Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Safa Önal
Operatör: Mahmut Demir
Yapım: Arzu Film / Ertem Eğilmez
Oyuncular: Metin Oktay, Gönül Yazar, Ajda Pekkan, Ayten Kaçmaz (Gökçer), Erol Taş, Hülya Demir, Küçük Yıldız: Can Tengizman
Konu: ‘Ölümünden (13 Eylül 1991) birkaç saat önce gitarist Tarık Öcal’a Nazım Hikmet’in bir şiirini okuyup “İşte bu şiiri bilmeyen ne top oynar, ne gitar çalar. İşin özü bu kardeşim” diyen tertemiz bir insanın öyküsü.
Filmin yapımcısı Ertem Eğilmez (fakat jene-rikte Arslan Barutçuoğlu yazıyor) bir söyleşi-de (17 Temmuz 1965-Ses) “(Taçsız Kral) filmi, Metin Oktay’ın hayat hikâyesi mi olacak” sorusunu şöyle yanıtlıyor ; “Tam değil. Olay-lar.. Metin Oktay’ın gerçek hayatına benze-yebilir. Hatta, belki de herhangi bir futbol-cunun hayatına uydurulabilir. İsim yapmış klas bir futbolcunun kadınlar arasında ge-çirdiği bir dönem vardır. Bu dönem her fut-bolcunun hayatının rengidir.”
40’ların sonu. İzmir, Karşıyaka’da Çiftefırınlar Mahallesi. O dönem hemen her sokakta olan arsada çocuklar futbol oynuyor. Cin gibi bir çocuk, Metin, nedense, takıma gire-memiş ve Spor Malzemeleri Mağazası vitri-nindeki topları seyrediyor. ‘Enfants de Tours’ (1963) (Macias / Demarny / Blank) melodisi ile konserve kutusunu tekmelediği sokakta dalgın yürürken önüne ‘hayallerindeki’ futbol topu yuvarlanır. Mu-rat Abi onun üzüntüsünü bu armağanla gideriyor ; (Sadettin Erbil’in sesi ile) “Seni ben çalıştıracağım.. Büyük bir futbolcu ola-caksın. Benden bile büyük..” Murat Abinin ‘baldan tatlı, safi şekerden yapılmış kızı’ Mine, Metin’i seviyor. Üçünün ‘Valencia’ (1926) (Jose Padilla) pasodoblesi ile gazoz içtikleri sahne ne kadar güzeldi. Metin’in (adını öğrenemedi-ğimiz) babası, kavga çıkan bir mahalle maçından sonra topu keser..Babası (Erdoğan Esenboğa’nın sesi ile) ; “Bindir söylüyorum. Topla oynamak günah-tır..Dinleyen kim. Bir daha görür-sem..”Annesi (onun da adını öğrenemiyo-ruz) ( Alev Koral’ın sesi ile); “Yapma oğlum, laf anla biraz. Fakiriz biz. Oyunla geçirecek vaktimiz yok. Baban sabahın altısından geceye kadar fabrikada ömür çürütüyor (işe giderken elinde üç bölmeli sefertası var). Bir gündüz uykusuna hasret. Bir erkeği-miz de sensin. Okuyup kazanacaksın. Başka çaren yok.”
Metin ; “Var anne. Göreceksiniz.”
Sonraki yıllarda Murat Abinin gözetiminde çalışması ve yükseliş ; Damlacık Spor, YünMensucat ve 1954’te İzmir’deki son kulübü İzmirspor. 1955. Galatasaray. Başarı dolu yıllar; Gol krallıkları; (Filmde görmesek de) ‘Ağları Yırtan Gol’ (10 Haziran 1959); Şöh-ret; Yepyeni bir çevre. Yine de Metin’in parası az. Candemir’le Gönül Yazar ve kız arkadaşlarını ‘Laz Hakkı’nın lokantasına götürdüklerinde neredeyse hiç paraları yoktu. ‘hesabı ödeyemedikleri gibi Metin, Hakkı’dan 200 lira da borç almıştı. Bu ara-da kimleri tanımayız ki ; “Gool, gol, gol. Bravo Metin” diye heyecanla maç anlatır-ken mikrofonun dengesini bozan Pertev Tunaseli ; ‘Halk Gazetesi’ Milliyet ve Rıza Tüzün’ün seslendirdiği Necmi Tanyolaç ; Yine Erdoğan Esenboğa’nın seslendirdiği Fenerbahçe kaptanı Naci ; Karıncaezmez Şevki ve 34 .. ..4 plakalı 50 model Opel Kapitan’ı ; Gündüz Kılıç; Cihat Arman; Hat-ta (yine Rıza Tüzün’ün seslendirdiği) Orhan Şeref Apak. Bu başarı dolu günlerin birinde en olmaması gereken olur; Hülya, Metin’e gelir. Metin ; “Ne istiyorsun benden?”
Hülya; “Seni.”
Evlenirler. Bir süre sonra İzmir’e dönmesi için baskı başlar. Ayrıldıkları konuşma..
Hülya; “Ya ben ya Galatasaray.”
Metin; “Galatasaray. O daha vefalı.”
En büyük destek, yine Mine ve Murat Abiden gelir. Bir yıl Palermo kulübünde futbol oynar. Tekrar Galatasaray. Bir milli maç öncesi doktor muayenesinde ortaya çıkan ‘kalp kifayetsizliği’ ve Metin’de düşüş başlar. İçki ile geçen günlerden sonra “dertleşmek için Gönül’e gider. Mine ve Murat Babayı İstanbul’a çağırırlar. Sevgi dolu bir ortamda günlerce süren çabalar ve Murat’ın ‘meyhanede Metin’i yaşama döndüren konuşması..
Murat ; “İçme artık..Kalk eve gidelim. Derdine, acına saygı ettim. ‘Zaten bozuk, üstüne üstüne gitmeyeyim’ dedim. Ama, tadını kaçırdın artık. Öleceksen top için öl. Hepsi hepsi bir ölüm. Böyle, gün gün öleceğine lahzada ölürsün hiç olmazsa.Deneyeceğiz, her şeye yeniden başlayacağız.” Günler sonra tekrar yapılan kontrollerin ardından.. Gündüz Kılıç ; “Oynayabilir mi doktor?”
1. Doktor ; “Tabii. Bir Beşiktaş taraftarı olarak üzgünüm ama..”
2. Doktor; “Ben de Fenerbahçeliyim. Maalesef eskisinden daha iyi oynayacak.” Hastaneden çıkarken Mine ile el eleydi. Yine gol krallıkları yine başarılar. (Murat Çelenligil – Sinematürk Internet Veri tabanı )
Senaryo: Safa Önal
Operatör: Mahmut Demir
Yapım: Arzu Film / Ertem Eğilmez
Oyuncular: Metin Oktay, Gönül Yazar, Ajda Pekkan, Ayten Kaçmaz (Gökçer), Erol Taş, Hülya Demir, Küçük Yıldız: Can Tengizman
Konu: ‘Ölümünden (13 Eylül 1991) birkaç saat önce gitarist Tarık Öcal’a Nazım Hikmet’in bir şiirini okuyup “İşte bu şiiri bilmeyen ne top oynar, ne gitar çalar. İşin özü bu kardeşim” diyen tertemiz bir insanın öyküsü.
Filmin yapımcısı Ertem Eğilmez (fakat jene-rikte Arslan Barutçuoğlu yazıyor) bir söyleşi-de (17 Temmuz 1965-Ses) “(Taçsız Kral) filmi, Metin Oktay’ın hayat hikâyesi mi olacak” sorusunu şöyle yanıtlıyor ; “Tam değil. Olay-lar.. Metin Oktay’ın gerçek hayatına benze-yebilir. Hatta, belki de herhangi bir futbol-cunun hayatına uydurulabilir. İsim yapmış klas bir futbolcunun kadınlar arasında ge-çirdiği bir dönem vardır. Bu dönem her fut-bolcunun hayatının rengidir.”
40’ların sonu. İzmir, Karşıyaka’da Çiftefırınlar Mahallesi. O dönem hemen her sokakta olan arsada çocuklar futbol oynuyor. Cin gibi bir çocuk, Metin, nedense, takıma gire-memiş ve Spor Malzemeleri Mağazası vitri-nindeki topları seyrediyor. ‘Enfants de Tours’ (1963) (Macias / Demarny / Blank) melodisi ile konserve kutusunu tekmelediği sokakta dalgın yürürken önüne ‘hayallerindeki’ futbol topu yuvarlanır. Mu-rat Abi onun üzüntüsünü bu armağanla gideriyor ; (Sadettin Erbil’in sesi ile) “Seni ben çalıştıracağım.. Büyük bir futbolcu ola-caksın. Benden bile büyük..” Murat Abinin ‘baldan tatlı, safi şekerden yapılmış kızı’ Mine, Metin’i seviyor. Üçünün ‘Valencia’ (1926) (Jose Padilla) pasodoblesi ile gazoz içtikleri sahne ne kadar güzeldi. Metin’in (adını öğrenemedi-ğimiz) babası, kavga çıkan bir mahalle maçından sonra topu keser..Babası (Erdoğan Esenboğa’nın sesi ile) ; “Bindir söylüyorum. Topla oynamak günah-tır..Dinleyen kim. Bir daha görür-sem..”Annesi (onun da adını öğrenemiyo-ruz) ( Alev Koral’ın sesi ile); “Yapma oğlum, laf anla biraz. Fakiriz biz. Oyunla geçirecek vaktimiz yok. Baban sabahın altısından geceye kadar fabrikada ömür çürütüyor (işe giderken elinde üç bölmeli sefertası var). Bir gündüz uykusuna hasret. Bir erkeği-miz de sensin. Okuyup kazanacaksın. Başka çaren yok.”
Metin ; “Var anne. Göreceksiniz.”
Sonraki yıllarda Murat Abinin gözetiminde çalışması ve yükseliş ; Damlacık Spor, YünMensucat ve 1954’te İzmir’deki son kulübü İzmirspor. 1955. Galatasaray. Başarı dolu yıllar; Gol krallıkları; (Filmde görmesek de) ‘Ağları Yırtan Gol’ (10 Haziran 1959); Şöh-ret; Yepyeni bir çevre. Yine de Metin’in parası az. Candemir’le Gönül Yazar ve kız arkadaşlarını ‘Laz Hakkı’nın lokantasına götürdüklerinde neredeyse hiç paraları yoktu. ‘hesabı ödeyemedikleri gibi Metin, Hakkı’dan 200 lira da borç almıştı. Bu ara-da kimleri tanımayız ki ; “Gool, gol, gol. Bravo Metin” diye heyecanla maç anlatır-ken mikrofonun dengesini bozan Pertev Tunaseli ; ‘Halk Gazetesi’ Milliyet ve Rıza Tüzün’ün seslendirdiği Necmi Tanyolaç ; Yine Erdoğan Esenboğa’nın seslendirdiği Fenerbahçe kaptanı Naci ; Karıncaezmez Şevki ve 34 .. ..4 plakalı 50 model Opel Kapitan’ı ; Gündüz Kılıç; Cihat Arman; Hat-ta (yine Rıza Tüzün’ün seslendirdiği) Orhan Şeref Apak. Bu başarı dolu günlerin birinde en olmaması gereken olur; Hülya, Metin’e gelir. Metin ; “Ne istiyorsun benden?”
Hülya; “Seni.”
Evlenirler. Bir süre sonra İzmir’e dönmesi için baskı başlar. Ayrıldıkları konuşma..
Hülya; “Ya ben ya Galatasaray.”
Metin; “Galatasaray. O daha vefalı.”
En büyük destek, yine Mine ve Murat Abiden gelir. Bir yıl Palermo kulübünde futbol oynar. Tekrar Galatasaray. Bir milli maç öncesi doktor muayenesinde ortaya çıkan ‘kalp kifayetsizliği’ ve Metin’de düşüş başlar. İçki ile geçen günlerden sonra “dertleşmek için Gönül’e gider. Mine ve Murat Babayı İstanbul’a çağırırlar. Sevgi dolu bir ortamda günlerce süren çabalar ve Murat’ın ‘meyhanede Metin’i yaşama döndüren konuşması..
Murat ; “İçme artık..Kalk eve gidelim. Derdine, acına saygı ettim. ‘Zaten bozuk, üstüne üstüne gitmeyeyim’ dedim. Ama, tadını kaçırdın artık. Öleceksen top için öl. Hepsi hepsi bir ölüm. Böyle, gün gün öleceğine lahzada ölürsün hiç olmazsa.Deneyeceğiz, her şeye yeniden başlayacağız.” Günler sonra tekrar yapılan kontrollerin ardından.. Gündüz Kılıç ; “Oynayabilir mi doktor?”
1. Doktor ; “Tabii. Bir Beşiktaş taraftarı olarak üzgünüm ama..”
2. Doktor; “Ben de Fenerbahçeliyim. Maalesef eskisinden daha iyi oynayacak.” Hastaneden çıkarken Mine ile el eleydi. Yine gol krallıkları yine başarılar. (Murat Çelenligil – Sinematürk Internet Veri tabanı )
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder