Powered By Blogger

29 Ocak 2018 Pazartesi

BATIDAN GELEN ADAM (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Savaş Eşici,
Kamera: Salih Dikişçi,
Yapım: Nuran Film/Savaş Eşici


Oyuncular: Cihangir Gaffari, Erol Taş, Gülgün Erdem, Hüseyin Zan, Ahmet Şenses, Erol Yeşilyaprak 

BATAKHANELER KRALI (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Yavuz Figenli
Kamera: Fevzi Eryılmaz
Yapım: Bozkurt Film/İsmail Konca

Oyuncular: Tamer Yiğit, Melek Görgün, Ülkü Ülker, Kuzey Vargın, Behçet Nacar, Aynur Aydan, Kudret Şandra, Yeşim Yükselen, Nesrin Kaptan, Ebru


Konu: Kötü yola düşürülen kız kardeşini batakhanelerde arayan bir polisin öyküsü 

BABA (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Yılmaz Güney 
Foto Direktörü: Gani Turanlı
Müzik: Yalçın Tura
Yapım: Akün Film / İrfan Ünal

Reji Asistanı: Sami Güçlü, Kamera Asistanı: Umut Aşçı, Sesleri Çeken: Necip Sarıcıoğlu, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Laboratuar: Altan Sertesen, Nevzat Dişiaçık, Sadettin Özmutlu, Arif Özalp, Bedirhan Koç, Adnan Açıkalın, Set Amiri: Nizam Ergüden, Teknisyenler: Hikmet Tülek, Ercan Akyıldırım, Nurettin Akgül, Prodüksiyon Amiri: Nuri Tuncel, Asistanı: İsmet Demirkol, Işık Şefi: Erol Batıbeki, Editör: Şerif Gören (Acar Film stüdyosunda renklendirilmiş, Lâle Film stüdyosunda seslendirilmiştir).

Oyuncular: Yılmaz Güney, Müşerref Tezcan, Kuzey Vargın, Yıldırım Önal, Ender Sonku, Nedret Güvenç, Tuncer Necmioğlu, Aytaç Arman, Nimet Tezer, Feridun Çölgeçen, Mehmet Büyükgüngör, Güven Şengil, Yeşim Tan, Muammer Gözalan, Faik Coşkun, Osman Han, Ali Seyhan, Mehmet Yağmur, Mustafa Yavuz, Ahmet Karaca, Cemal Tezer, Ahmet Turgutlu, Reşit Çıldam, Taşdemir, Süheyl Eğriboz, M. Ali Güngör, Çocuk Oyuncular: Oktay Demiriş, Saliha Demiriş,

KONU: Yeni zenginlerin oluşturduğu eski bir yalının müştemilatında yaşlı anası, karısı ve üç çocuğuyla birlikte hayatını sürdüren Cemal’in (Yılmaz Güney) ekmek teknesi, motorlu kayığıdır. Cemal, yalının sahibi Refik Kemal Bey'in (Yıldırım Önal) oğlu Koray'ın (Kuzey Vargın) emrindedir. Annesi ve babasıyla Boğaz'ın bir başka kıyısındaki evlerinde yaşayan Koray, her pavyon dönüşü sevgilisiyle (Yeşim Tan) gelip, bu boş villada kalmaktadır. Onları Cemal gece yarıları karşı kıyıdan alıp villaya getirmektedir. Bu iş Cemal’in yüzünü kızartmaktadır. Koray'ı sevgilileriyle villaya taşıması artık ağırına gitmektedir.

Biri kundakta, diğer ikisi okula giden çocuklarının yarınını düşünen Cemal'in tüm umudu Almanya'dadır. Sürekli olarak Almanya'yı düşler. Eğer Almanya'ya işçi olarak gitmeyi başarabilirse, oğlu Ali'ye (Oktay Demiriş) mandolin, kızı Saliha'ya (Semiha Demiriş) bir konuşan bebek getirecektir. Cemal bu düşlerle o sabah işten çıkar. Sağlam raporu almak için İş ve İşçi Bulma Kurumu'nun muayene odasında Alman doktorun karşısındadır. Artık el kapısından kurtulacaktır. Ancak işler umduğu gibi gitmez. Alman doktorun ağız muayenesinden sonra hemşire, "Siz gidemeyeceksiniz, dişleriniz eksik..." deyince Cemal’in tüm hayalleri yıkılmıştır. Çok üzgündür. Çünkü söz verdiği mandolini, konuşan bebeği ve bisikleti çocuklarına getiremeyecektir. Cemal, kaderine lanet eder.

Dişlerinin derdine düşen Cemal, bir gün yalı sahibi Refik Kemal tarafından Emirgan'daki köşke çağrılır. "Hayırdır," deyip gider Cemal. Tüm aile köşkte toplanmıştır. Refik Kemal, Cemal'e durumu üzülerek açıklar. Oğlu Koray dün gece pavyonda kaza sonucu bir adam öldürmüştür. Refik Kemal teklifini söyler: Suçu Cemal üstüne alırsa, onun, ailesinin, çocuklarının bütün ihtiyaçları karşılanacaktır. Hapishanede aslanlar gibi bakılacaktır kendisine. Cezası bittiğinde de ayrıca para verecektir. Bu durumda Almanya ile hapishane arasında fark yoktur...

Cemal ikinci kez yıkılır. Şaşkın ve üzgündür. Sonra bir an çocuklarını düşünür. Ve: "En kısa zamanda bir mandolin, bir bisiklet, bir bebek, çanta ve çocuklarıma giyecek gönderin," deyip Koray'ın cinayetini üstlenir. Cemal ertesi sabah gerçeği yalnızca karısına (Müşerref Tezcan) açıklar. Anası ve çocukları işin aslını asla bilmeyecekler ve onun Almanya'ya gittiğini sanacaklardır. Bavulunu hazırlayıp çocuklarına ve anasına veda eden Cemal, 24 yıl ağır hapse mahkum olmuştur.
Artık demir parmaklıklar arkasındaki yeni hayatına başlamıştır. Koray babasının talimatıyla mandolin, bebek ve bisikletle birlikte aldıkları diğer eşyaları yalıya getirip Cemal’in çocuklarına teslim eder. Önceleri her şey düzgün gitmektedir. Hapishanede Cemal’i ziyaret eden karısı herhangi bir sorunları olmadığını söyler. Paraları vardır, her gün tencereleri kaynamaktadır. Çocuklar mutludurlar, bebek de büyümektedir. Tek üzüntüleri babalarının başlarında olmayışıdır. Sinirleri bozuk olan Koray ise artık her gün yalıda kalmaya başlamıştır.

Zamanla Cemal’in karısı ziyaretlerini keser. Cemal çocuklarını göremez, dizlerinden şikayet eden yaşlı anasından da bir haber alamaz olmuştur. 24 yıl hapse mahkum Cemal kuşkular içindedir.

Cemal’in bu durumu koğuş arkadaşlarından Sabri (Tuncer Necmioğlu) ile Arap Mithat’ı (Güven Şengil) etkiler. Kısa süre sonra cezasını tamamlayıp dışarı çıkan Arap Mithat, Cemal’e yardımcı olmak için ailesinin kaldığı yalıya gider. Cemal’in başına gelenler içler acısıdır. Yalı satılmış, Refik Kemal ölmüş, Koray'ın tecavüz ettiği karısı üç ay önce ortadan kaybolmuş, ihtiyar anası çocuklara bakamayınca onları evlatlık vermiş... Bütün bunları tek tek Cemal’e anlatmak zordur. Ama Sabri yüreğine taş basarak anlatır.

Yıllar sonra af kanunu çıkar. Ancak Cemal, genel aftan tümüyle yararlanamamaktadır. Yattığı yıllar hesaplanır, tahliyesi için 4 yıl 7 ayı daha vardır. Ve zaman geçer, tahliye zamanı gelir. Dışarı çıkan Cemal'i arkadaşları Sabri, Arap Mithat ve Mehmet Ağa (Mehmet Büyükgüngör) yalnız bırakmazlar. Onu hapislik günlerinden bu yana 'baba' adıyla çağırmaktadırlar. Önce Cemal’in yıllar önce kaybolan çocukları aranır. Oğlu Ali'yi (Aytaç Arman) bir kumarhanede bulurlar. Ali, büyüyünce gayrı meşru işler çeviren bir bitirim olmuştur. ı Baba oğul kumarhanede karşı karşıya gelirler. Ama Ali, Almanya'da öldüğünü sandığı babasını tanıyamaz.

Koray'ın, Cemal’in tahliyesinden sonra huzuru kaçmıştır. Ali'yi çağırıp başının dertte olduğunu söyler. Ali, Koray'ın yanında çalıştırdığı adamlarından biridir, aynı zamanda. Ona gizli bir görev verir. Cemal, ailesini felakete sürükleyen Koray'ı can dostlarıyla ararken, bu kez kızı Saliha'yı (Ender Doruk) bir randevu evinde bulur. Arkadaşları onu birlikte kalması için üst kattaki bir kızın odasına çıkarırlar. Genç kız soyunurken, Cemal, boynunun altındaki beni görür. Kızını tanımıştır. Saliha arkasını dönüp baktığında kimseyi göremez. Giyinip aşağıya indiğinde aralarında bir dostluk ilişkisi başlar. Birbirlerinin geçmişini sorgularlar. Kız, "Allah babamın gözünü kör etsin, beni mahveden o değil mi, başımıza gelen bütün felaketlerin sebebi o..." der. Ağlamamak için kendini zor tutan Cemal, "İstersen ben senin baban olayım," deyip kızını bu evden çıkarır.

Bu arada Cemal’in arkadaşları Koray'ı bulmuşlardır. Cemal bir silah ister. Ancak Arap Mithat ve Mehmet Ağa, Cemal’in elini kana bulamasına karşıdırlar. Koray, Ali'yle birlikte eve gelir. Ali aşağıda, arabada kalırken, Koray içeri girmiştir. Karşısında birden Cemal’i görür Koray. Koray pişman, Cemal’se yılların kiniyle doludur. Yalvarır Koray, ama Cemal duymaz bile, tetiği çeker. Silah sesiyle yukarı fırlayan Ali, Cemal’i arkasından vurur. Ali son anda Cemal'i gülüşünden tanır. Ve çığlık çığlığa bağırır Ali: "Babaaaa... Babaaa...! Agah Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 329-332 ”

Ödülleri:
4. Adana Altın Koza Film Festivali'nde (1972) ► En başarılı film',
► Yılmaz Güney 'en başarılı erkek oyuncu'

Jüri üyeleri: Şevket Rado, Kadri Kayabal, Orhan Özkırım, Muazzez Tahsin Berkant, Refik Sönmezsoy, Edip Hakkı Köseoğlu, Yalçın Remzi Yüreğir, Muzaffer Tema, Mücahit Beşer, Sabahattin Filmer, Adnan Sümer 

Film de dikkati çeken bir diğer yön de etik etnik öğelerin kullanılış dengesinde görülen tersliktir. Milli tarihimizde görülen, gerek destanlaşmış kişilerin ferdi, gerekse topyekun millet olarak ortaya konan mücadeleler, savaşlar hep belli ve ilahi bir sebebe dayanmakta; bu sebeple bütün bu mücadeleler, dini ve milli kaidelerin sınırladığı belli bir adalet ve ahlak çerçevesinde yapılmaktaydı; dolayısıyla bunun dışında olarak -sinemada olsun, edebiyatta olsun- gösterilmek istenen bir olaylar zinciri, en basit anlamıyla eserin gerçekliğini bozar; onu hiçbir temele dayanmayan bir macera ürünü haline getirir.” (Salih Sökmen, “Bugünkü Türk Sineması” Fetih Yayınevi, 1973) “Okan Ormanlı, “Türk Sinemasında Eleştiri”, syf100



 Filmin senaryosu, Bekir Yıldız’ın “sahipsizler kitabında yer alan ‘Üç Yoldaş’ öyküsünden esinlenerek, özellikle filmin başlangıç bölümü yazılmıştır.




AZRAİLİN BEŞ ATLISI (1971)

Senaryo ve Yönetmen: T. Fikret Uçak
Kamera Dinçer Önal
Yapım: Gaye Film/ Necdet Erdur, Erdoğan Tilav

Asistan Rejisör: Naki Yurter, Kamera Asistanı: Mustafa Kırkağaç, Prodüksiyon: Yaşar Koçer, Resul Hakverdi, Set Amiri: İbrahim Uğurlu, Mevlut Ekinci, Adil Özbek, Sesleri Alan: Makro Buduris, Montaj, Senkron: Süleyman Karakaya, Negatif Montaj: Mahmut Eskici, Laboratuar: Cemil Orhon, Erol Yıldırım, (Yıldız Film stüdyosunda hazırlanmıştır )

Oyuncular: Kadir İnanır, Aynur Aydan, Aytekin Akkaya, Behçet Nacar, Nesrin Kaptan, Doğan Tamer, İhsan Gedik, Mustafa Nalkafa, Muzaffer Civan, Necati Tuna, İbrahim Uğurlu, Şahin Kızıltaş, Günay Güner, Birsen Şen, Nesrin Kaptan, Cemal Yüce, Mehmet Bozkaya, Yalçın Tufan,


Konu: Tuna boylarında altın peşinde koşan maceracıların öyküsü. 

AZRAİL PEŞİMİZDE (1971)

“ECEL KÖPRÜSÜ” 

Senaryo ve Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Görüntü Yönetmeni: Kenan Kurt
Yapım: Süper Film / Halil Dilmen

Oyuncular: İrfan Atasoy (İrfan), Eva Bender (Oya), Gönül Hancı (Selma), Erol Taş (Ali), Danyal Topatan (Uşak memo), Behçet Nacar, Faruk Panter (Panter), Mehmet Büyükgüngör, Funda Ege (Ali’nin sevgilsi), Oktay Yavuz, İhsan Gedik (Ali’nin adamı), Kudret Karadağ (Ali’nin adamı), Muzaffer Cıvan (Mahalleli), Zeki Sezer (Polis)

Konu: Kavgalı, gürültülü, patırtılı bir film 

AZRAİL (1971)

Yönetmen: Yılmaz Atadeniz
Senaryo: İrfan Atasoy
Görüntü Yönetmeni: Sertaç Karan
Yapım: Şahin Film/Şahin Koçak

Oyuncular: İrfan Atasoy, Melek Görgün, Erol Taş, Reha Yurdakul, Aynur Akarsu, Nihat Ziyalan, Oktar Durukan, Hasan Ceylan, Hakkı Kıvanç, Lütfü Engin


Konu: Öldürdüğü adamın babası olduğu ortaya çıkan bir kiralık katilin öyküsü. 

AYŞEGÜL (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Nevzat Pesen
Görüntü Yönetmeni: Manasi Filmeridis
Yapım: Pesen Film / Nevzat Pesen

Oyuncular: Sedef Ecer, Uğur Güçlü, Zeynep Aksu, Yıldırım Önal, Necdet Yakın ve Hürriyet Çocuk Kulübü Üyeleri


Konu: Bir köşkün kapısına bırakılan küçük bir kız bebeğe köşkün yufka yürekli uşağı ve huysuz bir ihtiyar olan sahibi sahip çıkar. Annesi yüzünü bile göremediği evladının hasretiyle yanmaktadır. Zira abisi kız kardeşinin gayrimeşru çocuğunu evde istemediği için ölü doğduğunu söyleyerek kardeşini kandırmıştır. Ayşegül adını verdikleri küçük kızı büyüten köşk sakinleri ona sevgi dolu bir dünya kurmuştur. Ayşegül yıllardır çektiği anne hasretini ünlü bir şarkıcı olan bir kadına duyduğu sevgiyle gidermeye çalışır, onun gerçekten de annesi olduğunu bilmeden… 

AYŞECİK ve SİHİRLİ CÜCELER RÜYALAR ÜLKESİNEDE (1971)

Yönetmen: Tunç Başaran
Senaryo: Hamdi Değirmencioğlu 
Yapım: Hisar Film/ Özdemir Birsel

Foto Direktörleri: Mustafa Yılmaz, Rafet Şriner, Müzik Direktörü: Yıldırım Gürses, Kameramanlar: Cemal Yılmaz, Taci Saraç, Makyöz: Titi Meroni, Koreograf: Semra Maytalman, Dekorlar: Güner Peyman, Prodüksiyon Amiri: Zeki Tezcan, Rejisör Asistanı: Rıfat Yağılata, Işık Direktörü: Mazhar Eröz, Yardımcısı: Ali Öğer, Renk Uzmanı: Turgut Ören (Ses Film Stüdyosunda seslendirilmiş ve Ören film laboratuarında hazırlanmıştır)

Oyuncular: Zeynep Değirmencioğlu (Ayşecik), Metin Serezli (Teneke adam), Süleyman Turan (korkuluk), Suna Pekuysal, Mine Sun (melek), Cemal Konca (Oz), Sıtkı Sezgin, Ali Şen (korkak Aslan), Suna Selen, Kötü cadı), Münir Özkul, İlhan Hemşeri, Mürvet İşsever (Ayşecik’in annesi), Ferdi Celep (keloğlan), Yedi Cüceler: Tayar Yıldız (neşeli), Mehmet Aşık, (öfkeli), Salih Çarpar (aksırık), Ali Abbas Bayar (uykucu), Harun Atalay (utangaç), Nuri Turgut (Bilgin), Kamer baba (Büyücü), Küçük Yıldızlar (bebekler): Sema ve Seda kardeşler, Misafir Sanatçı: Seyhan Gümüş,

Konu: Fantastik  bir çocuk filmi



 Victor Fleming’in (1889 – 1949) 1939 yılında çektiği The Wizard of Oz (1939) “Büyücü Oz” filminden uyarlama. Filmin Başrollerini; Judy Garland (Dorothy Gale), Frank Morgan (Prof. Marvel/Emerald), Ray Bolger (Hunk/The Scarecrow), Bert Lahr (Zeke/The Cowardly Lion), Jack Haley (Hickory/The Tin Man) oynamıştır

AYŞECİK BAHAR ÇİÇEĞİ (1971)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Hamdi Değirmencioğlu, Erdoğan Tünaş
Görüntü Yönetmeni: İlhan Arakon, Orhan Kapkı
Yapım: Metro Film/Aram Gülyüz
Üçok Film/Ferhan Üçoklar

Kurgu: Özdemir Arıtan, Yönetmen Yardımcısı: Zuhal Üstüntaş, Mete Akşıray, Kamera Asistanı: Suha Kapkı, Jenerik Kurgu: Refik Onubil, Laboratuar: Recai Karataş, Altan Sertesen, Işık Şefi: Rıdvan Varol, Mehmet Varol, Ses Kayıt: Tuncer Aydınoğlu, Prodüksiyon Amiri: Nihat Cerit, (Acar Film Stüdyolarında hazırlanmıştır)

Oyuncular: Zeynep Değirmencioğlu (Ayşecik), Ediz Hun (Selim), Sevda Ferdağ (Selma/Hülya), Atlan Günbay (Kemal), Hülya Tuğlu, Suna Pekuysal, Zafer Önen, Müşerref Çapın /Ed. Öğ. Gülizar), Mürüvvet Sim (Okul Md. ), Hamiyet Dönmez, Feridun Çölgeçen, Mehmet Yağmur, İhsan Baysal, İhsan Özenç, Hakkı Kıvanç, Akif Kilman, İbrahim Kurt, Yusuf Çetin, Cevdet Arıkan, Yadigar Dağdeviren, Yadigâr Ejder, Bedri Aydın, Fehmi Kunt


Konu: Ünlü bir şarkıcı olan Hülya (Sevda Ferdağ) yatılı okulda okuyan genç kızıyla mesleği gereği pek ilgilenemez. Kızıyla (Zeynep Değirmencioğlu) olan hasretini ancak birbirlerine yazdıkları mektup ya da armağanlarla gidermeye çalışır Kızı ise annesini ancak plaklarından, gazete ve dergi haberlerinden izleyebilir. Hülya bu duruma son vermek isterse de mesleğindeki yoğunluk nedeniyle bir türlü bu isteğini gerçekleştiremez. Ancak kızının tüm isteklerini yerini getirir. Çünkü kızının yalnızca annesi değil, aynı zamanda yıllarca önce ölen babası konumundadır Ama genç kız babasının öldüğünü bir türlü kabullenemez ve onun Afrika'da avda olduğunu söyler. Bunun için de okuldaki adasının tüm duvarlarını Afrika el sanatlarının örnekleriyle süsler. Ama o da gerçeği bilir. Yalnızca arkadaşlarına babası olduğunu bir türlü söyleyemez ve kendi yazdığı mektupları sanki babasından geliyormuşcasına kendisine postalar. Genç kızın çekemeyen okul arkadaşı Meral ise bu sırrı öğrenerek onu güç duruma sokar. Ama sürprizler genç kızın hem anne hem de baba açısından yaşama daha güvenli bakmasına yardımcı olur. 



AYIBETTİN (1971)

Yönetmen: Aram Gülyüz
Senaryo: Safa Önal
Kamera: Ali Yaver
Yapım Erbil Film/Berker İnanoğlu

Reji Asst.: Stephan Özçetinkaya, Kamera Asistanı: Umur Özlüer, Montaj: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Laboratuar: Altan Sertesen, Neczat Dişiaçık, Sadettin Özmutlu, Adnan Açıkalın, Arif Özalp, Osman Bilen, Işık Şefi: Aydın Yurteri, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Prodüksiyon Amiri: Metin Ok (Acar Film Stüdyolarında hazırlanmıştır)

Oyuncular: Sadri Alışık (Ali), Feri Cansel (Prenses), Arzu Okay (Nevin), Turgut Özatay (Patron), Sami Hazinses (Meyhaneci Sami), Suna Pekuysal (Yelloz Mualla), Mürüvvet Sim (pansiyoncu), Yılmaz Guruda (Kaçakçı) Nubar Terziyan (Komiser Cevat), Feridun Çölgeçen (Patronun adamı), Necip Yekçe (Patronun adamı), Hasan Ceylan (Patronun adamı), Ahmet Turgutlu (bakkal Rıza), Vahit Volkan (şoför), Haluk Orçun (depocu), Asım Nipton (meyhane müşterisi), Mustafa Yılmaz (müşteri), Orhan Çoban (garson)


Konu: Sardalya fıçıları içinden Türkiye’ye inci kaçıran kaçakçıları polise ihbar edip başı derde giren bir hamamcının macerası. 




AY BU GECE DOĞACAK (1971)

Yönetmen: Savaş Eşici
Senaryo: Yücel Uçanoğlu
Görüntü Yönetmeni: Sertaç Karan
Yapım: Nuran Film/Savaş Eşici

Oyuncular: Fikret Hakan, Melek Görgün, Erden Güvenç, Ceyda Karahan, Hüseyin Zan, Atlan Günbay, Ekrem Gökkaya, İhsan Gedik, Ebru Işıl


Konu: Kiralık bir katille kör bir kızın öyküsü 

AVARE KALBİ (1971)

Yönetmen: Çetin İnanç
Senaryo ve Teknik Direktör: Engin Temizer
Yapım: Osmanlı Film / Mehmet Karahafız, Hasan Çakır
Foto Direktörü: Sertaç Karan

Oyuncular: Yılmaz Köksal, Meral Zeren, Hayati Hamzaoğlu, Sedef Ecer, Cango Kemal, Hüseyin Zan, Ayten Ayben, Çiğdem Çağla, Zeki Sezer, Lütfi Engin, Oktay Yavuz, Niyazi Gökdere, Enver Dönmez


Konu: Gözleri görmeyen bir kıza yardım eden bir delikanlının öyküsü. 

ATEŞLİ KADINLAR ÇETESİ (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Cevat Okçugil
Görüntü Yönetmeni: Şener Işık
Yapım: Alev Film

Oyuncular: Arzu Okay, Okan Demir, Talat Gözbak, Ali Ekdal, Çetin Dağlar, Taylan Okçugil, Kudret Karadağ, Doğan Argun, Nesrin Nur, Ayten Aycan, M. Ali Güngör, Küçük Yıldız: Taylan Okçugil


Konu: Masum kızları kötü yolad üşürüp, uyuşturucuya alıştıran bir çeteyle, iki dolandırıcının erotik macerası” 

ATEŞ VE BARUT (1971)

 “SOKAK KIZLARI” 

Senaryo ve Yönetmen: Semih Evin
Görüntü Yönetmeni: Suat Kapkı
Yapım: Şahin Film / Şahin Koçak

Oyuncular: Ahmet Mekin (Ahmet), Mine Mutlu (Fatoş), Melek Görgün, Ayten Aycan (Aysel), Abidin Görsev (Yengeç), Deniz Çimenli, Hakkı Kıvanç, Süheyl Eğriboz, Dündar Aydınlı, Atlan Günbay (Kamil), Ksdri Ögelman (komiser), Yusuf Sezer


Konu: Bir delikanlının sokak kadınlarıyla olan ilişkisi. 

ATEŞ PARÇASI (1971)

Yönetmen: Atıf Yılmaz
Senaryo: Bülent Oran, Atıf Yılmaz
Görüntü Yönetmeni: Çetin Tunca
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Akün Film / İrfan Ünal

Asistan Rejisör: Zeki Ökten, Asistan: Erol Avcı, Sanat Yönetmeni: Sedat Kırmacı, Kamera Asistanı: Mustafa Kuzu, Işık Şefi: Erol Batıbeki, Seslendiren: Tuncer Aydınoğlu, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Laboratuar: Arif Özalp, Osman Bilen, Altan Sertesen, Nevzat Dişiaçık, Sadettin Özmutlu, Bedrettin Koç, Montaj: Özdemir Arıtan, Ses: Necip Sarıcıoğlu, Proıdüksiyon Amiri: Nuri Tunçel, Asistanı: Yusuf Çağatay, Şarkılar: Belkıs Özener, Set Ekibi: Kahraman Kongur, İsmet Özçınar, Nurettin Akgül, (Acar Film Stüdyosu’nda hazırlanmıştır.)

Oyuncular: Türkan Şoray (Azize), Kartal Tibet (Tarık Arman), Sevim Emre (Ayla), Hulusi Kentmen (Ulvi Arman), Nevin Nuray (Selma), Nubar Terziyan (tonton amca), Asım Nipton (Rasim), Necdet Yakın (Şakir), Leman Akçatepe (Şehnaz), Müjdat Gezen (palyaço), Nermin Özses, Nermin Denizci, Muzaffer Civan, Mine Sun, Ali Demir, Zeki Sezer, Özcan Bilge, Çocuk Oyuncu: Sedef Ecer “d:1955” (Mine)


Konu: Bir çadır tiyatrosunun gülü olan Azize yoksul, sıradan yaşamında küçük mutluluklar ve içten sevgilerle yetinmektedir. Mert, altın kalpli, güler yüzlü, düşük çeneli bir kızdır. Tiyatroda şarkı söyleyip soytarılık yaparak müşterileri eğlendirmektedir. Niyet tavşanının çektiği faldan yakında hayatının erkeğiyle tanışacağını öğrenir. Ve kısmeti yağmurlu bir gecede karşısına çıkar. Sosyetenin hızlı çapkınlarından Tarık, genç kızı mecburen arabasına alınca hayatları tahmin edemeyecekleri ölçüde değişecektir. Tarık hayatını allak bullak eden baş belasından bir türlü yakasını kurtaramaz. Azize ise ansızın hayatına giren bu fal prensine gönlünü çoktan kaptırmıştır. Ancak Tarık nişanlıdır ve Azize ile arasında kapanamayacak uçurumlar vardır.