Powered By Blogger

7 Kasım 2015 Cumartesi

VAHŞİ GELİN (1965)

Senaryo ve Yönetmen:Nejat Saydam
Kamera:Melih Sertesen
Yapım:Acar Film / Murat Köseoğlu


Oyuncular: Türkan Şoray, Ediz Hun, Sevda Ferdağ, Gürel Ünlüsoy, Ayfer Feray, Nuri Altınok, Ali Şen, Feridun Çölgeçen, Yusuf Sezgin, Çocuk Oyuncu: Nimet Üstüngör


Konu: Karlı bir dağ başında babası Rıfkı Bey (N. Altınok) ile birlikte yaşayan Ayşegül (T. Şoray) saf, masum ve bir o kadar da vahşi ruhlu bir kızdır. Yıllar önce büyük şehir kalabalığına küsmüş bir babanın kızı olarak o da insanlara çok uzak yaşamaktadır. Bu küskünlüğün sebebi aslında zengin bir adam olan Rıfkı Bey'in günün birinde çok sevdiği karısı Ümran (A. Feray) tarafından terk edilmesiyle başlamıştır. Bir gün aynı bölgeye Metin (E. Hun) adlı genç bir adam da gelip yerleşince Ayşegül'ün sessizce sürüp giden hayatı birden değişir. Metin, bir mühendistir ve o da insanlardan uzaklaşmayı istemektedir ama daha Ayşegül'ü ilk gördüğünde aşık olmuştur bile. Metin ile Ayşegül arasındaki aşk evlilikle noktalanır. Rıfkı Bey tüm servetini kızına bırak ar ak ölür. Yıllarca ortalarda görünmeyen Ümran Hanım tekrar ortaya çıkar. Ümran Hanım bir tiyatro oyuncusudur ve Adnan (G. Ünlüsoy) adında paragöz bir de sevgilisi vardır. Ümran ve Adnan, Ayşegül'e bırakılan servete göz dikmişlerdir. Metin karısını yanına alarak tekrar şehirde yaşamaya başlar. Fakat Ayşegül büyük şehirde insanların alayettiği biri olur. Metin'in eski sevgilisi Leyla (S. Ferdağ) onları ayırmak için elinden geleni yapmaya başlar. Ayşegül bu yaşadıklarından dolayı Metin'den ayrılmaya karar verir fakat hamiledir de. Tekrar dağlara döner. Orada tek dostu Seyif Ali'dir (Y. Sezgin). Metin karısına yaptıkları için pişmanlık duymaya başlar. Ümran ve Adnan'ın yaptığı planlar da ters teper.

ÜÇÜNÜZÜ DE MIHLARIM (1965)

Yönetmen: Bilge Olgaç
Senaryo:Yücel Uçanoğlu
Görüntü Yönetmeni:Feridun Kete
Yapım:Kazankaya Film / Hasan Kazankaya


Oyuncular: Yılmaz Güney (Mehmet), Pervin Par (Elif), Hayati Hamzaoğlu (Hasan), Aliye Rona (Ayşe), Tuncel Kurtiz (Hüseyin), Sevinç Pekin, Atilla Yurdeşen (Ahmet), Hikmet Olgun


Konu: Mehmet Yılmaz (Yılmaz Güney), ailesinin geçmişiyle ilgili kanlı olayı bilemez, hatırlayamaz. Çünkü o kundaktayken babası öldürülmüştür. Baba katili, aynı kasabadan Bektaş adında biridir. Kan davalı bir ailenin çocuğu olarak babasız büyüyen Mehmet, anası Ayşe'nin (Aliye Rona) baskısı altındadır. Anası sürekli beynini yıkar. Babasının kanı yerde kalmamalıdır. Ve bir gün küçük Mehmet, anasının baskısıyla camiden dönen Bektaş’ın karşısına dikilir. Elindeki tüfeğin tüm kurşunlarını üzerine boşaltır.


14 yıl hapiste yatan Mehmet cezasını tamamlayıp özgürlüğüne kavuşur. Olayın üzerinden yıllar geçmesine karşılık, iki aile arasındaki gerginlik, Mehmet'in hapisten çıkışıyla daha da alevlenir. Bektaş'ın üç oğlu Hasan (Hayati Hamzaoğlu), Hüseyin (Tuncel Kurtiz) ve Ahmet (Atilla Yurdesin), kasabaya adım attığında Mehmet'i öldüreceklerdir. Üç kardeş silahlanıp, kasabaya gelmekte olan bir otobüsün yolunu keserler. Mehmet yoktur.


Kasabaya, gizlice bir başka yoldan giren Mehmet, birlikte büyüdüğü ve çocuklukları söğüt gölgeleri altında geçen Elif’i (Pervin Par) ziyaret eder. Elif, kan davalı ailenin kızıdır, Mehmet, barış yanlısıdır.
Elif’e ağabeyleriyle barışmak istediğini söyler. Ne var ki Elif de ağaları, ağabeyleri gibi babasının öcünü almaya and içmiştir. Barış yolu kapalıdır. Ve boynunu bükerek, çekip gider...


Mehmet'i arayan üç kardeş anasının evini basarlar. Mehmet, dövüşmek istemediği için arka taraftan kaçar. Hasan, Ayşe anayı tehdit eder. Mehmet, yakınlardaki bir komşu köye giderek izini kaybettirir. Bir çiftlikte çalışmaya başlar. Mehmet'i bulamayan Hasan, bu kez Ayşe kadını çarşı ortasında döver. Haberi alan Mehmet, kasabaya gelir, içi kinle doludur.


Bektaşoğulları'nın evine geldiğinde Elif uyumaktadır. Onu yatağından kaldırıp atıyla dağlara kaçırır. Bir mağaraya gizlenmişlerdir. Elif, bu gergin beraberlik içinde yavaş yavaş ona ısınır. İlk kez önce insan, sonra da kadın olduğunun bilincine varmıştır. Kan davasına da karşıdır, Mehmet'in konuşmaları ve yönlendirmeleriyle değişmiştir. Gece gündüz elinde silahla beklemekten yorgun düşen Mehmet uyurken, Elif kaçar. Amacı kardeşlerini bulup onları bu kan davasından vazgeçirmektir. Çiftliğe geldiğinde ağabeylerine her şeyi anlatır, Mehmet'i sevdiğini söyler. Hasan iyice kudurur, Elif’i döverek kovar. Hasan bu kez dere kenarında çamaşır yıkayan Ayşe kadına saldırır. Yaşlı kadına tecavüz eder. Dağları, bayırları tırmanarak deli gibi sevdiği erkeğine koşan Elif ise Ayşe'nin yürek paralayan çığlıklarını duymuştur. Elif'i ağlarken bulan Mehmet, ardından anasının ağaçta sallanan cesediyle karşılaşır. Anası kendini asmıştır.
Mehmet dönüşü olmayan bir yoldadır. Anasının yemenisi boynunda, silahı elinde düşmanlarını bir dağ yamacında kıstırır. Ahmet'i, sonra Hüseyin'i vurur. Sıra asıl kanlısı Hasan'dadır. On kurşunladığında Elif koşarak gelmiştir. Göz göze geldiklerinde Mehmet yere düşer. “Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


► 1965 yılı avantür filmlerinin revaçta olduğu bir yıldır. Uzun süredir asistanlık yapmakta olan Bilge Olgaç’ın ilk filmidir bu film. Filmin konusu kan davasını işleyen zor bir avantür filmdir. Ne var ki bu film yönetmenin değil oyuncunun filmi olmuştur.


En ilginç olay; filmin çekiminden hemen sonra Yılmaz Güney’in Kulüp 12 de tartıştığı üç kişiyi bıçakla yaralaması, hesapta olmayan bir sansasyonu da beraberinde getiri

ÜÇ KARDEŞE BİR GELİN (1965)

Yönetmen:Mehmet Dinler
Senaryo:Bülent Oran (**)
Foto Direktörü Kenan Kurt
Yapım: Ülkü Film /Ülkü Ülkümen - Pesen Film/Nevzat Pesen


Laboratuar Şefi: Mihal Sjarpetisd, Yardımcıları: Tanaş Petridis, Recai Karataş, Montaj Senkron: Nazmi Özer, Negatif Montaj: Ali Berkan, Set Amiri: Erdoğan Avcı, Set Elemanları: Haydar Doğan, Mustafa Buvan, Vedat Yediren, Kamera Asistanı: Nedim Akanlar, Işıklar: Hüseyin Özşahin, Reji Asistanları: Mehmet Arslan, Yücel Çakmaklı, Prodüksiyon Amiri: Semih Sezerli, Prodüktör: Kadri Yurdatap, Vasil Anas,
(Süperfon Stüdyosunda seslendirilmiştir.)



Oyuncular: Ediz Hun (Ekrem Hurdacı), Fatma Girik (Fatoş), Sadri Alışık (Sabri Hurdacı), Süleyman Turan (Turan Hurdacvı), Semih Sezerli (Rıza), Diclehan Baban (Canavar Huriye), Erdoğan Avcı, Talat Gözbak (Ali Çarçabuk), Mustafa Dağhan, Afif Yesari, Yaşar Şener, Bahri Özkan, Tanju Tamara, Gülgün Erdem, Lütfi Engin, Vahit Volkan, Behçet Nacar, Özdemir Akın, Faruk Panter, Mehmet Büyükgüngör

Konu: Bursa'da yaşayan üç kardeş Sabri, Ekrem ve Turan eski gemilerin söküm işiyle uğraşmaktadır. Bu işte oldukça zengin olmuşlardır. Sabri evlenmeye karar verir ve İstanbul'da üç yıl önce sevdiği kızı getirmesi için kardeşi Ekrem'i gönderir. Ekrem İstanbul'a geldiğinde ağabeyinin sevdiği kızın çoktan evlendiğini öğrenir. Dönmeden önce bir gece kulübünde şarkıcı olan Fatoş'la tanışır. Ona durumu anlatır ve ağabeyine onu götürmeye karar verir. Ekrem Fatoş'u da yanına alarak Bursa'ya dönünce kıyamet kopar. Sabri bu kızı istemez. O hala eski sevgilisini istemektedir. Bu arada gemi söküm işindeki rakibi Haraçcı Osman, Tokatçı Ali'yle anlaşıp bu kardeşlerin işini bozmaya karar verir. Kardeşlerin üçü de bir anda Fatoş'a aşık olurlar. Ama Fatoş Ekrem'i sevmiştir. Ekrem de belli etmezcesine ona aşıktır. Sabri reis hem rakibiyle uğraşırken hem de sevgilileri birleştirmeye çabalamaktadır.

____________________________

(*) John H. Kafka’nın (1902-1974), bir hikayesinden Ladislas Fodor’un (1898-1978), senaryosunu yazdığı ve Henry Hathaway’ın (1898-1985), 1960 yılında yönetmenliğini yaptığı “North to Alaska” isimli filmden uyarlama. Bu filmde başlıca rolleri; John Wayne (1907-1979), Srewart Granger (1913-1993), Ernie Kovacs (1919-1962) oynamışlardır.

UZAKTA KAL SEVGİLİM (1965)

Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo Bülent Oran (*)
Foto Direktörü: Turgut Ören
Yapım: Pesen Film / Nevzat Pesen - Ülkü Film / Ülkü Erakalın


Prodüksiyon Amiri: Erdoğan Avcı, Prodüksiyon Ekibi: Mustafa Buvan, Vedat Yediben, Fikret Temizer, , Seslendiren: Nevzat Pesen, Işıklar: Aslan Yıldız, Montaj ve Senkron: Nazmi Özer, Prodüktör: Kadri Yurdatap, (Süperfon stüdyolarında hazırlanmıştır.)


Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Fikret Hakan, Aliye Rona, Avni Dilligil, Erol Tezeren, Avni Dilligil, Nubar Terziyan, Misafir Oyuncu: Uğur Kıvılcım,


Konu: Almanya’da çalışmak için sıra bekliyen tersane işçisi Fikret ile mahallenin güzel kızı Hülya’nın aşk hikayesi.

______________________
 (*) N. Behram’ın (1893-1973) oyunundan, Julius J. Epstein’in (1909-2000) senaryosuyla yönetmen Joshua Logan (1908-1988) tarafından 1961 yılında beyaz perdeye aktarılan “Fanny” isimli filmden uyarlama. Başlıca roleri Dünya sinemasının dev oyuncuları olan aşağıdaki isimler oynamıştır. Leslie Caron (1931), Maurice Chevalier (1888-1972),
 

TURİST ÖMER DÜMENCİLER KRALI (1965)

Yönetmen:Hulki Saner
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Müzik: Metin Bükey
Kamera: Kriton İlyadis
Yapım: Saner Film/Hulki Saner


Oyuncular: Sadri Alışık, Çolpan İlhan, Vahi Öz, Nuran Aksoy, Mualla Sürer, Feridun Çölgeçen, Mine Sun, Uğur Kıvılcım, Hasan Ceylan


Konu: Yurdumuzu ziyarete gelen yabancı bir ülkenin prensi Turist Ömer’e çok benzemektedir. Bu benzerliği nedeniyle sosyetenin göz bebği haline gelir. Ve olaylar gelişerek devam eder.

TORPİDO YILMAZ (1965)

Yönetmen: Cevat Okçugil
Senaryo: Temel Tezol
Görüntü Yönetmeni: Nejat Okçugil
Yapım: Seher Film / Mehmet Çaydemir


Oyuncular: Yılmaz Güney, Tülin Elgin, Avni Dilligil ,Atıf Kaptan, Ali Ekdal, Nusret Ozkaya, Renan Fosforoğlu, Enver Dönmez, Ünal Tural, Necati Er


Konu: Çocukluğunu sokaklarda geçirip babasız büyüyen Yılmaz (Yılmaz Güney), korkusuz bir gençtir. Bu nedenle de çevresin de Torpido Yılmaz adıyla tanınmaktadır. Uzun yıllar ayrı yaşadiö köydeki annesinden bir mektup alır. Annesi oğlundan, yıllardır kayıp olan babasını bulmasını ister.


Bıçkın delikanlı, çocukluğundan beri yüzünü görmediği babasını İstanbul'da aramaya başlar. Yılmaz, bu arayış sırasında güzel bir kızla (Gülbin Eray) tanışır. Kız, Yılmaz'ın bir türlü peşini bırakmaz Ondan hoşlanmıştır. Delikanlı da ona karşı boş değildir. Birliktelikleri sürerken Yılmaz, içi dolu bir çanta bulur. Eroin kaçakçıları Torpido'nun peşine düşerler. Babasını ararken başı belaya giren Yıl-maz polise sığınır. Bu kez polisle işbirliği yapan delikanlı ile kaçakçılar arasında büyük bir savaş başlar.

Kısa bir süre sonra kaçakçılar yakayı ele verir. Yılmaz da kayıp babasını bulur. Bir konakta oturan babası sayılı zenginlerden biridir, iç içe yaşanan bir maceradan sonra Yılmaz'ın artık sevdiği kızla evlenmesine hiçbir engel kalmamıştır. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


TEHLİKELİ ADIMLAR (1965)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Sezai Solelli
Kamera: Manasi Filmeridis
Yapım: Güven Film / Yuvakim Filmeridis


Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Ediz Hun, Sevda Ferdağ, Önder Somer, Ege Ernart, Özdemir Han, Mümtaz Ener, Feridun Çölgeçen, Semih Sezerli, Uğur Kıvılcım, Benan Öz, Handan Adalı, İlhan Hemşeri, Sevim Sevil, Sunay Sun, Gülgün Erdem


Konu: Üniversite öğrencisi olan genç bir kız tekdüze yaşamını değiştirmek için farklı bir çevreye girerek bohem yaşamının özgürlüğünü tatmaya başlar. Ama bu çevre düşlediği yaşam yerine kendisine bir dizi tuzaklar hazırlar ve bu kez de bu çevreden kurtulmak için mücadeleye girişir. Ama bu kez içinde bulunduğu ortam onu bırakmak istemez ve sonunda işlemediği bir suçtan dolayı yargılanmak zorunda kalır.


Çaresizlik ve kıstırılmışlıklar içinde bocalayan kızın yardımına genç bir avukat koşar ve onu içine düştüğü bataklıktan kurtarmak için birlikte savaşmaya başlarlar.

TEHLİKELİ ADAM (1965)

Yönetmen: Hasan Kazankaya
Senaryo: Bilge Olgaç
Müzik Sezen Cumhur Önal
Foto Direktörü:Feridun Kete
Yapım: Kazankaya Film/Hasan Kazankaya


Yardımcı Rejisör
: Bilge Olgaç, Rejisör Asistanı: Yücel Uçanoğlu, Kameraman: Salih Dikişçi, Montaj-Senkron: Diamendi Filmeridis, Negatif Montaj: Oral Özütürk, Laboratuvar: Cemil Orhon, Erol Yıldırım, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Muharrem Gündüz, Sesleri Alan: Marko Buduris, Prodüksiyon Amiri: Mustafa Oğuz, Abdullah Karagöz, Set Amiri: Selahattin Geçgel, Set Elemanları: Cemil Şahiner, Şeref Kaleli, Şükrü Arpakçı, Işıklar: Fehmi Eryılmaz, Işık Şefi: Mashar Eröz, (Yıldız Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır.)


Oyuncular: Yılmaz Güney (Yılmaz), Selma Güneri (Selma), Samim Meriç, Gülsüm Kamu (Gülsüm), Zuhal Tan, Yavuz Caner, Seher Şeniz, Cahit Irgat, Tansu Sayın, Nevzat Bilsel, Sami Tunç, Atilla Yurdesin, Selahattin Ersoy, Kâzım Kartal


Konu: Kimsesiz ve tek başına yaşayan Samim (Samim Meriç) sapık eğilimleri olan bir ruh hastasıdır. Evinde çıplak kadın figürlerini, küçük oyuncak heykellerin çıplak kadın bedenlerini okşar, öper, kendi kendini tatmin eder. Bir gece yarısı kapısı çalınır. Sık sık telefon açmak için gelen kapı komşusu Gülsün'dür (Gülsün Kamu). Kadının kocası seyahattedir. Samim, Gülsün'ü röntgenci bir bakışla izlemektedir. Gülsün, bir gece banyo yaparken ayak sesleri duyar. Gelenin, kocası Yılmaz (Yılmaz Güney) olduğunu sanır, seslenir. Ancak döndüğünde banyo kapısının aralığından kendisini izleyen sapıkla karşılaşır. Samim, kadına saldırıp bıçak darbeleriyle öldürür. Sonra Gülsün'ün kanlı vücudunu banyodan taşıyıp yatağa götürür. Çıplak bedenini okşar, koklar... Bir ölü sevici olan Samim, polise telefon açar. Bu sırada seyahatten dönen Yılmaz, eve geldiğinde karısının cesediyle karşılaşır. İhbar üzerine polisler eve gelmiştir. Yılmaz, tutuklanır. Tüm deliller cinayet suçuyla yargılanan Yılmaz'ın aleyhine gelişir. Kapı komşularıolması nedeniyle şahitlik yapan Samim de cinayeti Yılmaz'ın üzerine atar. Avukatı, Yılmaz'a ilginç bir öneride bulunur. Yılmaz, yargılanma sırasında deli numarası yapar. Ve duruşma sonuna Adli Tıp Hekimliği'ne sevk edilir. Yılmaz, bir akıl hastanesinde, doktor (Nevzat Bilsel) denetimi altındadır. Gerçek deliler arasında kafayı üşütmeden bir an önce kaçmayı planlar. Çünkü, asıl katili bulup kendini temize çıkarmak zorundadır. Ve sonunda kaçmayı başarır. Polis alarma geçmiştir.


Yılmaz, saklanmak için silah zoruyla ve üzerindeki deli gömleğiyle çeşitli evlere girip çıkar. Bu kaçış ve saklanma süreci içinde çeşitli olaylar yaşar. Girdiği evlerden birinde bir cinayet işlenir. Bir kadın (Seher Şeniz), yatalak kocasını (Cahit Irgat), dostuna (Sami Tunç) öldürtmüştür. Bu cinayet de Yılmaz'ın üzerine kalır.
Yine yolunun üzerinde rastladığı ve silah zoruyla arabasına girdiği bir genç kızla tanı-şır. Adı Selma'dır (Selma Güneri). Kıza, kaçış öyküsünü anlatır. Yılmaz'ın suçsuz olduğuna inanan üniversite öğrencisi Selma, artık ondan yanadır. Olayı birlikte çözeceklerdir. Yılmaz, mahkemede aleyhinde şahitlik yapan kapı komşuları Samim'den şüphelenmektedir. Kızı, aynı apartmandaki kendi dairesine gönderir. Tuzak kurulmuştur. Selma, Samim'in karşı dairesine yeni taşınmış bir kiracı rolündedir. Samim kapısının zilini çalıp yeni kiracısıyla tanışır. Polis de, Yılmaz'ın evinin önünde Selma'nın arabasını görünce sokak kontrol altına alınır. Yılmaz eve dönünce yakalanacaktır. O gece, Selma odanın perdelerini açık bırakır. Herhangi bir saldırıda dışarıda bekleyen sevgilisine lamba ışığıyla işaret verecektir. Selma, gizlice odasına giren Samim'in saldırısına uğrar birden. Elinde bıçak vardır. Selma pencereye koşup işaretini verir. Yılmaz fırlar polislerin dur ihtarını dinlemeden apartmana girer. Kızı kurtarıp Samim'le boğuşurken polisler gelir. Samim, Yılmaz'ın yumrukları altında suçunu itiraf eder. Samim tutuklanır, cinayet aydınlanmıştır. “Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 95 ”

TAVAN ARASI (1965)

Yönetmen: Veli Akbaşlı
Senaryo: Sadi Mete
Kamera: Rafet Şiriner
Yapım: Cihan Film / Suzan Yakar


Oyuncular: Sevda Ferdağ, Gürel Ünlüsoy, Sibel Göksel, Varol Ürkmez  Sami Hazinses, Ali Şen


Konu: Efsanevi kaleci Varol Ürkmez’in de rol aldığı bu filmde, bir tavan arasındaki yaşam konu edilmekte

TATLI YUMRUK (1965)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Vecdi Uygun
Operatör: Çetin Gürtop
Yapım: Sarıkaya Film / Aziz Sarıkay


Oyuncular: Tanju Gürsu, Semra Sar, Hüseyin Baradan, Nubar Terziyan, Hasan Ceylan, Mustafa Dağhan, Fatoş Öztan, Tahiye Salem


Konu: İçi kıymetli evraklarla dolu bir çanta bulan gençle, onun peşine düşen bir çetenin maceralı öyküsü.

TAŞRALI AMCA (1965)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Kamera: Manasi Filmeridis
Yapım: Melek Film/Şahan Haki


Teknik Ekip: Erol Şen, İsmet Karaman, Mahmut Karaman, Mustafa Akkaş, Reji Asistanı: Mehmet Arslan, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar: Hayati Akbulut, Gani Maraşlıoğlu, Erdoğan Dolapçı, Senkron ve Montaj: Turgut İnangiray, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Seslendiren: Yorgo İliadis,
(Erman Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)


Oyuncular: Yusuf Sezgin, Sevda Ferdağ, Tülin Elgin, Suphi Tekniker, Zafer Önen, Sevil Sevil, Vahi Öz, Gülten Ceylan, Erdoğan İnce, Süheyl Eğriboz,


Konu:
Filmde, kendi tuzaklarına düşen iki kafadarın hikâyesi anlatılır. Fikret, üniversitede okumak için memleketinden İstanbul’a gelmiştir. Ancak delikanlı arkadaşı Ahmet’le birlikte içki, kumar ve kadın peşinde günlerini gün etmektedir. Fikret, her parasız kaldığında memleketteki amcası Şefkati Bey’e müracaat eder. Şefkati Bey, kızı Nevin’nin ısrarıyla yeğeninin doğru söyleyip söylemediğini anlamak üzere İstanbul’a gitmeye karar verir. İki kafadar köşeye sıkışmıştır. (Ayşe Adlı)

TAMİRCİ PARÇASI (1965)

Yönetmen :Türker İnanoğlu
Senaryo: Fuat Özlüer
Operatör: Yılmaz Gürbüz
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu


Kamera Asistanı: Hasan Uçar, Işıklar: Ender Işık Bürosu, Dublajı İdare Eden: Hayri Esen, Sesleri Çeken: Marko Buduris, Monta ve Senkronj: Mehmet Bozkuş, Laboratuar Şefi: Cemil Orhon, Laboratuvar Elemanları: Erol Yıldırım, Bayram Güzel, Süleyman Koyuncu, Jenerik: Refik Onubil, Fotolar: Nazım Bora, Prodüksiyon Amiri: Memduh Karakaş Şarkılar: Sevim Şengül, (Yıldız Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır)


Oyuncular: Ayhan Işık, Filiz Akın, Çolpan İlhan, Önder Somer, Gülsüm Kamu, Vahi Öz, Hüseyin Baradan, Necdet Tosun, Faik Coşkun, Mustafa Dağhan, Toros Karabulut


KONU: Oya (Filiz Akın) zengin işadamı Nazmi Bey’in kızıdır. Kuzeni Bülent (Önder Somer) ile nişanlıdır. Arkadaşı Naciye Oya’yı kıskanır ve onun olan herşeyi elde etmek ister. Birgün Oya’nın arabası bozulur. Aile dostu olan Avni Bey arabayı tanıdığı atölye sahibi Demir’e (Ayhan Işık) tamir ettirir. Oya ve Bülent Demir’i orada çalışan bir işçi ola-rak küçümser. Demir ise Oya’ya ilk görüşte aşık olmuştur. Nazmi Bey iflasın eşiğindedir ve kurtulmak için Naciye’nin babası Osman’dan yardım ister. Naciye kıskançlığı yüzünden buna engel olur. Sonuç iflas ve Nazmi Bey’in intiharıdır. Osman Bey köşkü haciz yoluyla satışa çıkarır. Bülent parayı tercih edip Naciye ile evlenmeye karar verir. Oya herşeyden habersizdir. Demir köşkü gizlice satın alır ve Oya ile annesinin orada oturmasını sağlar. Oya ile evlenmek ister. Ama Oya hakaret ederek reddeder. Ama daha sonra Bülent’in Naciye ile nişanlanacağını duyunca, Demir’den yardım ister ve nişanlı gibi davranmasını rica eder. Daha sonra da nisbet yapmak için Demir’le gerçekten evlenir. Demir Oya’nın kendisi ile evlilik nedenini öğrenir. Oya ise Demir’in hala kendisi ile serveti için evlendiğini söyleyerek kavga eder. Bir süre sonra boşanmak amacıyla ayrı yaşamaya başlarlar. İşte bu aşamada Oya’nın annesi tüm gerçeği, iflası, her şeyin Demir’e ait olduğunu anlatır. Oya pişmandır ama Demir boşanmaya kararlıdır. Bu arada Naciye Demir’e yaklaşır. Bülent de Oya’nın peşindedir. Oya Demir’i tüm varlığıyla sevdiğini anlar.


Evliliği sürdürme azmindedir. Her şey yoluna giriyor gibiyken Naciye ile Bülent Demir’in kaza geçirdiğini söyleyip Oya’yı kaçırırlar. Olayı öğrenen Demir arkadaşları ile peşlerine düşer. Amacı, ne olursa olsun sonunda yakaladığı mutluluğu, evliliğini ve çok sevdiği karısını kurtarmak ve suçluların hakettikleri cezayı görmelerini sağlamaktır. Ve bunu ne pahasına olursa olsun, başaracaktır da…

TAÇSIZ KRAL (1965)

Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Safa Önal
Operatör: Mahmut Demir
Yapım: Arzu Film / Ertem Eğilmez


Oyuncular: Metin Oktay, Gönül Yazar, Ajda Pekkan, Ayten Kaçmaz (Gökçer), Erol Taş, Hülya Demir, Küçük Yıldız: Can Tengizman


Konu: ‘Ölümünden (13 Eylül 1991) birkaç saat önce gitarist Tarık Öcal’a Nazım Hikmet’in bir şiirini okuyup “İşte bu şiiri bilmeyen ne top oynar, ne gitar çalar. İşin özü bu kardeşim” diyen tertemiz bir insanın öyküsü.

Filmin yapımcısı Ertem Eğilmez (fakat jene-rikte Arslan Barutçuoğlu yazıyor) bir söyleşi-de (17 Temmuz 1965-Ses) “(Taçsız Kral) filmi, Metin Oktay’ın hayat hikâyesi mi olacak” sorusunu şöyle yanıtlıyor ; “Tam değil. Olay-lar.. Metin Oktay’ın gerçek hayatına benze-yebilir. Hatta, belki de herhangi bir futbol-cunun hayatına uydurulabilir. İsim yapmış klas bir futbolcunun kadınlar arasında ge-çirdiği bir dönem vardır. Bu dönem her fut-bolcunun hayatının rengidir.”

40’ların sonu. İzmir, Karşıyaka’da Çiftefırınlar Mahallesi. O dönem hemen her sokakta olan arsada çocuklar futbol oynuyor. Cin gibi bir çocuk, Metin, nedense, takıma gire-memiş ve Spor Malzemeleri Mağazası vitri-nindeki topları seyrediyor. ‘Enfants de Tours’ (1963) (Macias / Demarny / Blank) melodisi ile konserve kutusunu tekmelediği sokakta dalgın yürürken önüne ‘hayallerindeki’ futbol topu yuvarlanır. Mu-rat Abi onun üzüntüsünü bu armağanla gideriyor ; (Sadettin Erbil’in sesi ile) “Seni ben çalıştıracağım.. Büyük bir futbolcu ola-caksın. Benden bile büyük..” Murat Abinin ‘baldan tatlı, safi şekerden yapılmış kızı’ Mine, Metin’i seviyor. Üçünün ‘Valencia’ (1926) (Jose Padilla) pasodoblesi ile gazoz içtikleri sahne ne kadar güzeldi. Metin’in (adını öğrenemedi-ğimiz) babası, kavga çıkan bir mahalle maçından sonra topu keser..Babası (Erdoğan Esenboğa’nın sesi ile) ; “Bindir söylüyorum. Topla oynamak günah-tır..Dinleyen kim. Bir daha görür-sem..”Annesi (onun da adını öğrenemiyo-ruz) ( Alev Koral’ın sesi ile); “Yapma oğlum, laf anla biraz. Fakiriz biz. Oyunla geçirecek vaktimiz yok. Baban sabahın altısından geceye kadar fabrikada ömür çürütüyor (işe giderken elinde üç bölmeli sefertası var). Bir gündüz uykusuna hasret. Bir erkeği-miz de sensin. Okuyup kazanacaksın. Başka çaren yok.”
Metin ; “Var anne. Göreceksiniz.”
Sonraki yıllarda Murat Abinin gözetiminde çalışması ve yükseliş ; Damlacık Spor, YünMensucat ve 1954’te İzmir’deki son kulübü İzmirspor. 1955. Galatasaray. Başarı dolu yıllar; Gol krallıkları; (Filmde görmesek de) ‘Ağları Yırtan Gol’ (10 Haziran 1959); Şöh-ret; Yepyeni bir çevre. Yine de Metin’in parası az. Candemir’le Gönül Yazar ve kız arkadaşlarını ‘Laz Hakkı’nın lokantasına götürdüklerinde neredeyse hiç paraları yoktu. ‘hesabı ödeyemedikleri gibi Metin, Hakkı’dan 200 lira da borç almıştı. Bu ara-da kimleri tanımayız ki ; “Gool, gol, gol. Bravo Metin” diye heyecanla maç anlatır-ken mikrofonun dengesini bozan Pertev Tunaseli ; ‘Halk Gazetesi’ Milliyet ve Rıza Tüzün’ün seslendirdiği Necmi Tanyolaç ; Yine Erdoğan Esenboğa’nın seslendirdiği Fenerbahçe kaptanı Naci ; Karıncaezmez Şevki ve 34 .. ..4 plakalı 50 model Opel Kapitan’ı ; Gündüz Kılıç; Cihat Arman; Hat-ta (yine Rıza Tüzün’ün seslendirdiği) Orhan Şeref Apak. Bu başarı dolu günlerin birinde en olmaması gereken olur; Hülya, Metin’e gelir. Metin ; “Ne istiyorsun benden?”
Hülya; “Seni.”
Evlenirler. Bir süre sonra İzmir’e dönmesi için baskı başlar. Ayrıldıkları konuşma..
Hülya; “Ya ben ya Galatasaray.”
Metin; “Galatasaray. O daha vefalı.”
En büyük destek, yine Mine ve Murat Abiden gelir. Bir yıl Palermo kulübünde futbol oynar. Tekrar Galatasaray. Bir milli maç öncesi doktor muayenesinde ortaya çıkan ‘kalp kifayetsizliği’ ve Metin’de düşüş başlar. İçki ile geçen günlerden sonra “dertleşmek için Gönül’e gider. Mine ve Murat Babayı İstanbul’a çağırırlar. Sevgi dolu bir ortamda günlerce süren çabalar ve Murat’ın ‘meyhanede Metin’i yaşama döndüren konuşması..


Murat ; “İçme artık..Kalk eve gidelim. Derdine, acına saygı ettim. ‘Zaten bozuk, üstüne üstüne gitmeyeyim’ dedim. Ama, tadını kaçırdın artık. Öleceksen top için öl. Hepsi hepsi bir ölüm. Böyle, gün gün öleceğine lahzada ölürsün hiç olmazsa.Deneyeceğiz, her şeye yeniden başlayacağız.” Günler sonra tekrar yapılan kontrollerin ardından.. Gündüz Kılıç ; “Oynayabilir mi doktor?”


1. Doktor ; “Tabii. Bir Beşiktaş taraftarı olarak üzgünüm ama..”
2. Doktor; “Ben de Fenerbahçeliyim. Maalesef eskisinden daha iyi oynayacak.” Hastaneden çıkarken Mine ile el eleydi. Yine gol krallıkları yine başarılar. (Murat Çelenligil – Sinematürk Internet Veri tabanı )

ŞOFÖRÜN KIZI (1965)

Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo (*) Bülent Oran
Foto Direktörü: Turgut Ören
Yapım: Birsel Film / Nüzhet ve Özdemir Birsel


Reji Asistanı: Turhan Aksoy, Operatör Asistanı: Zihniye Ören, Işıklar: Fahri Tekşen , Işık Direktörü: Atacan Boran, Set Amiri: Atalay Saraç, Set Elemanları: Hüseyin Bayburt, Mehmet Güler, Aydın Uslu, Laboratuvar: Mihal Skarpetis, Montaj, Senkron: Rauf Tözüm, Negatif Montaj: Ali Berkan, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Prodüksiyon Amiri: Saltuk Kaplangı, 

(Acar Film stüdyosunda hazırlanmıştır.)

 Oyuncular: Ayhan Işık (Ayhan Gürhan), Belgin Doruk (Arzu), Ekrem Bora (Ekrem Gürhan), Nebahat Çehre (Hülya), Hulusi Kentmen (Şoför Osman), Bedia Muvahhit (Mahmut Gürhan’ın karısı), Avni Dilligil (Mahmut Gürhan), Necdet Tosun (Aşçı), Aliye Rona (Aliye), Saltuk Kaplangı, Faik Coşkun (Faik Coşkun), Memduh Alpar (Doktor), Mehmet Büyükgüngör (Uşak), Hamdi Şarlığı

Konu: Gece hayatı ve kadınlara düşkün kardeşi Ekremi hizaya sokmak,onun sorumlu bir kişi olmasını sağlamak için fabrikatör Ayhan babasının rızasını da alarak şoförünün kızı Arzuyu bu işte kullanır.Niyet Ekremin aşık olması ve durulmasıdır. Oyun ilk başları iyi gider lakin ciddi ve otoriter bir adam olan Ayhan hislerine gem vuramayıp Arzuya kendisi aşık olur

ŞOFÖR NEBAHAT BİZDE KABAHAT (1965)

Yönetmen: Süreyya Duru
Senaryo: Suavi Sualp
Kamera: Özdemir Öğüt
Güfte, Beste ve Dans: Kudret Şandra
Yapım: Duru Film / Naci Duru


Prodüktör Temsilcisi: Fuat İmer, Prodüksiyon Amiri: Abdullah Barut, Işık: Hüseyin Özşahin, Prodüksiyon Asistanı: Burhan Yeşildağ, Kamera Asistanı: Erhan Canan, Set Amiri: Yunus Saltuk, Sesleri Alan: Necip Sarıcaoğlu, Montaj: İsak Dilman, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Ender Teker, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Müzik: Kasım İnaltekin, Asistan Rejisör: Remzi Cöntürk, Skrip: Emel Işık,
(Lâle Film Stüdysunda hazırlanmıştır),


Oyuncular: Sezer Sezin, Selma Güneri, Ali Şen, Ersun Kazançel, Necdet Çağlar, Necip Tekçe, Münir Özkul, Türker Tekin, Kudret Şandra, Murat Tok, Reşit Çıldam, Enver Danış, M. Ali Akpınar, Moris, Enver Daniş, İclâl Genç, Mehdi Yeşildeniz, Atilla Engin, Erfdoğan Seren, Mustafa Yavuz, Lütfi Engin, sman Türkoğlu, Selahattin İçsel ve Nermin Kuran (1964 Türkiye dansözler kraliçesi)


Konu: Şoför Nebahat’ın taksisiyle kaçırılan prensesin öyküsü.