Powered By Blogger

5 Şubat 2018 Pazartesi

YAVRU İLE KATİP (1971)

Yönetmen: Feyzi Tuna
Senaryo: Ahmet Üstel
Kamera: Mike Rafaelyan
Yapım: Erman Film/Hürrem Erman

Oyuncular: Müjdat Gezen, İsmail Hakkı Şen, Nergis Cansevdi (Ayşen Cansev), Kayhan Yıldızoğlu, Turgut Boralı, Seden Kızıltunç, Suzan Ustan


Konu: Bir miras nedeniyle taşradan kente gelip, başından çeşitli olaylar geçen bir salağın öyküsü. 

YARIN SON GÜNDÜR (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Yılmaz Güney
Kamera: Ali Yaver
Yapım: İrfan Film / İrfan Atasoy

Oyuncular: Yılmaz Güney, Fatma Girik, Süleyman Turan, Nihat Ziyalan, Erol Taş, Nüket Egeli, Bilal İnci, Feridun Çölgeçen, Gökben, Yavuz Selekman, Oktay yavuz, Doğan Argun, Muammer Gözalan, Meral Kurtuluş, Nizam Ergüden, Mustafa Yavuz

Konu: Polis Müdürü, emniyet mensuplarıyla projeksiyonlu bir toplantı yapmaktadır. Bazı gangsterleri fotoğrafları ekrana yansımakta, müdür de bunlarla ilgili bilgiler vermektedir. Polis memurlarının dikkatli olmaları konusunda uyarır. İçlerinde en tehlikeli olanları Pehlivan Rıza (Bilal İnci), Aslan Avcısı adıyla da anılan Yakup (Feridun Çölgeçen) ve Kara Çocuk'tur (Yılmaz Güney). Komiser Süleyman (Süleyman Turan), Kara Çocuk isimli bu gangsteri gayet iyi tanımaktadır. Çocukluk arkadaşıdır, birlikte bahçelerden erik çalmışlardır. Komiser Süleyman eski arkadaşı Kara Çocuk'u ziyaret eder. Geçmişten, ortak anılarından söz ederler. Süleyman komiser gibi değil, bir arkadaşı gibi konuşmaktadır Kara Çocuk'la. Ve artık bu karanlık işleri bırakmasını ister ondan. Ama Kara Çocuk pek ilgilenmez bu uyarıyla, dalga geçer. Yaşlı bir gangster olan Yakup'un adamı Pehlivan Rıza peşinde olduğu sürece uslanması mümkün değildir. Rıza belalı bir adamdır ve zaten bir adı da 'Kemik Kıran'dır.

Yakup'un birlikte çalışma teklifini geri çeviren Kara Çocuk, bu nedenle topun ağzındadır. Yakup, adamı Kemik Kıran Rıza'ya emir verir ye Kara Çocuk'un öldürülmesini ister.

Bir gün Kara Çocuk, can yoldaşı, sevgilisi Mavi Çocuk'la (Fatma Girik) evlerinde otururlarken, kapı çalınır. Kucağında ağlayan bebeğiyle bir kadın vardır kapıda ve yardım istemektedir. Kadının evi yoktur, sokakta kalmıştır... Kadım içeri alırlar, yemek verirler, yatağını hazırlayıp güzelce yatırırlar. Gece yarısı evin çevresi Rıza ve adamları tarafından kuşatılır. Evde herkes uykudadır; Kara Çocuk, Mavi Çocuk ve kimsesiz kadın. Aslında kadın uykuda değildir. Dışarıdan gelen bir işaretle yatağından süzülür gibi kalkar ve evin kapısını açar. İçeri giren iki silahlı adam yatak odasına doğru ilerlemektedir. Ancak Kara Çocuk olaya uyanmıştır. Adamları elbise dolabının aynasından görür. Hemen silahlarını ateşler ve iki adamı öldürür. Polis Müdürü bu olayı çözmek üzere Komiser Süleyman'ı görevlendirmiştir İki kişiyi öldüren Kara Çocuk tutuklanacaktır. Karısının dırdırları yüzünden evde huzuru kaçan Süleyman, bu yeni görevi nedeniyle iyice huzursuz olmuştur. Ama yapacak bir şeyi yoktur, çaresiz çocukluk arkadaşı Kara Çocuk'un peşine düşer.

Polis iz sürerken Kara Çocuk, sevgilisi Mavi Çocuk'la birlikte yeni bir maceranın içine düşerler. Mavi Çocuk erkek gibi silah kullanan yürekli ve çok iyi bir nişancıdır. Kara çocuk yine beyaz fötr şapkası, şık beyaz takım elbisesi ve yanında sevgilisi Mavi Çocuk olduğu halde silahlarıyla, zengin işadamı Cazip Bey'in (Nihat Ziyalan) evine girerler. Gazip Bey evlidir. Kara Çocuk, karı-kocayla aralarında 'Bilen Kazanıyor” adlı bir bilgi yarışması düzenlerler. Cazip Bey şaşkındır. Sorulan her sorunun farklı bir fiyatı vardır. Soruların doğru cevabını veremeyip kaybeden, o soru için saptanan bedeli karşı tarafa ödeyecektir. Şaşkın karı-koca yarışmayı kaybedip borçlanırlar. Kara Çocuk kazandıkları parayı isterken evin iri yarı uşağı Zülfikar (Erol Taş) çıkagelir. Zülfikar evdeki hizmetçinin de kocasıdır. Uşak rehin alınır, Cazip Bey borcunu ödememek için direnir, Kara Çocuk da Zülfikar'ı bağlayıp kaçırır. Uşağın karısı, Cazip Bey'e yalvararak kocasını kurtarmasını ister, bunun için adamın borcunu ödemesi gerekmektedir, ama Cazip kılını kıpırdatmaz Zülfikar için. Daha sonra Kara Çocuk Zülfikar'ı serbest bırakır. Yirmi beş yıldır yanında çalıştığı adamın kendisini kurtarmak için gereken parayı vermemesine çok bozulan Zülfikar, karısını da alarak köyüne döner Bu arada Mavi Çocuk hamiledir. Ve doğal olarak düzenli bir hayat yaşamak istemektedir. Yalnızca doğacak çocuğu için yaşayacaktır artık. Kara Çocuk'a teslim olmaları konusunda baskı yapar Kara Çocuk karşı çıkar ve ayrılırlar. Mavi Çocuk çok üzgündür. Komiser Süleyman'a gidip dert yanar. Süleyman bir sorun çıkmadan Kara Çocuk'u teslim alabilmek için saklandığı yeri söylemesini ister Mavi Çocuk'tan. Mavi Çocuk başlangıçta direnirse de sonra vazgeçer ve Kara Çocuk'un saklandığı yeri söyler. Oraya gittiklerinde Kara Çocuk, Yakup'un adamlarıyla çatışmaya girmiştir. Yakup'u vurup öldürür, Rıza teslim olur, Kara Çocuk kaçar.

Bir süre sonra iki sevgili birbirlerini özlemişlerdir. Bir meydanda buluşmayı kararlaştırırlar. Buluştuklarında ikisinin de ellerinde karanfil vardır. Birbirlerine hasretle sarıldıklarında çevreyi saran polis Kara Çocuk'a teslim olması uyarısında bulunur. Birden polisleri gören Kara Çocuk silahına davranır. Ancak aceleci bir polis tarafından kurşunlanır. Kana bulanan beyaz takım elbisesiyle yere düşer ve Mavi Çocuk hıçkırıklarla üstüne kapanır. Komiser Süleyman şaşkın, çaresiz, arkadaşına doğru koşar. Ama artık çok geçtir. Kara Çocuk, Mavi Çocuk'un kolları arasında can vermiştir, yerde de iki karanfil kalmıştır geriye . “ Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 324 ”

► Filmin jeneriğinde senaryo yazan olarak Metin Yankı adı var. Ancak senaryo, yazılmamış haliyle Yılmaz Güney'in kafasındadır. Temel öyküyü filmi çekerken düzenler. Film daha sonraki vizyonlarda “Kara Çocuk Mavi Çocuk” adıyla gösterime girdi. (Agah Özgüç)

ÖDÜL:
► Adana Altın Koza Film Festivali'nde (1971)
► Süleyman Turan “'en başarılı yardımcı erkek oyuncu”


YARIN AĞLAYACAĞIM (1971)

Yönetmen: Orhan Aksoy
Senaryo: Erdoğan Tünaş
Foto Direktörü: İlhan Arakon
Müzik Direktörü: Metin Bükey
Yapım: Erman Film /Hürrem Erman

Kamera Asistanı: Cengiz Tura, Işık Şefleri: Dede Uğuır, Rıdvan Varol, Set Amiri: Mustafa Buvan, Set Elemanları: Bedri Uğur, Halil Doğan, Mehmet Köz, Beste: Metin Bükey, Rıza Ateş, Ziya, Şarkılar: Alaattin Şenses, Belkıs Özener, Prodüksiyon Amiri: Avni Turan, Montaj—Senkron: İsmail Kalkan, Sesleri Alan: Yorgo İlyadis, (Süperfon Stüdyosunda seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Sevda), Ediz Hun (Murat), İzzet Günay (Kemal), Yalçın Gülhan (Ayhan), Gülistan Güzey (Ruhsar), Turgut Boralı (Necmi), Kayhan Yıldızoğlu, Baki Tamer (Kemal’in adamı), Hüseyin Zan, Yonca Koray (Filiz), Mehmet Ali Akpınar (Kemal’in adamı), Süheyl Eğriboz (İlyas), Ahmet Şenses, Ekrem Dümer, Ünal Gürel


Konu: Şarkıcı karısının sevgilisini öldürüp arabasıyla kendini uçuruma atan bir gazinocunun öyküsü. 



YALNIZ DEĞİLİZ (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Yücel Uçanoğlu
Foto Direktörü: Rafet Şiriner
Yapım: Horon Film/Tanju Gürsu
Burhan Tekinliğ

Ar Direktör: Basri Büyükcan, Asistan Rejisör: Yılmaz Korkut, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Avşar, Montaj Şefi: Özdemir Arıtan, Laboratuar Şefi: Recai Karataş, Müzik: Metin Bükey, Acar Film Stüdyosunda hazırlanmıştır

Oyuncular: Fikret Hakan, Hülya Darcan, Tanju Gürsu, Yusuf Zezgin, Esen Püsküllü, Kuzey Vargın, Müjdat Gezen, Suna Pekuysal, Ergun Köknar, Zeki Tüney, Muammer Gözalan, Kamer Sadık, Şeref Çokşeker,

Konu: Bir pansiyonda yaşayan küçük insanların öyküsü.


YAĞMUR (1971)

Yönetmen: Orhan Elmas
Eser: Erdoğan Tünaş
Senaryo: Fuat Özlüer
Kamera: Çetin Gürtop
Yapım: Erler Film / Türker İnanoğlu

Oyuncular: Hülya Koçyiğit, Ediz Hun , Önder Somer, Gülistan Güzey, Deniz Erkanat, Şaziye Moral, Necdet Tosun

KONU : Ses sanatçısı Gülse (Hülya Koçyiğit) konser vermek için, Ressam Fikret (Ediz Hun) sergi açmak için aynı uçakla İzmir’e gidip tesadüfen aynı otelde yan yana odalarda kalırlar. Valizleri karışır, Fikret onu otelde sahnede görür ve tüm bu rastlantısal nedenlerle tanışıp yakınlaşırlar. Fikret zengin bir iş adamının kızı Jale (Deniz Erkanat) ile nişanlıdır. Gülse’nin nişanlısı Refik de (Önder Somer) varlıklı bir insandır. Fikret Gülse’yi büyükannesini ziyarete götürür. Ve ilişkileri giderek aşka dönüşür. Dönüşte nişanlılarından ayrılıp evlenmeye söz verirler. Söz verdikleri gibi de yaparlar. Buluşacakları gün geciken Gülse’ye bir araba çarpar ve genç kız kötürüm olur. Fikret merak içindedir. Gülse ona telefon ederek kendisini sevmediğini ve Refik’le evleneceğini söyler. Fikret ona ulaşmaya çalışır. Adresini bulup gittiğinde Refik’ke Gülse’yi mutlu bir yakınlık içinde görünce kırılır ve içi nefretle dolar. Gülse onu nikaha davet eder, Jale’yi de arayıp Fikret’in onun sevgisine ihtiyacı olduğunu söyler. Jale Fikret'le yaşamaya başlarsa da, genç adamın gönlü hala Gülse’dedir. Jale gerçeği bildiği halde Gülse’ye söz verdiğinden açıklamaz ve anlayış gösterip Fikret’ten ayrılır. Bu arada ölen büyükannesinin bıraktığı mektupta şalını Gülse’ye vermesini vasiyet etmiştir. Fikret yeni açtığı sergide, Gülse’nin portresini de satışa çıkarır. Sergiye gelen Gülse, kendi tablosunu alır. Satıştan vazgeçen Fikret galeriye geç kalında resmin sakat bir bayan tarafından alındığını duyar. Şalı vermek üzere Gülse’nin konserine gider. Gülse, Fikret’in fark etmemesi için koltuk değneklerini saklar. Fikret Gülse’ye şalı verir. Bir gün sonra buluşacakları günün yıldönümüdür. Fikret Gülse’ye ne kadar üzgün ve kızgın olduğunu anlatır. Tam çıkıp giderken yaptığı tabloyu ve koltuk değneklerini görünce, resmi satan alan kadının Gülse olduğunu anlar. Yine de genç kadına hiçbir şeyi belli etmez. Buluşacakları günün yıldönümünde Gülse, anılarını ve o günü yaşamak için otele geldiğinde Fikret’le karşılaşır. Fikret her şeyi bildiğini söyleyerek ona evlenme teklifini yineler. Gülse de olanları anlatır ve iki sevgili kavuşurlar... 

YABAN ALİ (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Bilge Olgaç
Kamera: Özdemir Öğüt
Yapım: Bozkurt Film/İsmail Gonca

Oyuncular: Murat Soydan, Piraye uzun, Ülkü Özen, Özdemir han, Nedret Güvenç, Altan karındaş, Mümtaz Ener, Feridun Çölgeçen, Erden Alkan, Güzin Özipek, Altan Karındaş

Konu: İki arkadaşın gangster çeteleri arasında geçen macerası



 James Leo Herlihy’nin (1927-1993), romanından, Waldo Salt’ın (1914-1987) senaryolaştırdığı ve John Schlesinger’in (1926-2003) yönetmenliğinde 1969 yılında çekilen “Midnight Cowboy” (Geceyarısı Kovboyu), isimli filmden uyarlama. Bu filmin başlıca rollerini: Dustin Hoffman (1937), Jon Voight (1938) ve Sylvia Miles (1923eçirdikleri maceranın öyküsü.


VURGUNCULAR (1971)

Yönetmen: Şerif Gören, Yılmaz Güney
Senaryo: Yılmaz Güney
Görüntü Yönetmeni: Gani Turanlı
Yapım: Güney Film / Yılmaz Güney

Oyuncular: Yılmaz Güney, Fikret Hakan, Orhan Günşiray, Nazan Şoray, Hayati Hamzaoğlu, Erol Taş, Muzaffer Tema, Bilallnci, Feridun Çölgeçen, Hüseyin Zan, Danyal Topatan, Tank Şimşek, Melek Görgün, Figen Han, Osman Alyanak, lhsan Gedik, Yılmaz Türköğlu, Kudret Karadağ, Erdoğan Seren, Oktay Yavuz, Yaşar Şener, Hakkı Haktan, Şerif Gören

Konu: İki kader arkadaşı Cesi Cemal (Yılmaz Güney) ile Kont (Fikret Hakan), İstanbul'u paylaşmak isteyen gangster çetelerine karşı amansız bir savaş vermektedirler. Çocuklukları birlikte geçmiştir. İlk soygunlarını öğrencilik yıllarında okulun kantinini soyarak gerçekleştirmişler ve bunun sonucunda da üçer ay subyan koğuşunda yatmışlardır. O yıllardan sonra da hiç ayrılamamışlar ve ünlü iki kabadayı olmuşlardır. Onları yetiştirip işin inceliklerini öğrenen ve ünlenmelerini sağlayan da, yıllar önce emekliye ayrılıp kendi kabuğuna çekilen eski gangster Alkapon Osman'dır (Osman Alyanak)

Birbirlerinin benzeri olarak, aynı fötr şapka, takım elbise, topuklarına dek uzanan maksi pato ve beyaz yün atkılarıyla dikkati çeken ünlü ikili, vurgundan ve soygundan elde etlikleri paralan fakir halka dağıtırlar. Gecekondu mahallesinde yaşayan Çocuklara da şeker, defter Ve kalem gibi araç gereçler alırlar.

Cesi ile Kont yine bir soygun sırasında Zengin bir kadından değeri yüksek bir gerdanlık almışlardır. Bu tür malların alıcısı da Bay Leoni'dir (Feridun Çölgeçen). Mücevherleri Leoni'ye satmaya geldiklerinde, Leoni'nin evinde gangster Mardö'nün (Bilal Inci) adam. ları da vardır. Onlara haberi veren elbetle Leoni'dir. Bir tuzağın ortasına düştüklerini anlayan Cesi ve Kont silahlarını çekip hepsini temizlerler. Tam 7 ölü vardır. Olaydan sonra polis şefi Komiser Alpaslan (Muzaffer Tema) ünlü gangsterlerin işlettikleri kumarhaneleri basar. Kentin her bölgesinde aramalar yapılır. Cesi ve Kont bulunamaz. Cesi bu kez mücevherleri kumarhane sahibi Çorbacı'ya (Eral Taş) Satar. Ancak müxcevherler sahtedir. Çorbacı aldatıldığını anlayınca Bulut'a (Orhan Günşıray) hediye eder bunları. Bulut bölgenin uyanık ve sayılı kabadayılarından biridir. Bulut da bu sahte mücevherleri kulupcü Mazhar'a (Hayati Hamzaoğlu) satar. Cesi'nin oyununa geldiklerini düşünen gangsterler intikam peşine düşmüşlerdir.

Cesi ve Kont vurgunculardan aldıkları paranın bir kısmını Özürlü bir kızın gözlerini açtımak için kullanacaklardır. Gözleri görmeyen Nazan (Nazan Şoray), Alkapon Osman'ın kızıdır. Cesi ve Kont. Osman'a yıllar önceki borçlarını da böylece ödemiş olacaklardır kendilerince. Adamlarını kaybeden ve büyük bir bozguna uğrayan Çorbacı, Kulüpçü Mazhar ve Mardö aralarında kura çekerler. Bulut'u Mazhar, Kont'u Çorbacı, Cesi'yi de Mardö öldürecektir. Böylece kanlı bir av başlamıştır. Bulut bir evde sevgilisiyle (Egen Han) birlikte öldürülür. Kont'u bir sokakta pusuya düşürürler. İki arkadaşını yitiren Cesi tek başınadır artık. Ve arkadaşlarının intikamını alacaktır. Önce Mardö'yü vurur. Sonra bir tepede adamlarıyla üzerine gelen Çorbacı'yla Mazhar'ı makineli tüfekle tarayarak öldürür. Sevgili arkadaşı Kont'la yıllardır bir çiftlik kurma hayalleriyle yaşayan Cesi de yaralanmıştır bu çatışma esnasında. Olay yerine gelen Polis Şefi Alpaslan, ona teslim ol çağrısında bulunur. “ Agâh Özgüç, “Bütün Filmleriyle Yılmaz Güney” syf, 324 ”

Notlar: Filmin jeneriğinde yönetmen olarak Şerif Gören adı geçer. Gören, Güney'in asistanıdır. Ama Yılmaz Güney'in açıklamasına göre, filmi Gören'le ortaklaşa yönetmişlerdir. Bu nedenle Vurguncular, yönetmen olarak bütünüyle Yılmaz Güney'in filmi sayılmaz. Vurguncular, 1971 yılında Tercüman gazetesinin eki "ınci"de foto-roman olarak yayınlanmıştır. (Agâh Özgüç) 



VEFASIZ (1971)

Yönetmen Orhan Aksoy
Senaryo Safa Önal
Görüntü Yönetmeni Cengiz Turalı
Yapım Erman Film / Hürrem Erman

Kurgu: İsmail Kalkan, Reji Ekibi: Erdoğan Avcı, Sami Güçlü, Kameraman: Fikret Temizer, Renk Düzenleme Asistanı: Turgut Ören, Zihniye Ören, Işık Şefi: Rıdvan Varol, Hanefi Akdağ, Hüseyin Gönül, Ekrem Çınaroğlu, Ses Kayıt: Yorgo İlyadis, Prodüksiyon Amiri: Ali Avni Şen, Prodüksiyon: Avni Turan , Set: Yılmaz Topuz, Ruyan Çatal, Halil Doğan, İlhami Moloz,
(Ören Film stüdyosunda renklendirilmiş, Süperfon Stüdyosunda seslendirilmiştir.

Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Zeynep), Tarık Akan (Halil), Ülkü Özen (Aynur), Altan Karındaş (Randevucu Nigar), Ali Şen (Rıfat), Şükriye Atav (Halil'in Annesi Sabahat), Atilla Ergün (Gazino Patronu), Süha Doğan (İşadamı), Şaziye Moral (Zeynep'in Annesi), Hakkı Kıvanç (Davetli), Orhan Çoban (Damat), Meral Kurtuluş, Mustafa Yavuz (Kahya), Hülya Şen (Sedef İnci), İsmail Hakkı Şen (Şirket Elemanı), Muzaffer Yenen (Müşteri), Niyazi Başak, Cevat Kurtuluş (Emlakçı), Nermin Özses (Ayşe), Mehmet Büyükgüngör (Ev Sahibi), Uğur ülkem, Erdoğan Nural,





VAHŞİ ÇİÇEK (1971)

Yönetmen: Lütfi Ö. Akad
Senaryo: Safa Önal, Erdoğan Tünaş
Foto Direktörü: İlhan Arakon
Yapım: Erman Film / Hürrem Erman

Rejisör Asistanları: Erdoğan Avcı, Mesut Taner, Işık Direktörü: Rıdvan Varol, Kameraman: Fikret Temizer, Prodüksiyon Asistanı: Ali Avni Şen, Set Amiri: Yılmaz Topuz, Set Asistanları: Halil Doğan, İlhami Moloz, İbrahim Aydın, Işık Asistanları: Hüseyin Gönül, Hanifi Akdağ, Set Amiri: Yılmaz Topuz, Montaj ve Senkron: İsmail kalkan, Sesleri Alan: Yorgo İliadis, Renk Uzmanı: Turgut Ören, Zihniye Ören, Prodüksiyon Müdürü: Avni Turan, Süperrfon stüdyosunda seslendirilmiş ,Ören Film stüdyosunda renklendirilmiştir

Oyuncular: Cüneyt Arkın, Leyla Kenter, Kuzey Vargın, Ceyda Karahan, Yıldırım Önal, Hüseyin Kutman, Muammer Gözalan, Meral Kurtuluş, Hakkı Kıvanç, Süheyl Eğriboz, Cevat Kurtuluş, Ekrem Dümer, Aynur Yetkin, Mehmet Büyük, Küçük Yıldız: Akın Turan,

KONU: Sema, Enver bey`in biricik güzel kızıdır. Hem Sema`ya aşık hem de son derece usta bir kumarbaz olan Fikret bir gün Enver bey ile girdiği kumar düellosunu kazanır. Enver bey`in kumarda ortaya sürecek neredeyse hiç bir şeyi kalmamıştır. Bu kötü durum Fikret`in temiz aşkına gölge düşürecektir.





ÜVEY ANA (1971)

Yönetmen: Ülkü Erakalın
Senaryo: Bülent Oran
Foto Direktörü: Enver Burçkin
Yapım: Kervan Film / Ümit Utku

Şarkılar: Sadri Alışık, Belkıs Özener, Reji Asistanı: Handan Adalı, Kamera Asistanı: Hasan Uçar, Set Amiri: Kahraman Kongür, Yardımcıları: Ali Demiralp, Sabri Kara, Işık Şefi: Aslan Yıldız, Renk Uzmanı: Mengü Yeğin, Montaj: Turgut İnangiray, Senkron: Mehmet Özdemir, Negatif Montaj: Sezai Elmaskaya, Seslendiren: Yorgo İliadis, Prodüksiyon Amiri: Nuri Tuğ,Eser: Aka Gündüz, Müzik Direktörü:Metin Bükey (Saner Film stüdyosunda renklendirilmiş ve hazırlanmış, Süperfon Stüdyosunda seslendirilmiştir.)

Oyuncular: Sadri Alışık (Emin), Fikret Hakan, (Dr. Ergun), Zeynep Aksu (Lale), Fatma Karanfil (Gül), Cavidan Dora, Erol Taş (Osman), Kayhan Yıldızoğlu, Handan Adalı, Mürüvvet Sim, Aliye Rona (Aliye), Şaziye Moral, Nubar Terziyan (Uşak), Aysel Gürel (Aysel), Sümer Tilmaç, Nuri Tuğ, Faik Coşkun, Merih Deniz, Suna Gülendam, Muazzez Arçay, Erdinç Akbaş, Merih Deniz, Cengiz Güçlü,

Konu: Bir aşk yüzünden mürebbiyelik yaptığı zengin evinden kovulup pavyonlara düşen bir genç kızın öyküsü.

ÖDÜL:
 9. Antalya Altın Portakal Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması (1 – 10 Haziran 1972)
► Zeynep Aksu “En İyi Kadın Oyuncu”
► En İyi 3. Film


Jüri Üyeleri: Sadık Şendil, Esat Özveren, Enver İçli, Nahit Dinç, Erhan İmset, Trt’den Bir Temsilci, Antalya’dan Bir Temsilci, Fatin Erişilgil. 



ÜÇÜNÜZE BİR MEZAR (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Bilge Olgaç
Kamera: Paşa Gündoğdu
Yapım: Şahin Film/Şahin Koçak

Oyuncular: Ahmet Mekin, Sezer Güvenirgil, rol Taş, Atilla Ergün, Hüseyin Çakmak, Türkan Sülünay, Erden Alkan

Konu: Bir James Bond macerası.


ÜÇ ÖFKELİ ADAM (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Erdoğan Tokatlı “Auguste Le Breton’un “Du Rififi Chez Hommes” isimli romanından uyarlama
Kamera: Fevzi Eryılmaz
Yapım: E.DE.KA Film/Fehmi Eryılmaz

Oyuncular: Eşref Kolçak, Bilal İnci, Sevgi Can, Süleyman Turan, Osman Alyanak, Cevdet Çağlar, Ergun Rona, Mümtaz Alpaslan, Enver Dönmez, Türkan Erdem


Konu: Çevrelerine korku salan üç serseriyle, kabadayı Deli Murat'ın öyküsü. 

ÜÇ KIZGIN CENGAVER (1971)

Senaryo ve Yönetmen: Turgut N. Demirağ
Kameraman: Manasi Filmeridis
Yapım: And Film / Turgut N. Demirağ

Oyuncular: Cihangir Gaffari, Melike Demirağ, Sevda Karaca, Erdo Vatan, Beyza Başar, Suphi Tekniker, Melike Çamay, Erol Taş, Danyal Topatan, Sami Hazinses, Necip Tekçe, Nuri Kırgeç, Nilgün Esen, Nevzat Karagöz, Tuncay Yenice, Atıf Kaptan


Konu: Üç cengaverin kahramanlık öyküsü. 

ÜÇ KABADAYI (1971)

Yönetmen: Melih Gülgen
Senaryo: Asaf Tengiz
Kamera: Salih Dikişçi
Yapım: Şahin Film / Şahin Koçak
Teknik Direktör: Tuna Polat,

Oyuncular: Ahmet Mekin, Safiye Yankı, Süleyman Turan, Behçet Nacar, Oktay Durukan, Tuncer Necmioğlu, Hulusi Kentmen, Nesrin Kaptan, Feridun Çölgeçen, Necip Tekçe, Kadri Ögelman, Tijen Doray, Semiha Yankı, Dündar Aydınlı


Konu: Mahallede haraç toplamak isteyen kabadayılarla, onlara karşı koyan üç arkadaşın öyküsü. 

ÜÇ ARKADAŞ (1971)

Yönetmen: Memduh Ün
Senaryo Duygu Sağıroğlu Memduh Ün
Hikaye Aydın G. Aarakon
Fotoğraf Direktörü: Çetin Tunca
Eser: Turgut Ören
Müzik: Metin Bükey
Yapım: Uğur Film / Memduh Ün

Müzik: Metin Bükey, Okuyan: Mediha Şen, Sesleri Alan: Tuncer Aydınoğlu, Bican Afşar, Prodüksiyon Şefi: Sabri Aslankara, Rejisör Asistan: Namık Karakılıç, Kamera Asistanı: Mustafa Kuzu, Işık Şefi: Erol Batıbeki, Aslan Yıldız, Ömer Ekmekçi, Set Ekibi: Kadir Özel, Mustafa Köyük, Necmettin Çoban, Ar Direktör: Duygu Sağıroğlu,

Oyuncular: Hülya Koçyiğit (Gül Peri), Kadir İnanır (Murat), Müşfik Kenter (Artin), Halit Akçatepe (Mustafa Mıstık), Mürüvvet Sim (Deli Hürmet), Tufan Giray (Kenan), Kayhan Yıldızoğlu (Murat), Altan Günbay (Osman Büyükbulut), Renan Fosforoğlu, Memduh Ün, Ekrem Dümer, Doğan Tamer, Kenan Karagöz, Yusuf Çağatay, Orhan Çoban

KONU: Parklarda çengelli iğne satarak geçimini sağlayan, gözleri görmeyen bir kız, üç arkadaş tarafından tesadüfen yardım görür ve evlerine sığınır. Genç kızın gözlerinin açılması ihtimali büyük paralara kalmaktadır. Film bu paranın aranmasıyla birlikte gelişir. (Üç Arkadaş'ın ilk çekimi 1958 yılında yapılmıştır).

► ilk "Üç Arkadaş"ın Türk sinemasındaki yerini kim bilmez, bu filmin sinemacılarla sinema yazarları arasındaki "pembe devir"in en ılık günlerinde sinemamıza getirdiği umutları kim hatırlamaz? Bütün eski defterlerin tekrar tekrar elden geçtiği bir devirde, Ün, ünlü filminin yeni bir versiyonunu yine kendi çekmiş, birincisinden tam 14 yıl sonra... "Üç Arkadaş'ta o gün bugündür Türk sinemasının kazandıkları ile, saplandığı kalıplaşmaların tam bir bileşimi yer alıyor: Kuşkusuz daha sağlam bir teknik, daha akıcı bir sinema dili, eski filmin tüm oyuncularının (Muhterem Nur’dan unutulmaz Salih Tozan'a) yeri kalbimizde baki olmakla birlikte yenisinde de kusursuz bir oyun: Hülya Koçyiğit'ten en Ama günümüzün kötü alışkanlıkları da: yine göz alıcı tuvaletler içinde sahnede söylenen şarkılar, yerli-yersiz kavga sahneleri, yer yer dozu kaçan bir santimantalizm... Fransız şiirli-gerçekçiliğinin en parlak günlerinin havasını taşıyan birinci filmin anısına, sinema tarihindeki yerine ve önemine pek bir şey eklemeyen bir "Üç Arkadaş" bu, rahatlıkla izlenmesine ve mevsimin ilgiye değer yerli filmlerinden biri sayılmasına rağmen ... “Atilla Dorsay, “Sinemamızın Umut Yılları” syf, 78 ”

Memduh Ün Anlatıyor:
Üç Arkadaş'a kadar olan yönetmenlik yaşantımda, bir filmimi ikinci kez hiç çekmemiştim. İşte her şeyin bir ilki oluyor. Akün Filmin sahibi İrfan Ünal sürükledi beni, bu kötü serüvene. O günlerde dosttuk İrfan Ünal'la. yazıhanelerimiz karşı karşıya olduğu için sık sık bir araya gelir konuşurduk. İrfan aynı zamanda lale sinemasının da ortaklarındandı. Yerli film oynardı Lale'de O günlerde vizyona giren filmler iki ayrı blok halinde gösteriliyordu. Biz bunların her birine 'kombin' diyorduk. Yani bir tarafta Lale sinemasına bağlı olan toplam on sinema, öbür tarafta da Lüks ve ona bağlı olan dokuz on sinema yer alıyordu. Lale konbininin yöneticisi rfan Ünal'dı. Lale ve ona bağlı sinemalar daha çok Hülya Koçyiğit'li, Türkan Şoray'lı, Filiz Akın'lı salon filmleri, Lüks sinemasına bağlı sinemalar ise daha çok, avantür filmleri gösteriyordu. Lale ve Lüks kombinlerinin yapımcıları farklıydı. Ben daha çok serüven ve köy filmi çektiğim için Lüks ayağında yer alıyordum. Tabii hasılatlar Lale ayağındaki sinemalarda daha yüksek oluyordu.

Bir gün İrfan Ünal. Memduh ağabey, senin filmlerin çok sert, Arkadaşı yeniden çek, başrolde de büyük star Hülya Koçyiğit'i oynat bizim tarafa alalım seni dedi. Olmaz dedim, çünkü o heyecanı yeniden duyamam. Bu kez renkli olacak, yeni oyuncularla çekeceksin senaryoda boşluklar varsa onları da kaparsın, seneler geçti üzerinden, bunlar büyük ticari potansiyel diye devam etti. Ben her ne kadar olmaz dedimse de İrfan teklifini daha sonra defalarca yineleyerek beni filmi çekmeye ikna etti. Ben bu filmi sadece maddi getirisini düşünerek çektim.
Üç Arkadaş'ı tekrar izlediğimde, senaryosu ilkine göre biraz daha iyi geldi. Ama birinci filmdeki sihri ve siyah beyazın getirdiği atmosferi çok aradım. Bunu renkli filmde kesinlikle sağlayamamışım. Birinci çekimdeki heyecanı uyamadığım ve yeni bir yorum getiremediğim için de zaman zaman aynı açılardan, aynı şekilde çekmişim planları.

Filmin çekim süresi 30 gündü. Ticari başarısı ilkine göre sönüktü, büyük şehirlerde 7, kırsal alanlarda 6 civarındaydı.

Filmi Anadoluhisarı'nda çektim. Köşkün haricisi, dahilisi Anadoluhisarı'ndaydı. Köşk harap durumdaydı ve sahibi, köşkün sadece bir köşesinde yaşıyordu. Filmin ana mekanı Anadoluhisarı görsel bir yer, ama Ortaköy'den daha görsel bir semt değil. Ortaköy meydanı, o güzel camisi, iskelesi, ortadaki platformu ve sahilde sıralanan kahveleriyle çok daha zengin.

Kameraman çetin Tunca çok uyumlu, çok başarılı bir fotoğraf direktörü, mükemmel de bir insandı. Filmde iyi anlaştık. verimli bir iş birliği içindeydik. Bu filmde çok etkili bir atmosfer yakalayamamamın suçunu ona değil, kendime yüklüyorum. Ben her şeye müdahale ederim çünkü. Kullandığım objektiflerden de rahatsız oldum bu filmde.


Daha büyük fuayeli objektifler kullanarak, geri planları pek netleştirmeyerek, renkli bir dünya getirebilmek için uğraşmışız; camlara renkli kağıtlar koymuşuz Oysa arka planlar hafif flu kalsa daha başka, daha şiirsel bir dünya olabilirmiş diye düşünüyorum şu anda. “Memduh Ün Filmlerini Anlatıyor”, Kabalcı Yayınları, Ağusotos 2009 - İstanbul ”