Senaryo: Burhan Bolan (Refik Halid Karay’ın
aynı isimli
eserinden)
Operatör: Kriton
İlyadis
Yapım: Arzu
Film/ Ertem Eğilmez,
Nahit Ataman
Yönetmen
Yardımcısı: Temel Gürsu, Kamera Asst.: Aytekin
Çakmakçı, Abdullah Gürek, Işık Şefi: Hüseyin Özşahin, Ses Kayıt: Yorgo
İlyadis,
Oyuncular: Kartal Tibet (Ömer), Fatma Girik (Nilgün), Önder Somer (Mapa
Meliki Ahmet), Oya Peri (Dilbeste, Münir Özkul (Tayfur), Ahmet Turgutlu
(Garson), Tevhit Soyurgal (Barmen), Mümtaz Alpaslan (kaptan), İlhan Hemşeri,
Muazaffer Yenen, Ali Seyhan, Ali Ekdal, Adnan Mersinli, Arap Celal (meyhaneci),
Oktay Yavuz, Zeki Sezer (krupiye), Erdoğan seren, Orhan Çoban (garson), Mehmet
Büyükgüngör (nikâh memuru)
Konu: Maceraperest
bir adam olan Ömer (K. Tibet) Hindistan yolculuğu dönüşünde, bindiği gemide
prenses olduğunu söyleyen Nilgün isimli (F. Girik)bir kıza aşık olur. Nilgün
gerçekten de bir prensestir. ama erkeklerle alay etmektedir. Yanında teyzesi
Dilbeste (O.Peri) olduğu halde bu huyunu gemide bile sürdürmektedir. Ayrıca
zengin ve ihtişamlı görüntüsü altında fakir bir kızdır. Ömer bunu anlamıştır.
Nilgün, Ömer'i de diğerleri gibi alay edeeek terk etmiştir. Aslında o da Ömer'i
çok sevmiştir ama ona çok muhteşem bir hayat vaad eden Melik Ahmet (Ö.Somer)
ile evlenmiştir. Ömer, Nilgün'ü uzun zaman arar fakat bulamaz. Nilgün uzak bir
Hint diyarındadır. Ömer daha fazla dayanamaz ve Türkiye'ye gelmek üzere bir
yolcu gemisine biner. Bu gemide Nilgün ile tekrar karşılaşır. Nilgün aslında
Melik Ahmet ile evlenmemiş sadece planlı bir şekilde Ömer'in sevgisini
denemiştir. Onları tekrar birleştirmek kaptan Tayfur (M.Özkul) ve Melik Ahmet'
e düşecektir.
► 60’lı yıllar. Önce, Ömer’i tanıyoruz. “Serseri ruhlu bir
İstanbul çocuğu. Dünyada gezmediği tozmadığı yer kalmamış.” Onunla, İspanya’da
Kiti adlı bir gece kulübünde karşılaşıyoruz. (Bu sahne için Orhan Günşiray’ın
kayınvalidesinin Yeniköy’deki villası kullanılmış.) Çıkışta Konçita’sı ile
karşılaşır. Ama, Ömer artık, özlediği Türkiye’ye dönmek istiyor. Konçita’nın
bedduası kısa bir süre sonra gerçek olacaktır; “..Dilerim tanrıdan karşına öyle
bir kadın çıkarsın ki inim inim inletsin seni.”
Ömer, parasını kumarla sağlıyor. Zar atarak ‘don gömlek bıraktığı’
denizciler, arkadaşı Tayfur’un kaptan olduğu gemide çalışıyorlardı. İki
arkadaşın yıllar sonra karşılaştığı sahnede güzel bir pasodoble var. ‘El Gato
Montes : Si Torero Quieo Se’ (Manuel Panella).
Vapurla Türkiye’ye dönüş. Yolculuk sırasında yine çapkın.
‘Controluce’ (1962) (Cassano) melodisini dinlediğimiz sahnede Zülma ile
güvertede (birkaç sahne sonra onları yatakta göreceğiz) konuşurlarken
çapkınlığın zirvelerindeydi. Gemi görevlisinin getirdiği mektupta şunlar
yazılıdır; “Şehzade Rüknettin Efendinin kerimeleri Nilgün Sultan görüşmeyi arzu
buyuruyorlar. Teşrifinizi istirham ederim.
Teyzezadesi Dilbeste.” Prenses Nilgün.. Üçüncü sınıf kamarada
yaptıkları konuşmanın sonrasında güzelliği ile Ömer’in aklını başından alır.
‘Zengin ve ünvanlı’ bir koca bulmak için İstanbul’a gidiyormuş. Teyze kızı
Dilbeste ile ceplerindeki son 28 dolarla bilet farkını verip ‘birinci mevkie’
çıkarlar.
İzmir ve Efes Oteldeki numaralarına dayanılır gibi değil.
İstanbul’a giden Samsun Vapurunda delikanlıya içine ‘Monuba’ karıştırılmış içki
bile içirir. . ‘İnsana cüret ve cesaret veren bu karışım’ın etkisiyle gerçek
hayatta ancak omzundan öpebildiği Nilgün’e rüyasında sahip olur.
Tayfur’un aldığı yüzüklerle nişanlanırlarAma, Ömer’e
çektirdiklerini yeterli bulmamış olacak ki (sonradan sahte olduğu anlaşılan bir
nikâhla) Prens Ahmet’le evlenir. Üstelik ne yapıp yapıp Ömer’i şahitlerden biri
olmaya kandırıyor. Diğeri Tayfur tabii. ‘Eclisse’ (1965) (Ammonio / Fusco)
melodisi ile striptiz yapan güzeli seyrettiğimiz gece kulübünden çıkınca ‘yeni
evlilerin’ bir kaza yaptıklarını öğrenir. Nilgün yaralıdır. Neyse ki bu da,
genç kızın onu kendisine daha çok bağlamak için yaptığı bir oyun çıkıyor.
Dilbeste, Ahmet ile Endonezya’ya giderken (romanda ise Tayfur ile evleniyor ve
1938 affı ile Türkiye’ye dönüyorlar) Nilgün, Ömer’in ‘evliler gibi bir gece’
geçirmesine izin verir. Son sahnede, o yılların filmlerinde sıkça görüldüğü
gibi genç kızı çapkınca yatağa bırakan Ömer kameranın görüntüsünü bir perde ile
kapatıyor. (Murat Çelenligil – sinematürk internet veri tabanı)