Yönetmen Togan
Gökbakar Senaryo Şahan Gökbakar Görüntü Yönetmeni Gökhan Tiryaki Müzik
Oğuz Kaplangı Yapım Çamaşırhane Film/ Şahan Gökbakar , Emrah Çoban Genel
Koordinatör: Pelin Kaya, Uygulayıcı Yapımcı: Barış Ayaztaş,
Kurgu: Erkan Özekan, Sanat Yönetmeni: Tural Polat, Kostüm
Tasarım: Melis Atınç Gamsızoğlu, Kameraman: Serkan Gülgüler,
Panther Operatörü: Erdoğan Gündoğdu,
Oyuncular:
Şahan Gökbakar (Celal), Ezgi Mola (Ceren), Gökşen Gökçebağ (Kubilay), Dilşah
Demir (Gözde), Zehra İçöz , Ahmet Vuran (Havaalanı görevlisi), Burcu Bozkuş,
Hamza Gören, Açelya Kardel Soy
Konu: Babasının
dükkânında çalışan esnaf Celal’le, büyük bir yapı markette departman sorumlusu
olarak çalışan Ceren, yaklaşık altı yıldır birliktelerdir. Evlenmeye karar
veren çiftin yakın arkadaşlarının sebeb olduğu çeşitli olaylardan dolayı Ceren
ile Celal’in evlilik planları da suya düşer.
Celal ile Ceren (Gulcin
Kaya16 Ocak 2013)
Bir televizyon kanalında sessiz sedasız
başlayan ve kısa bir süre sonra belirli bir kitle içerisinde fenomene dönüşen
bir şov vardı. ‘Dikkat Şahan Çıkabilir’, alışılmadık tarzda absürt ve gerçek
üstü tiplemelerin başrolü oynadığı skeçler içerisinde gündüz kuşağını
şenlendiren kadın programlarını, bilgiye dayalı yarışmaları, siyasetten başka
her şeyin konuşulduğu siyaset programlarını, reytingleri; kısacası televizyon
gerçekliğinin absürtlüğünü daha önce görülmemiş bir üslupla eleştiriyordu.
Başındaki yetenekli isim Şahan Gökbakar’ın televizyon sektöründe başlayan
kariyeri böylece tepe noktasını gördü. Bu şovdaki skeçlerden birinin başrolü
olan tiplemesi ‘Recep İvedik’ ise komedyenin sinemadaki (hayattaki) kurtuluşunu
sağlayan şey oldu.
Recep İvedik serisi için söylenecek hiçbir
şey kalmadı çünkü ilk filmin gösterime girmesinin ardından başlayıp yıllar
süren tartışmalarda söylenebilecek her şey söylendi. İşin en ilginç yanıysa
sadece sinema seyircisini değil toplumu ikiye bölmüş olmasıydı. Bir kitle
tarafından Recep İvedik’e gülmek kabul edilemez bir hata olurken; filmi
izlememek ve ondan nefret etmek bir gereklilik haline gelmişti. Recep İvedik
üçlemesinden her anlamda galip çıkan taraf Şahan Gökbakar, kendi yapım
şirketini kurup içerisinden çıkan ilk filminde sözde yeni bir türü denedi.
Celal ile Ceren, her ne kadar romantikkomedi türünde bir yapım izlenimi
uyandırsa da ikili ilişkiler üzerinden komedi yaratmaya çabalayıp bunu da
başaramayan bir yapım niteliğinde.
Uzun süredir birlikte olan ve evliliğe pek
de uzak olmayan bir çift olduğunu düşündüğümüz Celal ve Ceren’in ayrılık
sürecini işleyen film, komedi malzemesini bu ayrılık ve bekarlık sürecinden
çıkarıyor. Bu süreç, ikili ilişkiler üzerine daha önce defalarca
dillendirilmiş, bilindik tespitler üzerinden ilerleyen bir öyküye ve
inandırıcılık derdi olmayan karakterlere sahip.
İlk yirmi dakikasında oldukça umut veren
ve gerçekten de bir şeyler anlatacakmış gibi görünen film, ilerleyen anlarda
öyküsünü kendi elleriyle yok edip kimi yerlerde eğlenceli olabilen ancak çoğu
zaman katlanılmaz şakalar üzerine kurulu skeçler bütününe dönüşüyor. Öyle ki
başkarakteri Celal bile bu parçalanmışlığa ayak uydurup her bölümde ayrı bir
karakteri canlandırıyor. Böylece yapılmak istenen mizaha göre başkarakter
durmaksızın değişiyor ve bu da filmi parçalara bölen başka bir nokta oluyor.
Böylece filmi katlanılabilir kılacak tek şey mizahı olabilecekken bu noktada da
ne tür mizahtan hoşlandığınız gerçeği tek faktör haline geliyor. Zira Şahan
Gökbakar, tuvaletten mizah çıkarmaya ve cinsiyetçilik üzerine kurduğu
şakalarıyla bilindik yolundan ilerlemekte. Gökbakar’ın bu mizah anlayışı ısrarı
üzerine herhangi bir şey söylemek anlamsız zira kendisinin de çok iyi bildiği
gibi halen daha bu mizahın kredisini harcamaktan imtina eden bir kitle mevcut
ve filmden büyük keyif alacakları bir gerçek. Artık yorulmuş olan ve daha
fazlasını isteyen izleyiciyi sadece birkaç an dışında bolca sıkılacağı saatler
bekliyor.
Filmin en ve belki de tek övgüye değer
yanı ise doğaçlama hissini uyandıran kimi ‘anlık’ şakaları neticesinde ortaya
çıkıyor. Şahan Gökbakar’ın mizahi zekasını ortaya çıkaran bu anlar ekibin
komedi potansiyelini de su yüzüne çıkarıyorlar. Gökçen Gökçebağ’ın sığ ancak
eğlenceli karakterinin filme kattıkları da ziyadesiyle aşikar. Şahan Gökbakar
ile Gökçen Gökçebağ’ın karşılıklı oynadıkları sahneler filme bir iskelet
kazandırmak açısından değerli olarak yorumlanabilir. Öte yandan daha önce
yapmadığı bir şekilde kadın karakterler arasındaki ilişkiden mizah çıkarmaya
çalıştığı sahneler ise kendisinin kadın dünyasına attığı yetersiz dokunuşlarla
dolu.
Celal ile Ceren, kolaycılık konusunda bir
hayli istikrarlı olan Şahan Gökbakar filmografisinin varlığı pek de şaşırtıcı
olmayan bir üyesi olarak anılacakmış gibi görünüyor. Şahan her zamanki gibi
mümkün olan en ‘genel izleyici’ye seslenip evvelki formülünü sürdürmekte
kararlı, ortaya çıkan film ise seyircinin sinemadan beklentilerine orantılı
olarak iyi ya da kötü; komik ya da sıkıcı. Hem de Recep İvedik’siz.
(www.eksisinema.com)