Yönetmen: Burak Aksak D: Burak Aksak, Görüntü Yönetmeni: Türksoy Gölebeyi Yapım: Necati Akpınar, Sanat Yönetmeni: Veli Kahraman, Ses: Levent İntepe, Kurgu : Çağrı Türkkan, Müzik / Besteci: Cem Yıldız, Kostüm TasarıMüzik: Mehtap Tunay, Kast Sorumlusu: Mine Güler
Oyuncular: Fatih Artman (Rıza),
Hande Doğandemir (Ayperi), Devrim Yakut
(Selma), Tarık Ünlüoğlu (Timur), Cengiz Bozkurt (Nafi), Erdal Tosun, Berat
Yenilmez, Sadi Celil Cengiz (Haktan), Cihan Ercan (Kubilay), Ercan Yazgan
(Haşmet), Ani İpekkaya (Madam), Burcu Biricik, Çağlar Ertuğrul, Neslihan Aker,
Asuman Kostak, Hilmi Özçelik, Hakan Salınmış,
Engin Günay, Andy Boyns, Emrah Kaman, Şahin Kendirci, Eray Ayaz (Rıza'nın
Babası), Yılmaz Erdoğan (Misafir Oyuncu), Gökçe Bahadır, Gürkan Uygun (Jilet
Ali)
Konu: Film, sur içinde
yaşayan mahalle sakinlerinin yaşamını konu edinir. Rıza geçimini dolmuş
şoförlüğü yaparak sağlayan çekingen bir gençtir. Mahalleli tarafından çok
sevilen Rıza günün birinde Ayperi adlı genç bir kadın ile tanışır. Rıza
duygularını Ayperi’ye anlatmakta zorlanmaktadır. Kısa sürede iki genç birbirlerinin
hayatını değiştirecektir. (Ozan Kaçar – TSA)
& Bu hafta ne izlesem diye “gugıllarken”, arkadaşımın fragmanını
çok beğendiğini söylediği filmin yönetmenini görünce, yüzüme yüzüme vuran!
eksili soğuğa rağmen uçarcasına koşuyorum sinemaya. Şu hiç bitmeyen reklamlar başlamışken
yetişiyorum. Yerime oturan şahsı, yer gösterici arkadaşa orasının benim
olduğunu belirten elimdeki tapuvari satın alınmış biletle ve çok kapitalistçe
kaldırttıktan sonra, sıcacık bir çay içmiş kadar ısınıyorum film başlar
başlamaz… Beni bana bu kapitalist hareketi yaptıracak kadar heyecanlandıran
film yani bu haftaki hedefim Burak Aksak’ın şaheseri… “Bana Masal Anlatma”
İncesi bol göndermeler, doğaçlama
havası veren zeka ürünü kelimesi bol diyaloglar, bizi bize anlatan temalar,
sağlam bir mizah anlayışı, defalarca izlemeye fırsat veren ve can yakıcı
derecede güzellikle bağlanan detaylar, komedinin tam ortasında insanı allak
bullak eden gerçek bir hüzün, özünü bizden alan özgün karakterler, şarkılar,
nesneler, mekanlar ve oldukça ayarında bir hiciv ile beklediğimden çok daha
Burak Aksak bir film üretmiş, kendisi bir sıfatla nitelenmekten ziyade bir
sıfat olmaya layık Burak Aksak…
Kapitalizmin bizi özümüzden kendimizden uzaklaştırarak içimizde
yarattığı boşluğu bize ait olmayan masalları bize satarak doldurmaya
çalışmasına ve bizim bu mücadeledeki rolümüze komik, hüzünlü, ince, derin,
gerçek, hayali, sinemasal bir hicivle “Bana Masal Anlatma” diyor film…
Aşık kahraman Minibüsçü Rızası, Rıza’nın Televizyon aşığı – ki
öldürücü darbeyi sonda vuruyor- annesi Selması, hepimizin hayali masallardan
çıkıp gelen Ayperisi, büyük yangını!
Neriman yüzünden hayatı kaymış Topal Jileti, bence kapitalizm eleştirisinin
doruk noktası Çaycı Nabi Abisi, her fırsatta çırağının kafasına vuran Tamirci
Haktanı, Kolonyakolik Haşmet Abisi, Madamı, kodaman Timuru, Hocası, Papazı vs
ile bütün Suriçili karakterler, ki Suriçi “İstanbul’un ilk kurulduğu yer olması
itibari ile öz’ün mekansal sembolü olarak hikayeye cuk oturuyor – ve Sur içi yaşantısındaki mekanlar nesneler ilişkiler vs hemen her şey
öylesine bizden ve ötelediğimiz ama içten içe çok sevdiğimiz, kaybetmiş gibi
görünsek de aslında sıkı sıkı bağlı olduğumuz bu öylesine bizdenliği filmin ana
mesajına uygun olarak öylesine özgün bir üslupla yüzümüze yüzümüze vuruyor ki
film bana ayakta alkışlamaktan başka bir şey düşmüyor….
Biraz önce belirttiğim gibi filmi tek bir yazı ile anlatmak mümkün
olmasa da ben filmin asıl mesajını sırtladığını düşündüğüm bir karakterden
özellikle bahsetmek istiyorum.
Karakterden öte canlandıran oyuncu ile ilgili aslında bu tespitim. Tamirci çırağını canlandıran, bizlerin ise
yeteneğin biz olduğunu – veyahut yeteneksiz olduğumuzu – bize bağımlısı
olduğumuz televizyonda anlatan Yetenek Sizsiniz yarışma programından
tanıdığımız minik arabeskçi! Şahin Kendirci’den bahsediyorum. Programı izleyenler anımsayacaktır. 12
yaşındaki bu minik adam yanık sesi,
yarışmadaki - muhtemelen
TV’lerden izlediği arabeskçi abilerinden gördüğü – “arabesk” tavırları ve
acıklı hayat hikayesi ile izleyenleri hem gülümsetmiş hem hüzünlendirmiş hem de
düşündürmüştü. Tıpkı arkadaş ortamında
çalınan bir arabesk şarkı gibi. İnceden bir sırıtmayla, sözde dalga geçercesine
o arabeskçi duruşun taklidiyle ama ezbere söylenen arabesk bir şarkı. İşte Bana
Masal Anlatma bu şarkının, acı üstüne bastırılmış gibi duran Şahin’in Şahinlerin
yani bizim hikâyemiz. Kapitalizmin gerek TV programları gerek siyaset ile bize
sunduğu, yorulmadan emek harcamadan riske girmeden fedakârlık etmeden elde
edilecek kazancın masalı ile kandırılan özümüzden uzaklaştırılan, her fırsatta
kafasına vurularak mutsuz olduğuna ikna edilip suni mutluluklar satılmaya
çalışılan bizlerin hüzünlü ama komik hikâyesi…
Filmin öznel büyüsünden çıkıp, filmi Film eleştirisi.com kriterlerine
göre nesnel bir değerlendirmeye tabii tutarsak,
görsel yapı, senaryo, oyunculuk ses ve yönetmenlik kalitesi olarak en az
hikâye kadar başarılı bir film olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.
Lamı cimi yok… Filmin samimiyetinin ısıttığı sıcacık salondan uzun
zamandır izlediğim en iyi Türk Komedisini hatıralarıma eklemiş mutlu biri
olarak çıkıyorum, soğuktan ve gripten hapşırarak. Ben değil sen çok yaşa (Burak
Aksak)…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder