Powered By Blogger

20 Ocak 2018 Cumartesi

BÜLBÜL YUVASI (1970)

Yönetmen: Nejat Saydam
Senaryo: Bülent Oran (Muazzez Tahsin Berkant'ın romanından)
Kamera: Melih Sertesen
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Acar Film / Murat Köseoğlu

Yönetmen Yardımcısı: Fikret Tınaz, Işık Şefi: Cevdet Arıkan, Kameraman: Tangör Toydemir, Montaj: Özdemir Arıtan, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu, Ses Kayıt: Bican Afşar, İsmail Karakaş, Stüdyo Teknisyenleri: Recai Karataş, Arif Özalp,Nevzat Dişiaçık, Alişan Sertesen, Saadettin Özmutlu, Şarkılar: Berkant, Belkıs Özener, Prodüksiyon Amiri: Sedat Demir,

Oyuncular: Türkan Şoray (Nerime), Murat Soydan (Feridun Bey), Tanju Gürsu (Nejat), Zeynep Tedü (Nesrin), Aliye Rona (Süheyla Hanım, Uğur Kıvılcım (Zerrin), Nedret Güvenç (Hatice Hanım), Ergun Köknar (Flütçü Memo) Müşerref Çapın (Nuriye Teyze), Muammer Gözalan, Doktor), Zeki Sezer (Uşak), Vahit Volkan (Aşçı), Sema Tamer (Hemşire), Hüseyin Salıcı (Doktor), Renan Fosforoğlu (Avukat), Mehmet Büyükgüngör (Nikah Memuru), Birtane Güngör, Küçük Yıldız: Nuray Yıldız (Güler), Enver Dönmez,

Konu: Babası Rasim Bey’in iflası ve ölümü ile çok zor durumda kalan Nerime ve annesi Hatice Hanım, akrabaları fabrikatör Feridun Bey’in çağrısı ile İstanbul’a gidiyorlar. “Bu benim ilk yolculuğumdu. Çocukluğumu geçirdiğim bu güzel yerlerden, zavallı babamı kara topraklarda bırakarak ayrılıyordum.

Annem hasta ve zayıftı. Bizi, çağrıldığımız yeni dünyalarda kimbilir ne olaylar bekliyordu.” Süheyla Hanım ise, oğlunun bu davetinden hiç hoşnut değil. Köşk bahçesinin bir köşesindeki Bülbül Yuvası’nda zaten hiç sevmediği bir dolu ‘parazit’ akraba varken bu yeni gelenler iyice canını sıkmıştır. “

Feridun mutlaka benim ailemden bir kızla evlenecek. Rahmetli kocamın ailesinden hiç kimse bu kapıdan içeri adım atamaz… Bir gün gelecek buradan kaçmaya mecbur edeceğiz.”

Süheyla Hanım, oğlunun iş gezisi nedeniyle İstanbul dışında olmasından yararlanarak, onları küçük bir odaya yerleştirir. “Babamın hayatta kalan tek akrabaları, bu zengin insanlar anneciğimle beni eski eşyaların bulunduğu bu tozlu tavan arasına atıvermişlerdi…Uşak, ertesi sabah bize eski elbiseler verdi. Süheyla Hanım. Daha yol yorgunluğumuz geçmeden çamaşırhanedeki kirli çamaşırların temizlenmesini annemin üstüne yıkıvermişti. Anacığım hizmetçilerin hizmetçisi olmuştu… Zavallı annemin hastalığı gün geçtikçe ilerliyordu. Geceleri inleyerek geçiriyordu. Bense, kütüphaneden gizlice aldığım kitapları durmadan okuyor, kendimi geleceğe hazırlamaya çalışıyordum.”
Nerime, bir gün Bülbül Yuvası’ndaki yakınları ile karşılaşır. Köşk’teki acımasız ve mutsuz kişilerin aksine, onlar yoksul ama neşeli ve hoşgörülüdürler. Anneleri Nuriye Teyze, kemancı Nejat, hem piyanist hem bestekâr Zerrin ve nişanlısı Memo, ortanca kardeş gitarist Fahriye, Bülbül Yuvası’nın jönü ve bateristi Ferit, en küçük numara (ağız melodikası Güler. ” Nerime ve annesinin mutlu oldukları tek yer orasıdır. Feridun Bey, Köşk’e dönmüş ama Nerime’ye mesafeli davranmaktadır. Bahçede gösterişli bir davet verilirken tavan arasındaki odada ölen Hatice Hanım’ın Feridun Bey’e bıraktığı mektup, onun Nerime’ye olan davranışlarını değiştirir. ‘Dışarıdan lise sınavlarına girip’ okulu bitirmesini, yemeklerde onlarla birlikte olmasını ve fabrikanın muhasebesinde çalışmasını sağlar. Genç kız, Feridun’un onunla evlenmek istemesiyle bir anda sınıf değiştirmiş gibidir. (Murat Çelenligil ) 


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder