Yönetmen: Osman Nuri Ergün
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Necat Okçugil
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu
Teknik Direktör: Samim Utku
Oyuncular: Murat Soydan, Mine Mutlu, Mine Soley, Mümtaz Ener, Nevzat Okçugil,
Necati Er, Ahmet Sert, Kazım kartal, Gülgün Erdem, Serdar Gökhan, Kayhan
Yıldızoğlu, Sadettin Düzgün, Ali Ekdal, Orhan Aykanat, Niyazi Vanlı
Konu: Halil; “Affet beni, ne olduğumu neye uğradığımı anlayamadım
birden. Seni görmüş çarpılmışım demek ki. Dünyayı unutmuşum. Bundan sonra da
hatırlamam artık. Ne ben Halil’im ne de sen Meral’sin. Yangın olduğum kızsın,
işte o kadar. Babanın parası, mektep diploması hepsinin canı cehenneme.
İstersen eğer, ışığımız yanar, iyi kötü tenceremiz kaynar. Tepebaşı’nda bir yer
vardır, Mercan’dır adı. Lokantadır ya, içki de verirler. Bütün gece ordayım.
Güzel güzel seni düşünürken gelivermişsin mesela. Öyle bir sevinirmişim ki.”
İşadamı Osman Akören’in kızı Meral, İngiltere’deki eğitimini
tamamlamak üzere. Osman Bey, ilerde, kızı ile evlenmek isteyen Halil’e karşı
çıkarken şunları söyleyecektir ; “Böyle bir şeye imkân var mı? Kabul eder
miyim? Verir miyim? Anasız büyüttüm Meral’i ben. Üvey ana acısı çekmesin diye
evlenmedim. Kolejlerde okuttum. Londra’lara gönderdim. Görgüsü, tahsili için
avuç dolusu para harcadım-.”
Genç kız yurtdışındayken, şoförleri ‘Mustafendi’ işten ayrılınca
Halil onun yerini almış. Mermi ve silah kaçakçılığı da yapmakta olan babası,
'yürekli ve bilekli’ şoförünü bu kirli işlerde ‘sağ kolu olarak’
kullanıyor.‘Doğma büyüme Küçükpazarlı’ olan Halil, annesi ‘ince hastalık’tan
(babası, daha o doğmadan ‘gitmiş’) ölünce çok zor durumda kalır. Belki de bu
nedenle, Meral’le beraber olduğu zamanlar dışında sert bir kişi olarak
görüyoruz onu.
Kendisi için “Son zamanlarda keçileşmeye başladı” diyen Osman
Bey’le tartışmaları hep diğer gariban çalışanları ezdirmemek için olur.
Üstelik, Mehmet (arkadaşları ‘Murdar Mehmet’ diyorlar), onun ayağını kaydırmak
için fırsat kolluyor ; “Yalnız Halil mi var dünyada?”
Okulunu bitirip İstanbul’a dönen genç kızla Halil önceleri pek
anlaşamazlar. Delikanlı eskiden Neriman’la beraberdi. Koyu renk saçların çok
yakıştığı böyle bir güzelden ayrılabilmek ve “bu biçim hayatla her türlü
alışverişi kesmek" ancak Meral’in sevgisi için olabilirdi. Genç kızın
gelişi nedeniyle yapılan danslı toplantıda, Orhan’ı kıskanan Halil kavga
çıkarır. “Az daha gecikseydim öpecekti seni o züppe.” [Sonraki yıllardaI Serdar
Gökhan olarak göreceğimiz Nusret Ersöz sinemadaki ikinci ve belki de sonuncu
dayağını bu filmde yiyor.
Arabadaki şiddetli tartışmaları sırasında onlar da biz de iyice
gerilmişken, Halil öyle bir şey yapıyor, Meral’i öyle bir öpüyor ki yaşamları
güzelleşip dudaklardaki öfkeli sözlerin yerini birbirlerinin sıcaklığı alıyor ;
Ama, Osman Bey, ne kadar mutlu olduklarına bakmadan
beraberliklerine karşı çıkıyor.
Onları ayırmak için, birçok kişinin, bu arada kendisinin de
başını yakacak bir dolap çevirir. Evlenmelerine razıymış gibi Halil’den “Son
bir iş var bu gece” diyerek (ama kaçakçılık gündüz yapılıyor) kaçak mal yüklü
kamyonu Pendik yakınlarındaki bir yere götürmesini ister. Elbette, polise
durumu bildirmeyi de ihmal etmez.
Arkadaşlarının suçu üzerlerine almaları ile hapisten kurtulan
kahramanımızı, sevdiğine kavuşana dek yaralamalı öldürmeli bir mücadele içinde
görüyor.