Görüntü Yönetmeni: Gani
Turanlı
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Özleyiş Film / Nami
Dilbaz
Kurgu: Şerif Gören,
Işık Asisyanı: Turgut Köse, Ses Kayıt: Necip Sarıcıoğlu, Senkron:
Mustafa Kent, Celal Köse, Prodüksiyon Asistanı: Cevat Alkan, (Ören
Film Stüdyosunda hazırlanmış, Lale Film stüdyosunda seslendirilmiştir.)
Oyuncular:
Yılmaz Güney (Çiçek Ali), Fatma Girik
(Zeliha) Hayati Hamzaoğlu (Haceli Ağa), Mehmet Büyükgüngör (Avanos Dayı), Oktay
Yavuz (Elmas), Osman Han (Haceli’nin adamı), Dündar Aydınlı (Haceli’nin adamı),
(Haceli’nin adamı), Niyazi Gökdere, Şahin Dilbaz (Ördekl), Nizam Ergüden,
Kudret Karadağ
Konu: Filmin ana teması pişmanlık üzerine
kurulmuş. 15 yıllık hapislik yaşamından sonra, yıllar önce öldürdüğü adamın
Avanos oğlunun celladını karşısında görünce şoka girmiştir. Zelha davranır.
Avanos dayı tüm kinini kusar Ali'nin üzerine. Ali af diler... Yalvarır...
Günahının cezasını on beş yıl hapiste yatarak çekmiştir. İhtiyar Avanos ne
elini öptürür, ne de affeder. Çünkü Ali onun için hala 'gavurun dölü' ve 'eli
kanlı zalim'dir. Çiçek Ali ise, "Ben öksüz büyüdüm, kimim kimsem yok,
babam ol benim," diyerek yalvarmasını sürdürse de Avanos dayı acımasızdır.
Onu evinden kovar ama Ali gitmez. Baba-kız Ali'nin üstüne yürürler, Zelha
sopayla kafasına vurur, elleriyle başını korumaya çalışan Ali birbiri ardına
inen darbelerin etkisiyle oracıkta yığılır kalır. Sonra baba-kız çevrede
biriken köylülerden de çekinerek yaralı genci kulübelerine taşırlar.
Olay çevrede çabuk duyulur.
Ali'nin, kan davalısı olan Avanos'a gelip af dilemesi Haceli ağanın hoşuna
gitmez. Adamları toplayarak gelişmeleri öğrenir. Ali'yle yüz yüze gelip
meselenin aslını öğrenmek istemektedir. Adamlarından Zülfikar, Murtaza ve
Durali, Ali'yi arar.
Günler
geçer. Başı kanlı sargılar içinde Avanos'un evinde yatan Ali iyileşir.
Aralarındaki gerginlik artık sona ermiştir. Avanos ve kızı da pişmandır. Artık
Ali evin oğlu gibi olmuştur Bu yüzden de Ali çok mutludur, günlerini tarla
sürerek geçirmektedir. Haceli'nin üç adamı Ali'yi tarlada bulurlar ve
ağalarının kendisiyle görüşmek istediğini söylerler. Haceli'nin tüm derdi
Ali'yi tekrar kendi yanına çekmektir. Ama unuttukları bir şey vardır, Çiçek Ali
artık eski Ali değildir. Davet üzerine Haceli'nin evine gittiğinde kesin
tavrını ortaya koyup, "Eskiden öldürmeyi marifet bilirdik. Ne zaman ki
adam öldürdük, mahpus damlarını, taş duvarları, zindanları tanıdık, kapılarda
ağlaşan kadınları, kızları, anaları gördük, anladık ki, bizim yaptığımız iş iş
değildir, benim anladığım delikanlı doğruluğun, mertliğin ve ekmeğin
delikanlısıdır," der. Artık Çiçek Ali resti çekmiştir ve Haceli'nin kirli
emellerinden yana değildir.
Zelha ile babası Avanos,
Ali'ye alışmışlardır. O nereye gitse yolunu gözlemektedirler. Ali bir dönüşünde
kırlardan topladığı çiçekleri Zelha'ya verir, hediyeler getirir. Aralarında saf
ve duygusal bir yakınlık oluşur. Günler böylece sürüp giderken Haceli ve
adamları Ali'yi rahat bırakmazlar bir türlü. Ali ve Avanos dayı tarlalarına
giderlerken yollarının üzerinde Haceli'yle karşılaşırlar. Haceli'nin yanında
adamları da vardır. Haceli, Ali'ye buralardan gitmesini ister ve tehditler
savurur. Hava gerginleşir ve birbirlerine girerler. Avanos'un başı taşla
ezilir. Köylüler yetişmese Ali'yi de öldüreceklerdir. Saldırganlar Ali'yi
kanlar içinde bırakıp kaçarlar.
Ali, Zelha'nın kolunda
hastaneden çıktığında gözleri bağlıdır. Bastonla yürümektedir. Çünkü başına
aldığı darbelerden kör olmuştur. Zelha'ya göre artık buralarda onlara hayat
yoktur. "Başımızı alıp gidelim," diye yalvarır Ali'ye. Ama Ali öcünü
almadan gitmek niyetinde değildir. Zelha'dan çan bulmasını ister. Koyun ve
develerin boyunlarına takılan, yürüdükçe ses çıkaran metal çanları bulup
getirir Zelha.
Bir sabah
tarlalarına giden köylüler çan sesleri duyarlar. Sesler köy yakınlarından
gelmektedir. Zelha korkuluklara, ağaç dallarına ipler germiştir. Çanları iplere
dizer, kayalar üzerine koyar. Zelha ipi çektikçe çan çalar, Ali çanın geldiği
yere ateş eder, çanları vurur. Zelha böylece, düşmanlarına karşı Ali'nin gözü,
Ali'nin eli ayağı olacaktır çanların yardımıyla. Ali, Avanos dayının silahıyla,
Zelha'nın işaretiyle çan seslerinin geldiği yöne ateş eder ve bu talim günlerce
sürer...
Haceli bir ihbarla dağdaki
yerlerini öğrenir Ali ve Zelha'nın. Üç adamıyla dağlara tırmanırken, Zelha
mağara aralığından onları görür. Ali'yi elinden tutup bir kaya aralığına
bırakır. Çanı kayalardan aşağı sarkıtır ve beklemeye başlarlar. Düşmanlardan
Durali çana yaklaştığında çan sesi gelir, Ali sesin geldiği yöne kurşunu basar.
Durali vurulmuştur. Kayalar arasında yer değiştiren Zelha, Ali'ye çanıyla
işaret verip bu kez de Murtaza'nın vurulmasını sağlar. Çanın boynuna dolandığı
Zülfikar da bir kurşunla yere devrilmiştir. Zelha saklandıgı yerden çıkarken
Haceli'nin kurşunuyla' vurulup düşer.
Ali seslerin geldiği yöne
ateş edip Haceli'yi vurur. Haceli de onu görüp ateş etmiştir. Çan sesleri
durmuştur. (Agah Özgüç, “Bütün filmleriyle Yılmaz Güney, syf:314)
¸ İtalyan "spagetti
westernlerinin özelliklerini taşıyan kan davası karşıtı bir deneme. Filmin ana
teması pişmanlık üzerine kurulmuş. Yılmaz Güney' in hem yönetmenliğini yapıp
hem de başrolünü oynadığı film, Fatma Girik' in gazino çalışmaları nedeniyle
hızlı bir çalışma temposu içinde 14 günde çekildi. 15 yıllık mahpusluk
yaşamından sonra, yıllar önce öldürdüğü adamın ailesine gidip bağışlanmasını
isteyen, düşman kapısında it olmaya bile razı olan Çiçek Ali rolüyle ilginç bir
tipleme çizer Yılmaz Güney.
Filmin son
sahneleri son derece hareketli ve başarılı. Dağlarda silahıyla atış talimleri
yaptığı sahnelerde Güney, giydiği beyaz giysileriyle samuraylara gönderme
yapar. Düşmanları tarafindan gözleri kör edilen Çiçek Ali’ye Zelha rolündeki
Fatma Girik yardımcı olur. Ağaç dallarına, kayalara ve gerdiği iplere çanları
bir bir dizer ve Güney çan seslerini duyduğu yöne doğru ateş eder. Önce
"Çan” adıyla yazılıp sonra da “Acı” olarak değiştirildi.
ÖDÜL
3. Adana Altın Koza Film
Şenliğinde (1971)
► En İyi 2. Film.
► Fatma Girik “ En İyi Kadın
Oyuncu”
► Yılmaz Güney “En iyi Erkek
Oyuncu”
► Metin Bükey'de “en iyi
Müzik”.
Agâh Özgüç’ün “Bütün filmleriyle Yılmaz
Güney” isimli kitabında, Film Yapımcısının Başak film adına Üveyiz Molo olduğu
belirtilmekte ise de, Özgüç’ün Türk Filmleri Sözlüğü isimli kitabının ilgili
sayfasında ve 5555 Afişle Türk Sineması (Türker İnanoğlu) kitabının ilgili
sayfasında yer alan afişte film Yapımcısının Özleyiş film sahibi Nami Dilbaz
olduğu görülmektedır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder