Powered By Blogger

3 Mayıs 2015 Pazar

ÖLÜM YARIŞI (1953)

 Senaryo ve Yönetmen: “*” Çetin İnanç 
(Müzeyyen Sümer’in öyküsü olan “Ölüm Yarışı” ile, İsmet Alkaya’nın kendi eseri olan “Hayal” öyküsünün sinemaya uyarlanışı)
Operatör Cezmi Ar
Yapım Hayal Film İsmet Hayal


Oyuncular: Turan Seyfioğlu, Sibel Göksel,


Konu: Turan ile İrfan at yarışlarında jokeyleri ayarlayarak, para kazanıp geçimlerini sağlarlar. Turan'ın İrfan'ın karısı ile gizli ilişkisi vardır. Turan'ın kız kardeşi Nevra Nejat isimli bir at sahibi jokerle tanışır ve ağabeyini de tanıştırır. Turan bu tanışmadan sonra hileli işlerden uzak durmaya başlar, İrfan ile ilişkini azaltır. İrfan ise hileli yarışlara devam eder. İrfan sevgilisj ile Nejat'ın atına doping yaptırır, at ölür. Yapılacak 'centilmenlik yarışına' Turan da katılacaktır. İrfan bu kez atın eğerini kestirir, yarış sırasında. attan düşen Turan ölür. İrfan suçu Nejat'ın üzerine atmak ister. bu arada bir ara Turan ile ilişkisi olmuş karısını da ortadan kaldırmak ister, araba ile çarptığı karısı Selma ölür, ama çevredekiler İrfan'ı yakalar.

ÖLDÜREN ŞEHİR (1953)


Yönetmen Lütfi Ömer Akad
Senaryo Lütfi Ö. Akad, Osman F. Seden
Eser Orhan Hançerlioğlu
Foto Direktörü Kriton İlyadis
Yapım Kemal Film / Osman F. Seden


Prodüksiyon Müdürü: Yüksel Tanık, Ar Direktör: Sami Pandır, Işıklar: Orhan Okdemir, Reji Ast: Zeki Dinçoy, Kamera Ast: Kenan Kurt, Set: Zare Cirityan, Script: Neriman Akad, Prodüksiyon Ast: Cumhur Özcan, Ali Erşan, Montaj: Turgut Kuzu, Senkron: Diamandi Filmeridis, Ses Mühendisi: Rauf Tözüm, Işık Ast: Rıdvan Varol, Atacan Boran


Oynayanlar: Belgin Doruk (Selma), Ayhan Işık (Ali), Turan Seyfioğlu (Şevket), Settar Körmükçü (Kaptan), Kenan Pars (Kenan), Muazzez Arçay (Hatice), Pola Morelli (Nesrin), Nubar Terziyan (Osman), Kadir Savun, Mualla Sürer, Ziya Metin, Şevki Artun (Hikmet), Zekeriya Metinoğlu, Nuri Beyat, Kdir Savun, Mualla Sürer, Necla Sertel, Behzat Balkaya, Asım Nipton


KONU: Film Haliç'in fakir bir semtinde başlar, Beyoğlu'nun caddelerinde devam ederek bir kenar mahallede sonuçlanır. Henüz on sekiz yaşında olan genç kızın (Belgin Doruk) babası dürüst, ancak içkiye düşkün bir kaptan, annesi ise çaçaron bir mahalle kadınıdır. Kızın nişanlısı ise (Ayhan Işık) bir atölyede ustabaşıdır. Günün birinde kızın nişanlısı mahalle kahvesinde birini vurduğu için tutuklanır. Kız pırıltılı Beyoğlu sokaklarını cazibesine kapılarak gece kulübünde çalışan kız arkadaşının yanına yerleşir. Burada iş bulur, çalışmaya başlar. Kulübün patronuyla (Turan Seyfioğlu) karşılaşması arkadaşının kıskançlığına neden olur. Cezası biten nişanlı hapisten çıkar ve sevgilisini içine düştüğü kötü yoldan kurtarır ve fakir mahallelerine mutlu olarak dönerler.


► “Öldüren Şehir”i çok beğendim. Cahide Sonku’nun “Beklenen Şarkı”sı kendi janrına ne kadar muvaffaksa, bu da bir gangster ve macera filmi olarak o derece güzeldir. (“Lüks Koltuktali Adam”, Sezai Solelli, Yıldız Mecmuası, 20 Şubat 1954)


Not: bu film 5 Şubat 1954 tarih ve 31 sayılı karar ile sansür kuruluna takılmış filmlerden biridir.


► Kasımpaşa’da yaşayan genç ve güzel bir kız geceleri Beyoğlu’nun ışıklarını seyreder ve oranın özlemi içinde yaşarken, nişanlısı gencin düşmesi ile tuzağa düşer ve Beyoğlu'na, kendisini satacak bir kadının yanına sığınır ve olaylar gelişir. Bu genç kız rolü için için, yeni bir kız seçmeğe karar verdik ve sonunda, Sezai Solelli'nin aracılığı ile Belgin Doruk'la anlaşma sağlanır.

Öldüren Şehir", Osman F. Seden'in önemle üzerinde durduğu filmlerden biri idi. Filmde, nişanlısı Ali (Ayhan Işık) hapse girince Beyoğlu’nda bir barda çalışan arkadaşı Nesrin'in Pola Morelli) sayesinde hayran olduğu büyükşehir hayatına adımlarını atan, ancak bu büyük aşık dünyanın içinde kaybolan Selma'nın (Belgin Doruk) hikayesi anlatılmaktaydı.


Yine her zamanki gibi gerçeklerden yola çıkılmış olan ve bir kişinin hayalini kurduğu "büyükşehir" özlemini dile getiren bu Türk sinemasında bir yenilik daha gerçekleştirilmişti; tiyatroda kullanılan ama sinemada hiç denenmemiş olan uzayda geometriye uygun "üç boyutlu dekor" kullanılmıştı.


Bugüne kadar hiç denenmemiş olan "üç boyutlu dekorların" yapılışını Lütfi Akad şöyle anlatıyor:

'Bu filmle siyah beyazın en gelişmiş ilk filmini vermiş olduk Bu filmin dekorlarını da ben çizdim. Ve şöyle bir yöntem getirdim: Derinliğine bir dekor kurduk Oyuncuları dekorun ağzına aldık Arkada "mekan kaldı. Dekorlar üç boyutlu, sinemaya yatkın dekorlardı ve dekorun içinde çekmedik O zaman ister istemez derinliğine bir, mizansen zorunluluğu çıktı. Makineye hareket vermedim, sabit tuttum, traveling denilen olayı kaldırdım. Böyle olunca oyunculara belirli bir hareket vermek zorunluluğu ortaya çıktı. Mizansen bakımından .Bana da uzayda bir geometri yapmak zorunluluğu kaldı. Bu üç boyutlu.yöntem tiyatroda oldum olası kullanılmıştır. Ama sinemada, özellikle bizde hemen hemen hiç kullanılmamıştır.


Böylesine derinliğine bir mizansen ve bu uzayda bir geometri kurmak ... Tabii bunu yaparken sinema olmaktan uzaklaşmadık hiçbir zaman.. Çok derli toplu bir film oldu. Daha ev velki filmlerde de geliştirilmiş dinamik kurgu, yeni bir mizansen, yeni ışıklandırma ve odak derinliği sağlayarak bir kilometre taşı olabilecek filmlerden birini gerçekleştirmiş olduk Yılın filmi "Öldüren Şehir" idi. Kanun Namına'dan beri erkek olan filmin başkişisi bu Kez kadın"oluyor ve konu "şehir ışıklarının hayali ile yaşayan bir genç kızın etrafında dönüyordu. Filmde hikayesi anlatılan genç kız, nişanlısı hapse girince barda çalışan bir arkadaşının teşvikiyle şehrin ışıklarına hayran kaldığı büyük kesimine geçiyor, hapisten çıkan "fakir ve mert" delikanlının nişanlısını kurtarmak için çalışmaya başla-masıyla film birden "Kanun Namına"nın çizdiği çizgiye oturuyordu. Belli bir eğitimden geçmemiş güzel ve fakir genç kızın bol ışıklı gecelere, "zengin ve lüks" hayat tarzına ilgi duyması; mücevherler arasında geçen "eğlenceli" bir hayatı özlemesi ne kadar gerçekse, bir Beyoğlu çetesinin elindekigenç kızı tek başına kurtaran nişanlı tipi de o dar gerçek dışıydı.


.Bütün bunlara rağmen "Öldüren Şehir", türünün başarılı örnekleri arasına girmeyi başarmıştı. Bu bakımdan film, Türk sinemasının kilometre taşlarından birini oluşturuyor, Osman F. Seden'in bir yapımcı olarak ne kadar başarılı olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor, “Gülşah Nezaket Maraşlı, “Osman Fahir Seden’le Türk Sinemasında Düet”,


ÖDÜL:


Türk Film Dostları Derneği’nce (1954) yapılan araştırmada
► “Öldüren Şehir” En iyi Film,
►“Osman F. Seden” en iyi yönetmen
► “Kriton İliyadis” en iyi foto direktörü,
► “Belgin Doruk”, en başarılı kadın oyuncu



MAHALLENİN NAMUSU “İffet” (1953)


Senaryo ve Yönetmeni Avni Dilligil
Kamera Yoakim Filmerides
Müzik Kadri Şençalar
Yapım Güven Film Yoakim Filmerides


Sesleri Alan: Rauf Tözüm, Montaj: Dyamandi Filmeridis, Laboratuar: Semih Pekgöz, Işık: Ahilea Seis, Operatör: Gani Maraşlıoğlu, Prodüksiyonu İdare eden: Kadir Savun, Dekoratör: Sohban Koloğlu, 

(Erman Film stüdyosunda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Hulki Günay (Bilal), Avni Dilligil (Mahmut efendi), Cahit Irgat (Yakup), Aliye Rona (Melek), Nevin Aypar (İffet), Kadir Savun (Ali), Muazzez Arçay (Feraset), Belkıs Dilligil (Afet), Annie Ball, Hazım Körmükçü, Settar Körmükçü (Saffet), Zeki Alpan (İğneci), Salih Tozan (Tamirci), Annie Ball, Leman Akçatepe (Fesliyenli kadın), Sıtkı Akçatepe ( Kılavuz), Şarkılar: Hamiyet Yüceses, Şadan Adanalı


Konu: Bilal (Hulki Gunay), denizasiri sefer yapan bir geminin yağcısıdır ve geminin kaptanının (Avni Dilligil) kızı olan Afet'le (Belkis Dilligil) aralarında bir aşk doğar ve Afet hamile kalır. Bilal'le aynı gemide çalışan arkadaşlarının kaçakçılık yapmaları sebebiyle, Bilal de kaçakçılıkla suçlanır ve hapse girer. Bilal'in hapiste olduğu esnada, Afet'in namusunu temizlemek ve doğacak çocuğuna babalık yapmak üzere, Afet'e komşusu (Aliye Rona) tarafından yaşı ilerle-miş fakat hali vakti yerinde olan bir mahallesakiniyle evlenmesi için baskı yapılır. Bilal'in suçsuz olduğu anlaşılıp hapisten salıverildiğinde ise artik vakit Afet ve Bilal için çok geçtir.


► Avni Dilligil'in yeni filmi, şimdiye kadar gördüğümüz bir çok Türk filmi gibi, maalesef tıklım tıklim doldurulmuş, yamalı bir kırpıntı bohçasına benziyor.' Mahallenin Namusu'nda Türk filmlerine müzminleşen dertlerine çare kayda değer bir ilerlemeden başka ne ararsanız bulabilirsiniz. Göbek atmanın, bitmek tükenmek bilmez gazelin, büyük teatral sözlerin alası var. Katibim şarkısındaki katip var. Katip burada sıhhat memuru olmuş, Üsküdar'da iğnecilik ediyor Müezzin sesi, cami silüetleri, Büyükada'da otomobille gezen hovarda, Cezayir barları... Dedim ya, her şey var Dilligil'in filminde. (Semih Tuğrul, 30.11.1953, Dünya g.)




KÖYÜN ÇOCUĞU (1953)


Yönetmen Suavi Tedü
Senaryo Cemal Sahir
Foto Direktörü Cezmi Ar
Müzik ve Şarklılar Malatyalı Fahri Kayahan
Yapım Halk Film, Fuat Rutkay


Oyuncular: Hayati Hamzaoğlu, Fatma Andaç, Toygar Belevi, Mümtaz Ener, Nuri Genç, Küçük Sanatkarlar: Aycan ve Semra


Konu: Köyünde doktor olmadığı için hastalanan annesini yitiren bir çocuğun dramatik


Konu: Annesinin ölümünden sonra okumasını istemeyen köy ağası olan babasını ve köyünü terk eder. İstanbula yerleşip doktor olduktan sonra köyüne döner ve hizmetine burada devam eder.

KÖROĞLU “*” TÜRKAN SULTAN (1953)


Senaryo ve Yönetmen Faruk Kenç
Eser Tahir Olgaç
Foto Direktörü Enver Burçkin, İlhan Arakon
Yapım İstanbul Film Faruk Kenç


Oyuncular: Belgin Doruk, Bülent Ufuk, Cihan Işık, Aliye Rona, Mahir Özerdem, Vedat Karaokçu, Kadir Savun, Ziya Aygen, Ayten Çankaya, Tamer Balcı, Babuş, Nebile Teker


Konu: Köroğlu ile Türkan Sultan arasında geçen bir aşk hikayesi.


________________________________

“*” Köroğlu Destanı Köroğlu destanı, büyük bir aşk ve yiğitlik macerası, zamanla hikayeleşmiş bir halk destanıdır. Köroğlu Destanı, kahramanı Ruşen Ali'nin ve babası Koca(Seyis) Yusuf''un Bolu Beyi ile olan mücadelelerini ele alır. Kahramanı 16. yüzyılda yaşamış halk ozanı Köroğlu'dur (Ruşen Ali).
Bu destan Yaşar Kemal'in Üç Anadolu Efsanesi yapıtında yazına kazandırılmıştır.

Köroğlu destanının bugün elimizde bulunan belli başlı nakilleri azeri, Özbek, İstanbul, Topol ve çeşitli Anadolu nakilleridir. Bütün bu nakilleri tetkik ederek destanın esasını ortaya koyan Pertev Naili Boratav’a göre Köroğlu destanının ana olayı şöyledir:

Köroğlu küçük bir çocukken, babası, hizmet ettiği beye seçtiği iki tayı beğendiremez. Bu yüzden gözlerine mil çekilerek cezalandırılır. Köroğlu böyle zulüm görmüş bir babanın oğlu olarak büyür, delikanlı olur. Babasının felaketine sebeb olmuş taylara da körün tavsiyesine göre bakılmıştır. Bunlardan bir tanesi Köroğlu’nun Kırat’ı olacaktır. Kırat eşi bulunmaz bir küheylan olunca, kör baba, ona oğlunu bindirir ve intikamını almak için dağbaşlarına yollar. Körün oğlunun adı, bu ayaklanmalardan itibaren artık Köroğlu’dur. Köroğlu Çamlıbel’de yerleşir; kahramanlığıyla ün salar. Bu şöhretiyle etrafına namlı yiğitler toplar. Bunların bir kısmını mağlub ederek kendine hayran bırakır; onlar Köroğlu’nun vefalı ve fedakar yiğitleri, delilleri olurlar. Bir kısmını da kaçırarak kendine yoldaş yapar. Kendi gibi kahraman bu adamlarıyla beylere, paşalara, hükümdarlara ferman okur; onları bunaltan ve titreten bir kuvvet halini alır. Beylerin, paşaların zulmünden kaçan başkaları da gelip ona sığınır. Köroğlu, adi bir haydut olarak kalmaz. Zayıfların hamisi olur. Zenginlerin servetini alarak fakirlere dağıtır. (www.turkcebilgi.com)

KÖPRÜ ALTI ÇOCUKLARI (1953)

“ve anne kalbi” 

Senaryo ve Yönetmen Renan Fosforoğlu
Operatör Menasi Filmridis
Yapım Ömay Film Ömer Aykut


Oyuncular: Fikret Hakan, Halit Akçatepe, Mualla Sürer, Güner Çelme, Renan Fosforoğlu, Vahi Öz, Yıldız Erdem, Mürrüvet Sim, Mualla Sürer, Feridun Çölgeçen, K. Emin Bara, Sıtkı Akçatepe, İnci Tamay, Belkıs Fırat


KONU: Erzincan Depreminin ardından yuvasız kalan ve kadere boyun eğen İstanbul’a gelen ve, büyük şehirde dolandırılan üç kişilik bir ailenin trajik yaşamı.

KIRK GÜN KIRK GECE (1953)


Senaryo ve Yönetmen Esat Özgül
Operatör Manasi Filmeridis
Yapım Anadolu Film / Esat Özgül


Oyuncular: İsmail Dümbüllü, Nimet Alp, Ayla Can, Temel Karamahmut, Mücap Ofluoğlu, Feridun Çölgeçen, Jale Seven, Ali Seven, Muazzez Arçay

KEZBAN (1953)


Senaryo ve Yönetmen Hicri Akbaşlı
Foto Direktörü Ali Yaver
Yapım Halk Film / Fuat Rutkay


Oyuncular: Bülent Oran, Gönül Bayhan, Muzaffer Nebioğlu, Muhterem Nur, Cahit Irgat


Konu: Şımarık bir mühendis kızı Wivet'le aynı erkeği seven Kezban'ın öyküsü

KATİL (1953)


Yönetmen Lütfi Ö. Akad
Senaryo Osman F. Seden
Operatör Kriton İliyadis
Yapım Kemal Film / Osman F. Seden, Şakir Seden Kardeşler


Yönetmen Ast: Sırrı Gültekin, Zeki Dinçoy, Sanat Yönetmeni: Sami Pandir, Script: Neriman Akad, Ses Kayıt: Yorgo İlyadis, Kurgu: Turgut Kuzu, Senkron: Turgut İnangiray, Prodüksiyon Amiri: Macit Doğudan, Prodüksiyon ast: Cumhur Özcan, Doğan Aydın, Işık Ast: Rıdvan Varol.
(Ses Film laboratuarında seslendirilmiş, And Film laboratuarında çevrilmiştir.)

Oyuncular: Gülistan Güzey (Nevin), Ayhan Işık (Kemal), Neriman Köksal (Süheyla), Nubar Terziyan (Nuri), Muazzez Arçay (Huriye), Fadıl Garan (Tahir), Hamdi Şarlıgil (Hamdi), Turan Seyfioğlu (Muzaffer), Necla Sertel (Nermin), Sadettin Erbil (Emn. Şb. Müdürü), Mualla Sürer Rıza Tüzün (Süleyman), Kemal Tözem, Şevki Artun, Saadettin Erbil, Fikri Göze, Zaruhi Değirmenci


KONU: İşlemediği bir cinayetten ötürü hü-küm giyip Anadolu'da bir hapishanede yatmakta olan elektrikçi Kemal’in, kötü yola düşüp kendisini ölmüş bilmesini istediği oğlunu bir arkadaşına teslim eden karısından haber alamayınca, kaçarak İstanbul’a gelip gerçek suçluları bulmak için giriştiği çabaları anlatan bir film. Bu filmi “Kanun Namına” filminin bir uzantısı gibi kabul etmek mümkündür. "Katil" in konusu, Fritz Lang’ ın Amerika'da çevirdiği filmlerden, Türkiye'de "Günahsız Katiller" adıyla gösterilen ve Henri Fonda ile Silvia Sidney’ in başrollerini üstlendikleri "You Only Live Once" (insan Bir Kere Yaşar) adlı filmin konusuna çok benziyor.


NOT:
Filmde özellikle Sinop'tan İstanbul'a kaçış bölümü bir çeşit doğaçlama ile çekilip kurgulanmış; senaryosu sonradan Akad tarafından yazılmıştır. Kıstırılmış, izlenen adam temasının yeniden işlendiği bu film, sonradan Osman Seden'in, Atıf Yılmaz'ın ve Orhan Elmas’ın çevirdiği filmlere bir "prototip" (ilk örnek) oluşturmuştur.




KARA DAVUT (1953)


Senaryo Yönetmen Mahir Canova
(Nizamettin Nazif Tepedelenlioğlu ‘nun eserinden)
Operatör Cezmi Ar, Kenan Ar
Yapım Halk Film Fuat Rutkay


Oyuncular: Cüneyt Gökçer, Mümtaz Ener, Altan Karındaş, Atıf Kaptan, Muhterem Nur, Asuman Korad, Serap Sezer,


Konu: 1400 yıllarında Germiyan Beyliği’nde geçen bir tarihi olay.

KANLI PARA (1953)


Yönetmen Orhon Murat Arıburnu
Senaryo Safa Önal
Operatör Turgut Ören
Yapım Duru Film / Naci Duru


Oyuncular: Ayhan Işık, Orhan Arıburnu, Nedret Güvenç, Aliye Rona, Refik Kemal Arduman, Lale Oraloğlu, Kadri Ögelman, Tavhid Bilge, Atıf Kaptan, Salih Tozan, Mücap Ofluoğlu, Necmi Oy, Sadri Karan, Adil Güldürür


Konu: Bizanslılardan kalan bir defineyi arayanların öyküsü.


NOT: 1952 yılında ilk Filmi "Kanun Namına"da rol alan Ayhan Işık, 27 Ağustos 1952'de Kanlı Para Filminde oynamak üzere Naci Duru ile bir anlaşma imzalamaştır.


►1. Türk Filmleri Festivalinde (1953)”Türk Film Dostları Derneği”
► Kanlı Para” filmi “Kanun Namına”, “İki Süngü Arasında”, “Drakula İstanbul’da” ve “Efelerin Efesi” ile birlikte “En Başarılı Film

KALDIRIM ÇİÇEĞİ (1953)


Senaryo ve Yönetmen Baha Gelenbevi
Operatör Turgut Ören
Yapım İpek Film / İpekçi Kardeşler


Oyuncular: Cüneyt Gökçer, Heyecan Başaran, Nuri Altınok, Mücap Ofluoğlu, Orhan Boran, Kadri Ögelman, Ümit Deni, Ayşen Koray


Konu: Bir yol bakım memuru ile evine alıp aşık olduğu bir fahişenin öyküsü

KAHRAMAN DENİZCİLER (1953)


Yönetmen Refik Kemal Arduman
Senaryo
Alp Kunt
Operatör Lazar Yazıcıoğlu
Yapım Deniz Film


Oyuncular: Bülent Ufuk, Turgut Özatay, Şükran Suley, Nazım Bora, Nesrin Gazimihal


Konu:  Yıl 1953, günlerden 4 Nisan... Sabahın ilk ışıklarında Eceabat ve Nara kıyıları şiddetli bir çarpışmanın gürültüsüyle sarsıldı. Bu sarsıntı, güneşle birlikte tüm Türkiye'yi saracaktı. Naraburnu açıklarında NABOLAND adlı İsveç şilebi ile çarpışarak Çanakkale Boğazı'nın sularına gömülen Dumlupınar denizaltısında şehit olan 81 Türk Denizcisi tarihin sayfalarına ve Türk Milleti'nin kalbine şu sözlerle kazınacaktı: "Vatan sağolsun!"


Akdeniz'de yapılan NATO tatbikatına katılan 1. İnönü ve DUMLUPINAR denizaltı gemileri, manevraların ardından Gölcük'e dönmek üzere yola çıktılar. 3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece Çanakkale Boğazı'na giriş yapan iki denizaltı gemisi, olacaklardan habersiz eve dönüyordu. Sakin geçen yolculuk saat 02.10 sularında Dumlupınar için son buldu.


Dumlupınar, Naraburnu açıklarına yaklaşırken geminin güvertesinde Süvari Kıdemli Yüzbaşı Sabri Çelebioğlu, Üsteğmen Kemal Ünver, Üsteğmen Hüseyin Yumuk, Astsubay Hüseyin Akış ve Astsubay Hüseyin İnkaya bulunuyordu.
Ancak Çanakkale Boğazı'nın sularında sessiz sedasız ilerleyen tek gemi Dumlupınar değildi. İstanbul yönünden gelen İsveç Bandıralı "Naboland" şilebi de aynı dakikalarda Naraburnu açıklarına gelmişti. Kaptanlığını Oscar Lorentzon'un yaptığı Naboland ile Dumlupınar, birkaç dakika sonra korkunç bir gürültüyle çarpışacak ve bu çarpışma Eceabat sahilinde dahi duyulacaktı.
Astsubay Hüseyin İnkaya, nöbetçi olmamasına karşın vardiya dışı görevine devam ediyordu. Nara önlerine gelinirken rotada dikkatini çeken değişiklik üzerine köprü üstüne çıktı. Tam bu sırada güvertede bulunan sekiz kişi, ne olduğunu anlayamadan suya yuvarlandı.
Naboland, Dumlupınar'a tam baş tarafından bindirmişti. Çarpışmanın gürültüsü Eceabat Limanı'nda demirlemiş olan gemilerce de duyuldu. Darbenin şiddetine dayanamayan Dumlupınar, birkaç saniye içinde Çanakkale Boğazı'nın karanlık ve soğuk sularına gömüldü.


Denizaltının tüm elektriği kesilmişti. Gemilerinin baş taraftan itibaren su aldığını gören denizciler hızla kıç torpido dairesine doğru harekete geçti. Kıç torpidoya varana kadar da arkadaşlarının birçoğunu kaybettiler. Dumlupınar batarken sadece 22 denizci de kıç torpido dairesine ulaşmayı başarmıştı. Dumlupınar ilk şehitlerini böylelikle vermiş oldu.


Aynı gece Eceabat Limanı'nda demirli bulunan Gümrük motorundaki personel, acil olarak kaza mahaline çağırıldı. Gümrük motoru, Naboland'dan atılan tahlisiye sandallarına çıkmış ve can yeleklerine sarılmış Dumlupınar mürettebatını görerek motora aldı ve Çanakkale'de hastaneye ulaştırdı.
Gün ağarmıştı. Balıkçı tekneleri, Dumlupınar'ın batarken su yüzüne fırlattığı haberleşme şamandırasını gördü. Gümrük motorunun ikinci çarkçısı Selim Yoludüz şamandıraya uzandı ve üzerindeki yazıyı okudu:


"Deniz Kuvvetlerine bağlı Dumlupınar Denizaltısı burada battı. Kapağı açın ve denizaltıyla irtibat kurun."
Yoludüz kapağı açtı, şamandıranın içindeki ahizeyi kaldırdı ve ümitle "Alo" dedi.
Telefondaki ses, "Buyrun, ben Astsubay Selami" dedi.


Beklediği karşılığı alan Selim Yoludüz, Astsubay Selami'ye ne durumda olduklarını sordu. Astsubay Selami, geminin 15 derece sancak yönünde yatık ve elektriğin kesik olduğunu, 22 kişi olarak kıç torpido dairesine girebildiklerini söyledi.

Selim Yoludüz, "Endişelenmeyin. Kurtaran yolda. Sizi oradan çıkaracağız" dedi. Astsubay Selami'nin cevabı, Selim Yoludüz'ün kulağına ve kalbine işledi:
"Ailelerimize selam söylüyoruz. Bizi kurtaracağınızdan eminiz. Vatan sağolsun..."


Dumlupınar denizaltımızın Naboland şilebiyle çarpışmasının ardından 81 denizci Çanakkale Boğazı'nın sularına gömüldü. Fakat kader 5 arkadaşlarını, belki de bu talihsiz kazaya tanıklık etmeleri için suyun yüzünde tuttu ve kaza esnasında güvertede bulunan 8 denizciden 5'i hayatta kalmayı başardı.

KADERİN MAHKUMLARI (1953)


Yönetmen Vedii Cezayirli, Ekmel Hürol
Senaryo Tekin Akmansoy
Operatör İbrahim Can
Yapım Cezayirli Film Vedii Cezayirli


Oyuncular: Tekin Akmansoy, Vedii Cezayirli, Ekmel Hürol, Gönül Bayhan, Atıf Kaptan, Kadriye Tuna, Ahmet Eskici, Cüneyt Arkın, Ahmet Evintan, Kadriye Tuna,


NOT: Ankara Devlet Tiyatrosu sanatçısı olan Vedii Cezayirli’nin ve Ekmel Hürol'un yönetmenlik yaptığı ve oynadığı tek sinema filmidir. Filmde Rol alan Cüneyt Arkın’ın da deneme mahiyetindeki ilk filmidir. Oyuncu kadrosunda yer alan oyuncuların bir-ikisi hariç hepsi Devlet Tiyatrosunun genç ve yetenekli oyuncularıdır. Filmin konusu hakkında araştırmalara rağmen bir bilgi bulunamamıştır.

İZMİR SOKAKLARINDA (1953)


Senaryo ve Yönetmen Mümtaz Ener
Operatör Lazar Yazıcıoğlu
Yapım Umur Film


Oyuncular
: Suha Doğan, Mery Blanch, İclal Dinçdur, Ali Tevfik Aktan


İzmir’in güzelliklerinin bol bol kullanıldığı ancak konusunu ne olduğu hiçbir kaynakta bulunamayan bir film.