Powered By Blogger

27 Ekim 2024 Pazar

MÜSLÜM (2018)

 

*

Yönetmen:  Ketche, Can Ulkay, Görüntü Yönetmeni: Martin Szecsanov, Senaryo:  Hakan Günday, Gürhan Özçiftçi, Yapım:  Mustafa Uslu, Nuri Yıldırım


Oyuncular: Timuçin Esen  (Müslüm Gürses), Zerrin Tekindor  (Muhterem Nur), Şahin Kendirci  (Müslüm Gürses'in Gençliği), Caner Kurtaran  (Sefer), Erkan Kolçak Köstendil  (Pavyon Sahibi),  Altan Erkekli  (Psikolog), Ayça Bingöl  (Emine Akbaş), Erkan Can  (Limoncu Ali)


Konu: Film, ülkemizin arabesk müzik yapan şarkıcılarının en ünlülerinden Müslüm Gürses’i ve hayat arkadaşı Muhterem Nur’u anlatıyor. Çocuk yaşta, tesadüfen girdiği Adana Halkevi’nde bağlama ustası Limoncu Ali’yle tanışan Müslüm Gürses, kendisinden hem müzik bilgisi hem de ilerleyen yaşlarında sık sık hatırlayacağı çok önemli hayat dersleri alır. Limoncu Ali, bir öğretmen olmasının ötesinde çocuk Müslüm’e şevkat gösterir, bir nevi babalık yapar.


& Belki de Müslüm'ün kim olduğunu anlamak için en çok çocukluğunu bilmeniz gerekir. İçinde sakladığı trajedisini anlamak için gereken tüm ayrıntılar orada saklanmış. Hani saklanmış da sayılmaz. Müslüm çocukluğunun her detayını hatırlıyor, biliyor ve bu anilarin kendisine yaptıklarının farkında. Yoksa onlarca yıl sonra babasının avucuna bir avuç toprağı boca ettiği sahnede, zaptetmekte zorlandığı çocukluk öfkesini bu kadar net görebilir miydik? Bana kalırsa mesele tam olarak Müslüm'ün kendi acılarına yaklaşımında. Ustasının dediğini yapmaya çalışan ve tüm derdini  şarkılarla anlatmaya çalışan Müslüm, ileri derecede psikolojik deşarj sorunu yaşamakta. Hani iyiki deşarj olamamış ve bu şarkılar çıkmış diyebilirsiniz  yada o çok iyi yürekli biri, affediyor olabilir yani ne var bunda? diyenleriniz çıkabilir. Ancak Müslüm'ün kendini iyilik adına soktuğu o psikolojik-depresif-pasif çukuruna zorla kardeşini çekiştirmesine ne demeli? Babasına öfkesini gösterebilme şansının iyilik adına elinden alınmasının yarattığı karanlık değil miydi Ahmet'i öldüren?

Neden bizim için Müslüm'ün acısının kaynağını ve rahatlama yollarını bilmek bu kadar önemli?

Sanırım şarkılarını bileklerini keserek dinleyen insanlara hiç bir dizesinde etkili bir çıkış yolu önermeyen-öneremeyen Müslüm'ün tam olarak başarısının gizemi burada. Orada o acıda kal, orayı yaşa ve yaranı kanat. Bir daha yaşa bir daha... Kendisi bir yol önermese de kardeşi Ahmet gibi hemen tüm fanatiklerinde simgeleşen jilet atmanın psikolojik derinliğinde ne var sanıyorsunuz? Deşarj isteği, rahatlama arzusu... Ama nafile... Çünkü şarkılarında ışığın deşarjin ve iyileşmenin esamisi okunmayan Müslüm, hayranlarına bu şansı hiçbir cümlesinde veremiyor vermiyor.. Kardeşine veremediği gibi.

Bazen -acıklı hallerde de iyice- sola devirdigi boynu ile o sanırım bu toprakların gördüğü en boynu büküklerden biri.


Hayatı aşkı ailesi derken boyun büküldükçe bükülüyor... Çukur derinleştikçe derinleşiyor.

Filmin her karesine sızan özen ve iyide masraf edildiği cok belli olan karelerin filmin bugün ki başarısına katkısı büyük. Ama kesin olan birşey varki o da bu başarıda asıl rolün çok iyi yakalanmış olan ve filme çok iyi yedirilmiş toplumsal ve bireysel psikolojik halimizde olduğu kesin. Acıyı anlatmak yerine yaşayan yaşamaktan haz alan ve bunu tüm zorluklarının mazereti haline getiren yurdum insanı tam olarak bunu seviyor sanırım.


Hiç abartılı durmayan makyaji ile Timuçin Esen'in harika oyunculuğu izlenmeye değer. Filmin fondaki Çukurova atmosferini harika kullanımı da not edilmesi gereken başka bir yönü. Adana'da izleme şansına eriştiğim filme Çukurovalı'nın verdiği sıcak tepkiyi, filmde kendini arayan ve sanırım kendini ziyadesiyle bulan izleyiciyi görmeliydiniz. Baba baba sesleriyle bir film izledik, Müslüm konseri havasında.


Ve tabi müzikler. Zaten alışık olduğumuz ezgileri ve şarkıları, Müslüm'den hiç de aşağı kalmayan seslendirmeleri ile bu film kaçırılmayacak bir seyir keyfi insana veriyor.


Ayla filmi ile yeteneğini kanıtlamış bir yönetmen var yönetmen koltuğunda. Can Ulkay... Drama yaratmada ki ustalığını, renkleri ve artık kullanımı dronlar sayesinde kolaylaşan harika genel çekimleri ile akılda kalıcı bir film yapmış. Yönetmen koltuğuna Hakan Kırkavaç ile beraber oturuyor.


Biyografi filmlerinde sık karşılaştığım filmin sonuna biyografisi anlatılan kişilerden kareler ekleme geleneği Müslüm'de de var. Hiç hazzetmediğim ve filmin gerçekliğinden ve yarattığı auradan izleyiciyi çıkaran bu gereksiz eklemeler de olmasa tamamdım ben. Bana kalırsa jenerik başlayınca siz içinizdeki o derin sızıyla salondan çıkıverin sayın seyirciler. (Mustafa IRMAK)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder