Powered By Blogger

13 Ocak 2018 Cumartesi

KADERiMSiN (1969)



Yönetmen: Osman Nuri Ergün
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Necat Okçugil
Yapım: Er Film / Berker İnanoğlu
Teknik Direktör: Samim Utku

Oyuncular: Murat Soydan, Mine Mutlu, Mine Soley, Mümtaz Ener, Nevzat Okçugil, Necati Er, Ahmet Sert, Kazım kartal, Gülgün Erdem, Serdar Gökhan, Kayhan Yıldızoğlu, Sadettin Düzgün, Ali Ekdal, Orhan Aykanat, Niyazi Vanlı

Konu: Halil; “Affet beni, ne olduğumu neye uğradığımı anlayamadım birden. Seni görmüş çarpılmışım demek ki. Dünyayı unutmuşum. Bundan sonra da hatırlamam artık. Ne ben Halil’im ne de sen Meral’sin. Yangın olduğum kızsın, işte o kadar. Babanın parası, mektep diploması hepsinin canı cehenneme. İstersen eğer, ışığımız yanar, iyi kötü tenceremiz kaynar. Tepebaşı’nda bir yer vardır, Mercan’dır adı. Lokantadır ya, içki de verirler. Bütün gece ordayım. Güzel güzel seni düşünürken gelivermişsin mesela. Öyle bir sevinirmişim ki.”

İşadamı Osman Akören’in kızı Meral, İngiltere’deki eğitimini tamamlamak üzere. Osman Bey, ilerde, kızı ile evlenmek isteyen Halil’e karşı çıkarken şunları söyleyecektir ; “Böyle bir şeye imkân var mı? Kabul eder miyim? Verir miyim? Anasız büyüttüm Meral’i ben. Üvey ana acısı çekmesin diye evlenmedim. Kolejlerde okuttum. Londra’lara gönderdim. Görgüsü, tahsili için avuç dolusu para harcadım-.”
Genç kız yurtdışındayken, şoförleri ‘Mustafendi’ işten ayrılınca Halil onun yerini almış. Mermi ve silah kaçakçılığı da yapmakta olan babası, 'yürekli ve bilekli’ şoförünü bu kirli işlerde ‘sağ kolu olarak’ kullanıyor.‘Doğma büyüme Küçükpazarlı’ olan Halil, annesi ‘ince hastalık’tan (babası, daha o doğmadan ‘gitmiş’) ölünce çok zor durumda kalır. Belki de bu nedenle, Meral’le beraber olduğu zamanlar dışında sert bir kişi olarak görüyoruz onu.
Kendisi için “Son zamanlarda keçileşmeye başladı” diyen Osman Bey’le tartışmaları hep diğer gariban çalışanları ezdirmemek için olur. Üstelik, Mehmet (arkadaşları ‘Murdar Mehmet’ diyorlar), onun ayağını kaydırmak için fırsat kolluyor ; “Yalnız Halil mi var dünyada?”

Okulunu bitirip İstanbul’a dönen genç kızla Halil önceleri pek anlaşamazlar. Delikanlı eskiden Neriman’la beraberdi. Koyu renk saçların çok yakıştığı böyle bir güzelden ayrılabilmek ve “bu biçim hayatla her türlü alışverişi kesmek" ancak Meral’in sevgisi için olabilirdi. Genç kızın gelişi nedeniyle yapılan danslı toplantıda, Orhan’ı kıskanan Halil kavga çıkarır. “Az daha gecikseydim öpecekti seni o züppe.” [Sonraki yıllardaI Serdar Gökhan olarak göreceğimiz Nusret Ersöz sinemadaki ikinci ve belki de sonuncu dayağını bu filmde yiyor.

Arabadaki şiddetli tartışmaları sırasında onlar da biz de iyice gerilmişken, Halil öyle bir şey yapıyor, Meral’i öyle bir öpüyor ki yaşamları güzelleşip dudaklardaki öfkeli sözlerin yerini birbirlerinin sıcaklığı alıyor ;
Ama, Osman Bey, ne kadar mutlu olduklarına bakmadan beraberliklerine karşı çıkıyor.

Onları ayırmak için, birçok kişinin, bu arada kendisinin de başını yakacak bir dolap çevirir. Evlenmelerine razıymış gibi Halil’den “Son bir iş var bu gece” diyerek (ama kaçakçılık gündüz yapılıyor) kaçak mal yüklü kamyonu Pendik yakınlarındaki bir yere götürmesini ister. Elbette, polise durumu bildirmeyi de ihmal etmez.
Arkadaşlarının suçu üzerlerine almaları ile hapisten kurtulan kahramanımızı, sevdiğine kavuşana dek yaralamalı öldürmeli bir mücadele içinde görüyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder