ve güzel Nevin, kasabanın en güçlü ailesiyle karşı karşıya gelir. Mahkemedeki karşılaşma hakim ile Ömer Ağanın ilerde yaşayacakları aşkın başlangıcı olur. Ömer ağa eğitimli ve çağdaş görünümlü ağadır. Filmlerde yansıtılan zalim ağanın aksine Ömer Ağa, kasabalı ile iyi diyalog kuran, yoksulları düşünen, okullar, hayratlar yapan bir ağadır. Bu insancıl yönü ve hakime hanımın güzelliği, kişiliği iki genç arasında aşk doğmasına neden olur. Ama Ömer, insancıl bir kişiliğe sahip olsa da bir ağadır; ağalığını sürdürebilmek için günahlar işlemiş, katil olmuştur. Mutlu aşk olanaksız aşka dönüşür. Duyguları ile görevi arasında kalan Nevin'in tercihi görevinden yana olur.

Filmin biri hakim diğeri Avrupa'da eğitim görmüş ağa olan iki karakterini birbirlerine yaklaştıran temel neden her ikisinin yakışıklığının ve güzelliğinin yanında insancıl yönleridir. Mutlu bir birliktelik kurmak için karşılıklı sevgi bulunsa da sevenler, geçmişlerinde toplumsal ve kültürel nedenlerin etkisiyle bilinçli ya da bilinçsiz olarak yaptıkları davranışlar sonucu birleşememişlerdir. Toplumsal yaşamda da örneklerinin sıkça görüldüğü bu etkenler birçok sevgiliyi ya ayırmış ya da acılardan sonra birleştirmiştir. Ömer Ağa, eğitimli ve iyi kalpli-olsa da ağalığını sürdürmek zorunluluğu (içten veya dıştan gelen baskılarla) sevgi ortamını yıkmıştır. Soner Derse “Türk Sinemasında Aşk”

* Filmin ilk karelerinden sonra Bodrum garajına giren Birlik İnanç otobüsünün kapısı açılıyor. İlk birkaç yolcudan sonra Türkan Şoray iniyor. Salonda seyirci ne-fesini tutmuştur. Bir buluşmadır bu, iki yıla yaklaşan bir ayrılıktan sonra... Türkan Şoray, eskisi kadar, eskisinden de güzeldir... Özlemiştir seyirci Şoray'ı, kendine özgü havasıyla, oyunuyla... İlişki hemen kurulur, yeni baştan ve sonuna dek kopmaz bir daha... Şoray sinemaya dönüşünü başarıyla gerçekleştirmiştir.

Film ise bu arada baştan sona dek değişik bir grafık izlemekte, inişler çıkışlar göstermektedir: Bodrum'a hakim olarak atanan Nevin'le yörenin güçlü kişisi, "ağası" Ömer Bereketoğlu arasındaki ilişkinin öyküsüdür bu... Hakim Nevin, bu ilk görevinde işini ciddilikle, dürüstlükle uygulamaya, yasaların tüm gereklerini yerine getirmeye çalışır... Bu yasalar kendisini güçlü Ömer Bereketoğlu ile karşı karşıya getirdiğinde bile duraksamaz... Bereketoğulları, çok eski bir ailedir yörede... Civardaki gölden geniş arazilere, kasabanın otellerinden - dükkanlarına, çok şeyin sahibidirler... Ömer, "modern" ve "çağdaş" bir ailedır... Okumuştur, Avrupa'yı bilir, kent delikanlıları gibi giyinir, yaşar. Kasabalıdan aldıklarını, ailesinin geleneğine uygun olarak ödemeye çalışır: Okullar, hayratlar yaptıracak, düğünler, sünnetler düzenleyerek, yoksulları giydirererek... Bu iki ki değişik konumları içinde birbirlerini çekerler. Hakim hanımın Ömer Ağa'yla savaşırnı, bir aşk öyküsüne dönüşür... Ama Ömer, ne denli iyi de olsa bir ağadır, ağalığını sürdürmek için günahlar işlemiş, elini kana bile , bulamıştır... Aşk sonunda bir "olanaksız sevgi"ye dönüşür...

"Bodrum Hakimi", güzel bir aşk filmidir. Sinema seyircisi için en etkili temalardan biri olduğu bilinen "olanaksız aşk" motifi ustalıkla kullanılmıştır... Çekim, çevrenin, çevre insanlarının fon olarak kullanılışı, akıcı bir kurgu, başarılı bir görüntü ve müzik çalışması, özlenmiş ve bu özlemi gerçek bir oyun gücü ser-gilediği rolüyle gideren bir Türkan Şoray'ın yanı sıra, diğer oyuncular da iyidir... Fotoroman edebiyatının klasik bazı öğelerini taşıyan öyküye katılan ve ustaca kullanılan çevre, yaz özlemlerini yansıtan Bodrum kasabası, kasabanın halk ve bürokrasi kesiminden kişilerle bir yazın sorumsuzluğu içinde eğlenen yerli-yabancı turistlerin çelişkisi gibi öğeler, filme belli bir gerçeklik kazandırmışlar-dır...İki sevdalının kıyılar boyunca yaptıkları "mavi yolculuk" kimin düşlerine gir-mez, kim kendini onların yerine koymaz? Cahit Berkay'ın Akdeniz temaları taşıyan müziğinin katkısı da önemlidir. "Bodrum Hakimi", bu haliyle Türk sinemasının son yıllardaki en iyi aşk filmlerinden biridir denebilir... Ama "Bodrum Hakimi", aynı zamanda kaçırılmış fırsatların, ziyan edilmiş bir konunun da filmidir...

Ömer ağaya ve Bereketoğulları’nın göl sahipliğine yaklaşım, Türk toplumsal ger-çeğine çok ilginç ve önemli bir bakış fırsatı getirebilirdi. Ömer ağanın halkça benimsenmiş, gerekliliğine, yararına inanılmış kişiliği, ağalık. kurumuna sayısız yerli filmde klişe haline getirilmiş "Zalim ağa" tipinden daha gerçekçi bir yakla-şımdı... 1960 devriminden sonra, Milli Birlik Komitesi'nce yerlerinden sürülen 50 küsur Doğu ağası, bir süre sonra, hem de halkın çoşkun karşılayışı içinde yerlerine dönmediler mi? Göl sahipliği ise, yakın tarihin gerçek ve ilginç bir olayını, bir eski CHP genel sekreterinin adının karıştığı Bafa Gölü 'olayının öyküsünü düşündürmektedir. Film, bir yere dek tüm bu konuları deşecek, önemli toplumsal bildiriler taşıyacak gibi gözükmektedir. Ama umutlar çabucak kırılmakta, tüm umut verici öğeler, olgular, değinişler, aşk öyküsüne gerekli zemini hazırladıktan sonra sahneyi terk etmektedirler... Yapımcı İrfan Ünal, senaryocu Safa Önal, yönetmen Türkan Şoray, düzeyli bir aşk filmi, etkili bir sevda öyküsü yapmış olmanın huzurunu duyabilirler kuşkusuz... Ama aynı kişiler, "Bodrum Hakimi" öyküsünün getirdiği çok ilginç yaklaşımları ziyan etmiş olmanın üzüntüsünü de belli ölçüde taşımak zorundadırlar... Türkiye'deki bugünkü sansür düzeni ve anlayışı egemen olmasaydı, kim bilir, "Bodrum Hakimi" de sinemamızın uluslararası düzeyde övünebileceği yapıtlarından biri olarak ortaya çıkabilirdi... (Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları”, syf, 251)





BİZİM DÜĞÜN NE ZAMAN (1976)


Senaryo ve Yönetmen: Yunus Yılmaz
Foto Direktörü: Nedim Akanlar
Yapım: Arı Film/Mustafa Özbay

Oyuncular: Eşref Kolçak, Meral Zeren, Salih Kırmızı, Baki Tamer, İlhan Hemşeri, Necla Soylu, Vural Okan, Nurhan Nur, Atilla Ergün, Küçük Yıldız: Yusufçuk,

Konu: Çağa ayak uyduramamış evli çocuk sahibi bir baba ,ile, güzel ve genç öğretmen ve aydın fikirli köy imamı arasında geçen üçlü bir öykü.

BiTMEYEN ŞARKI (1976)


Senaryo ve Yönetmen: Orhan Elmas
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Sezer Film/Berker İnanoğlu

Oyuncular: Gönül Yazar, Nasır Melek, Erol Taş, Turgut Özatay, Kenan Pars, Sami Hazinses, Alpay İzer, Oya Başar, Nevzat Okçugil, Rıza Farazi

Konu: Dolmuş şoförlüğü yaparken, şarkıcı olan bir adamla kadının aşkları.

31 Mart 2018 Cumartesi

BİTİRİM HÜSNÜ (1976)


Yönetmen: Arif Keskiner
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Sertaç Karan
Yapım: Umut Film / Abdurrahman Keskiner

Prodüksiyon Amiri: Erol Deniz, Reji Asistanı: Adem Ayral, Kame-raman Asistanı: Selçuk Karan, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Renk Uzmanı: S. Türket Vatan, Negatif Kurgu, Mahmut Eskici, Kâzım Çakırman, Stüdyo: Hasan Örnek, Selâhattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, İsmet Karslı
(Yeni Stüdyoda yapılmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Aysun Gü-ven, Cem Erman, İsmail Hakkı Şen, Canan Candan, Asuman Arsan, Tuncay Özinel, Cevdet Balıkçı, Seyfettin Yavuz,

Konu: Eşyalarını taşıdığı evin kızına aşık olan arabacının öyküsü.

BIKTIM HER GÜN ÖLMEKTEN (1976)

Yönetmen: Osman F. Seden
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Erdoğan Engin
Yapım: Erman Film/Hürrem Erman

Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu, Montaj: İsmail Kalkan, Işık Şefi: İbrahim Sabuncu,

Oyuncular: Orhan Gencebay (Orhan), Necla Nazır (Meral). Erol Taş, Hukusi Kentmen, Hüseyin Peyda (Orhan’ın dayısı), Turgut Boralı, Şemsi İnkaya, Tevfik Şen, Leman Akçatepe, Mehmet Emre, Aran Aktuğ, Osman Çağlar (öğrenci), Osman F. Seden, Erol Şen, Arap Celal (Arap Şerif), Dündar Aydınlı

Konu: Hikaye'nin başında Almanya'dan san arabasını alıp gelen gurbet yorgunu, gurbet zengini Orhan çaresiz şekilde kan davasının içine sürüklenir. Bu akışın göbeğinde yer alan kahramanımız "amca katili" peşinde geldiği İstanbul'da bir kıza, bir edebiyat öğretmenine aşık olur. Meral karakterinde Necla Nazır kan davalısı olduğu ailenin yani İbrahim Ağa'nın (Erol Taş) kızıdır. Orhan her ne kadar cinayet işlemeye karşı çıksa da kan davasının dinimize bile karşıt olduğunu söylese de sonunda kabak yine kahramanımızın başına patlar. Yoksa genç lise öğrencisi kardeşi teslim alacaktır tabancayı. Bu durumun düşüncesi bile kahramanımıza endişe verir. Taraflar harekete geçmeden önce, yani işler kızışmadan önce, Orhan'la Meral aşkının filizlenmesi İstanbul'un masmavi, yemye-şil. Şipşirin mekanlarında gerçekleşir. Filizlenen aşkın başlangıç mekanı olarak lunapark seçilmiş ki lunaparktan sonra deniz kenarında, dağda, bayırda, kayıkta, samanların üzerinde devam eder bu aşk. İntikam vakti gelip de i aşık birbi-rinden ayrıldıklarında, Meral elinde çiçeklerle Orhan da elinde silahıyla birbirlerini nasıl sevdiklerini düşüneceklerdir. Ancak Orhan tam kanlısını vuracakken ilk"onu" yani Meral'i görür gencin yanında, siiahı da mermileri de pencere pervazına bırakır. Şimdi aniden ortaya çıkan ve doğal gelişen olaylarla iki kan davalı aile arasında bir uzlaşmanın, bir barışmanın çağrısı akar gözlerden yüreklere. Sahil kasabasına dönülüyor yeniden. Kasabada tatsızdır gelişmeler.

İbrahim Ağa ve oğulları kanlılarını öldüremedi diye Orhan ve babasıyla alay ederler. Daha da kötüsü yaşlı adamın suratına tukürür, Orhan'a da bir entari ve tef getirirler. Orhan'ın babası evlatlıktan reddeder oğlu Orhan'ı, ona "cenazeme bile gelme" der. İstanbul'dan babasının zoruyla ayrılan Meral, Orhan'ın kardeşi Dündar'ın sınıfına öğretmen olarak atanır. Tatsız olayların ortasında mutlu bir tesadüftür bu. Bütün olan biteni böylece öğrenir Meral, Sevdiğinin kim olduğunu, neden ortadan kaybolduğunu, kan davası hikayesini öğrenir O da karşıdır bu insanlık suçuna. Böylece Orhan'la Meral barışır ve Dündar'ı da yanlarına alırlar.

Kaçmaya karar verir iki sevgili son çare olarak ve İstanbul'a kaçarlar. Her şey süt liman oldu derken Dündar'ın vurulduğunu öğreniyorlar. Meral karşı çıksa da Orhan kasabaya döner ve gidip bulur İbrahim Ağa'yı. Bir güzel dövüp alır elinden silahını, mermilerini de boşaltıp atar. Bunu bilmeyen Meral babasını öldürmesin diye silah çeker sevdiğine, vurup öldürür onu. Sonradan öğrenir babasından silahın boş olduğunu Kahrolur sevdiğini silah çekip öldüren genç kız silahı kafasına dayayıp öldürür kendini. (Vadullah Taş)

filmi izle



BEŞ DAKİKADA BEŞİKTAŞ (1976)


Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Ahmet Üstel
Foto Direktörü Abdullah Gürek
Yapım: Kalkavan Film/Deniz kalkavan

Dublaj: Zafer Önen, Prodüksiyon Amiri: Mehmet Güler,

Oyuncular: Mete İnselel, Feri Cansel, Orçun Sonat, Sami Tunç, Meral Deniz, Renan Fosforoğlu, Süheyl Eğriboz, Gülten Kaya, Gündüz Akar, İnrahim Kurt, Canan Can, Ferhat Ünal, Gülten Kaya, Arsen Lüpen, İbrahim Kurt, Niyazi Vanlı, Yusuf Çağatay, Zeki Sezer, Laboratuar: Hasan Örnek, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil,

Konu: Bir rastlantı sonucu, siyasi bir olaya karışan iki şoför kardeşin öyküsü

BEN SANA MECBURUM (1976)


Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo Ülkü Erakalın
Görüntü Yönetmeni: Enver Burçkin
Müzik: Cahit Berkay
Yapım: Kardeş Film/Ülkü Erakalın

Kamera Yardımcısı: Suha Kapkı, Yönetmen Yardımcısı: Aydın Arıtan, Işık Yönetmeni: Aydın Yurteri, Seslendirme Yönetmeni: Sacide Keskin, Yönetmen Yardımcısı: Sudi Yılmaz, Seslemdiren: Necip Sarıcıoğlu, Yardımcısı: Erkan Esenboğa, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Senkron: İsmail Kalkan, Sabit Özergül, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Stüdyo: Hasan Örnek, Selahattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, İsmet Karslı, Yapım Yönetmeni: Mehmet Güler, (Yeni Stüdyo renkli laboratuvarlarında hazırlanmış ve seslendirilmiştir)

Oyuncular: Aytaç Arman, Sadri Alışık, Meral Orhonsay, Macit Flordun, Ayla Oranlı, Nubar Terziyan, Şarkılar: Yeşim,

Konu: Taşradan fakir bir genç olarak İstanbul’a gelen ve sonradan zengin olan bir adamla, ünlü bir şarkıcı olan kadının öyküsü

Ödül:
İstanbul 1. Film Festivali’nde (1976)

► En İyi 2. Film”
► Ülkü Erakalın “En İyi Senaryocu”
► Enver Burçkin “En İyi Kameraman”
► Cahit Berkay “En iyi Müzik” ► Macit Flordun, “En İyi Yardımcı Erkek
► Meral Orhonsay, “En İyi Kadın Oyuncu”,
► Sadri Alışık “En İyi Erkek Oyuncu”

Festival jüri Üyeleri : Prof. Tahsin Banguoğlu, Prof.Faruk Timurtaş, Prof. Faruk Sümer, Seyfi Havaeri, Atıf Kaptan, Ruhi Kahraman, M. Necati Sepetçioğlu, Suha Burçkin, Aydın Esi, Kaçuni Şahin, Tuncer Üçüncüoğlu, Muhsin Rodop, Hüsnü Cantürk, Mengü Yeğin, Tahir Kutsi Makal

BEN BiR GARiP KELOĞLANIM (1976)




Yönetmen: Süreyya Duru
Senaryo: Suavi Sualp, Rüştü Asyalı
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Has Film / Hamit Gürsoy

Oyuncular: Rüştü Asyalı, Biricik, Saadet Gürses, Rengin Arda, Ekrem Gökkaya, İhsan Baysal, İlhan Hemşeri, Zülfikar Divani, Suna Pekuysal, Aydın Babaoğlu, Şevket Sonugör, Ata Saka, Dündar Aydınlı, Osman Han, Yadigar Ejder

Konu: Devrinin kötü yönetimine sebeb olanlarla, halkını korumaya çalışan Keloğlan’ın taşlaması.

BAŞ BELASI (1976)


Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Erdoğan Tünaş, Fuat Özlüer,
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu,  Slavko Kunkera (Türk-İtalyan Ortak Yapımı)

Yönetmen Yardımcısı: Samim Utku, Jan Brindizi, Kamera: Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Işık Şefi: Şevket Yılmaz, Sanat Yönetmeni: Sohban Koloğlu, Teknik Yönetmen: Mehmet Bozkuş, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu , Film Hazırlık Std. Yeni Lale Stüdyoları , Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Prodüksiyon Amiri: Hüseyin Zan, Set Amiri: Mehmet İnce, Renk Uzmanı: Türker Vatan, Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Kâzım Çakırman, Stüdyo: Hasan Örnek, Selâhattin Kaya, Abdullah Akdeniz, İsmet Tomaçgil, İsmret Karslı, Asistan Yönetmen: Samim Utku, Kameraman: Hüseyin Karındoyuran, Reji Asistanı: Jan Brendizi, Set Ekibi: Mehmet İnci, Erdal Güner, Fikret İŞenay, Ercan Akyıldırım, Ender Işık Servisi, Şef: Şevket Yılmaz, Jenerik: Refik Onubil, Prodüksiyon Direktörü: Hüseyin Zan, Asistanı: Necati Şim-şek Ar Direktör: Sohban Koloğlu,,Teknik Direktör: Mehmet Bozkuş, (Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Gülşen Bubikoğlu, Robert Wıdmark, Sadri Alışık, Humayun Tebrizyan, Turgut Özatay, Yusuf Sezer, İhsan Gedik, Kudret Karadağ, Yonca Yücel , Canan Candan, Serpil Bayhan, Necla Fide, Osman Çandar, Oktar Durukan, Baki Tamer, İlhan Hemşeri, Yadigâr Dağdeviren, Süheyl Eğriboz, Hakkı Kıvanç Yılmaz Kurt, Bülent Avcı,

Konu: "Baba" Sadri Alışık kalabalık örgütlü bir mafya babasıdır. Onun başına bela olan "Rıza" Robert Widmark. Binan üst katından ucuna bağladığı dinleme cihazını alt kata k onu dinler ve kanatlı paraşüte benzer uçağı ile adamlarından önce haraca konar. Tam başına beladır babanın onu yakalasa da her defasında elinden kaçırır. Üstelik babanın kızı "Ayşe" Gülşen Bubikoğlu ile aşk yaşar. Özel kiralık olarak tuttuğu babanın" Ayı Mehmet" Humayun Tebrizyan. Necmi’nin arkadaşıdır ve onu öldürmez öldürmüş gibi yapar ve babada bu numarayı yutar. Finale doğru babanın kızı adamı "Bekir" Turgut Özatay tarafından kaçırılır. Kimsesi kalmayan baba Necmi’den yardım ister ve kurtarır kızını. Baba kendisine başkaldıran adamlarını da affeder. Ayşe ve Necmi evlenir. Baba da koltuğunu damadı Necmi’e bırakır.

BABANIN SUÇU (1976)


Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Mehmet Aydın
Kamera: Muzaffer Turan
Yapım: Gülgen Film/Melih Gülgen

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Selma Güneri, Yıldırım Gencer, Erol Taş, Reha Yurdakul, Baki Tamer, Tarık Şimşek, Yılmaz Zafer, Kudret Karadağ, Yadigâr Ejder, Zeki Sezer, Yılmaz Gruda, Deniz Erkanat, Muammer Gözalan

Konu: Babanın Suçu, yıllar önce evini terk eden bir babanın dramını anlatıyor. Karısını ve oğlunu bırakıp yalnız bir yaşamı seçen baba, yıllar sonra geri döndüğünde oğlunu hapiste buluyor. Gayrimeşru işler yapan bir çetenin ağına düşen çocuk, sonunda hapishaneye girer suçsuz olan çocuğun hakkını aramak için, oğlunun sevgilisi ile gerçek suçluların peşine düşen, orta yaşlı adam çeşitli maceralardan, kovalamacalardan sonra hedefine ulaşıyor... oğlunun sevgilisi ile (Selma Güneri) Cüneyt Arkın arasında yakınlık doğar. son bir yerde mutluluğu noktalar-ken, diğer yanda üzücü olacaktır.

► 1O yıl önce ailesini terketmiş bir adam,"genç oğlunun işlemediği bir cinayetten yargılanmasından sonra ve idamından 2 gün önce çıkıp geliyor ve oğlunu kurtarma savaşına giriyor. Herkes, bir ağızdan, "daha önceleri neredeydiniz?" şarkısını söylüyor doğallıkla... Her şeyiyle, son birkaç yılda düzinelere varan örneklerini gördüğümüz tipik "Cüneyt Arkın filmi"... Ancak en başarısızlarından biri.!. Kötü bir anlatım, sayısız mantık hatası, sık sık avazı çıktığı kadar haykıran ve her halde ne denli bağırırsa o denli iyi oyun verdiğini sanan bir Cüneyt Arkın... Zavallı Türk sineması... Böyle filmlere koşullanan zavallı Türk seyircisi... Bu filmleri görüp yazmak zorunda olan zavallı bizler. “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 206”

AYBİKE KURT KIZ (1976)


Senaryo ve Yönetmen: Mehmet Aslan
Kamera İzzet Akay
Yapım: Çiçek Film/Arif Keskiner

Oyuncular: Yılmaz Köksal, Canan Perver, Tarık Şimşek, Yusuf Sezer, Abdullah Menay, Levent Çakır, Ata Saka, Işık Yavuz, Tevfik Şen, Küçük Yıldız: Buket Işılay,

Konu: Obasında öldürülenlerin intikamını alan cengaver kızın kahramanlığı

AVANAK (1976)




Yönetmen Taner Oğuz
Senaryo İhsan Yüce
Görüntü Yönetmeni Sertaç Karan
Yapım Se-Ta Prodüksiyon/ Sertaç Karan , Taner Oğuz

Oyuncular: Aydemir Akbaş, Fatma Belgen, Mürüvvet Sim ,Asuman Arsan, Romina Terry, Kudret Karadağ

Konu: iki kadına birden aynı anda aşık olan saf bir adamın hikayesi.