Senaryo ve Yönetmen:Yılmaz Güney
Foto Direktörü Gani Turanlı
Müzik: Arif Erkin
Yapım: Güney Film/Yılmaz Güney
Sesleri Alan: Necip Sarıcıoğlu, Reji Asistanı: Ahmet
Soner, Kamera Asistanı: Raif Aydın, Set Amiri: Nizam Ergüden,
Set: Hikmet Tülek, Ercan, Resimler: Ali Atmaca, Editör: Şerif
Gören, Ören Film stüdyosunda renklendirilmiş ve Lâle Film stüdyosunda
seslendirilmiştir
Oyuncular:
Yılmaz Güney, Selmin Hürmeriç, Hayati
Hamzaoğlu, Bilal İnci, Atilla Olgaç, Yusuf Koç, Şahin Dilbaz, Nizam Ergüden,
Tülay Arkun, Oktay Yavuz, Osman Han, Dündar Aydınlı, Oktay Yavuz,
KONU: Çobanoğlu (Yılmaz Güney) saçları eşek
tıraşlı, yanık yüzlü, korkusuz ve yörenin en belalı kaçakçısıdır. Çevrede
'Beyaz Donlular' adıyla anılan bir kaçakçı çetesinin de reisidir. Dört adamıyla
on yıldan beri dağlarda, mağaralarda yaşar. Zaza'lardan oluşan bu 'Beyaz
Donlular' jandarma takibi altındadırlar. Yörenin dayanılmaz sıcağı altında,
beyaz şemsiyeleriyle, beyaz uzun donlarıyla ve mavzerlerini gizleyen ince beyaz
pelerinleriyle dikkati çeken kaçakçılar, bıçak sırtında bir hayatı yarı aç yarı
tok sürdürmeye çalışmaktadırlar.
Kaçak mal alış-verişlerinde
aracılık ve komisyonculuk yapan Ramazan'la (Bilal İnci) Sarı Veli (Oktay
Yavuz), hatırı sayılır tüccarlardan Nizamettin Efendi'nin (Nizam Ergüden) bir
işi için, Beyaz Donlular'ı aramaktadırlar. Eşkıyaların barınak yerleri olan
Viranköy'deki mağaralara geldiklerinde çevreleri Çobanoğlu'nun silahlı adamları
tarafından sarılmıştır. Sonunda 'hayırlı bir iş için' geldiklerine inanılır ve
durum anlaşılır. Nizamettin Efendi'nin göndereceği dört teneke afyon, İncesu
köyündeki alıcılara zamanında teslim edilecektir. Çobanoğlu ile Nizamettin
efendi pazarlığa otururlar ve sonunda anlaşırlar. Çobanoğlu ayrıca bir külot
pantolon, en iyisinden bir mintan, iki kilo sabun, elli mermi ve on paket de
tütün ister. Nizamettin Efendi'yle el sıkışırlar.
Ancak komisyoncu Ramazan'ın
niyeti kötüdür. Sarı Veli'nin de aklını çelip başka bir eşkıya çetesinin reisi
olan Osman'la konuşmaya giderler. Osman ve adamları Beyaz Donlular'a pusu kurup
saldıracaklar, ilk kurşunda Çobanoğlu'nu öldürdükten sonra da dört teneke
afyonu aralarında paylaşacaklardır.
Çobanoğlu ve adamları
eşeklere yükledikleri mallarla kayalıkların arasından geçerlerken, bir taşın
yuvarlanışıyla durumu sezerler. Çobanoğlu adamlarına, "Yayılın..." diye bağırır.
Tam bu anda da kayalıkların arasından yaylım ateşi başlamıştır. Osman eşekleri
bırakırlarsa onları öldürmeyeceklerini söyler ama, Osman kurşunlarla delik
deşik olmaktan kurtulamaz.
Eski bir binanın önünde
arabasıyla bekleyen yabancı kaçakçılara mallar teslim edilir. Çobanoğlu
kendisine kurulan tuzağın ve bu kalleşliğin kimin fikri olduğunu anlamak için
Ramazan'ı bulur. Paniğe kapılan Ramazan kendini aradan sıyırıp tüm suçu Sarı
Veli'nin üstüne atar. Çobanoğlu adamlarıyla Veli'nin evini basar. Veli kaçmaya
çalışırken Sivaslı'nın (Yusuf Koç) kurşunuyla ölür.
San Veli'nin
öldürülmesinden sonra jandarma başçavuşu, Ramazan'ı sorguya çeker ve
kaçakçıların yerlerini öğrenmeye çalışırken, Çobanoğlu ve adamları bir dere
kenarındadırlar. Çobanoğlu, Nizam Efendi'den aldığı sabunla çamaşırlarını
yıkar. Mehmet Emin (Hayati Hamzaoğlu) suya girip yıkanır, kimi dikiş diker,
kimi aynayla yüzüne, dişlerine bakar.
Takibe
çıkan jandarmalar, bir tepenin yamacında kaçakçıları sıkıştırırlar. Kaçarlarken
Çobanoğlu sol böğründen vurulur. Ağır yaralıdır. Arkadaşları onu bir sırığa
bağlayıp, omuzlarında mağara yakınına taşırlar. Mehmet Emin, gece köye inip
doktor hanımı (Selmin Hürmeriç) bulur ve durumu anlatır. Doktor hanım
kuşkuludur, yaralının kim olduğunu sorar. Mehmet Emin, "Gelmezsen
Çobanoğlu ölür," diyerek durumun önemini belli eder. Doktor hanım bu ismi
duymuştur. Çobanoğlu'nun bulunduğu mağaraya giderler. Gerçekten de Çobanoğlu
kan kaybetmekte ve durumu giderek kötüleşmektedir. Doktor hanım hemen işe
girişir; kurşunun çıkartılması gerekmektedir öncelikle. Gerekli hazırlık
yapılır. Kurşun çıkarılırken acıyla kıvranan Çobanoğlu'nun sesi civardan
duyulmasın diye eşkıya arkadaşları hep bir ağızdan türkü söylemeye başlarlar.
Bu ilginç dayanışma örneği
Doktor hanımın ilgisini çekmiş ve etkilenmiştir. Türkü ve operasyon sürerken
Çobanoğlu bayılır. Mehmet Emin, Doktor hanımı eşeğe bindirip Bekir'le köydeki
evinin yakınlarına bırakır. Genç kadın arkalarından bakarken elinde kırlardan
toplanmış bir demet çiçek vardır.
Okulda hastalara, çocuklara
sağlık muayenesi yapan Doktor hanım, Çobanoğlu'nun durumunu merak edip yola
çıkar. Çobanoğlu iyileşmiştir. Birlikte Viranköy'ü gezerler. Doğduğu evi
gösterirken birden bir uğultu başlar. Dağlardan kayalar yuvarlanır, her taraf
toz duman içindedir. Bir süre sonra uğultu kesilir. Sık sık dağlardan kopup gelen
kayalar köyü viraneye çevirmiştir. Anası kayalardan, babası kan davasından
yitip gitmiştir Ramazan'ın. On dört yaşındayken sevdiği Hatice de...
Ramazan, jandarmaya
Çobanoğlu'nu bulabilecekleri ve gizlendiği yerleri tek tek gösterir. Ramazan'ın
verdiği bilgilerle iz süren jandarma, Çobanoğlu ve adamlarını kuşatır.
Çatışma sırasında Mehmet
Emin ve diğerleri vurulur. Bu sırada oralarda olan Ramazan kaçıp bir mağaraya
gizlenmiştir. Onu takip eden Çobanoğlu, Ramazan'ın bulunduğu mağaraya girer ve
tavandan sızan küçük bir ışığa ayna tutarak ecel terleri döken Ramazan'ı bulur.
Silahını ateşler ve Ramazan'ı öldürür. Öcünü almıştır.
Tüm
adamlarını yitiren Çobanoğlu tek başına kalmıştır artık. Dağlar haramdır ona.
Birden Doktor hanımı hatırlayan Çobanoğlu köye iner, ona bir can borcu vardır.
"Veda etmeye geldim, bizi yanlış anlama, sana düşkünlüğümüz kara kaşın,
kara gözün için değildir. Biz ilk defa insan kıymeti bilen birini görmüşüz.
Hakkını helal et, eyvallah..." deyip vedalaşır ve gider. Doktor hanım
üzgündür. Göz alabildiğine uzanan boş düzlükte Çobanoğlu yürümektedir ve bir
silah sesiyle irkilip yere düşer. Bir kurşun daha... Çobanoğlu'nun sonudur bu.
“71”
Ödüller:
Adana Altın Koza Film
Festivali'nde (1971)
► En İyi Film,
► En İyi Yönetmen,
► En İyi Senarist
► En İyi Erkek Oyuncu
“Yılmaz Güney”
► En İyi Görüntü Yönetmeni
“Gani Turanlı”
Jüri Üyeleri: Çetin A.Özkırım, Yarık
Dursun K., Tanju Akerson, Aliye Rona, Sabahat Filmer, Önder Küçükerman, Mahmut
T. Öngören, Nevzat Güyer, Altan Gürman, Sacide Ener, Mücahit Beşer
* Türk Sinema Derneği'nin
sinema yazarları arasında düzenledigi 1971-1972 mevsimimin en iyi 10 filmi'
soruşturmasında ► En Iyi Film seçildi.
* Milliyet Sanat dergisinin
açık oturumunda Ağıt'ın Venedik Film Festivali'nde elemeyi geçip ‘İlk 10 Film'
arasına girmesi nedeniyle
► Yılmaz Güney 'Yılın
Sanatçısı' seçildi.
* Yedinci Sanat dergisinin
düzenledigi, 'konusuyla, anlatımıyla, oyun düzeniyle ulusal nitelikler taşıyan
tüm zamanların (1914-1972) en iyi 10 Türk filmi' soruşturmasında
► 7. oldu.