Araştıran ve Derleyen: Yalçın ÖZGÜL 2024 Şubat ayı sonuna kadar Blog'a aktarılan film sayısı 7642 adet olmuştur. Film aktarımı devam ediyor.
7 Kasım 2015 Cumartesi
TATLI YUMRUK (1965)
Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Vecdi Uygun
Operatör: Çetin Gürtop
Yapım: Sarıkaya Film / Aziz Sarıkay
Oyuncular: Tanju Gürsu, Semra Sar, Hüseyin Baradan, Nubar Terziyan, Hasan Ceylan, Mustafa Dağhan, Fatoş Öztan, Tahiye Salem
Konu: İçi kıymetli evraklarla dolu bir çanta bulan gençle, onun peşine düşen bir çetenin maceralı öyküsü.
Senaryo: Vecdi Uygun
Operatör: Çetin Gürtop
Yapım: Sarıkaya Film / Aziz Sarıkay
Oyuncular: Tanju Gürsu, Semra Sar, Hüseyin Baradan, Nubar Terziyan, Hasan Ceylan, Mustafa Dağhan, Fatoş Öztan, Tahiye Salem
Konu: İçi kıymetli evraklarla dolu bir çanta bulan gençle, onun peşine düşen bir çetenin maceralı öyküsü.
TAŞRALI AMCA (1965)
Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Manasi Filmeridis
Yapım: Melek Film/Şahan Haki
Teknik Ekip: Erol Şen, İsmet Karaman, Mahmut Karaman, Mustafa Akkaş, Reji Asistanı: Mehmet Arslan, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar: Hayati Akbulut, Gani Maraşlıoğlu, Erdoğan Dolapçı, Senkron ve Montaj: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Seslendiren: Yorgo İliadis,
(Erman Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)
Oyuncular: Yusuf Sezgin, Sevda Ferdağ, Tülin Elgin, Suphi Tekniker, Zafer Önen, Sevil Sevil, Vahi Öz, Gülten Ceylan, Erdoğan İnce, Süheyl Eğriboz,
Konu:Filmde, kendi tuzaklarına düşen iki kafadarın hikâyesi anlatılır. Fikret, üniversitede okumak için memleketinden İstanbul’a gelmiştir. Ancak delikanlı arkadaşı Ahmet’le birlikte içki, kumar ve kadın peşinde günlerini gün etmektedir. Fikret, her parasız kaldığında memleketteki amcası Şefkati Bey’e müracaat eder. Şefkati Bey, kızı Nevin’nin ısrarıyla yeğeninin doğru söyleyip söylemediğini anlamak üzere İstanbul’a gitmeye karar verir. İki kafadar köşeye sıkışmıştır. (Ayşe Adlı)
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Manasi Filmeridis
Yapım: Melek Film/Şahan Haki
Teknik Ekip: Erol Şen, İsmet Karaman, Mahmut Karaman, Mustafa Akkaş, Reji Asistanı: Mehmet Arslan, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar: Hayati Akbulut, Gani Maraşlıoğlu, Erdoğan Dolapçı, Senkron ve Montaj: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Seslendiren: Yorgo İliadis,
(Erman Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)
Oyuncular: Yusuf Sezgin, Sevda Ferdağ, Tülin Elgin, Suphi Tekniker, Zafer Önen, Sevil Sevil, Vahi Öz, Gülten Ceylan, Erdoğan İnce, Süheyl Eğriboz,
Konu:Filmde, kendi tuzaklarına düşen iki kafadarın hikâyesi anlatılır. Fikret, üniversitede okumak için memleketinden İstanbul’a gelmiştir. Ancak delikanlı arkadaşı Ahmet’le birlikte içki, kumar ve kadın peşinde günlerini gün etmektedir. Fikret, her parasız kaldığında memleketteki amcası Şefkati Bey’e müracaat eder. Şefkati Bey, kızı Nevin’nin ısrarıyla yeğeninin doğru söyleyip söylemediğini anlamak üzere İstanbul’a gitmeye karar verir. İki kafadar köşeye sıkışmıştır. (Ayşe Adlı)
TAMİRCİ PARÇASI (1965)
Yönetmen :Türker İnanoğlu
Senaryo: Fuat Özlüer
Operatör: Yılmaz Gürbüz
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu
Kamera Asistanı: Hasan Uçar, Işıklar: Ender Işık Bürosu, Dublajı İdare Eden: Hayri Esen, Sesleri Çeken: Marko Buduris, Monta ve Senkronj: Mehmet Bozkuş, Laboratuar Şefi: Cemil Orhon, Laboratuvar Elemanları: Erol Yıldırım, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Jenerik: Refik Onubil, Fotolar: Nazım Bora, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş Şarkılar: Sevim Şengül, (Yıldız Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır)
Oyuncular: Ayhan Işık, Filiz Akın, Çolpan İlhan, Önder Somer, Gülsüm Kamu, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Necdet Tosun, Faik Coşkun, Mustafa Dağhan, Toros Karabulut
KONU: Oya (Filiz Akın) zengin işadamı Nazmi Bey’in kızıdır. Kuzeni Bülent (Önder Somer) ile nişanlıdır. Arkadaşı Naciye Oya’yı kıskanır ve onun olan herşeyi elde etmek ister. Birgün Oya’nın arabası bozulur. Aile dostu olan Avni Bey arabayı tanıdığı atölye sahibi Demir’e (Ayhan Işık) tamir ettirir. Oya ve Bülent Demir’i orada çalışan bir işçi ola-rak küçümser. Demir ise Oya’ya ilk görüşte aşık olmuştur. Nazmi Bey iflasın eşiğindedir ve kurtulmak için Naciye’nin babası Osman’dan yardım ister. Naciye kıskançlığı yüzünden buna engel olur. Sonuç iflas ve Nazmi Bey’in intiharıdır. Osman Bey köşkü haciz yoluyla satışa çıkarır. Bülent parayı tercih edip Naciye ile evlenmeye karar verir. Oya herşeyden habersizdir. Demir köşkü gizlice satın alır ve Oya ile annesinin orada oturmasını sağlar. Oya ile evlenmek ister. Ama Oya hakaret ederek reddeder. Ama daha sonra Bülent’in Naciye ile nişanlanacağını duyunca, Demir’den yardım ister ve nişanlı gibi davranmasını rica eder. Daha sonra da nisbet yapmak için Demir’le gerçekten evlenir. Demir Oya’nın kendisi ile evlilik nedenini öğrenir. Oya ise Demir’in hala kendisi ile serveti için evlendiğini söyleyerek kavga eder. Bir süre sonra boşanmak amacıyla ayrı yaşamaya başlarlar. İşte bu aşamada Oya’nın annesi tüm gerçeği, iflası, her şeyin Demir’e ait olduğunu anlatır. Oya pişmandır ama Demir boşanmaya kararlıdır. Bu arada Naciye Demir’e yaklaşır. Bülent de Oya’nın peşindedir. Oya Demir’i tüm varlığıyla sevdiğini anlar.
Evliliği sürdürme azmindedir. Her şey yoluna giriyor gibiyken Naciye ile Bülent Demir’in kaza geçirdiğini söyleyip Oya’yı kaçırırlar. Olayı öğrenen Demir arkadaşları ile peşlerine düşer. Amacı, ne olursa olsun sonunda yakaladığı mutluluğu, evliliğini ve çok sevdiği karısını kurtarmak ve suçluların hakettikleri cezayı görmelerini sağlamaktır. Ve bunu ne pahasına olursa olsun, başaracaktır da…
Senaryo: Fuat Özlüer
Operatör: Yılmaz Gürbüz
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu
Kamera Asistanı: Hasan Uçar, Işıklar: Ender Işık Bürosu, Dublajı İdare Eden: Hayri Esen, Sesleri Çeken: Marko Buduris, Monta ve Senkronj: Mehmet Bozkuş, Laboratuar Şefi: Cemil Orhon, Laboratuvar Elemanları: Erol Yıldırım, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Jenerik: Refik Onubil, Fotolar: Nazım Bora, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş Şarkılar: Sevim Şengül, (Yıldız Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır)
Oyuncular: Ayhan Işık, Filiz Akın, Çolpan İlhan, Önder Somer, Gülsüm Kamu, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Necdet Tosun, Faik Coşkun, Mustafa Dağhan, Toros Karabulut
KONU: Oya (Filiz Akın) zengin işadamı Nazmi Bey’in kızıdır. Kuzeni Bülent (Önder Somer) ile nişanlıdır. Arkadaşı Naciye Oya’yı kıskanır ve onun olan herşeyi elde etmek ister. Birgün Oya’nın arabası bozulur. Aile dostu olan Avni Bey arabayı tanıdığı atölye sahibi Demir’e (Ayhan Işık) tamir ettirir. Oya ve Bülent Demir’i orada çalışan bir işçi ola-rak küçümser. Demir ise Oya’ya ilk görüşte aşık olmuştur. Nazmi Bey iflasın eşiğindedir ve kurtulmak için Naciye’nin babası Osman’dan yardım ister. Naciye kıskançlığı yüzünden buna engel olur. Sonuç iflas ve Nazmi Bey’in intiharıdır. Osman Bey köşkü haciz yoluyla satışa çıkarır. Bülent parayı tercih edip Naciye ile evlenmeye karar verir. Oya herşeyden habersizdir. Demir köşkü gizlice satın alır ve Oya ile annesinin orada oturmasını sağlar. Oya ile evlenmek ister. Ama Oya hakaret ederek reddeder. Ama daha sonra Bülent’in Naciye ile nişanlanacağını duyunca, Demir’den yardım ister ve nişanlı gibi davranmasını rica eder. Daha sonra da nisbet yapmak için Demir’le gerçekten evlenir. Demir Oya’nın kendisi ile evlilik nedenini öğrenir. Oya ise Demir’in hala kendisi ile serveti için evlendiğini söyleyerek kavga eder. Bir süre sonra boşanmak amacıyla ayrı yaşamaya başlarlar. İşte bu aşamada Oya’nın annesi tüm gerçeği, iflası, her şeyin Demir’e ait olduğunu anlatır. Oya pişmandır ama Demir boşanmaya kararlıdır. Bu arada Naciye Demir’e yaklaşır. Bülent de Oya’nın peşindedir. Oya Demir’i tüm varlığıyla sevdiğini anlar.
Evliliği sürdürme azmindedir. Her şey yoluna giriyor gibiyken Naciye ile Bülent Demir’in kaza geçirdiğini söyleyip Oya’yı kaçırırlar. Olayı öğrenen Demir arkadaşları ile peşlerine düşer. Amacı, ne olursa olsun sonunda yakaladığı mutluluğu, evliliğini ve çok sevdiği karısını kurtarmak ve suçluların hakettikleri cezayı görmelerini sağlamaktır. Ve bunu ne pahasına olursa olsun, başaracaktır da…
TAÇSIZ KRAL (1965)
Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Safa Önal
Operatör: Mahmut Demir
Yapım: Arzu Film / Ertem Eğilmez
Oyuncular: Metin Oktay, Gönül Yazar, Ajda Pekkan, Ayten Kaçmaz (Gökçer), Erol Taş, Hülya Demir, Küçük Yıldız: Can Tengizman
Konu: ‘Ölümünden (13 Eylül 1991) birkaç saat önce gitarist Tarık Öcal’a Nazım Hikmet’in bir şiirini okuyup “İşte bu şiiri bilmeyen ne top oynar, ne gitar çalar. İşin özü bu kardeşim” diyen tertemiz bir insanın öyküsü.
Filmin yapımcısı Ertem Eğilmez (fakat jene-rikte Arslan Barutçuoğlu yazıyor) bir söyleşi-de (17 Temmuz 1965-Ses) “(Taçsız Kral) filmi, Metin Oktay’ın hayat hikâyesi mi olacak” sorusunu şöyle yanıtlıyor ; “Tam değil. Olay-lar.. Metin Oktay’ın gerçek hayatına benze-yebilir. Hatta, belki de herhangi bir futbol-cunun hayatına uydurulabilir. İsim yapmış klas bir futbolcunun kadınlar arasında ge-çirdiği bir dönem vardır. Bu dönem her fut-bolcunun hayatının rengidir.”
40’ların sonu. İzmir, Karşıyaka’da Çiftefırınlar Mahallesi. O dönem hemen her sokakta olan arsada çocuklar futbol oynuyor. Cin gibi bir çocuk, Metin, nedense, takıma gire-memiş ve Spor Malzemeleri Mağazası vitri-nindeki topları seyrediyor. ‘Enfants de Tours’ (1963) (Macias / Demarny / Blank) melodisi ile konserve kutusunu tekmelediği sokakta dalgın yürürken önüne ‘hayallerindeki’ futbol topu yuvarlanır. Mu-rat Abi onun üzüntüsünü bu armağanla gideriyor ; (Sadettin Erbil’in sesi ile) “Seni ben çalıştıracağım.. Büyük bir futbolcu ola-caksın. Benden bile büyük..” Murat Abinin ‘baldan tatlı, safi şekerden yapılmış kızı’ Mine, Metin’i seviyor. Üçünün ‘Valencia’ (1926) (Jose Padilla) pasodoblesi ile gazoz içtikleri sahne ne kadar güzeldi. Metin’in (adını öğrenemedi-ğimiz) babası, kavga çıkan bir mahalle maçından sonra topu keser..Babası (Erdoğan Esenboğa’nın sesi ile) ; “Bindir söylüyorum. Topla oynamak günah-tır..Dinleyen kim. Bir daha görür-sem..”Annesi (onun da adını öğrenemiyo-ruz) ( Alev Koral’ın sesi ile); “Yapma oğlum, laf anla biraz. Fakiriz biz. Oyunla geçirecek vaktimiz yok. Baban sabahın altısından geceye kadar fabrikada ömür çürütüyor (işe giderken elinde üç bölmeli sefertası var). Bir gündüz uykusuna hasret. Bir erkeği-miz de sensin. Okuyup kazanacaksın. Başka çaren yok.”
Metin ; “Var anne. Göreceksiniz.”
Sonraki yıllarda Murat Abinin gözetiminde çalışması ve yükseliş ; Damlacık Spor, YünMensucat ve 1954’te İzmir’deki son kulübü İzmirspor. 1955. Galatasaray. Başarı dolu yıllar; Gol krallıkları; (Filmde görmesek de) ‘Ağları Yırtan Gol’ (10 Haziran 1959); Şöh-ret; Yepyeni bir çevre. Yine de Metin’in parası az. Candemir’le Gönül Yazar ve kız arkadaşlarını ‘Laz Hakkı’nın lokantasına götürdüklerinde neredeyse hiç paraları yoktu. ‘hesabı ödeyemedikleri gibi Metin, Hakkı’dan 200 lira da borç almıştı. Bu ara-da kimleri tanımayız ki ; “Gool, gol, gol. Bravo Metin” diye heyecanla maç anlatır-ken mikrofonun dengesini bozan Pertev Tunaseli ; ‘Halk Gazetesi’ Milliyet ve Rıza Tüzün’ün seslendirdiği Necmi Tanyolaç ; Yine Erdoğan Esenboğa’nın seslendirdiği Fenerbahçe kaptanı Naci ; Karıncaezmez Şevki ve 34 .. ..4 plakalı 50 model Opel Kapitan’ı ; Gündüz Kılıç; Cihat Arman; Hat-ta (yine Rıza Tüzün’ün seslendirdiği) Orhan Şeref Apak. Bu başarı dolu günlerin birinde en olmaması gereken olur; Hülya, Metin’e gelir. Metin ; “Ne istiyorsun benden?”
Hülya; “Seni.”
Evlenirler. Bir süre sonra İzmir’e dönmesi için baskı başlar. Ayrıldıkları konuşma..
Hülya; “Ya ben ya Galatasaray.”
Metin; “Galatasaray. O daha vefalı.”
En büyük destek, yine Mine ve Murat Abiden gelir. Bir yıl Palermo kulübünde futbol oynar. Tekrar Galatasaray. Bir milli maç öncesi doktor muayenesinde ortaya çıkan ‘kalp kifayetsizliği’ ve Metin’de düşüş başlar. İçki ile geçen günlerden sonra “dertleşmek için Gönül’e gider. Mine ve Murat Babayı İstanbul’a çağırırlar. Sevgi dolu bir ortamda günlerce süren çabalar ve Murat’ın ‘meyhanede Metin’i yaşama döndüren konuşması..
Murat ; “İçme artık..Kalk eve gidelim. Derdine, acına saygı ettim. ‘Zaten bozuk, üstüne üstüne gitmeyeyim’ dedim. Ama, tadını kaçırdın artık. Öleceksen top için öl. Hepsi hepsi bir ölüm. Böyle, gün gün öleceğine lahzada ölürsün hiç olmazsa.Deneyeceğiz, her şeye yeniden başlayacağız.” Günler sonra tekrar yapılan kontrollerin ardından.. Gündüz Kılıç ; “Oynayabilir mi doktor?”
1. Doktor ; “Tabii. Bir Beşiktaş taraftarı olarak üzgünüm ama..”
2. Doktor; “Ben de Fenerbahçeliyim. Maalesef eskisinden daha iyi oynayacak.” Hastaneden çıkarken Mine ile el eleydi. Yine gol krallıkları yine başarılar. (Murat Çelenligil – Sinematürk Internet Veri tabanı )
Senaryo: Safa Önal
Operatör: Mahmut Demir
Yapım: Arzu Film / Ertem Eğilmez
Oyuncular: Metin Oktay, Gönül Yazar, Ajda Pekkan, Ayten Kaçmaz (Gökçer), Erol Taş, Hülya Demir, Küçük Yıldız: Can Tengizman
Konu: ‘Ölümünden (13 Eylül 1991) birkaç saat önce gitarist Tarık Öcal’a Nazım Hikmet’in bir şiirini okuyup “İşte bu şiiri bilmeyen ne top oynar, ne gitar çalar. İşin özü bu kardeşim” diyen tertemiz bir insanın öyküsü.
Filmin yapımcısı Ertem Eğilmez (fakat jene-rikte Arslan Barutçuoğlu yazıyor) bir söyleşi-de (17 Temmuz 1965-Ses) “(Taçsız Kral) filmi, Metin Oktay’ın hayat hikâyesi mi olacak” sorusunu şöyle yanıtlıyor ; “Tam değil. Olay-lar.. Metin Oktay’ın gerçek hayatına benze-yebilir. Hatta, belki de herhangi bir futbol-cunun hayatına uydurulabilir. İsim yapmış klas bir futbolcunun kadınlar arasında ge-çirdiği bir dönem vardır. Bu dönem her fut-bolcunun hayatının rengidir.”
40’ların sonu. İzmir, Karşıyaka’da Çiftefırınlar Mahallesi. O dönem hemen her sokakta olan arsada çocuklar futbol oynuyor. Cin gibi bir çocuk, Metin, nedense, takıma gire-memiş ve Spor Malzemeleri Mağazası vitri-nindeki topları seyrediyor. ‘Enfants de Tours’ (1963) (Macias / Demarny / Blank) melodisi ile konserve kutusunu tekmelediği sokakta dalgın yürürken önüne ‘hayallerindeki’ futbol topu yuvarlanır. Mu-rat Abi onun üzüntüsünü bu armağanla gideriyor ; (Sadettin Erbil’in sesi ile) “Seni ben çalıştıracağım.. Büyük bir futbolcu ola-caksın. Benden bile büyük..” Murat Abinin ‘baldan tatlı, safi şekerden yapılmış kızı’ Mine, Metin’i seviyor. Üçünün ‘Valencia’ (1926) (Jose Padilla) pasodoblesi ile gazoz içtikleri sahne ne kadar güzeldi. Metin’in (adını öğrenemedi-ğimiz) babası, kavga çıkan bir mahalle maçından sonra topu keser..Babası (Erdoğan Esenboğa’nın sesi ile) ; “Bindir söylüyorum. Topla oynamak günah-tır..Dinleyen kim. Bir daha görür-sem..”Annesi (onun da adını öğrenemiyo-ruz) ( Alev Koral’ın sesi ile); “Yapma oğlum, laf anla biraz. Fakiriz biz. Oyunla geçirecek vaktimiz yok. Baban sabahın altısından geceye kadar fabrikada ömür çürütüyor (işe giderken elinde üç bölmeli sefertası var). Bir gündüz uykusuna hasret. Bir erkeği-miz de sensin. Okuyup kazanacaksın. Başka çaren yok.”
Metin ; “Var anne. Göreceksiniz.”
Sonraki yıllarda Murat Abinin gözetiminde çalışması ve yükseliş ; Damlacık Spor, YünMensucat ve 1954’te İzmir’deki son kulübü İzmirspor. 1955. Galatasaray. Başarı dolu yıllar; Gol krallıkları; (Filmde görmesek de) ‘Ağları Yırtan Gol’ (10 Haziran 1959); Şöh-ret; Yepyeni bir çevre. Yine de Metin’in parası az. Candemir’le Gönül Yazar ve kız arkadaşlarını ‘Laz Hakkı’nın lokantasına götürdüklerinde neredeyse hiç paraları yoktu. ‘hesabı ödeyemedikleri gibi Metin, Hakkı’dan 200 lira da borç almıştı. Bu ara-da kimleri tanımayız ki ; “Gool, gol, gol. Bravo Metin” diye heyecanla maç anlatır-ken mikrofonun dengesini bozan Pertev Tunaseli ; ‘Halk Gazetesi’ Milliyet ve Rıza Tüzün’ün seslendirdiği Necmi Tanyolaç ; Yine Erdoğan Esenboğa’nın seslendirdiği Fenerbahçe kaptanı Naci ; Karıncaezmez Şevki ve 34 .. ..4 plakalı 50 model Opel Kapitan’ı ; Gündüz Kılıç; Cihat Arman; Hat-ta (yine Rıza Tüzün’ün seslendirdiği) Orhan Şeref Apak. Bu başarı dolu günlerin birinde en olmaması gereken olur; Hülya, Metin’e gelir. Metin ; “Ne istiyorsun benden?”
Hülya; “Seni.”
Evlenirler. Bir süre sonra İzmir’e dönmesi için baskı başlar. Ayrıldıkları konuşma..
Hülya; “Ya ben ya Galatasaray.”
Metin; “Galatasaray. O daha vefalı.”
En büyük destek, yine Mine ve Murat Abiden gelir. Bir yıl Palermo kulübünde futbol oynar. Tekrar Galatasaray. Bir milli maç öncesi doktor muayenesinde ortaya çıkan ‘kalp kifayetsizliği’ ve Metin’de düşüş başlar. İçki ile geçen günlerden sonra “dertleşmek için Gönül’e gider. Mine ve Murat Babayı İstanbul’a çağırırlar. Sevgi dolu bir ortamda günlerce süren çabalar ve Murat’ın ‘meyhanede Metin’i yaşama döndüren konuşması..
Murat ; “İçme artık..Kalk eve gidelim. Derdine, acına saygı ettim. ‘Zaten bozuk, üstüne üstüne gitmeyeyim’ dedim. Ama, tadını kaçırdın artık. Öleceksen top için öl. Hepsi hepsi bir ölüm. Böyle, gün gün öleceğine lahzada ölürsün hiç olmazsa.Deneyeceğiz, her şeye yeniden başlayacağız.” Günler sonra tekrar yapılan kontrollerin ardından.. Gündüz Kılıç ; “Oynayabilir mi doktor?”
1. Doktor ; “Tabii. Bir Beşiktaş taraftarı olarak üzgünüm ama..”
2. Doktor; “Ben de Fenerbahçeliyim. Maalesef eskisinden daha iyi oynayacak.” Hastaneden çıkarken Mine ile el eleydi. Yine gol krallıkları yine başarılar. (Murat Çelenligil – Sinematürk Internet Veri tabanı )
ŞOFÖRÜN KIZI (1965)
Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo (*) Bülent Oran
Foto Direktörü: Turgut Ören
Yapım: Birsel Film / Nüzhet ve Özdemir Birsel
Reji Asistanı: Turhan Aksoy, Operatör Asistanı: Zihniye Ören, Işıklar: Fahri Tekşen , Işık Direktörü: Atacan Boran, Set Amiri: Atalay Saraç, Set Elemanları: Hüseyin Bayburt, Mehmet Güler, Aydın Uslu, Laboratuvar: Mihal Skarpetis, Montaj, Senkron: Rauf Tözüm, Negatif Montaj: Ali Berkan, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Prodüksiyon Amiri: Saltuk Kaplangı,
(Acar Film stüdyosunda hazırlanmıştır.)
Oyuncular: Ayhan Işık (Ayhan Gürhan), Belgin Doruk (Arzu), Ekrem Bora (Ekrem Gürhan), Nebahat Çehre (Hülya), Hulusi Kentmen (Şoför Osman), Bedia Muvahhit (Mahmut Gürhan’ın karısı), Avni Dilligil (Mahmut Gürhan), Necdet Tosun (Aşçı), Aliye Rona (Aliye), Saltuk Kaplangı, Faik Coşkun (Faik Coşkun), Memduh Alpar (Doktor), Mehmet Büyükgüngör (Uşak), Hamdi Şarlığı
Konu: Gece hayatı ve kadınlara düşkün kardeşi Ekremi hizaya sokmak,onun sorumlu bir kişi olmasını sağlamak için fabrikatör Ayhan babasının rızasını da alarak şoförünün kızı Arzuyu bu işte kullanır.Niyet Ekremin aşık olması ve durulmasıdır. Oyun ilk başları iyi gider lakin ciddi ve otoriter bir adam olan Ayhan hislerine gem vuramayıp Arzuya kendisi aşık olur
Senaryo (*) Bülent Oran
Foto Direktörü: Turgut Ören
Yapım: Birsel Film / Nüzhet ve Özdemir Birsel
Reji Asistanı: Turhan Aksoy, Operatör Asistanı: Zihniye Ören, Işıklar: Fahri Tekşen , Işık Direktörü: Atacan Boran, Set Amiri: Atalay Saraç, Set Elemanları: Hüseyin Bayburt, Mehmet Güler, Aydın Uslu, Laboratuvar: Mihal Skarpetis, Montaj, Senkron: Rauf Tözüm, Negatif Montaj: Ali Berkan, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Prodüksiyon Amiri: Saltuk Kaplangı,
(Acar Film stüdyosunda hazırlanmıştır.)
Oyuncular: Ayhan Işık (Ayhan Gürhan), Belgin Doruk (Arzu), Ekrem Bora (Ekrem Gürhan), Nebahat Çehre (Hülya), Hulusi Kentmen (Şoför Osman), Bedia Muvahhit (Mahmut Gürhan’ın karısı), Avni Dilligil (Mahmut Gürhan), Necdet Tosun (Aşçı), Aliye Rona (Aliye), Saltuk Kaplangı, Faik Coşkun (Faik Coşkun), Memduh Alpar (Doktor), Mehmet Büyükgüngör (Uşak), Hamdi Şarlığı
Konu: Gece hayatı ve kadınlara düşkün kardeşi Ekremi hizaya sokmak,onun sorumlu bir kişi olmasını sağlamak için fabrikatör Ayhan babasının rızasını da alarak şoförünün kızı Arzuyu bu işte kullanır.Niyet Ekremin aşık olması ve durulmasıdır. Oyun ilk başları iyi gider lakin ciddi ve otoriter bir adam olan Ayhan hislerine gem vuramayıp Arzuya kendisi aşık olur
ŞOFÖR NEBAHAT BİZDE KABAHAT (1965)
Yönetmen: Süreyya Duru
Senaryo: Suavi Sualp
Kamera: Özdemir Öğüt
Güfte, Beste ve Dans: Kudret Şandra
Yapım: Duru Film / Naci Duru
Prodüktör Temsilcisi: Fuat İmer, Prodüksiyon Amiri: Abdullah Barut, Işık: Hüseyin Özşahin, Prodüksiyon Asistanı: Burhan Yeşildağ, Kamera Asistanı: Erhan Canan, Set Amiri: Yunus Saltuk, Sesleri Alan: Necip Sarıcaoğlu, Montaj: İsak Dilman, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Ender Teker, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Müzik: Kasım İnaltekin, Asistan Rejisör: Remzi Cöntürk, Skrip: Emel Işık,
(Lâle Film Stüdysunda hazırlanmıştır),
Oyuncular: Sezer Sezin, Selma Güneri, Ali Şen, Ersun Kazançel, Necdet Çağlar, Necip Tekçe, Münir Özkul, Türker Tekin, Kudret Şandra, Murat Tok, Reşit Çıldam, Enver Danış, M. Ali Akpınar, Moris, Enver Daniş, İclâl Genç, Mehdi Yeşildeniz, Atilla Engin, Erfdoğan Seren, Mustafa Yavuz, Lütfi Engin, sman Türkoğlu, Selahattin İçsel ve Nermin Kuran (1964 Türkiye dansözler kraliçesi)
Konu: Şoför Nebahat’ın taksisiyle kaçırılan prensesin öyküsü.
Senaryo: Suavi Sualp
Kamera: Özdemir Öğüt
Güfte, Beste ve Dans: Kudret Şandra
Yapım: Duru Film / Naci Duru
Prodüktör Temsilcisi: Fuat İmer, Prodüksiyon Amiri: Abdullah Barut, Işık: Hüseyin Özşahin, Prodüksiyon Asistanı: Burhan Yeşildağ, Kamera Asistanı: Erhan Canan, Set Amiri: Yunus Saltuk, Sesleri Alan: Necip Sarıcaoğlu, Montaj: İsak Dilman, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Ender Teker, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Müzik: Kasım İnaltekin, Asistan Rejisör: Remzi Cöntürk, Skrip: Emel Işık,
(Lâle Film Stüdysunda hazırlanmıştır),
Oyuncular: Sezer Sezin, Selma Güneri, Ali Şen, Ersun Kazançel, Necdet Çağlar, Necip Tekçe, Münir Özkul, Türker Tekin, Kudret Şandra, Murat Tok, Reşit Çıldam, Enver Danış, M. Ali Akpınar, Moris, Enver Daniş, İclâl Genç, Mehdi Yeşildeniz, Atilla Engin, Erfdoğan Seren, Mustafa Yavuz, Lütfi Engin, sman Türkoğlu, Selahattin İçsel ve Nermin Kuran (1964 Türkiye dansözler kraliçesi)
Konu: Şoför Nebahat’ın taksisiyle kaçırılan prensesin öyküsü.
ŞINGIRDAK MELAHAT (1965)
Yönetmen Aram Gülyüz
Senaryo: Vecdi Uygun
Foto Direktörü: Cahit Engin
Yapım: Cenav Film
Reji Asistanı: Yücel Tibet, Kamera Asistanı: Ali Batur, Dublaj Rejisörü: Sadettin Erbil, Müzik: Metin Bükey, Prodüksiyon Amiri: Şevki Tosunoğlu, Set Amiri: Adnan Mersinli, Set Yardımcıları: Cem Tunay, Kadri Arıoğlu, Montaj: İshak Dilmen, Negatif Montaj: Ender Teker, Senkron: Mustafa Kent, “Şıngırdak Melahat” Müziğinin Bestecisi: Vecdi Uygun, Şarkılar: Adnan Şenses, Sevim Şengül, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuvar: Şeref Mehtap, Hüseyin İnci, İbrahim Üstüner,
(Lale Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır).
Oyuncular: Suzan Avcı, Suphi Tekniker, Ad-nan Şenses, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Semra Yıldız, Ferdal Uçaroğlu, Vasfi Uçaroğlu, Necdet Tosun, Ersun Kazançel, Hüseyin Zan, Adnan Mersinli, Cemil Belli, Kenan Pars, Küçük Yıldız: Hamdi Akyüz
KONU: Birbirlerine çok benzeyen köfteci Melahat ve milyoner Suzan yer değiştirince meydana gelen olaylar.
Senaryo: Vecdi Uygun
Foto Direktörü: Cahit Engin
Yapım: Cenav Film
Reji Asistanı: Yücel Tibet, Kamera Asistanı: Ali Batur, Dublaj Rejisörü: Sadettin Erbil, Müzik: Metin Bükey, Prodüksiyon Amiri: Şevki Tosunoğlu, Set Amiri: Adnan Mersinli, Set Yardımcıları: Cem Tunay, Kadri Arıoğlu, Montaj: İshak Dilmen, Negatif Montaj: Ender Teker, Senkron: Mustafa Kent, “Şıngırdak Melahat” Müziğinin Bestecisi: Vecdi Uygun, Şarkılar: Adnan Şenses, Sevim Şengül, Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuvar: Şeref Mehtap, Hüseyin İnci, İbrahim Üstüner,
(Lale Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır).
Oyuncular: Suzan Avcı, Suphi Tekniker, Ad-nan Şenses, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Semra Yıldız, Ferdal Uçaroğlu, Vasfi Uçaroğlu, Necdet Tosun, Ersun Kazançel, Hüseyin Zan, Adnan Mersinli, Cemil Belli, Kenan Pars, Küçük Yıldız: Hamdi Akyüz
KONU: Birbirlerine çok benzeyen köfteci Melahat ve milyoner Suzan yer değiştirince meydana gelen olaylar.
ŞEYTANIN KURBANLARI (1965)
Yönetmen:Dr. Arşavir Alyanak
Senaryo Safa Önal (*)
Operatör: Mustafa Yılmaz
Yapım: Koçanga Film / Aleko Cangopulos
Oyuncular: Müşfik Kenter, Leyla Sayar, Ekrem Bora, Senih Orkan, Hüseyin Baradan, Hayati Hamzaoğlu, Nubar Terziyan, Danyal Topatan
Konu: Doymak bilmeyen sevgilisi için soygun yapan bir eski boksörün maceralı öyküsü.
________________________
(*) Ernest Hemingway’in (1899-1961) bir romanından, Antony Veiller’in (1903-1965) senaryosuyla Robert Siodmak’ın (1900-1973) rejisiyle 1946 yılında gösterime giren “The Killers” (Katiller) filminden uyarlama. Filmde başlıca rolleri: Burt Lancaster (1913-1994), Ava Gardner (1922-1990), Edmond O’Brien (1915-1985) oynamışlardır. (kyn: www.imdb.com
Senaryo Safa Önal (*)
Operatör: Mustafa Yılmaz
Yapım: Koçanga Film / Aleko Cangopulos
Oyuncular: Müşfik Kenter, Leyla Sayar, Ekrem Bora, Senih Orkan, Hüseyin Baradan, Hayati Hamzaoğlu, Nubar Terziyan, Danyal Topatan
Konu: Doymak bilmeyen sevgilisi için soygun yapan bir eski boksörün maceralı öyküsü.
________________________
(*) Ernest Hemingway’in (1899-1961) bir romanından, Antony Veiller’in (1903-1965) senaryosuyla Robert Siodmak’ın (1900-1973) rejisiyle 1946 yılında gösterime giren “The Killers” (Katiller) filminden uyarlama. Filmde başlıca rolleri: Burt Lancaster (1913-1994), Ava Gardner (1922-1990), Edmond O’Brien (1915-1985) oynamışlardır. (kyn: www.imdb.com
ŞEPKEMİN ALTINDAYIM (1965)
“Deli Futbolcu”
Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Kenan Kurt
Yapım: Ülkü Film/Ülkü Erakalın
Oyuncular: Öztürk Serengil, Ajda Pekkan, Vahi Öz, Sami Hazinses, Hüseyin Baradan, Rengin Arda, Uğur Kıvılcım, Esen Püsküllü, Yusuf Sezgin
Konu: Sakat bir kıza yardım etmek için ünlü bir futbolcunun kimliğine bürünen bir sokak şarkıcısının öyküsü.
Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Kenan Kurt
Yapım: Ülkü Film/Ülkü Erakalın
Oyuncular: Öztürk Serengil, Ajda Pekkan, Vahi Öz, Sami Hazinses, Hüseyin Baradan, Rengin Arda, Uğur Kıvılcım, Esen Püsküllü, Yusuf Sezgin
Konu: Sakat bir kıza yardım etmek için ünlü bir futbolcunun kimliğine bürünen bir sokak şarkıcısının öyküsü.
ŞEKERLİ MİSİN VAY VAY (1965)
Yönetmen: Sırrı Gültekin
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Gültekin Film / Sırrı Gültekin
Oyuncular: Tamer Yiğit, Selma Güneri, Münir Özkul, Varol Ürkmez, Aysel Tanju, Tanju Okan, Özdemir Han, Mürüvvet Sim, Eşref Vural, Leman Akçatepe, İnci Duran
Konu: Askerden döndükten sonra sevgilisini arayan bir gencin öyküsü.
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Gültekin Film / Sırrı Gültekin
Oyuncular: Tamer Yiğit, Selma Güneri, Münir Özkul, Varol Ürkmez, Aysel Tanju, Tanju Okan, Özdemir Han, Mürüvvet Sim, Eşref Vural, Leman Akçatepe, İnci Duran
Konu: Askerden döndükten sonra sevgilisini arayan bir gencin öyküsü.
ŞENOL, BİROL, GOL (1965)
Senaryo ve Yönetmen: Nejat Saydam
Kamera: Orhan Kapkı
Yapım : Akün Film / İrfan Ünal
Oyuncular: Fatma Girik, Birol Peker, Şenel Birol, Gülsüm Kamu, Sevda Ferdağ, Hulusi Kentmen, Mualla Sürer, Sadettin Erbil, Necdet Tosun
Konu: Şenol ve Birol, Sarıyer’de balıkçılık yaparak geçinen ve semtleri'ndeki futbol takımının «B» kadrosunda yer alan iki fakir kardeştir. Balıkçılıktan kazandıkları para, geçimlerine yetmez. Kiralarını veremeyecek duruma gelirler. Ev sahipleri onları evden çıkarmak kararı alır. Üstelik Şenol, kiracısı bulundukları evin kızına da aşıktır. Bir gün, kulüpleri Beşiktaş'ın iki as oyuncusu, önemli bir maç arifesinde sayha çıkamayacak durumda olunca takımın Fenerbahçe ile yapacağı maçta, Şenol ve Birol oynatılır. O günden sonra iki kardeşin yıldızları parlar, gün geçtikçe. yükselirler. Fakat, kulüpleri transfer ayında umdukları anlayışı göstermez.
Onlar da Fenerbahçe'ye geçip orada futbol oynamaya başlar. Ama, şöhret, şampiyonluk, güzel kadınlar kısa zamanda Şenol'un başını döndürecektir.
Not: Esen Püsküllü ve Yusuf Sezgin bu yıl (1965) Ses Mecmuası'nca düzenlenen yarışmada Finalist olmuşlar ve ilk filmlerini çevirmişlerdir.
«Şenol, Birol, Gol», geçenlerde seyrettiğimiz «Taçsız, Kral» dan daha iyi niyetli ve iddiasız bir çıkış noktası bulmuş. Spor alanında ün yapmış kişinin biyografilerini anlatmıyor. Senaryo, biraz daha' gerçeğe yaklaşan, bu konunun derinine daha gayretle sokulan' bir ,anlayışla hazırlanmış. Ama, futbol, kendine has özelliklerini verebilen,sporcuların' içinde yaşadıkları dünyayı tam olarak aksettirebilen bir filim niteliğinde' değil. Bütün bir filmın en üzerinde durulması gereken sahneler, eli çabuk bir rejisörün ve şartların azizliğine uğramış (8 Kasım 1965 Ses Mecmuası.)
Kamera: Orhan Kapkı
Yapım : Akün Film / İrfan Ünal
Oyuncular: Fatma Girik, Birol Peker, Şenel Birol, Gülsüm Kamu, Sevda Ferdağ, Hulusi Kentmen, Mualla Sürer, Sadettin Erbil, Necdet Tosun
Konu: Şenol ve Birol, Sarıyer’de balıkçılık yaparak geçinen ve semtleri'ndeki futbol takımının «B» kadrosunda yer alan iki fakir kardeştir. Balıkçılıktan kazandıkları para, geçimlerine yetmez. Kiralarını veremeyecek duruma gelirler. Ev sahipleri onları evden çıkarmak kararı alır. Üstelik Şenol, kiracısı bulundukları evin kızına da aşıktır. Bir gün, kulüpleri Beşiktaş'ın iki as oyuncusu, önemli bir maç arifesinde sayha çıkamayacak durumda olunca takımın Fenerbahçe ile yapacağı maçta, Şenol ve Birol oynatılır. O günden sonra iki kardeşin yıldızları parlar, gün geçtikçe. yükselirler. Fakat, kulüpleri transfer ayında umdukları anlayışı göstermez.
Onlar da Fenerbahçe'ye geçip orada futbol oynamaya başlar. Ama, şöhret, şampiyonluk, güzel kadınlar kısa zamanda Şenol'un başını döndürecektir.
Not: Esen Püsküllü ve Yusuf Sezgin bu yıl (1965) Ses Mecmuası'nca düzenlenen yarışmada Finalist olmuşlar ve ilk filmlerini çevirmişlerdir.
«Şenol, Birol, Gol», geçenlerde seyrettiğimiz «Taçsız, Kral» dan daha iyi niyetli ve iddiasız bir çıkış noktası bulmuş. Spor alanında ün yapmış kişinin biyografilerini anlatmıyor. Senaryo, biraz daha' gerçeğe yaklaşan, bu konunun derinine daha gayretle sokulan' bir ,anlayışla hazırlanmış. Ama, futbol, kendine has özelliklerini verebilen,sporcuların' içinde yaşadıkları dünyayı tam olarak aksettirebilen bir filim niteliğinde' değil. Bütün bir filmın en üzerinde durulması gereken sahneler, eli çabuk bir rejisörün ve şartların azizliğine uğramış (8 Kasım 1965 Ses Mecmuası.)
ŞEKER HAFİYE (1965)
Yönetmen: Zafer Davutoğlu,
Senaryo: Osman F. Seden
Foto Direktörü: Necati İltaç
Fon Müzikleri: Fecri Ebcioğlu,
Yapım: Kemal Film / Şakir Seden Osman F.Seden
Ar Direktör: Yüksel Tanık, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Set Amiri: Hasan Nurdan, Prodüksiyon Temsicisi: Adnan İrkut,
(Acar Film laboratuarında hazırlanmıştır)
Oyuncular: Izzet Günay (Osman), Fatma Girik (Fatma Aksoy), Kadir Savun (Fahri), Vahi Öz (Horoz Nuri), Senih Orkan , Nubar Terziyan (Kamil), Mualla Sürer (Bedia), Muh-terem Nur (Sevgi Sevda), Suzan Avcı (Güzin Işıldar), Gülbin Eray (Tülin), Nuran Aksoy, Nurlan San (Gülten Şendullar), Feridun Çölgeçen (Nurettin/Hürrem), Cahit Irgat (Polis Md.), Necip Tekçe, Hasan Ceylan, Ali Seyhan, Haydar Karaer, Faruk Panter, Mustafa Dağhan, Zeki Tüney, Hüseyin Kutman, Mustafa Yavuz, Lütfi Engin, Erdoğan Seren, Kazım Kartal, Zeki Sezer, Baykal Kent, Nermin Özses, Kaya Volkan, Celal Ersöz, Çetin Başaran, Ahmet Koç (Polis)
Konu: Osman çapkınlığı ile nam salmış bir gençtir. Ancak kendisi Fatma ile tanıştıktan sonra onunla evlenmeye karar vermiş ve düzenli bir hayat istemektedir. Bu arada faili belirlenemeyen cinayetler işlenmeye başlar. Öldürülenler daha önce Osman ile ilişkisi olan kadınlardır. Bu yüzden polis Osman'ı da takibe alır. Ancak işlenen cinayetlerin sebebi bir müddet sonra anlaşılır.
Yüklü bir mirasa konan genç bir kadın vardır, ancak kimliği tespit edilememiştir. Bu nedenle meçhul kadına benzeyen tüm genç kadınlar yine kimliği belirsiz kişilerce öldürülmektedir. Osman da bir anda bu meçhul olayların içinde bulur kendini... Bir yandan da emniyet güçleri bir yanda meçhul katiller ve bir yanda da aranan genç kadın...
ŞEHVETİN ESİRİYİZ (1965)
Senaryo ve Yönetmen İlhan Engin
Foto Direktörü Memduh Yükman,
Yapım Melek Film / Şahan Haki
Reji Asistanları: Mehmet Aslan, Merih Kaya, LaboratuVar Şefi: Hilmi Başcan, LaboratuVar: Hayati Akbulut, Gani Maraşlıoğlu, Erdoğan Dolapçı, Montaj ve Senkron: Turgut İnangitray, Sezai Elmaskaya, Seslendiren: Yorgo İliadis, Asistan: İlia İliadis,
Oyuncular: Sevda Ferdağ (Jale), Ajda Pekkan (Sevim), Nedret Güvenç (Handan), Luci Vali (Striptiz Yıldızı), Kuzey Vargın (Kemal), Salih Güney (Atilla), Muzaffer Tema (İrfan), Zafer Önen, Celal Ersöz (Metin), Muzaffer Yenen, Sait, Yaşar Şener (Müşteri)
Konu: Zengin işadamı İrfan evlidir ve Sevim ile beraber yaşamasına rağmen aradığı seksi bir türlü ysaşayamayan Sevim, bir başkasında bu aşkı tatmak ister, Ve o aşkı Kemal ile beraber tadarsa da sonu hüsranla biter.
Foto Direktörü Memduh Yükman,
Yapım Melek Film / Şahan Haki
Reji Asistanları: Mehmet Aslan, Merih Kaya, LaboratuVar Şefi: Hilmi Başcan, LaboratuVar: Hayati Akbulut, Gani Maraşlıoğlu, Erdoğan Dolapçı, Montaj ve Senkron: Turgut İnangitray, Sezai Elmaskaya, Seslendiren: Yorgo İliadis, Asistan: İlia İliadis,
Oyuncular: Sevda Ferdağ (Jale), Ajda Pekkan (Sevim), Nedret Güvenç (Handan), Luci Vali (Striptiz Yıldızı), Kuzey Vargın (Kemal), Salih Güney (Atilla), Muzaffer Tema (İrfan), Zafer Önen, Celal Ersöz (Metin), Muzaffer Yenen, Sait, Yaşar Şener (Müşteri)
Konu: Zengin işadamı İrfan evlidir ve Sevim ile beraber yaşamasına rağmen aradığı seksi bir türlü ysaşayamayan Sevim, bir başkasında bu aşkı tatmak ister, Ve o aşkı Kemal ile beraber tadarsa da sonu hüsranla biter.
ŞAKA İLE KARIŞIK (Ofsayt Osman) (1965)
Senaryo ve Yönetmen:Osman F. Seden
Operatör:Kenan Kurt
Yapım:Ak-Ün Film/ Recai Akçaoğlu / İrfan Ünal
Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Senkron: Tamer Oğuz, Arif Özalp, Montaj: Kenan Davutoğlu, Negatif Montaj: Ali S. Berkan, LaboratuVar: Mihal Skarpetis, Reji Asistanı: Ümit Can, Şinasi Önengüt, Kamera Asistanı: Kazım Çakırman, Işıklar: İlhan Aslım, Set Amiri: Hasan Nurdan, Prodüksiyon Müdürü: Adnan İrkut, Prodüksiyon Amiri: Yüksel Tanık,
(Acar Film Stüdyolarında Hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Sadri Alışık (Ofsayt Osman), Ajda Pekkan (Hulusi’nin karısı Ayla), Filiz Akın (şarkıcı kız), Efgan Efegan (Kemal Tuncer/Yazar, Romancı), Vahi Öz (Cellat Nuri), Hüseyin Baradan (Dolandırıcı Hulusi), Kadir Savun (Hüsrev Ağa), Nubar Terziyan (Emnn. Müdürü.) Çolpan İlhan (Hüsrev ağanın kızı Zühre), Aziz Basmacı (Ferhat Ağa), Hasan Ceylan (serseri Ali), Niyazi Vanlı (kaçak serseri), Zeki Tüney (serseri), Ali Seyhan (serseri), Mehmet Ali Akpınar (serseri), Mu-ammer Gözalan (Noter), Haydar Karaer ( Meyhane sahibi serseri), Selahattin İçsel (hakim), Asım Nipton (Savcı), Muzaffer Yenen (Doktor), Hulusi Kentmen (Çift Uskur Hulusi Reis, anlatıcı), Hüseyin Güler, Kaya Volkan, Erol Solak, Muzaffer Yener,
Konu: Hikayemiz Tophane'de namuslu, tövbekar serserilerin, berduşların keyif çattığı bir meyhanede başlıyor. Müdavim akşamcılardan Çift Uskur Hulusi Reis'in anlatımıyla sevimli serseri Ofsayt Osman'ın hikayesine tanık olmaya davet ediliriz :”Bu film yenik, ezik ve beceriksiz bir gencin hikayesidir...”
Osman, hayatı boyunca hiç gol atamamış, hiçbir işi rast gitmeyen, çevresindekilerce sevilen ama bir o kadar da dalga geçilen, kaybetmeye alışmış ama “Allah büyük be, bir gün bakacak yüzüme” diyebilen bir adamdır. Yeri gelince beylik laflar eden Osman, kendisini ezmeye çalışan herkesin yanında hemen önünü ilikleyen titrek bir adam olmaktadır. Bildiğin ezik...
Osman'ın belki de sonunda gole gideceği yol iki zengin Adanalı iş adamının bahsi ile açılacaktır. Hüsrev Ağanın kızı Zühre ile Ferhat ağanın oğlu Sarı Ökkeş yurt dışından dönmektedir. Sarı Ökkeş, Zühre'ye kör kütük aşıktır. İki ağa ise birbirine düşmandır. Aşk laftan anlamayacağından Ferhat Ağa, Hüsrev Ağanın kızını istemeye gider. Atışırlarken ortaya çıkar ki ne Ferhat ağanın ailesinde iki yüz okka kaldıran hamal vardır ne de Hüsrev ağanın sülalesinde Toroslar'da kırk kişi soymuş bir Eşkıya. Bahse tutuşurlar ve olaylar gelişir...
DÜNYANIN EN ORJİNAL BAHSİ
İşgüzar ağalarımız soluğu noterde alırlar. Bahsin konusu şudur: dünyada berduşların , serserilerin arasında da iyi yürekli, mert ve efendi insan çıkıp çıkmayacağı. Taraflar bubahis için sokaktan seçecekleri dört başı mamur bir serseriye tam bir milyon değerin-de bir çek verecekler. Serseri, bir ay sonun-da parayı iade ederse bahsi Hüsrev ağa kazanacak. On parasını dahi zimmetine geçirirse Ferhat ağa kazanacak.
Gazetelerde yer alan bu haber serseri takı-mı arasında büyük heyecana neden olur. Namuslarını kurtaracak bu serseriyi kendileri seçmelidirler. Nihayetinde serseri kafalar-dan çıkan sesler şöyledir:
“ yok arkadaş, öyle berduş, kopuk, serseri ama hepimizin namusu var...” “çoluk çocuk işi değil bu...” “serseri takımının da bir namusu olduğunu dünyaya ilan edecek...”
Bahis basında geniş yer bulmuşken Osman da bir sebeple nezarete düşer. Hatta onu orada gören emniyet müdürü bile “bırakın şakayı be ofsayt Osman o, olsa olsa şahit olur ondan” der. Hüsrev Ağa ve Ferhat Ağa da azılı bir serseri bulmak için emniyete gelmişlerdir. Emniyet Müdürü bu iki şaşkının bahislerini duyunca “ beyler... size hakiki bir canavar vereceğim ” diyerek Ofsayt Osman'ı karşılarına diker. İmzalar atılır, bir milyonluk çek Osman'ın cebine konulur. Os-man'ın hisleri karışıktır . : “ Bir milyon bu be bir milyon be.
Serseri takımını Ofsayt Osman'ın temsil edeceği duyulunca “ namusumuz elden gidiyor, erkeklik kim ofsayt Osman kim be” feveranları duyulur. Hemen en kral araba, en lüks ev, en afili kıyafetler alınır... Zengin semtindeki ilk günlerinde yan komşuları dolandırıcı Hulusi de iflastan kurtulmanın yolunu aramaktadır fellik fellik. “İflas halindeki bir şirkete kimse para yatırmak istemez olmaya ki dağdan inme bir ayı...” lafı ortada dolandığı anda Hulusi'nin cin karısı Ayla'nın aklına cin bir fikir gelir. Sonradan görme hödük komşuları Osman'ı kafalayacaklardır.
SEN OFSAYT NEDİR BİLİR MİSİN ?
İşte böyle. Osman kendisine dadanan ve sahte hareketlerini sezdiği ama dalgasına baktığı bu insanlar için “ paranın kağıt üze-rine yazılmış rakamlarını gören böyle olursa, sahicisini gören ne yapar be?” yorumunu yapmaktadır.
Burada Osman'ın ağzından ilk " sen ofsayt nedir bilir misin ?" tiradını duyarız. Ayla'ya şöyle diyecektir:
“Ofsayt nedir bilir misin ? Ofsayt... Futbol yani . Tam gol atacak gibi olursun, hakem bir düdük... geri çevirir insanı. Benim şansım böyledir anam böyledir işte. Benim ki şans değil rüşvet yemiş futbol hakemi mübarek . Geçtim golden, out bile attırmıyor. Hep ofsayt hep ofsayt “.
ŞAKAYLA KARIŞIK İŞLER
Bir eğlence gecesinin sonunda arabasına atlayıp evine gitmektedir Osman. Hırçın dalgalara eşlik eden acı acı öten bir vapur düdüğü duyulur Sarayburnu'nda. Genç bir kız, Filiz... az sonra yaşamına son verecektir. Osman yetişir imdadına. Sabaha kadar derdini dinler filiz'in. Filiz, şarkıcılık yaparak kalp hastası kardeşinin kurtulması için çabalamaktadır. Ağlar, ağlar açılır, sonunda sorar “ bana kendinizden hiç bahsetmediniz, kimsiniz siz ?” . Osman'ın dilinin ucuna gelir ofsaytlığı ama kıvırır “ ben Osman... of... yani Of'lu Sayitoğlu Osman, biraz Adanalıyım”.
OF'LU BİRAZ DA ADANALI OSMAN
Osman'ın aklı Filiz'de, bedeni Ayla'nın onun adına düzenlediği partidedir. Kumar masasına oturturlar, dümenden yenilirler Osman'a. O aldığı parayı doğru Filiz'in kardeşine götürecektir. Filiz'in çalıştığı barda ise Adanalı Osman adında bir zengin konsomasyon karşılığı Filiz'e para vermiştir bar sahibi aracılığı ile. O kadar çaresizdir ki, satacaktır bedenini filiz bu gece.
Şakayla karışır işler sanki. Osmanlar karışmıştır. Filiz o gece karşısında Osman'ı görünce yıkılır. Kendisini ölümden kurtaran bu genç adamın zor durumundan yararlandığını düşünür. Gecenin sonunda yanlışlık anlaşılır . Osman'ın gözlerini gökyüzüne dikerek “ Yarabbi... n'olursun bu defa ofsayda düşürme beni. Büyüksün sen . Bu kız, bu çocuk... bi kerecik olsun düşmeyeyim terse hı ? N'olur bi defacık !”
Operatör:Kenan Kurt
Yapım:Ak-Ün Film/ Recai Akçaoğlu / İrfan Ünal
Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Senkron: Tamer Oğuz, Arif Özalp, Montaj: Kenan Davutoğlu, Negatif Montaj: Ali S. Berkan, LaboratuVar: Mihal Skarpetis, Reji Asistanı: Ümit Can, Şinasi Önengüt, Kamera Asistanı: Kazım Çakırman, Işıklar: İlhan Aslım, Set Amiri: Hasan Nurdan, Prodüksiyon Müdürü: Adnan İrkut, Prodüksiyon Amiri: Yüksel Tanık,
(Acar Film Stüdyolarında Hazırlanmış ve seslendirilmiştir.)
Oyuncular: Sadri Alışık (Ofsayt Osman), Ajda Pekkan (Hulusi’nin karısı Ayla), Filiz Akın (şarkıcı kız), Efgan Efegan (Kemal Tuncer/Yazar, Romancı), Vahi Öz (Cellat Nuri), Hüseyin Baradan (Dolandırıcı Hulusi), Kadir Savun (Hüsrev Ağa), Nubar Terziyan (Emnn. Müdürü.) Çolpan İlhan (Hüsrev ağanın kızı Zühre), Aziz Basmacı (Ferhat Ağa), Hasan Ceylan (serseri Ali), Niyazi Vanlı (kaçak serseri), Zeki Tüney (serseri), Ali Seyhan (serseri), Mehmet Ali Akpınar (serseri), Mu-ammer Gözalan (Noter), Haydar Karaer ( Meyhane sahibi serseri), Selahattin İçsel (hakim), Asım Nipton (Savcı), Muzaffer Yenen (Doktor), Hulusi Kentmen (Çift Uskur Hulusi Reis, anlatıcı), Hüseyin Güler, Kaya Volkan, Erol Solak, Muzaffer Yener,
Konu: Hikayemiz Tophane'de namuslu, tövbekar serserilerin, berduşların keyif çattığı bir meyhanede başlıyor. Müdavim akşamcılardan Çift Uskur Hulusi Reis'in anlatımıyla sevimli serseri Ofsayt Osman'ın hikayesine tanık olmaya davet ediliriz :”Bu film yenik, ezik ve beceriksiz bir gencin hikayesidir...”
Osman, hayatı boyunca hiç gol atamamış, hiçbir işi rast gitmeyen, çevresindekilerce sevilen ama bir o kadar da dalga geçilen, kaybetmeye alışmış ama “Allah büyük be, bir gün bakacak yüzüme” diyebilen bir adamdır. Yeri gelince beylik laflar eden Osman, kendisini ezmeye çalışan herkesin yanında hemen önünü ilikleyen titrek bir adam olmaktadır. Bildiğin ezik...
Osman'ın belki de sonunda gole gideceği yol iki zengin Adanalı iş adamının bahsi ile açılacaktır. Hüsrev Ağanın kızı Zühre ile Ferhat ağanın oğlu Sarı Ökkeş yurt dışından dönmektedir. Sarı Ökkeş, Zühre'ye kör kütük aşıktır. İki ağa ise birbirine düşmandır. Aşk laftan anlamayacağından Ferhat Ağa, Hüsrev Ağanın kızını istemeye gider. Atışırlarken ortaya çıkar ki ne Ferhat ağanın ailesinde iki yüz okka kaldıran hamal vardır ne de Hüsrev ağanın sülalesinde Toroslar'da kırk kişi soymuş bir Eşkıya. Bahse tutuşurlar ve olaylar gelişir...
DÜNYANIN EN ORJİNAL BAHSİ
İşgüzar ağalarımız soluğu noterde alırlar. Bahsin konusu şudur: dünyada berduşların , serserilerin arasında da iyi yürekli, mert ve efendi insan çıkıp çıkmayacağı. Taraflar bubahis için sokaktan seçecekleri dört başı mamur bir serseriye tam bir milyon değerin-de bir çek verecekler. Serseri, bir ay sonun-da parayı iade ederse bahsi Hüsrev ağa kazanacak. On parasını dahi zimmetine geçirirse Ferhat ağa kazanacak.
Gazetelerde yer alan bu haber serseri takı-mı arasında büyük heyecana neden olur. Namuslarını kurtaracak bu serseriyi kendileri seçmelidirler. Nihayetinde serseri kafalar-dan çıkan sesler şöyledir:
“ yok arkadaş, öyle berduş, kopuk, serseri ama hepimizin namusu var...” “çoluk çocuk işi değil bu...” “serseri takımının da bir namusu olduğunu dünyaya ilan edecek...”
Bahis basında geniş yer bulmuşken Osman da bir sebeple nezarete düşer. Hatta onu orada gören emniyet müdürü bile “bırakın şakayı be ofsayt Osman o, olsa olsa şahit olur ondan” der. Hüsrev Ağa ve Ferhat Ağa da azılı bir serseri bulmak için emniyete gelmişlerdir. Emniyet Müdürü bu iki şaşkının bahislerini duyunca “ beyler... size hakiki bir canavar vereceğim ” diyerek Ofsayt Osman'ı karşılarına diker. İmzalar atılır, bir milyonluk çek Osman'ın cebine konulur. Os-man'ın hisleri karışıktır . : “ Bir milyon bu be bir milyon be.
Serseri takımını Ofsayt Osman'ın temsil edeceği duyulunca “ namusumuz elden gidiyor, erkeklik kim ofsayt Osman kim be” feveranları duyulur. Hemen en kral araba, en lüks ev, en afili kıyafetler alınır... Zengin semtindeki ilk günlerinde yan komşuları dolandırıcı Hulusi de iflastan kurtulmanın yolunu aramaktadır fellik fellik. “İflas halindeki bir şirkete kimse para yatırmak istemez olmaya ki dağdan inme bir ayı...” lafı ortada dolandığı anda Hulusi'nin cin karısı Ayla'nın aklına cin bir fikir gelir. Sonradan görme hödük komşuları Osman'ı kafalayacaklardır.
SEN OFSAYT NEDİR BİLİR MİSİN ?
İşte böyle. Osman kendisine dadanan ve sahte hareketlerini sezdiği ama dalgasına baktığı bu insanlar için “ paranın kağıt üze-rine yazılmış rakamlarını gören böyle olursa, sahicisini gören ne yapar be?” yorumunu yapmaktadır.
Burada Osman'ın ağzından ilk " sen ofsayt nedir bilir misin ?" tiradını duyarız. Ayla'ya şöyle diyecektir:
“Ofsayt nedir bilir misin ? Ofsayt... Futbol yani . Tam gol atacak gibi olursun, hakem bir düdük... geri çevirir insanı. Benim şansım böyledir anam böyledir işte. Benim ki şans değil rüşvet yemiş futbol hakemi mübarek . Geçtim golden, out bile attırmıyor. Hep ofsayt hep ofsayt “.
ŞAKAYLA KARIŞIK İŞLER
Bir eğlence gecesinin sonunda arabasına atlayıp evine gitmektedir Osman. Hırçın dalgalara eşlik eden acı acı öten bir vapur düdüğü duyulur Sarayburnu'nda. Genç bir kız, Filiz... az sonra yaşamına son verecektir. Osman yetişir imdadına. Sabaha kadar derdini dinler filiz'in. Filiz, şarkıcılık yaparak kalp hastası kardeşinin kurtulması için çabalamaktadır. Ağlar, ağlar açılır, sonunda sorar “ bana kendinizden hiç bahsetmediniz, kimsiniz siz ?” . Osman'ın dilinin ucuna gelir ofsaytlığı ama kıvırır “ ben Osman... of... yani Of'lu Sayitoğlu Osman, biraz Adanalıyım”.
OF'LU BİRAZ DA ADANALI OSMAN
Osman'ın aklı Filiz'de, bedeni Ayla'nın onun adına düzenlediği partidedir. Kumar masasına oturturlar, dümenden yenilirler Osman'a. O aldığı parayı doğru Filiz'in kardeşine götürecektir. Filiz'in çalıştığı barda ise Adanalı Osman adında bir zengin konsomasyon karşılığı Filiz'e para vermiştir bar sahibi aracılığı ile. O kadar çaresizdir ki, satacaktır bedenini filiz bu gece.
Şakayla karışır işler sanki. Osmanlar karışmıştır. Filiz o gece karşısında Osman'ı görünce yıkılır. Kendisini ölümden kurtaran bu genç adamın zor durumundan yararlandığını düşünür. Gecenin sonunda yanlışlık anlaşılır . Osman'ın gözlerini gökyüzüne dikerek “ Yarabbi... n'olursun bu defa ofsayda düşürme beni. Büyüksün sen . Bu kız, bu çocuk... bi kerecik olsun düşmeyeyim terse hı ? N'olur bi defacık !”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)