Powered By Blogger

20 Ocak 2018 Cumartesi

CANLI HEDEF /KIZIM İÇİN (1970)

KIZIM İÇİN "Canlı Hedef " 
Yönetmen:Şerif Gören, Senaryo: Aydın Engin, Kamera: Ali Yaver, Yapım: İrfan Film / İrfan Atasoy, Prodüksiyon Amiri: Bekir Çetiner, Set: Nizam Ergüden, Hikmet Tüler, Murat Serenli, Kamera Asistanı: Nihat Çifteoğlu, Ses Mühendisi: Necip Sarıcıoğlu,
Kaynaklarda yönetmen olarak Yılmaz Güney ismi geçse de jenerikte yer alan isim Şerif Gören’dir

Oyuncular: Yılmaz Güney (Sasım Mavzer), Hülya Darcan (öğretmen), Yıldırım Gencer (Korsan Kemal), Bilal İnci (Bilal), Erdoğan Vatansever “Çinli” (Erdo Vatan), Tarık Şimşek (Jilet), Danyal Topatan (Asprin Osman), Melek Görgün, Hülya Şengül (Elif), Osman Han (Bilal adamı), Bekir Çetiner, İhsan Gedik (Bilal’in adamı), Benan Öz, Ali Demir (Çino’nun adamı), Niyazi Gökdere (Bilal Adamı), Necati Er (Bilal Adamı), Oktay Yavuz (Bilal adamı), Mehmet Ali, Yaşar Şener (Pavyon sahibi), Yılmaz Türkoğlu, Muammer Gözalan, Orhan Çoban, Şerif Gören , Peri Han, Nermin Özses,

KONU: Kentin ünlü kabadayılarından Bilal (Bilal Inci), tüm adamlarını toplar. Polis kayıtlarında Kara Cellat olarak geçen Asım Mavzer (Yılmaz Güney) kente dönmüştür. Asım Mavzer sekiz yıl önce üç kardeşini öldürmüştür ve o ortalıklarda olduğu sürece kendisi rahat yüzü göreme yecektir, çok da tehlikeli bir adamdır Asım Mavzer. Bu nedenle yakalanmalı, etkisiz hale getirilmelidir. Ayrıca, Bilal, Asım Mavzer'e önünde diz çöktürmeye ve kardeşlerinin intikamını almaya kararlıdır. Bilal'in adamları her yerde Asım Mavzer'i aramaya koyulurlar. Onu tanıyanları, eski dostlarını tehdit ederler. Döverler. Oysa gerçekten de Asım'ın yerini hiçbiri bilmemektedir. 

Bu arada sekiz yıldır ortalarda görünmeyen Asım'ın yokluğundan yararlanan Bilal, bu süre içinde güçlenmiş, çevresinde sözü geçen kabadayılardan biri olmuştur. İstanbul'daki kabadayılar dünyasının değiştiğini gören Asım, çok eski iki dostunu; Aspirin'le (Danyal Topatan) Korsan Kemal'i (Yıldırım Gencer) bulur. Aspirin, garip giysili, cümbüş çalan, müstehcen fıkralar anlatan tuhaf biridir. Korsan Kemal ise korkusuz, bileği kuvvetli bir delikanlıdır. Yıllar sonra bir araya gelen üç arkadaş hasret giderirler, Bilal'in durumunu görüşürler. Asım, hapishaneden sonra bir süre yurtdışında yaşamıştır. Bu işlerden elini eteğini çekmiştir artık. Bundan böyle de ne Bilal'e, ne de eski bir hesap nedeniyle araları açık olan Cino'ya (Erdo Vatan) bulaşmak niyetindedir.

Asım sıklıkla civardaki bir ilkokula gidip küçük bir öğrenciyi ziyaret etmektedir. Ona hediyeler getirir, ayakkabı alır. Küçük kızın adı Elirtir (Hülya Şengül). Asım'ın bu ilgisi öğretmen hanımın (Hülya Darcan) dikkatini çeker. Yine bu ziyaretlerden birinde Asım'a bu ilgisinin nedenini sorar. Asım, küçük kızın kendi kızına benzediğini, bu nedenle onunla ilgilendiğini söyler. Öğretmen hanım da Elire yakınlık duymaktadır, zira o da Elif gibi bir yetimhanede büyümüştür. Asım, Bilal'in adamlarından rahatsızdır. Onların takıldığı mekana gider. Kendisini artık aramamalarını, artık kan dökmek istemediğini, kan dökmeye mecbur bırakılmak istemediğini anlatır Bilal'e. Oysa Bilal'in amacı bellidir, bu nedenle de Asım'ın bu yaklaşımını ciddiye almaz. Ona Istanbul'u terk etmesini, bunun için 24 saatinin olduğunu söyler.

Asım okula gidip öğretmen hanıma bir zarf verir ve Elire teslim etmesini rica eder. Elif için hayat sigortası yaptırmıştır. Ayrıca zarf ta Elife yönelik bir vasiyetname vardır. Ölümle burun buruna olan Asım bütün varlığını Elife bırakmıştır. Bir süredir Asım'ı arayan Cino, onu okulda öğretmen hanımla bulur. Bu karşılaşma bir gerçeği de açığa çıkarır: Elif Asım'ın kızıdır. Annesi öldürülmüştür. Asım da Elifi korumak için bu sırrı saklamıştır. Ama Cino ortaya çıkmıştır ve üstelik Cino'yla da başı derttedir. Cino'yla ıssız bir deniz kıyısında buluşurlar ve silahlar çekilir. Ama Cino'nun silahı ateş almaz. Asım da onu vurmaktan vazgeçer. Cino'nun canını bağışlamıştır. Onun yerine havaya atılan bir şarap şişesini kurşunlarlar birlikte.

Bu arada Bilal boş durmamıştır. Adamlarının araştırması sonucunda Elifin Asım'ın kızı olduğunu öğrenmiştir. Okulu basarlar ve Elifi kaçırırlar. Elifi kurtarmaya çalışan Asım'ı da yakalamışlardır. Bilal, Asım'a korkunç bir oyun hazırlamıştır. Elleri kolları bağlı Asım'a, odanın ortasına gerdikleri perde arkasından korkunç olayı izletirler: Elife babasının gözleri önünde tecavüz ederler. Asım kızının çığlıklarıyla ağlar, ağlar... Bu acı olaydan sonra Elif ve Asım'ı bir gölün üzerindeki tren köprüsü altında ellerinden iplerle bağlayıp sarkıtırlar. Beklenen olur ve tren gelip rayların üzerindeki ipleri kesince baba-kız göle düşer. Elleri bağlı olan Elif çırpınarak boğulur. Öğretmen Hanım'ın haber vermesiyle Aspirin ve Korsan Kemal harekete geçerler. Göl kıyısına geldiklerinde Asım'ı göl kıyısında kızının cesedi başında bulurlar. Asım perişandır. Bilal, Asım'ın ölmediğini öğrenmiştir ve onun şerrinden ölesiye korkmaktadır artık. Adamlarıyla birlikte kaçıp kent dışındaki iş makinelerinin bulunduğu bir depoya sığınır. Aspirin, Korsan Kemal ve Asım, Bilal’in yerini öğrenmek için metresini (Melek Görgün) bulup sorguya çekerler. Elifin boğularak öldüğü tren köprüsüne götürdükleri kadını Aspirin vurur. Üç arkadaş depoyu sararlar. Asım'a bir can borcu olan Cino da yanlarındadır. Silahlı bir çatışma başlar. Aspirin ve Cino ölür. Asım büyük bir hınçla üzerine kurşun yağdırdığı Bilal’i kalbura çevirmiştir. Ve Korsan Kemal'le birlikte olay yerini kuşatan polise teslim olur. (Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf;284)

Not: Filmin senaryosunu Aydın Engin yazdı. Yılmaz Güney bazı eklemeler yapmıştır. Bazı sahneleri asistanı Şerif Gören yönetti Filmin video kaseti Almanya'da Ulus Video kurumu tarafından “Kızım İçin” adıyla piyasaya sürüldü. (Agah Özgüç, a.g.e.)

__________________________________________________________________

." Canli Hedef ya da diger adiyla, Kizim Için Güney'in 1970'de çektigi "vesaire" filmlerden birisi. Hiç ödülü yok. Kaç kisi izledi ya da bu filmi izleyenlerden kaçı dönemin kösebaslarinda ahkam kesenlerindendi, bilinmez. Film o "sıradan" kötü adam hikayelerinden birisi! Filmin jeneriğinde bir reflektörden yansıyan güneş ışığı ara ara gözünüzü alırken, silahların gölgesinde kimlerin filme katkıda bulunduğunu okuyorsunuz. Film bir mafya toplantısında açılıyor. Bilal (Bilal Inci) adamlarına bir gazeteden su haberi okur: "Ünlü kabadayı Asim Mavzer (Yilmaz Güney) yurda döndü. Ünlü kabadayının yurda dönüsü bazı çevrelerde huzursuzluk yarattı," ve söyle devam eder: "Bazi çevreler dediği biziz." Asim Mavzer, nam-i diğer Kara Cellat, sekiz yıl önce yurtdışına kaçmadan önce İstanbul'a kan kustururken Bilal'in üç kardeşini de vurmuştur. Bilal bu haberi görür görmez adamlarını Asim'in uğrayabileceği yerlere salar ve Bilal'in adamı Jilet (Tarik Simsek) dolaştıkları her yerde insanların suratına jiletle bir çizik atarak Bila1'inkartvizitini brakier. Aspirin Osman (Danyal Topatan) ve Korsan Kemal (Yildirim Gencer) kale surlarında içmektedirler. Aspirin elinde cümbüşü, Korsan'a "Sana bir hikaye anlatayım mi?" der. Korsan, "Müstehcen mi?" diye sorar. Aspirin, "Müstehcen," der. Korsan, "Anlatma o zaman," der ve Jilet Bilal'in kartvizitini birakmak için gelir. Korsan Jilet'i paylar ve sonra da Aspirin ve Korsan, Asim'i aramaya çikarlar. Bu arada Asim'i Belali Çino'da (Erdogan Yatansever, nam-i diger Erdo Yatan) baska bir dava nedeniyle aramaktadir. Bu arada Asim bir okulun önünde kizi olan, ama bundan haberi olmayan Elit'i izlemektedir. Yetimhanede büyüdügünü söyleyen bir ögretmen (olasilikla, Hülya Darcan) Asim'la ilgilenir. O sirada Aspirin ve Korsan gelir ve Asim'i içmeye götürürler. Durumu ögrenen Asim, Bilal'in yanina gider. Kimin jilet kullandigini sorar. Iilet'i bir güzel pataklar. BilaI, Asim'a Istanbul'u terketmesi için yirmidört saat süre tanir. Asim, ona kendisinin karar verecegini söyler ve çikar gider. BilaI, Asim'in pesine Yilmaz (Yilmaz Türkoglu), Osman (Osman Han) ve Necati'yi (Necati Er) salar. Asim üçünü de döver. Ertesi gün 1932 Siverek dogumlu Asim Mavzer bir milyonluk nakdini varisi Elif Mavzer' e birakir ve vasiyetnamesini Elif'in ögretmenine verir. Ögretmen kim oldugunu ögrenmek ister. Tam o sirada, Çino gelir ve "O bir sey anlatmaz," diyerek konuya girer ve Kara Cellat'in hikayesini anlatir. Çino, Asim'a ya kizinin canini alirim ya da Cuma günü saat dokuzda Kisirkaya'da düelloya gelirsin, der. N açar Asim düelloyu kabul eder. Bu arada, Bilal'in adamlari da Asim'in Elif'le bu kadar çok ilgilenmesinden killanmislardir. Asim Elit' e bir yolculuga çikacagini söyler ve onunla vedalasir. Kisirkaya. Sabah. KumsaL.Aspirin dertli dertli cümbüsünü tin[1]girdatmakta, Korsan ise mezar kazmaktadir. Asim düsüncelidir. Çin o yaninda bir adamla gelir. Içlerine tek kursun sürülen silahlar hazirlanir. Isaretten otuz adim sonra atisin serbest oldugunda karar kilinir. Birbirlerine 'iyi sanslar," dilerler. Otuzuncu adimda Çino döner ve ates eder. Iska geçmistir. Asim ates etmez. Çino'nun adami silahina davranir ama Korsan onu bertaraf eder. Çino yalvarir: "Yur beni. Öldür. Bundan böyle, yenik yasayamam." Asim: "Daha önce de mecbur etmistin Çino. Simdi de mecbur etme!" Çino: "Sag kalirsam sana çok kötülük ederim. Öldürürüm senL" Asim: "Peki beni mecbur ettin ... Azizim Çino, tut ki sen bir sisesin. Bir sarap sisesi ve simdi Aspirin'in elindesin. Ye Aspirin'in zulmüne dayanamayıp, havaya uçtun." Aspirin elindeki şarap şişesini havaya fırlatır. Asim tek kurşunuyla şarap şişesini vurur ve söyle der: "Ye sen benim için öldün Çino." Asim Elif'i alıp sehri terk etmeye karar verir. İçki sofrasında, Aspirin giderayak Asim' a hikaye anlatmak ister, ama müstehcen olduğu için anlatamaz. Gece Asim eve dönerken, onu arkadan vurmak isteyen birisini Çino haklar. Bila1'in "yilan" sevgilisi Melek (Melek Görgün) Elif'in Asim'in kizi oldugunu söyler ve Bilal'in adamlari Elif'i kaçirirlar. Asim Bila1'in mekaninibasar. Adamlarindan bir kaçini haklar (dört ölü, üç yarali), ama sonra Jilet ensesine silahini dayar ve Asim'i baglarlar. Bir depoda, Bilal, Asim' a adi "Bir Babanin Günahini Ödeyen Küçük Bir Kiz" olan bir oyun gösterir. "Beyaz bir perdenin" arkasinda kizina birisi tarafindan tecavüz edilmesinin gölge oyununu izler Asim. Kara Cellat, yufka yürekli oldugu tek yerinden agir bir darbe almistir. Elleri bagli olan Asim ve Elif'i bir demiryolu köprüsünden sallandirip giderler. Tren geçtiginde ipler kopacaktir ve irmaga düseceklerdir. Tren geçer. Elif irmakta bogulur. Asim kizin basinda aglarken, Aspirin ve Korsan gelir. Bilal kaçmistir. Melek hizmetçisine yalanına iyi bakmasini tembihleyip Jilet'le evinden ayrilmak üzeredir. Asim ve arkadaşlarının geldiğini duyunca Jilet ve Melek evde saklanırlar. Asim hizmetçiye nerede olduklarini sorar. Yanit yoktur. Asim, yilani yakalar ve yılanla hizmetçi kiza tecavüz eder. Ilk ödesme ve Kara Cellat yeniden sahnede. Sonra, Jilet'i vurur. Melek'i konuşturup Bila1'in yerini ögrenmek için ayni köprüye götürür. Melek'i çarmıha gerer gibi köprünün üzerine baglarlar. Tam tren Melek' e çarpacakken Melek konuşur. Asim hizli bir dönüsle ipe ates eder. Ip kopar. Melek kurtulur. Aspirin, Melek'in cezasını sorar. Asim ve Korsan arkalarini dönüp giderler. Aspirin Melek'i vurur. Ikinci ödeşme. Bila1'in saklandığı yere giderler. Silahlı çatışma vicar. Nasilsa Çino da oraya gelir ve onlara yardim eder. Asim Çino'yu arkadan vurmak isteyen birini vurur. Üçüncü ödesme. Ancak daha sonra Çino vurulur Bilal, Aspirin'i vurur. Aspirin, yanina gelen Korsan' a bu sefer Aspirin'i kendisinin yuttuğunu söyler ve bir hikaye anlatmak ister. Korsan müstehcen olup olmadığını sormaksızın "Anlat," der. Aspirin ölür. Son ödeşme olarak Bila1'i öldürürler. Tür k polisi gelir ve film bi ter. Filmin anlatisi o "klasik" anlatılardan "herhangi" birisi... Hemen filmin basinda yara açiliyor ve kutuplaşma kuruluyor. Filmin sonuna dek de hikayenin bağlanmasını beklerneye basliyoruz falan filan. Canli Hedefin "asil" çetin ceviz olan tarafi ise bence filmin içindeki bir kaç sahne ya da laf. Bunlardan birincisi, Aspirin'in anlatılamayanı hikayesi. Bir baskasi, sertliğin dozajı. Elif'e tecavüz edilmesi. Yılanla Melek'in hizmetçisine tecavüz edilmesi. Bir üçüncüsü, jenerikte ve Elif' e tecavüz edilmesi esnasında kullanılan "diL." Sonuncusu ve en "vurucusu" ise yukarıda uzun uzun anlatılan düello sahnesi. Sanki Atilla Ilhan romanlarımdan firlamis isimler, düello sahnesindeki stilizem, bir nevi gölge oyununun kullanimi, vesaire vesaire. Bunlar "vesaire" bir filmde bulunabilecek seyler. Söyle "kalitelisinden" bir sinema dergisinde, "kastrasyondan," "siradisi" bir sinematik anlatirnin popüler filmlerdeki yansimalarindan, "ucu açik" ve ne oldugu bir türlü "anlasilamayan" bir hikayenin varligindan, siddetin adindan çok sözedilen kimi "Hollywood" filmlerindeki sert ve stilize kullanimini animsatircasina filme "iyi" yedirildiginden falan bahseden bir yazi yazilacak kadar çok malzemeyi içinde barindiran bir filmmis meger! ... Ne ki, kaynayıp gitmis arada. Bilememişiz "değerini." Bir ara, vakit bulursak ege bir bakalım ...

(Kyn:  Savaş Arslan  (Gece Yarısı Sineması Sayı 2 -Sonbahar 1998)

 

CAFER BEY (1970)



Yönetmen: Tunç Başaran
Senaryo: Bülent Oran, Burhan Bolan
Operatör: Mike Rafaelyan
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman
Şarkılar: Nurhan Damcıoğlu,

Oyuncular: Nejat Uygur, Ülkü Özen, Avni Dilligil, Şaziye Moral, Müjdat Gezen, Mümtaz Ener, Necip Tekçe, Feridun Çölgeçen, Mürüvvet Sim, Nizam Ergüden, Necdet Kökeş, Özdemir Akın, Sıdıka Duruer, Meral Kurtuluş

Konu: İyi yürekli bir sokak serserisiyle, sonları mutlu biten kör bir kızın öyküsü.


 1931 yılında Charles Chaplin’in senaryosunu yazdığı, yönettiği ve oynadığı “City Lihgts” (Şehir Işıkları) filminden uyarlama. (www.imdb.com)


BÜTÜN AŞKLAR TATLI BAŞLAR (1970)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Ahmet Üstel
Foto Direktörü: Nedim Akanlar
Yapım: Üçok Film/ Ferhan Üçoklar

 Set Teknisyenleri: Hacı Fidan, Faik Hiçyılmaz, Reji Asistanları: Üstün Toroslu, Stephan Özçetinkaya, Kameraman: Faik Hiçyılmaz, Işıklar: Ender Işık Servisi: Mehmet Çakar, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Montaj: Özdemir Arıtan, Senkron: Arif Özalp, Negatif Montaj: Osman Bilen, Laboratuar: Recai Karataş, Tanaş Petridis, Dekorlar: Stavro Yuanidis, Prodüksiyon Amiri: Semih Sarıoğlu(Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır)

Oyuncular: Ayhan Işık, Sema Özcan, Münir Özkul, Aydın Tezel, Mürüvvet Sim, Nubar Terziyan, Zafer Önen, Renan Fosforoğlu, Necdet Kökeş, Sevim Sevil, Müşerref Çapın, Ayşin Akav, Sevim Deran, Kutlu Payaslı, Doğu Erkan, Hakkı Kurt, Ses Sanatçıları: Sevim Deran, Kutlu Payaslı,

KONU: Babası zengin bir fabrikatör olan Nevin okulu bitirdikten sonra ailesiyle Bursa’ya taşınmıştır. Yıllar sonra arkadaşlarıyla buluştuğu okul balosunda etkileyici bir genç adamla tanışır. mek zorundadır. Meteliksiz bir çapkın olan Murat zengin bir av için fırsat kollamaktadır. Maddi durumunu gizlediği genç kıza kendini bin bir oyunla zengin bir işadamının oğlu olarak tanıtır. Bursa’ya dönen Nevin Murat’ı ailesiyle tanıştırmaya hazırlanırken genç adama kötü bir haber gelir. Nevin ve ailesi onu Bursa’da ağırlamak yerine Murat’ın İstanbul’daki köşküne misafir gelecektir. Ne yapacağını şaşıran Murat kendine yine zengin süsü vererek oyunu sürdürür


 

BÜLBÜL YUVASI (1970)

Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Bülent Oran (Muazzez Tahsin Berkant'ın romanından)
Kamera: Melih Sertesen
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Yönetmen Yardımcısı: Fikret Tınaz, Işık Şefi: Cevdet Arıkan, Kameraman: Tangör Toydemir, Montaj: Özdemir Arıtan, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu, Ses Kayıt: Bican Afşar, İsmail Karakaş, Stüdyo Teknisyenleri: Recai Karataş, Arif Özalp,Nevzat Dişiaçık, Alişan Sertesen, Saadettin Özmutlu, Şarkılar: Berkant, Belkıs Özener, Prodüksiyon Amiri: Sedat Demir,

Oyuncular: Türkan Şoray (Nerime), Murat Soydan (Feridun Bey), Tanju Gürsu (Nejat), Zeynep Tedü (Nesrin), Aliye Rona (Süheyla Hanım, Uğur Kıvılcım (Zerrin), Nedret Güvenç (Hatice Hanım), Ergun Köknar (Flütçü Memo) Müşerref Çapın (Nuriye Teyze), Muammer Gözalan, Doktor), Zeki Sezer (Uşak), Vahit Volkan (Aşçı), Sema Tamer (Hemşire), Hüseyin Salıcı (Doktor), Renan Fosforoğlu (Avukat), Mehmet Büyükgüngör (Nikah Memuru), Birtane Güngör, Küçük Yıldız: Nuray Yıldız (Güler), Enver Dönmez,

Konu: Babası Rasim Bey’in iflası ve ölümü ile çok zor durumda kalan Nerime ve annesi Hatice Hanım, akrabaları fabrikatör Feridun Bey’in çağrısı ile İstanbul’a gidiyorlar. “Bu benim ilk yolculuğumdu. Çocukluğumu geçirdiğim bu güzel yerlerden, zavallı babamı kara topraklarda bırakarak ayrılıyordum.

Annem hasta ve zayıftı. Bizi, çağrıldığımız yeni dünyalarda kimbilir ne olaylar bekliyordu.” Süheyla Hanım ise, oğlunun bu davetinden hiç hoşnut değil. Köşk bahçesinin bir köşesindeki Bülbül Yuvası’nda zaten hiç sevmediği bir dolu ‘parazit’ akraba varken bu yeni gelenler iyice canını sıkmıştır. “

Feridun mutlaka benim ailemden bir kızla evlenecek. Rahmetli kocamın ailesinden hiç kimse bu kapıdan içeri adım atamaz… Bir gün gelecek buradan kaçmaya mecbur edeceğiz.”

Süheyla Hanım, oğlunun iş gezisi nedeniyle İstanbul dışında olmasından yararlanarak, onları küçük bir odaya yerleştirir. “Babamın hayatta kalan tek akrabaları, bu zengin insanlar anneciğimle beni eski eşyaların bulunduğu bu tozlu tavan arasına atıvermişlerdi…Uşak, ertesi sabah bize eski elbiseler verdi. Süheyla Hanım. Daha yol yorgunluğumuz geçmeden çamaşırhanedeki kirli çamaşırların temizlenmesini annemin üstüne yıkıvermişti. Anacığım hizmetçilerin hizmetçisi olmuştu… Zavallı annemin hastalığı gün geçtikçe ilerliyordu. Geceleri inleyerek geçiriyordu. Bense, kütüphaneden gizlice aldığım kitapları durmadan okuyor, kendimi geleceğe hazırlamaya çalışıyordum.”
Nerime, bir gün Bülbül Yuvası’ndaki yakınları ile karşılaşır. Köşk’teki acımasız ve mutsuz kişilerin aksine, onlar yoksul ama neşeli ve hoşgörülüdürler. Anneleri Nuriye Teyze, kemancı Nejat, hem piyanist hem bestekâr Zerrin ve nişanlısı Memo, ortanca kardeş gitarist Fahriye, Bülbül Yuvası’nın jönü ve bateristi Ferit, en küçük numara (ağız melodikası Güler. ” Nerime ve annesinin mutlu oldukları tek yer orasıdır. Feridun Bey, Köşk’e dönmüş ama Nerime’ye mesafeli davranmaktadır. Bahçede gösterişli bir davet verilirken tavan arasındaki odada ölen Hatice Hanım’ın Feridun Bey’e bıraktığı mektup, onun Nerime’ye olan davranışlarını değiştirir. ‘Dışarıdan lise sınavlarına girip’ okulu bitirmesini, yemeklerde onlarla birlikte olmasını ve fabrikanın muhasebesinde çalışmasını sağlar. Genç kız, Feridun’un onunla evlenmek istemesiyle bir anda sınıf değiştirmiş gibidir. (Murat Çelenligil )