Powered By Blogger

22 Ekim 2015 Perşembe

KOCAOĞLAN (1964)

Yönetmen: Ziya Demirel
Senaryo: Ziya Demirel, Orhan Asena
Görüntü Yönetmeni: Orhan Çağman
Yapım: Fer Film / Fahriye Tamkan


Oyuncular: Yılmaz Güney, Evrim Fer, Şeref Gürsoy, Kenan Pars, Senih Orkan, Ali Şen, Hayri Caner, Mürüvvet Seyfioğlu, Ozan Gürsoy, Şarkılar: Sevim Şengül,


Konu: Bir gün kasabaya gezginci bir çadır tiyatrosu topluluğu gelir. Topluluğun en güzel kızı Belma'dır (Evrim Fer). Kasabanın tüm delikanlıları ve ileri gelenleri kızın peşindedir. Belma'nın tutkunlarından biri de yörenin delisi Kocaoğlan'dır (Şeref Gürsoy).


Zararsız ama zekâ yoksunu, iri yapılı Kocaoğlan, kaval çalarak sürekli tiyatrocu kızın peşinde dolaşır. Kasabanın serserileri genç kadını dağa kaçırmak isterler, ancak Koca-oğlan her defasında onları engeller.

Kasabada kimseye yüz vermeyen Belma, bu kez hukuk öğrencisi Kemal'e (Yılmaz Güney) aşık olmuştur. Kasabada bu ilişkinin duyulması tepkiyle karşılanır. Yörenin belediye başkanı, Kemal'i çağırıp derhal kasabayı terk etmesini söyler. Kemal önce direnir, sonra da gitmeye karar verir. Belma'nın Kocaoğlan'la gönderdiği mektubu alan Kemal, trenden inip tekrar kasabaya döner. Tiyatro topluluğunun patronu, bazı çıkarlar uğruna Belma'yı bazı kişilere yem olarak kullanmaktadır. Belediye başkanı da Belma'yla ilgilenmektedir. Birlikte dolaşırlarken karşılarına Kocaoğlan çıkar. Kıskançlık krizi sonucu başkanın üzerine atılır. Ve Belma'yı güçlü kollarına alarak, zorla dağa kaçırır. Olay kasabada duyulunca polisler Kocaoğlan'ın peşine düşerler. Kocaoğlan, dağa kaçırdığı kızı boğarak öldürür.


Kemal üzgündür. Polisler dağda, Kocaoğlan'ın çevresini sararlar. Kemal polislerin arasından fırlayıp Kocaoğlan'ın yanına varır. Kocaoğlan'ın elinde belediye başkanının silahı vardır. Belma'nın yerdeki cesedine bakıp ağlamaktadır. Sonra Kemal'a dönüp, başkanla ilişki kuran Belma için, "O kötü oldu, kötü..." der. Kemal, Kocaoğlan'ın elindeki silahı alır. Polisler onu götürürlerken Kemal de Belma'nın cesedini kollarına alıp dağdan iner...”Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 70”

KOCATEPE'NİN ÜÇ SÜVARİSİ (1964)

Yönetmen: Yavuz Yalınkılıç
Senaryo: Macit Doğudan
Foto Direktörü: Kaya Ererez
Yapım: Sev - Ar Film


Oyuncular: Birsen Menekşeli, Yıldırım Gencer, Mehmet Bahadır, Zekai Genç, Muzaffer Nebioğlu, Vahi Öz, Hüseyin Güder, Niyazi Vanlı, Necabettin Yal, Nusret Özkaya, Fahri Sabedil, Ali Seyhan


Konu: İstiklal Savaşı’nda düşmana karşı mücadele bir avuç Türk’ün kahramanlık öyküsü

KİMSE FATMA GİBİ ÖPEMEZ (1964)

Yönetmen: Zafer Davutoğlu
Senaryo: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt
Müzik: Fecri Ebcioğlu
Yapım: Kemal Film/Osman F. Seden


Yönetmen Asistanı: Orhan Aykanat, Kamera Asistanı: Kenan Davutoğlu, Ses: Tuncer Necmioğlu, Montaj: Arif Özalp, Negatif Montaj: Ali S. Berkant, Laboratuvar: Mihail Skarpedis, Dekor: Saim Nahit Bilge, Işık: İlhan Aslım, Prodüksiyon Amiri: Yüksel Tanık, (Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır).


Oyuncular: Fatma Girik (Fatma), İzzet Günay (Kemal), Öztürk Serengil (Tayfur), Neriman Köksal (Jale), Vahi Öz (Hurşit), Hulusi Kentmen (Necati), Efkan Efekan (Erdal), Serpil Gül (Zühre), Serap Acar, Sevil Candan, Nilgün Esen, Süleyman Turan (Osman), Talât Gözbak, Mürüvvet Sim (Ülfet), Nubar Terziyan


Konu: Jale hanıma (Neriman Köksal) yurtdışındaki akrabasından yüklü bir miras kalır. Aslında bu miras, sürekli sakat olduğu yazılan ve bu sayede para çekilen kızı Fatma'ya (Fatma Girik) bırakılmıştır. Oysaki Fatma gayet sağlıklıdır ve eğitimi için Avrupa'ya gitmiştir. Miras olayı nedeniyle geri döner. Miras işlerini Kemal (izzet Günay) adlı genç bir avukat takip eder. Fatma bakıcı kadın ve sakat çocuk olarak iki ayrı kimlikte Kemal'in karşısına Çıkar. Bu arada Necati (Hulusi Kentmen) ve Hurşit (Vahi öz) adı fabrikatör iki yaşlı çapkın Jale hanımla evlenmek için yarışa girişirler. Rekabet öylesine kızışır ki, Hurşit kızları Zühre (Serpil Gül) ve Zeynep (S.Acar) ile Necati de kızları Oya (Sevii Candan), ve Sevda'yı (N. Esen) yanına alarak Jale hanımın köşküne yerleşirler. Köşkte curcuna başlar. Zaten çapkın bir genç olan Kemal bu kızların peşine düşer. Sadece Zühre Kemal'e yüz vermez. Çünkü o, Mürüvvet dadının oğlu Erdal'a (Efkan Efekan) aşıktır. Bir süre sonra Kemal, yalnızca Fatma'yı sevdiğini fark eder. Sonunda gerçekler ortaya çıkar, akrabadan kalan miras da bir hayır kurumuna bağışlanır. “Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”

KIZGIN DELİKANLI (1964)

Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Vedat Türkali
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Yapım: Göksel Film / Göksel Arsoy


Sesleri Çeken:
Tuncer Aydınoğlu, Senkron: Arif Özalap, Taner Oğuz, Negatif Montaj: Ali Berkan, Osman Bilen, Laboratuvar: Mihal Skarpetis, Recai Karataş, Erkal Tamer, Tanaş Petridis, Işıklar: Cengiz Arlı, Prodüksiyon Asistanı: Ali Işık, Müzikler: Sezen Cumhur Önal, Metin Bükey, Ar Direktör Niyazi Er, Fethi Oğuz, Asistan Rejisör: Nuri Alpan, Kameraman: Hüseyin Karındoyuran, Prodüksiyon Amiri: Doğan Arsoy,
Acar Film Stüdyosunda Hazırlanmış ve seslendirilmiştir


Oyuncular: Göksel Arsoy, Türkan Şoray, Mümtaz Alpaslan, Hüseyin Peyda, Hüseyin Baradan, Mümtaz Ener, Suna Pekuysal, Sami Hazinses, İlhan Hemşeri, Selahattin İçsel, Murat Tok, Nuri Alpan,

Konu: Murat Amerika'dan ziraat mühendisi olarak dönmüş amacı ise babası öldüğü zaman kendisine kalan mirasın akrabalarınca gasp edildiği malları almaktır.İlk başlarda kaba kuvvet kullansa da ileride hayatının aşkı olucak avukat Sevil'in ricası üzerine bir daha kaba kuvvet kullanmaz. Ancak ileri ki güblerde anlar ki akrabaları çevre köyleride almıştır.Ve burada ki halkı sömürmektedirler.Murat halkı bilgilendirerek onları haklarını aramasını söyler.

KIRK KÜÇÜK ANNE (1964)

Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo: Sadık Şendil “*”
Kamera: Mustafa Yılmaz, Şevket Kıymaz
Yapım: Efe Film/Ertem Eğilmez


Sanat Yönetmeni: Stavro Yuanidis, Yapım Sorumlusu: Vecdi Benderli, Yönetmen Yardımcısı: Fevzi Tuna, Kamera Asistanı: Feridun Kete, Rafet Ateş, Işık Şefiş  Erol Batıbeki, Ses Kayıt: Yoro İlyadis,

Oyuncular: Fatma Girik (Fatma/Fatoş), Göksel Arsoy (Çetin), Birsen Menekşeli (Birsen), Aziz Basmacı (Ömer), Ahmet Tarık Tekçe (Ahmet Tarık), Nurlan San, Sevil Candan, Devlet Devrim, Zuhal Tan, Yıldız Kafkas, Ahmet Turgutlu (Sütçü), Aziz Basmacı, Kenan Büke, Mürüvvet Sim (Flotild Şirinyan) Muala Sürer, Gülderen Ece (Aysel), Necdet Tosun, Vahi Öz (Hasan), Deniz Selen, Gülgün Erdem, Selma Durmuş, Semra Durmuş, Zeki Alpan, Candan Sabuncu, Memduh Alpar (Rüknettin Bey)


KONU: 64’ün yaz sonu. Haydarpaşa Garına Anadolu’dan gelen (az çok okuyup yazmış) Çetin’le bambaşka şeylere tanık oluyoruz. Delikanlının karşıya geçtiği motorda Pina Motel’de eğitim gören genç kızlar da var. Öğretmenleri Flotild Şirinyan ile İstanbul’u gezmeye gelmişler.


Kızlar Şehir Palas Oteline yerleşir. Dönercinin önünde yutkunmasından ve son lirasını mazgala düşürdüğü için III. Ahmet çeşmesi-nin yakınındaki simitçiye simidi geri verme-sinden, ne kadar zor durumda olduğunu anlıyoruz.
Bu arada bir genç kadın, bebeğini aynı otelde kalan kocasına bırakıp kaçar. “Artık tahammülüm kalmadı.. Son ümidi de kırılan her insanın yapacağı şeyi yapmaya karar verdim. Zerre kadar vicdanın varsa çocuğumuza iyi bak. Aysel.”Kendisini denize atarken son anda, Çetin engel olur ve ‘olmayan parası ile’ onu ‘mis gibi bir döner’ yemeğe götürür . Aslında İstanbul’a Hasanköylü akrabasını aramaya gelmiştir Çetin, Yemek parasını ödeyeme-yince karakolluk olur lokanta sahibi ile.


Sorgulama sırasında Çetin’in aradığı adamın komiser olduğu anlaşılır. “Bizim Başkomiser Ahmet Tarık Beyin hemşiresi özel bir eğitim kampında müdiredir. Yarın ondan bir mektup yazarız bu iş olur biter.. Ama dur, Müdire Hanım evde kalmıştır, çocuklardan nefret eder..Bizim tarafta bir sütnine var, 5-10 lira verdin mi (Bay Bebek’e) kendi çocuğu gibi bakar.”


Elinde Ahmet Tarık’ın yazdığı ‘tavsiye mektubu’ ile Pina Motel Kız Kampına gelir. Müdire Hanım onu diğer hocalarla tanıştırır; Şan hocası Şeyda Bülbüler; Lisan ve kültür hocası Flotild Şirinyan (oysa filmin başında, kızlar onun tarih hocası olduğunu söylemişlerdi); Hem jimnastik hocası hem de disiplin amiri, eski bir sporcu Maraton Ömer. Çetin, ‘hasta olan’ edebiyat öğretmeninin yerine ders verecektir. Öğrenciler ise, belki bir yanlış anlama ile, önceki ve çok sevdikleri öğretmenlerinin onun yüzünden kovulduğunu düşünürler. Artık onları tutabilene aşkolsun. Fatoş’un önderliğinde ‘yeni gelen zibidiyi doğduğuna pişman etmek için’ ne lazımsa yaparlar. Banyodayken suyunu kesmek; Yoğurt savaşında her tarafını bulaştırmak. Film kızlar ve öğretmen arasında geçen bir diyaloglarla devam ederken, Fatma ve Çetin hafiften hafiften birbirlerine aşık olmaya başlamışlardır bile. Fatma diğer yanda bir gazinodan şarkıcı olarak teklif almıştır. Ancak Çetin kıskançlığı ile Fatma’ysa bir türlü rahat vermez.
Sonra işler karışır ; Sütanne Ayşe Teyze (“Memleketime gidiyorum. Kocam hastalanmış. Telgraf çekti”), der ve Bay Bebek’i Çetin’e okula geri getirir. Kızlar durumu anlarlar ama köprünün altından çok sular akmış ve artık öğretmenlerini sevmektedirler. Hem bebeği hem de öğretmenlerini koruyorlar. Çocuğunu bıraktığına pişman olan Aysel, karakoldan durumu öğrenip kampa gelir. Durum daha zorlaşır ama sonunda her şey tatlıya bağlanır.

__________________________

“*” Jean Guitton’un (1901-1999) bir oyunundan Ernest Pagano’nun (1901-1953), senaryosundan Busby Berkeley’in (1895-1976), rejisiyle 26 Nisan 1940 yılında Amerika’da (USA) gösterime giren “40 Little Mothers” filmden aynı isimle uyarlama. Başlıca rolleri, Eddie Cantor (1892-1964), Judith Anderson (1897-1992), Ralph Morgan (1883-1956) oynamış-lardır.

KRAL ARKADAŞIM (1964)

Senaryo ve Yönetmen: Osman F. Seden
Kamera: Kenan Kurt
Müzik: Fecri Ebcioğlu
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden,


Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu; Laboratuvar: Mihaif Skarpedis; Montaj: Arif Özalp, Taner Oğuz; Neg. Montaj: Ali S. Berkan; Dekor: Saim Nahit Bilge; Işıklar: İlhan Aslim; Set Amiri: Hasan Nurdan; Kamera Asist.: Kenan Davutoğlu, Prod. Asist: Cemil Paskap; Işık Asist: Kazım Çakırman, Muzaffer Durusoy, Prod. Temsilcisi: Adnan İrkut; Prod. Amiri: Yüksel Tanık
(Kemal Film Platosu'nda Çekilmiş, Acar Film Stüdyosu'nda Hazırlanmış ve Seslendirilmiştir)


 Oyuncular: Ayhan fşık (Ayhan Güneş), Tîjen Par (Hülya), Kadir Savun (Kadir Ağa), Nubar Terziyan (Nurettin Erman), Erol Tezeren (Erol), Süleyman Turan (Turan), Nebahat Çehre (Selma), Suna Pekuysal, Saadettin Erbil (Kâmil), Ahmet Tarık Tekçe, Sevil Candan, Mürüvvet Sim, Fikret Uçak, Abdullah Ferah, Ahmet Açan, Faruk Panter, Hasan Ceylan, Haydar Karaer, Sefahattin İçsel, Savaş Tuğ, Ahmet Kostarika, Faruk Panter

Konu: Çok zengin olan Nurettin Erman (Nubar Terziyan), sanayi bölgesinde olduğunu iddia ettiği bir mahalleyi, toptan satın almak ister. Adamları aracılığıyla mahallelinin aklını çelerek arsalarını satmaya iknaya çalışır. Aynı mahallede oturan Avukat Ayhan Güneş (Ayhan Işık) ve aynı evde yaşadığı amcası Kadir (Kadir Savun) ile amcazadeleri, Turan (Süleyman Turan) ve Erol (Erol Tezeren) ise, bu adamların dolandırıcı olduklarını söyleyerek mahalleliyi arsalarını satmaktan vaz geçirir. Nurettin Bey ile Ayhan arasında kıyasıya bir çekişme başlar. Nurettin Bey, buraların sanayi bölgesi olduğuna mahalleliyi inandırmak için, büyük bir gazetede çalışan kızı Hülya'dan (Nebahat Çehre) kendisini haklı çıkaracak bir haber yazmasını ister. Ancak Hülya, doğruyu yakalamaya çalışan dürüst bir gazeteci olduğunu, bu yüzden karşı tarafı da dinlemek istediğini söyler. Bu nedenle ablası ve Almanya'dan gelerek babasıyla ortaklık kuracak olan adamın iki kızıyla birlikte mahalleye yerleşir. 

Ancak kim olduklarını açıklamazlar. Hülya, mahalleliyle teker teker konuşur ve yavaş yavaş babasının haksız olduğuna inanmaya başlar. Ablası Selma ise baştan beri babasının tarafındadır. Turan'ı kandırarak kendine aşık eder, sonra da babasına götürür. Çok zengin olan Nurettin n Bey, parayla Turan'ı kendi tarafına çekmekte hiç zorlanmaz.Bu arada Ayhan ile Hülya'nın ilişkileri de ilerler. Ayhan, Hülya'ya evlenme teklif eder, ancak kız biraz zaman ister. Nurettin Bey'in adamları mahalleliyi toplar, Ayhan'ın kendilerinden rüşvet istediğini, bunun için de araya Nurettin Bey'in kızlarını koyduğunu, kendilerini kandırıp parmağında oynattığını söyler. Hülya'nın gerçek kimliğini öğrenerek şaşkına dönen Ayhan, bu uydurulanlara itiraz eder ama aksini de ispat edemez.

Çünkü Turan da Nurettin Bey'in adamlarının arasında yer almıştır. Halk buna çok öfkelenir. Ayhan'ın evini ve yazıhanesini taşa tutar. Arsalarını da satmaya karar verirler. Hülya, bütün bu olanlardan haberi olmadığından bavulunu toplayıp Ayhan'a gelir. Masum olduğunu ablasının kendisini kullandığını ve Ayhan'ı çok sevdiğini söyler. Ancak Ayhan inanmaz ve onu kovar. Mahallede satışlar başlar. Ayhan karşı çıksa da onu kimse dinlemez. Nurettin Bey'in adamları, Ayhan'ı bu işten vazgeçmesi için epeyce hırpalarlar. Turan, gözünün önün-de ağabeyine yapılan muameleye tahammül edemez, ancak Selma tarafından yine alıkonulur. Zaten onların yanında artık iyice para ve güç delisi olmuştur. Erol, Nurettin Bey'in planlarını öğrenir. Ve bir gece planların yazılı olduğu evrakları almak üzere, Alman kızların da yardımıyla gizice köşke girer. Her şeyi ispat edecek olan bu evrakları alıp Ayhan'a götürecektir. Evrakları alır, ancak kaçarken Nurettin Bey'in adamları tarafından yakalanarak vuru!ur. 


Nurettin Bey, evrakları geri alır. Fakat bu kez karşısına kızları Selma ile Hülya dikilir. Hülya, zorla evrakları babasından alır ve hemen Ayhan'a götürür. Nurettin Bey'in adamları kızı takip ederler. Kızın Ayhan'ın evine girdiğini görünce, onlar da peşinden giderek eve girerler. Silahlar konuşur. Bu sırada, yaptıklarından pişman olan Turan ve Selma da çıkagelir. Çatışmada Turan vuru-larak yaralanır. Nihayet polis gelir ve suçluları yakalar. Her şey ortaya çıkar, mahalleli de bu dolandırıcılardan kurtulmuş olur. Erol Alman kızla, Turan Selma ile Ayhan da Hülya ile evlenerek mutlu sona ulaşılır. “Gülşah Nezaket Maraşlı, “Osman Fahir Seden’le Türk Sinemasında Düet”, syf, 174 ”

KEŞANLI ALİ DESTANI (1964)

Senaryo ve Yönetmen: Atıf Yılmaz “Haldun Taner'in aynı isimli müzikal oyunundan ”
Kamera: Çetin Gürtop
Müzik: Yalçın Tura
Sanat Yönetmeni: Duygu Sağıroğlu
Yapım : Gün Film/Memduh Ün, - Atıf Yılmaz, Haldun Taner


Oyuncular: Fikret Hakan, Fatma Girik, Danyal Topatan, Aydemir Akbaş, Küçük Sadık, Mualla Sürer, Hayati Hamzaoğlu, Hüseyin Baradan, Mehmet Ali Akpınar, Nusret Ersöz, Sami Hazinses, Osman Türkoğlu, Faik Coşkun, Osman Alyanak, Eşref Vural, Hayri Caner, Suha Doğan, Orhan Elmas, Feridun Çölgeçen, Mürüvvet Sim, Aziz Basmacı. Hakkı Haktarı. Selahattin Içsel, Taliha


Konu: Ali, Sineklidağ’da oturan bir gençtir. Zilha isminde bir kızı çok sever. Birgün Zilha’nın amcası öldürülür ve suçu Ali’nin üzerine atarlar. Zilha’nın amcası da mahallenin belalılarından biridir. Herkesten haraç toplar ve kimse tarafından sevilmez. Ali bir türlü suçsuzluğunu ispat edemez. Mahallenin en sevilmeyen adamını öldürdü diye herkes tarafından sevilir ve mahallede ünlenir. Hapishaneden çıkınca muhteşem bir karşılama töreni hazırlanır. Herkes ona sevgi gösterir. Ali mahallesine gelir gelmez, mahallenin muhtarlığına adaylığını koyar. Ali seçimleri kazanır ve muhtar olur. Mahallede kısa sürede çok şey değiştirir. Haraç olayını kaldırır ve mahalleyi bir düzene koyar. Zilha amcasını öldürdü diye Ali’ye yüz vermez. Ali kıskançlığından çatlamaktadır. Bu arada, Ali’yi sevmeyen kişiler yavaş yavaş ortaya çıkmakta ve arkasından sessizce kuyusunu kazmaktadırlar. Bülent Bey adıyla anılan zengin birisi mahalleye gelir. Mahallede bir işi vardır. Mahallede gezerken Zilha’yı görür. Zilha’yı görünce çok şaşırır. Çünkü eski eşi Nevvare’ye çok benzemektedir. Nevvare kızını ve Bülent Bey’i terk etip, başkasına kaçmıştır. Kızıda Zilha’ya inanılmaz bir yakınlık duymuştur. O yüzden, Bülent Bey Zilha’yı evinde çalışması için ikna eder. Zilha’yı evine götürür. Ali bunu duyunca çok sinirlenir ve Zilha’yı Bülent Bey’in evinden almaya gider. Bu arada Bülent Bey’in eski eşi Nevvare, evini çok özlemiş ve evine dönmüştür. Ali, kapıyı çaldığında , kapıya Nevvare çıkmıştır ve Zilha diye yanlışlıkla Nevvare’yi kaçırır. Sonunda onun Zilha olmadığını anlar, fakat iş işten geçmiştir. Bu arada, Zilha’nın amcasının gerçek katili ortaya çıkmıştır. İsmi de Cafer’dir. Cafer’den Ali’yi öldürmesini isterler. Çünkü Ali gerçekten çok şeyler başardığı için bunu çekemezler. Durumu geç de olsa anlayan Zilha, Ali’nin yanına döner ve barışırlar. Beraber mutlu bir hayat süreceklerini zannederler, fakat Cafer Ali’yi öldürmekte kararlıdır. Cafer evin önüne gelir ve Ali’den evden çıkmasını ister. Ali tam evden çıkarken Cafer ateş eder ve Ali vurulur. O acıyla Ali silahı tuttuğu gibi Cafer’i öldürür. Bu sefer Ali gerçekten katil olur. Böylece Ali tekrar hapishaneye döner, ama Keşanlı Ali Destanı ömür boyu sürecektir.

ÖDÜL

 1. İzmir Film şenliği’nde (1965),


► “En başarılı ikinci film,
► Yalçın Tura, “En başarılı müzik”
► Fikret Hakan “En başarılı oyuncu”


 2. Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (24 Mayıs – 4 Haziran 1965)


► “En Başarılı İkinci Film,
►Atıf Yılmaz, “En Başarılı Yönetmen”

► Fikret Hakan ve Fatma Girik “En Başarılı Oyuncu.

Jüri Üyeleri: Nejat Duru, Nurhan Nur, Sabahattin Ataker, Davut Ergün, Mehmet Dinler, Dr. Ak, Bn. Tolunay, Bn. Turgay, Dr. Burhanettin Onat.


 İlk kez bir tiyatro uygulamasına yanaşan Atıf Yılmaz’ın başlıca endişelerinden biri de Keşanlı'nın sayesinde epik bir sinemaya varmak, Haldun Taner'in sahnedeki başarısını, kısmen aynı unsurları, şarkıları, müzikli konuşmaları, dansları, seyirciye dönüp doğrudan doğruya hitap etmek öğesini kullanarak, kısmen de değişik bir anlatım ve şekillerle sinemada tekrarlamaktı. Filminde bunu bir dereceye kadar başarıyor. Keşanlı'nın ilk bölümleri değişik bir hava taşıyan takdim yazılarından başlayarak gecekondunun yıkılması, Keşanlı'nın destana uygun şekilde şişman polise tanıtılması Keşanlı'nın hapisten çıkıp Sinekli'ye geliş ve karşılanması, duygulu, anlayış dolu bir mizahla veriliyor. Sinekli'de Yılmaz kasabalarını bulur gibi oluyor, aynı hava içinde insan kalabalığını hareket ettiriyor, coşturuyor, yan tipleri, karikatüre fazlaca yönelmeden çiziyor. Oysa, bunun bir de sonrası var ve bir western düellosunu hicveden, Keşnlı Çakal Rüstem karşılaşmasının ötesinde, yönetmen aynı canlılığı tutturamıyor, tiyatro düzenine kapılıyor, mekanik bir vodvile sürükleniyor. Üstelik, uygulamanın en eksik tarafı, etrafında yaratılan destanın raconuna göre hareket etmeye zorlanan, son anda bilinçlenen Ali'nin insan olarak dramına varılmıyor, dram açıklanmıyor. “Burçak Evren, “Adı, Atıf Yılmaz”

 

KEŞANLI (1964)

Senaryo ve Yönetmen: Abdurrahman Palay
Görüntü Yönetmeni: Ali Yaver
Yapım: Kurt Film / Mehmet Arancı


Oyuncular: Tanju Gürsu, Hülya Koçyiğit, Öztürk Serengil, Abdurrahman Palay
Bu film hakkında başkaca bilgiye ulaşılamamıştır.

KELEBEKLER ÇİFT UÇAR (1964)

Yönetmen: Tarık Dursun K.
Senaryo: Orhan Hançerlioğlu
Kamera: Orhan Kapkı
Yapım: Uludağ Film / Ayla Kaya


Oyuncular: Ahmet Mekin, Ayla Kaya, Sadri Alışık, Sevda Ferdağ, Hayri Caner, Hüseyin Baradan, Vahi Öz, Ferah Nur, Eşref Vural, Ersun Kazançel, Asım Nipton


Konu: ile ilgili olarak bir kaynağa rastlana-mamıştır

21 Ekim 2015 Çarşamba

KAYNANA ZIRILTISI (1964)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Safa Önal
Görüntü Yönetmeni: Ali Uğur
Yapım: Anıt Film/Özden Çelik


Reji Asistanı: Suna Artun, Kamera Asistanı: Taner Öz, Erhan Canan, Müzik: Metin Bükey, Montaj: Taner Oğuz, Senkron: Arif Özalp, Negatif Montaj: Ali Berkman, Laboratuvar: Mihal Skarpides, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Işık: Fehmi Eryılmaz, Set Amiri: Murad Serenli, Set Yard: Kadir Sönmez, İlhan Benliler, Prodüksiyon Menejeri: Melih Üstüngör, Prodüktör: Özden Çelik, Tanju Gürsu (Acar Film Stüdyosunda Seslendirilmiştir)


Oyuncular: Tanju Gürsu (Tekin), Özden Çelik (Ahmet), Ajda Pekkan (Fatma), Aysel Tanju (Hülya), Ahmet Tarık Tekçe (Tekin’in babası), Bedia Muvahhit (Bedia), Feridun Çölgeçen (Haşmet), Zuhal Tan, Necdet Tosun (Uşak), Bedros Çiçekyan, Alaattin Altıok, Namık Karakılıç, Hüseyin Zan (Remzi), 


Konu: Kaynana gelin çatışmasını konu alan bir film.

KAVGA VAR (1964)

“Üzme tatlı Canını”

Yönetmen: Süreyya Duru
Senaryo: Suavi Sualp
Kamera: Özdemir Öğüt
Müzik: Fecri Ebcioğlu
Yapım: Duru Film/Naci Duru


Oyuncular: İzzet Günay, Hülya Koçyiğit, Feridun Çölgeçen, Necip Tekçe, Erol taş, Asım Nipton, Ali Şen, Ersun Kazançel, Reşit Çıldam, Tolga Tigin


Konu: Güzellik yarışmalarının içyüzü ve iffetini korumaya çalışan kızların öyküsü.

KATİLİN KIZI (1964)

Yönetmen:Zafer Davutoğlu
Senaryo: Osman F. Seden
Kamera: Necati İItaç
Müzik: Fecri Ebcioğlu
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden


Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu; Fon Müzikleri: Fecri Ebcioğlu, Set Amiri: Hasan Nurdan; Prod. Temsilcisi: Adnan İrkut; Prodüksiyon Amiri: Yüksel Tanık;(Kemal Film Platosu'nda Hazırlanmış, Acar Film Stüdyosu'nda Seslendirilmiş, Kemal Film Platosunda çekilmiştir).


Oyuncular: Ayhan Işık (Şoför Ayhan), Hülya Koçyiğit (Gül), Hulusi Kentmen (Hulusi), Serpil Gül (Oya’nın annesi Ayten), Senih Orkan (Necmi), Kadir Savun (yarımbardak Süleyman), Sadettin Erbil (Hilmi Koray), Nubar Terziyan (Rüknettin), Muammer Gözalan (Doktor), Muzaffer Yenen (Doktor), Hüseyin Güler (Komiser), Ergül Buharalı, Talia Saltı (Komşu), Ahmet Koç (Polis), Süheyl Eğriboz (Komşu), Ali Seyhan (Necmi’nin adamı), Recep Şen, Ergül Buharalı, Hüseyin Salıcı (Hakim), Afif Yesari, Çocuk Yıldız: Parla Şenol (Oya), Orhan Murat Arıburnu (Avukat)


Konu: Kızı Ayten öldükten sonra babası Hulusi Bey torunu Oya'yı babası şoför Ayhan'ın elinden alabilmek için dava açar. Ancak mahkeme çocuğu ona vermez. Gül, amcasının bu yaptıklarına bir mana veremez. Zaman zaman Oya'nın evine gelerek ev işlerine yardımcı olur. Gül’ün nişanlısı Hilmi, kumara düşkün biridir ve Gül ile amcasının servetini ele geçirmek için nişanlanmıştır. Hulusi Bey'in sonunda davadan vazgeçmesine ise çok kızar. Zaten amacı, küçük kızı kullanarak mirasa konmaktır Ayhan’a tuzak kurar. Hulusi Bey'i vurarak suçu Ayhan'ın üzerine atar. Gül polisin ona inanmayacağını ve saklanmasını söyler. Oya'nın arkadaşlarından biri o gece katilin arabasını ve adamı gördüğünü söyler. Çocuklar arabayı arar ve bulurlar. Gül' e haber verirler. Bu Hilmi'nin arabasıdır. Polise bildirirler. Hilmi, Gül'ü silahla tehdit ederek Ayhan'ın saklandığı yeri öğrenir çatışırlar. Hilmi kaçar. Ancak çocuklar onun arabasının bagajına saklanmışlardır. Çocuklar, kendilerini rehin alan Hilmi’nin elinden kurtulurlar, Oya da babasına kavuşarak mutluluğa kavuşur.

KARDEŞ KANI (1964)

Yönetmen: Kemal Kan
Senaryo: Vecdi Uygun
Eser: Kenan Güçtümur
Kamera: Fevzi Eryılmaz
Yapım: Bosfor Film / Vural Erman


Oyuncular: Ahmet Mekin (Kâzım), Filiz Akın (Nesrin), Semih Sergen (Tahsin), Suzan Avcı, Eşref Vural, Nusret Özkaya, Sunay Sun, Zeki Çan, Kazım Kartal


Konu: Tahsin (Semih Sergen) ile Kazım (Ahmet Mekin) tamirci Kamil Bey'in yetişkin iki oğludur. iki kardeş karakter olarak birbir-lerine hiç benzemezler. Kazım ne denli iyi yürekli, dürüst bir insansa, kardeşi Tahsin ise bir o kadar serseri ve sorumsuzdur. Bunun için aralarında kavga hiç eksik olmaz. Tahsin mahallenin en güzel kızı Nesrin'e (Filiz Akın) aşıktır, ama Nesrin'in ağabeyi Kazım'ı sever. Kazım uzun süredir beklediği polis kolejine kabul edilerek okumak için Ankara'ya gidince Tahsin'in Nesrin'in peşine düşer. Ve bir mektup hilesi yaparak genç kızı tuzağa düşürür. Genç kız da babasının diretmesiyle Tahsin'le nişanlanmak zorunda kalır. Kazım'ın koleji bitirip polis olarak İstanbul'a dönmesi gerçeği ortaya çıkarır ve genç kızın gönlünü kazanarak onunla evlenir. Nesrin'in ağabeyi ile evlenmesini bir türlü hazmedemeyen Tahsin evi terk ederek kirli işlere bulaşır. Sonunda polis olan kardeşle, kötü yolu seçip eroin kaçakçılığı yapan kardeş karşı karşıya gelir. Ama her şey için artık çok geçtir. (Burçak Evren, "Filiz Akın", Dünya KİV Yayınları, 20010)

KARANLIKTA UYANANLAR (1964)

Yönetmen: Ertem Göreç
Senaryo: Vedat Türkali
Foto Direktörü Turgut Ören, Mahmut Demir
Müzik: Nedim V. Otyam
Yapım : Filmo Ltd. Şti. / Beklan Algan


Reji Asistanı: Nuri Alpan, Kamera Asistanı: Kaya Ören, Taci Sertaç, Işıklar: Özkaya Işık Servisi, Prodüksiyon Amiri: Abdullah Ataç, Prodüksiyon Asistanı: Muzaffer Hiçdurmaz, Set Elemanları: Ali, Özügül, Erol Karaşiray, Mustafa Oğuz, Sesleri Çeken: Necip Sarıcıoğlu, Senkron: Mustafa Kent, Laboratuvar: İbrahim Üstün, Hüseyin İnci, Negatif Montaj: Ender Teker, Fehmi Acar, Matipo: Şeref Mehtap, Prodüktör: Lütfi Ö. Akad, (Lale Film Stüdyosunda hazırlanıp seslendirilmiştir.)


Oyuncular: Fikret Hakan, Ayla Algan, Beklan Algan, Kenan Pars, Tülin Elgin, Tolga Tigin, Mümtaz Ener, Ersun Kazançel, Sedat Demir, Arif Eriş, Abdullah Ataç, Atıf Tuna, Mustafa Orçuner, Oğuz Aral, Emire Erman, Naci Saraç, Memduh Alpar, Muammer Gözalan, Hakkı Haktan, Nezihe Güler, Hüseyin Kutman, Mehmet Coner, Osman Türkoğlu


KONU: Boya fabrikasında çalışan emekçilerle, babasının ölümünden sonra işin başına geçip, emekçilerden yana olan bir genç işverenin öyküsü. İlk işçi hareketi ve grev filmi denemesi olan bu film, sansür tarafından yasaklanmış, daha sonraları gösterimine izin verilmiştir. Aynı zamanda Antalya Film Festivalinde en iyi 3. Film, Senaryo ve Müzik ödüllerini almıştır.


" Türk sinemasında grev, sendika ve emekçi sorunlarını ilk kez ele alan bir film. İşçi üzerine kurulu sömürü mekanizmasından yola çıkarak, ülkenin dışa bağımlılığına kadar birçok sorunlara değinir. Dört kez sansür tarafından yasaklanan bu film, Dışişleri Bakanlığı’nın müdahalesi ile gösterime girebilmiştir.


Ancak bu sefer sansür kurulu başka bir bahane bulacaktır. Gönderilen senaryo da senaryocu olarak Vedat Türkali’nin adı yazılı değildi. Fakat filmde adı yazılıydı. Denetleme kurulu, yasadaki bir maddeyi ileri sürerek, “senaryoda olmayan şeyleri koyamazsın” diye diretince, yapımcı da filmin jeneriğinden Vedat  Türkali’nin ismini çıkararak, Ertrem Göreç’in ismini eklemiştir. “Artun Yeres “Sakıncalı 100 film”


ÖDÜL:


 2. Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (24 Mayıs – 4 Haziran 1965)


► En Başarılı 3. Film,
► Vedat Türkali, “En başarılı senaryocu”
► Nedim Otyam “en başarılı müzik”
► Ses Mecmuasının 1965 yılında yaptığı araştırmada;
► En iyi beş filmden birincisi


As Dergisinin sinema yazarları arasında düzenlediği araştırmada;


►1965-1969 döneminin en iyi on filmi içinde 10. Sırada yer aldı.


Jüri Üyeleri: Nejat Duru, Nurhan Nur, Sabahattin Ataker, Davut Ergün, Mehmet Dinler, Bn. Tolunay, Bn. Turgay, Dr. Burhanettin Onat.

 

KARA ŞAHİN “*” (1964)

Yönetmen: Nuri Akıncı
Senaryo: Azize Ar
Görüintü Yönetmen: Cezmi Ar
Yapım: Televizyon Film / Nuri SAkıncı


Kurgu: Diamendi Filmeridis, Kamera Asistanı: Mustafa Akergül, Güngör Tetiker, Laboratuvar: Süleyman Koyuncu, Cemil Orhon, Ertunç Bülbül, Bayram Güzel, Uğur Süleyman, Ses Kayıt: Marko Buduris, Senkron: Oral Öztürk, Süleyman Karakaya, (Yıldız Film Stüdyosunda hazırlanmıştır.)


Oyuncular: Yılmaz Güney (Kara Şahin), Semra Sar (Ayşe), Ahmet Tarık Tekçe (Mahmut), Hüseyin Baradan (Ahmet), AliŞen (Recep Ağa), Nurlan San (Zeynep), Zuhal Tan (Melek), Necdet Tosun, Barbaros Erbesler, Müşerref Birsen, Nevzat Kığı, Ali Küçük, Suzan Uçaner, Mustafa Alev, Ahmet Sert, Güngör Tetiker,


Konu: Kara Şahin (Yılmaz Güney), zor durumda kalan köylülerin kurtarıcısı olarak çevresinde ün yapan esrarengiz bir adamdır. Başındaki kara şapkasıyla, yüzünü gizlediği siyah eşarbıyla, belindeki silahı ve atıyla köylülerin yardımına hızır gibi yetişir. Bu karalara bürünmüş adam kimdir, bilinmez. Yine atıyla dolaşırken yolunun üzerinde rastladığı köylüleri soyguncuların elinden kurtarır.
Köyün zenginlerinden Recep Ağa (Ali Şen), karısı öldükten sonra oğlu Ahmet (Hüseyin Baradan), aşçısı, uşağı, hizmetçileri ve kâh-yası Mahmut'la (Ahmet Tarık Tekçe) birlikte yaşamını sürdürmektedir. Çiftliğin bir de geri zekâlı aptal Memo'su (Yılmaz Güney) vardır. Bir köşede saz çalıp türkü söyler, şaklabanlık yapar.


Yaşlı Recep Ağa, gönlünü kâhya Mahmut'un kızı Zeynep'e (Nurlan San) kaptırmıştır. Oysa Zeynep, Hasan Ağa'nm oğlu Murat'la (Barbaros Erbesler) gizli gizli buluşmakta ve birbirlerini sevmektedirler. Ahmet, babası Recep Ağa'dan şikayetçidir. Verdiği harçlıkları az bulmaktadır. Bir de çiftliğin gelini olma hayalleriyle yaşayan belalısı Melek (Zuhal Tan) vardır başında. Ani bir sürpriz yapıp İstanbul'dan gelen nişanlısı Melek serbest bir kızdır. Bikinisiyle göle girer.


Bu arada Recep Ağa, üniversitede okuyan kızı Ayşe'den haber alır. İstanbul'dan yola çıkan Ayşe, yaz tatilini babasının çiftliğinde geçirecektir. Çiftlik yakınlarında Ayşe (Semra Sar), esrarengiz atlıyla tanışır. Birden ilgisini çektiği genç adam Kara Şahin'dir. Ayşe'nin köye gelişiyle, ağabeyi Ahmet ve Mahmut Kâhya kafa kafaya vererek aralarında anlaşırlar. Aralarından su sızmayan ve daha önce de adları bir cinayet olayına karışan bu ikili, yaptıkları plana göre Ayşe'yi Hasan Ağa'nın oğlu Murat'la evlendireceklerdir. Bunun için önce Recep Ağa'yı ikna ederler. Bir çifte düğün gerçekleştirmek için Mahmut da ağanın Zeynep'e olan maz Atadeniz yönetmiştir.


Zaafını bildiğinden kızını ona vermeye hazırdır. Köyün aptalı Memo ise, bütün olan biteni renk vermeden gizlice izlemektedir. Gözü kulağı çiftliktedir. Ayşe'yle de arkadaş olmuşlardır. Kimse kimsenin farkında değildir.
Kâhya Mahmut, kızı Zeynep'ten ilişkisini kesmesi için adamlarını gönderip Murat'ın üzerine saldırtır. Yine Kara Şahin yetişip onu kurtarır. Ayşe, Murat'la evlenmeye karşıdır. Murat da aynı tepkiyi gösterir. Çünkü o Zeynep'i sevmektedir. Ayşe de gönlünü Kara Şahin'e kaptırmıştır. Ahmet'le Kâhya Mahmut da boş durmazlar. Ayşe'yi Murat'la evlenmeden önce, adamlarını kaçırtırlar. Amaçları Recep Ağa'dan yüklü bir para koparmaktır. Ağa, kızını kurtarmak için istenilen fidyeyi göze almıştır. Parayı, buluşma yerine gidip teslim etmek üzere yola çıktı-ğında tuzağa düşürülür. Paraları, kâhyanın gönderdiği adamlara çaldırtır. Kara Şahin, Recep Ağa'yı yerlerde kıvranırken bulur. Ardından Ayşe'yi kaçıranların izini bulup kızı kurtarır.


Ayşe çaresizdir. Babası ve ağabeyinin bas-kıları sonucu Murat'la evlenmeyi kabullenmiştir. Ancak düğün sırasında tüm köy halkı birden şok geçirecektir. Murat, Ayşe'nin duvağını açtığında gelinliğin altından başkası çıkar. Bu, Ayşe değil, çiftliğin garibanlarından Tüysüz'dür (Nevzat Kığı). Ortalık karışırken çiftlik polisler ve Kara Şahin tarafından sarılır. Kara Şahin, yüzünü gizleyen eşarbı açınca ikinci bir şok yaşanır. Karalara bürünen o esrarengiz atlı, çiftliğin aptalı Memo'dur. Gerçek kimliğiyle de bir süre önce kâhya Mahmut'la Ahmet'in öldürdüğü Hacı Ömer'in oğlu komiser Şahin'dir. Komiser Şahin, babasının katillerini bulmak için aptal Memo ve Kara Şahin kılığında köye dönmüştür. Komiser Şahin'in emriyle kâhya Mahmut ve Recep Ağa'nm oğlu Ahmet tutuklanır. Ayşe de şaşkındır, Şahin'in kollarına atılır. “Agâh Özgüç, “Bütün Filmle-riyle Yılmaz Güney” syf, 64”

____________________________________

“*” Rouben Mamoulian’in 1940 yılında yönet-menliğini yaptığı “The Mark of Zorro” (Zorro’nun İşareti” isimli filminden uyarlama. Başlıca roller: Tyrone Power, Linda Darnell, Gale Sondergaard .