Powered By Blogger

22 Ocak 2016 Cuma

KİBAR HAYDUT (1966)

 “YALNIZ ADAM” – “NAMLUDAKİ ADAM”

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: Bülent Oran
Kamera: Ali Uğur
Yapım: Ni-Va Film / Murat Köseoğlu


Oyuncular: Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Feridun Çölgeçen, Devlet Devrim, Muammer Gözalan, Erol Günaydın, Tunç Oral, Ali Seyhan, Danyal Topatan, Liza Loren, Sunay Sun, Ali Seyhan


Konu: Polisin uzun süredir aradığı bir adam (Yılmaz Güney), çımacı kılığına girip, bir yolcu gemisinde saklanır. Kamarasına giz-lendiği yolcu gemisinin sahibi, nişanlısı tarafından terk edilen zengin bir ailenin şımarık kızıdır (Nebahat Çehre). Kız, gemide saklanan delikanlıyla tanışır ve ondan hoşlanır. Yolculuk boyunca birlikte olduğu genç adamı, İstanbul'a geldiklerinde ailesine tanıştırır. Zengin aile, evlerinde dostlarına daver verip partiler düzenlerler. Bu davet ve partilere kızın sevgilisi de katılmaktadır. Ancak adam, bu tür sosyete partilerine alışık olmadığı için bir türlü uyum sağlayamaz. Havaya giremediği için de yabancı-laşır, Kıza göre, genç adam çok kabadır.


Sık sık düzenlenen bu partilerin birine kızın babasının iş ortağıyla oğlu da gelmiştir. Kızın sevgilisi bu adamdan hoşlanmaz. Bir takım oyunlar çevirdiğinin farkındadır. Gerçekten de adamın amacı, ortağı olduğu iş yerine tek başına sahip olmaktır. Ve sonunda kızın babasının tüm malına el koyar. Borç yüzünden oturdukları evleri bile sanlığa çıkarılmıştır. Kızın babası, iş ortağı yüzenden bir anda bütün servetini kaybetmiştir.

Kızın sevgilisi, beş parasız ortada kalan aileyi zor durumdan kurtarmak için kolları sıvar. Çeşitli kılıklara girer. İş ortağını ve oğlunu sıkıştırır. Böylece işyerindeki kasa defterlerinin ve senetlerin sahte olduğu ortaya çıkar. Malların salısı yapılacağı gün, garip bir adam alıcı olarak gelir. Bir kalemde yüklü bir çek yazarak evi ve malları satın alır. Bu esrarengiz adam, kızın sevgilisidir. Genç adam, mahkemede kızın babasının suçsuzluğunu belgelerle ıspatlar,.. Asıl suçlunun iş ortağı olduğu anlaşılır. Ve delikanlı aileyi huzura kavuşturduktan sonra sevdiği kızla evlenir. “Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney”


►Güneyin kayıp filmlerinden biri. Yılmaz Güney, karşılıklı oynadığı Nebahat Çehre'yle, filmin çekimi sırasında evlendi. Hillton Oteli'nde çekilen çiftin gerçek düğün sahneleri filmin sonuna eklendi.

 

KISKANÇ KADIN (1966)

Yönetmen : O. Nuri Ergün
Senaryo: Osman F. Seden (*)
Kamera: Necati İltaç
Yapım Akün Film/ İrfan Ünal Recai Akçaoğlu


Prodüksiyon Amiri: İbrahim Seven, Prodüksiyon Asistanı: Yorgo İstavridis, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıtan, Prodüktör: İrfan Ünal, Recai Akçaoğlu, (Acar Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır).
 

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Hülya Koçyiğit, Çolpan İlhan, Suma Pekuysal, Mualla Sürer, Orhan Elmas, Natuk Baytan, Tevfik Urgal, Muammer Gözalana, Timuçin Caymaz,

Konu: Asil bir ailenin kızı olan Rukiye (Suna Pekuysal) ailece tanıştıkları, çok zengin ve yakışıklı bir adam olan Kemal Seden(Cüneyt Arkın) ile evlenmek için can atmaktadır. Karısını kaybetmiş olan bekâr adam tüm kadınlarında da gözdesidir. Rukiye’nin hizmetine bakan ve Rukiye’nin annesinin (Mualla Sürer) sekreterliğini yapan genç ve güzel Nevin (Hülya Koçyiğit), Ke-mal Bey’in dikkatini çeker. Karısının ölümünden sonra hayata küsmüş olan ve hiç kimseye ilgi duymayan Kemal Bey, Nevin’le ilgilenmeye başlayınca; Rukiye’nin asilzade annesi kıskançlık yaparak Nevin’i işten kovar. Bu durum karşısında sessiz kalmayan Kemal Bey, genç kızı (Nevin) bırakmamaya karar verir ve kısa zamanda aralarında gelişen yakınlaşma büyük bir aşka dönüşür. Ancak evlenip, Kemal’in oturduğu köşke gelin giden Nevin’i, bura kıskanç bir kadın, ürkütücü sırlar ve kâbus dolu bir hayat beklemektedir.
______________________________

 (*) Daphhne Du Maurier’in (1907-1989) romanından Philip MacDonald’ın (1901-1980) uyarladığı ve Alfred Hitchcock’un (1899-1980) 12 Nisan 1940 yılında Amerika’da (USA) gösterime giren “Rebecca” filminden, Başlıca rolleri; Laurence Olivier (1907-1989), Joan Fontaine (1917), George Sanders (1906-1972) ve Judith Anderson (1897-1992) paylaşmışlardır. (Kyn: The Internet Movie Database)

KIRIK SAZ (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Abdurrahman Palay
Kamera: Manasi Filmeridis
Müzik ve Türküler: Yıldız Tezcan
Yapım: Pesen Film / Nevzat Pesen


Reji Asistanı: Selâhattimn Dursun, Kamera Asistanı: Tamer Öz, Prodüksiyon Amiri: Niyazi Vanlı, Montaj, Senkron: Nazım Özer ,Negatif Montaj: Tanas Petridis, (Süperfon Film Stüdyosunda Seslendirilmiş, Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)


Oyuncular: Yusuf Sezgin, Yıldız Tezcan, Hüseyin Baradan, Atıf Kaptan, Mehemet Ali Akpınar, Necip Tekçe, Leman Akçatepe, Selahattin İçsel, Faik Coşkun, Gülten Ceylan, Abduırrahman Palay, Türküler: Adnan Varveren,


Konu: Birbirlerini seven iki gencin evlenmelerine karşı çıkan babanın öyküsü.

21 Ocak 2016 Perşembe

KIR ATLI EFE (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Nuri Akıncı
Kamera: Cezmi Ar
Yapım: Dadaş Film / Kadir Kesemen


Oyuncular: Ahmet Mekin, Tijen Par, Tunç Oral, Necdet Çağlar, Mehmet Ali Akpınar, Sırrı Elitaş, Necati Er, Hamza Gül, Hikmet Olgun


Konu: Çobana aşık olan, bir köylü kızın öyküsü.

KIRAN KIRANA (1966)

Yönetmen:  Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran
Kamera:Ali Yaver
Yapım:Metin Film / Işık Toroman


Oyuncular: Eşref Kolçak (Kamil), Nilüfer Aydan (Gül), Engin İnal, Önxder Somer, Tuncel Kurtiz, Cahit Irgat, (Cahit), Sedef Türkay, Ali Seyhan


Konu: Sonunda suçsuz olduğu anlaşılan bir gençle, sevdiği kızın aşk ve macera öyküsü.

KENAR MAHALLE (1966)


Senaryo ve Yönetmen: Seyfi Havaeri
Foto Direktörü: Ali Uğur
Yapım: Uyanış Film


Şarkılar: Mualla Mukadder, Bekir Sıtkı Sezgin,


Oyuncular: Parla Şenol, Muhterem Nur, Yılmaz Duru, Suphi Tekniker, Çolpan İlhan, Sami Ayanoğlu, Müşerref Çapın, Hüseyin Baradan, Nusret Camgöz, Ali Köksal, Senih Orkan, Hüseyin Kaşif


Konu: Kötü yola düşürülmüş fakir bir kızı kirli yaşamından kurtararak evlenen bir romancının öyküsü.

KENARIN DİLBERİ (1966)

Yönetmen: Osman F. Seden
Görüntü Yönetmeni: Necati İltaç
Müzik Metin Bükey
Yapım Ak-Ün Film / İrfan Ünal


Yönetmen Asistanları: Erden Kral, Erdal Aksü, Kamera Asistanı: Salih Dikişçi, Müzik Direktörü: Metin Bükey, Prodüksiyon Amiri: İbrahim Seven, Prod. Asistanı: İlhan Akaota, Dekorlar: Yüksel Tanık, Set Amiri: Basri Büyükcan, Yardımcıları: İsmet Demirkol, Hacı Fidan, Şoray Kanat, Montaj: Özdemir Arıtan, Negatif Montaj: Ali Berkan, Senkron: Taner Oğuz, Arif Özalp, Labaratuvar: Tanaş Recai Karataş, Ses: Tuncer Aydınoğlu,
(Acar Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)


Oyuncular: Türkan Şoray (Türkan/Necla İzmen), Göksel Arsoy (Ekrem Çarlı), Nubar Terziyan Ekrem’in babası), Hayri Caner (Darbukacı), Mürvet Sim (Ekrem’in annesi), Senih Okran (Kemancı Ali), Hulusi Kentmen (Aziz İzmen), Necdet Tosun (Zurnacı), Gürel Ünlüsoy (Melih Sater), Kenan Pars (Necmi), Mualla Sürer (Ayşe Ana), Gülten Ceylan, Renan Fosforoğlu (Sunucu), Necabettin Yal,


KONU: İki karekteri birden oynamaktadır Şoray. Bir tarafta zengin bir ailenin şımarık, esrarkeş ve alkolik olan her istediğini alan bir kız; diğer taraftan ise fakir ve gururlu, yaşamını şarkı söyleyerek geçiren mert bir kız. Kader her iki kızın da yakasına yapışmıştır artık. Belediye ekiplerince yakalanan Türkan ve arkadaşlarını zengin bir iş adamı olan H. Kentmen, para cezalarını ödeyerek karakoldan kurtarır. Ancak tek bir şartı vardır o da, bağımlılıktan hastanede yatan ve tedavi altında olan kızının yerine geçmesi. Fakir Türkan sırf hasta olan mahalle komşularının hasatne ve ilaç giderlerini karşılayabilmek için bu işi kabul eder. Ancak zaman içinde nişanlısı Göksel Arsoy’a aşık olur. Ve olaylar sürpriz gelişmelerle devam eder gider.
 

KATİLLER DE AĞLAR (1966)

Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Orhan Kapkı
Yapım: Duygu Film / Ülkü Erakalın


Reji Asistanı Zuhal Üstüntaş, Celal Ersöz, Kamera Ast: Suat Pekak, Işık Şefi: Atacan Boran, Ses Kayıt: Yorgo İlyadis, Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu, Laboratuvar Şefi: Hilmi, Başcan, Laboratuvar: Gani Maraşlıoğlu, Hayati Akbulut, Erdoğan Dolapçı, Ziya Uçar, Montaj: Diamendi Filmeridis, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, (Erman Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)


Oyuncular: Ayhan Işık, Selda Alkor, Esen Püsküllü, Kenan Pars, Suzan Avcı, Engin İnal, Toron Karacaoğlu, Zafer Önen, Necdet Yakın, Necdet Çağlar, Hüseyin Zan, Kaya Volkan, Sevil Uluyol, Cevat Kurtuluş, Mahmure Handan, Memduh Alpar


Konu: İşlediği bir suç yüzünden hapiste yıllarca yatan Ayhan’ın hayata tutunma öyküsü. Yıllardan sonra karısı Selda’yı bulacak, kızı esende can düşmanı kenanın tuzağına düşmek üzeredir.

Not: Bu hikayeden yararlanarak 1971 yılında Memduh Ün bu filmin ikinci çekimi niteliğinde olan “Gönülden Yaralılar” adı altında çekmiştir. “Bknz: Gönülden Yaralılar “

KARTAL YAVRUSU “HAMİDO” (1966)

Yönetmen: Ümit Utku
Senaryo: Sadık Şendil
Kamera: Yılmaz Gürbüz
Yapım: Kervan Film / Ümit Utku


Oyuncular: Nuri Sesigüzel, Nilüfer Aydan, Hüseyin Baradan, Hüseyin Peyda, Meral Kurtuluş, Selâhattin İçsel, Mustafa Yavuz, Ali Seyhan, Abdullah Ferah, Asım Nipton


Konu: Siirt dağlarında geçen asker kaçağı eşkıya Hamido’nun öyküsü.Eşkıya Hamdo ‘nun yakalanışı ile ilgili haber , Milliyet Gazetesi’nin 3 Haziran 1966 tarihli sayısında şu şekilde duyurulmuştur.



 

KARANLIKLAR MELEĞİ (1966)

Yönetmen: Mehmet Dinler
Senaryo: Bülent Oran
Kamera: Manasi Filmeridis
Yapım: Melek Film / Şahan Haki


Işıklar: Kenan Eryılmaz, Işık Ekibi: İsmet Özçınar, Rıfat Yurtçu, Ahmet Zorkalkan, Kamera Asistanı: Taner Öz, Reji Asistanları: Yücel Çakmaklı, Tolgay Ziyal, Set Ekibi: Muammer Küçüktan, Orhan Başkan, Yusuf Yıldırım, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Laboratuvar: Gani Maraşlıoğlu, Hayati Akbulut, Erdoğan Dolapçı, Seslendiren: Yorgo İlyadis, Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu, (Erman Film Stüdyorunda Hazırlanmıştır).

,
Oyuncular: Cüneyt Arkın (Kemal Dikmen), Hülya Koçyiğit (Gül), Neriman Köksal (Jale), Erol Tezeren (Dr. Ali), Cevat Kurtuluş (Uşak Osman), Sevim Sevil, Ertuğrul Bilda (Sabri Bey), Nezihe Güler (Gül’ün annesi), Sela-hattin İçsel (Dede), Dursune Şirin (Bacı), Haydar Karaer (Üvey Baba), Ali Ramazanoğlu,


Konu: Kendisini aşırı derecede kıskanan karısı Neriman’ın aşırı hızla sürdüğü otomobil kaza yapar. Neriman ölür, yazar Cüneyt’in yüzünde ise korkunç bir yara izi kalır. Cüneyt için artık her şey bitmiş, gecelerin adamı olmuş bütün insanlardan nefret eder hale gelmiştir. Bir gece serserilerin elinden kurtardığı kızın kör olması onun için bir teselli kaynağı olmuştur. Kör kız Hülya’yı kendi yanına alır, zamanla ikisi arasında büyük bir aşk başlıyacak, hatta Hülya’yı ameliyata bile razı edecektir.


Doktor Erol’un yaptığı ameliyat başarılı geçer, ama Hülya gördüğünü belli etmez. Cüneyt’i estetik ameliyat için yurt dışına gitmeye razı eder. Ve olaylar gelişerek devamla tatlı sona ulaşılır.

 

KARANLIKTA VURUŞANLAR (1966)

Yönetmen: Cavit Yürüklü
Senaryo: Tunç Okan
Foto Direktörü: Cahit Engin
Yapım: Mü-Ca Film / Müfit İlkiz, Cavit Yörüklü


Oyuncular: Tunç Okan, Sevda Ferdağ, Tuncel Kurtiz, Ergun Köknar, Yavuz Karakaş, Faik Coşkun, Ahmet Semiz, Hüseyin Zan, Nedret Çağlar, Zuhal Tan


Konu: Türk ajanı Yüzbaşı Korkut'un macera öyküsü.

 

KARAKOLDA AYNA VAR (1966)

Senaryo ve Yönetmen : Halit Refiğ
Görüntü Yönetmeni: Necati İltaş
Yapım: Uğur Film / Memduh Ün


Rejisör Yardımcısı: Zeki Ökten, Kamera Asistanı: Salih Dikişçi, Konuşmalar: Bülent Oran, Müzik: Arif Erkln, Ar Direktör: Ali Uzunisa, Prodüktör: Memduh Ün, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Işıklar: Erol Batıbeki, Devamlılık: Sevil Urfalı, Laboratuvar: Recai Karataş, Negatif Montaj: Ali Berkan, Prodüksiyon Amiri: Adnan Uygur, Senkron: Arif Özalp, Baskı: Sedat Tunek, Montaj: Özdemir Arıtan, (Acar Film Stüdyosunda Hazırlanmıştır).


Oyuncular: Fatma Girik, Sadri Alışık, Suphi Tekniker, Semih Sergen, Saadet Eliaçık, İlhan Hemşehri, Arif Yesari, Saniye Öz, Yılmaz Gruda, Ergun Köknar, Hüseyin Kutman, Zeki Sezer, Zeki Sezer, Adnan Mersinli, Timu-çin Caymaz, Mustafa Dik, Osman Han, Orhan Çoban


Konu: Türk emniyetinin ilk kadın polislerinden olan Ferhunde (F.Girik) çok başarılı bir polistir. Son işinde bir cinayeti soruşturmakla görevlidir. Görevi sırasında peşine Ertuğrul (S.Tekniker) adında bir gazeteci de takılmıştır. Cinayet bir kenar semtte işlenmiştir. Ferhunde kıyafet ve kimlik değiştirerek cinayetin işlendiği Raziye'nin (S.Eliaçık) evine yerleşir. Amacı cinayeti çözmektir ama mahallede karşısına Necati (S.Alışık) adında bir serseri çıkınca işler karışır. Aslında Necati Ferhunde'yi hem çok beğenmiştir hem de korumak için peşine takılmıştır. Zamanla cinayet aydınIanmaya başlar. Ev sahibesi Raziye öldürülen kızı kadın satıcısı Kevork'a (E.Köknar) satmış kız bunu kabul etmeyince öldürülmüştür


Necati'de bu olayın peşindedir. Amacı macera yaşamaktır. Çünkü aslında o çok ünlü bir doktordur. Ferhunde, bu beyaz kadın satıcılarının peşine düştüğünde karşısına çıkan kişi onu çok yanıltır. Çete reisi Adnan (S.Sergen) aslında Ferhunde'nin nişanlısıdır. Ferhunde, Necati'nin de yardımıyla Adnan'ı yakalamayı başarır. Bütün bunlar olurken ikili arasında bir aşk da başlayacaktır. “Burçak Evren “İki Ün’lü kadın Fatma Girik”
 

KARACAOĞLAN (*) (1966)

Senaryo ve Yönetmen: Nuri Akıncı
Kamera: Cezmi Ar
Yapım: Dadaş Film / Kadir Kesemen


Oyuncular: Salih Güney, Tijen Par, Necdet Çağlar, Nuran Aksoy, Sevinç Pekin, Enver Dönmez, Nusret Özkaya, Abdullah Ferah, Nevzat Kığı

___________________________________

(*) Karacaoğlan: 17’nci yüzyılda yaşadığı sanılıyor. Göçebe Türkmen obalarında yetişti. Asıl adının İsmail, Halil ya da Hasan olduğu yolunda görüşler var. Hatta aynı mahlasla şiirler yazmış birçok Karacaoğlan’ın varlığı bile savunuluyor. Ahmet Kutsi Tecer ve Şükrü Elçin’in araştırmaları, yaşamının büyük bölümünü Rumeli’nde geçiren ve Kanuni Sultan Süleyman döneminde Avusturya seferine katılan bir Karacaoğlan’ın varlığını ortaya koyar. Fuad Köprülü ve Cahit Öztelli gibi araştırmacılar da, 17’nci yüzyılda yaşadığını savunuyor. Bu araştırmacılara göre Karacaoğlan, şiirlerinde Abaza Hasan Paşa’nın öldürülmesi, Köprülü Fazıl Ahmed Paşa’nın Avusturya seferi gibi bu döneme ait tarihsel olaylardan söz eder. Karacaoğlan’ın şiiri aşk ve doğa üzerinde kuruludur. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm en çok değindiği konulardır. 


Şiirlerinde sıkça adları geçen Elif, Zeynep ve İsmikan adlı kadınların sevgilileri olduğu sanılıyor. Duygularını, yaşadıklarını, düşüncelerini içten, gerçekçi ve özgün bir şiir yapısı içinde anlatır. Karacaoğlan, Türk aşık edebiyatına yepyeni bir söyleyiş biçimi getirdi. Doğa benzetmelerine sık sık başvurur. Çok yalın ve temiz bir Türkçe kullanır. Şiirlerinin iki ana teması aşk ve doğadır. Ayrılık, gurbet, sıla özlemi ve ölüm de işlediği konular arasında yer alır.

Duygularını, düşüncelerini, yaşadıklarını gerçekçi ve içten bir biçimde, açık ve anlaşıır bir dille yansıtırken şiirinde özgün bir yapı kurdu, âşık edebiyatına yeni bir söyleyiş biçimi yerleştirdi. Gerçeklere yönelik bir anlayışla ördüğü şiirinde ait olduğu göçebe halkın geleneklerini yansıttı, içinde yaşadığı ve yurt edindiği doğayı betimledi. Kendisinden sonra gelen birçok ozanı derinden etkiledi. Bu olumlu etkiler günümüz Türk şiirine kadar uzanır. Şiirlerini ilk kez Nüzhet Ergun derleyip yayınladı. Cahit Öztelli’nin Karacaoğlan Bütün Şiirleri adlı derlemesi de önemli Karacaoğlan araştırmalarından. Birçok şiiri bestelendi.

 

KARA TREN (1966)

Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo: Safa Önal
Kamera Necat Okçugil
Müzik: Nuri Sesigüzel
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu


Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Hüseyin İnci, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Ender Teker, Montaj: Ömer Kırımlı, Matipo: Şeref Mehtap, Fehmi Acar, Fotograflar: Foto Özal, Jenerik: Refik Onubil, Reji Asistanı, Operatör Asistanı: M. Ali Özdemir, Prodüksiyon Amiri: Arif Eriş, Ar Direktör: İsmail Konca, (Lâle Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Nuri Sesigüzel (Nuri), Ajda Pekkan (Türkân), Gürel Ünlüsoy (Murat), Leyla Altın (Leyla), Nevra Serezli (Kibar ana), Necdet Tosun (Tosun), Tevhit Bilge (Uşak), Nubar Terziyan (Şadan bey), Senih Orkan (Sırrı), Nevzat Okçugil (Anne), Faik Coşkun (kasap Faik), Talia Saltı


Konu: Hasta olan kız kardeşinin iyileşmesi için zengin bir kızla göstermelik bir evlilik yapıp, daha sonrada evlendiği kıza aşık olan mert bir mahalle delikanlısının öyküsü

KARA FATMA (*) (1966)

Yönetmen: Nuri Akıncı
Senaryo: Muharrem Gürses
Kamera: Cezmi Ar
Yapım: Televizyon Film / Nuri Akıncı


Oyuncular: Yusuf Sezgin, Sevda Ferdağ, Necdet Çağlar, Devlet Devrim, Avni Dilligil, Nevzat Kığı


Konu: İstiklal savaşı kahramanlarından Kara Fatma'nın öyküsü.

___________________________________

(*) Kara Fatma: Doksan Harbi denilen Türk-Rus Savaşı vesilesiyle temayuz eden ve Kara Fatma ünvanı taşıyan kadınlardan ilki, bir aşiret reisinin kızı idi. Genç yaşında etrafına kendisi gibi mücadeleci kadınları toplayarak adeta gönüllü bir alay teşkil etmişti. Onları disiplinli bir ordu efradı gibi sevk ve idare ediyordu.;Kadınlar Dünyası isimli gazetenin 20 Temmuz 1913 tarihli ve 100-1 numaralı sayısında şu bilgi verilmiştir.


Kara Fatma, Malatya’ya bağlı Aladağlıdır. Zayıf, orta boylu ve esmer, gözleri ve kaşları siyahtır. Elbisesi, erkek elbiselerinin aynıdır. Entari yerine geniş bir şalvar, ceket yerine ise şarka tabir olunan bir tulum cepken gi-yerdi. Sesi erkek sesi gibi gür ve sertti. Yü-zünü örtmez fakat, saçlarını boynuna dolar; başının, yüz kısmı dışında bütün kısımlarını Leçel denilen beyaz bir bezle kat kat sararak örterdi. Maiyeti üzerinde son derece nufuza malik olup İbo namındaki danışmanı dahi Kara Fatma’nın hışım ve heybetinden ürperirdi. Lakin , cengaver olduğu nisbette yumuşaktı ancak, şefkati luzumundan fazla değildi. Kara Fatma, tarihen sabit olan en mühim ve parlak zaferlerini Rusya Muharebesi hengamında göstermişti.


Rus orduları Erzurum’u işgal ettiği esnada Kara Fatma, Aziziye Tabyasında maiyetindeki üç-dört bin cengaverle birlikte savaşmıştır. Bu büyük Müslüman Türk annesi, askerin içeceğini, yiyeceğini hazırlar, yaralıları tedavi eder, omuzlarında yararlı askerleri hastaneye taşırdı. Düşman, Aziziye Tabyasının her surette müdafaasında gösterilen metanet ve şiddetin bertaraf edilmeyeceğini anlayınca bir gece yarısı askerlerimizin koğuşu yakınına sokmuş olduğu bir nefere, bir tüfek attırıp koğuşun lambasını söndürmüş... 

Askerlerimiz kendilerini düşmanın bastığını zannederek rastgele, ateş etmiş ve birbirlerini sabaha kadar katlettikten sonra düşman kolaylıkla tabyayı zabt etmişti. Bu korkunç hile ve sarsıntımızdan son derece müteessir olan Kara Fatma, hemen Erzurum içlerine girmiş ve topladığı erkek, kadın, genç;, ihtiyar bir çok vatandaşı tüfek bulamayanları evlerden buldurduğu balta, satır ve kılıçlarla silahlandırıp Aziziye Tabyasına yönlendirmiş güle, kurşun yağmurları aldırmaksızın taarruz etmiştir. Yüzlercesi şehit olduğu halde ölümden asla yüz çevirmemiş ve tabyanın hendeklerini düşmanın leşleriyle doldurarak Aziziye Tabyasının kurtarılmasına muvaffak olmuştur. (www.programtr.org/biyografi)