Powered By Blogger

4 Kasım 2022 Cuma

 

BEKO’NUN TÜRKÜSÜ (1992) 


Yönetmen: Nizamettin Ariç, Senaryo: Nizamettin Ariç, Christine Kernich, Kamera: Theomas Mauch, Müzik: Nizamettin Ariç, Yapım: Film Productoin


Oyuncular: Nizamettin Ariç, Bazara Arsen, Chrihristine Kernich, Lusika Hasen, Cemale Jora


Konu: İran-Irak savaşı sırasında Kürt direnişçileri arasına katılan Cemal’i asker kaçağı olan kardeşi Beko aramaktadır. Maceralarla dolu bir uğraştan sonra kardeşini bulur ve Almanya’ya sığınır.

AŞKIN SONSUZ DANSI (1992) 

Senaryo ve Yönetmen: T. Fikret Uçak, Görüntü Yönetmeni: Şener Işık, Yapım: Metro Film/Zeki Kafalı

Oyuncular: Alev Sayın, Teoman Ayık, Cemal Gencer, Engin İnal

Konu: Bir olaya şahit olan otomobil tamircisiyle beraber olduğu kızı ondan ayırmaya çalışanlar arasında geçen gençlerin aşk öyküsü.


3 Kasım 2022 Perşembe

 

AH İSTANBUL (1992)

Senaryo ve Yönetmen: Oğuz Gözen, Kamera Mükremin Şumlu, Müzik: Hakkı Bulut, Yapım: As Film/Mehmet Aksu Prodüksiyon Amiri: Cemal Orman, Işık: Mehmet Çakar, Jenerik: Pınar Işıl, Kamera Asistanı: Sedat Başoğlu, Reji Asistanı: Berkant İlhan, Ar Direktör: Halit Arkan, Helmut Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Hakkı Bulut, Fulya Kumcu, Turgut Özatay, Enver Dönmez, İbrahim Kurt, Nevin Cem, Aysel Aksoy, Arap Celal, Ali Demir, Yüksel Yılmaz, Cemal Orman, Küçük Yıldız: Fırat Güler

Konu: Arabesk sanatçısı Hakkı Bulut’un şarkılı dramatik bir öyküsü. Hakkı Bulut’un çok tutulan şarkısı “Ah İstanbul” filme de adını vermiştir.

 

 

AFFET ALLAHIM (1992)

Yönetmen: Cevat Okçugil, Senaryo: Ali Ekdal, Görüntü Yönetmeni: Halil Kırlangıç, Yapım: Yaşam Film/Gazanfer Dirlik

Oyuncular: Sibel Barış, Teoman Ayık, Reha Yeprem, Kudret Karadağ, Ali Ekdal, Ümit Belen, Kadir Savun, Attila Ergün

 

 

ADADA SON GECE (1992)

Yönetmen Cemal Gözütok, Senaryo: Taner Aşkın, Cemal Gözütok Görüntü Yönetmeni: Uğur Emin Döndür, Müzik: Serdar Güreş, Yapım: Minta Film/Taner Aşkın

Oyuncular: Meltem Doğanay, Serdar Güreş, Ali Uyandıran, Sevim Çalışgir, Yaman Tarcan, Bennu Yıldırımlar

Konu: Evli bir kadınla, yıllar sonra karşılaştığı ilk göz ağrısı bir adamın sevda öyküsü. Adam, 13 yıl önce ayrıldığı adaya döner. Bu süreç içinde çok değişen, siyasi bir örgütün üyeliğini yapan adam, adaya kendini sorgulamak ve emekliliğini yaşamak için gelmiştir. Bu dönüş sonucu tekrar karşılaştığı kadın; çocukluk aşkı olduğu gibi kocası da en yakın arkadaşıdır.

 

ACI YOL (1992)


Senaryo ve Yönetmen: Hasan Karcı, Görüntü Yönetmeni: Mahmut Yumuşak Yapım: Burç Film/Fedai Öztürk

Oyuncular: Özlem Onursal, Funda Ersin, Cevahir Civelek, İbrahim Kurt

Konu: Bir ajans, manken kızları müşterilerine satar. Gazeteci genç bir kadın sahte bir kimlikle aralarına girer. Polis, gazetecinin kadının desteğiyle bir operasyon düzenleyerek kızları satıcıların elinden kurtarır.

1992 YILINDA GÖSTERİME  GİREN FİLMLER






 

VARYEMEZ (1991)



Yönetmen: Orhan Aksoy, Senaryo: Erdoğan TünaşKamera: Çetin Gürtop Yapım: Erler Film/ Türker İnanoğlu Kamera Asistanı: Erol Civan, Ar Direktör: Sohban Koloğlu, Yönetmen Yardımcıları: Ümit Hiçdurmaz, Suzan Tunçöz, Işık Şefi: Gürcan, Küçüker, Işık yardımcıları: Haluk Erkan, Hikmet Aydın, Montaj: Mehmet Bozkuş, Jenerik: Sineray, Laboratuar: Yahya Öztürk, Negatif Montaj: Eyüp Yıldız, Baskı: Zekeriya Şakir, Ses Kayıt ve Miksaj: Erhan Aktaş, Set Amiri: Basri Büyükcan, Set Yardımcıları: Ali Yılmaz, Mehmet Kınık, Laboratuar: Yahyta Öztürk, Prodüksiyon Sorumlusu: Adnan İrkut, (Fono Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Kemal Sunal, Yasemin Yalçın, Leman Çıdamlı, Gamze Gözalan, Kaya Gürel, Kadir Savun, Tuncay Akün, Kayhan Yıldızoğlu, Oktay Atasoy, Serap Akıncıoğlu,
Hakan Ökten, Cem Davran, Zühal Üstüntaş, Meral Kurtuluş, Meriç Erkan, Hakkı Kıvanç, Nuri Tuğ, Gülten Ceylan, Turgut Yalçın, Bahadır Tok, Deniz Dümer, İlhan Dolunay, Aşkın Koyçic, Devrim Parscan, Semih Bozkurt, Ekrem Dümer, Ali Demirel, Fahriye Pınarcıoğlu,

Konu: Ragıp Elibol (Kemal Sunal) zengin ve cimri bir işadamıdır. Çocuklarının annesi Melek ile ayrılmış, Dürdane (Yasemin Yalçın) ile evlenmiştir. Oğlu Cengiz üniversitede okumakta, kızı Zeliha ise evde koca beklemektedir. Bir gün Ragıp’a arabalarıyla gezerken çarpar. Aslında yapmak istedikleri ve parasızlıktan yapamadıkları çok şeyleri olan dört genç bu olanağı onun sağlayabileceğini düşünerek Ragıp’ı kaçırırlar. Gizli bir örgüt olduklarını söyleyip fidye isterler. Karısı Dürdane polise haber verir, fidye karşılığı tehdit edildiğini anlatır. Bu fidye işine ailesi ve iş ortağı da dahil tanıdığı herkes sevinir. Hiç kimse de istenen fidyeye katılmaz. Ragıp kendisini kaçıranların sayesinde hiç seveni olmadığını öğrenmiştir. Gençler paradan ümidi kesince Ragıp’ı serbest bırakırlar. Evine dönen Ragıp tüm ailesinin, ortağının ve dost bildiklerinin miras peşine düştüğünü görünce onlara görünmeden evden çıkar. Bu sırada denizde tanınmayacak halde bir ceset bulunur. Ailesi hiç tereddüt etmeden cesede sahip çıkar. Ragıp şoförü Hüsnü’nün evine gider, yaşadığını ailesinden saklamasını ister. İç yüzlerini görmek için cenazeye tebdili kıyafetle gider. Herkes kendisi hakkında kötü şeyler söylemekte kimse de hakkını helal etmemektedir. Ragıp’ı kaçıran gençler onu öldürmek suçundan yakalanırlar. Ragıp ortaya çıkar, dört genci hapisten kurtarır, onların amaçlarına yardımcı olur. Ama ailesi dahil arkasından dolap çeviren herkesi yanında işçi olarak çalıştırmaya başlar.


FİLMİ İZLE 



 

UZUN İNCE BİR YOL (1991)


Senaryo ve Yönetmen: Tunç Başaran (Dede Korkut'un Deli Dumrul masalıyla "Alkestis" adlı mitolojik öyküden), Görüntü Yönetmeni: Ümit Gülsoy Yapım: Magnum Film/Jale Başaran Kurgu: Bircan Uysal, Müzik: Hasan Yükselir, Kültür Bakanlığı katkılarıyla

Oynayanlar: Tarık Akan, Taner Barlas, Caren Liby, Orhun Seydik, Orhan Çağman, Nevin Aypar, Özcan Özgür, Selma Kutluğ .

Konu: Yıllardır İngiltere'de yaşayan Müşfik (Tarık Akan), İngiliz eşi Mary, oğulları Adem'i sünnet ettirmek için Türkiye'ye getirirler. Ne var ki trafik anarşisinin egemen olduğu vatan topraklarında bir kazaya neden olurlar. Müşfik ve ailesi, yollarda kol gezen Azrail tarafından öldürülmek için izlenmeye başlar.


FİLMİ İZLE 





 

 UZLAŞMA (1991)

Yönetmen: Oğuzhan Tercan Senaryo: Oğuzhan Tercan, Sabahattin Çetin (Gazeteci Abdi İpekçi cinayetinden), Görüntü Yönetmeni: Aytekin Çakmakçı, Yapım: Belge Film/Sabahattin Çetin Kurgu: İsmail Kallkan, Müzik: Zülfü Livaneli , (Kültür Bakanlığı katkılarıyla)

Oyuncular: Halil Ergün, Berhan Şimşek, Nur Sürer, Kutay Köktürk, Salih Kalyon, Reis Çelik, Ayfer Gür

Konu: Berhan (Berhan Şimşek) bir film işi için teklif alır. Ağca’yı oynayacak ve İpekçi(Halil Ergün) cinayeti hakkında çekilen filmde yer alacaktır. Araştırma yapmak için gazeteye gider ve Sema (Nur Sürer) ile tanışır. Sema’dan dönemle ilgili kayıtlar, fotoğraflar,gazete haberleri alır ve bu şekilde rolünü yaratmaya çalışır. Kendisini Ağca’yla özdeştirir ve hafızasını kaybettiğini geriye dönük biçimde cinayetle ilgili detayları hatırlamaya çalıştığını söyleyerek kendi motivasyonunu sağlar. Zamanla Sema’yla aralarında yakınlaşma olur. Aynasında Ağca’nın, İpekçi’nin ve dönemin önemli siyasi kişilerinin fotoğrafları vardır ve kendi kimliğini onların arasında eritmeye çalışır. Aynaya kendi fotoğrafını iliştirir Sema. Sema Ağca’nın önce gazetecilik konusunda öğrencisi sonra da iş arkadaşı olmuş biridir. İpekçi silah kaçakçılığı hakkında araştırma yapmaktadır. Bir şekilde terörün ana damarlarından birinin,onu besleyen şeylerden birinin açığa çıkartılmasının toplumsal uzlaşıyı sağlayacağına ve ülkede artan ölümleri azaltacağına inanmaktadır. Demokrasinin uzlaşıdan geçtiğini düşünmekedir. Ancak yapmaya çalıştığı şey birilerinin ipliğini pazara çıkaracağından rahatsızlık duyanlar sıklıkla tehdit telefonları etmektedir. Profesör Bahri Karamanoğlu’nu öldürdüklerinde arayıp haberi İpekçi’ye telefonla verirler. 13 ilde sıkı yönetim ilan edilmiştir. Memleket karışıktır ve İpekçi geri adım atmaz, haber kaynağından edindiği bilgileri Ankara’ya doğrulatır. Bakanlarla görüşür.İstanbul’a döndüğünde çok kuvvetli bir haber yapmak niyetindedir. Onu tehdit eden insanlar gazetenin içine kadar sızmış, onun telefon defterine, arabasının anahtarına kadar çalabilmiştir. Ağca tarafından arabasının sağ tarafından bir şarjör mermi boşaltılarak öldürülür. Sol taraftan da iki kurşun sıkmıştır Olcay. Berhan prova yapar oyuncak bir tabancayla, bu şekilde katille özdeşmiştir. Dönemin bakanları, önemli siyasi kişileri cinayet hakkında konuşurlar. İpekçi cinayeti aydınlatılmaz.

ÖDÜL:

 4. Ankara Uluslararası Film Festivali'nde (1992)

► Oğuzhan Tercan, Umut veren yeni yönetmen.

 Siyad (Sinema Yazarları Derneği) seçiminde

►"3. Film"

►Oğuzhan Tercan "Umut Veren Yeni Yönetmen".

 KÜltür Bakanlığı "Sinema Başarı Ödülü". (1992)

 28. Antalya Film Festivali'nde "Jüri Özel Ödülü".

& Uzlaşma filmi bizlere unutulmaz gazeteci Abdi İpekçi’nin 1970 lerin sonunda ülkeyi kana bulayan terör eylemlerinin kurbanı olarak öldürülmesini anlatıyor. Yakın tarihin siyasal toplumsal olaylarının perdeye gelmesi, filmlere veya "Demirkırat" gibi TV dizilerine konu olması, son derece onayladığımız bir tavır. Bu, sinemamızın toplumsal gerçeklerden uzak bir "gül bahçesi" konumundan çıkıp ayaklarını yere basmasını getireceği gibi, genelde "unutkanlık" denen ileten "mustarip" olan bir toplum için de gerekli bir şey.

Yardımcı/senaryocu Sabahattin Çetin ile yönetmen Oğuzhan Tercan, bunun için ilk bakışta ilginç gözüken bir yöntemi seçmişler. Doğrudan doğruya İpekçi ve katili Mehmet Ali Ağca'nın öyküsünü anlatmak yerine, bir filmde Ağca rolünü oynamak üzere hazırlanan bir genç adamı öyküye sokarak, geçmişle bugün arasında bir köprü kurmaya çabalamışlar. Bu zamansal gelgit içinde, ayrıca dönemin politikacılarına da, zaman zaman gözüküp "cinayet" ve o dönem üzerine fikirlerini söylemeleri fırsatı verilmiş. Klasik dramatik anlatımı parçalayan, bir yerde Brecht'çi bir tavır içeren, dünya sinemasında sıkça denenmiş, bizde de diyelim ki Atıf Yılmaz'ın Adak filminde denemiş olduğu bir tutum bu ...

Böyle bir yöntem, baştan anlaşılır, giderek onaylanır. Çünkü en azından, gerek siyasal toplumsal açıdan, gerekse maddi ve teknik olanaklar açısından, sinemamızın, gerçek bir "İpekçiAğca" filmi çekmesi henüz kolay değildir. Ne bu cinayetin gerçek içyüzünübir sinemacı olarak bilme, sergileme ve yorumlama olanakları vardır ne de filmi stilizasyondan kurtarıp gerçek bir drama olarak çekme olanakları ...

Bu açıdan bakıldığında, yöntem doğrudur, yerindedir. Bu yöntem seçildiğinde ise, reklamcılıktan geldiği belirtilen Oğuzhan Tercan'ın bu ilk filminde, seçtiği iki temel tavır olan Amerikan tarzı bir anlatım ve üslupçu, simgesel, stilize bir sinema dili öğelerine uygun bir çalışma ortaya koyduğu söylenebilir.

Kuşkusuz film bu haliyle, tümüyle doyurucu da değildir. Yakınında bulunanlar söylüyorlar: Abdi İpekçi, filmdeki Abdi İpekçi değildir. O gazete atmosferi, Milliyet de değildir, herhangi başka bir gazete de ... Mehmet Açar'ın Nokta'daki güzel yazısında belirttiği gibi, film bir tür "videoklip" estetiğine boyun eğmiş gibidir ve siyasal bir sinema yapmayı denyen Godard, Rosi, Angelopoulos gibi ustalar, gerçekten de işe "kitlelerin alışık olduğu sinemasal kişileri yerle bir etmekle" başlamaktadırlar.

Yine de ben, filme biraz haksızlık edildiği görüşündeyim. İlk filmini yapan bir yönetmenden, giderek seyircisiz ve salonsuz kalmış sinemamızda seyirciye biraz olsun ulaşmaktan başka hedef düşünemeyen hiçbir yönetmenimizden, Godard veya Angelopoulos gibi radikal bir tavır bekleyemeyiz gibime geliyor. Sinemamızın içinde bulunduğu koşullar ise, "gerçek" bir Abdi İpekçi filmi yapılmasını da baştan engelliyor. Geriye film kalıyor. Filmi sanırım Abdi İpekçi Ağca üzerine olabilecek, yapılabilecek filmlerden yalnızca biri olarak ele almak gerekiyor.

Yapımcılarının da açıkladığı gibi, bu tam bir "İpekçi portresi" değil. Ağca da (fiziksel benzerlikten başlayarak) tam anlamıyla Ağca değil. Ben bu filmi, bir yandan yakın geçmişte yaşadığımız ve her türlü politik sömürülerin dışında, "1980 öncesine mi dönelim?" teranelerinin dışında, gerçekten de bilmemiz ve anlamamız gereken bir döneme getirdiği yaklaşım açısından oldukça önemli buluyorum. Aynı. İpekçi/Ağca ikilisini koşut yürüyen bir Öykü içinde işlemesi, ikisi de artık siyasal tarihimize geçmiş onca farklı bu kişiliklere, bu "cellat ve kurbanı" ilişkisine getirdiği yaklaşım da ilginç geldi.

"Reklam estetiğine, kamera kaydırmalarına ve planları bu yolla bağlamaya meraklı olan ve fılmini Livaneli'nin başarılı müziğine fazlaca yaslayan Oğuzhan Tercan kimi tiklerinden kurtulabilirse, iyi bir sinemacı olabilir. Başta Halil Ergün, oyuncuların oyunu (giderek çok zor bir roldeki Berhan Şimşek'in çabası) da belli bir düzeyin üzerine çıkıyor.

Uzlaşma, bu haliyle aslında çok yoksul olan siyasal filmler dağarcığımıza ilginç bir katkı, görülmesi, eleştirilmek için bile olsa görülmesi ve üzerinde konuşulması, düşünülmesi gereken bir bir film. “Atilla Dorsay, “Sinemamızda Çöküş ve Rönesans Yılları” syf, 145”


FİLMİ İZLE 



 

UMUTSUZ YOLLAR (1991) 


Yönetmen: Yücel Uçanoğlu, Senaryo: Hasan Kayıhan, Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi Yapım: Neca Film/Ethem Çakır


Oyuncular: Fulden Uras, Sandra Amproz, Adem Kırca, Ethem Çakır

KONU: İstanbul'a gelen turist bir kızla evlenip Almanya'ya giden bir Türk gencinin aşk öyküsü...

Ancak aşık genç, bu mutlu beraberlikten sonra, yabancı ülkede uyum sağlayamayıp Türkiye'ye döner .

 

 

UMUT HEP VARDI (1991) 

Senaryo ve Yönetmen : Bilge Olgaç, Görüntü Yönetmeni: Hüseyin Özşahin, Yapım: Aile Sağlığı Vakfı/Vehbi Koç Kurgu: Necdet Tok, Yardımcı Yönetmen: Ali yaylı Işık Şefi: Zafer Kutlu, Oyuncular: Kadir İnanır, Özlem Savaş, Ali Yaylı, Bülent Bilgiç, Yaşar Güner, Ülkü Ülker, Canan Hoşgör, Muhlis Asan

KONU: Sarıkamış bölgesinde çekilen film doğum sırasında ölen anne ve çocuklarla, acı sonuçlar üzerine kurulu öyküsüyle özellikle kadın sorunlarına eğilen Bilge Olgaç’ın karakteristik filmlerinden biri...

Yoksul, geri bırakılmış bir Anadolu köyünde ebelik yapan Kiraz’ın mücadelesi... Kiraz umut ve heyecanla başladığı görevinde altı ayda pes eder. Tanık olduğu koyu cahillik, yanlışlar ve beklediğinden de çetin geçecektir yerleşik inançlara karşı duramayıp köyden ayrılmaya karar verir. Tek destekçisi köyün katı ve korkutucu görünüşlü yalnız adamı Şahan’dır. Genç ebeye gizli bir aşkla bağlı olan Şahan Kiraz’ı Dr. Engin’in de yardımıyla gitmekten vazgeçirir. Kiraz’ın en zor savaşı çocuğu yaşındaki bir kızla evlenen Bahtiyar Ağa ile olacaktır.

FİLMİ İZLE 


 

ULA ULA NİYAZİ (1991) 


Yönetmen: Mehmet Ezici, Senaryo: Fuat Kalkan, Mehmet Ezici, Görüntü Yönetmeni: Ferhat Bakır, Yapım: Doruk Sanat Merkezi / Aygün kara

Oyuncular: Erkan Ocaklı, Sibel Gökçe, Gurbetçi Nazo, Kâzım Kartal, Turgut Özatay, Yadigâr Ejder, Tülây Taştan, Akın Kap, Zekeriya Dede

Konu: Filmde, hapisten çıktıktan sonra kendine yeni bir hayat kurmak isteyen bir adamın hikâyesi anlatılır. Bir süredir hapiste olan Niyazi tahliye olur. Eski patronu adamlarıyla beraber Niyazi’yi karşılar ve daha sonra mekânına götürür. Kendisi gibi diğer mafya babaları da Niyazi’nin dönüşünü beklemektedir. Yeni girecekleri bir eroin işinde Niyazi’nin çalışmasını isterler. Ancak Niyazi, kendine yeni bir hayat kurmayı tercih edecektir. (Meltem İşler Sevindi).

 

TANRI ŞAHİDİMDİR (1991) 


Yönetmen: Cevat Okçugil, Senaryo: Gazanfer Dirlik, Görüntü Yönetmeni: Halil Kırlangıç, Yapım: Yaşam Film/ Gazanfer Dirlik

Oyuncular: Teoman Ayık, Güler Yaman, Songül Beyçe, Behçet Nacar, Meltem Berent, Kadir Savun, Kâzım Kartal

Konu: İdama mahkum edilen bir sabıkalının öyküsü.

 

SUYUN ÖTE YANI (1991)

Yönetmen: Tomris Giritlioğlu Senaryo: Feride Çiçekoğlu, Görüntü Yönetmeni: Orhan Oğuz, Yapım: TRT Ankara Televizyonu/ Meral Babacan Sanat Yönetmeni: Nihal Koldaş, Müzik: Yeni Türkü, Ses: Ayşegül Güngör, Kurgu: Bilge Can, Yapım Yardımcıları: İsmet Danyıldız, İdris Emektar, Devamlılık Yazmanı: Nilgün Seren, Kamera Asistanları: Erol Yazıcı, Mahmut Özgün, Sanat Yön. Yrd.: Eşber Güvenç, Işık: Süleyman Çekiç, İrfan Dağtaşoğlu, Candemir Gökşin, Set Amiri: Erdal Sümer, Set Ekibi: Ertan Sımsıkı, Mehmet Yaşa, Efektör: Murat Karahüseyinoğlu, Jenerik: Hilmi Güver, Hüseyin Kayıkçılart, Fotoğraf: Mehmet Gökağaç, Kuaför: Murat Yurdagül, Kostüm: Ahmet Delialioğlu, Ses Kayıt: İlhami Büyüktuna, Laboratuar: Ankara TV, Sorumlu: Gülseren Öz, Renk Düzeltme: Doğan Yıldız, Negatif Kurgu: Rabia Erat, Film Baskı: Emin Fındıklı, Film Yıkama: Rasim Saraç, Yener Tomaç, İsmail Yavuz, Proses Kontrol: Mustafa Polat, Ahmet Başaran, Ulaştırma: Yusuf Zorlu, Murtat Duman, Menderes Polat

Oyuncular: Nur Sürer (Kadın), Selçuk Yöntem (Adam), Meral Çetinkaya (Sıdıka), Uğur Polat, (Yunanlı avukat) Halil Ergün (Arap Mustafa), Pıtırcık Akerman (Gelin), Oktay Kaynarca, Deniz Danışmanlar: Uras Soley , Zafer Aldemir, Feride Çiçekoğlu, Koreoraf: Cihan Yöntem, Dansçılar: Ertan Şanal, Ertuğrul Polat, Volkan Kıran, Serhat Elifler, Murat Koman, Bengi kazak, Ayşe Fideanlık, Arzu Dirin, Özge Kınıklı, Başak Köklükaya, Ebru Törüner, ,

KONU: Genç bir çift Cunda adasına tatile giderler. Yıl 1983. Kaldıkları pansiyon, 1924 yılında Girit'ten göç eden Sıdıka Hanıma aittir. Pansiyonda kalan insanların unuttuğu kitapları biriktiren Sıdıka hanımın pansiyonunda çekmecenin içinden bir kitap çıkar. Genç çift kitabın arasında bazı notlar bulur. Cunta döneminde Yunanistan'dan kaçmış bir avukatın anılarıdır bunlar. Kitapta avukatın dostu Arap Mustafa'yı aramaya koyulurlar, Arap Mustafa bir evde tek başına yaşamaktadır. Kimseyle konuşmaz. Sıdıka hanımdan başka. Sıdıka hanım, Mustafa'nın gençlik aşkıdır.