Yönetmen: Ahmet Yenilmez, Senaryo: Ahmet Yenilmez, Özge Aras, Görüntü Yönetmeni: Alper Özcan, Günay Uysal (Müzik), Selçuk Mutlu (Kurgu), Selda Bayman (Yardımcı Yönetmen), Neslihan Altıntaş (Reji Koordinasyon), Atilla Özdemir (Yönetmen Yardımcısı), İnci Güler (Reji Ekibi), Uğur Gürel (Sanat Yönetmeni), Buğra Yenilmez (Yapım Koordinatörü), Mustafa Yılmaz (Uygulayıcı Yapımcı), Özgür Düşmez (Yapım Amiri), Ebru Kuzu (Yapım Asistanı), Hüseyin Yılmaz (Yapım Asistanı), Hatice Gülmüş (Yapım Asistanı), Tamer Gende (Set Amiri), eskin Ak (Focus Puller), Kadir Saklı (D.I.T. Operatörü), Selçuk Mutlu (Kurgu Yönetmeni), Ferhat Yüksel (Post-Prodüksiyon Sorumlusu), Murat Sercan Subaşı (Renk Düzenleme), Abdüssamed Gedik (Jenerik Tasarım), Onur Özşeker (Işık Şefi), Güler İşler (Kostüm Sorumlusu), Sevda Kılıç (Kostüm Sorumlusu), Esra Okumuş (Makyaj), Zübeyde Kuşkapan (Makyaj), Ceren Kuşkapan (Özel Makyaj), Soner Koç (Ses Tasarım), Soner Koç (Final Miks), Alican Taze (Muhasebe), Abdüssamed Gedik (3D Animasyon), Yapım: Yenilmez Sanat Merkezi/Ahmet Yenilmez
Oyuncular: Burak Alp Yenilmez
(Zafer), Hümeyra Çetin (Cemre), Mehmet Ali Tuncer (Osman), Nejat Yıldız (Doğu),
Yusuf Aytekin (Murat), Hayrettin Batur, Nermin Mert, Gökçen Çatlı, Naşit Özcan,
Hasan Kaçan, Ahmet Yenilmez (Mahir), Pervin Mert, lker Taze, Mustafa Yılmaz,
Besim Demirkıran (Ali),
Konu: 70'li yılların sonu,
İstanbul Üniversitesi öğrencisi Mahir, aynı zamanda Ülkücü hareketin tanınan
simalarından biridir. Belgin, aynı üniversitenin aynı bölümünde birinci sınıf
öğrencisi. Ülkücü harekette "bacı, ağabey ya da kardeş" hukukuna
rağmen, Mahir ile Belgin söz dinletemezler yüreklerine!Sirkeci’de "Can
Pastanesi"nde bir araya gelirler. Söylenecek her şeyi gözler demektedir
aslında, dile sadece ikrar kalmıştı! Atılan bomba susturur dili, kör eder
Mahir'in gözünü, koparır Mahir'in eline uzanan Belgin'in elini,kolunu! Yarım
kalmış istikbal, yarım kalmış gözlere emanet edilmiş sevda! 12 Eylül 1980
ihtilali de kalan tüm bağları koparmış, bilinen adreslerin kapısına mühürlü
kilitler vurulmuştur! Mahir, sığınır Şeyh Edebali’nin dergahına. Zafer bir deli
oğlan, her sabah annesinin mezarına uğrar sonra da getirdiği gazeteleri okur
Mahir'e. Mahir özelikle de rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu haberlerini ayırtır.
Cemre, Zafer'in hayatının tek sevdası, Zafer'in huyunda suyunda; ancak
Cemre'nin hayalleri büyük, Zafer'in hayaliyse bir kokoreç tezgahı! Büyük
hayaller küçük şehirlere sığmaz, bırakır Zafer'i küçük hayaliyle ve İstanbul'un
yolunu tutar! Eli kolu kalkmaz, dili dönmez olur Zafer'in! Mahir'in burnuna
gelir Zafer'in yanan yüreğinin kokusu, Mahir kokuyu takip eder, bulur yanan
yüreği su serper, serpmesine ancak; Bilecik'in bütün duvarları
"Haberciliğe düşen Cemre" afişleriyle doludur! Zafer : Gitti Mahir :
Döner Zafer : Dönmedi Mahir : O zaman bekleyen gider. Nereye gitti? Zafer :
İstanbul İşte bu şehrin sokaklarında iki ateş: Mahir'in Belgin'i, Zafer'in
Cemre'si! Cemre hızlı trenle gitmişti. Mahir ve Zafer kara tren ile çıkarlar
yola. Yakalayabilir mi kara tren, hızlı treni? Hızlı yaşanan, hızlı tüketilen
ve hızla tükenilen bu zamanda
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder