Powered By Blogger

22 Ekim 2015 Perşembe

MUHTEŞEM SERSERİ (1964)

Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo; Özdemir Hazar “*”
Diyaloglar: Bülent Oran
Foto Direktörü: Memduh Yükman
Sanat Yönetmeni: Adil Kıbıcı,
Yapım: Melek Film / Şahan Haki,Berç Arman Kürkçüyan


Reji Asistanları: Mehmet Arslan, Temel Gürsu, Kamera Asistanı: Ferhad Onad, Set Amiri: Erdoğan Avcı, Işıklar: Kenan Eryılmaz, Ar Direktör: Adil Kıbıcı, Laboratuvar: Hayati Akbulut, Yılmaz Erman, Erdoğan Dolapçı, Ali Özügül, Laboratuar Şefi: Hilmi Başcan, Montaj/Senkron: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Seslendiren: Yorgo İliadis, Prodüksiyon SAmiri: Semih Sarıoğlu


Oyuncular: Fatma Girik, Ayhan Işık, Süleyman Turan, Zuhal Tan, Ahmet Tarık Tekçe, Bedia Muvahhit, Vahi Öz, Suzan Avcı, Erkan Yolaç, Nilgün Esen, Hulusi Kentmen, Semih Sezerli, Devlet Devrim, Hayri Caner, Mualla Sürer, Necdet Tosun, Kaya Volkan, Afif Yesari, Savaş Tuğ, Ayhan Aktunç, Mehmet Arslan, Zuhal Tan, Selahattin içsel, Mehmet Aslan, Tülin Dilek, Adnan Uygur, Nubar Kamçılı, Hakkı Haktan, Niyazi Vanlı


KONU: Yeni Sabah gazetesinin iki çapkın muhabiri Naci (A. lşık) ve Piire Nuri (S.Turan), patronları Vahi Bey'i (V.Öz) son derece kızdırmaktadırlar. Çünkü doğru düzgün haber yapamamaktadırlar. Tam kovulacakları sırada yeni bir şans tanınır onlara. Bir arap ülkesinin ana kraliçesi Fevziye sultan (B.Muvahhit) ve kızı prennses Zuhal (N.Esen) İstanbul'a geleceklerdir. Fevziye sultan ve prenses Zuhal dünyanın her yerinde gaze-tecilerden kaçmayı başarmışlardır. Bu nedenle İstanbul'a geldiklerinde fakir bir kız olan Fatma'yla (F. Girik) yakınlık kurarlar ve onun Zuhal'in yerine geçmesini sağlarlar. Böylece gazeteciler yanıltılacaklardır. Fevziye sultan ve prenses Zuhal İstanbul'da ünlü fabrikatör Şemsi Bereketli'nin (H. Kentmen) köşkünde kalacaklardır. Şemsi bey bu köşkte kız kardeşi Muazzez hanım (M. Sürer) ve geri zekalı olan yeğeni Zühtü (A. T. Tekçe) ile birlikte yaşamaktadır. Muazzez hanım, Fevziye sultanın oynadığı oyundan habersiz oğlu Zühtü ile prenses Zuhal'in evlenmesini istemektedir. Naci ve Nuri bu köşke hizmetkar olarak girerler. Amaçları olayı bir yazı dizisi haline sokmaktır. Fakat Naci bir süre sonra prennses olduğunu düşündüğü Fatma'ya aşık olmaya başlar. Bu durumda yazacağı yazı dizisinden vazgeçer. Çünkü Fatma da ona aşık olmuştur. Bu arada köşkün bir başka köşesinde de Naci ve evin hizmetçisi Sırma (D. Devrim) arasında bir aşk başlamıştır. Bütün bunlar olurken sultan ve prensesin ülkelerinde bir grup terörist tahta göz dikmişler, bunun içinde Fevziye Sultan ile Prenses Zuhal'in yok edilmesine karar vermişlerdir. Bu iş içinde Akrep namıyla tanınan Mustafa (E. Yolaç) adlı bir gangster bulunmuştur. Naci bu suikaste engel olacak ama gerçekler ortaya çıkınca da işler değişecektir. (“Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın Fatma Girik”)

______________________________

“*” Amerikalı (USA) yazar Dalton Trumbo (1905-1976) ve Lan McLellan Hunter’in (1915-1991) senaryosundan, William Wyler’in (1902-1981) 1953 yılında yönettiği “Roman Holiday” (Roma tatili) isimli filminden uyarlama. Bu filmde rol alan unutulmaz oyuncular; Gregory Peck (1916-2003), Audrey Hepburn (1929-1993), Eddie Albert (1906-2005) ,

 

MUALLA (1964)

Senaryo ve Yönetmen: Ülkü Erakalın (Muazzez Tahsin Berkant’ın aynı isimli romanından uyarlama)
Kamera:Manasi Filmeridis
Yapım: Pesen Film / Nevzat Pesen - Ülkü Film / Ülkü Erakalın


Oyuncular: Türkan Şoray, Ediz Hun, Kenan Pars, Suzan Avcı, Nilgün Esen, Feridun Çölgeçen, Aliye Rona, Uğur Kıvılcım


Konu: Hiç tanımadığı fakir bir kızla evlenen yazarın aşk öyküsü.

MOR DEFTER (1964)

(Karanlık Dünyam)

Yönetmen:
Osman Nuri Ergün
Senaryo: Erol Aksoy (Çetin Altan’ın aynı isimli romanından uyarlama)
Operatör Necati İltaç
Yapım: Fer Film / Fahriye Tamkan


Oyuncular: Yılmaz Güney (Suphi), Evrim Fer, Aliye Rona, Cahit Irgat (İsmail Sami), Aliye Rona, Ali Şen (Kerem), Senih Orkan, Devlet Devrim (Selma), Mürvet Seyfioğlu, Cemal Beller, Hakkı Kıvanç, Kazım Kartal, Orhan Çoban, Nizam Ergüden

Konu: Müzikli danslı bir partide gençler çılgınca eğlenmektedirler. Yerlerde sere serpe uzanıp sevişenler vardır. Herkesin kafasına göre takıldığı bu çılgın gecede, partiye katılanlar arasından bir kraliçe seçilecektir. Seçme görevi gençlerden Suphi'ye (Yılmaz Güney) verilir. Gecenin kraliçesi seçilen kız soyunacaktır. Suphi, partideki kızlara tek tek göz attıktan sonra birini seçer. Bu esmer güzeli Selma'dır (Devlet Devrim). Selma soyunmaya başladığı sırada İffet (Mürüvvet Seyfioğlu), birden kıskançlık krizine kapılır. Ve pistin ortasında saç saça boğuşup yer-lerde sürünürlerken flaşlar patlar. Tekin (Senih Orkan) fırsattan yararlanıp açılan saçılan Selma ile İffet'in fotoğraflarını çeker.
Meryem (Evrim Fer), Profesör İsmail Sami'nin (Cahit Irgat) asistanlığını yapmaktadır. Meryem, profesörün evinde çalışırken telefon çalar. Emniyet Amirliği'ne yapılan bir ihbara göre İffet öldürülmüştür. Morga kaldırılan genç kız üç aylık hamiledir. İffet, şair Suphi'-nin sevgilisi, profesörün de öğrencisidir. Profesör İsmail Sami, Suphi'nin ablasıyla (Aliye Rona) evlidir. Meryem, Suphi'ye hayrandır. Onun yazdığı şiirleri okur. Suphi'nin, seks partisinde kraliçe seçtiği Selma'yla da ilişkisi vardır.


Morg doktoru Kerem (Ali Şen), profesörden yardım ister. İz bırakmayan cinayetler üzerinde araştırma yapan İsmail Sami'nin otopside bulunması gerekmektedir. Tüm şüpheler, garip davranışlı, sokaktaki dilencilerle arkadaşlık eden ve sürekli ölümden bahseden Suphi'nin üzerinde yoğunlaşmıştır. Meryem, Suphi'nin peşini bırakmaz. Bir gece kulübüne birlikte giderler. Selma da oradadır. Suphi, Selma'yı görünce Meryem'i terk eder.


Kayınbiraderinden şüphelenen profesör, polise ihbarda bulunur. Polisler evi basarlar. Evde arama yapan polis Suphi'yi bulamaz. Meryem'in yatağında ikisi birliktedirler. Polis kontrolü altında olan ev ikinci kez basılır. Suphi pencereden atlayıp kaçar. Bu arada Suphi de İffet'in katili olarak eniştesinden
şüphelenmektedir. Meryem'le birlikte profesörü takibe alırlar, İsmail Sami'nin fotoğrafçı Tekin'in evinden çıktığı görülür. Meryem zili çalar. Kapıyı açan Tekin, karşısında Suphi'yi görünce paniğe kapılır. Suphi, Tekini döverek profesörün burada ne aradığını sorar. Tekin bir fotoğraf çıkarır. Morg doktoru Kerim'le İffet'in yatakta çekilmiş resmidir bu. Suphi morga gidip, Kerim'i İffet'in cesedini okşarken bulur. Bu noktadan sonra Suphi'ye göre katil Kerim'dir. Kerim her şeyi anlatır. İffet'i onunla profesör tanıştırmıştır. Kerim, İffet'e âşık olunca, profesör yataktaki resimleri çektirmiş, sonra da şantajla Kerim'den para sızdırmıştır.


Olaylar birbirine karışınca Suphi herkesten şüphe etmeye başlar. Eniştesini sorguya çekip suçlar. Korku içindedir. Kafasında kurguladığı hayallerin seyri değişir. Ablasının, eniştesinin ve Meryem'in birlik olup kendisine tuzak hazırladıklarını kurar. Tüm çevresine kuşkuyla bakan Suphi, yalnızca kafasının içindeki gerçeklere göre yaşamaktadır. Tam bu noktada çılgın hayallerinden sıyrılıp gerçek yaşama döndüğünde, kendini şizofreni teşhisiyle bir akıl hastanesinde bulur. Kafasının içinde suçladığı, öldürdüğü insanları, ablasını, eniştesini, Meryem'i canlı olarak karşısında görünce bu kez tam çıldırır. Aslında, İffet bir trafik kazasında ölmüştür. Ve Suphi, sevgilisi İffet'in ölümüne kendisinin sebep olduğunu sanarak suçluluk duygusu içinde hep hayal görmüştür. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”

MİRASYEDi (1964)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Bülent Oran
Kamera: Yılmaz Gürbüz
Yapım: Erler Film/Türker İnanoğlu


Yönetmen Yardımcısı: İsmail Konca, Kamera Asistanı: Hasan Uçar, Fotoğraflar: Nazım Bora, Müzik: Metin Bükey, Şarkılar: Ahmet Sezgin, Işık Şefi: Atacan Boran, Dublaj Yönetmeni: Sacide Keskin, Sesleri Alan: Marko Buduris, Montaj: Mehmet Bozkuş, Laboratuvar: Cemil Orhon, Erol Yıldırım, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Prodüksiyon: Memduh Karakaş, 


Oyuncular: Filiz Akın, Ahmet Sezgin, Suzan Avcı, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Ali Şen, Süha Doğan, Şaziye Moral, Aziz Basmacı, Mualla Sürer, Necdet Tosun, Necip Tekçe

Konu: Ahmet (Ahmet Sezgin) ve Filiz (Filiz Akın) evlenmek için para biriktiren iki sevgilidir. Ahmet yoksul olduğundan buna karşı çıkan Filiz’in ailesi, kızlarını zengin Hacı Bey (Vahi Öz) ile evlendirmek ister. Hacı göz koyduğu Filiz’e saldırdığında Ahmet ve arkadaşları genç kızı kurtarır. O sırada polis Ahmet adında birine miras kaldığını öğrenir. Mirasçılar Ahmet’i arar. Para kokusu alan Filiz’in ailesi kızlarını Ahmet’e vermeye razı olur. Suzan’a (Suzan Avcı) haber verirler. Ahmet’le Filiz köşke yerleşir. Eşi ile birlikte mirası isteyen Suzan Ahmet’e kur yapar. Ahmet’in nişanlı olduğunu söylemesi bile onu yolundan döndürmez. Daha sonra ikisini birlikte yakalayan Filiz köşkü terk eder. Dünyası yıkılmış dalgın genç kıza bir araba çarpar. Yaralı Filiz hemen hastaneye kaldırılır. Kendisine geldiğinde görme yeteneğini yitirdiğini anlar. Bu onun için bir acı darbe daha demektir. Bu arada gerçek mirasçı Ahmet ortaya çıkar. Ahmet köşkten kovulup arkadaşlarının yanına gider ama oradan da dışlanır. Filiz de onu kovar. Pişman olan Ahmet Filiz’in göz ameliyatı için köşkü soyar. Hizmetçi onu tanır. Ahmet Ahmet (Ahmet Sezgin) ve Filiz (Filiz Akın) evlenmek için para biriktiren iki sevgilidir. Ahmet yoksul olduğundan buna karşı çıkan Filiz’in ailesi, kızlarını zengin Hacı Bey (Vahi Öz) ile evlendirmek ister. Hacı göz koyduğu Filiz’e saldırdığında Ahmet ve arkadaşları genç kızı kurtarır. O sırada polis Ahmet adında birine miras kaldığını öğrenir. Mirasçılar Ahmet’i arar. Para kokusu alan Filiz’in ailesi kızlarını Ahmet’e vermeye razı olur. 


Suzan’a (Suzan Avcı) haber verirler. Ahmet’le Filiz köşke yerleşir. Eşi ile birlikte mirası isteyen Suzan Ahmet’e kur yapar. Ahmet’in nişanlı olduğunu söylemesi bile onu yolundan döndürmez. Daha sonra ikisini birlikte yakalayan Filiz köşkü terk eder. Dünyası yıkılmış dalgın genç kıza bir araba çarpar. Yaralı Filiz hemen hastaneye kaldırılır. Kendisine geldiğinde görme yeteneğini yitirdiğini anlar. Bu onun için bir acı darbe daha demektir. Bu arada gerçek mirasçı Ahmet ortaya çıkar. Ahmet köşkten kovulup arkadaşlarının yanına gider ama oradan da dışlanır. Filiz de onu kovar. Pişman olan Ahmet Filiz’in göz ameliyatı için köşkü soyar. Hizmetçi onu tanır. Ahmet ameliyat parasını verip ortadan kaybolur. Arkadaşları onu polise ihbar eder. Ameliyat başarılıdır ve Filiz’in gözleri açılır. Polis eve bakın düzenlediğinde genç kız parayı Ahmet’in verdiğini anlar. Arkadaşlarına gerçeği anlatır. Onlar da polise haber verdiklerine pişman olurlar. Filiz gerçek mirasçı Ahmet ile konuşup, Ahmet’i affetmesini rica eder ve herşeyi anlatır. Gerçek mirasçı mahkemede lehte tanıklık yapınca Ahmet tahliye olur. İki sevgili için acılı günler sona ermiştir. Tıpkı arkadaşları gibi onlar da çok mutludur.

MEYHANECİ “Can Düşmanı” (1964)

Yönetmen: Türker İnanoğlu
Senaryo: Bülent Oran
Eser: İlhan Engin
Kamera: Yılmaz Gürbüz
Müzik: Sezen Cumhur Önal,Metin Bükey
Yapım: Erler Film /Türker İnanoğlu


Şarkılar: Sevim Şengül, Yönetmen Yardımcısı: Birsen Koyu, Kamera Asistanı: Hasan Uçar, Işık Şefi: Atacan Boran, Sanat Yönetmeni: İsmail Konca, Dublaj Yönetmeni: Sacide Keskin, Sesleri Alan: Marko Buduris, Laboratuvar: Cemil Orhon, Prodüksiyon Amiri: Sadri karan,


Oyuncular: Filiz Akın, Tamer Yiğit, Erkan Yolaç, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Necdet Tosun, Turgut Özatay, Nevzat Okçugil, Ren-gin Arda, Zuhal Tan, Toros Karabulut,


Konu: Kanser olduğunu ve üç aylık ömrü kaldığını öğrenen Erol (Tamer Yiğit) intiharın eşiğine gelir. Ama başaramaz. Radyo çağrısı ile ağır yaralı bir genç kıza uyan kanını verip hayatını kurtarır. Kendisini ise hapisten çıktığını duyduğu İpsiz Sabri (Turgut Özatay) adlı kiralık katile öldürtmek ister. Bu işleri bıraktığını söyleyen Sabri, hasta oğlunun tedavisi için para karşılığı kabul eder. Kanıyla kurtulan Sema (Filiz Akın) ise Erol’u bulmuş, teşekkür için onu doğum gününe davet etmiştir. Birbirlerine aşık olurlar. Erol hastalığını gizler. Bu umutsuz ilişkiyi bitirmek için eski sevgilisi Jale’den yardım ister. Yaptıkları oyun tutar ve Sema ile ayrılırlar.


Sema ise ona aşık olan Selim’le (Erkan Yolaç) Erol’un gittiği meyhanede genç adama nişanlandığını bildirir. O gece Erol’a hastaneden bir çağrı gelir. Hastaneye gittiğinde hasta olmadığını, raporların karıştığını öğrenir. Sema’yı bulup tüm gerçeği anlatır. İki sevgili barışırlar. Oğlu iyileşen Sabri ise Erol’un peşindedir. Onu kaçtığı yerde yaka-layan Sabri’nin silahının boş olduğunu anlayan Erol, şaşırır. Sabri aslında onu öldürmeyeceğini, aldığı parayı hak ettiğini göstermek için böyle davrandığını söyler. Sorunlar ve üzüntüler sona erdiğinde Sema ile Erol, çoktan nikah memurunun önüne oturmuşlardır bile.

MANYAKLAR KÖŞKÜ (1964)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Film Hikayesi: Aram Gülyüz
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Çetin Gürtop
Yapım: Günşiray Film / Orhan Günşıray


Rejisör Asistanı: Çetin İnanç , Operatör Asistanı: Hüseyin Karındoyuran, Işıklar: Erol Batıbeki, Set Amiri: Niyazi Er, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Laboratuvar: Mihal Skarpetis, Recai Karataş, Montaj: Tamer Oğuz, Negatif Montaj: Ali Berkan, Prodüksiyon Amiri: Fehmi Tengiz, (Acar Film stüdyosunda hazırlanmıştır)


Oyuncular: Orhan Günşiray, Muhterem Nur, Öztürk Serengil, Ulvi Uraz, Bedia Muvahhit, Mualla Fırat, Asım Nipton, Altan Günbay, Haluk Kurdoğlu, Ayhan Candeğer, Bilkay Tekben, Emel Çeviren,


Konu: Köşkte geçen korku güldürüsü.

MAHPUSHANE ÇEŞMESİ (1964)

Yönetmen: Suphi Kaner
Senaryo: Muhteşem Durukan
Yapım: Çan Film / Zeki Çan


Oyuncular: Erol Taş, Hüseyin Kaşif, Suphi Kaner, Şenol Şenay, Rengin Arda, Erdoğan Çakıcı, Zeki çan,


Konu: Bir cinayet yüzünden hapishaneye giren bir hırsızın öyküsü.

MACERA KADINI (1964)

Yönetmen : Dr. Arşavir Alyanak
Senaryo: Bülent Oran
Kamera: Memduh Yükman
Yapım: Koçanga Film / Aleko Cangopulos


Oyuncular: Türkan Şoray, İzzet Günay, Kenan Pars, Nubar Terziyan, Reha Yurdakul, Handan Adalı, Gülderen Ece, Cin Ali

LEKELİ AŞK (1964)

Senaryo ve Yönetmen : Ülkü Erakalın
Foto Direktörü: Cahit Engin
Yapım :Sibel Film/Müfit İlkiz


Oyuncular: Neriman Köksal, Ekrem Bora, Nebahat Çehre, Gürel Ünlüsoy, Nilgün Esen, Necdet Çağlar, Semih Sezerli, Feridun Çölgeçen, Aliye Rona


Konu: “Bir ana-kızın öyküsü ele alınmış “Ekrem Bora, Nebahat Çehre’nin annesi Neriman’la aşk yaşamaktadır. Öte yandan genç ve yakışıklı delikanlı Gürel Ünlüsoy Nebahat’a aşıktır. Ancak çeşitli entrikalarlakötü kadın Aliye Rona, Nebahat Çehre’yi Erkem’in kucağına iter. Fırsatı iyi değerlendiren Ekrem, anne ve kızı idare etmekte ve durumdan memnundur. Ancak evlenmek üzere olan Gürel bu Lekelenen Aşkı karşısında ne yapacağını bilemez ve kızdan ayrılır. Sonunda durumu fark eden Neriman, Ekrem ile ilişkisine son verir, ve kızının Gürel’le beraber olmasını sağlar.

KURŞUNUM İMZAMDIR (1964)

Senaryo ve Yönetmen: Şinasi Özonuk
Kamera: Fethi Mürenler
Yapım: Erol Film / Barazettin Erol


Oyuncular: Yılmaz Duru, Suzan Avcı, Gönül Bayhan, Senih Orkan, Gönül Bayhan, Nusret Özkaya, Eşref Vural, Osman Alyanak, Mustafa Dağhan, Hakkı Kıvanç, Dinçer Arıkan, Ersun Kazançel, Kemal Kan, Nilgün Gençtürk


Konu: Kanun kaçakçıları ile bir polisin mücadelesi.

KÖYE GİDEN GELİN (1964)

Yönetmen : Ülkü Erakalın
Senaryo: Vural Sözer
Eser: Rakım Çalapala
Kamera: Şevket Kıymaz
Yapım: Ülkü Film/Ülkü Erakalın


Oyuncular: Fatma Girik, Tanju Gürsu, Sadri Alışık, Gönül Yazar, Kenan Pars, Semih Sezerli, Zuhal Tan, Asım Nipton, Handan Adalı, Muazzez Arçay


Konu: Adana’da zengin ve sosyetik bir hayat süren kadının köydeki yaşantısı.

KORKUNÇ ŞÜPHE (1964)

Yönetmen : Ertem Göreç
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Kaya Ererez
Yapım: Divan Film / Selahattin Yazgan


Oyuncular : Tanju Gürsu, Filiz Akın, Neriman Köksal, Atıf Kaptan, Yavuz Yalınkılıç, Doğu Erkanlı, Asım Nipton


Konu: Şüphelendiği karısını yok yere öldüren ve katil olan adamın öyküsü.

KOÇUM BENİM (1964)

Senaryo ve Yönetmen : Osman F. Seden
Kamera: Necati İltaç
Müzik: Fecri Ebcioğlu
Yapım: Kemal Film / Osman F. Seden, Şakir Seden


Sanat Yönetmeni: Bihat Bilge,

Oyuncular: Ayhan Işık. Fatma Girik, Efgan Efekan, Ajda Pekkan, Süleyman Başturan (Turan), Öztürk Serengil, Hüseyin Güler, Mür-vet Sim, Hulusi Kentmen, Nubar Terziyan.


Sansür Tarihi: 28.12.1963; Sayı: 173


Konu: Milyoner Hulusi Bey'in (H. Kentmen) Avrupa'da okuyan iki torunu Leyla (F. Girik ve Selma A. Pekkan), eğitimlerini tamamlayıp İstanbul'a dönmüşlerdir. iki şımarık genç kız hoppa ruhludur. Günün birinde kendini fakir tanıtan bir genç ve serseri bir taksi şoförüyle tanışırlar. Ali (A. lşık), Leyla'yı sevmiş; Şoför Tayfur'da (Ö. Serengil) Selma'yı... Fakat dedeleri torunlarını Tarık (E. Efekan) ve Süleyman (S.Turan) adlı iki zengin aile çocuğuyla evlendirmek ister.


Not: Bu film, 1963 yılında çekilmişse de sansüre uğradığından ancak 1964 yılında gösterime giriyor. Film, Kemal Film'in kayıplar listesindedir.

KOÇERO (1964)

Dağların Taçsız Kralı

Yönetmen: Ümit Utku
Senaryo: Ümit Utku, Yılmaz Güney
Görüntü Yönetmeni: Ali Yaver
Yapım: Kervan Film/Ümit Utku


Oyuncular: Yılmaz Güney, Muhterem Nur, Hüseyin Baradan, Sevim Emre, Muharrem Gürses, Renan Fosforoğlu, Jale Öz, M. Ali Akpınar, Nilgün Utku, Danyal Topatan, Fatoş Serpil, Enver Dönmez, Hayri Gülnar, Mustafa Yavuz


Konu: Çevresinde 'Dağların Kurdu' adıyla anılan Koçero (Yılmaz Güney), fakir köylülerin sevdiği bir eşkıyadır. Toprak sahibi zalim ağalardan ve tefecilerden aldığı paraları köylülere dağıtır. Fakir köylünün kanını sömürenlerin daima karşısındadır. Muhtaç köylünün koruyucusu, zalimlerin ise acımasız celladıdır.


Seveni olduğu gibi düşmanı da çok olan Koçero bir ihbar sonucu, dağlarda pusu kuran jandarmaya yakalanıp hapse girer. Koçero'nun hapiste olmasından yararlanan düşmanlarından büyük toprak ağası Beşiro (Muharrem Gürses) eline geçen fırsatı değerlendirir. Koçero'nun kız kardeşini kaçırır. Çiftliğine götürüp tecavüz eder. Koçero, bu acı haberi alınca hapisten kaçar. Köylünün kanını emen Beşiro'ya, hayatı boyunca unutamayacağı bir ders verecektir. Düşmanını çiftliğinde kötü bir durumda, suçüstü yakalar. Beşiro, masum köylü kızlarını zorla toplayıp oturak âlemi yapmaktadır. Bu ani baskın sonucunda Koçero, Beşiro'nun kulaklarını keser, bacaklarını kırar. Hem kız kardeşinin hem de köylülerin intikamını almıştır.


Bu olaydan sonra haklarını koruduğu köylülerin gözünde giderek büyüyen Koçero, tekrar dağlara çıkar. Bölgede Koçero adını kullanıp köylüleri soyan bir eşkıya çetesiyle hesaplaşmak zorundadır. Ve civar köylerden bir adam Koçero'ya bir soygun teklifinde bulunur. Tarım işçilerine dağıtılmak üzere kasada saklanan maaşlara el koyacaklardır. Koçero bu teklife karşı çıkar. Alın teriyle kazanılan paraya el koymak, köylüden yana olan Koçero gibi bir eşkıyaya yakışmaz. Ama adam teklifinde direnir. Ve parayı yine fakir köylülere dağıtmasını önerir.

Bu öneri Koçero'nun aklına yatar. Ne var ki kurulan tuzağın farkında değildir. Soygunu gerçekleştirecekleri sırada, Koçero'nun çevresini jandarmalar sarar. Onu bu işe kışkırtan adam, aslında toprak ağalarının maşasıdır. Jandarmalara ihbar ederek Koçero'yu tuzağa düşürmüştür. Koçero, büyük bir çatışmaya girer ve kaçamaz. Ölmekten başka çaresi yoktur. “Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


 Güney'in kayıp filmlerden biri olan Koçero'nun 16 mm.lik yıpranmış ve bazı sahneleri eksik kopyası bulunduysa da, yeniden izlenmesi mümkün olmadı. Ve 1970'li yıllarda Koçero, bir yapımevi tarafından “Bela Arayan Adam” takma adıyla yeniden piyasaya sürüldü.

KOCAOĞLAN (1964)

Yönetmen: Ziya Demirel
Senaryo: Ziya Demirel, Orhan Asena
Görüntü Yönetmeni: Orhan Çağman
Yapım: Fer Film / Fahriye Tamkan


Oyuncular: Yılmaz Güney, Evrim Fer, Şeref Gürsoy, Kenan Pars, Senih Orkan, Ali Şen, Hayri Caner, Mürüvvet Seyfioğlu, Ozan Gürsoy, Şarkılar: Sevim Şengül,


Konu: Bir gün kasabaya gezginci bir çadır tiyatrosu topluluğu gelir. Topluluğun en güzel kızı Belma'dır (Evrim Fer). Kasabanın tüm delikanlıları ve ileri gelenleri kızın peşindedir. Belma'nın tutkunlarından biri de yörenin delisi Kocaoğlan'dır (Şeref Gürsoy).


Zararsız ama zekâ yoksunu, iri yapılı Kocaoğlan, kaval çalarak sürekli tiyatrocu kızın peşinde dolaşır. Kasabanın serserileri genç kadını dağa kaçırmak isterler, ancak Koca-oğlan her defasında onları engeller.

Kasabada kimseye yüz vermeyen Belma, bu kez hukuk öğrencisi Kemal'e (Yılmaz Güney) aşık olmuştur. Kasabada bu ilişkinin duyulması tepkiyle karşılanır. Yörenin belediye başkanı, Kemal'i çağırıp derhal kasabayı terk etmesini söyler. Kemal önce direnir, sonra da gitmeye karar verir. Belma'nın Kocaoğlan'la gönderdiği mektubu alan Kemal, trenden inip tekrar kasabaya döner. Tiyatro topluluğunun patronu, bazı çıkarlar uğruna Belma'yı bazı kişilere yem olarak kullanmaktadır. Belediye başkanı da Belma'yla ilgilenmektedir. Birlikte dolaşırlarken karşılarına Kocaoğlan çıkar. Kıskançlık krizi sonucu başkanın üzerine atılır. Ve Belma'yı güçlü kollarına alarak, zorla dağa kaçırır. Olay kasabada duyulunca polisler Kocaoğlan'ın peşine düşerler. Kocaoğlan, dağa kaçırdığı kızı boğarak öldürür.


Kemal üzgündür. Polisler dağda, Kocaoğlan'ın çevresini sararlar. Kemal polislerin arasından fırlayıp Kocaoğlan'ın yanına varır. Kocaoğlan'ın elinde belediye başkanının silahı vardır. Belma'nın yerdeki cesedine bakıp ağlamaktadır. Sonra Kemal'a dönüp, başkanla ilişki kuran Belma için, "O kötü oldu, kötü..." der. Kemal, Kocaoğlan'ın elindeki silahı alır. Polisler onu götürürlerken Kemal de Belma'nın cesedini kollarına alıp dağdan iner...”Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 70”