Senaryo: Ahmet Soner (Osman Şahin'in
eserinden)
Kamera: Erdoğan Engin
Müzik: Yeni Türkü , (Selim Atakan)
Yapım: Gülşah
Film/Selim Soydan
Negatif
Montaj: Gültekin Çavuş, Suat İşlek, Işık Şefi: Mustafa
Koçyiğit, Kamera Asistanı: Serdar Selvidal, Prodüksiyon Sorumlusu: Selahaddin
Kocai Seyfettin Karadayı, Reji Asistanı: Aliye Turagay, Yapım
Sorumlusu: Emrah Şimşit, Sinema TV Enstitüsü Laboratuvarlarında yıkanmış ve
Yeni Stüdyoda seslendirilmiştir
Oyuncular: Tarık Akan (Şehmuz), Hülya Koçyiğit
(Mürvet), Talat Bulut (Tahsin), Nur Sürer (Bahar),Sırrı Elitaş (Rıfat Ağa),
Bedri Uğur, Mehmet Reşit Doğan, Çocuklar: Hakkı Zengin, Bingül Zengiin
KONU: Mürvet (Hülya Koçyiğit) Doğu Anadolu’nun
bir köyüne ebe olarak gönderilmiştir. Hava şartlarının bozuk olması yüzünden
onu bir köy evinde misafir ederler. Evin büyüğü Zeynel dayı ve Tahsin (Talat
Bulut) onun ağırlanması için ellerinden geleni yaparlar. Evin gelini (Nur Sürer)
ona hizmet eder. Ancak Mürvet görevinin başına gitmek istemektedir. Köyün
yaşlıları toplanarak onu götürmeye karar verirler.Havanın bozması yüzünden geri
dönerler ve Mürvet donma tehlikesi geçirir. Köyde kalmaya karar verir. Köylüler
ona özen gösterirler Ancak komşu köyün ağası bir gün gelip onu almak ister. Silahlı
adamlarla onu almaya gelmiştir. Ebeyi paylaşmaları gerektiğini söyler. Onu
vermek istemezler ancak mesleğinin gereğini yapıp gitmek ister. Gittiğinde
doğum yapacak bir insan yerine bir hayvan görür ve doğumu yaptırmayı bu
konudaki cehaletini göstererek, baytar olmadığını söyleyerek reddeder. İki gün
içinde dönmediği için kanun kaçağı Şehmuz (Tarık Akan) Tahsin silahlanıp
Mürvet’i almaya giderler. Köydeki yaşam biçimine zorlanarak da olsa alışır
Mürvet. Geri döndüğünde Tahsin’in kendisine aşık olduğunu öğrenir,Tahsin gaz
satın almak için Eleşkirt’e gitmeye karar verir ve donarak ölür. Onu Şehmuz
bulur getirir. Şehmuz ailesini öldürenlerden intikam almış ve devlete teslim
olmamış biridir. Köyde Bahar gelinin doğum yapması gerektiğinde hayatı
tehlikede olduğundan hastane-ye nakledilmesi gerekmiştir. Bunun için gene
Şehmuz yardım eder ve teslim olarak hapishaneye girer. Bahar gelinin oğlu
olmuştur. Hapishanede Şehmuz’u ziyaret ederek Mürvet,vedalaşır. Görevinin
başına döner.
ÖDÜL:
20. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj
Film Yarışması (1 – 9 Ekim 1983)
► En başarılı Müzik,
► Hülya Koçyiğit, “En İyi
Kadın Oyuncu”,
► Talat Bulut “En iyi
Yardımcı Erkek Oyuncu
Jüri Üyeleri: Nazan Akgün, Cihat
Çiftçili, Atilla Dorsay, Süreyya Duru, İzzet Günay, Prof. Dr. Özdemir Nutku,
Ülkü Tamer, Rekin Teksoy, Hayati Tungar, Gani Turanlı, Ziya Uçkan, Süheyla
Uysal, Hurşit Yenigün.
24. Karlovy Varly (Çekoslavakya) Festivali'nde;
(1984)
► “Uluslararası
Sinema Eleştirmenleri Ödülü” ile “Uluslararası Film Kulüpleri Federasyonları
Ödülü”
Valencia (İspanya) Film Şenliği’nde; (1984)
► Şerif Gören “Jüri Özel
Ödülü,
25. Karlovy Varly (Çekoslavakya) Festivali'nde;
(1985)
► Talat Bulut “ Prag
Üniversitesi Sinema Enstitüsü’nce” ”Karakter Oyunculuğu ödülü.”
4. Uluslar arası Şam
(Suriye) Film Festi-vali’nde Birincilik Ödülü “Altın Kılıç” Ödülü
* Derman'daki kadın güçlü,
görevini ve insanları seven, onlara yardım eden genç ve tümüyle yaşamdan
alınmış abartısız bir kişiliktir. Gören filmde, ebeyi anlatırken, uzak köylerde
yaşayan ka-dınların, erkeklerin ve çocukların çilelerini de sergilemektedir.
"Doç. Dr. Şükran Esen “80'ler Türkiyesi'nde Sinema”
* Film, kuşkusuz sinemamızın bugünkü genel görünümü içinde
düzeyli, giderek onurlu bir yerde bulunuyor. Her türlü iyi niyetin açık ve
belirgin olduğu bir proje, Şerif Gö0ren'in artık profesyonel düzeyi tartışma
götürmeyecek sinemasıyla ve Hülya Koçyiğil, Tarık Akan, Nur Sürer ve Talât
Bulut gibi dört dörtlük bir oyuncu kadrosuyla belli bir yere gelip yerleşiyor.
Ama bu kadarı yeterli mi? Şerif Gören gibi, "Yol"u yapmış ve bununla
sinemamıza tarihindeki en önemli ödülü kazandırmış bir yönetmen için
"Derman" yeterli bir film mi'.' Bence değil, Şehmuız'un Tahsin'in
cesedini bir yerden alıp başka yere gömmesi gibi hiç anlaşılmayan birkaç
noktayı bir yana bırakalım. Temel sorun, bence Gören'İn bir hareket sineması
yönetmem olması. Nitekim filmin harekete, gerilime dayanan sahnelerinde Gören
çok başarılı. Ancak "Derman" bir ruh bilİmsel ilişkiler filmi, bu
ilişkilerin sabırla, incelikle, bir yumak gibi açılması, çözülmesi gerekli.
"Derman" bunu yapamıyor. Bİr de senaryodan gelen bir eksiklik var:
Artık geri kalmışlığa ve onun sorunlarına değinen filmlerde, yüzeydeki olayın
gerisine gitme gereği var. Ya geri kalmışlığın bir olgu değil, bir sonuç
olduğunu anlatıp bunu gerideki daha genel ve temel sorunlara bağlamak gerekli
("Kara Çarşaflı Gelin'in, "Bereketli Topraklar Üzerinde"nin,
vs. nin yaptığı gibi), ya da bu soruna zengin bir simgesellik yükleyip bir
üslup araştırması yapmak gerekli. Şerif Gören için önemli bir adım, bir aşama
değil bu film. Ama daha iyilerini beklerken, çeşitli olumlu yanlan ve genel
düzeyiyle bu filmin yine de izlenmesi gerektiğini anımsatalım. “Atilla Dorsay,
“12 Eylül Yılları ve Sinemamız”
* Şerif Gören'in çekici ve
seyirlik niteliklere sahip, hareketli anlatımıyla ilginç sayılabilecek,
sinemamızın standartlarına göre zorlu ve ürkütücü doğa koşullarını
görüntülemedeki es geçilemeyecek başarısıyla ilgisiz kalınmayacak bir çalışma.
(Sungu Çapan, Sanat Dergisi, S.: 85,1 Aralık 1983)
* Ne var ki Gören, benzer
diğer filmlerinde olduğu gibi bu filminde de, insan ilişkilerini, bu
ilişkilere neden olan yöre sorunlarını ve yaşam biçimlerini bir kenara iterek,
kendi sineması için cazip olarak nitelediği doğanın gösterili ve abartılı
yanlarını ön plana çıkarıyor. (Burçak Evren, Milliyet, Renk, 19 Kasım 1983)
* Şehmuz, Canan İnce Memed
karışımı bir dağ adamı karikatürü olmaktan öteye gidemiyor, Tüm bu senaryodan
kaynaklanan, ama filmin bütünü için büyük handikap olan zayıflıklara rağmen,
“Derman” bu sezon göreceğimiz, sayıları beşi geçmeyecek en iyi yerli filmlerden
biri. (Nokta, s: 39, 21-27 Kasım “198)