Powered By Blogger

18 Ekim 2024 Cuma

ERKEKLER (2013)

 

Yönetmen Faruk Aksoy Senaryo Faruk Aksoy, Yılmaz Okumuş, Hilal Çelenk Müzik Oğuz Kaplangı Görüntü Yönetmeni Mirsat Herovic Yapım Aksoy Film/ Faruk Aksoy, Servet Aksoy Ortak Yapımcı: Elif Aksoy, Faruk Metin, Yapım Koordinatörü: Özlem Tunç, Yürütücü Yapımcı: Ebru Aksoy, Kurgu: Erkan Özekan, Sanat Yönetmeni: Başak Çavdar, Kostüm Tasarım: Uğur Vural Kıvırcık, Yapım Amiri: Özgür Düşmez, Yardımcı Yönetmen: Gülçin Önel, 1. Yönetmen Yardımcısı: Silva Delioğlu, Reji Ekibi: Sedat İnci, Online Kurgu: Çağlar Özlek, Renk Düzenleme: Çağlar Özlek; Negatif Kayıt Çağlar Özlek, Makyaj Tasarım: Tuba Camkıran, Ses Miks: Serdar Öngören, Görsel Efekt Süpervizörü: Serkan Zelzele

Oyuncular: Ali Poyrazoğlu (Dr. Nazım), Asuman Dabak (Zerrin), Fikret Kuşkan (Adem), Güneş Emir (Hale), Fatih Ermiş, Yasemin Erkent , Ethel Mulinas Araf, Zehra İçöz,


Konu: Erkekler aşık olur, koca olur, baba olur ve sonra bir çuval inciri berbat ederler, denen filmde ‘Yaratılıştan mı böyleler, sonradan mı böyle oluyorlar! Erkeklerin tedavisi mümkün mü? Sorusunun cevabı 20 Aralık’tan itibaren ‘Erkekler’ filminde veriliyor.

 

ERKEK TARAFI: TESTOSTERON (2013)

 

Yönetmen İlksen Başarır Senaryo Kemal Aydoğan , İlksen Başarır , Mert Fırat Görüntü Yönetmeni Hayk Kirakosyan Yapım Eser Andrzej Saramonowicz Mars Entertainment Group / Kutu Film / Hazal Dut , Seyhan Kaya , Sevil Demirci, Muzaffer Yıldırım Kurgu: Ömer Özyılmazer, Sanat Yönetmeni: Baran Uğurlu, Yardımcı Yönetmen: Merve Özmutlu, Devamlılık: Özlem Ayçiçek, Afiş: Emre Erdem, Müzik: Taner Yücel , Okan Kaya , Ahmet Kenan Bilgiç

Oyuncular: Mert Fırat (Tankut), Timur Acar (Aliş), Metin Coşkun (Adem), Onur Ünsal (Korcan), Emre Karayel (Kamber), Cihan Ercan (Seçkin), Tuna Kırlı (Volkan),

Konu: Aşkı mantık mı, duygular mı, yoksa biyoloji mi yönetir? Her şey nikah salonunda evlenmek üzere olan gelinin salondaki konuklardan biriyle öpüşmesiyle başlar. Nikah salonu savaş alanına döner, kimin kime vurduğu belli değildir. Ortalık yatışınca kavganın tarafları olan farklı mesleklere ve karakterlere sahip 7 adam ünlü bir pop şarkıcısı olan gelinin neden kendi halinde bir bilim adamıyla olan ilişkisini nikah salonunda bitirmeye çalıştığını tartışır. Gece boyunca tek ortak noktaları olan “kadınlar” üzerinden konuşurlar. Kadınlarla olan komik hikayelerini anlattıkça zaafları ve zayıflıkları teker teker ortaya saçılır.

 Bizim Büyük Çaresizliğimiz (Salihcan Sezer 22 Kasım 2013)

2008’de Oyun Atölyesi tarafından sahneye konulduğunda, kısa sürede büyük hit olurken; Kemal Aydoğan yönetimindeki başarılı ve şöhretli kadrosuyla, beş sene boyunca kapalı gişe sahnelerde resmen şov yaptı. İzleyenlere özgün eğlence ve kaliteli komedi vaat eden bu oyun, Testosteron; geçen sene yeni bir anlayış, reji ve ekiple sahnelendiyse de filme alınan, açıkçası biraz daha tutulan ilk versiyonu oldu. Ulaş Torun’un mevkisinde Cihan Ercan’ın forma giymesi haricinde as kadrosuyla oynayan takımı; beyazperde deplasmanında yöneten, kamera kenarında taktikler veren ve sahada çekip çevirense İlksen Başarır.

Evlilik gerçekleşmek üzereyken, iptal olan bir düğünün akabinde; çeşitli bağları bulunan yedi erkeğin hesaplaşması, kavgaları ve dostluğu üzerinden gelişen bir hikaye konu ediliyor Erkek Tarafı’nda. Sürekli geri dönüşleri bulunan bu ironik, komik ve ters köşelerle dolu hikayede yalnızca düğün anından 1 Kadın, 1 Erkek dizisini anımsatan bazı görüntüler gösterilmiş. Tiyatroda flashback teknik ve doğal zorlukları itibariyle pek tercih edilmez. Ancak sinemanın bu görsel niteliğinden, hikayeyi renklendirebilecek olanaklarından yararlanmamanın açıklaması ‘hayal gücümüzü kısıtlamamak’ mıdır? Muhtemelen bilinçli tercih olsa da; bu haliyle popüler bir oyunun seyircisiz, platformsuz, full hd dvd çekimini izliyor gibiyiz zaman zaman. Geçmiş hikayelerini anlatan oyuncuların yüzlerini ve ifadelerini takip ediyor; canlandırmasını yine biz zihnimizde kuruyoruz. Farklarsa çok küçük; sözgelimi şiddet anlarında, başlar sargılandıktan sonraki sahne geçişleri tiyatroda ‘blackout’la çözümlenirken, burada montaj görüyoruz. Bunun dışında alabildiğine, teatral hava korunmuş ve oyun içeriğine bağlı kalınmış. Hemen her tiyatrosinema uyarlamasında gördüğümüz mekan ve dış çekimle ilgili kritik kararları bu filmde de görüyoruz. Neredeyse tek mekan ve hiç dış çekim yok, farklı bağlantılar da kullanılmamış. Mesela eş ve hatta tanıdık/akraba sorunsalı, yalnızca bir adet telefon konuşmasıyla aradan çıkarılmış. Dolayısıyla ortada film senaryosu yerine, geliştirilmiş oyun teksti bulunduğunu söyleyebiliriz. Peki bu saydıklarım dert mi? Cevap tamamen öznel.

Filmin içeriğini, karakterlerini ve diyaloglarını; bazıları seksist bulacaklardır (tıpkı oyunu evvelden yorumladıkları gibi). Oysa metnin asıl derdi; toplumsal cinsiyetçiliği, mizoJinniyi ve ataerkil söylemi alaya almak, mizahını yapmak Özellikle ‘kadınlara nasıl davranılması gerektiği’yle ilgili bazı karakterlerin tutumlarının yüzeyselliğine gülmemizi bekliyor film. Ve ne iyi yapıyor! Belki testosteron yüzünden ‘anlaşılır’ kılıyor ama bu yüzeyselliğe onay vermeye yahut (içten içe) desteklemeye koca bir asla. Hatta bu ayrımı belirginleştirmek için mesela baba karakterine ırkçı sayılabilecek öğeler ekliyor ki; onun zihniyetinin sakilliğini ve saçmalığını daha net algılayabilelim. Burada da asıl krediyi Andrzej Saramonowicz’in Mitos Boyut’un dilimize kazandırdığı basılı metne vermek gerek. Şu ana dek, okuduğum en komik oyun Testosteron. Üstelik bunu ‘kadın karşıtı’ bir kimlik üzerinden kesinlikle yapmıyor. Aksine ‘erkek’lik hallerine karşı bayağı tavırlı. Cinselliğe bakışı oldukça sığ, kararlarının neredeyse tamamını hormonları doğrultusunda veren bir grup üzerinden; erkek olmanın zorluklarına, güven, sadakat ve sevilme sorunlarına, erkek/kadınbaba/oğul gibi ilişkilerin kırılgan yapısına ve her şeyden öte testosterona karşı çaresizliklerine değiniyor. Film de yönetmenin becerileri nedeniyle aynı tavrı koruyarak karanlık, tehlikeli sulara hiç dalmıyor. Tiyatrosinema arası mecburi samimiyet farkı da en aza indirilmeye çalışılmış. Bununla birlikte ortaüst sınıf karakterlerinin kalifiye mesleklerinin ve özgün teorilerinin bir araya geliyor, hatta birbirlerini tekrarlıyor olmaları için özel tiyatro mantığında uygundur denilebilir. İş beyazperdeye geldiğinde ise sıva pek tutmuyor; isimler ve yerler değişse de, mot a mota yakın çeviride kayıp gözüküyor. Dolayısıyla iç piyasanın bayıldığı ‘bizden’ vasfının düşük oluşu, kehanetimce sinemada da büyük hit olabilecek bu eserin gişesine olumsuz etki edecektir.

Erkek Tarafı’nın çok ağır bastığı bazı şeyler var; Tolga Çebi’nin defalarca dinlenebilen, harika müzikleri ve oyunculuklar. Küçük farklarla sırasıyla Onur Ünsal, Mert Fırat, Tuna Kırlı muhteşem. Metin Coşkun tekliyor mu derken, taklit sahnesinden itibaren performansını yükseltiyor. Emre Karayel rolünü pek parlatamamış ve Timur Acar ile Cihan Ercan rolleri gereği biraz geri planda kalmış olsalar da hepsi gayet iyi.

Bir takım eksiklerinin beklentilerle yakın ilişkisinden dolayı filmin genelini kurban etmek adil değil. Eser de, sahnelemesi de yüksek kaliteye sahipken; böylesi uyarlamaların sorumluluğunu üstlenmenin de bir çok çapraz eleştiriyi beraberinde getirebileceğini akılda tutmak gerek. Dolayısıyla büyük resimde küçük detaylara takılmamaya gayret ederek bitirilebilir ki; enerjisi, coşkusu ve sıcaklığıyla Erkek Tarafı, kanımca Türk Sineması’nın son yıllardaki en eğlenceli komedisi.

EL-CİN (2013)

 

Senaryo ve Yönetmen Hasan Karacadağ Görüntü Yönetmeni Bahadır Eren Yapımcı Hasan Karacadağ Kurgu: Gürcan Cansever, Sanat Yönetmeni: Sumru Aytaç, Yardımcı Yönetmen: Gül İrem Kula, Reji Koordinasyon: Sevtap Salbacak, 1. Yönetmen Yardımcısı: İlker Çanga, Reji Ekibi: Kurtuluş Yiğit Demiralp, Focus Puller: Tahir Canlı, Steadicam Operatörü: Akın Çakır, Renk Düzenleme: Çağlar Özlek, Negatif Kayıt: Çağlar Özlek. Işık Şefi: Recep Bayburt, Işık Şef Yardımcısı, Serkan Yılmaz, Sanat Asistanı: Talha Almaz, Aylin Rahşan Telli, Makyaj : Nurhayat Özelçi, Gülşah Hıdımoğlu, Kuaför: Dinçer Kaya, Ses Operatörü: Serhat Seyis, Prodüksiyon Amiri: Yıldız Uysal

Oyuncular: Fulya Zenginer, Serdal Genç, Oğuzhan Yıldız, Hande Kaptan, Alper Kadayıfçı, Sevinç Erol, Elif Erdal, Çetin Yeltekin, Hakan Bozyiğit,

Konu: İstanbul Şile'de bir kız çocuğu bilinmeyen kişiler tarafından tuhaf bir şekilde kaçırılır. Aynı ilçede yaşayan ve kayıp çocuk olayıyla hiçbir ilgisi olmayan beş üniversite öğrencisi gündelik yaşamlarına devam ederken, kaçırılan kızla ilgili aniden doğaüstü olaylar yaşamaya, ürkünç görüntüler görmeye ve kendilerini Büyü, Ayin ve benzersiz bir Lanetle kuşatılmış olarak bulurlar. İlk başta anlamlandıramadıkları bu korkutucu olaylar, kendi aralarında tartışmalara sebep olur. Kayıp küçük kızı ve ailesini tanımadıklarını iddia eden bu beş genç, neden bu olayları yaşamaktadırlar? Küçük kız neden kaçırılmıştır, nerededir? Yoksa bu beş arkadaştan biri şeytanın ta kendisi midir? Dehşet gitgide artarken gizledikleri sır onları, insanlık tarihinden de eski, cinler aleminin ve Azrail yokuşu denen boyut kapısının eşiğine getirir. Gençler, ölümden daha korkutucu olan bu eşikten kurtulabilecekler midir? Azrail Yokuşuna gizlenen cüzzamlı sır nedir? Suçlu kimdir?

EKSİK SAYFALAR (2013)

 

 Yönetmen Ozan Çobanoğlu Senaryo Ozan Çobanoğlu, Berkay Berkman, Saygın Ersin Müzik Gürkan Çakıcı Görüntü Yönetmeni Hayal Aslan Yapım İlter Yapım Sanat Yönetmeni: Soydan Kus, Yapım Koordinatörü: Erd
al Koç, Yapım Ekibi: Murat Toker, İsmail Arıcı, Yardımcı Yönetmen: Mustafa Uzman, Reji Koordinasyon: Gül Özer, Reji Ekibi: Merve Çolak, Bircan Biricik, Umut Serden, Kamera Asistanı: Yakup Aslan, D.I.T. Operatörü: Savaş Bayrıdost , Negatif Kayıt: Çağlar Özlek

Oyuncular: Hüseyin Avni Danyal, Tolga Güleç, Tuvana Türkay, Kaan Çakır, Ozan Çobanoğlu, Soydan Soydaş, Sanem İşler, Ferdi Dalkılıç, Ebru Şahin, Demiray Acıdemir

Konu: Sekiz üst düzey yönetici, dolandırıcılık suçlarıyla yargılanmaktadırlar. Bu yargı sürecinde, bir gün kendilerini daha önce hiç görmedikleri bir ofiste bulurlar, kendini "Patron" olarak tanıtan gizemli bir adam onlara hayatlarında daha önce karşılaşmadıkları gerçeklerle yüzleştirecektir.

Bu gerilim dolu günlerde hayatta kalmak için ellerinden gelen her şeyi yapmaya razıydılar artık. Son derece teknolojik olan bu ofis, sekiz çalışanını hiç bir yere bırakmak niyetinde değildir Aksiyon ve gerilim dolu günler başlamıştır artık. Nerdeler? Şimdi ne olacak? Gizemli Patron kim?, Kimler yalancı? Kimler masum? Kimler suçlu? kimler suçsuz?'... Akıl sınırlarını zorlayan bu sorular, birbirinden ilginç sürpriz finallerin habercisi olacaktır.

DÜĞÜN DERNEK (2013)

 

   Senaryo ve Yönetmen Selçuk Aydemir Görüntü Yönetmeni Türksoy Gölebeyi Yapımcı BKM Film/Necati Akpınar, Erdal Bali Uygulayıcı Yapımcı: Fatoş Sevinç, Müzik: Aytekin Ataş, Kurgu: Çağrı Türkkan, Sanat Yönetmeni: Veli Kahraman, Yapım Amiri: Erkan Gültekin, Yardımcı Yönetmen: Vedat Uyar, Reji Koordinasyon: Nazlı Sultan Kesici, 2. Kamera Asistanı: Sercan Sert, Kameraman: Gürol Beşe
r, Focus Puller: Yakup Algül, Ziya Kasapoğlu, Işık Şefi: Kadir Yazıcı, Ses Kayıt: Levent İntepe, Cast Direktörü: Mine Güler

Oyuncular: Ahmet Kural, Murat Cemcir, Rasim Öztekin, Barış Yıldız , Zerrin Sümer , Kemal İnci, Devrim Yakut, Binnur Kaya


Konu: Dört yakın arkadaşın kafa kafaya verip imece usülü bir düğün yapmaya çalışması ve bu süreçte beklenmedik durumlarla karşılaşmasını konu alan BKM yapımı komedi filminin senaryo ve yönetmenliği Selçuk Aydemir'e ait.


u Baştan söyleyelim; uzatmanın ve lafı dolandırmanın bir anlamı yok bu film, kendine 

nuna kadar mimikleri, fizik oyunculuğu yani şekilden şekle soktuğu bedeni ile bir Ahmet Kural gösterisi…

Sıvas’lı İsmail’ in oğlu Tarık Letonya’lı Monica ile evlenecektir. İsmail Esenyurt’ da yaşayan kankaları tüpçü Fikret (Ahmet Kural), Çetin (Murat Cemcir) ve öğretmen Saffet’i de işin içine sokarak bu düğünü baba olarak yapmaya girişir. Ama aksilikler peşini bırakmayacaktır.


Aslında bir uçak mühendisi olan yönetmen Selçuk Aydemir; “Çalgı Çengi” ve  ”İşler Güçler” de de Ahmet Kural ve Murat Cemcir’ le çalışmış ve hitap edeceği seyirci popülasyonunun fizibilite çalışmasını önceden yapmıştı. İşte “Düğün Dernek” bu fizibilite çalışmasının doğru yapıldığını ve bu tarzın seyircisinin olduğunu kanıtladı. Zaman zaman bel altı sokak dilinden beslense de irrite etmeden, akılcı espriler ve başarılı beden dili ile samimi komik karakterler yaratarak filmin başarılı olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu stilde filmlerde sinemada izleniyormuş. Her zaman kontrolsüz ve sınırsız bel altı ile komik olmaya çabalayan bir Recep İvedik olmak gerekmiyormuş !


Açıkçası film “İşler Güçler” dizi yönetmenliğinden kalma olacak, estetik bazı kusurlar barındırmakta.  Ama bana kalırsa başında sonuna kadar sıkmadan ve yormadan sizi perdede tutan ritmi ile bunu kapatmayı başarmış.  Düğün Dernek’ de yan roller ve özellikle gözümüzün alışık olduğu Rasim Öztekin’ in dengeli ve başarılı komedi oyunculuğunun da katkısı ile tempolu ve ziyadesiyle komik dakikalar sizi bekliyor. İşler güçler’ de ki alışkanlıklarımızdan olacak Sadi Celil Cengiz nereden fırlayıp çıkacak diye beklesek de o bu filmde yok. Ama ikili onu aratmayacak bir oyunculuk sergilemiş. Ve artık Ahmet Kural’ ın mimik kullanımında ülkemizin en iyilerinden olduğunu söyleyebiliriz. Yüzünü ve bedenini sizi şaşırtacak derecede esnetebilen bir oyuncu Ahmet Kural ve filme damgasını vurmuş.


Konuk oyuncular da sağlam isimlerden seçilmiş. Emel Sayın’ ın tatlı katkısı ve Sırrı Süreyya Önder’ in kısa ve başarılı küçük oyunculuğu ile de taçlandırılan filmi mutlaka izleyin derim…

 

DEVİR (2013)

 

Senaryo ve Yönetmen Derviş Zaim Görüntü Yönetmeni Taner Tokgöz, Engin Örsel, Osman Nuri Can, Ali Tansu Turhan, Ai Can Muhittin Dilege, Çağdaş Yıldırım Yapım Maraton Filmcilik/Derviş Zaim Kurgu: Aylin Zoi Tinel, Uygulayıcı Yapımcı : Emre Oskay, Yardımcı Yapımcı: Marsel Kalvo, Ses Tasarım: Burak Topalakçı, Ses Kayıt: Mustafa Bölükbaşı, Dinos Kittou, Özgür Özden, Dijital Proje Artist: Volkan Duran

Oyuncular: Mustafa Salman (Mustafa), Ramazan Bayar (Ramazan), Ali Özel (Ali), Engin Örsel (Mühendis), Mehmet Bayar (Çocuk), Çağla Köseoğulları (Aşçı), Erdem Kılıç (Türkü Evi Koruma), Nimet Salman (Mustafa'nın Annesi), Münire Bayat (Takmaz'ın Eşi), Recep Atmaca (Minübüs Şoförü), Mustafa Dimen (Takmaz'ı Kasabaya Götüren Şoför), Süleyman Küçüktamer (Muhasebe Müdürü), Nadi Güler (Nalbur), İbrahim Çelikli (Ali'nin Çoban Arkadaşı), Hüseyin Şengün (Kasabadaki TV Tamircisi), Erkan Aydın (2. Minübüs Şoförü), Veli Savaş (Şiir Okuyan, Ödül Dağıtan), Ramazan Yalçın (Taş Alan 3. Çoban), Tuba Taşan (Hasan Paşa Köyü Halkı), Natali Yeres (Hasan Paşa Köyü Halkı), Adem Soruklu (Hasan Paşa Köyü Halkı), Yavuz Eruzun (Hasan Paşa Köyü Halkı)


 Konu: Hasanpaşa köyünde; her yıl bir çoban yarışması düzenlenmektedir. Bu geleneğe göre çobanlar sürüleriyle beraber teker teker küçük bir su birikintisine girmekte ve suyu peşlerindeki koyunlarıyla birlikte kesintisiz ve hızlı biçimde geçmektedirler. Suyu sürüsüyle beraber tereddütsüz, hızlı ve seri geçen çoban yarışmada birinciliği kazanmaktadır. Takmaz lakaplı yaşlı çoban son sekiz yılın şampiyonudur. Takmaz, genç nesle kendisi gibi iyi bir çoban olmanın püf noktalarını öğretir.

Derviş Zaim “Devir “filmin çekimlerine 2011 yılı Ağustos ayında başladı. Çekimler yaklaşık sekiz aylık bir sürede senenin değişik zaman dilimlerinde Burdur’a bağlı Hasanpaşa köyünde ve İstanbul'da gerçekleştirildi. Çekimlerde Hasanpaşa köyünde tanıdığı çobanlara oyuncu olarak yer veren Zaim, bu filminde daha önceki filmlerinden farklı olarak profesyonel oyuncu kadrosu ile çalışmamayı tercih etti.

Devir filmi 31. İstanbul Uluslararası Film Festivali Köprüde Buluşmalar Yapım Aşaması – Work In Progress kısmına katılmıştır. Devir filmi için Sarten Ambalaj Sanayi ve KKTC Cumhurbaşkanlığını katkılarda bulunmuşlardır

32. İstanbul Film Festivali 2013

► Jüri özel ödülü

DAİRE (2013)

 

Senaryo ve Yönetmen: Atıl İnaç Görüntü Yönetmeni: Hayk Kirokasyan Yapım: Lacivert Film/ Derya Tarım, Tolga Avcıl, Atıl İnanç Sanat Yönetmeni: Arzu Koç Müzik: Emre Dündar (Lisanslı parçalar David Darling), Kurgu: Niko Canlısoy , Deniz Kayık

Oyuncular: Fatih Al , Nazan Kesal, Erol Babaoğlu, Beren Demirkaya , Görkem Kanbolat, Nalan Kuruçim, Nihat Alptekin, Selen Uçer

Konu: İnsan mı kaderini yönetir, yoksa kader mi insanı yönetir? “Daire” çaresizliğin, itaatkârlığın ve cesaretin bir varoluş yöntemi olduğu bir sistemi anlatmayı amaçlamaktadır. Ayakları üzerinde durabilmek için her gün taşı sıkan insanları ve taşı sıktırtan toplum düzenini betimlemeye çalışmaktadır. “Daire” Feramuz, Arif ve Betül karakterlerinin nezdinde, sıra dışı güçlükler, engeller, durumlar üreten düzenin karşısında döngüsel olarak daha sıra dışı çözümler, daha şaşırtıcı çareler üreten insanların hikâyesidir.

Festivali’nde en iyi film müziği, en iyi yardımcı kadın oyuncu ve en iyi umut vadeden kadın oyuncu ödüllerine layık görülmüştür.

 

ÇANAKKALE YOLUN SONU (2013)

 

*Yönetmen Serdar Akar, Kemal Uzun Senaryo Alphan Dikmen, Başak Angigün Görüntü Yönetmeni Uğur İçbak Yapım Fono Film/Tolga Aydın, Cemal Okan, Bülent Turgut Kurgu  Mustafa Preşeva, Kostüm Tasarım: Aydan Çınar , Genel Koordinatör: Cenk Yengin, Yapım Koordinatörü: Ata Yılmaztürk, Genel Yönetmen: Serdar Akar, Uygulayıcı Yapımcı: Cenk Yengin, Yapım Sorumlusu: Bahar Bakkal, Volkan Uygun, M. Cemal Şişman, Emrah Büyükçalgaz, Yaşar Baş, Yardımcı Yönetmen: Ahmet Karaman, Yönetmen Yardımcısı: Temmuz Uğur Yıldız, Selin Hande Yaşar, 1. Yönetmen Yardımcısı: Seda Özkaraca, Focus Puller: Engin Hayıroğlu, Kurgu Asistanı: Emre Kara, Renk Düzenleme: Çağlar Özlek, Negatif Kayıt: Çağlar Özlek, Işık Şefi: Onur Özşeker, Bestboy: Ender Karakılıç, Kostüm Sorumlusu: Sonay Ortuğ, Cast Sorumlusu: Samet Tabak, İdari İşler: Taner Karakulak,

Oyuncular: Gürkan Uygun (Muhsin), Berrak Tüzünataç ( Behice), Umut Kurt (Hasan), Serdal Genç (Seref), Serkan Genç (Esref), Mahir Günşiray (A. Salim), İnanç Koçak (Kostas), Yetkin Dikinciler, Bağış Angigün (Bilal), Emre Y
ılmaz (David),

Konu: 25 Nisan 1915… Osmanlı İmparatorluğu’nun direniş kapısı olan Çanakkale, gemi yoluyla geçilememiş ve işgâlciler, çaresiz bir manevrayla Gelibolu kıyılarına çıkartma yapmaya başlamışlardır. İşgâl kuvvetlerinin belki de en büyük direnişi gördükleri koy, o andan sonra mağlup bir ordunun adıyla anılacaktır: Anzak Koyu.

Hilali Ahmer cemiyetindekiler ve Muhsin’le Hasan’ında içinde bulunduğu destek birliği beş günlük yolculuğun sonunda, 25 Mayıs 1915’te cepheye ulaşırlar. Hasan, siperlere indiği anda, savaşın hayal ettiğinden daha acımasız olduğu gerçeğiyle yüzleşir. Daha ilk gün, bir Anzak askeriyle siper içerisinde burun buruna gelir ve abisinin son anda yardımına koşmasıyla kıl payı hayatta kalır. Birkaç gün sonra Muhsin bir Anzak keskin nişancıyı vurup, daha önce Balkan savaşında da komutası

CELAL İLE CEREN (2013)

Yönetmen Togan Gökbakar Senaryo Şahan Gökbakar Görüntü Yönetmeni Gökhan Tiryaki Müzik Oğuz Kaplangı Yapım Çamaşırhane Film/ Şahan Gökbakar , Emrah Çoban Genel Koordinatör: Pelin Kaya, Uygulayıcı Yapımcı: Barış Ayaztaş, Kurgu: Erkan Özekan, Sanat Yönetmeni: Tural Polat, Kostüm Tasarım: Melis Atınç Gamsızoğlu, Kameraman: Serkan Gülgüler, Panther Operatörü: Erdoğan Gündoğdu,

Oyuncular: Şahan Gökbakar (Celal), Ezgi Mola (Ceren), Gökşen Gökçebağ (Kubilay), Dilşah Demir (Gözde), Zehra İçöz , Ahmet Vuran (Havaalanı görevlisi), Burcu Bozkuş, Hamza Gören, Açelya Kardel Soy

Konu: Babasının dükkânında çalışan esnaf Celal’le, büyük bir yapı markette departman sorumlusu olarak çalışan Ceren, yaklaşık altı yıldır birliktelerdir. Evlenmeye karar veren çiftin yakın arkadaşlarının sebeb olduğu çeşitli olaylardan dolayı Ceren ile Celal’in evlilik planları da suya düşer.

Celal ile Ceren (Gulcin Kaya16 Ocak 2013)

Bir televizyon kanalında sessiz sedasız başlayan ve kısa bir süre sonra belirli bir kitle içerisinde fenomene dönüşen bir şov vardı. ‘Dikkat Şahan Çıkabilir’, alışılmadık tarzda absürt ve gerçek üstü tiplemelerin başrolü oynadığı skeçler içerisinde gündüz kuşağını şenlendiren kadın programlarını, bilgiye dayalı yarışmaları, siyasetten başka her şeyin konuşulduğu siyaset programlarını, reytingleri; kısacası televizyon gerçekliğinin absürtlüğünü daha önce görülmemiş bir üslupla eleştiriyordu. Başındaki yetenekli isim Şahan Gökbakar’ın televizyon sektöründe başlayan kariyeri böylece tepe noktasını gördü. Bu şovdaki skeçlerden birinin başrolü olan tiplemesi ‘Recep İvedik’ ise komedyenin sinemadaki (hayattaki) kurtuluşunu sağlayan şey oldu.

Recep İvedik serisi için söylenecek hiçbir şey kalmadı çünkü ilk filmin gösterime girmesinin ardından başlayıp yıllar süren tartışmalarda söylenebilecek her şey söylendi. İşin en ilginç yanıysa sadece sinema seyircisini değil toplumu ikiye bölmüş olmasıydı. Bir kitle tarafından Recep İvedik’e gülmek kabul edilemez bir hata olurken; filmi izlememek ve ondan nefret etmek bir gereklilik haline gelmişti. Recep İvedik üçlemesinden her anlamda galip çıkan taraf Şahan Gökbakar, kendi yapım şirketini kurup içerisinden çıkan ilk filminde sözde yeni bir türü denedi. Celal ile Ceren, her ne kadar romantikkomedi türünde bir yapım izlenimi uyandırsa da ikili ilişkiler üzerinden komedi yaratmaya çabalayıp bunu da başaramayan bir yapım niteliğinde.

Uzun süredir birlikte olan ve evliliğe pek de uzak olmayan bir çift olduğunu düşündüğümüz Celal ve Ceren’in ayrılık sürecini işleyen film, komedi malzemesini bu ayrılık ve bekarlık sürecinden çıkarıyor. Bu süreç, ikili ilişkiler üzerine daha önce defalarca dillendirilmiş, bilindik tespitler üzerinden ilerleyen bir öyküye ve inandırıcılık derdi olmayan karakterlere sahip.

İlk yirmi dakikasında oldukça umut veren ve gerçekten de bir şeyler anlatacakmış gibi görünen film, ilerleyen anlarda öyküsünü kendi elleriyle yok edip kimi yerlerde eğlenceli olabilen ancak çoğu zaman katlanılmaz şakalar üzerine kurulu skeçler bütününe dönüşüyor. Öyle ki başkarakteri Celal bile bu parçalanmışlığa ayak uydurup her bölümde ayrı bir karakteri canlandırıyor. Böylece yapılmak istenen mizaha göre başkarakter durmaksızın değişiyor ve bu da filmi parçalara bölen başka bir nokta oluyor. Böylece filmi katlanılabilir kılacak tek şey mizahı olabilecekken bu noktada da ne tür mizahtan hoşlandığınız gerçeği tek faktör haline geliyor. Zira Şahan Gökbakar, tuvaletten mizah çıkarmaya ve cinsiyetçilik üzerine kurduğu şakalarıyla bilindik yolundan ilerlemekte. Gökbakar’ın bu mizah anlayışı ısrarı üzerine herhangi bir şey söylemek anlamsız zira kendisinin de çok iyi bildiği gibi halen daha bu mizahın kredisini harcamaktan imtina eden bir kitle mevcut ve filmden büyük keyif alacakları bir gerçek. Artık yorulmuş olan ve daha fazlasını isteyen izleyiciyi sadece birkaç an dışında bolca sıkılacağı saatler bekliyor.

Filmin en ve belki de tek övgüye değer yanı ise doğaçlama hissini uyandıran kimi ‘anlık’ şakaları neticesinde ortaya çıkıyor. Şahan Gökbakar’ın mizahi zekasını ortaya çıkaran bu anlar ekibin komedi potansiyelini de su yüzüne çıkarıyorlar. Gökçen Gökçebağ’ın sığ ancak eğlenceli karakterinin filme kattıkları da ziyadesiyle aşikar. Şahan Gökbakar ile Gökçen Gökçebağ’ın karşılıklı oynadıkları sahneler filme bir iskelet kazandırmak açısından değerli olarak yorumlanabilir. Öte yandan daha önce yapmadığı bir şekilde kadın karakterler arasındaki ilişkiden mizah çıkarmaya çalıştığı sahneler ise kendisinin kadın dünyasına attığı yetersiz dokunuşlarla dolu.

Celal ile Ceren, kolaycılık konusunda bir hayli istikrarlı olan Şahan Gökbakar filmografisinin varlığı pek de şaşırtıcı olmayan bir üyesi olarak anılacakmış gibi görünüyor. Şahan her zamanki gibi mümkün olan en ‘genel izleyici’ye seslenip evvelki formülünü sürdürmekte kararlı, ortaya çıkan film ise seyircinin sinemadan beklentilerine orantılı olarak iyi ya da kötü; komik ya da sıkıcı. Hem de Recep İvedik’siz. (www.eksisinema.com)

BU İŞTE BİR YALNIZLIK VAR (2013)

 Yönetmen Ketche Senaryo Burak Göral Görüntü Yönetmeni James Gucciardo Eser Tuna Kiremitçi Müzik Mor ve Ötesi Yapım Fida Film / Murat Akdilek

Oyuncular: Engin Altan Düzyatan (Mehmet), Özgü Namal (Ayşe), Emin Gürsoy (Altan), Gaye Gürsel (Nazlı), Polat Bilgin (Orhan), Ümit Erdim, Wilma Elles , Atiye (Elvan), İskender Paydaş, Merve Ateş (Ezgi), Müge Boz , Devrim Özder Akın, Turgut Berkes , Atiye Yılmaz

Konu: Gençliğinde uzun süre bir müzik grubunda gitar çalıp beste yapan Mehmet, 30'lu yaşların sonuna geldiğinde hem müziği bırakmış hem de aile hayatında zor zamanlar geçiren birine dönüşmüştür. Eşiyle boşanıp müziği bırakır; maddi anlamda da bitik durumdadır ve bu süreçte kendisini hayata yaklaştıran tek şey kızı Ezgi'dir. Bu nedenle hiç istemese de anlaşamadığı eski eşiyle sık sık görüşmek zorunda kalır. Özel ders vererek ya da gitar tamiratı yaparken hayatını sürdüren Mehmet, uzun yıllardır birlikte oldukları arkadaşları Ayşe ve Orhan çiftiyle aynı apartmanda oturmaktadır. Evliliklerinde sorunlar yaşayan Ayşe ve Orhan'ın tartıştığı akşamlardan birinde Orhan'ın evi terk etmesi işleri karıştırır. Mehmet değer verdiği Ayşe'ye yardımcı ve destek olabilmek için sürekli yanında olur; aradan günler geçer ve birlikte Orhan'ı aramaya koyulurlar. Tam bu esnada çok sevdiği bir dostunu kaybettiği haberi gelir ve aynı zamanda bir iş teklifi alır. Mehmet hiç istemese de bu işi kabul etmek zorundadır; öte yandan Ayşe ile olan ilişkisi günden güne tuhaflaşmaktadır 

BİR HİKAYEM VAR (2013)

 

Senaryo ve Yönetmen Talip Karmahmutoğlu Görüntü Yönetmeni Ali Engin Müzik Cahit Berkay Yapım Kuzey Film
Kurgu: Olgun Gökalp Ertunga, Yapım Ekibi : Özgür Bakar, Yardımcı Yönetmen: Onur Aydın, Renk Düzenleme: Çağlar Özlek, Negatif Kayıt: Çağlar Özlek

Oyuncular: Kadir Doğulu (Mert), Müge Boz (Yağmur), Turan Özdemir (Belediye Başkanı), Bülent Çolak (Okay), Nuri Alço (Nuri Alço), Teoman Kumbaracıbaşı (Motorcular Başkanı), Coşkun Göğen (Tecavüzcü Coşkun), Ozan Akbaba (Hasan Müdür), Duygu Paracıkoğlu (Aynur), Selçuk Özer (Köyün Delisi), Haldun Boysan (Mazlum), Özgür Bakar (Bld. Başkan Yrd.), Suavi Eren (Kasabalı), Serap Ogan Eren (Başkanın Eşi), Cüneyt Sayıl (Jandarma Komutanı), Dilara Tor (Otel Müdüresi), Zekeriya Karakaş (Bahçevan), Cem Uçan (Motorcular Başkan Yrd.), Erkut Emre Sungur (Aras), Nalan Örgüt (Mert Anne), Serhan Alben (Ufuk), Pelin Orhuner (Türkan Şoray),

Konu: Mert 'in (Kadir Doğulu) bir hayali vardır. Kendi filmini çekmek? İşte bunu gerçekleştirebilmek için en yakın arkadaşları Okay (Bülent Çolak) ve Aras ?la (Emre Sungur) yola koyulurlar. Filmi çekebilmek için aldıkları borç paralar ve söylemek zorunda kaldıkları yalanlar, bir süre sonra başlarına bela olur. Çıktıkları bu yolda, işler planladıkları gibi gitmeyince, kendilerini macera dolu, birbirinden komik olayların içinde bulurlar.

 

BİR GEVREK, BİR BOYOZ, İKİ DE KUMRU (2013)

Senaryo ve Yönetmen Osman Dikiciler Görüntü Yönetmeni Arda Canel Yapım Mostra Film Yardımcı Yönetmen: Başaran Şimşek, 2. Kamera Asistanı: Mahmut Baldemir, Emre Pekçakır, Galip Yakınay, Focus Puller: Sinan Özkan, Negatif Kayıt: Çağlar Özlek, Işık Şefi: Şenel Gülbudak, Ses Kayıt: Tayfun Çolakoğlu, Süpervizör: Şenel Gülbudak,

Oyuncular: Selçuk Uluergüven (Oktay), Bülent Arın (Hristo), Selen Seyven (Hasret), Ogün Kaptanoğlu (Tan), Funda Şirinkal (Demet), Melih Ekener (Melih), Somer Karvan (Ceyhun), Ali Yaylı (Homeros), Sencar Sağdıç, Neslihan Perşembe


Konu: Hristo yavaş adımlarla Kremotoryumda ilerlemektedir. Bir süre sonra, eşinin tabutunun üzerine izin alarak koyduğu küçük Mevlevi figürü kendi etrafında dönmeye başlarken, o da ölen eşinin cenazesinin yakılışını, bir demir kapının ardından hüzünle izlemeye başlar. Camdan yapılmış olan Mevlevi figürü dönerken, alevler her yanı sarar. Fonda ise eşinin son sözleri duyulur.

Hristo... Aşkım. Beni İzmir'e götür...”İstanbul...

Tan, dokuz yıl boyunca hiç gitmediği İzmir’e, çok yakın arkadaşlarından birinin ölüm haberini alınca, gitmeye karar verir. Sıkıntıyla ve üzüntüyle geçen uzun gecenin ardından, sabah erken saatte havaalanına ulaşır.

O işlemlerini yaparken, bir başka köşede de Selanik’ten gelen Alexi Hristo'nun İzmir’e gitmek üzere aktarma yaptığı görülür. Yaşlı adam , 1955 yılında çok sevdiği kentinden adeta kaçarcasına ayrılmak zorunda kalan, eski bir İzmirlidir. Elinde, hiç bırakmadan sıkıca tuttuğu Saat Kulesinin bir maketi vardır. Ve onun da içinde kısa bir süre önce ölen karısının külleri.

 

BAHAR İSYANCIDIR (2013)

 

 Senaryo ve Yönetmen Selma Köksal Çekiç Görüntü Yönetmeni Deniz Arslan Müzik İlker Görgülü Yapımcı Selma Köksal Çekiç, Ali Arslan Ses Danışmanı: Taylan Oğuz, Kurgu: Cem Tekinalp, Sanat Yönetmeni: Selma Köksal Çekiç, Yapım Sorumlusu Ayşegül Akın, Yapım Asistanı: Ramazan Yıldırım, Dorukcan Akça, Yönetmen Yardımcısı: Mehmet Ceyhan, Ayça Çobanoğlu, Devamlılık: Betül Toparlaklı, Ayşe Tantan, Kamera Asistanı: Özgür Ulaş Erdem, Özgür Öner, Kameraman: Murat Karabina, Set Fotoğrafları: Mahmut Koyaş, Kamera Arkası: Murat Çağıltay, D.I.T. Operatörü: İbrahim Güler, PostProdüksiyon Sorumlusu: Yücel Kurtul, Işık Şefi: Yavuz Abdülazizoğlu, Işık Asistanı: Oytunç Dönmez, Burak Ayaz, Kostüm Sorumlusu: Zülal Güler, Kübra Avcı, Sanat Asistan: Mehmet Altınkum, Seçkin Harputlu, Mehmet Ceyhan, Ayça Çobanoğlu, Betül Toparlaklı Ramazan Yıldırım, Oytunç Dönmez, Makyaj: Cem Öztekin, Özlem Elaldırsın, Ses Tasarım: Cenker Kökten, Ses Kayıt: Tayfun Çolakoğlu, Final Miks: Serdar Öngören, Boom Operatörü: Erkan Ateş, Efekt: Birkan Tunç, Set Amiri: Selahattin Geçgel, Set Ekibi: Burçin Ertürk, Arda Oğuz, Haktan Seven, Post Prodüksiyon: Sinepark, Ses Stüdyosu: Melodika

Oyuncular: Volga Sorgu (Ali), Selma Köksal Çekiç (Rüya), Çimen Turunç Baturalp (Ela), Yıldıray Şahinler (Behram), Mahir Günşiray (Ahmet Kutlar), Hüsamettin Koçan (Veysel Bey), Kemal Kocatürk (Selim) , Şeyda Ter zioğlu (Sevda), İpek Değer (Mine), Metin Arslan (Mehmet), Kaan Ertan (Kerem), Sefa Sezgin (Saffet Gürler), Bahar Sarah Sarak (Aylin), İlker Görgülü (Onur), Aydın Soysal (Deliren Adam), Ayşen Çetiner (Şarkıcı Şelale Akkuş), Baran Güler (Kast Ajansı Çalışanı), İrden Yazıcı (Küçük Ali),


Konu: Bahar İsyancıdır’ 90 yılların ortalarından, 2000’li yılların başlangıcına, oradan da günümüze uzanan bir zaman diliminde, bir tiyatro topluluğunun; “Oyuncular Kumpanyası”nın öyküsünü anlatıyor.

BENİMLE OYNAR MISIN? (2013)

 Yönetmen Aydın Bulut Senaryo Aydın Bulut, Eyşan Özhim Görüntü Yönetmeni Gökhan Atılmış, Zekeriya Kurtuluş Yapım Kedi Film/ Eyşan Özhim Yapım Koordinatörü: Erdal Bali, Sanat Yönetmeni: Türker İşçi, Yapım Sorumlusu: Burçin Düz, Yardımcı Yönetmen: Uğur Karaaslan, Reji Ekibi: Emre Karataş, Kameraman: Uğur Kul, Focus Puller: Gürol Beşer, Yakup Algül, Steadicam Operatörü: Akın Çakır, Işık Şefi: İbrahim Özkarpat, Şahin Alışkan, Ses Tasarım & Final Miks: Meriç Erseçgen

Oyuncular: Eyşan Özhim, Ertan Saban, Arif Erkin, Rüzgar Boyle, Feridun Düzağaç, Selim Erdoğan, Altan Erkekli, Itır Esen, Altan Gördüm, Ali İl, Necip Memili, ascal Nouma, Uğur Polat, Ayşe Nil Şamlıoğlu, Ahmet Saraçoğlu,

Konu: Sibel uzak kaldığı mahallesi Beşiktaş’a 9 yıl sonra dönmektedir. Sahip olduğu herşeyi yitirmiş, doğup büyüdüğü yerler bütünüyle değişmiştir. Beş yıldır göremediği kızı Rüya’yı kaldığı yetimhaneden alacaktır. Ayrı düştükleri süre içinde Rüya, ailesinin yokluğunun yerine Beşiktaş’ı koymuş, yalnızlığını Beşiktaş’la doldurmuştur. Sekiz yaşında, erkek gibi davranan, tutkulu bir taraftardık artık o. Annesi Sibelin onunla yeniden ilişki kurması kolay olmayacaktır. Kahramanlarımız hayatı bir oyun gibi görürler. Burada kazanmak, kaybetmek hırsı değil, oyunun güzelliğidir aslolan. Hayat biraz futbola benzer ve bu oyunda izleyici olmayı değil oyunun ta kendisi olmayı seçmiş taraftarlardır onlar…

*BENİM DÜNYAM (2013)

Yönetmen Uğur Yücel Senaryo Uğraş Güneş Görüntü Yönetmeni Tolga Kutlar Yapım TMC Film/Engin Sarıal Erol Avcı Genel Koordinatör: Engin Sarıal, Müzik: Tamer Çıray, Kurgu: Ulaş Cihan Şimşek, Sanat Yönetmeni: Erol Taştan, Kostüm Tasarım: Funda Büyüktunalıoğlu, Yapım Sorumlusu: Adil Şanal, Yardımcı Yönetmen: Ahmet Yılmaz, Kamera Asistanı: İsmail Hakkı Ceyhun, Renk Düzenleme: Pascal Nowak, Işık Asistanı: Onurcan Altıntaş, Ses Tasarım: Burak Topalakçı, Oyuncu Seçimi: Gözde Ceyhan, Eser: Sanjay Lee Bhansali

Oyuncular: Beren Saat (Ela), Uğur Yücel (Mahir Hoca), Hazar Ergüçlü, Ayça Bingöl, Turgay Kantürk, Yasemin Çonka , Erdal Küçükkömürcü, Melis Mutluç (Küçük Ela),

Konu: 8 yaşına kadar hayatla ilgili hiçbir şey bilmeden yaşayan Ela ile aynı durumdaki ablasını trajik bir biçimde yitirdikten sonra hayatını engellilere adayan Mahir Hoca’nın yollarının kesişmesiyle siyahtan beyaza giden bu yolculuğunda sadece bir kelimeye yer yoktur: İmkânsız…