Powered By Blogger

3 Mart 2020 Salı

AKREP (1980)




Yönetmen: Yılmaz Atademir
Senaryo: İhsan Yüce
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Yapım: Bizim Film/Behçet Nacar

Oyuncular: Behçet Nacar, Ayfer Özcan, Oya Başak, Gül Endam, Arap Celal, Süheyl Eğriboz, Saadettin Durak, Kerem Can, Eşref Durak, Kemal Bozboğa. Giray Alpan, Fahri Aktürk,

Konu: Suçsuzluğunu kanıtlamak için soygunu yapanın peşine düşen br adamın macera öyküsü.

AKILLI DELİLER (1980)



Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Senaryo: Ahmet Üstel
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı
Yapım: Yavuz Film/Yavuz Işıklar

Oyuncular: Yalçın ve Zeki (Uğur Böcekleri), Suna Yıldızoğlu, Romalı Perihan, İbrahim Şirin, Mete Sezer, Cevat Kurtuluş, Defne Yalnız

Konu: Gangsterlerin sakladığı defineyi bulan iki salak ve bir kadının hikayesi.


YUVASIZ KUŞLAR (1979)



Yönetmen: Natuk Baytan
Senaryo : Erdoğan Tünaş
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Cem Film/Yahya Kılıç

Oyuncular: Ferdi Tayfur, Perihan Savaş, Aliye Rona, Macit Flordun, Reha Yurdakul, Yaşar Yağmur, Yasemin Abacı, Turgut Özatay,

KONU: Ferdi babasının hastalığından sonra evi geçindirmek için büyük bir özveriyle çalışmaktadır. Patronu ailesini dolandırarak, bitmek bilmez borç yükü altına sokmuştur. Genç adam tatilini geçirmek üzere bir sahil kasabasına gelen Tuğba ile karşılaşır. Aralarında bir duygusal yakınlaşma olur. Ancak bu kısa sürecek bir yaz aşkıdır. Ferdi babasının ölümünden sonra annesiyle birlikte İstanbul’a gider. Sesi ve şarkılarıyla keşfedildiğinde şöhret yolunda adım adım ilerler. Ve yaz aşkı Tuğba ile bir kez daha karşısına çıkar. Ancak genç kız onu tanımayınca adeta yıkılan Ferdi kapanmayan bir kalp yarasının da sahibi olur. Oysa Tuğba tatil dönüşü geçirdiği kazadan hafızasını kaybetmiştir.

YUSUF İLE KENAN (1979)


Yönetmen: Ömer Kavur
Senaryo: Onat Kutlar, Ömer Kavur
Görüntü Yönetmeni: Güneş Karabuda
Müzik: Nedim V. Otyam
Yapımcılar : Necip Sarıoğlu, Ömer Kavur

Ses Çeken: Erkan Esenboğa, Görüntü Kurgusu: Ömer Kavur, Eşleme: Veli Akbaşlı, Negatif Kurgu: Ozan Bıyıklı, Teknik Ekip: Mustafa Buvan, Nejat Buvan, İbrahim Kul, Mustafa Kıtır, Yönetmen Yardımcıları: Arif Erkuş, Salih Eser, Kameraman Yardımcısı: Serdar Servidal, Işıkı Düzenlemesi: Rıdvan Varol, Serhat Varol, Yapım Sorumlusu: Ercan Tosun, Yapım Denetçisi: Taner Öz, Gör.Yön.Yardımcısı: Erhan Güner, Özgün Müzik: Çağdaş Araştırma Grubu, (Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir.) Laboratuvar işlemleri sinema ve TV ensti-tüsünde yapılmıştır.

Oyuncular: Cem Davran, Yalçın Avşar, Hakan Tanfer, Şevket Avşar, Suna Sümer, Sadettin Erbil, Gülten Kaya, Engin, Gürsen, Mahmut Gökgöz, Tamer Çeliker, Adnan Karabacak, İsmail Yüksel, Ehat Alinçe, Hakkı Kıvanç, Ahmet Erkuş

Konu: Türkiye’de başıboş bırakılmış çocukların dünyasına giren, hümanist bir bakış açısıyla ilişkilerini sapmalarını gerçeklere dayanarak veren ciddi bir çalışma Tümüyle amatör çocuk oyuncuların oluşturduğu bir film. Kan davası sonucu babaları öldürüldükten sonra İstanbul’a göç eden iki kardeşin büyük kentteki öyküsü. Yusuf kötü arkadaşlarının teşvikiyle hırsızlığa başlar. Otomobillerden radyo ve teyp çalıp satar. Kenan ise kirli işlere karşıdır. Sonuç; Yusuf hapse girecek, Kenan bir torna atölyesinde çırak olarak namuslu bir yaşamı tercih edecektir.

Ödül:

Milano Film Fuarı’nda “Büyük Ödül” 1980

* Altın Portakal tarihinde ardı ardına yaşanan iki karanlık sayfa aydınlanıyor.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Antalya Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali (2011), geçmişindeki bir burukluğu gidermek için tarihi bir karar aldı. 1979 yılında sansüre karşı tepki, 1980’de 12 Eylül askeri darbesi nedeniyle yapılamayan film yarışmaları bu yıl yapıldı .

Yıl 1979: Sansür Kurulu’nun yarışmaya katılan Yavuz Pağda’nın yönettiği Yolcular, Yavuz Özkan’ın yönettiği Demiryol ve Ömer Kavur’un yönettiği Yusuf ile Kenan filmlerini yasaklayıp, bazı bölümleri kesmek istemesi üzerine tüm yapımcı ve yönetmenler şenlikten çekilme kararı aldı. Jüri üyeleri “Tüm filmleri değerlendirme olanağı bulamadığımızdan, uzun metrajlı filmler dalında yapılan yarışmaya katılan yapıtları değerlendirmeme kararını oy birliği ile aldık” şeklinde açıklama yaparak durumu protesto ettiler. Sansüre karşı bir duruş sergileyen festival yönetimi, 16. Antalya Altın Portakal Film Festivali’ni iptal etmiştir.

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin desteği ile Antalya Kültür Sanat Vakfı tarafından düzenlenen 48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, geçmişindeki bir burukluğu gidermek için tarihi bir karar aldı. 1979 yılında sansüre karşı tepki, 1980’de 12 Eylül askeri darbesi nedeniyle yapılamayan film yarışmalarını 2011 yılında yaptı Yusuf ile Kenan Filmi 32 yıl sonra yapılan değerlendirme sonunda En İyi Film Ödülü aldı.

* Ömer Kavur “Yatık Emine”deki başarı çizgisine ulaşamamış bence. Gerçi zaman zaman sanatçı kuşkusunun sıcaklığını, düşündürücülüğünü görüyorsunuz, ama sonra birde bakıyorsunuz birçok kişinin sık sık söylediğini o da yineleyiveriyor. Yalnız, her şeye kar-şın, “Yusuf ile Kenan”da Ömer Kavur, Türk sinemasında pek sık bulamayacağımız tatlar getirmesini bilmiş, gerek fotoğraf düzenlemesi, gerek kurgusu, gerekse film müziği ve kamera kullanımı açısından, filmin kişiliği olan üstün bir teknik yapısı var. (Ceylan Tamer - Milliyet Sanat Dergisi, Sayı: 2, 2 Mart 1980)

* Filmin ilk dikkati çeken yönü, tek tek çok başarılı renkli görüntüler taşımasına karşı sinema dilindeki genel tutukluğu, durgunluğu. “Yatık Emine”de kendi içinde tutarlı, takıcı, rahat bir anlatım tutturan Kavur, bu kez aynı yönetim başarısına ulaşmamış. On yıldır İsveç’te yaşayan görüntü yönetmeni Güneş Karabuda, İstanbul’un Galata rıhtımının ara sokaklarından nefis renkli resimler çıkarmış. “Yusuf ile Kenan”ın görüntüleri çok iyi bir ışık gölge düzenine sahip, pırıl pırıl, çarpıcı görüntüler, Ama: aynı başarıyı filmin genel ritminde bulmak zor. Baş roldeki iki küçük oyuncunun acemilikten gelen tutuk oyunları, besbelli yönetmen Kavur’u da etkilemiş. İnsan, çocuk dünyasını ele alan bir filmden coşkulu, dinamik, soluk soluğa bir anlatım bekliyor oysa. (Nezih Coş – Aydınlık 8 Mart 1980)

* Ömer Kavur'un beklenen filmi "Yusuf ile Kenan", çeşitli özel gösterilerde sunulduktan sonra mevsim sonunun güzel bir sürprizi olarak sinemalarda gösteriliyor. Hemen söyleyelim, bazı kusurlarına, eksiklerine karşın yılın en Önemli birkaç Türk filminden biri bu ve sinemaya gönül vermiş herkesçe görülmesi gerekir…

Kenan ise, daha küçük olmasına karşın, daha ağırbaşlı, daha sağduyuludur. Ağabey gibi kısa yoldun para kazanmak için yasadışı yollara sapmayacak, bir küçük arkadaşını izleyerek bir işe gitmeyi, emeğiyle kazanmayı deneyecektir. Ancak iki kardeş, kendi yollarını çizerken bir dizi İnsan yaşamıyla, bir dizi dramla karşılaşırlar... Annesi fahişe olan küçücük Böcek, öyküye (ve filme) varlığıyla benzersiz bir insan sıcaklığı getirdikten sonra işsiz-güçsüz çocuklardan biri tarafından bir anlık öfke uğrunda vuruluverir,,. Tüm bu yaşam kavgası sırasında bile çocukluk yine yaşanır: Yoksulluğun en koyusu içine yerleştirilen küçük oyunlar, bir sıcak öğleden sonrasında kırlara açılarak kuş avlama.,. Gerçek anlamları, trajik boyutları kavranma-dan, en doğal biçimiyle yaşanan acı olaylar, iki kardeşi tamı tamına yaşan-mamış bir çocukluktan olgunluğa, erişkenliğe erkenden geçmeğe zorlayacaktır.

Yusuf ile Kenan" toplumumuzun çok önemli sorunlarından birine değiniyor: Çocuk sorunu... Çocuk sorunu toplumun diğer sorunlarından soyutlanabilecek tek başına bir sorun değil kuşkusuz. Tersine, toplumun belki de en önemli sorunu: Çocuklar bu toplumun yarını, geleceği çünkü. Bugün için arlık var olmayan umutlar, yarınlarda onlara bağlanıyor. Ama toplum her alanda olduğu gibi bu alanda da ilgisiz, sessiz ve sorumsuz...

Bu konuya değinen her çabayı bir ön saygıyla karşılamak gerekir, "Yusuf ile Kenan" bu ön saygıyı hak ediyor üstelik, çünkü bir girişimin ötesine geçip yetkin, tutarlı bir sanat yapılı olabiliyor. Onat Kutlar'ın senaryosu, Güneş Karabuda'nın çok güzel kamera çalışması, Ömer Kavur'un sinemamızdaki abartma ve melodramatize etme geleneklerinden sıyrılan ölçülü anlatımı, filme belli bir değer kazandırıyor, Diğer yandan filmin ele aldığı konuyu gerek temel, gerekse sonuç açısından incelemesi de önemli. Gerçekten de film, bir "çocuk sefaleti edebiyatı" düzeyinde kalmıyor, ele aldığı durumun kökenlerini de, olası sonuçlarım da belirtiyor. Bu sonuçlardan biri ve de en güçlüsü, bu çocuklardan ülkede yaygınlaşan terör odaklarının yararlanması, bunları ellerine silah vererek daha yetişkinliğe erişmeden azılı katiller haline getirmesidir. Türkiye'de olan da bu değil mi?

"Yusuf ile Kenan'ın eksiklerine gelince, filmde belli bir gerilimin var olmaması, özellikle sokakta geçen sahnelerin fazla "mizansen" kokması ve gerçek bir canlılığa ulaşılamaması, çocuk oyunculardan tam İstenen sonucun alınamamış olması gibi kusurlar göze çarpıyor. Bir de o "burjuva evindeki sahne bir türlü kotarılamamış yapay, yama bir bölüm gibi kalıyor. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları ve Sinemamız”

* 1979 yılında, CHP'nin iktidarda olduğu bir dönemde sansürün kökünden kaldırılması vaat edilmişti. Oysa sansür yasası kimi değişikliklere karşın eskisinden farksız işlevini sürdürmeye devam etti. O dönemde sansür kurulu tarafından yasaklanan filmlerden biri de Ömer Kavur'un "Yusuf ile Kenan" adlı filmiydi.

Aynı yıl 16. Antalya Film Festivali yürütme kurulu, festivale katılan bazı filmlere uygulanan sansür konusunu görmüş ve sanatın her dalında uygulanan sansüre karşı olduğunu, yayınlamış oldukları bildiride dile getirmişti.

Seçici kurul üyeleri ise, yasaklı filmlerin de festivale katılabilmesi için Başbakan Bülent Ecevit' e telgraf çekerek, jüri gösterilerinin ertelendiğini ve ivedi önlemler alınmasını istemişlerdi. Telgrafta şöyle deniliyordu:

"Sizin de sinemadan kalkması için 1960 yılından beri mecliste savaşını verdiğiniz ön denetim mekanizması Antalya Film Festivali'ne katılacak filmlerden birine el koymuş, ön denetime girmeyen filmlerin ise seçici kurul tarafından görülmesini engellemiştir. Bu durum, düşünce ve sanat özgürlüğüne karşı bir tutumun, sizin iktidarınız zamanında sürdüğünü belirlemesi bakımından genel anlamda çok üzücüdür. Ayrıca bu davranış, ulusal ve uluslararası basın tarafından dikkatle izlenen Antalya Film Festivali'nin yapılmasını da tehlikeye sokmuştur. Biz seçiciler kurulu olarak, Türkiye genelinde ve Antalya özelinde ortaya çıkan bu çok üzücü durumu sizin düzelteceğinize inanıyoruz.

Bu inançla olaya el koymanızı, festivale katılan tüm filmlerin ön denetimden geçmeseler bile, bütün dünya ülkelerinde olduğu gibi hiç olmazsa yalnız seçiciler kurulu tarafından izlenmelerinin sağlan-masını ve ön denetim kurulunca el konu-lan filmin izlenmek üzere geri verilmesini diliyoruz."

Ne var ki bu isteklerine olumlu bir yanıt alamamışlardır, üstelik, ön denetim kurulu katılan kimi filmleri yasaklayıp, bazı bölümleri de makaslamak istemişti. Bunun üzerine festivale katılan tüm yapımcılar filmlerini yarışmadan çekmiş ve 16. Antalya Film Festivali iptal edilmişti. “Artun Yeres, “Sakıncalı 100 Film” syf, 251”

YUDUM YUDUM SEV (1979)


Yönetmen: Naki Yurter
Senaryo: Recep Filiz
Kamera: Sedat Ülker
Yapım: Gaye Film/Erdoğan Tilav

Oyuncular: Dilber Ay, Ergun Akerman, Yılmaz Şahin, Emel Canser, Harika Öncü, Perizat, Çetin Başaran

Konu: Birbirlerinden kuşkulanan karı-kocanın öyküsü.

YOSMA (1979)





Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım: Birlik Film / Müfit İlkiz

Oyuncular: Cesur Barut, Zerrin Egeliler, Funda Gürkan, Nuran Fidan, Tevfik Atakan

Konu: Bir kanun kaçağı adam ile iki hayat kadınının hikayesi.

YOLCULAR (1979)


Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Pağda
Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin
Yapım: Çark Film/Yavuz Pağda

Prodüksiyon Amiri: Adil Kıpıcı, Prodüksiyon Yardımcısı: Fazlı Doğanay, Set Teknisyenleri: Bedri Uğur, Halil Dedeoğlu, Necmettin Çobanoğlu, Yaşar Davutoğlu, Işık Ekibi: Abdul-lah Baştuğ, Sıtkı Özgül, Murat Omay, Yönetmen Yardımcıları: Ali Kıvırcık, Bülend Engin, Kamrera Asista-nı: Cem Molvan, Renk Düzeltme: Türker Vatan, Baskı Veli Burç, Lanbortauar: Ekrem Şengül, Negatif Montaj: Ahmet Gürsel, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Müzik: İşçi Kültür Derneği, Yapım Yönetmeni: Rauf OzangilŞafak Renkli laboratuvarında ve Yeni Stüdyoda hazırlanmıştır

Oyuncular: Halil Ergün, Meral Orhonsay, Nuran Aksoy, Yavuz Pağda, Funda Ersin, Halil Gelen, Necmettin Çobanoğlu, Nermin Özses, Rauf Ozangil, Yasin Tarakçı, Nuriye Görken, Yaşar Davutoğlu, Halil Dedeoğlu, Kü-çük Elif

Konu: Traktör ve benzeri tarım araçları-nın köye girmesi ile çaresiz kalan ve topraklarını satan köylülerin hikayesi teknolojideki değişiklikleri konu alan bir yapım.

YOKSUL (1979)



Senaryo ve Yönetmen: Oksal Pekmezoğlu
Foto Direktörü: Muzaffer Turan
Yapım: Sarıkaya Film/Aziz Sarıkaya

Prodüksiyon Amiri: Ekrem Çınaroğlu, Set Elemanları: Bülent Eren, Mecit Polatkıran, Renk Uzmanı: Tümay Rızai, Laboratuar: Şemsi Tokgöz, Armağan Köksal, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Selahattin Kılıçeken, Işık Düzeni: İbrahim Sabuncu, Reji Asistanı: Suna Sarıkaya, Kâmil Renklidere, Kamera Asistanı: Cem Molvan, Ses Mühendisi: Erkan Esenboğa, Müzik Direktörü: Arif Sağ,
Ar Film stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir

Oyuncular: İsmail Mersinli, Necla Nazır, Perihan Onur, Necdet Çağlar, Nurhan Nur, Hüseyin Peyda, Atilla Ergün, Ekrem Çı-naroğlu, İbrahim Uğurlu, Yusuf Çetin, Hasan Ceylan, Diler Saraç, Orhan Elmas, Renan Fosforoğlu, Küçük Yıldızlar: Esra Çelik, Haluk Pekmezoğlu,

Konu: Zengin ağa kızıyla, fakir bir gencin aşkları.

YEDİ KOCALI (1979)


Senaryo ve Yönetmen, Ülkü Erakalın,
Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi
Yapım Birlik Film/Müfit İlkiz

Oyuncular: Zerrin Egeliler, Enver Çokgör, Tevhit Bilge, Nizam Ergüden, Tarık Şimşek, Tugay Toksöz, Aliye Rona, Gülten Kaya, Handan Adalı, Cesur Barut, Renan Fosforoğlu

Konu: Zerrin bir sürü erkekle beraber olmaktadır. Hepsi ile sahte nikahlar yap-mıştır, Onları oyalamakta ve paralarını sızdırmaktadır. Altı kocasına rağmen genç bir doktora aşık olur. Mutlaka doktor ile birlikte olmak ister. İlk olarak muayene olmaya gider. Sonunda doktorla birlikte yedi kocası olur. Ama idare etmekte artık iyice zorlanmaya başlamıştır.


YAZ DEFTERE “SARI ÇİZMELİ” (1979)


Senaryo ve Yönetmen: Engin Temizer
Kamera: Erhan Canan
Yapım: Mert Film/İbrahim Mertoğlu

Oyuncular: Kâzım Kartal, Figen Han, Tarık Şimşek, Aylin Berkay, Ata Saka, Ayşe Gül, Tevhid Bilge, Hakkı Kıvan, Cesur Barut,

Konu: İstanbul’a çalışmaya gelen hem çalışan ve kadınlarla da ilişkiye giren bir hamalın hikayesi.

YATAKTAN YATAĞA (1979)



Yönetmen: C. Engin Temizer
Kameraman: Erhan Canan
Yapım: Mert Film/İbrahim Mertoğlu

Set Ekibi: Nizam Ergüden, Ekrem Çınaroğlu, Ercan Akyıldırım, Nejat Buvan, Işık Şefi: Mehmet Varol, Reji Asistanı: Demir Elsunar, Kamera Asistanı: Ufuk Özbay, Prodüksiyon Amiri: Cihat Karahan,

Oyuncular: Zerrin Egeliler, Meral Banu, Yaşar Yağmur, Oktar Durukan, Kudret Karadağ, Çetin Başaran, Nizam Ergüden, Yusuf Çetin, Burcu Çiler, Meral Banu

Konu: Zerrin ve kız kardeşi alkolik ve işsiz üvey babalarının baskısı altında yaşayan iki kız kardeştir. Çalışıp kazandıkları para-ları üvey babaları içkiye yatırmakta ve kardeşlere eziyet emektedir. Bir gün babaları para karşılığında kendilerini satmaya kalkınca Zerrin babasını öldürür ve evden kaçar.


YATAK HiKAYEMiZ/Gönül Oyunu (1979)



Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Kamera: Mükremin Şumlu
Yapım: Osmanlı Film / Mehmet Karahafız

Prodüksiyon Amiri: Cihat Karahan,

Oyuncular: Zerrin Egeliler, Bülent Kayabaş, Yüksel Gözen, Turgut Özatay, Sami Hazinses, Handan Adalı, Meral Banu, Nilgün Ceylan,

Konu: Zerrin yaşlı ve şişman iş adamı kocasının kredi alması, borçlarının erte-lenmesi için kendisini teslim eden bir kadındır. Kocası ise, erkekliği olmadığı için ve işleri hal olsun diye bu duruma göz yummaktadır. Zerrin bir gün kocası-nın arkadaşına aşık olur.

YANMIŞIM (1979)


Yönetmen: Temel Gürsu
Senaryo: Erdoğan Tünaş, Hulki Saner
Kamera: Çetin Gürtop
Yapım: Saner Film/Hulki Saner

Oyuncular: Ercan Turgut, Canan Perver, Erol Taş, Ali Şen, Renan Fosforoğlu, Madelet Tibet, Coşkun Göğen

Konu: Minibüs şoförü Ercan annesiyle babasıyla yaşamaktadır. Bahar’a aşıktır. Ailesi onun artık Bahar’la evlenme za-manının geldiğini hatırlattıkça Ercan onlara minibüs sahibi olmadan evlenmeyeceğini tekrarlamaktadır. Bütün hayali gıcır, gıcır bir minibüs almaktır. İki sevgili aralarda buluşmakta, el ele tutuşup şarkılar söyleyerek tarlalarda deniz kenarlarında dolaşmaktadırlar. Yine bir gün gezerlerken bir kuyumcu vitrini önünde dururlar. Bahar bir kolyeyi çok beğenmiştir. Vitrine bakıp konuşurlarken dükkandan Ercan’ın patronunun oğlu Ömer çıkar ve onları içeri davet eder. Bahar’ın ağabeyinin Almanya’ya gitme vakti gelmiştir. Ayrılırlarken Ercan’a kız kardeşini emanet eder. Babam hep onu zengin birine vermek istiyor ama o senin Ercan der. Ömer çok çapkındır, şehre evli sevgilisiyle buluş-maya gidecektir. Babası Ercan’a gü-vendiği için onunla parça almaya gidecekleri yalanını uydurur. Ercan müşkül durumda kalmıştır. Ömer sevgilisinin evinde Ercan minibüste onu beklemektedir. Kadının kocası onları yakalayınca Ömer paniğe kapılıp adamı vurur. Hayallerindeki minibüse kavuşacak olan Ercan suçu üstüne alır. Polis Ercan’ı götürürken Bahar gelir, Ercan’la vedalaşır. Onlar uzaklaşır uzaklaşmaz Ömer gelir. Bahar’a Ercan’a para verecektim gittiler mi diye numara yapar. İyi kalpli adamı oynar. Baharlar çok sıkışıktır, o ay kirayı bile ödeyemezler. 

Henüz Almanya’dan da para gelmemiştir. Bahar tek bileziğini satmak mecburiyetinde kalır. Ömer’in kuyumcu dükkanına gider ve anlatır. Ömer biz Ercan’la kardeş gibiyiz, bileziğini al tak ve bu parayı da al git kiranı öde der. Bahar kanmıştır. Ercan hapishanenin ağası Erol ağabey ile dost olmuştur. Erol ağabey onu çok sevmiştir. Korumaktadır ama Ömer’in yerine hapis yattığı için da kızmaktadır. Bahar ve arkadaşları işe giderken arabasıyla Ömer onları takip etmektedir. Kızlardan biri Bahar madem bu çocuk Ercan’ın arkadaşı beni tanıştırsana diye tutturur. Ömer hep Bahar’ın peşindedir. Bahar babasıyla mücadele etmekte, Ercan hapiste çile çekmektedir. Yine bir gün Ömer, Bahar’ı işe bırakmak ister araba-sına alır deniz kenarına götürür. Ona güzel bir altın kolye hediye eder. Güya Bahar’ın derdini dinlemektedir. Oradan evine götüren Bahar’a içki içirir, sarhoş olan Bahar uyandığında Ömer’in koynundadır. Kahrolmuştur, oradan kaçar uçurumun kenarında Ömer onu yakala-mıştır. Bahar çılgın gibidir. O günden sonra Bahar oraları terk etmiştir. Ercan annesine söz verir, onu bulmasını ister Erol bey adamlarını seferber etmiştir. Bahar bulunur. Ercan’a söyleyemez. Sonunda senin Bahar çamura batmış der. Evet Bahar temizlik işlerinde çalışa-cağını zannettiği bir randevu evine ser-maye olmuştur. Ercan onu almaya gi-der, Bahar çok acı çekeceksin benim yüzümden deyince Ercan hala onu sevdiğinden söz eder. Ona hiç hediye almadığını, ama annesinin baş örtüsünü ona getirdiğini söyleyip başına örter. Sarılırlar, Bahar’la Ercan aşklarının başla-dığı yerlere dönerler. Bahar bahçede meyve toplamaktadır. Ercan da ona doğru gelmektedir ki Almanya’dan dönen her şeyi öğrenen Bahar’ın yoldan çıktığına inanan ağabeyi çıka gelir. Bahar bir şeyden habersiz özlediği abisine koşar. Ağabeyi Bahar’ı bıçaklar. Bahar Ercan’ın kolları arasında onu ne kadar çok sevdiğini ve kızına merhamet etmesini söylerken can verir. Ercan Bahar’ın mezarı başındadır. Polislerle birlik-te Bahar’ın ağabeyi gelir. Ömer"’ de öldürmüş olan ağabeyin yanına küçük yeğeni Gül vardır. O da onu Ercan’a emanet etmek ister gözyaşları içinde çocuğu Ercan’a verir."


YALNIZ KALP (1979)




Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Foto Direktörü: Erhan Canan
Yapım: Rimel Film

Teknik Ekip: Hüseyin Turan, Bülent Etren, İbrahim Aydın, Şimşek Işık Servisi: Şef: Ergun Şimşek, Kamera Asistanı: Ender Turgut, Renk Uzmanı: Sabahattin Hoşsöz, Laboratuar: Ahmet Kuru, Ziya Uçak, Recep Çakmak, Negatif Montaj: Mustafa Karataş,

Oyuncular: Zerrin Egeliler, Hadi Çaman, Bülent Kayabaş, Renan Fosforoğlu, Diler Saraç, İlknur Avcı

Konu: Zerrin nişanlısı ile evlenme aşama-sındadır. Ancak sevgilisi pasif ve sakin birisidir. Bir akşam yemeğinde sevgilisinin bir arkadaşına rastlarlar. Adam oldukça çekici ve yakışıklıdır. Üstelikte oldukça cüretkardır. Zerrin’i evine davet eder. Zerrin büyülenmiştir ve adamın evine gidip, adamla sevişir. Ancak evlilik öncesi yaptığı bu olay Zerrin’de kötü duygular uyandırır.

1 Mart 2020 Pazar

VUR VUR KAÇ KAÇ (1979)


Yönetmen: Engin Temizer
Senaryo: Yavuz Figenli
Kamera: Mükremin Şumlu
Yapım: Tınaz Film/Fikret Tınaz

Oyuncular: Bülent Kayabaş, Emel Aydan, Sami Tunç, Nur-Ay, Tevfik Şen, Burcu Çiler, Çetin Başaran

Konu: Gizi kalmış bir cinayeti aydınlatan bir polisin öyküsü.