Powered By Blogger

9 Ekim 2015 Cuma

AYŞECİK ATEŞ PARÇASI (1962)

Yönetmen: Hulki Saner
Senaryo: Hamdi Değirmencioğlu
Görüntü Yönetmeni: Kosta Psaros
Yapım: Bronz Film /( Hulki Saner


Oyuncular: Zeynep Değirmencioğlu (Ayşecik), Tijen Par, Önder Somer, Hulusi Kentmen, Suphi Kaner, Ece Han, Mualla Sürer 

Erkek kıyafetine sokulan küçük bir kız çocuğuyla, zengin dedesinin maceralı öyküsü.


Eleştiri:


Yıldız Dergisi’nin 19 Aralık 1960 tarihli 8.sayısında bir eleştirmen, sinema yazarlarının yerli ve yabancı filmleri değerlendirirken çifte standart kullandığını iddia edip, günlük gazetelerde film hakkında çıkan olumsuz yazılara değinmektedir. Bu konuda imzasız bir yazıda şöyle söylenmekte:


"Meğerse, 'Ayşecik Ateş Parçası' tamamiyle Türkiye gerçeklerine aykırı ve küçük çocuklara da ahlaksızlığı öğreten bir filmmiş. Ne kadar garip!... Her hafta Beyoğlu'nun şöhretli sinema salonlalarında beyaz perdeleri kaplayan Masistler, adi westernler çocuklarımız için zararlı olmuyor da, 'Ayşecik' filmi yapıldı mı, bütün Türkiye’yi bir felaket kaplıyor. Üstelik bu film Türkiye’nin acı gerçeklerini ortaya koysa da.


► İlk köy filmi. Melodramatik öğelerle harmanlanmış ve sonraki yıllarda bir türün "prototipini oluşturarak benzerleri, kopyaları yapıldı. Türün sonrakilerinde sık sık gördüğümüz çeşmebaşı dedikodularını içeren sahneler ilk kez bu filmde yer aldı. İlkleri oluşturmasının yanısıra filmin başlıca bir özelliği de köy kızı Aysel rolündeki Cahide Sonku' yu yıldızlaştırması ve başına taktığı yemenisiyle de halk arasında bir "moda” yaratmasıydı. Haldun Taner e göre filmin en etkili sahnesi Cahide Sonku'nun finalde kağnı arabasının peşinden yürüyüşüydü. "Bir yürüyüş bundanşiirli, bir genç kız bundan güzel olamaz”diye yazar. Konu, yanında çalıştığı evin erkeği tarafından iğfal edilip hamile bırakılan boynu bükük bir köylü kızının dramını anlatır. Filmin diğer tiplemeleri yatalak anne, kötü bir adam, sevenlerin aralarına giren nişanlı bir kız ve sonunda Aysel'e kavuşan çileli bir aşık... Klasik ve mutlu bir "son”

ATI ALAN ÜSÜDAR'I GEÇTİ (1962)

Yönetmen: Hicri Akbaşlı
Senaryo: Azmi Kütüval (Waletr Lang’ın “Kentucky” “*” isimli filminden uyarlama
Görüntü Yönetmeni: Rafet Şiriner
Yapım: Sadık Film / Hicri Akbaşlı


Oyuncular: Attila Dinçer, Birsen Menekşeli, Semra Ece, Suphi Kaner, Ahmet Tarık Tekçe, Senih Okran, Fikret Ushan, Atıf Kaptan, Celal Ersöz ve Türkiye’nin bir numaralı cokeyi: Kazım Yıldız

_____________________________________

 “*” Walter Lang 1896 – 1972 yıllarında yaşamış Amerikalı ( yazar, senarist, aktör, yönetmen) bir sinema adamı. Ancak 1938 yılı Yapımı olan “Kentucky filminin uyarlaması Filmin yöenetmenliğini yapan kişi bu değildir. Bu filmi 1938 yılında “David Butler” adında bir yönetmen çekmiş olup baş rollerini Loretta Young, Richard Greene, Walter Brennan, oynamışlardır.. (y.ö) www.imdb.com

AŞK YARIŞI (1962)


Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Fuat Özlüer
Foto Direktörü: Kriton İliadis
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden
(Kemal Film platosunda hazırlanmış, Ören Film Stüdyosunda Seslendirilmiştir)



Kamera Ast: Ali Kan, Sesleri Alan: Marko Buduris, Laboratuvar: Cemil Orhon, Montaj: Zafer Davutoğlu, Senkron: Metin Miroğlu, Negatif Montaj: Hikmet Kuyucu, Ar Direktör: Saim N. Bige, Set Amiri: Hasan Nurdan, Işık Şefi: İlhan Aslım, Işık Asistanları: Fikret Güryalçın, Doğan Yaman, Prodüksiyon Ast: Cemil Paskap, Prodüksiyon Mümessili: Adnan İrkut, Prodüksiyon Amiri: Yüksel tanık, Prodüksiyon Ekibi: Cemil Paskap, Rafet Ateş, Muzaffer Durusu

Oyuncular: Fikret Hakan (Fikret), Türkan Şoray (öğretmen), Efgan Efekan (Nihat), Semra Sar, Hulusi Kentmen, Hüseyin Peyda, Hüseyin Baradan, Mualla Sürer, Hüseyin kaşif, Uğur Kıvılcım, Meriç Başaran, Tevhid Bilge, Hüseyin Kâşif, Hamdi Şarlıgil, İlhan Hemşehri, Orhan Aykanat, Yavuz Karakaş, Zeki Tüney, Nezihe Güler, Talia Saltı, Memduh Alpar, Adnan İrkut, İlhan Aslım, Araksi Hebo, Ayşe Dolar, Mine Soley, Talât Gürtunca, Atakan Burgaz, Türkay Ovat, Ayhan Erkal, Rıza Şenışık, Ahmet Çetin


KONU: Aşk Yarışı genç ve güzel bir öğretmenin (Türkan Şoray) kalbini kazanmak isteyen Fikret (Fikret Hakan) adlı bir futboIcuyla, Nihat (Efgan Efekan) adlı bir mimarın birbirleriyle kıyasıya girdiği aşk yarışını anlatır. Yöneticilerin komplosuyla tuzağa düşürülen Fikret, sevgilisinin gözünden düşüp takım da oynayamayacak hale gelir. Fakat Nihat onu temize çıkararak dostluğunu gösterir. Şaşkına dönen öğretmen de bu iki gençten birinde karar kılar.


AŞK MERDİVENİ (1962)

Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Görüntü Yönetmeni: Gani Turanlı
Yapım: Artist Film /n Recep Ekicigil


Oyuncular: Göksel Arsoy, Filiz Akın, Efgan Efekan, Neşe Yulaç, Ahmet Tarık Tekçe, Suphi Kaner, Hüseyin baradan, Sadettin Erbil, Tunca Aksoy


“Aşkın en güzelini, maceranın heyecanını, ve arkadaşlığın en temizini, ancak bu filmde bulacaksınız”. (Film afişinden)

ATEŞLİ KAN (1962)

Yönetmen: Semih Evin
Senaryo: Temel Karamahmut
Filmi Çeken: Vedat Akdikmen
Yapım (Film Amili): Aktunç Film / Şevket Aktunç


Oyuncular: Gönül Yazar, Özden Çelik, Aysel Tanju, Hüseyin Baradan, Sevim Emre, Reha Yurdakul, Ersun Kazançel, Tuncer Necmioğlu, Cem Kabaağaç


Konu: Göçerler arasında geçen aşk ve macera öyküsü

AŞKA KİNİM VAR (1962)

Yönetmen: Semih Evin
Senaryo:Temel Karamahmut
Filmi Çeken: Vedat Akdikmen
Yapım (Film Amili): Aktunç Film / Şevket Aktunç


Dekor: Sohban Koloğlu, Işık: Mehmet Çakar (Ender Film), Rejisör Asistanı: Nurettin Alpan, Senkron, Montaj: Metin Miroğlu, Sesleri Alan: Marko Buduris, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Doğan, (Özen Fişlm Stüdyosunda Hazırlanmıştır.)


Oyuncular: Orhan Günşıray (Turan), Leyla Sayar (Handan), Salih Tozan (Baba İlyas), Şaziye Moral (Turan’ın annesi), Sadettin Erbil (Sedat), Ersun Kazançel, Faik Coşkun (Ahmet/ Gamsız baba), Özer San (Bülent), Lale Kalkavan, Kadri Ögelman (Tosun Bey), Nevzat Ekmekçi, Serpil Akay. Osman Türkoğlu, Ayten Güvenç, Serpil Birol, Bedri Çavuşoğlu, Lale Kalkavan, Dansöz: Sevda Nur,


Konu: Erkeklerden kaçan bir kadının öyküsü” anlatılıyor

AŞKA KARŞI GELİNMEZ (1962)

Senaryo ve Yönetmen: Hulki Saner
Görüntü Yönetmeni: Kosta Psaros
Yapım: Sanat Film / Hulki Saner


Oyuncular: Belgin Doruk, Göksel Arsoy, Handan Adalı, Atıf Kaptan, Lebibe Şakın, Özdenmir Han, Diler Saraç, Dursune Şirin,


Zengin bir kızla evlendirilmek istenen delikanlı, bütün baskılara rağmen sevdiği kız olan fakir sevgilisine kavuşur ve film mutlu son ile biter

AŞK YARIŞI (1962)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Fuat Özlüer
Foto Direktörü: Kriton İliadis
Müzik: Metin Bükey 

Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden
(Kemal Film platosunda hazırlanmış, Ören Film Stüdyosunda Seslendiril-miştir.)


Kamera Ast: Ali Kan, Sesleri Alan: Marko Buduris, Laboratuvar: Cemil Orhon, Montaj: Zafer Davutoğlu, Senkron: Metin Miroğlu, Negatif Montaj: Hikmet Kuyucu, Montaj: Zafer Davutoğlu, Ar Direktör: Saim N. Bige, Set Amiri: Hasan Nurdan, Işık Şefi: İlhan Aslım, Işık Asistanları: Fikret Güryalçın, Doğan Yaman, Prodüksiyon Ast: Cemil Paskap, Prodüksiyon Mümessili: Adnan İrkut, Prodüksiyon Amiri: Yüksel tanık, Prodüksiyon Ekibi: Cemil Paskap, Rafet Ateş, Muzaffer Durusu,


Oyuncular: Fikret Hakan (Fikret), Türkan Şoray (öğretmen), Efgan Efekan (Nihat), Semra Sar, Hulusi Kentmen, Hüseyin Peyda, Hüseyin Baradan, Mualla Sürer, Hüseyin kaşif, Uğur Kıvılcım, Meriç Başaran, Tevhid Bilge, Hüseyin Kâşif, Hamdi Şarlıgil, İlhan Hemşehri, Orhan Aykanat, Yavuz Karakaş, Zeki Tüney, Nezihe Güler, Talia Saltı, Mem-duh Alpar, Adnan İrkut, İlhan Aslım, Araksi Hebo, Ayşe Dolar, Mine Soley, Talât Gürtunca, Atakan Burgaz, Türkay Ovat, Ayhan Erkal, Rıza Şenışık, Ahmet Çetin,


KONU: Aşk Yarışı genç ve güzel bir öğret-menin (Türkan Şoray) kalbini kazanmak isteyen Fikret (Fikret Hakan) adlı bir futboIcuyla, Nihat (Efgan Efekan) adlı bir mimarın birbirleriyle kıyasıya girdiği aşk yarışını anlatır. Yöneticilerin komplosuyla tuzağa düşürülen Fikret, sevgilisinin gözünden düşüp takım da oynayamayacak hale gelir. Fakat Nihat onu temize çıkararak dostluğunu gösterir. Şaşkına dönen öğretmen de bu iki gençten birinde karar kılar.

AŞK ORADA BAŞLADI (1962)

Senaryo ve Yönetmen: Semih Evin
Görüntü Yönetmeni: Orhan Çağman
Yapım: Şan Film /n Baki Üsküdarlı


Oyuncular: Fikret Hakan, Gülgün Ok, Atıf Kaptan, Necdet Tosun, Merih Meral, Salih Tozan, Oktay Menteş


Konu: Hırsız bir erkeği evine koca olarak götüren şımarık bir milyoner kızının öyküsü.

AŞK MERDİVENİ (1962)

Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın
Görüntü Yönetmeni: Gani Turanlı
Yapım: Artist Film / Recep Ekicigil


Oyuncular: Göksel Arsoy, Filiz Akın, Efgan Efekan, Neşe Yulaç, Ahmet Tarık Tekçe, Suphi Kaner, Hüseyin baradan, Sadettin Erbil, Tunca Aksoy


“Aşkın en güzelini, maceranın heyecanı-nı, ve arkadaşlığın en temizini, ancak bu filmde bulacaksınız”. (Film afişinden)

AŞK GÜZELDİR (1962)

Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Sadık Şendil
Yapım: Kurt Film / Mehmet Arancı


Oyuncular: Leyla Sayar, Yılmaz Duru, Salih Tozan, Atıf kaptan, Vahi Öz, Öztürk Serengil, Suna Pekuysal, Hayati Gelişen

Konu: Zengin bir ailenin kızıyla bir şoförün aşk öyküsü

AŞK BEKLİYOR (1962)

Yönetmen: Ümit Utku
Senaryo: Kerime Nadir,
Görüntü Yönetmeni: Kazım Koşkan
Yapım: Kervan Film / Ümit Utku


Oyuncular: Eşref Kolkaç, Muhterem Nur, Nebahat Çehre, Aysel Tanju, Suphi Kaner, Nilgün Utku, Benan Öz, Atıf Kaptan, Hayati Hamzaoğlu, Fikret Uçak, Mahmure Han-dan, Gülen Kıpkaç, Hayri Gülnar, Aydın Demir


Konu: Yoksul bir genç kızın aşkı

ARAMIZA KAN GİRDİ (1962)

Yönetmen Tarık Dursun K.
Senaryo Cengiz Tuncer
Görüntü Yönetmeni: Orhan Kapkı, Halit Aysan
Yapım Erman Film / Hürrem Erman


Oyuncular: Ahmet Mekin (Mekin), Semra Sar (Necla), Kenan Pars (Galip), Kadir Savun (Kadir baba), Aysel Tanju (Betül), Ayfer Koray (Ayfer), Hayati hamzaoğlu (Hayri), Suphi kaner (Suphi), Suzan Avcı (Suzan), Atıf Kaptan (Avukat Ulvi), Senih Orkan (Senih), Hüseyin baradan (kapıcı), Mine Soley (hemşire), Mehmet Ali Akpınar (Ulvi’nin adamı), Ertuğrul Bilda (Ulvi’nin adamı), Zeki Tüney (Hayri’nin adamı), Sevil Sev

Konu: Necla öylesine güzel ki, gece yarısı o ıssız yerde ne aradığı şimdilik pek önemli olmuyor. Ama polisin "Tımarhaneden kaç-mış bir deli kız arıyoruz. Uzun boylu, sarışın, güzelce bir şeymiş" demesinden durum biraz da olsa anlaşılır. Daha sonra yollarını kesen arabadaki üç kişi Mekin'i fena şekilde dövüp Necla'yı kaçırıyorlar. (Film ilerledikçe kavgadaki yeteneklerine tanık olacağımız genç adam, onlar geldiğinde genç kızı öpmekle meşguldü. Dayak yemesinin ne-deni bu olsa gerek.) Hastanede ziyaretine gelen (Mekin bu sırada hemşireyi öpüyordu) Komiser Kadir'den genç kızın öldüğünü ve tanınmaz bir halde olduğunu öğrenir.


"Araya kan girdi, bu işin peşini bırakmayacağım."


Hastaneden eve gelince ortalığı alt üst edilmiş olarak bulur. Evde biri vardır. Onun açıklamalarından olay biraz daha aydınlanır ; "Ben geldiğimde evi bu halde buldum. Adım Senih. Necla'nın kardeşiyim. (Ama, abisi gibi. Zaten biraz sonra, genç kız için ‘kardeşim’ diyor.) Necla öldürülmedi, yaşıyor. Öldü diye gösterip işi daha da karıştır-mak istiyorlar..Necla vasıtasıyla beni bulacaklarını hesaplıyorlardı..İki milyonluk bir hesap meselesi. Ne bahasına olursa olsun bunu ele geçirmek istiyorlar. En iyi çare Necla'ydı. İstemeyerek de olsa bu işe karıştınız bir kere. Paranın saklı olduğu yerin anahtarı Necla'nın odasında. Onu alıp buraya getirmenizi istiyorum. Evinizi yokladılar. Yeniden geleceklerini sanmam. İzin verirseniz burada kalayım." Fakat, anahtarı göremeden haydutlar tarafından öldürülecektir.


Necla’nın evi. Arkadaşı Suzan tüm eşyaları toplayıp götürmüş. Mekin, evin kamburkapıcısından [‘Mazimdeki Kadın’ (1969) filminde Murat’ın Meyhaneci Dayı’yı konuşturduğu ‘banknot’ yöntemiyle] adresini öğrenir ; “Gökdil Sokak, Numara 75.” Bir kaç sahne sonra, bu afeti de kolları arasına alıyor.
Sonuçta Necla’ya nasıl ulaşabileceğini öğrenir ; Model olarak çalıştığı Ege Reklam. Burada, onu değil ama Galip’i, Betül’ü ve en az Necla kadar güzel Ayfer’i bulur. Taksideki sarılmalar dışında, Ayfer’in evinde 3 dakika 10 saniye öpüşüyorlar. Genç kız onu, sarışın bir sanatçıdan (ağız hareketleri uymasa da) Ella Fitzgerald’ın sesiyle ‘I Love You Madly’ (1951) (Duke Ellington) şarkısını dinlediğimiz kulübe götürür. Müşteriler arasında bulunan Avukat Ulvi, Neclaların aile avukatıymış.


Mekin, herkesin peşinde olduğu anahtarı en olmayacak yerde, öldürülen güzel Suzan’ın midesinde (çetenin eline geçmesin diye yutmuş) bulur.
Necla ile birlikte yaşadıkları tehlikeli pek çok olaydan sonra (onu korurken öldürülecek olan) Betül ve Ulvi’ye (aslında bize) şunları söylüyor ; "Sürüyle adam öldü. Dereler gibi kan aktı. Hep o menhus, kirli, pis işleriniz yüzünden.. Buradan Avrupa'ya sahte para kaçırıyorsunuz. İstanbul'da şebekenizi kurmuşsunuz. Kamufle işinde reklam ajansını kullanıyorsunuz. Fakat son iki milyonluk işte Senih paraların üstüne yatıp ortadan kayboldu. Senih'i ele geçirmek için zavallı kar-deşi Necla'yı kaçırıp deli diye bir kliniğe sakladınız. Oysa kızın hiç bir şeyden haberi yoktu. Öldü numarasını da ‘belki Senih ortaya çıkar’ diye tertiplediniz. Bu işte yardakçı-larınız Hayri ve Galip'ti. Çetenin başı da seninle Ulvi. Fakat 'bir tek' noktayı unuttu-nuz; İnterpol'ü (o, ‘Enterpol’ diyor) ve beni."


Necla'yı öperken film biter. Bu sırada (sağlığında epeyce öptüğü) Betül ikisinin ayaklarının dibinde cansız yatıyordu. ( Murat Çelenligil – sinematürk veri tabanı)

ALLAH SEVİNİZ DEDİ (1962)

Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam (İlhan Engin’in aynı isimli romanından)
Görüntü Yönetmeni: Şevket Kıymaz
Yapım: As Film /n Muzaffer Aslan


Oyuncular: Ayhan Işık, Türkan Şoray, Salih Tozan, Hüseyin Baradan, Fatma Andaç, Şaziye Moral, Aliye Rona


Konu: İstemediği bir erkekle evlenmemek için Arabistan’dan İstanbul’a kaçan bir prensesin öyküsü

AKASYALAR AÇARKEN (1962)

Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo: Bülent Oran, Sadık Şendil

Görüntü Yönetmeni: Memduh Yükman
Yapım: Göksel Film / Göksel Arsoy


Oyuncular: Göksel Arsoy, Filiz Akın, Güliztan Güzey, Salih Tozan, Hüseyin Baradan, Suna Pekuysal, Agah Hün, Semih Sezerli, Sami Hazinses, Ahmet Tarık Tekçe, Asım Nipton, Necdet Tosun


Konu: Kimya laboratuarında çalışan genç ve yakışıklı Yüksel (Göksel Arsoy) bir deney sırasındaki atlamada yaralanır ve hastaneye kaldırılır. Patlama sırasında yüzü yanan Yüksel görme yeteneğini yitirerek kör olur. Hastanede kendisiyle orta yaşlarda baş hemşire olduğunu söyleyen Lale Hanım (Gülistan Güzey) ilgilenir. Aslında Lale ha-nım hastanenin sahibi olan doktor Agah Bey'in eşidir. Hastalara yardım olsun diye hemşirelik yapar. Lale Hanım ile doktor eşinin evliliği pek yolunda gitmez. Doktur eşinin yorucu iş temposu nedeniyle kendisini hep yalnız ve mutsuz hisseder. Tek daya-nağı ise aynı evde birlikte yaşadığı kızkardeşidir Filiz (Filiz Akın). Genç ve alımlı olan Filiz Güzel Sanatlar akademisi'nin heykel bölümünde okur. Başarılı bir öğrenci olduğu için İtalya'da bir burs kazanır ve arkadaşı Suna (Su na Pekuysal) italya gider. Birkaç ameliyat yapılmasına karşılık Yüksel'in gözleri açılmaz. Bu arada hastane masrafları da birikmeye başlar. Aynı labaratuarda birlikte çalıştıkları Salih Usta'nın (Salih Tozan) bütçesi bunları karşılamaya yetmediği için çevresinden yardım istemek zorunda kalır. Ama tüm istekleri yanıtsız kalır. Bu arada kendisini başhemşire olarak tanıtan Lale ile Yüksel arasında duygusal bir yakınlaşma başlar.


Kısa sürede bu ilişki hastane çevresinde duyulur ve eşi doktor Agah'ın da kulağına gider. Doktor Agah eşine bunun gerçek olup olmadığını sorarsa da tatmin edici bir yanıt alamaz. Ama eşinin genç adama aşık olduğundan emindir. Bir süre sonra hastaların meleği olarak isimlendirilen Lale hanımeşinden ayrılır, mücevherlerini ve evini satarak Yüksel'in hastane masraflarını karşılamaya çalışır. Son yapılan ameliyat da başarılı olamayınca Yüksel yine Lale hanımın maddi desteğiyle ameliyat olmak için italya'ya gönderilir. Ve oradaki ameliyat sonucu gözleri açılır. Yüksel italya'da rastlantı sonucu bir restoranda Lale hanımın kardeşi Filiz'-le tanışır. Kısa sürede arkadaş, daha sonra sevgili olurlar. Ne Yüksel, Filiz'in geçmişini, ne de Filiz Yüksel'inkini bilir. Türkiye döndüklerinde onları acı bir sürpriz bekler. Sevdiği adam için her bir şeyini feda eden Lale hanım bunun karşılığını göremeyince büyük bir düş kırıklığına uğrayarak iki sevgilinin yaşamlarından çıkmak ister. Ve tek seçeneğini de bu olduğunu inanır. (Burçak Evren, "Filiz Akın", Dünya Kitle İletişimi Vakfı, 2010)


· Henüz 19 yaşında olan Filiz Akın’ın ilk filmi olan “Akasyalar Açarken” ile şöhreti yaka-lamış ve yıldız-oyuncu olmuştur bile.
Memduh Ün’ün anlatımıyla:
“Sadık Şendil'in yazdığı senaryoyu yeterli görmediği için Göksel senaryoyu bir kez de Bülent Oran'a verdi. Ben değişiklik yapma-dan aynen çekmiş olmalıyım Bülent'ten geleni. Tabii ki Göksel'in isteğiyle. Şimdi sey-rettiğimde, öyle saçma sapan sahneler gördüm ki tüylerim diken diken oldu Konu yerli film için çok elverişli aslında. Dramatik yapı çok sağlam o yöne ağırlık verilmiş olsa kendi türünde eli yüzü düzgün bir film olur-muş.


Filmde Göksel iki kız kardeşe aşık oluyor, körken ablaya, gözleri açıldıktan sonra da küçük kız kardeşe. Ama aşk çok şematik anlatılmış, GÜlistan Güzey fedakarlıklarda bulunan ablayı canlandırıyor. Göksel'in gözlerinin açılması için büyük özverilerde bulunuyor, Roma’da ameliyat ettiriyor. Aşkı nedeniyle çok sevdiği, yıllardır bağlı olduğu kocasından ayrılıyor. Göksel Roma'da büyük rastlantıyla Gülistan’ın kız kardeşiyle tanışıp, aralarında bir aşk başlayınca da koyu ve sağlam bir melodrama dönüşüyor öykü ve ablanın intiharıyla son buluyor.Senaryoda bazı sahneler İtalya'da geçiyor, ama maddi sorunlar nedeniyle İtalya'ya gidilemediği için lstanbul'da çekilen Filiz Akın'ın sahneleri çok sahte ve eğreti duruyordu. Hatta Suna Pekuysal'ın opera dinlerken uyuya kaldığı planlarda tüylerim diken diken oldu Ayrıca hastanede şaklabanlık yapan üç hastanın sahnelerini de bugün kurgu masasına geçsem çöp sepetine gonderidim.


Her filmde diyalogları temizler, yalınlaştırırdım, ama bu filmde yapmamışım. Çok şaşırdım filmi izlerken. Ağdalı cümlelerin filme ticari başarı katacağını mı düşündüm acaba, bilmiyorum. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor” Kabalcı yayınevi Ağustıs 2009