Powered By Blogger

21 Ağustos 2016 Pazar

MARKO PAŞA (*)

Senaryo ve Yönetmen: Hulki Saner  (**)
Kamera
Manai Filmeridis
Yapım:Saner Film / Hulki Saner


Oyuncular: Sadri Alışık, Çolpan İlhan, Nurlan San, Mualla Sürer, Hikmet Olgun, Serpil Birsel, Savaş Eşici, Zeki Alpan


Konu: Üç çocuklu bir Osmanlı paşasının öyküsü.

____________________________________________

(*) Marko Paşa'yı, Osmanlı Tarihinin Renkli Simalarından Biri Olarak Biliriz. Hangi Görevlerde Bulunduğunu Pek Bilmeyiz Ama, 'Derdini Marko Paşa'ya Anlat!' Deyimiyle, İsmini Duymuşuzdur. Asıl Adı Marko Apostolidis Olan Marko Paşa, Sultan Abdülazîz‘ın Hekimbaşısı idi. Daha Sonra Mekteb-İ Tıbbiye-İ Şâhâne Nâzırlığı'na, II. Abdülhamîd Döneminde De Meclis-İ Âyan Üyeliğine Tâyin edilmiş-ti. Kendisine Başvuranları Sükûnetle, Sa-bırla dinlemesi, Ancak Hiçbir Şikâyeti çözüme Kavuşturmamasıyle Ün Kazanmıştı.

(**) Amerikalı (USA) yazar Frank B. Gilbreth Jr. Ve Ernestine Gilbreth Carey’in senaryosundan, Walter Lang’ın yönetmenliğinde çekilen “Cheaper by the Dozen” isimli filmden uyarlama. Nisan 1950’de Amerikada gösterime giren filmin oyuncuları: Clifton Webb (1899-1966), Jeanne Crain (1925-2003), ,

MARKO PAŞA (*)

Senaryo ve Yönetmen: Hulki Saner  (**)
Kamera
Manai Filmeridis
Yapım:Saner Film / Hulki Saner


Oyuncular: Sadri Alışık, Çolpan İlhan, Nurlan San, Mualla Sürer, Hikmet Olgun, Serpil Birsel, Savaş Eşici, Zeki Alpan


Konu: Üç çocuklu bir Osmanlı paşasının öyküsü.

____________________________________________

(*) Marko Paşa'yı, Osmanlı Tarihinin Renkli Simalarından Biri Olarak Biliriz. Hangi Görevlerde Bulunduğunu Pek Bilmeyiz Ama, 'Derdini Marko Paşa'ya Anlat!' Deyimiyle, İsmini Duymuşuzdur. Asıl Adı Marko Apostolidis Olan Marko Paşa, Sultan Abdülazîz‘ın Hekimbaşısı idi. Daha Sonra Mekteb-İ Tıbbiye-İ Şâhâne Nâzırlığı'na, II. Abdülhamîd Döneminde De Meclis-İ Âyan Üyeliğine Tâyin edilmiş-ti. Kendisine Başvuranları Sükûnetle, Sa-bırla dinlemesi, Ancak Hiçbir Şikâyeti çözüme Kavuşturmamasıyle Ün Kazanmıştı.

(**) Amerikalı (USA) yazar Frank B. Gilbreth Jr. Ve Ernestine Gilbreth Carey’in senaryosundan, Walter Lang’ın yönetmenliğinde çekilen “Cheaper by the Dozen” isimli filmden uyarlama. Nisan 1950’de Amerikada gösterime giren filmin oyuncuları: Clifton Webb (1899-1966), Jeanne Crain (1925-2003), ,

MALKOÇOĞLU KRALLARA KARŞI (1967)

Yönetmen: Süreyya Duru,Remzi Jöntürk
Senaryo:Suavi Sualp
Eser:Ayhan Başoğlu
Kamera:Mahmut Demir
Yapım:Duru Film / Naci Duru


Oyuncular: Cüneyt Arkın (Malkoçoğlu), Sezer Güvenirgil (Prenses Yolanda), Yıldırım Gencer (Vlad Çepeş), Yılmaz Köksal (Ejder), Kaan Batur, Atila Saran, Remzi Jöntürk, Ahmet Turgutlu (Esir tüccarı), Kamer baba (Büyücü), Behçet Nacar (Rahip), Leman Öztürk, Kayhan Yıldızoğlu, Lütfü Engin (Zindancı), Baykal Kent, Süheyl Eğriboz, Hikmet Gül, Adnan Mersinli, Meral Kurtuluş, Erdoğan Seren


Konu: Voyvoda'dan intikamını almak ve kaçırdığı oğlunu kurtarmak için Ejder'le yola çıkar.Bir esir pazarında gördüğü bir kızı almaya çalışır ama kaçırılır yinede kapatıldığı zindandan kaçırır. Bu kız aslında bir prensestir.Fakat prenses yine kaçırılır Malkoçoğlu ve Ejder tuzağa düşürülüp esir edilir. Burada bilmeden oğluyla dövüştürülür ama son anda anlar kurtarılan Türk esirlerle voyvoda öldürülür.

MALAZGİRT KAHRAMANI ALPASLAN (1967)

Senaryo ve Yönetmen: Muharrem Gürses
Kamera:Sami Acun, Güngör Tetiker
Yapım:Attila Film / Muharrem Gürses


Oyuncular: Atila Gürses (Arcan), Mine Sun, Gönül Bayhan, Aynur Aydan,


Konu: Kötü ruhlu kale kumandanı Harzemi ile oğlu Alpaslan'ın öyküsü.

KÜLHANBEYLER KRALI VE YAHUDİ (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Mümtaz Alpaslan
Kamera:Mükremin Şumlu
Yapım:Dost Film / Mümtaz Alapaslan


Oyuncular: Sibel Göksel, Baki tamer, Sami hazinses, Lâmi Özateş, Enver Dönmez, Arif Şengül, Sabahat Işık, Yaşar Tosun, Turhan Kurt, Coşkun Sipahi, Ferdi Yalçın


Konu: Kabadayı bir serseriyle ona yardım eden bir yahudinin öyküsü.

20 Ağustos 2016 Cumartesi

KURBANLIK KATİL (1967)

Yönetmen:Lütfi Ö. Akad
Senaryo:Lütfi Ö. Akad,Orhan Alksoy
Kamera:Ali Uğur
Yapım:Şeref Film / Şeref Gür
Yönetmen Asistanı: Çetin İnanç


Oyuncular: Yılmaz Güney, Hülya Darcan, Hayati Hamzaoğlu, Cahit Irgat, Asım Nipton, Muammer Gözalan, Lütfi Engin


Konu: Emekli Remzi Bey (Asım Nipton), arka taraflarında inşa halinde dev bloklar yükselen arazinin sahibidir. Blokların sahibi Şefik (Cahit Irgat) ise, Remzi’nin arazisini satın almak istemektedir. Yüksek bir fiyat teklif etmesine karşılık, Remzi arazisini elden çıkarmak niyetinde değildir. Şefik, anlaşmak için mühendisiyle birlikte adamlarını gönderdiğinde Remzi, yine karşı çıkar. "Bir daha bu toprağa ayak basarsanız ayaklarınızı kırarım," diyerek tehditler savurur. Onları kovar.


Şefik ve ortağı Muammer (Muammer Gözalan) için bu arsa çok önemlidir. Kesinlikle bir çözüm yolu bulmaları ge-rekmektedir. Şefik, bu iş için adamlarından Yusuf (Lütfi Engin) ile Niyazi'yi (Hayati Hamzaoğlu) görevlendirir. Niyazi, birkaç kez hapse girmiş eski sabıkalılardandır. Niyazi, bir akşam üzeri Galata'daki meyhanelerden birine uğrar. Tezgâhın başında şarap içen, sırtı dönük biri dikkatini çekmiştir. Niyazi, onu oturduğu masadan izler

KOZANOĞLU (1967)

Yönetmen:Atıf Yılmaz
Senaryo:Ayşe Şasa
Kameraman:Gani Turanlı
Müzik:Abdullah Naili Bayşu ,Orhan Gencebay
Yapım:Dadaş Film / Kadir Kesemen


Ar Direktör: Doğan Aksel, Yardımcı Rejisör: Zeki Ökten, Seslendiren: Yorgo İliadis, Asistanı: İlya İliadis, Laboratuvar Şefi: Hilmi Başcan, Montaj ve senkron: Diamandi Filmeridis,


Oyuncular: Yılmaz Güney, Suna Keskin, Tuncer Necmioğlu, Hülya Duyar, Can-dan İsen, Cahit Irgat, İhsan Yüce, Danyal Topatan, Kani Kıpçak, Asım ipton, Hasan Ceylan, Hakkı Haktan, Osman Türkoğlu, Mümtaz Ener, Ayde-mir Akbaş, Haydar Karaer, Mehmet Büyükgüngör

Konu: Olaylar Osmanlı’nın gerileme döneminde geçer. Kozanlı Hüseyin (Yılmaz Güney) savaşta bir kolunu yitiren babası Çolak Osman'la (Hakkı Haktan) tarlalarını sürerlerken Karahasanoğlu Beşir Beyin adamları gelir. Başlarında Çomar Bölükbaşı (Haydar Karaer) vardır.


Karahasanoğlu'nun emriyle eşkıya takibine çıkılacağından at ve yem istenir. Köyleri haraca kesen Kara hasan oğlunun itlerine direnir. Evde arama yapan Çomar, Hüseyin'in bacısı Zehra'ya tecavüz etmek ister. Zehra'nın çığlıkları üzerine yetişen Hüseyin onu kurtarır. Çomar'ı yakalayıp döverken etrafı sarılır. Saldırganlar Hüseyin'i yaralar, babası Çolak Osman'ı da öldürürler.
Hüseyin, bacısı Zehra'yı köylülerden Süleyman Emmiye teslim edip dağa çıkar. Dağlarda ün yapmış eşkıya Kıllı Ebubekir'in (ihsan Yüce) çetesine katılır. Çomarı ilk karşılaştığı yerde öldürüp babasının intikamını alacaktır. Çolak Osman'ın oğlu Hüseyin, dağda eşkıya Kozanoğlu'dur artık. Namı tüm bölgeye yayılmıştır. Osmanlı'nın kellesini istediği bir şaki, köylünün gözündeyse bir kahramandır. Kanlısı Çomar'ı bir köye saldırırken yakalar. Onu öldürmez, köylülere bırakır. Köy halkı Çomar'ı paramparça eder. Karahasanoğlu (Kani Kıpçak), eşkıya Kıllı Ebubekir Ağa'ya haber salıp bir elçi gönderilmesini ister. Ebubekir, bu görevi can borcu olduğu Kozanoğlu'na verir. Kozanoğlu bir ça-tışma sırasında Ebubekir'i ölümden kurtarmıştır. Kozanoğlu, şafakla Karahasanoğlu'nun konağına doğru yola çıkar. Konakta büyük bir şenlik vardır. Karahasanoğlu, güzel kızı Esma'yı (Suna Keskin) bazı çıkar ilişkileri olduğu vezir Ragıp Paşa'ya verecektir. Esma bu evliliğe şiddetle karşıdır. Ağabeyi Ataullah Ağa'ya (Tuncer Necmioğlu), "Ragıp Paşa'nın karısı olmaktansa o eşkıyanın koynuna girmeyi tercih ederim diyen Esma, kesin tavrını ortaya koysa da çaresizdir.


Kozanoğlu, Ebubekir Ağa adına elçi olarak geldiği konakta Esma’yı görür görmez vurulmuştur. Ataullah'ın karşılayıp misafir ettiği Kozanoğlu, Karahasanoğlu'nun huzuruna çıkarılır. Ataullah da babasının yanındadır. Kozanoğlu'na ismi sorulduğunda, "Hüseyin," der. Karahasanoğlu, Ebubekir'e götürülmek üzere hediyeler verirken, bir de haber gönderir. Kozanoğlu denilen eşkıyanın kellesini istemektedir.


Ataullah da babasının yanındadır. Kozanoğlu'na ismi sorulduğunda, "Hüseyin," der. Karahasanoğlu, Ebubekir'e götürülmek üzere hediyeler verirken, bir de haber gönderir. Kozanoğlu denilen eşkıyanın kellesini istemektedir.
Kozanoğlu'nun bu olaydan sonra, Karahasanoğlu'nun iti olan Ebubekir'le uzlaşması artık mümkün değildir.Yolları ayrılmıştır. Ebubekir’i terk edip kendi çetesini kurar. Artık azılı iki düşmandırlar. Ebubekir adamlarıyla Nasuh Paşa'nın (Cahit Irgat) kervanına bir suikast düzenler ve kızı Binnaz'ı (Candan İsen) kaçırır. Ebubekir paşaya ve devlet sancağına karşı çıkanın Kozanoğlu olduğunu etrafa yayar. Softaoğlu Halil (Danyal Topatan), Kozanoğlu'nu bulup onun zor durumda olduğunu bildirir. Birlikte, kaçırılan paşa kızını kurtaracaklardır. Dağda Binnaz'ı oynatan Ebubekir'den silah zoruyla kız teslim alınır. Kozanoğlu, Binnaz'ı kasabanın konağının yakınlarında bırakır.


Nasuh Paşa, dağdaki silahlı kişilerin yakalanması için emir verir. Yakalanıp zindana atılanlar arasında Kozanoğlu da vardır. Softa Halil, tüfekçi Hasan Usta, hepsi teslim olmuştur. Kızını şakilerin elinden kurtaran Kozanoğlu'nu Nasuh Paşa görmek ister. Huzuruna çıkarıldığında onu bağışlar ve kapısında asker yapmak ister. Fakat Kozanoglu, Hasan Usta'nın yanında nakkaşlık mesleğini öğrenecektir.


Nasuh Paşa, Karahasanoğlu Beşir'i idam ettirir. Kendisim öldürmek isteyen düşmanının Karahasanoğlu olduğunu öğrenmiştir, Nasuh Paşa'nın vergi toplayacak, asayişi sağlayacak bir adama ihtiyacı vardır. Tekrar Kozanoğlu'nu huzuruna çağırır ve görevi ona verir. Paşa'nın emriyle, bundan böyle yeni mütesellim Kozanoğlu'dur. Davullarla halka duyurulur bu. Görevine başlayan Kozanoğlu, savaş hazırlığı içinde olan devletin sefer akçesini almak için konağa gittiğinde Ataullah yoktur. Orada, ilk görüşünde vurulduğu Esma'yla karşılaşır yine. Kozanoğlu, onu haremdeki kızlardan biri sanmaktadır, ona sarılarak aşkını itiraf eder. Ama bunun mümkünü yoktur. Ben Karahasanoğlu'nun kızı. Ataullah'ın bacısı Esma'yım, ben sana yoldaş olamam, kaç buralardan," deyip çaresizlik içinde Kozanoğlu'nun kollarından sıyrılır.


Ebubekir. Ataullah'ın emriyle cami şadırvanında Kozanoğlu'na pusu kurar. Ebubekir, bir kılıç darbesiyle ölür, Kozanoğlu ise ağır yaralıdır. Nasuh Paşa'nın konağında iyileşir. Bir atlı, saraydan ferman getirmiştir. Padişah'ın emriyle Kozanoğlu tevkif edilip yargıla-nacaktır. Nasuh Paşa, oğlu gibi sevdiği Kozanoğlu’na kaçmayı teklif ederse de bunu ona kabul ettiremez. Kadı, asker-leriyle gelir, Kozanoğlu'nu teslim alıp zindana attırır. Ataullah, zindana konuşmaya geldiği Kozanoğlu'na kaçıp buralardan gitmesi için para teklif eder. Fakat Kozanoğlu şerefiyle ölecektir, satılık değildir. Demir parmaklık-lar arasından Ataullah'ın yüzüne tükürür.

Ataullah’ı bir telaş alır. Doğru Kadı Efendi'ye gider. Kozanoğlu’nun yargı-lanması sırasında halkın mahkemeyi basmasından korkmaktadır. Kadı Efendi'ye baskı yapar. Kozanoğlu zindanda boğdurulacaktır. Bir zamanlar Kozanoğlu'nun can yoldaşı olan Sofla Halil de Ataullah'tan yanadır. Kozanoğlu'nun boğdurulacağı gece Hasan Usta, adamlarıyla zindanı basar. Hasan Usta askerlerin saldırısıyla yaralanırken, Kozanoğlu onu bırakmaz, birlikle kaçarlar.


Olayların ardından Kozanoğlu azledilir, yerini yeni mütesellim Ataullah alır. Ve Ataullah emir buyurur. Zindanda isyan, çıkarıp kaçan Kozanoğlu'nun dirisini getirene altmış kese altın ihsan edecektir. Softa Halil, adamlarını toplar, Kozanoğlu'nu Hasan Usta'nın mezarı başında bulur, Softa Halil, "İşte, sana ordu topladım. Padişaha bile cenk açarız," derken bir işaretle çevresi sarılır. Onu kalleşçe, kıskıvrak yakalayıp götürürlerken Kozanoğlu sorar; "Kardeşliği kaça sattın, Softa ağam?"


Çarşı meydanında ulema, askerler ve halk toplanmıştır. Kozanoğlu asılacaktır. Kadı, hazırladığı fetvayı okuyup son sözünü sorar. Kozanoğlu, darağacından halka yaşlı gözlerle bakıp son sözünü söyler. ”


Ve ayağının altındaki iskemleye bir tekme atar. Ataullah infazdan sonra askerlerin arasında uzaklaşmaya çalışırken, Softa Halil de korku içinde kaçmaya çalışır. Halk askerlere saldırır. Meydanda kan gövdeyi götürmektedir, İsyan çıkmıştır...”Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney

 Kahramanın adı hariç, gerçekle hiçbir ilişki olmayan bu "Kozanoğlu", bir halk kahramanının filmde kazandığı kişilikle entrikalı serüveni arkasında halk ile devlet ilişkilerini açıklamak istiyor. Ve Yılmaz Güney'in çizdiği kusursuz kişilik bir yana - bu savını seyirciye kadar götüremiyor. Yer yer plastik nitelikleri olan bir "çağ" filmi oluyor yalııızca. (Giovanni Scognamillo, Türk Sinemasında Yönet-men, 1973, Sf. 83)


 1960'larda ortaya çıkan akım ve oluşumlar içinde, sol görüşün hakim olduğu oluşumlardan biri olan "Genç Sinema" dergisi de eleştiri yaazlarına yer verdi. Bunlar arasından önemli sayılabilecek olanı, 4 sayı boyunca incelenen Atıf Yılmaz'ın Kozanoğlu filmdir. 'Genç Sinema' dergisi ve akımının önemli isimlerinden biri olan Ahmet Soner, 6. sayıdan itibaren Kozanoğlu adlı filmi eleştirmeye başladı. Aynı zamanda filmin 3. reji asistanlığnı da yapmış olan Soner, yazısında eserin tarihsel konumu hakkında bilgi vermektedir. Konuyu oldukç;a uzun tutan yazar, dönemin en popüler gündem maddelerinden biri olan ATÜT (Asya Tipi Üretim Tarzı) ve Kemal Tahir'den de bahsetmektedir. Ahmet Soner, söz konusu yazısında sektör içi bir saptamada da bulunmaktadır:


"Bu inceleme-eleştiri, son zamanlarda sinema yazarlarımızın filmi görmeye gerek duymaksızın yazdıkları üç satırlık reçetelere karşı çıkmak için yapıldı. Yeşilçam’ı bütünüyle inkar etsek bile, onun ürünlerini nesnel ve dürüst olarak yargılamak zorundaytz." (Tanju Akerson, Sinema 65, sayı:1 Ocak 1965) “Okan Ormanlı, “Türk Sinemasında Eleştiriler” syf, 80”


 FİLMİ İZLE


 

KORKUNÇ YUMRUK (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Cevat Okçugil
Operatör:Nejat Okçugil

Yapım:Luna Film /Sadettin Düzgün

Oyuncular: Yılmaz Gündüz, Selma Güneri, Muzaffer Tema, Sadettin Düzgün, Erol Taş, Necdet Tosun, Tanju Sayın, Tevhid Bilge, Sunay Sun, Mine Sun, Bircan Düzgün, Gülgün Erdem, Kudret Karadağ, Ali Ekdal, Mustafa Dik, Küçük Yıldızlar: Vasıf Okçugil, Nurcan Düzgün


Konu: Birbirleriyle çatışan iki kardeşin öyküsü.

KOCADAĞLI (1967)

Yönetmen:Kemal Kan
Senaryo:Nilüfer Bodur
Kamera:Feyzi Yılmaz
Yapım:Ozon Film / Necil Ozon


Oyuncular: Eşref KolçaK, Muhterem Nur, Serpil Gül, Ali Şen, Kazım Kartal,


Konu: Bir efenin efelik öyküsü.

KİRALIK KADIN (1967)

Yönetmen:Ülkü Erakalın
Senaryo:Bülent Oran
Fotoğraf Direktörü:Orhan Kapkı
Yapım Duygu Film / Ülkü Erakalın


Prodüklsiyon Amiri:
Semih Sarıoğlu, Set Amiri: Naci Saraç, Set Elemanları: Kâzım Kaplan, Murat Serenli, Orhan Başkan, Reji Asistanları: Birsen Kaplangı, Celâl Ersöz, Kamera Asistanları: Vural Pekak, Tahir Teker, Montaj: Ömer Kırımlı, Senkron: Mustafa Kent, Negatif Montaj: Ender Teker, Laboratuvar: İbrahim Üstüner, Matipo: Şeref Mehtap Seslendiren: Necip Sarıcıoğlu
(Lâle Film Stüdyosunda hazırlanmış ve seslendirilmiştir)


Oyuncular: Fatma Girik, Ekrem Bora, Kuzey Vargın, Suzan Avcı, Handan Adalı, Şakir Arseven, Taliha Saltı, Levent Kaplangı, Gülgün Erdem, Sabahat Işık, Nezihe Güler


Konu: Ekrem Kutlu (E. Bora) ünlü bir roman yazarıdır. Yeni romanını kadın erkek ilişkisi üzerine kurmayı planlamaktadır. Kardeşi Murat (K.Vargın) da ona yardım edecektir. Planları sakat bir erkek ile evlenen genç bir kız ile yaşananlardır. Bunun için gazeteye ilan verilir. Bu ilanı okuyanlardan biri de dört kişilik ailesi ile fakir bir yaşam süren Osman Bey'dir. Güzel kızı Gül'ü (F.Girik) bu evliliğe zorla ikna eden Osman Bey, onları evlendirir. Tekerlekli sandalyede olan Ekrem'dir. Ekrem, genç karısı Gül'ü sevmiş görünmektedir. Oysa kardeşi Murat Gül'e aşıktır. Bu ilk görüşte aşk ile planları yürümeye başlar. Gül kocasına sadık kalmak istemesine rağmen Murat'ın aşırı baştan çıkarma eylemlerine maruz kalmaya başlar. Ekrem her fırsatta evde kalmakta Gül ile Murat'ı sürekli gezmelere göndererek onları bir arada tutmaktadır. Gül ise oynanan oyundan habersiz Ekrem'e sadık kalmaya çalışırken Murat'a da gizlice aşık olmaya başlamıştır. Bir süre sonra Murat aşkını Gül'e açıklar. Gül ise ondan kaçmakta-dır ama daha fazla karşı koyamayacağının farkına da varmıştır. Bir akşam Ekrem gerçeği açıklayınca işler karışır. iki sevgili için engel evliliktir. Oysa o da sahtedir. Ekrem, Gül ile Murat'ı kendi eli ile birleştirir. “Burçak Evren, “İki Ün’lü Kadın, Fatma Girik”


FİLMİ İZLEYİN



KİMSESİZİM (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Nevzat Pesen
Kamera:Manasi Filmeridis
Yapım:Pesen Film / Nevzat Pesen


Oyuncular: Yıldız Tezcan, Tunç Oral, Neriman Köksal, Senih Orkan, Avni Dilligil, Yılmaz Köksal, Hikmet Olgun


Konu: Memduh Ün’ün 1958 yılı yapımı “Üç Arkadaş” filminden uyarlama.

KİLİNK UÇAN ADAMA KARŞI (1967)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo:Çetin İnanç
(Killing fotoromanı ve Superman ile Captain Marvel çizgi romanından)
Görüntü Yönetmeni:Rafet Şiriner
Yapım: Atadeniz Film / Yılmaz Atadeniz
Yönetmen Yrd: Çetin İnanç,


Oyuncular: İrfan Atasoy, Pervin Par, Mu-zaffer Tema, Suzan Avcı, Hüseyin Peyda, Melda, Mine Soley, Ferudun Çölgeçen, Hüseyin Zan, Mete Mert, Sevinç Pekin, Ergun Köknar, Enver Dönmez, Yıldırım Gencer

KİLLİNK ÖLÜLER KONUŞMAZ (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Yavuz Figenli
Görüntü Yönetmeni:Enver Burçkin
Yapım:Kervan Film / Ümit Utku


Oyuncular: Oya Peri, Oktay Gürsel, Aysel Tanju, Mine Soley, Hüseyin Peyda, Gönül Bayhan


Konu: Elmas soyguncularının peşine düşen Killing’in maceraları

KİLİNK SOY VE ÖLDÜR (1967)

Senaryo ve Yönetmen:Yılmaz Atadeniz
Kamera:Ali Uğur
Yapım:Atadeniz Film/Yılmaz Atadeniz - Gür Film/Şeref Gür


Oyuncular : Yıldırım Gencer, Sevda Nur, Suzan Avcı, Devlet Devrim, Reha Yurdakul, Meriç Başaran, Cahit Irgat

Konu: Kilink furyasının en sağlam filmlerinden biri "soy ve öldür". Ele geçirilimeye çalışılan bir mikrofilm etrafında dönüyor film. Filmin en sonunda Türk polisine düzülen methiyeler ise tipik bir "istismar sineması



FİLMİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN

KİLİNK İSTANBUL'DA (1967)

Yönetmen:Yılmaz Atadeniz
Foto Direktörü:Rafet Şiriner
Ses ve Müzik:Necip Sarıcıoğlu
Yapım:Atadeniz Film / Yılmaz Atadeniz


Asistan Rejisör: Çetin İnanç, Operatör Asistanı: Ferhat Bakırcı, Matipo: Şeref Mehtap, Yardımcıları: Fehmi Acar, Hüseyin İnci, Laboratuvar Şefi: İbrahim Üstün, Negatif Montaj: Ender Teker, Kenan Kaçamaz, Senkron: Mustafa Kent, Ses ve Müzik: Necip Sarıcıoğlu, Prodüksiyon Amiri: Zeki Tezcan,  (Lale Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: İrfan Atasoy, Pervin Par, Muzaffer Tema, Suzan Avcı, Hüseyin Peyda, Sevinç Pekin, Mine Soley, Ergun Köknar, Ferudun Çölgeçen, Hüseyin Zan, mete Mert, Enver Dönmez,


 "Killing İstanbuI.'da" ciddiye alınmayacak kadar sıradan bir serüven filmidir. Ama sansürcü kafalar, hangi film olursa olsun, ciddiyetlerinden asla ödün vermezler. Bir profesörün asistanı rolündeki Mine Soley bikinisiyle ayna karşısında ve arkadan görünürse profesörün gururu mu incinecektir? Sansür üyeleri bu sahnenin çıkarılmasını bu yüzden ister.


►70'li yılların başında İtalya'dan dahiyane bir eser yayıldı dünyaya ve Türkiye'ye. Bu bir fotoromandı. Erotik polisiye mi desem? Sadomazo mu? Fantastik anti kahraman mı desem? iskelet adam ya da iskelet resimli bir kostüm giymiş adı Killing olan bir anti kahraman. Yaşı 35-40 olanlar hatırlayabilir bu ünlü fotoromanı.

ikinci sayfada Killing şöyle tanıtılıyar. "Dehşet saçıyor, şeytani dehası ile insanlara kabus hayatı yaşatıyor ... " Dina adında bir sevgilisi var; seksi, devamlı siyah iç çamaşırlarıyla dolaşıyor (evde tabii ki). Fotoromandaki diğer kadınlar da çıplaklar; her fırsatta iç çamaşırlarıyla kalıyorlar, seksiler. Jartiyerler, kırbaçlar, sadomazo ölümler, işkenceler ... işte böyle bir fotoraman. Ve bu harikulade fotoramanın üzerinde "18 yaşından küçükler okuyamaz" yazmıyor, bu yüzden de bizler yedi ya da sekiz yaşımızda eli-mize geçmiş bu kitap yüzünden sakat kalmış durumdayız.


Elleri bağlanmış kadınlar, seksi siyah külot ve sütyenleriyle kanlar içinde kalıncaya kadar kırbaçlanıyor ve ölürken orgazmik çığlıklar atıyorlar. Zevk alan vücutlar cezalandırılmaIı, ama Killing'de cezalar peşin kesiliyor, cezalandırılan vücutlar zevk alıyorlar. Hep bunlar Marki De Sade'ın yüzünden, yazmayacaktı o sapık romanları. Bizim Yeşilçam'ın uyanık prodüktörleri hemen bir Kiling filmi yapıyorlar. Killing'i "Killink" yaparak yani sondaki g harfini k harfi yaparak telif problemini de çözüyorlar.


Filmin konusu kısaca şöyle: Killink gizlice Türkiye'ye geliyor. .. Bir tabut içerisinde, Profesör Hulusi tabutu açıyor. Killink çıkıyor ve formülü istiyor, çünkü bu formül sayesinde dünyayı ele geçirecekmiş. Prof. Hulusi direniyor, vermek istemiyor bu formülü, tabii Killink de haklı olarak öldürüyor Hulusi'yi. Ama formül eksikmiş meğer, bu yüzden de Killink İstanbul'da bir süre daha kalmaya karar veriyor.Prof. Hulusi'nin cesetini bulan komiser gayet Türk "Boş verin bu olayı büyütmeyelim" diyor. Hulusi'nin oğlu mezarlıkta babası için fatiha okurken bir takma sakal cin, deli karışımı ihtiyar çıkıyor, ekolu bir sesle "babanın intikamını al" diyor. Ona sihirli bir sözcük de öğretiyor, "şadem" diyeceksin diyor. Şadem diyen oğul bir anda uçan adam oluyor ...


Tabii ki erotik sahnelerde var. Profun seksi sekreteri Mine Soley o yılların en hoş kadınlarından biri, üstelik çırılçıplak, yine aynanın karşısında soyunuyor. Fotoromana sadık kalınmış ve siyah iç çamaşırı ile sadomazo bir sahne çekilmeye çalışılmış. Kilink önce öpüyor sonra gırtlaklıyor falan ... Kalleş bir makas kesiyor bu sahneleri. (Osman Cavcı)


FİLMİ İZLEMEK İÇİN TIKLAYIN