Yönetmen: Hasan Kazankaya
Senaryo: Bilge Olgaç
Müzik Sezen Cumhur Önal
Foto Direktörü:Feridun Kete
Yapım: Kazankaya Film/Hasan Kazankaya
Yardımcı Rejisör: Bilge Olgaç, Rejisör Asistanı: Yücel Uçanoğlu, Kameraman: Salih Dikişçi, Montaj-Senkron: Diamendi Filmeridis, Negatif Montaj: Oral Özütürk, Laboratuvar: Cemil Orhon, Erol Yıldırım, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Muharrem Gündüz, Sesleri Alan: Marko Buduris, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Oğuz, Abdullah Karagöz, Set Amiri: Selahattin Geçgel, Set Elemanları: Cemil Şahiner, Şeref Kaleli, Şükrü Arpakçı, Işıklar: Fehmi Eryılmaz, Işık Şefi: Mashar Eröz, (Yıldız Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır.)
Oyuncular: Yılmaz Güney (Yılmaz), Selma Güneri (Selma), Samim Meriç, Gülsüm Kamu (Gülsüm), Zuhal Tan, Yavuz Caner, Seher Şeniz, Cahit Irgat, Tansu Sayın, Nevzat Bilsel, Sami Tunç, Atilla Yurdesin, Selahattin Ersoy, Kâzım Kartal
Konu: Kimsesiz ve tek başına yaşayan Samim (Samim Meriç) sapık eğilimleri olan bir ruh hastasıdır. Evinde çıplak kadın figürlerini, küçük oyuncak heykellerin çıplak kadın bedenlerini okşar, öper, kendi kendini tatmin eder. Bir gece yarısı kapısı çalınır. Sık sık telefon açmak için gelen kapı komşusu Gülsün'dür (Gülsün Kamu). Kadının kocası seyahattedir. Samim, Gülsün'ü röntgenci bir bakışla izlemektedir. Gülsün, bir gece banyo yaparken ayak sesleri duyar. Gelenin, kocası Yılmaz (Yılmaz Güney) olduğunu sanır, seslenir. Ancak döndüğünde banyo kapısının aralığından kendisini izleyen sapıkla karşılaşır. Samim, kadına saldırıp bıçak darbeleriyle öldürür. Sonra Gülsün'ün kanlı vücudunu banyodan taşıyıp yatağa götürür. Çıplak bedenini okşar, koklar... Bir ölü sevici olan Samim, polise telefon açar. Bu sırada seyahatten dönen Yılmaz, eve geldiğinde karısının cesediyle karşılaşır. İhbar üzerine polisler eve gelmiştir. Yılmaz, tutuklanır. Tüm deliller cinayet suçuyla yargılanan Yılmaz'ın aleyhine gelişir. Kapı komşularıolması nedeniyle şahitlik yapan Samim de cinayeti Yılmaz'ın üzerine atar. Avukatı, Yılmaz'a ilginç bir öneride bulunur. Yılmaz, yargılanma sırasında deli numarası yapar. Ve duruşma sonuna Adli Tıp Hekimliği'ne sevk edilir. Yılmaz, bir akıl hastanesinde, doktor (Nevzat Bilsel) denetimi altındadır. Gerçek deliler arasında kafayı üşütmeden bir an önce kaçmayı planlar. Çünkü, asıl katili bulup kendini temize çıkarmak zorundadır. Ve sonunda kaçmayı başarır. Polis alarma geçmiştir.
Yılmaz, saklanmak için silah zoruyla ve üzerindeki deli gömleğiyle çeşitli evlere girip çıkar. Bu kaçış ve saklanma süreci içinde çeşitli olaylar yaşar. Girdiği evlerden birinde bir cinayet işlenir. Bir kadın (Seher Şeniz), yatalak kocasını (Cahit Irgat), dostuna (Sami Tunç) öldürtmüştür. Bu cinayet de Yılmaz'ın üzerine kalır.
Yine yolunun üzerinde rastladığı ve silah zoruyla arabasına girdiği bir genç kızla tanı-şır. Adı Selma'dır (Selma Güneri). Kıza, kaçış öyküsünü anlatır. Yılmaz'ın suçsuz olduğuna inanan üniversite öğrencisi Selma, artık ondan yanadır. Olayı birlikte çözeceklerdir. Yılmaz, mahkemede aleyhinde şahitlik yapan kapı komşuları Samim'den şüphelenmektedir. Kızı, aynı apartmandaki kendi dairesine gönderir. Tuzak kurulmuştur. Selma, Samim'in karşı dairesine yeni taşınmış bir kiracı rolündedir. Samim kapısının zilini çalıp yeni kiracısıyla tanışır. Polis de, Yılmaz'ın evinin önünde Selma'nın arabasını görünce sokak kontrol altına alınır. Yılmaz eve dönünce yakalanacaktır. O gece, Selma odanın perdelerini açık bırakır. Herhangi bir saldırıda dışarıda bekleyen sevgilisine lamba ışığıyla işaret verecektir. Selma, gizlice odasına giren Samim'in saldırısına uğrar birden. Elinde bıçak vardır. Selma pencereye koşup işaretini verir. Yılmaz fırlar polislerin dur ihtarını dinlemeden apartmana girer. Kızı kurtarıp Samim'le boğuşurken polisler gelir. Samim, Yılmaz'ın yumrukları altında suçunu itiraf eder. Samim tutuklanır, cinayet aydınlanmıştır. “Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 95 ”