Powered By Blogger

27 Şubat 2020 Perşembe

GÜL HASAN (1979)


Yönetmen: Tuncel Kurtiz Senaryo: Nuri Sezer, Tuncel Kurtiz Görüntü Yönetmeni: Salih Dikişçi Yapım: Sekur Film/Nuri Sezer (Türk-İsveç Ortak Yapımı) Ses ve Işık: Jan Pehrsson, Asistan Yönetmen: Sema Poyraz, Asistan Kameraman: Asıl Baiyıldız Prodüksiyon Görevlileri: Gönenç Ertem, Sevindik Kızılkaya, Seçkin Bozkaya, Dursun Gürler, Semih Başay, Müzik: Lars Wiberg, Tanbur: Ercüment Batanay, Prodüksiyon Müdürü: Gudrun Zachrisson, Prodüksiyon Müdürü Asistanı: Hasan Yalçın Hıtay,

Oyuncular: Tuncel Kurtiz, Müjdat Gezen, Hasan Gül, Özcan Özgür, Nuri Sezer, Savaş Dinçel, Erol Demiröz, Yaman Okay, Savaş Dinçer, Seçkin Bozkaya, Helena Maria Ein, Peter Lindgren, Cara Vigren, Gudrun Zachirsson, Hakan Bengston

Konu: İsveç'te aylak Türklerle İsveçlilerin kurduğu bir şebeke" sizi filmde oynata-cağız" diye bir grup Türk işçisini dolandırır. Topladıkları paralarla kaçacakları sırada işçiler durumu fark edip şebekeyi sıkıştırırlar. Dolandırıcı şebekesi sonunda işçilerin de zorlaması ile filmi çekmek zorunda kalırlar.

NOT: Film İsveç’te sesli olarak çekilmiştir.

Ödül:

► 18. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (25 Eylül – 4 Ekim 1981)
► Tuncel Kurtiz “En iyi senaryo” .

Jüri Üyeleri: Cihan Çiftçili, Zuhal Çevik, Mehmet Doğan, Osman Üntürk, Nuri Dağtekin, Ahmet Gönen, Burçak Evren, Turgay Ulusan, Nisa Serezli, Kami Suveren.

► Tuncel Kurtiz'e İsveç'te en iyi yönet-men ödülünü getiren "Gül Hasan" filmini 1980 Berlin Şenliği'nde ilk kez izledikten tam 2 yıl sonra Türkiye'de görmek mümkün oluyor. Bir Türk filminin Türk seyircisine sunulmaktaki bu hızına (!) şaşmamak kolay değil.

Kurliz, "Umut"tan başlayarak sinemamızın son 10 yıl içindeki gelişimine tanıklık etmiş, hele son yıllarda önemli filmlere senaryo ve oyun alanında katkılarda bulunmuş bir tiyatrocu. Özellikle "Otobüs", "Sürü", "Kanal", "Bereketli Topraklar Üzerinde" filmlerindeki oyunları unutulamaz. Ne yazık ki bu filmlerin yönetmenleriyle sonradan hep kötü kişi olmuş Kurtiz, hepsini ağır biçimde eleştirmiş.

Filme gelince, Kurtiz, uzun yıllardır dışarıda olmanın getirdiği deneyimle İsveç'te ve genelde dışarıda, kalkınmış Batı ülkelerinde yaşayan işçilerimizin, vatandaşlarımızın sorunlarına bir bakış getirmek istemiş. Bu yeni düzenle bir türlü kurula-mayan uyum, bunalımlara yol açan çelişkiler, birbirlerini sömürmekten, kandırmaktan, giderek soymaktan çekinmeyen Türkler. Yeni düzen içinde de sömürü olayının değişmediği inancı olaya ulusal değil sınıfsal açıdan bakıma gereğini yer yer vurgulayan "enternasyonalist" bir bakış, kolay kolay gerçekleşemeyeceği bilinen "memlekete dönüş" rüyaları. Bir film çekmek vaadiyle gariban İşçilerimizi kandıran bir çetenin marifetleri boyunca bu temalara değinmeye çalışıyor Kurtiz...
"Gül Hasan", özellikle ilk yarım saatinde, dışarıdaki Türkleri tüm lumpenlikleri içinde yakalamayı deniyen ve zor seyredilen grotesk. kaba bir güldürü biçiminde gelişiyor. Ama filmin son yarısında Kurtiz'in bu kaba güldürü görünüşü altın-da yakaladığı önemli şeyler, vermeyi denediği ilginç bildiriler olduğunu seziyorsunuz. Filmin güldürü bölümleri, şarkılar, monologlar, vs. ile gelişen serbest, sık sık epik bir yapısı var. Bu yapı, özellikle alışık olmayan bizim seyircimiz için şaşırtıcı, giderek İtici. Ama bu yapıyı kabul ettikten, ilk baştaki iticiliğini aştıktan sonra filmin getirdiği üstüne düşün-mek ve filmden tat almak kolaylaşıyor. "Gül Ha-san", sonuç olarak ilginç bir deneme, Özgürce, kalıplara bağlı kalmadan ger-çekleştirilmiş yenilikçi bir çalışma. Bize, sinemamızda şimdiye dek islenmemiş yeni yollar, biçimler haberliyor. “Atilla Dorsay, “12 Eylül Yılları , ve Sinemamız

► Tuncel Kurtiz'in uzun yıllara dayanan tiyatro-sinema oyunculuğunun ve yönettiği kısa filmlerin ardından ilk kez uzun metraj için arkasına geçtiği Gül Hasan, yurtdışında bulduğu yankıyı Türkiye'de tekrarlayamamış, görmezlikten gelinmiş, biraz da hemen  unutulması arzulanmış bir film. Kurtiz'in Otobüs'ten Bereketli Topraklar Üzerinde'ye Hudutların Kanunu'ndan Umut'a, Bitmeyen Yol'dan Sürü'ye kadar, sinemamızın çok önemli örnekleri arasına girmiş filmlerdeki yerinin ötesinde, sektördeki verili ilişkilerle çelişkisini, hatta kavgasını yansıtan bir çalışmadır karşımızdaki. Bir şebekenin lideri olarak çalışan üç kağıtçı yönetmenin, çekeceği filmde rol verme vaadiyle Avrupa'da çalışan vatandaşlarımızı dolandırmasını, sömürmesini doğal bir abartı eşliğinde traji-komik yapıyla aktaran film, Kurtiz'in daha önce birlikte çalıştığı kimi yönetmenlere yönelik öfkesini de somut biçimde yansıtmaktadır. İlginç bir sinema örneği sunmasının ötesinde, sorunlarına sınıfsal açıdan eğilen ayrıksı bir örnek de olan Türkiye-İsveç ortak yapımı Gül Hasan'daki oyunculuk performanslarının oldukça nitelikli olduğunu belirtelim ve filmin Kurtiz'e İsveç'te en iyi yönetmen ödülünü kazandırdığını ekleyelim. (Tunca Arslan)
“www.europeanfilmfestival.com





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder